paparnoz Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Viktor said: yoo ayni olay degsitirmek istiyrosaniz calisicaksiniz booyle adam topliyim yaslara karsi gelip ayaklanma cikararak istedigimi aliyimla olmuyor bugunki yasaya pasa pasa uyucan sisteme uyucan taaki onu degistirebilicek gucu elde edene kadar bir gecede bir haftada bir ayda bir yilda olucak sey degil bunlar Bir an Fethullah Gülen gözümün önünde canlandı. O da ne diyordu "dünyayı sırtınıza alıp taşıyabilecek güce ulaşana kadar her adım erken sayılır" Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
huun Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 ne düşündükleri ya da ne ne düşündüğünüz kimin umrunda ki? yapabilirseniz adınız tarihe altın harflerle geçer, yapamazsanız asılırsınız. işin fikir yönüne değil kabiliyet yönüne bakalım. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Voys Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 iyi yapmışlar Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Mighty_THoR Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 bir avukat olarak avukatın açıklaması şaibeli gözüktü bana Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
EagleEye Mesaj tarihi: Haziran 14, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 14, 2008 bu vicdani retçiler bana çok komik geliyo yau. böle bir tür eşcinsel oluşum falan gibi geliyo hep, bi tek banamı oluyo bu? :p askerliğe karşı olmasamda gitmek istemeyenlere saygı duyarım ama başka bi çatı altında toplansınlar ne bilim anti-militarizm falan tarzı bişi olsun :P Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Karag8z Mesaj tarihi: Haziran 14, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 14, 2008 EagleEye said: bu vicdani retçiler bana çok komik geliyo yau. böle bir tür eşcinsel oluşum falan gibi geliyo hep, bi tek banamı oluyo bu? :p askerliğe karşı olmasamda gitmek istemeyenlere saygı duyarım ama başka bi çatı altında toplansınlar ne bilim anti-militarizm falan tarzı bişi olsun :P çak beşlik Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
raistlinthewiz Mesaj tarihi: Haziran 14, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 14, 2008 BonePART said: Zorunlu askerliğe opsiyon olarak sosyal hizmet sunulmalı. Ben mühendissem eminim ki elimde tüfek ağaç beklemekten çok daha yararlı bi iş yapabilirim bu ulkeye. Onu geçtim sırtında taş taşısan gene daha yararlı iş yapmışl olursun. merak etme taşı askerdede taşıtıyorlar, ağaçlarıda.. hiç çekincen olmasın :) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
nileppezdel Mesaj tarihi: Haziran 14, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 14, 2008 Benim derdim daha çok anlamsız katı düzen, gereksiz işler yapma, insan öldürmenin iğrençliği vs. 6 ay buna gidince uzun geliyor tabii. 6 ay işsiz dolaşayım daha iyi o salak şeyleri yapacağıma. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Bleda2 Mesaj tarihi: Haziran 14, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 14, 2008 raistlin mecburiyetten yoksa meksika gibi dandik bir ülkenin egitim sistemi tarafından bile 342936236527 basılan bir egitim sistemine mahkum olmaktan memnun oldugumu zannetme. Benim için farketmez 6 seneye maerikaya gidip dönmeyebilecek kapasite ve imkanlara sahibim, onu yapamayacak olanlar düşünsün. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
raistlinthewiz Mesaj tarihi: Haziran 14, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 14, 2008 kkthxby Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Redeagle Mesaj tarihi: Haziran 15, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 15, 2008 raistlinthewiz said: merak etme taşı askerdede taşıtıyorlar, ağaçlarıda.. hiç çekincen olmasın :) Hmm gerçekten mantıklı; başka mantıklı bir amacı olamazdı zaten. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sir Mesaj tarihi: Haziran 15, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 15, 2008 her türk asker doğar bi kere tağam mıaa!1!! Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
huun Mesaj tarihi: Haziran 15, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 15, 2008 raistlinthewiz said: merak etme taşı askerdede taşıtıyorlar, ağaçlarıda.. hiç çekincen olmasın :) haha aklıma bi eleman geldi bizim. adamın askerliği acemilikten sonra 2 ye ayrılıyor. tepeyi 50 mt uzağa taşımak ve tepeyi eski yerine taşımak olarak adlandırıyor kendisi. öyle bir amelelik kariyeri yaptırmışlar, hala ne zaman konusu açılsa çok ağır küfreder. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
