LathspeLL Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Uyguladigi Hukuk`un neleri kapsadigida onemli :) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
elaidi Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Bana burda üç sayfa teori ve pratik arasındaki farkları anlattırmayın ama tartışmaların bu bölümlerini konuşmadan biliyosunuz diye kabul ediyorum. lise3'e gelip hala çarpım tablosunu öğrenememiş çocuklar gibi. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
DoGMeaT Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 sir said: iptal edilen kanun değişikliği hilafeti getirmeyi, laikliği kaldırmayı, insanları baskı altına almayı hedefleyen şeriatçı bir değişiklik değildi. aksine insanlar üzerindeki baskıyı kaldıran işte böyle düşünmeyen çok insan var vede o insanların korkuları giderilemiyor ortak zemin aranmıyor onun yerine habire yapcaz olcak yapcaz olcak al oldu said: akp, dtp ve mhp partilerinin, yani parlamentonun %60ının destek verdiği bir değişiklikti. ee? said: bu kararla, faşizan 82 anayasasının değiştirilmesi hayal olmuştur. sivil anayasa beklentisi sönüp gitmiştir. bu kararla anayasa mahkemesi hukuka olan inancı zedelemiştir. Sadece bu kararlamı ? neymiş bu türban be. madem dandirik bişi,siyasel simge deil,sadece küçük kızlarımızın iç huzuru bulma amacıyla kullandığı bir araç,nasıl bunların hepsini yapabildi be? hayır 82 anayasası sadece türban yüzündemi bu halde?değiştirilebilecek,meşruluğuna karşı ortak şüpheler olan maddeler değiştirilemezmi?illa türban. said: hatırlarsanız raportör aylarca uğraşıp hem aihm'den hem kendi anayasamızdan örneklerle bu davanın sadece şeklen incelenmesi gerektiğini belirten bir rapor vermişti. AYMnin 9 üyesi bi yandan burun karıştırıp bi yandan pokemon izlerkenmi verdi sence bu kararı ? said: ama bu karar gösteriyor ki, parlamentoda gerçekten özgürlükçü bir parti olsa ve mevcut anayasayı değiştirmek istese, ama anayasa mahkemesinde baskıcı, tutucu insanlar olsa elinden hiçbişey gelmeyecek. Sence,öyle olabilir,bence,vatandaşı olduğum ülkenin temel değerlerine zarar verme tehlikesi olan parlemento kararlarını denetleyebilecek bir merci var. said: mevcut kişiler işinize gelen kararı alınca sevindiniz, ya haşim kılıç gibi reddedenler bi gün çoğunlukta olursa? ya da daha da kötüsü, bülent arınç gibi adamlar doldurursa o makamı? o zaman da alkışlayacak mısınız? o zaman da "yargı bağımsız" diyecek misiniz? bağımsız olduğunu düşünürsem niye çığırtkanlık yapayım. ben yargıdan yana bir tehdit,sürekli bir tedirginlik hissetmedim ama nedir şu ılımlı islam furyası,nedir türban zorlaması,tedirgin oluyorum,ülkeye zarar verdiğini düşünüyorum.şunuda söleyeyim.yarın TANRI TANIMAZLAR PARTİSİ çıkarda "kapansın camiler açılsın meyhaneler" diye kanun çıkarırsa,inan muhalefet tarafında olacağım,olay dine karşı bir garezim değil yani.Dinin siyasete alet edildiğini düşünüor ve tehdit altında hissediyorum yaşam biçimimi,hükümette bu tedirginliğimi ortadan kaldıramıyor,herrgün daha fazla "münferit olay". ülke bunu kaldıramıyor,çatlıyoruz gör artık bunu bana aşırı militanlar tarafından "pis münafık" diye vurulup öldürülen bir imam sölyebilirmisin ? ben sana vurulan misyoner ve rahip sayabilirim ama bu sadece bir örnek. hayır şöyle birşey var,hükümete güvenim olması konusuna,hükümet üyelerinin ve ailelerinin sürekli yolsuzluk iddalarında baş rol oynamasıda pek yardımcı olmuyor. said: yargı bağımsız, ama aynı zamanda da tarafsız olmalıydı. bu vasfını artık kaybetti. yine diyorum,senin işine gelmiyor diye taraflı olmak zorunda değil yargı.bunu kabul edememen bence senin bir başarısızlığındır. saat 4 t yazdığım bu mesajdaki anlataım bozuklukları için özür dileri e düzeltsene diyenlere bi git derim. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
