Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Feldkamp & Bülent Korkmaz vs Cassio Lincoln


harrykewell

Öne çıkan mesajlar

bülnet korkmaz gibi adamın ismini, 2 dakikada lincoln için çizen galatasaray'lı olmasa da olur.

kewel nasıl ki geriye çekildiğinde artislik yapmıyorsa, lincoln de efendi gibi sahadan çıkmasını bilecek.

anlık sinir, kızgınlık olabilir tabii; olayların pek azına vakıf olan bizler için karara varmak saçma. kendi aralarında bu konuyu konuşup halletmeleri gerekir. onlara düşen bu konuyu taraftara hissettirmeden çözmek.

ayrıca, kalli ne ayak anlamadık 2 senedir o doğru ama o herifin disiplin anlayışına da karışmak bize düşmez. roma maçında kulübenin önüne gelip abuk asbuk hareketler yapan boliç'in ipini çektiği gün zaten benim kalbimdeki yerini almıştı. yaşlılığa bağlı karizma sorunları çektiği aşikar ama son dönemde.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

huun said:
bülnet korkmaz gibi adamın ismini, 2 dakikada lincoln için çizen galatasaray'lı olmasa da olur.



Keşke o kadar derin duygularla sahip çıktığın adamın adını bari doğru yazsaydın.

Peki ben kısa ve net fikrimi zikrediyorum ;

1. Bülent geçmişinde çok çalışkan ve savaşçı bir 3 numara olabilir fakat futbolun dinamiklerinden anlamadığı aşikardır. Kaldı ki 20 senelik futbol hayatının 15 senesini kendi yarı sahasında oynayan bir adamdan da daha fazlası beklenemez.
Bülent tercihi yönetimin teknik adam konusundaki basiretsizliğinin son halkasıdır.

2. Galatasaray hiçbir futbolcuya bağımlı kalmadan da çıkıp aslanlar gibi mücadele edebilecek geçmişe ve taraftar desteğine sahip bir klüptür.

3. Kallinin bu geliş ve gidişlerinin sonu gelmeden takım havasını ve ruhunu yakalayamaz.

4. Bütün hepsini en kısa sürede takımdan uzaklaştırıp takımı Cevat Gülere emanet ederlerse çok rahatlıkla şampiyonluk ve uefa kupası hayalleri gerçek olur.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Şimdi anlamadığım nokta 10 kişi kalmışsın bir defans oyuncun atılmış. Skor olarak avantajlı görünen bir skora sahipsin. Ne yapması gerekirdi Hakan Balta'yı çıkarıp bir forvet daha mı almalıydı? Takıma defansif olarak herhangi bir katkısı olmayan lincoln'ü çıkardı çünkü zaten lincoln tipi bir oyuncuyla oynamak 1 kişi eksik oynamak demektir. 9 kişi oynamanın mantıklı olmadığını düşünüp Lincoln yerine bir defansif ortasaha oyuncusu olan Mehmet Güven'i aldı. Ki aynı Mehmet Güven de çizgiden top çıkararak takımın kötü bir skorla dönmesini engelledi.
O engin futbol görüşünle sen Lincoln'ün sahada kalsa o dakikaya kadar yapamadığı işi o dakikadan sonra yapabiliceğini mi iddia ediyorsun?

Hakaret ettiğin futboldan anlamıyor dediğin Bülent Korkmaz'ın bir kariyeri var senin herhangi bir sıfatın bilgin var mı? yoksa bütün bildiklerin fifa'dan Cm'den mi ibaret ?
Yani ciddiye alıp şunlara cevap yazıyor olmamız bile komik...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Madem okumaya üşenmişsin senin için bir daha yazayım.

Nonda sahada aval aval gezinir iken Lincolünün çıkması abes diyorum, bak dikkat et Hakan Balta ya da De Sanctis demiyorum.

Madem ki o kadar futboldan anlıyorsun şunu da bilmen gerekir, defansa takviye yapılacak ise forvetten adam eksiltmek en mantıklısıdır. Zira orta sahada top yapabilecek ve top atabilecek adam olmadığı sürece forvetin bir faydası olamaz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

harrykewell, şimdi senin dediklerin "dünyada hiçbir defans oyuncusundan iyi bir teknik direktör çıkmaz" anlamına geliyor. Mesajını yazmadan önce bir kez daha oku, düşün bence.