ad3m Mesaj tarihi: Haziran 15, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 15, 2008 Şey muhabbeti vardı bide komutan gelir gençler aranızda elektronikten anlayan varmı? -Ben ben KOMUTANIM diye biri atlar göğsünü kabartaraktan -Güzel, şu küreği al şurayı kaz... KAJSDAJSDHKAJSHDKASDH Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Masquerade Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2009 rastgeldim internette; açıklaması said: ekim 2002 tarihinde mersin'de askerlik yapmakta iken vicdani ret kararı aldım. bu kararımı çarşı izninde basına duyurduktan sonra bana verilmiş olan askeri kimlik ve askeri eşyaları iade etmek için kendi isteğimle son defa askeri birliğe gittim. sonrasında tutanaklar düzenlendi ve mahkemeye sevk edildim. tutuklandım ve 33 gün tutuklu kaldım. ardından tahliye edildim. serbest olarak yaşamıma devam ederken ocak 2003'te tekrar gözaltına alındım ve askeri mahkeme'ye çıkartıldım. mahkeme tekrar beni serbest bıraktı. bu defa askeri birlik beni hastaneye sevk etti ve 3 ay hava değişimi izniyle tekrar serbest bırakıldım. aradan geçen yaklaşık 6 yıllık süreçte herhangi bir gözaltı vs ile karşılaşmadım. 2002 ve 2003 yılında hakkımda açılan 'emre itaatsizlik ve firar' davalarından dolayı adana askeri mahkemesi yakalama emri çıkartmış. "barışta ve savaşta askerliğe elverişli değildir" bunun sonucu olarak 8 haziran 2008 günü sokakta iki polis tarafından gözaltına alındım. 24 haziran 2008 günü ise iskenderun askeri hastanesi'nin düzenlemiş olduğu 'barışta ve savaşta askerliğe elverişli değildir' ön raporu nedeniyle adana askeri mahkemesi tarafından serbest bırakıldım. ön rapordaki teşhis ise "ileri derecede anti sosyal kişilik." 8 haziran ile 24 haziran 2008 tarihleri arasındaki 16 günlük süreçte başımdan geçenleri de kısaca anlatmak istiyorum. 8 haziran günü sokakta gayrettepe infaz bürosu'ndan gelen 2 sivil polis tarafından gözaltına alındım, şişli etfal hastanesinden 'darp-cebir' raporu alındı ve aynı günün akşamı beşiktaş inzibat birliği'ne teslim edildim. polisin gözetimi altında geçen süreçte herhangi bir olumsuzluk yaşamadım. beşiktaş inzibat'ta ilkin üst araması yapıldı ve soyunmam istendi. ben de vicdani retçi olduğumu ve askeri hiçbir talebi yerine getirmeyeceğimi beyan ettim. tartışmalar, bağrışmalar sonucunda zorla tüm elbiselerim 2 subayın gözetiminde çıkartıldı. üzerimde sadece don kaldı ve onu da indirip "çök-kalk" yapmamı istediler. zorla donumu indirip 'çök-kalk" yaptırdılar ben yapmayınca da gene zorla donumu indirip 3-4 askere bu "çök-kalk" yaptırıldı. sonrasında giyindim ve içeride sadece oyak bank logolu bank olan nezarete kapatıldım. oradaki bankı da almak istediler ama zemine sabitlenmiş olduğu için sökemediler. ben oraya oturduğumda nezarethane kapısına gelen nöbetçi ve diğer askerlerin oturmamam, ayağa kalkmam ve esas duruşa geçmemi istemelerini reddettiğim için gece boyunca küfür, hakaret, tükürme ve sabah uyanmam için üzerime bardakla sıcak su atılması gibi birçok şeye maruz kaldım. gece 03:00 sıralarındaki nöbetçinin ise tokat ve yumrukla saldırısına maruz kaldım. buradaki bu saldırma ve tükürme olayı hakkında hasdal askeri savcılığı işlem başlatmış durumda. 9 haziran günü hasdal askeri mahkemesine çıkartıldım ve tutuklanarak hasdal askeri cezaevine kapatıldım. hasdal askeri cezaevi iç güvenlik astsubayı bana cezaevine ilişkin kuralları aktarmak istediğinde ben gene vicdani retçi olduğumu ve cezaevindeki askerliğe ilişkin uygulamaları reddettiğimi belirttim. zorla saç-sakal-bıyık kesimi tabi bunu ciddiye almadı ve gardiyan askerlere emir vererek önce zorla elbiselerim çıkartıldı ve 5-6 gardiyan asker beni tutarak saç-sakal-bıyık kesimi yapıldı. sonrasında da beni bir koğuşa götürdüler. koğuş mümessili ve yanındaki birkaç kişiye cezaevi iç güvenlik astsubayı "siz gerekeni yaparsınız, ne yapacağınızı biliyorsunuz" şeklinde talimat verdi. beni koğuşa alan bu 4-5 kişiden birisi eline 40-45 santim boyunda bir odun aldı ve bana sorular sormaya başladı. ben de anlatmaya çalışırken bir ara odunla önce kafama, sonra omuzlanma, bacaklarıma vurmaya başladı. son olarak da boynumun sol tarafına vurdu. ben sendeledim ve düşmek üzereyken diğer tutuklular beni tuttu. bu defa tokat, yumruk ve göğsüme tekmeler vurmaya başladılar. daha sonra beni duşun altına iteklediler ve ben yüzüstü ellerim ve dizlerim üzerinde kaldım, duş bataryasından tutundum. duşu açtılar ve arkamdan belime, bacaklarıma ve kuyruk sokumuma tekmeler vurmaya devam ettiler. ben iyice titremeye ve vücudum kasılmaya başlayınca bu defa şişeyle sanırım buzdolabından getirmiş oldukları suyu da