LathspeLL Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Sir ve digerleri yalan demokrasi, tek tarafli demokrasi icinde bogulmus. Tamamen tek dini savunan, islami gozeten, digerlerine hice sayan bir yasa tasarisi birden ozgurluklerin neferi oldu-cikti sayelerinde. Hala turban yasasinin "ozgurluk adina" ciktigini dusunecek kadar safmisiniz merak ediyorum. Arkada ki amaclarin farkinda degilmisiniz? Hedef ozgurluk falan degil, hedef demokrasi degil. Hedef beyni yikanmis dinci gruplarin devletin yuksek kademelerine ulasmalarini saglamaktir. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sam Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 yargı taraf değildir, olamaz. bu taraf isterse cumhuriyet, isterse allah olsun. hukuk kavramı nedir açıp okuması lazım bazı arkadaşların. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Apis Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Şimdi yeterli çoğunluğunuz varsa önce Anayasanın 4. maddesini değiştirirsiniz. Sonra ilk 3 maddeyi değiştirebilirsiniz gayette yasal olur ve Anayasa mahkemesi sadece şekli olarak bakar derseniz onlarda paşa paşa onaylamak zorunda kalır sadece oy sayısına bakarak. Bu kadar basittir. O yüzden Anayasa sadece maddi olarak değerlendirilmez, bir manevi yanı, ruhuda vardır. Ve bunuda tek denetleyebilecek merci Anayasa Mahkemesidir. Kabaca böyle konuşmuştu hocamız ben 2001 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde öğrenciyken Anayasa Hukuku dersimizde. İşin komiği bunları söyleyen kimdir bilirmisiniz? Prof. Dr. Burhan Kuzu. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
SturmVogel Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Balık hafızalı arkadaşlar bir kez daha hatırlatıyoruz: “Elhamdülillah şeriatçıyız” (21.11.1994 Milliyet) “Yılbaşına karşıyım” (19.12.1994 Sabah) “Ben tekkeye değil dergaha gittim” (22.1.1997 Gözcü) “Ata'ya saygı duruşunda sap gibi ayakta durmaya gerek yok” (12.5.1994 Hürriyet) “Her 10 Kasım'da yaygara kopartılıyor” (14.11.1994 Hürriyet) “İçki yasaklansın” (1.5.1996 Hürriyet) “İstanbul'u Medine yapacağız” (Akis) “Bütün okullar İmam Hatip yapılacak” (17.9.1994 Cumhuriyet) “Sarık operasyonu çok komik” (15.5.1995 Sabah) “Yeşil (kaldırım rengi) medeniyettir” (25.6.1994) “Sadece imamlar resmi nikah kıysın” (9.5.1995 Milliyet) “Ben Millet Meclisi’nin de dua ile açılmasından yanayım”(8.1.1996 Milliyet) (Belediye Başkanlığı döneminde Belediye meclisinin her açılışı İstiklal Marşı yerine Kuran okunarak yapılmıştır. Yine böyle bir dualı açılıştan sonra bunu söylüyor.) “Ben İstanbul'un imamıyım” (8.1.1995 Hürriyet) “Mayo reklamı şehvet sömürüsüdür” (6.3.1996 Hürriyet) “Milli Piyango zulümdür” (29.9.1994 Hürriyet) “Taksim'deki caminin temelini inşallah atacağız” (1.7.1994) “Cumhurbaşkanı'nın imam hatipli olacağı günler yakındır” (5.2.1996 Akit) “Türkiye kendine din olarak Kemalizmi almış ve başka hiçbir dine hayat hakkı tanımayarak kitlelere zorla dikte ettirmiştir...” “Türkiye’nin yarınında artık Kemalizme ve Kemalizm benzeri rejimlere, sistemlere yer yoktur. Kemalizmin yeniden kendini üretmesi söz konusu değildir. Bizim için en üst belirleyici, İslam’ın etkileridir. Her şey ona göre belirlenir.” “Camiler kışla, minareler süngü, kubbeler miğfer, müminler askerimizdir.” “Demokrasi bizim için bir amaç değil, araçtır. Amacımıza ulaşana kadar demokrasiye bağlıyız.” “Demokrasi bizim için bir tramvaydır. İstediğimiz durağa gelince ineriz.” Dinci bir miting sırasında halka sesleniyor: “Yolumuzun ortasında inek oturmuş, yolumuzu kapatıyor, menzile ulaşmamızı engelliyor. İneği yolumuzdan önce lafla, usul usul, sonra evvelallah sizlerin yardımıyla, artık nasıl olursa, nasıl denk gelirse kaldıracağız.” (İnek olarak Laik Cumhuriyeti ve Atatürk devrimlerini kastediyor.) O dönem yanında olduğu Erbakan hocasının “kanlı mı olacak, kansız mı” söylemini bir başka şekilde seslendiriyor. “Türkiye’yi eyaletlere bölmek lazım. Merkezi yönetimin bir takım yetkileri bunlara verilmelidir. Belediye Başkanları da bu konuda en yetkili olmalıdırlar. O bölgelerdeki her türlü eğitimde bunlara bırakılmalıdır.” (PKK gibi bölücülerle aynı söylem) “Hem laik, hem müslüman olunmaz. Ya müslüman olacaksın, ya laik. İkisi birarada olunca ters mıknatıslanma yapar. Mümkün değil, ikisi birarada olamaz.” “Referansımız islamdır. Tek hedefimiz islam devletidir.” “Sen “Ne mutlu Türküm diyene” dersen, onun da “Ne mutlu Kürdüm” deme hakkı vardır.” Oğlunun nikah davetiyesindeki tarih: “29 Zilkade 1421” (Nikah tarihi olarak Arap takvimindeki tarihi kullanıyor) “1.5 milyarlık islam alemi, müslüman milletimizin ayağa kalkmasını sabırsızlıkla bekliyor. Kalkacağız, bu ayaklanma başlayacak.” “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir lafı koskoca bir yalan, Egemenlik kayıtsız şartsız Allah’ındır.” Başbakan olduktan sonra “Türkiye’yi pazarlıyorum. Bizim için verilecek para önemlidir. Herşeyi pazarlar satarız, parayı veren düdüğü çalar.” “Bir tutturmuşlar laiklik elden gidiyor diye, millet isterse tabii ki gidecek be.” “Kadın nereye isterse oturur, Sana ne yaa! Ayıp yaa!” (Kars’ta AKP toplantısında kadınlarla erkeklerin ayrı yerlerde oturtulmasını eleştiren gazeteciye) “Bana verilen maaş çok düşük, yetmiyor. Sen ne kadar maaş alıyorsun?” (Almanya Başbakanı’na) “Türkiye’de kürt sorunu vardır. Bunu Türkiyelilik kavramıyla çözmeliyiz. Türkiyeli kimliği her vatandaşın üst kimliği olmalı,Türk kavramı da alt kimlik olarak değerlendirilmelidir. İsteyen isterse yine ben Türküm derse desin.” (Diyarbakır’da halka yaptığı konuşmada alt üst kimlik tartışmasıyla Türk kimliğini de Ermeni, Rum, Kürt gibi alt kimlik olarak gösteriyor.) PKK ile aynı söyleme giriyor. “PKK’nın cenaze töreninde bayrağını açması da, F-16’ların alçaktan uçuş yapması da yanlış. İki tarafında yaptığı yanlış” (PKK terör örgütü ile Türk Silahlı Kuvvetleri’ni aynı kefeye koyuyor, kendince her iki tarafa da eşit yaklaşıyor. ) “Suriye’yi Lübnan’dan çıkardıkları gibi, bizi de Kıbrıs’tan çıkartırlar. Birileri bize çık der, kuzu kuzu çıkarız.” “Ben müslümanım diyenin aynı zamanda laikim demesi mümkün değil” “Fazla içmedin değil mi? Ağzın içki kokuyor.” (Avusturya’nın Ankara Büyükelçisi’ne) “Dur dinle be!.. Dur dinle!.. 9 ay 10 gün be!..” (Seçim konuşmaları sırasında vatandaşa) “Yahu, bu millet yatıp kalkıp size mi çalışacak.” (Erzurum’da çiftçilere sesleniyor) “Sana mı kaldı türban konusunda karar vermek, bu ulemanın işidir. Ulema ne diyorsa o olur.” (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne) (Danıştay’ın türban kararı konusunda) “Efendi sen kim oluyorsun, buna mecelle (şeriat hukuku) karar verir” (Bir kaç hafta sonra işareti alan şeriatçı bir terörist Danıştay’ı bastı ve türban kararı veren Danıştay üyelerini silahla taradı, Danıştay üyesi bir hakimi öldürdü.) “Sallamaa.., elini kolunu sallamaa.., her yerin oynuyor be!” (Muhalefet milletvekiline) “ABD’de özgürlük anlayışı var ama benim ülkemde yok” (Benim ülkem özgür değil diye, ABD gezisinde ülkesini Amerikalılara şikayet ediyor.) “Ulan terbiyesizlik yapma! Artistlik yapma ulan! Hadi ***** da al git burdan” (Mersin’de bir vatandaşa) Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmayan yüzlerce atamanın vekaletlerle yürütülmesi konusunda: “Biz hukuka aykırı bir şey yapmıyoruz. Mecelle’de (şeriat hukuku) böyle bir kaide var.” “Ne konuşacam ben o kadınla yahu!” (Şehit annesine) “Askerlik yan gelip yatma yeri değil” ( Şehit yakınlarına) “Söyleyin şu sahtekâra ne istiyormuş” (Almanya’da bir gurbetçi için söylüyor) Bu lafı söylediği toplantıda salondaki vatandaşlara Türkiye Cumhuriyeti’nin Büyükelçisi’ni yuhalatıyor. “Burası (kafasını göstererek) basmıyor. Hayatında iki koyun gütmediği için bunu kavrayamıyor.” (YÖK Başkanı Prof.Dr. Erdoğan Teziç’e) “Kendisine kefilim, babam gibi güvenirim, Ona kendime inandığım gibi inanıyorum.” (Birleşmiş Milletler tarafından tüm dünyada terörist ilan edilen ve aranan El Kadı hakkında) “Onları hoplatacağım.” (Terörist El Kadı’yı eleştiren muhalefet üyeleri ve gazetecilere) PKK ateşkes kararı verince: “Biz de durduk yerde onlara operasyon yapmayız” (PKK’yı muhatap alıyor ve ateşkes kararlarına jest yaparak karşılık veriyor.) “Neyseki, yaşına başına saygı duyuyorum. Ağzı olan konuşuyor be!” (Kıbrıs davasının 50 yıllık lideri Rauf Denktaş’a) “Ulusalmış, milliyetçiymiş, Ne milliyetçisi yahu, Bunlardan olsa olsa saman milliyetçisi olur.” “Sanki maçta gibi bağırıp çağırıyorlar, (Türkiye laiktir, laik kalacak) diye, bunlar hoş şeyler değil.” (AKP Genel Kongresinde) . Şerefsizler . Bizim çocuklar açmı kalsın be! . Kes ulan sesini . Sana üç nokta koyarım . Otur ulan oturduğun yerde, herşeye burnunu sokma Ve diğerleri; 2002 seçimlerinden hemen önce ve Başbakan olunca: “Ben gelişerek değiştim.” Başbakanlığının 4. yılında: “Ben hiçbir zaman değişmedim. İslami fikirler değişmez.” Ve henüz 1980’li yıllarda Recep Tayyip Erdoğan’ın Atatürk ve Cumhuriyet rejimine karşı etmiş olduğu yemin: "Ben Muhammed Müslüman ümmetindenim. Türkiye dinsiz, laik bir memleket haline gelmiştir. Hayatımı Mustafa Kemal dinsizliği ile savaşa adayacağıma, Türkiye'yi bir din ve şeriat devleti haline getirmek için mücadele edeceğime, Kemal Paşa zamanında çıkarılan dinsiz kanunların tatbikini önleyeceğime, kısa zamanda ümmet esasına dayanan, şeriat devletinin kurulması için çalışacağıma, dinim, Allahım ve bütün mukaddesatım üzerine yemin ve kasem ederim." Recep Tayyib ERDOĞAN Recep Tayyip Erdoğan’ın son 12 yılda hem Belediye Başkanlığı döneminde, hem de Başbakanlığı sırasında söylediği yukarıdaki laflarına bakınca; 1980’li yıllarda yaptığı yeminine harfiyen sadık kaldığını ve yeminini gerçekleştirme yolunda tüm gücüyle çalıştığını görmemek için herhalde ya kör olmak, ya da Türkiye Cumhuriyeti düşmanı olmak gerekiyor. "Cumhurbaşkanı'nın imam hatipli olacağı günler yakındır.” (5.2.1996 Akit) *Türkiye'de Cumhuriyet'in sonu geldi.Kesinlikle Laik sistemi değiştirmek istiyoruz.(1996) *Saklanamaz gerçekler var.İslamın yeri yanlız ahiret değil,dünyaevi düzeni de içerdiği bir gerçektir.Ben bir Müslüöam olarak buna inanıyorum.(1995) *Türkiye'de geçerli kanunlar arasında İslam'a aykırı olanlar var.Aykırı olanlar baskıdır.Baskı kalkacak.Bu hakkı kullanacağım.Halka bu imkanı vereceğim.(1995) *Artık Türkiye yasaklarla gitmez.Yani Anayasa'da şu yasak var bu yasak var diye gitmez.Halk isterse yapılır(Anayasanın 2. ve 4. maddelerine ilişkin)(1995) *Türkiye'de açık-gizli İslam düşmanlığı olduğuna inanıyoruz.(1995) *Düzen Türkiye'de İslamı caminin içine hapsetti.Biz İslamı hayat tarzı olarak görüyoruz.(1995) ----------------------------------- Kuvvet Ayrılığı ilkesinin uygulanışına karşı bazı arkadaşların hala demokrası bıy bıy bıy edebiyatı yapması manidar kalıyor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
adamınbiri Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 gün gelecek devran dönecek o adamda anlıyacak Mustafa kemal ATATÜRK olmasaydı müslüman olamıyacağını. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Dregoth Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Buradaki insanlar Tayyip'i sever veya sevmez bilemeyeceğim. Ben kendi adıma söyleyeyim Tayyip'ten zerre derece hoşlanmıyorum. Yaptığı din sömürüsünden, uyguladığı neo-liberal politikalara, olan yolsuzluklardan, terbiyesiz konuşma tarzına kadar... Ancak bu noktada ona karşı durmak demokrasinn çerçeveleri içinde ve adam akıllı muhalefet yapıp düzgün argümanlı tartışmalar yapmakla olacaktır. Onu öyle hübele yıkıyoruz, kesiyoruz go go attack diye olmaz. Bu hem demokrasi ilkeleriyle çelişen bir davranıştır, hem de ulusalcı, tayyip'ten nefret eden, ölmesini isteyen kesim için çok komik bir şeydir çünkü yaptıkları hareketler uzun vadede, etkileri şu anda görüldüğü gibi, Tayyip'i güçlendirmekten başka bir işe yaramamaktadır. Ben kendi adıma konuşursam Tayyip'ten demokrasi çerçevesinde hoşlaşmamaktayım çünkü yaptığı politikalar ve yolsuzluklar ciddi bir şekilde canımı sıkıyor ancak üzgünüm ulusalcılar gibi nefret edip, yargının bir silah olarak kullanılmasını veya demokraside neymiş yahu denmesini kabul edemeyeceğim. Son beş senede demokrasi ihlallerini destekleyen kesim kim oldu farkında mısınız? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
