Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Böyle başbakan hiç görmedik


elaidi

Öne çıkan mesajlar

Habertürk'ten Can Pulak'ın şaheseridir.

Şöyle güzel şeyler yazayım ,bu ülkede hep kötü şeyler olmuyor,iyileri de belirtip toplumun moralini güçlendireyim ,eleştiride adaleti sağlayayım diyorum ama olmuyor işte..

Tam kalemi elime alacağım sırada Başbakan esiyor,gürlüyor,kendisi gibi düşünmeyenlere hakaretler ediyor,topa tutuyor herkesi.Ona göre millet hiç konuşmamalı,ağzını açıp tek laf etmemeli,meramını el işaretiyle bile olsa anlatmamalı.Onun her fırsatta sığındığı demokraside,muhalefet filan yok.Dikensiz gül bahçesi olmalı ortalık.Kimse kıpırdamamalı,evet efendimcilerden başka kimse yaşamamalı bu topraklarda,kafasını kaldıranın tepesine balyoz gibi inilmeli…

Ben böyle Başbakan hiç görmedim.Önüne gelene hakaret eden bir Başbakanla Türkiye ilk defa tanışıyor.Rahmetli İnönü,Ferit Melen,Naim Talu,Sadi Irmak,Suat Hayri Ürgüplü,Bülent Ecevit,Turgut Özal,Süleyman Demirel,Tansu Çiller,Mesut Yılmaz,Yıldırım Akbulut,Bülent Ulusu,Necmettin Erbakan,Abdullah Gül dahil tam 14 Başbakanı yakından tanıdım.Bunlardan 8’i hayata gözlerini yumdu.6’si ise halen yaşıyor.Hiçbirinin ağzını bozduğuna,yanlışlıkla bile olsa argo kelimeler kullandığına, hakarete başvurduğuna hiç tanık olmadım.

Elbette onların da kızdıkları anlar,sinirlendikleri olaylar,tepelerini attıran yayınlar olmuştur ama,hiçbiri Recep Tayyip gibi tepkiler vermemiştir.Aksine hepsi,eleştirilerin en ağırlarını bile gayet terbiyeli üslüplarla geçiştirmişler,ince nüktelerle rövanşı almaya çalışmışlar,en fazlası haksız itham ve iddialarda yargı yolunu seçmişlerdir.Türkiye’nin en sancılı,en sıkıntılı ve en zor dönemlerinde bile (buna askeri yönetimler de dahil)tüm Başbakanlar,terbiye ve nezaket kurallarını ihlal etmemeye büyük özen göstermişlerdir.

Allah’ı var ,Abdullah Gül de çok efendi bir başbakan olarak görevini tamamlamış,Cumhurbaşkanlığına tırmanışında hayli engeli olmasına rağmen,bu efendiliği,güleryüzlü oluşu ve mütevazi kimliği büyük rol oynamıştır.Başbakanlık sıfatı,kişi Kasımpaşa’lı olsa bile,belli nezaket kural ve çizgilerinin dışına taşan ifadeleri kaldırmaz.Bir Başbakan diline hakim olmak,sinirlerini kontrol etmek ve üslübuna azami dikkati göstermek zorundadır.

Bu ülkede rahmetli Özal kadar saldırıya uğrayan,hakkında ağır eleştiriler yapılan,kolayca iftira edilen bir başka Başbakan görülmemiştir.Özal için yazılanlar,Özal için söylenenler,Özal için çizilen karikatürler ve Özal’a yapılan hakaretler,demek Recep Tayyip için yapılsaydı kan dökülürdü.Oysa Özal,muhaliflerine hakaret etmek,onları aşağılamak,kamuoyu önünde küçük düşürmek yerine,hepsinin dostluğunu kazanmaya çalışmış,hele gazeteciler arasında Recep Tayyip’in yaptığı gibi bir ayırıma hiçbir zaman izin vermemişti.Onun döneminde gazeteciler sevgiyle kucaklanmış,en aleyhindekilere bile her imkan tanınmış,uçağa alınmayan gazeteci görülmemişti..Bunları Recep Tayyip’e bir anlatan yok mu acaba?Yok mu ondan bir şey beklemeyen gerçek bir dostu..?

Şimdi buradan soralım..Recep Tayyip önüne gelene hakaret hakkını nereden alıyor?Günümüzde Recep Tayyip’in hakaretine uğramayan kimse neredeyse kalmadı.Kim ona karşı çıkarsa,hepsi alıyor ağzının payını.Yargıtay,Danıştay,
Üniversiteler,Basın topa tutuluyor.Hani memlekette demokrasi vardı?Varsa ağzı olan konuşacak,gördüğü yanlışı söyleyecek,yönetimi eleştirecek..Bundan normal bir şey olabilir mi?