üzerime döktüler. "bu ölecek bunu idareye verelim" dediler sonra beni sürükleyerek yatağa yatırdılar ve üzerimi örttüler. öylece yarım saat gibi kaldım ama kasılma ve titremelerim durmadığı için diğer çocuklar koğuş mümessiline "bu ölecek bunu idareye verelim" dediler ve beni kapıya sürükleyerek götürüp gardiyanlara teslim ettiler. cezaevi iç güvenlik astsubayı hala "noldu mehmet, neyin var?" gibi sorular soruyordu. beni hemen revire oradan da gümüşsüyü askeri hastanesine götürdüler. ben muayene olmayı reddettim ve tekrar cezaevine ve aynı koğuşa kapatıldım. sabah bu kez gümüşsüyü asker hastanesi psikiyatri bölümüne sevk ettiler. ben muayeneyi reddettim. bana cerrahpaşa'dan iki doktor getirttiler ve onlar sadece uzaktan gözle muayene etti. ama herhangi bir not ya da detaylı bir muayene yapmadılar. sadece kan alımı ve serum bağlanmasının gerektiğini söylediler ve bunlar yapıldı. akşama kadar orada kaldım ve akşam tekrar cezaevine götürüldüm. bu kez farklı bir koğuşa koydular. herhangi bir olumsuzluk yaşanmadı diyerek soruşturmayı kapattılar ben yürüyemiyor ve ellerimi kullanamıyordum. boynum, belim ve sağ bacağım kasılıyordu. sonrasında avukatların görüşmeleri ve beni de ikna etmeleri sonucu gümüşsüyü asker hastanesi'nde röntgen çekilmesi ve muayeneyi kabul ettim. gene detaylı muayene etmediler ve sadece röntgen çekimi yaptılar. 10 haziran akşamı ise beni tek kişilik özel bir koğuşa koydular. cezaevinde en başından itibaren zorla askeri elbise giydirme işlemi devam etti. ben de bunu protesto amaçlı açlık grevine devam ettim. sonraki süreçte cezaevi müdürü bir iç soruşturma başlattı ve hızla bitirdi. benim ifademi almak istedi ben de avukatlarımın da bulunduğu bir ortamda ifade vereceğimi söyledim. sonrasında benden herhangi bir ifade vs. almadan soruşturmayı "herhangi bir olumsuzluk yaşanmamıştır" diyerek kapattılar. ve hızla sevk işlemlerini yaparak beni beşiktaş inzibat'ına teslim ettiler. bu arada avukatların girişimleri sonucu hasdal askeri savcılığı şevki iptal etti ve benim ifademi sanık teşhislerini vs. tamamladı. bunların tamamlanmasından sonra beni adana'ya sevk ettiler. yolda ve adana'da hiçbir olumsuzluk yaşanmadı. sadece iskenderun asker hastanesi karantina subayı zorla kıyafetlerimi çıkartıp hastane kıyafeti giydirdi. 24 haziran günü ise akşam 19:00 sıralarında gelen ön rapor nedeniyle adana askeri mahkemesi beni tahliye etti. gece 12:00 gibi de serbest kaldım. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
firatram Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2009 Valla vicdani ret her ne kadar insan haklarına daha yakın konumda olsada, bazı aydınlar tarafından desteklensede, mantıklı gelsede aslında kötü bir şey. Evet herkes kendi kaderini kendi belirlemeli ve özgür iradeye sahip olmalı ama 20 yaşına kadar devletin hizmetlerini kullanıp, o kadar şehit verilmesine rağmen sırf bir inat uğruna gitmemekde mantıksızca. Vicdani ret aslında biraz bencilliktir. Her ne kadar demokrasiyi biraz baltalamışlarsada TSK bu ülkenin ciddi anlamda tek koruyucu unsurudur. Bu nedenle her Türk vatandaşının askerlik yapması gerekir diye düşünüyorum. Hani zaten köylerimizi, dağlarımızı, insanlarımızı korumak için 12 ay zorunluluklara katlanamıyorsak, yazıklar olsun bence. Düşünüyorum Kurtuluş savaşında vicdani retçiler olsaydı, herkes red etseydi ne olurdu diye.. Sanırım özgürlük içinde fedakarlık yapmak gerekiyor.. ( Bu arada o dayak olaylarını desteklediğimi düşünmeyin. Onların gerekli mevkiler hesaplarını sorar umarım. ( umarım ) ). Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Lopeth Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2009 devlet dediğin sensin zaten arkadaş Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
firatram Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2009 Devlet dediğin sence benmiyim, senmisin ? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
soulberry Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2009 ana fikri "askerliği reddederseniz sonunuz böyle olur". zorla yazdırmış bile olabilirler, psikolojik savaş hesabı. yapar valla devlet bu, her şey beklenir iyi kötü. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Trigger Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2009 ister inanın ister inanmayın ama bunlar gerçek. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
soulberry Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2009 yok yeterince gerçekçi. "işkenceden geçirip öldürdüler" deseler ona da inanırdım. bana farketmiyo. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar