Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

T.C Adalet Bakanlığı / Önemli Uyar


paspatur

Öne çıkan mesajlar

Önemli bir duyuru.Paylaşılması gerekir.

[spo]T.C.
ADALET BAKANLIĞI

BİLGİ İŞLEM DAİRESİ BAŞKANLIĞI
HALKIMIZA UYARI

Son günlerde karşılaşılan, sosyal sağlık tehdidi oluşturan, halka açık yerlerde kötü niyetli şahısların; Hepatit ve türevleri, AIDS; gibi bulaşıcı hastalık dağıtma girişimleri ile ilgili istihbaratlar alınmış ve bunların tüm yazılı, görsel basın ve Internet aracılığıyla en hızlı şekilde halkımıza iletilmesi zorunluluğu doğmuştur.

Bu nedenle;

Enfeksiyonlu iğne uçlarının vücudumuzun herhangi bir yerinde kana karışabilecek enfekte istemine karşı;

-Sinema, tiyatro,konser salonu gibi; kalabalık izleyici kitlesine sahip kapalı alanlarda, bizlere ayrılan koltuklara oturmadan önce, ışıklar henüz yanıyorken, koltuklarımızın üzerini kontrol etmemiz,

-Halka açık Telekom Ankesörlü Telefon’larını kullanırken jetonumuzu geri almamız sırasında jeton iade gözüne elimizi dikkatlice ve kontrol ederek sokmamız,


-Restaurant ve benzeri yeme – içme mekanlarında kürdan kullanmamamız, en azından kapalı ambalajda kürdanları tercih etmemiz,

önerilmektedir.


Bu uyarı niteliğindeki dosya, tüm İlçe Emniyet Teşkilat’larına ve Internet
yoluyla siz ve sizin gibi etkin Internet kullanıcısı halkımıza bir ön bilgi olarak gönderilmiştir

Bu dosyayı kişisel iletişim dahilindeki tüm tanıdıklarınıza ve akrabalarınıza iletmenizi, halkımızın sağlığı ve refahı için zorunlu bir durum olarak görmekteyim.


Turan Açikmese
Adalet Bakanlığı
Tetkik Hakimi


T.C. ADALET BAKANLIĞI
06659 KIZILAY / ANKARA
TEL: 90 (312) 417 77 70[/spo]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bu fake hocam ya.
büyük ihtimalle sana forward e-mail olarak geldi, di mi?

o sinemada iğne batma olayı zaten resmen bir şehir efsanesine döndü.

televizyonda çıkıp haber olarak adalet bakanlığı açıklamadığı sürece inanmam bu yazılanlara.

hem şimdi aklıma geldi de, adalet bakanlığının ne umrunda ya bu, sağlık bakanlığı ilgilenmesi gerekmez mi?
fake e-mail baştan kokarmış...

[ Mesaj 12 Nisan 2007, Perşembe - 13:05 tarihinde, Bone tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

İnsanları telaşlandırmak için niye koysun saçmalama.

Uydurma da olsa, yazılanlar gayet mantıklı, inanılabilecek şeyler, adam paylaşmak istemiş, hemen art niyet aramayın.

edit : Ahaha dasaa ben farketmemiştim onu =P

[ Mesaj 12 Nisan 2007, Perşembe - 13:09 tarihinde, Asteroth tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Yahu böyle uydurma bir şeyi, insanları telaşlandırmak için mi koyuyosun, bir de paylaşılsın falan yazmışsın... İnsan önce doğruluğunu biraz araştırır.



yazı fake olabilir.Ancak böle bir ihtimal her zaman var.Dikkat etsen fena mı olur?

"İstanbul birinci derecede deprem bölgesidir" dersem istanbulda yaşayanlar beni linç mi edecek, rahatımızı kaçırdın diye.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yazılanlar mantıklı olsa dahi bahsedilen virüs HIV ise sadece mantıklı olma seviyesini geçemiyor.. ortam şartları ve yaşama süresi vs. vs. nihayetinde bence Allah diyen kedi de mantıklı, nihayetinde ses telleri var ve Mariah Carey ile evlenebilme ihtimalimde üzerine düşününce mantıklı geliyor.. ikimiz de insanız di mi?

her neyse mantıklı ve gerçekleşebilme arasında dağ gibin kocaman kocaman farklar var..

ayrıca isim ve titr (ünvan) konusuna da değinelim..