Bir Başbakan,haklı bile olsa ülkenin Yargıtay Başkanına,Danıştay Başkanına,rektörlere,köşe yazarlarına hakaret etmez,edemez..Sen kimsin diye soramaz.Sorarsa,aynı soruyla cevabını alır ki,nitekim de öyle oldu.Başbakanlık makamına talip olanlar,o sıfatı taşıyanlar tüm eleştirilere,ağır bile olsa tüm ithamlara göğüs germek zorundadırlar.Bunun aksi düşünülemez.Ben Başbakanım,bana kimse bir şey diyemez,kimse yan bakamaz anlayışı,siyasi hayatımızda geçerli olamaz. Başbakansan eleştiriye katlanacaksın,ağzını bozmayacaksın,seni sevmeyenlere tahammül edeceksin.Bunu yapamayacaksan gidip evinde oturacaksın.Oturamam diyorsan,Cola Turka bayiliğine,Ülker ürünlerinin dağıtıcılığına döneceksin.O da olmazsa,oğlunun gemi şirketinde vakit geçireceksin.

Hem hukukun üstünlüğünden bahsedeceksin,hem de hukukun üstünlüğünü sağlayan ve temsil eden en tepedeki yöneticilere verip veriştireceksin.Bu olmaz işte.Bir gün senin de o hukuka ihtiyacın olur.Zamanında çok Başbakanın ihtiyacı olmuştu,gün gelir senin de olur.Bir Başbakan olarak,devletin tüm kurumlarını düzeltmek,onların iyi çalışmalarını sağlamak elbetteki görevindir.Ama tümünü hizaya getirmeye çalışmak,hepsini kendi kulvarına sokmaya kalkışmak,onların görev ve çalışma özelliklerini değiştirmeye uğraşmak,çok yanlış ve tehlikeli bir yoldur.Yanınızdaki ulemanın gazına gelmeyin,herkesi düşman bellemeyin,dost kazanmanın yollarını öğrenin.Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.Oysa sizin diliniz mevcut yılanların miktarını arttırıyor,sizin de rahat ve huzurunuzu kaçırıyor.

Ağzınızı bozmak,herkese hakaret etmek,muhaliflerinize saldırmak yerine,bir de herkesi sevgiyle kucaklamak yolunu deneyin Sayın Başbakan.Hani Antalya konuşmanızda bahsettiğiniz sevgiyi büyütmek,onu kasdediyorum işte…Sev ki sevil..Düşmanlıktan kimseye fayda gelmez.Bu arada lütfen üslübunuza dikkat edin.Muhaliflerinize’’ otur oturduğun yerde’’filan demeyin.Bu üslübunuzu sürdürürseniz,kimsenin yerinde oturacağı yok.Hatta ayağa kalkanların sayısı daha da artacak.

Bizden söylemesi Sayın Başbakan…

[email protected]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Çok güzel yazmış.


"Oturamam diyorsan,Cola Turka bayiliğine,Ülker ürünlerinin dağıtıcılığına döneceksin.O da olmazsa,oğlunun gemi şirketinde vakit geçireceksin."


Kısmı da güzel geçirmiş. Otur oturduğun yerde diyince daha da ayağa kalkan olsa keşke, adam kendini en üstün varlık olarak görüyor bu tavırlarına kimse ses çıkaramadığı için. Neys.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Tuzlamayı konuşmak yerine, diğer topiclerde şeriat türkiyede vardır'dan sonraki şeyleri takip etsen adam gibi cevaplar versen araştırdığın anlaşılsa bişeyler bildiğin anlaşılsa sadece sözlüğü açıp bakmadığın anlaşılsa belki daha ciddiye alınan bi adam olursun
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

paticikte seviye çok üst düzeyde olduğu için hakaretlere karşı üst düzey bir hassasiyet var(şaka yapıyorum lan heyecan yapmayın)
ama o başbakan demeden önce yazayım; iki farklı konumdaki insanın nasıl davranması gerektiğini değiştirmez, herkes aynı hukuka tabi

yargıtay danıştay sen yasama yapamassın diyince
haklı tavrını ortaya koyması nasıl hakeret oluyor onu da anlayabilmiş değilimdir
rektör darbe plz deyince sen üniveristenle ilgilen demesi de hakaret oluyormuş bir şekilde, çok garip

başbakan 2-3 kez küfür etti kişisel düzeyde medyaya yansıyan haberlerden bildiğimiz kadarıyla, onlara hakaret demek hafif olur zaten o da onun terbisizliği olarak kaldı akıllarda.

kurumsal olarak; yerini, hukuku bilmeyene doğruyu göstermeye hakaret denmez.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Hakaret değil bence de (dedikleri doğru ya da yanlış onu tartışmıyorum) üslubunda çok sorun var. Daha doğrusu danışmanlarının ona önerdiği üslup saçma, o tarz konuşmalarla milleti gaza getirebileceğini sanıyor sanırım bakalım nereye varacak bu coşkulu tayyip modeli.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

uslup ta etkili ama daha çok yer ve zaman
yaptığı çoğu konuşma halkın karşısında, haliyle çoşkulu olmak zorunda, argo - sert ifade kullanımı veya gaza getirici bişeyler söylemesse de bir etkiliyiciliği kalmaz zaten

basın mensuplarıyla sohbetlerinde veya ulusa seslenişte gayet sakin takılıyor mesela
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

İyi de bu sertliği diğer kurumlara göz dağı vermek tarzına sokunca hoş olmuyor. Dediği doğru ya da yanlış çıkıp da yüksek yargıya "herkes yerini bilsin" demek komik oluyor. Milleti gaza getireeği konuşmalarda kendi yaptıklarını anlatsın, sakin röportajlarda da yüksek yargıyı yaptığından dolayı eleştirsin istiyorsa.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...