huun Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 LathspeLL said: Buna cevap olarak "halk isterse gelir" dediklerini hatirliyorum. Halkin ne bok isterse o olur cunku bunlarin demokrasi kavraminda. Senin demokrasi kavramında yargıçlar ne derse o olur o zaman? Yau halk isterse gelir tabii, padişah da gelir şeriat da gelir. Nasıl durdurmayı düşünüyorsun? Halkın üzerine tank mı süreceksin, makinalı tüfeklerle mermi manyağı mı yapacaksın? Kime ve neye güveniyorsun böyle bir durumda? Israrla idrak etmekten uzak durduğun nokta ise; halk şeriat falan istemiyor bu ülkede. Yukardaki bakış açısıyla halkın istemediği bir şey de gelmez, gelemez. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
-Wissy Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Derinlerde kendi icindeki Tayyip sempatizanligindan utanan insanin reflektif soylemi de `Oncelikle soyleyeyim AKP'li degilim, Tayyip'i sevmiyorum.` vb. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Soulless Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Bilmiyorum senmi topladin yoksa sadece c/p mi yaptin ama eline saglik Sturm.Bunlari okuduktan sonra hala Tayyip'in ne mal oldugunu anlamayan ya kittir ya kotu niyetlidir zaten. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cuce Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 huun said: LathspeLL said: Buna cevap olarak "halk isterse gelir" dediklerini hatirliyorum. Halkin ne bok isterse o olur cunku bunlarin demokrasi kavraminda. Senin demokrasi kavramında yargıçlar ne derse o olur o zaman? Yau halk isterse gelir tabii, padişah da gelir şeriat da gelir. Nasıl durdurmayı düşünüyorsun? Halkın üzerine tank mı süreceksin, makinalı tüfeklerle mermi manyağı mı yapacaksın? Kime ve neye güveniyorsun böyle bir durumda? Israrla idrak etmekten uzak durduğun nokta ise; halk şeriat falan istemiyor bu ülkede. Yukardaki bakış açısıyla halkın istemediği bir şey de gelmez, gelemez. halk derken bütün halk değil birincisi hiç bi zaman bütün halk olalamaz dolayısıyla %90 istiyor diye kalan %10 da monarşi altında yaşamak zorunda değildir. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
nileppezdel Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 O değil de Tayyip şimdi Hülya Avşar'a konuk oluyor ya, reklamını izledim digiturk'te kadın baya baya "Şeriat gelecek mi?" diye sormuş. Takdir ettim öyle bir soru sorduğu için. Sanki geleeck olsa gelecek diyecek. Bazıları bi de atlar "bak gelmeyecek dedi işte şeriat falan gelmiyo" diye :P Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
huun Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Cuce said: halk derken bütün halk değil birincisi hiç bi zaman bütün halk olalamaz dolayısıyla %90 istiyor diye kalan %10 da monarşi altında yaşamak zorunda değildir. %90'a %10 büyük fark. ne yazık ki yaşamak zorundadır. bunu söylerken aklı evvelin birisi çıkıp sağa sola çekiştirmeden önce not düşeyim: bu ülkede padişah ya da şeriat isteyenlerin oranı %10'dur, kalanı %90. yani arada büyük fark var diye gider... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Soulless Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 huun said: Senin demokrasi kavramında yargıçlar ne derse o olur o zaman? Yau halk isterse gelir tabii, padişah da gelir şeriat da gelir. O yargiclar islerini yapiyorlar.Dava geliyor onlerine onlarda egitimleri , bilgileri dahilinde karar veriyorlar.Anayasa mahkemesi diye bir kurum zaten olmazdi herseye recep karar verecek olsa. Hala padisahta gelir seriat'ta diyor.Dusunmek sevmedigin birsey belli ama kendini daha az komik duruma dusurursun , dene. Su icinde yasadigi zamanda seriat veya padisah gelmesini isteyen , baskalarina kul kole olmaya hevesli ve tarih boyunca birsuru degerli insanin disiyle tirnagiyla elde ettigi haklarin/ozgurluklerin elinden alinmasina sicak bakan biridir. Submissive egilimlerin varsa eminim laiklik dusmani tarikatci ayaktakimina destek vermedende giderebilirsin ihtiyacini. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sir Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 konu artık türbanla, akp ile alakalı değil, onu anlatamıyorum ki.. bugün yaşam tarzının tehlikede olduğunu hissedenler yargıyı bi silah olarak kullanıyo, hukuku çiğniyo, demokrasi dışı her yolu mübah sayıyo. sonuçta olan diğer tarafın yaşam tarzına oluyo. peki o taraf da hukuk dışı yollara başvurmaya başlarsa napıcaksınız onu sordum topik boyunca, cevap alamadım. hukuku eğip bükmek, ideolojik taraftarlık yapmak hiçbi kesime fayda sağlamadığı gibi, insanların hukuka olan inancını da yerle bir eder. despotizmden korkanlar despotizme başvuruyo. şeriattan korkanlar faşizme başvuruyo. bunu hala görmemekte ısrarcısınız. cumhuriyet değerlerinden taraf olmak adına "hukuk devleti" kavramını bi kenara bırakmaktır bu. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
DoGMeaT Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 sir ya bi git allahensen nerde hukuk çiğnenmiş allah aşkına,bi önceki sayfada dediğim gibi,senin işine gelmeyen bir karar olduğu için hukuk otomatik olarak çiğnenmiş olmak durumunda deil. yargıyı silah olarak kullanmak,teahehaaeh,bu iddayı sen mantıklı buluyorsan bu konuşmayı devam ettirmeyelim derim cidden. ya öle olmuştur,böle olumuştur,çünkü öle,illah aklısın,ama faşist olan bi türlü sen olmuyorsun. internette bilgisiz olanın fikri olur ama 2 dakka kapayın delikleri ya yargı adaletin tarafıdır daima ama anayasaımızın ilk maddelerini okursanız hukuk devleti sıfatını taşımamız yargı dahil herkezin göz etmesi gerken değiştirilmez hükümler olduğunu görürsünüz. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sg-1 Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Sturm'un C/P'si ayrı bi topikle sticky olsun. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sir Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 yahu bu benim iddiam değil, anayasa hukukçuları, baro başkanları, raportörler söylüyo bunu, ben kafama göre hukuk çiğnenmiş mi diyorum? antimodes paragraf paragraf yazmış, dregoth da ayrıca açıklamış bu karardaki usulsüzlüğü. alınan karar siyasidir, taraflıdır ve bu nedenle de hukuki değildir işte, bu kadar basit. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
DoGMeaT Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 bi kere kim ne derse desin,burda önemli olan AYM nin ne dediği,yetkili mercii onlar,sana göre o 9 yargıcı kovup yerine baro başkanlarını,raportörleri,onu bunumumu getirelim. ki Türkiye barolar birliği başkanı ne demiş : "Anayasa Mahkemesi de böyle bir karar vermiştir. Bunun dışındaki bütün beyan ve açıklamaları Barolar Birliği olarak biz hayret ve dehşetle izliyoruz" hayır anayasa hukukçuları arasıdna AYM nin kararını doğru bulanlarda var. hayır siz paragraf paragraf yazdınız BEN YAZMADIMMI at gözlüğü bu seninki görmek istediğini görüyorsun senin fikrini desteklemeyenleri ise önemsemiyorsun. antimodes,dregorth ne kadar hukuk biliyorsa bende o kadar biliyorum diyorumki karar hukukidir siyasi değil Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
byzasz Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Tabiki cumhuriyet en büyük kazanımımız, yıkılmış yakılmış bir ülkeden elimzide kalan en büyük değer. AYnı cumhuriyet insanlara beraberinde getirdiği laiklikle dinleri yaşama özgürlüğü de veriyor. Ne yazıkki okadar rezil bir toplumda yaşıyoruz ki, rejimin dört bir tarafında leş kargaları geziyor, heryerdeler! sistemi ne marksist nede şerri hale getiremeyeceklerni bile bile, genede bu uğurda insanları toplayıp onları sömürmreyi yüzyıllardır geçim kapısı haline getirmiş zihniyetler taa içlermizde! Nasıl pkk sorununu tüm kürtlere mal edemezsek, türban düzenelemsiniden şer yaratacakları tüm müslümanlar olarak nitelemek yanlış olur.. Tüm bunların bile 2008 yılında hala bizim ana gündemimiz olması da bi okadar acı, bizim bambaşka şeylere odaklanmamız gerekirdi, ülkenin çok önemli sorunları var, belki çözümleri on yirmi yıl alacak sorunlar. + karar siyasidir, ordunun yönetime el koymasıyala aynı hukuki zemindedir, gereklimidir? evet gereklidir.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sir Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 yani tabi sabih kanadoğlu da, ahmet necdet sezer de eminim "hukuki" buluyolardır bu kararı. onlar da hukukçu neticesinde. ama hukuki bulmayanlar desteksiz sallıyo mu demek bu? ne istiyosunuz, hiç tartışmayalım mı, sorgulamayalım mı bu kararı? eleştirmeyelim mi? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sg-1 Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Yürü be Ahmet Hakan, forumdaki diğer arkadaşları bilmem de benim AKP'den neden tiksindiğimi gayet güzel izah etmiş. Ahmet Hakan said: Kod adı: Türban-1 DAHA önce de söylemiştim, bir kez daha söylüyorum: Yeryüzünün yemiş yutmuş bütün ordinaryüs profesörleri bir araya gelerek, düşünce tarihinin en alengirli cümleleriyle ciltlerce gerekçeler yazsalar dahi... Beni, "Üniversite çağına gelmiş bir genç kızın hangi kıyafeti giyeceğine devlet karar verir" cümlesine ikna edemez. Böyle bir şey aklıma yatmaz, vicdanıma sığmaz, insanlık anlayışıma uymaz... "Genç kızlar üniversiteye türbanla girerse laiklik ilkesi zedelenir" cümlesi de benim açımdan ikna edici değildir... Eğer bu cümleye ikna olursam, laiklik ilkesine yabancılaşırım... Laiklik ilkesinin gönlümde taht kurması söz konusu olamaz... Laiklik ilkesinin beni fethetmesi imkánsız hale gelir. "Genç kızların üniversiteye türbanla girmesi teklif dahi edilemez" cümlesini de son söz olarak kabul edemem... Eğer kabul edersem, kendimi fena halde yenilmiş sayarım... Vicdanımın örselendiğini düşünürüm... * * * Peki bu durumda bana düşen nedir? Yatıp kalkıp, "Hukukun ırzına geçtiler", "Cüppeli darbe", "9 mu büyük, 411 mi?", "Sözün bittiği yer", "CHP artı yargı eşittir iktidar" diye başlıklar mı atacağım? Tumturaklı sövgü sözcüklerini sıralayarak mı meseleyi halledeceğim? Hayır! Hayır! Böyle yapamam... Böyle yaparak bir yere varılabileceğini sanmıyorum... Bir yere varmak için, önce buraya nasıl gelindiğini anlamaya çalışmak gerekir... O halde "Nasıl gelindi buraya?" sorusuna yanıt arayalım... Her şey 10 yıl öncesine kadar siyasal İslamcı oldukları tescilli bir heyetin, "Biz dönüştük / Ve her şey değişti" diyerek Türkiye’de tek başına iktidar olmasıyla başladı... Önce bir iki kem küm edildi... "Acaba?" falan denildi... Sonra sular biraz olsun duruldu... Çünkü "Heyet", birinci iktidar döneminde fevkalade dikkatliydi... Kendilerine yönelik kuşkuları boşa çıkaracak, dönüşümlerinin samimiyetine ikna edecek bir rehabilitasyon süreci izliyorlardı... Bu yüzden önemli bir maraza çıkmadı... * * * Ama ne zaman ki... Yüzde 47’nin mutlak bozan etkisinin altına girdiler, rehabilitasyon süreci bir tarafa bırakıldı... "Çankaya", fethedilecek bir merkez olarak görülmeye başlandı... YÖK Başkanlığı’na "kafa dengi" bir isim atandı... Aşırı mutlakiyetçi uygulamalar birbiri ardına gelmeye başladı... Ve gömülen baltalar da ortaya çıkıverdi... "Muhafazakárlaşıyor muyuz?" tartışması başladı... "AKP gerçekten merkeze geldi mi?" sorusu sorulmaya başladı... Bütün bu tartışmalar karşısında... Yüzde 47’nin bozan etkisi altında kalan iktidar, yandaşlarının da yol göstericiliğinde, olup bitenleri, "ordu", "yargı", "CHP", "yüzde 20", "burjuvazi" ve "bir kesim medya"nın komplosu ya da direnişi olarak algıladı, algılamayı tercih etti. "10 yıl sonra Sezer’in atadığı üyelerden hiçbiri olmayacak... 