Konuya gelirsek, bir takımın nolursa olsun ileride en az 1 adet hücum oyuncusu bırakması gerekir. Bu oyuncu presiyle ve hiçbir şey yapmasa bile varlığıyla rakip defansı yorup rahatsız edecek böylece rakibin hem geriden rahat oyun kurmasını hem de defansını fazla ileri alarak daha çok adamla ve daha şiddetli yüklenmesini engelleyecektir. Kısaca bir adet sert hücumcu gerekli.

10 kişi kalmış, deplasmanda oynayan ve skor avantajına sahip bir takımda 1 kişiden fazla hücumcu da zaten fazla, bu kesin.

Sonuç olarak 1 kişi ileride kalmalı. GS'de bunu yapabilecek ofansif oyunculardan Arda hücum oyuncusu değil ve ortada oynamayı sevmediğini kendisi de söylüyor, Kewell defansın göbeğine çekildi. Lincoln ise fiziksel olarak bu özellikte bir oyuncu değil. Forvet oynayacak türden, kaleye sırtı dönük oynayabilecek, ya da defansla boğuşacak (defansı geçtim kendiyle boğuşamıyor yerde kalıyor her pozisyon) bir adam değil.

Haliyle ya Nonda kalacaktı, ya da Nonda yerine bir forvet (Ümit Karan) girecekti.

Öte yandan saldıran ve sayıca fazla rakibe karşı ortasahayı daha geride kurarak oyunu kilitlemeye yönelik bir oyun anlayışı sağlamak gerektiğinden, ve Lincoln'ün geriye çekildiğinde bu göreve uygun bir yapısı ve futbol stili de olmadığından Nonda / Ümit değişikliği de bir işe yaramayacaktı orta saha kurgusu açısından.

Sonuçta her halukarda durum gereği oyunda lüks sayılacak Lincoln'ün çıkması şarttı. Sahada kalsa 2 ofansif oyuncu fazla, tek başına buna uygun değil ve daha geride de verimi düşecek.

Bir başka seçenek Lincoln'ün kanada çekilerek Barış-Ayhanı göbekte oynatmak olurdu, ama geçen seneden zaten Lincoln'ün kanatta da iyi oynamadığını biliyoruz.

Kurgu değiştirilir ve kanat oyuncuları göbeğe çekilip alan daraltma yöntemine gidilirse belki Lincoln oyunda kalır, kanatlardan vazgeçilirdi, ama bu durumda da kanatların da açığını kapatacak çok iyi beklere gerek olur ve zaten bek olarak yetersiz kalan ve sürekli açık veren Sabri & aylardır forma yüzü görmemiş ve yetersiz kalan Volkan Yaman ikilisiyle bu tür bekler hayal ürünü.

Haliyle Lincoln'ün bu oyun kurgusunda çıkması şarttı. En fazla 2 değişiklik birden yapılabilirdi, Lincoln + Nonda çıkıp Ümit + 1 orta saha girebilirdi (ki bana sorarsanız bu orta saha asla M.Güven olmamalı, daha önce göbekte de oynamış olan Hasan Şaş bile daha iyidir, ya da Hasan sağ bek'e alınıp Sabri ortaya çekilebilir mesela) Ama Lincoln'ün çıkmayacağı bir oyun planı çok zor ve riskli olurdu o koşullarda.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

harrykewell said:

Madem ki o kadar futboldan anlıyorsun şunu da bilmen gerekir, defansa takviye yapılacak ise forvetten adam eksiltmek en mantıklısıdır. Zira orta sahada top yapabilecek ve top atabilecek adam olmadığı sürece forvetin bir faydası olamaz.


Açıkçası bunu hangi futbol bilgisiyle yazdın bilmiyorum ama son derece yanlış ve eksik bir bilgi bu.

Forvetin tek görevini gol atmak sanan antika ve çağ dışı futbol bilgisi dönemi yıllar öncesinde kaldı.

Özellikle defans yapan takımda modern futbolda forvet oyuncusunun kontratakların yanı sıra sürekli rakip defansı zorlamak, fazla ileri çıkmalarını engellemek ve böylece rakibin fazla "abanmasını" engellemek gibi çok kritik görevleri var. İleride bekleyen ve tehlike arzedebilecek bir adet forvet en az 2 bazen 3 oyuncuyu birden geride tutarak rakibin yüklenmesini ciddi ölçüde azaltıyor, bu da gol yeme olasılığını çok ciddi etkileyebiliyor. Rakip 10 kişi yerine 7-8 kişiyle atak yapınca hem sayı dengesizliği azalıyor, hem de adam paylaşımı ve savunma rahatlıyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

harrykewell said:

1. Bülent geçmişinde çok çalışkan ve savaşçı bir 3 numara olabilir fakat futbolun dinamiklerinden anlamadığı aşikardır. Kaldı ki 20 senelik futbol hayatının 15 senesini kendi yarı sahasında oynayan bir adamdan da daha fazlası beklenemez.

Konunun bi yere gittiği yok gol izleyin bari.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Rewendor, senin yazdıklarında olabilecek müdahele imkanlarından biriydi. Amma ve lakin ortada oynanmış 50 dakika vardı ve Nonda o tarif ettiğin forvet oyuncusunun yapması gerekenlerin yüzde birini bile bırak yapmayı denemedi. Bu durumda ilk sahayı terk etmesi gereken nondaydı.

Lincoln niye çıkarılmaz dersen, sahada Galatasaray forması giyipte skoru değiştirebilecek 2-3 futbolcudan biriydi. Rakip defans ve orta saha için nondadan daha fazla tedirgin edebilecek bir futbol zekasına ve kabiliyetine sahip bir adamdır. Ve bu tür adamlara bu kadar para veriyorsan bunları beklemen gayet normaldir.

Amma ben bütün yazılarımda hep birşeyi ön plana çıkartıyorum. Bülent korkmazın takımı anlamsız ve şuursuzca geriye yaslama çabası. Herşeyi bir kenara bırakıp Galatasarayın oynadığı Bursa-Konya ve Hamburg maçlarındaki sahada yayılışı ve alan kaplayışına bir bak. Sanki rakip yarı sahaya geçmek yasakmışcasına herkes kendi yarı sahasında nereden ne şekilde rakip kaçabilirde tehlike yaratabilir diye aval aval etrafa bakıyor.

Futbol böyle oynanmaz, bir takım sahaya çıkar iken ne zaman 1-0 öne geçerde üzerine yatarım diye düşünmemeli. 90 dakika sanki oyun yeni başlıyormuşcasına baskın olmayı ve oyuna hükmetmeyi düşünmelidir.

Defans adamından teknik adam olmaz demiyorum. Futbol bir bütündür, kaleden başlar forvette biter. Ama bülent bunların farkında olan bir adam değil. Bugüne kadar hep savundu kalesini, oyunun sadece %25 ini okumayı biliyor, bu yüzden yetersiz kalıyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

harrykewell a cevap vermemiştim.veriyim.

öncelikle bülent korkmazın teknik direktörlüğüne şuan için iyi veya kötü yorumu yapamayız.cunku takım zaten skibbe nin takımı suan

bize motivasyon sağlicak bi adam lazımdı.o konuda bülent korkmazdan iyisi gelemezdi şuan.takıma yeterli gazı ve morali verdiğinie inanıyorum.onun harici 2 günde bişi değişmez

skibbeye gelince.skibbenin tek suçu sessiz sakin efendi fazla arkadaşça bi yapısı vardı futbolculara karşı.bu otorite boşlugu bi yere kadar gitti.sora patladı.feldkampa gelince sağlık sorunlarndan dolayı bıraktığını söylüodu adnan polat

iyi analiz yaptıgına inanıyorum.onun harici takımda çok çok etkisi oldugunu düşünmüyorum.skibbe döneminde olabilir ama bülent korkmaz başkasının önplana çıkmasını istemez.feldkamp konumuz olmamalı.kalsada olur gitsde.galatasaray için hayati önemi yko

lincolne gelince kötü niyetli oldugunu düşünmüyorum.takımda kalmalı.medya lincolne çok fazla yüklendi.bu sebepten fazla önyargılı yaklaşıo insanlar.olaylar çarpıtılıo

feldkamp döneminde kadro dışı kaldıgı beşiktaş maçında ise.ben asıl amacın hakan şükürü kadro dışı bırakmak oldugunu düşünüyorum.hani lincolnü bile bıraktık diyebilmek için.ha öyle değilse cok dogru bi karra değildi.ama lincoln küstü.takımda sıkıntı oldu


hamburg maçında lincoln oyundan alınmayabilirdi.çok doğru bi karar değil ama yanlış bi karar kesinlikle değil.nonda gibi ölü bi adamı tutup lincolnü çıkarması biraz saçmaydı.ama sonuçta ileri hattan bi adam çıkarması gerekiodu.öle yaptı

trabzon maçında oynayabilirdi.bülent korkmaz hamburg maçına sakladıgını söyledi.ne kadar dogru bilemem

lincoln bize lazım.zaman zaman çok yararlı oluo bzen duruluo ama takımda durması gereken ve oynaması gereken bi adam

özetlemek gerekirse

feldkamp önemsiz.skibbenin gidişi doğru.lincolnu seviyoruz ve destekliyoruz.bülent korkmazın gelişi,geliş dönemine bakılınca dogru karar.işler berbat olursa gider.stadla birlikte iyi bir td nin geliceğini düşünüyorum.ama bülent korkmaz başarılı olucak

şuan takımı bülent korkmaz oynatmıo.bülenti takımı değil bu.kritik dönemler.güzel futbol olucaktır.ama kötü futbol daha çok olucaktır.bu dönemlerde önemli olan kazanmak.hem avrupada hem ligde kritik dönemler.ki son bikaç haftadır iyi mucadele ettiğimizi düşünüyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Evet Nonda bunu yapamadı, ve evet sahanın en kötüsüydü ama Nonda'dan kat kat yetenekli ve zeki de olsa Lincoln'ün de yapamayacağına eminim ben. En ufak darbede yerde kalan, kaleye sırtı dönük oynayamayan bir oyuncu olarak çok rahat tek adamla tutulurdu. Lincoln değil Hagi'den bahsediyor olsak haklıydın ama söz konusu Lincoln. Dediğim gibi sahadan çıkabilecek tek oyuncu Lincoln'dü o sırada mecburen o çıktı. Skoru değiştirebilecek 2-3 oyuncudan biri olabilir evet, ama zaten o sırada skorun değişmesine ihtiyaç yoktu.

Zaten Nonda / Ümit deişikliği çok geç yapıldı, ben devre arasında 55 te falan bekliyordum. Ama değişiklik hakkını erken kullanmak istemedi heralde Bülent.

Öte yandan Bülent konusunda hala ısrarcısın, ama diyorum ya Bülent tüm iyi defans oyuncularıyla aynı seviyede gördü oyunu. Bugün onlar büyük t.direktörler olabiliyorsa Bülent de olabilir gayet. "Bülent'e özel bir oyun okuma eksikliği yok" yani, bunu dayandırma noktan Bülent'in defans oynamasıysa, zaten defans oynamış milyonlarca çok kaliteli t.direktör var piyasada sözlerinin aksini kanıtlayan.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ya Nonda kötüydü tamam da lincoln de 50 dakika hiçbişey yapmadı yani. Eh olay potansiyelse Nonda'nın da kritik maçlarda kritik golleri var ki orda önemli olan o ilerde kalan futbolcunun rakibin bütün hatlarıyla sana yüklenmesine engel olmak en azından geride oyuncu bırakmasını sağlamak. Eh lincoln Rewendor'un da dediği gibi üflesen yere düşen bi adam. Nonda'yı çıkarıp forvetsiz mi oynayacaktı takım bu sefer ağzınıza geleni sayıcaktınız...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Red, söylediklerinin çoğuna katılıyorum.

Kalli ve Lincoln arasında bir çatışma olduğu kesin. Kalli geri geldiğinden beri Lincolndeki değişim ortada.

Rewendor & Red,

BANA GÖRE bülent teknik adamlık açısından çok yetersiz. İdmanlarını seyretmedim, futbolculara verdiği taktikleri bilmiyorum. Bütün bunları sadece izlediğim 2-3 maç ile söylüyorum. Evet belki haksızlık ediyor olabilirim ama eğer olur ise 20-30 maç sonra da çok birşeyin değişeceğini düşünmüyorum bülent ile.

Defans adamlarından teknik adam olmaz demiyorum, bir daha söylüyorum, bülent futbolu %100 okuma kapasitesi olan bir adam değil. Hatta ve hatta %25 ten öteye gidebilecek kapasitede bir adam değil. Bunu zamanla yaşayıp göreceğiz.

Yanlız burada bülent için daha tehlikeli olan nokta ise bu işlerde çok tecrübesiz olması. Her ne hikmetse trabzon maçında lincolnü yedek bıraktı, maçtan sonraki basın toplantısında hamburg maçına sakladım dedi. Buna Ugandalı futbolseverlerin bile inandığını düşünmüyorum. Yani sonuç şuna geliyor, bülent dış distürbanslarla hareket ediyor. Gazete okuyor, köşe yazarlarının fikirlerine kapılıyor, belki de yönetim tarafından yönlendiriliyor, hiç önemi yok. Nihayetinde kendi hür ve özgür karakteri ile hareket edemiyor. Bu şartlar altında takımın başında kalması hem Galatasaraya hemde bülent korkmaz ismine zarar verecektir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Nonda'dan bu saatten sonra fayda gelmez. Ön elemelerde kritik goller atarak takımı ipten almasına rağmen tam zirve yaptığı dönemde yönetim çat diye Baros'u getirdi. Hani formsuzken olsa neyse de formdayken bunun yapılması zaten hem güvenini hem moralini bozdu bayağı. Üzerine Baros da geldiğinden beri takır takır çok iyi oynamaya ve sürekli gol atmaya başlayınca kendisinin Baros'la asla yarışacak düzeyde olmadığını anladı ve kafasında zaten ilk 11 savaşını bitirdi. Bu saatten sonra da ateşlenmeyeceğine göre pek bir anlamı kalmadı Nonda'nın.

Lincoln konusuna gelince, bence gayet iyi ve yeterliydi Hamburg maçında. Golde ters tarafa koşarak defansı bozması, Nonda'ya verdiği pas, başlattığı akınlar ve atağa yön vermesi falan gayet yeterli ve iyiydi. Çıkması kötü performans sonucu değildi kesinlikle. Çıktı çünkü çıkabilecek başka adam yoktu o anda. Ofansif orta saha olarak "kurban edilebilir" tek pozisyonda oynuyordu.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

harrykewell said:
Red, söylediklerinin çoğuna katılıyorum.

Kalli ve Lincoln arasında bir çatışma olduğu kesin. Kalli geri geldiğinden beri Lincolndeki değişim ortada.

Rewendor & Red,

BANA GÖRE bülent teknik adamlık açısından çok yetersiz. İdmanlarını seyretmedim, futbolculara verdiği taktikleri bilmiyorum. Bütün bunları sadece izlediğim 2-3 maç ile söylüyorum. Evet belki haksızlık ediyor olabilirim ama eğer olur ise 20-30 maç sonra da çok birşeyin değişeceğini düşünmüyorum bülent ile.

Defans adamlarından teknik adam olmaz demiyorum, bir daha söylüyorum, bülent futbolu %100 okuma kapasitesi olan bir adam değil. Hatta ve hatta %25 ten öteye gidebilecek kapasitede bir adam değil. Bunu zamanla yaşayıp göreceğiz.

Yanlız burada bülent için daha tehlikeli olan nokta ise bu işlerde çok tecrübesiz olması. Her ne hikmetse trabzon maçında lincolnü yedek bıraktı, maçtan sonraki basın toplantısında hamburg maçına sakladım dedi. Buna Ugandalı futbolseverlerin bile inandığını düşünmüyorum. Yani sonuç şuna geliyor, bülent dış distürbanslarla hareket ediyor. Gazete okuyor, köşe yazarlarının fikirlerine kapılıyor, belki de yönetim tarafından yönlendiriliyor, hiç önemi yok. Nihayetinde kendi hür ve özgür karakteri ile hareket edemiyor. Bu şartlar altında takımın başında kalması hem Galatasaraya hemde bülent korkmaz ismine zarar verecektir.


Bülent ilk geldiğinde aynısnı söylemiştim hala da söylüyorum. "Bülent GS'nin aradığı t.direktör olabilir, hatta mükemmel bir t.direktör olabilir. Ama şu anda değil. Pişip tecrübe ve bilgi kazanana kadar en az 3-4 sezonu var" diye. Oyun okuma vs konusuna girmeyecem, oyunculukla t.direktörlük çok farklı. Kenardan okumak çok daha farklı bir şey. Anca sezon sonuna doğru bir fikir edinebiliriz Bülent hakkında. Ama GS'yi kaldıracak bilgi ve tecrübesinin henüz olmadığını başından beri söyledim. Hani ümidim şansın yaver gitmesi de bu tecrübeyi kazanana kadar çok hasar-zarar olmaması. Ama TS maçında Lincoln'ü oynatmaması tecrübeyle alakalı deil tamamen kişilik olayı. 70 küsür yaşında yüzlerce kupa görmüş Feldkamp da aynısını yaptı geçen sene BJK maçında, o da mı tecrübesizdi?

Defansa önem vermek, skor korumaya oynamak ve öndeyken takımı geri çekmek acemi t.direktörlerin genel tavrıdır zaten. Hatırlayın, Hagi de bursa maçında takım öne geçince son 20 dk forvet çıkartıp Bülent'i 3. defans göbeği olarak oyuna almıştı (ve çok sert eleştirilmişti korkak oyunu yüzünden). Ama böyle böyle pişecekler zaten. Lucescu da defansif oynatıyor diye eleştiriliyordu ama hala her boşlukta Luce geri dön diye ağlar hem GS'liler hem BJK'lılar ki haklıdırlar da bence.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Rewendor,

Lucescu çok farklı bir adam. Bence onu hiç katmayalım işin içine.

kalli de kadro dışı bıraktı, ama en azından çıkıp " ben kadro dışı bıraktım " dedi, önümüzdeki maçlara sakladım demedi. korkmadı çünkü bir karar verdi ve arkasında durdu. ama bülent ne yaptı, bir karar verdi, baktı ki karar yanlış, umduğu gibi gitmedi, koltuk tehlikede, çevir kazı yanmasın yaptı. Ha şunu da söyliyim, eğer trabzon maçını kazansaydı bülent çıkıp maçtan sonra " ben lincolne ceza verdim " diyecekti. Ama baktı ki işler tahmin ettiği gibi gitmedi, hamburg maçında da bir kötü sonuç çıkar ise fatura lincolnden bülente dönecek, o zaman dedi lincolü geri alayım çembere, içeride beraber güreşelim.

İşte bu tarz ufak hesaplar peşinde koştuğu sürece sadece komik durumlara düşer. Yazık ki bütün bu olaylara Galatasaray gibi bir camiayı alet etmeye çalışıyorlar.

Bende bülentin tecrübesizliği ve teknik yetersizliğini başından beri söylüyorum. Ama bugüne kadar bizim tanıdığımız bülent Galatasaray sevgisini hayatının ötesinde tuttu, tekmeye kafa soktu, reklam tabelalarından sahaya sekip geldi. Bu durumda da yapması gereken şey görev teklif edildiğinde " arkadaş ben bu iş için hazır değilim henüz, yetersiz ve tecrübesizim, beni hoşgörün " diyerek olayı tatlıya bağlamasaydı. Ama o ne yaptı, bunu hayatının fırsatı gördü ve ateşten gömleği giydi. bu noktadan sonra artık 3 numara bülent yok, sıfır numara bülent var, bütün bunları görevi kabul etmeden önce düşünecekti.

Galatasaray acemi ocağı değildir, ustalar dergahıdır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bülent evet tecrübesiz ve muhtemelen yetersiz bir seçim ama şu anda da en iyi seçim Bülent'ti. Ne sezon başındayız ne devre arasında, hiçbir iyi hocayı böyle 2 ara bir derede hele avrupa maçına 2 gün kala bulup da getirtemezsin takım başına. Bu yüzden Bülent eldeki seçeneklerde "en iyisi"ydi. Bu yüzden ben Skibbe'nin en azından şu anda gönderilmesini yanlış buluyorum, gönderilmeliydi ama ya devre arasında ya sezon sonunda. Böylece daha iyi bir seçenek gelebilecekti başa.

Geçen seneki Nonda konusunaysa kesinlikle katılmıyorum. Nonda iyiydi geçen sene, ama kumaşı bir yere kadar. Bir zamanlar belki hızını kaybetmeden önce fırtına gibi esebilirmiş ama geçirdiği sakatlık yüzünden maalesef artık o Nonda yok. Baros'un yanına yaklaşacak bir oyuncu değil.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...