şimdi google dan hikmet+tel: diye arattım ve çıkanlardan 1.sine tıkladım:

Hikmet Sarısu
Tel : 0216 483 9418
Fax : 0216 483 9420
Email :[email protected]

yani böle biri var! dahası eğitim görevlisi ve(bakmadım ama) doç. prof. vs bile olabilir. taşaklı bi arkadaş yani.. isimlere kanmamak lazım.. her neyse dahasını söyleyim ben
aha amcamın fotosu!


amacım ise bu gibi konularda daha uyanık olmanızı ve "yememenizi" sağlamaya çalışmaktan başka bi şi değildir bu mesajda.. ok? müsterih olun.. devlet görevinin başındadır..

ha ayrıca hiv açık havada çok yaşamaz, hele güneş falan varsa.. ha son olarak böle bişi olsa adamı polis önce kamera kayıtlarından falan inceler.. olayı sen, ben haberlerde görürüz.. mail falan gelmez kimseye..

yaaa işte bööle.. der ve kaçarm.. akşama anca onlayn.. belki

[ Mesaj 12 Nisan 2007, Perşembe - 13:19 tarihinde, dasaaa tarafından güncellenmiştir ]

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Son hamle değil abi, yıllardır var bu muhabbet. Doğruluğunu hiç araştırmadım ama, ne başıma geldi ne herhangi bir yakınımdan benzer bir vaka duydum.

Bu arada dasaa kaçma, ben "Adam niye insanları telaşlandırmak için böyle bir konu açmış olsun ki?" diyorum. Bana ne Hikmet Sarısu'dan, sanki televizyonda veya gazetelerde gördüğümüz her haberi araştırıyor muyuz?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ortalıkta AİDS bulaştırmak isteyen sapıklar olmadığı gibi dasaa'nın yazdığı şekilde HIV virusu öle açıkta kalabilen dayanıklı bir virus değil, gerçekleşme ihtimali marjinal olan bir şeyi gerçekmiş gibi yazmanın tek amacı insanları gereksiz kaygıya sevketmek olabilir.
O zaman ben de mesela, asprinin prospektüsünü okuyup yazayım burda sakın aspirin içmeyin ölümcül down sendromuna yol açabilir.
Saçma sapan deprem söylentileri de bunun gibi 5 dklık araştırmaya üşenip internetten her önüne geleni yayanlar yüzünden ortaya çıkıyor, biraz sağduyulu olalım.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Şimdi olay "Aa evet insanlara HIV bulaştırmaya çalışan bir çete var" diyormuşum gibi görünüyor ya, neyse...

Aids olduğunu bilmesine rağmen sırf "intikam" için işlerine devam eden fahişeler var, haberlerde duymuşsunuzdur birkaç sene önce.

Ayrıca Wiki'ye baktım, gerekli bilgiyi bulamadım ama ekşisözlük'te açık havada 30 dakika kadar yaşayabildiği yazıyor virüsün.

Yani böyle bir haber kesinlikle inanılmayacak kadar absürd değil. Zaten ben de onu söylüyorum baştan beri, adamın art niyeti olduğunu sanmıyorum o kadar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bu konuda şöyle birşey var.

bazı dangalaklar sıkıldıkları evlerinde eğlence olsun diye arkadaşlarına e-mail yazıp yolluyor.
ne yazık ki e-mail'i okuyanlar işe gerçek mi değil mi diye araştırmadan "hemen herkese yollamalıyım" psikolojisi altında saçıyor önüne gelene.
eğlence diye başlıyan iş, salgın hastalık haline dönüyor.

bunun sonunda ne oluyor, sana söyleyeyim mi?
doğru bilinen bazı yanlışlar halkın içine yerleşiyor. doğru yaptım sanılarak yanlış işlere girişiliyor.
ve bunun sonucu halk zarar görüyor.
doktorlar doğruyu söylemeye çalışsa da, halk, "internette okudum bunu" diyerek yanlışı sürdürmeye çalışıyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

spam mail foreva. hadi sağlık bakanlığı olsa bi derece ama adalet bakanlığı nedir ya :P eski şehir efsanelerinden biri bu "sinemada dötünüze aidsli iğne batması" olayı. ankesörlü telefon olayını duymamıştım ama artık jetonlu telefonmu kaldı? kürdan olayına ise öeh diyorum sadece
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

şimdi olay ile ilgili görüşlerimi yukarıda yazmıştım ve bir daha yazmaya gerek duymuyorum.. bana sorulan sual üzerine cevap veriyorum

said:
Bu arada dasaa kaçma, ben "Adam niye insanları telaşlandırmak için böyle bir konu açmış olsun ki?" diyorum. Bana ne Hikmet Sarısu'dan, sanki televizyonda veya gazetelerde gördüğümüz her haberi araştırıyor muyuz?


ilk cümlenin sebebini anlamasam dahi diğerine vakıfım.

Bu tür haberler geldiğinde (gavurun hoax dediği şeyler) bu sıkış haberler birinin üstüne yamanır. İnternet devrimi ile bu yamama olayı çağ atladı bir nevi. isterseniz Sağlık Bakanlığı logulu ve hatta altında sağlık bakanlığında üst mevkiide çalışan (uyduruyorum ben) "İzzet gümüşbıçak" isimli birinin imzasını da içeren bir kağıt basabilir veya sayfa tasarlaybilirsiniz. Oldukça kolay. dahası bu adamlar hakkında doğru bilgiler de verebilirsiniz, telefon numarası, imza, fotoğraf.. işte o hikmet amca (soyadı herne ise) fotosu ve tel.i bunun ne kadar kolay ulaşılabildiğini gösteriyor. Bilakis önceden (editten önce) birisi "baktım bu adam orada (adalet bakanlığında) varmış" gibi birşeyler söylemişti.. işte bu "kılıf hazırlama" olayı bu denli kolay..

İkinci kısmı yani,"sanki televizyonda veya gazetelerde gördüğümüz her haberi araştırıyor muyuz?"
bi kere cümle düşük.. ^_^ her neyse; konuya dönelim ve size bu gibi konularda acaip yardımı dokunacak ürünümü tanıtayım!!!


SÜZGEEÇ!!!

evet.. her beynin süzgeçe ihtiyacı vardır. Ancak sadece şıkları eleme yöntemine ve kabüllere dayalı bir lise+üniversite dönemi dolayısı ile Türk halkında bu süzgeç bulunmaz, evrilmemiştir. (bu laflarımdan üzerine alınma sakın Asteroth, lafım sana değil kesinlikle)
Verilen olayı hemen yutar ve hatta Türk halkında ilk gelen haklıdır hastalığı yaygındır. Özetlemek gerekirse haklı ya da haksız olduğunuz konuyu ilk olarak siz anlatırsanız size inanırlar, yok diğer kişi anlatırsa ona inanırlar.. Neden? çünki verilen bilgiyi süzgeçten geçirip karara bağlama yetisinden uzaktırlar! Süzgeç yok, sorun yok.. adam takmıyor ki hiç..

Şimdi "her haberin doğruluğunun kontrolü" kısmısısısısısısına geçer isek, bakın bu süzgeç burada da işe yarıyor. Örnek olarak, "latin amerikalı pablo almodovar gomez güneş ışığıyla besleniyor!" şeklinde bir haber uydurayım.. bu habere "sikktrrr be! fotosentez de yapıyor muymuş bari!!" diyen kısmınız süzgeç kısmınız.. devam edelim "..yaptığı açıklamada ünlü siyasetçiyi vuran faillerin yakalanacağını ve konunun en kısa süre tamamen aydınlatılacağını söyledi... " işte bu biraz daha çetrefilli.. ancak Türkiye'de yaşıyan ve ülke gerçeklerini bilen bir dimağ -ve süzgeç hemen "tabi tabi.. en kısa sürede.. tabii." diyip aşağıdan gizlice naah nah hareketi çekecetir.. bu süzgeç aynı zamanda size verilen her bilginin realite ile çelişip çelişmediği konusunda size sorular sorar ve konuyu sorgular.. işte bu sayede ezberlemez öğrenirsiniz.. ancak dediğim gibi Türk halkında fazla görülmez bu aparat..

süz geç deyip geçmemek lazım.. faidelidir pek..

[ Mesaj 12 Nisan 2007, Perşembe - 18:43 tarihinde, dasaaa tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

@dasaa;

İlk cümleyi eksik yazmışsın, ondan anlamamışsındır =P

Şimdi hoax hakkında fikirlerimiz aynı, birşey demiyorum ona.

Süzgeç konusunda ise şöyle birşey var; bu haberlerin ilk görüşte "Aa hakkaten lan" dedirtmesinin sebeplerinden biri, bir insanın neden böyle bir fos haber yapıp nette yaymak isteyeceğini mantığın almamasıdır. Benimki almıyor, alamıyor mesela. Benim mantığımı aştığı için de, gayet ciddi "Hmmm.. evet, doğru olabilir" diyorum, zokayı yutuyorum kafadan.

Haber doğruluğu konusunda da çok uç örnek vermişsin, kulağını çekmek istiyorum izninle. "Güneş ışığıyla besleniyo" ne lan? =P

Misal, sanmıyorum ki "Sınırdan geçmeye çalışan 3 kaçakçı yakalandı. 3 kaleshnikof ve 800 mermi ele geçirildi." diye bir haberi herhangi birimiz merak edip de araştırsın. Ama "TC Polis" yazısının önünde mermilerin yine "TC Polis" yazacak şekilde dizilmiş halini görünce "Hmmm.. Evet, doğru olabilir" diyoruz di mi?

İşte saf saf okuyunca mesajı, o mesajda yazan "Adalet Bakanlığı" yazısı haberin doğruluğu için yeterli geliyor mantığa. Art niyet de aramıyorsun sonuçta -ne gibi bir art niyet olacaksa- direkt kabul ediyorsun. Bu mail'i hazırlayan arkadaş da -hıyar- amacına ulaşmış oluyor böylece, ne mutlu hepimize.

Sonuç olarak dediklerinin çoğuna katılıyorum, manipülasyona çok açık bir milletiz ve denilen herşeyi direkt doğru olarak kabulleniyoruz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...