10 yıl sonra Gül’ün atadığı üyeler devreye girecek... 10 yıl sonra işlem tamam..." havası estirdi... Bunun üzerine... Kendilerini memleketin sahibi gibi görenler, "Vay! Madem 10 yılımız kaldı... O zaman ona göre davranalım" demeye başladılar. Eğip bükmeler, zorlamalar, yargının taraf olması, demokratikleşme umudunun azalması... Hepsi ama hepsi "10 yılımız kaldı" şeklindeki bir ruh halinin ürünüdür... Cehenneme giden yollara kuşku taşları böyle döşendi... * * * Düşünün: Çok kötü bir liderlik sergilemesine, Nazi subayı kılıklı Önder Sav türünden adamlarla yönetilmesine ve çok kötü bir muhalefet yapmasına rağmen... Bu memlekette CHP, yüzde 20 oy almış... Bu az bir şey değildir. "Ordu", "yargı", "burjuvazi" iktidara tavır almış durumda... Bu da az bir şey değildir... Cepheleşme ortamlarında iktidara oy vermeyenlerin, "iktidar karşıtı" olarak konumlandırılması söz konusu olur... Bu da "Yüzde 53 size karşı" cümlesine tekabül eder... Yani... Ortada "Ayrıcalıklarından vazgeçemeyen bir avuç seçkin azınlık" diye izah edilemeyecek bir direniş cephesi var... Peki bu cepheyi kim oluşturdu? Bu cephenin kendinden geçercesine motive olmasına kim katkı sağladı? Kim sağlayacak? Tabii ki AKP... Ve daha da kötüsü AKP, bu cepheyi hafife aldı, hafife almaya devam ediyor. Diyeceksiniz ki: Hafife almasın da teslim mi olsun? Şapkayı alıp gitsin mi? Hayır! Haşa! Tabii ki teslim olmasın... Benim söylediğim şudur: Yüzde 47 oy almış bir iktidara karşı çok güçlü bir itiraz oluşuyorsa, iktidar bu itirazın mahiyetini ve kapsama alanını kavramak zorundadır. Cepheyi genişleteceğine daraltması gerekir... "Bunlar bir avuç azınlık" demek, itirazın boyutunu fark edememek anlamına gelir... İtiraz edenler sonuna kadar haksız da olabilir... Bir iktidar, bu haksız itirazlarla da baş edebilme becerisini sergilemek zorundadır... Şunu demek istiyorum: Cepheyi daraltmak, iflah olmaz marjinaller dışındaki kesimleri ikna etmek, kuşku bulutlarını dağıtmak... Bunların yapılması gerekiyordu... * * * Bütün bunların ardından yazının başlığını, yani "Kod adı: Türban"ı anımsatarak, "Türban bu işin neresinde?" diye sorabilirsiniz. Hadi ben de Hasan Cemal gibi yapıp, bu sorunun yanıtını yarınki yazıya bırakayım... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
byzasz Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 8, 2008 Ülke belli dönemlerden geçerken yapılan işlerde düzenelmelede çok da hukukun üstünlüğü tartışılmaz, uygulanır ve tarihe bırakılır onun tartışması. Atatürk te kurtuluş savaşı zamanında istiklal mahkemeleri kurdurdu, onun da hukuki zemini tartışılır: Ama gereklimiydi, bu gün cumhuriyeti yaşıyorsak demekki gerekliymiş. Halk aslında koyun gibidir ( değil koyundur) eğer ki bu gün değil ülkede refah artarsa herkez ohh be ders, o gün istersen türbanlı kişiler cumhurbaşkanı olabilir diye yasa çıkar kimse rejimi değiştirmek için yapıyorlar demez. Değiştirecek kişi bulmazsın ki, adam mutlu mesut yaşarken umrunda bile olmaz.. BU gün ise filler maç yaparken olan gene halka olur, ve hakl zaten canından bezmiş azcık tünelin sonunu kim gösterse şuursuzca peşinden gider.. Akp %47 aldı neden aldı? eleştirmeyelim mi eleştirelim ama boşuna da vakit tüketmeyelim, türban konusu fazlasıyla gündemi meşgul etti, ekonomik darboğaza girebileceğimiz şu global krizde bizi başka gündenmelere fazlasıyla taşıdı.. bunu burda bırakıp önümüze bakmalıyız artık, yıllar sonra belki herşey yolundayken daha sancısız bir halde chp yapar bu düzenlemeyi, bizde gene önümüze bakarız.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar