dasaaa Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 eee... öncelikle gökdelen dikmek çooooook zor bi şi.. (her neyse bunun üzerine durmaya bile değmez) Ancak daha önemlisi (önceki sayfada belirtmiş olduğum gibi öncelikle görüntüye takılı kalanlara Allah akıl fikir üçlüsünü veriyorum. Keza bu projeyi istemeyenlerin büyük kısmı şunuda istemedi: vapuların yenilenmesi, Haydarpaşa'daki limanın ve minibüslerin kaldırılıp o bölgeye otel yapılması, fes yerine şapka kanunun gelmesi.. Kısaca Türk, gelişime düşmandır efendim) bölgenin altyapısına ve İstanbul trafiğine getireceği yüktür. Şimdi düşünelim (evet düşünelim) bu binada 10x kişi çalışacak olsa (büro falan ayağı) bunların 2x (çok iyimserim bu akşam, bozma bu güzelliği) kadar bir kısmısısı Anadolu yakasında ikamet etse ve bunlar her gün işe gitmek zorunda olsa (ki çalışma hayatı öyle gerektiyor di mi?) köprüye getireceği yük ne olur? Bu yükü iki kıtayı biribirine bağlayan köprüler kaldırabilir mi? İstanbulda raylı sistem o kadar gelişmiş midir? Ayrıca (oha dahası var ha?) kanalizasyon sistemine ne kadar yük biner? Bu binanın elektrik bağlantıları, telefon bağlantıları, normal zamanda yapıldığı gibi, baştan savma yapılırsa ne gibi sorunlar çıkabilir? bu soruları cevaplamak için projelerin incelenmesi gerekiyor (baba sakin ol yaw, anlaşma yeni yapılmış...) Yani şimdi konuşacağımız şeyler doğmamış çocuğa don biçmekten başka bir şey olmaz.. (hanım bizim çocuk erkek olacak içime öyle doğdu birden. Ben gidip bi koli mavi don alıyım çocuğa!) Diğer yandan (bitmedi mi hala?) 'amaney yapılmasın bu' diyenlerin bu büyüklükte bir işin sağladığı getiriden haberleri yoktur sanırım. Sadece ve sadece inşaat sektörünün lokomotif sektör olduğundan dem vursam yeterli olur herhalde. Daha sonra yaratacağı istihdam hacminden bahsetmem saçma olur (bkz. mavi çocuk donları) Ancak o konuda şunu söyleyebiliriz hızlıca (ama çabuk ol lütfen!) fabrikalar ve hava kirliliği yerine kalifiye eleman ve hizmet sektörü ikilisi çok daha karlıdır ve önümüzdeki yıllarda globalleşen ekonomi içinde kendine daha büyük pazar payları bulacaktır. Böyle büyük alanlar, büyük şirketlerin İstanbula gelmesini ve nihayet İstanbulun ana oyuncularadan biri olmasını sağlar (bu uzun ve sıkıcıydı, hızlı değil!)[signature][hline]MONO(b)LOG
wizardofoz Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 dasaa guzel ama bir noktayi degistir... Fes sapka-kiyafet kanunuyla bunun arasinda biraz fark var...[signature][hline]Bal adam...
bLackcha0s Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Konuyu açan Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 İstanbul'un eşşsiz bir tarihi var bir gerçek. Tıpkı Romanın Parisin olduğu gibi. ama şimdi bir düşünerek konuşalım. İstanbul Paristen eski bir şehir. Parise gittiğinde tüm binalar Fransız mimarisinde ve hep eski mimari. Tıpkı Roma da olduğu gibi. Peki Allahaşkına İstanbul un Yeşilköyünde , Bakırköyünde Moda da Kadıköyünde Eyübünde Fatihinde Tarih neresinde ? bizmi göremiyoruz yoksa ? Beyoğlundan başka adam gibi yermi var tarihi yansıtan ? İstiklal caddesinde Tarih kokuyor.Peki ya arka sokaklar ? Eminönünde 2-3 bina Tarih Kokuyor. Peki ya büyük banka binaları ? İstanbul'da tarih mi kaldı ? Tarih istiyorsak Topkapıda Surları bi temizleyelim önce. Modernleşmenın önüne geçilemez.Bugun arabı gelicek dikecek onu.Yarın yanına Amerikalısı gelicek daha uzununu dikecek. Maslak Levent gibi kentlere zaten bunlar yapılması şart.Modernleşen yerler. Ben hep kıskanırdım neden İstanbulumda gökdelen yok diye. Modernleşicez.Ama aynı ölçüde tarihimizide koruyacağız. Boğaz bakir kaldığı sürece İstanbul un gerisine gökdelen dikilsin.Hiç olmazsa çarpık kentleşmiş iğrenç bir tabloyu ortadan bir nebze sileriz.
wizardofoz Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Ayrica gokdelen demek tarih yok demek degil ki... Enayilik etmezsek tarihi hala koruyabiliriz... Ha tabi gidip derseniz iste burada 50 yilllik bilmemnenin ruhuna cesme yapilmis, akmiyor bile suyu, kirmayalim o da tarihi bir eser. Bence bu hata olur... Acin yatirimin onunu, artik zamani geldi. Ekonomik gellismemizi belli edecek sehirler olusturmaliyiz[signature][hline]Bal adam...
PrudenT Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 bana sorarsanız: "depremin yanında uçaklara da dayanıklı olsun" derim :D[signature][hline]Fistan, 24 Eylül 2005 16:09 tarihinde demiş ki: peki o zmn tüm hayvanları yavşaklaştıralım hiç vahşi hayvan kalmasın
dasaaa Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Eee şey estetik değil diyenler şirketin hazırlamış olduğu projeyi görmüşler midir acep? Peyzaj çalışmaları ve belediye ile ortak çalışmalar sonu oluşacak görüntüyü bir zahmet rica etsem 3ds olarak (cinema 4d de olur ya da yollayın siz ben açarım) sonra konuşsak tatlı tatlı.. Aslında içerisie gökdelen yapamayacağınız şehirlerden biri paristir (orada da var aslında bir gökdelen ama sadece 1 tane) Ancak Paris'in bir "dokusu" vardır (petek yüzeyli üst doku değil. Karıştırma şimdi!) -Napoleon III sanırım- zamanında oturtulmuştur bir standart. Bütün binalar (evet evet! hepsi) aynı standarta göre yapılmıştır. Ancak İstanbul hormonlu gelişmiş bir şehirdir ve böyle bir doku mevcut değildir. Ha elin arabı gelir der "baba ben yerebatan sarnıcını yıkacam yapacam üzerine 1km lik bina" Yuh derim öküz derim. Kimse buna izin vermez zaten. Ancak burada 'amaneyyy!' lik bir durum yok. Kaldı ki bu İstanbulun ilk gökdeleni de olmayacak... Ben hala yapılmasını istemeyenlerin büyük bir kısmının geri kafalı olduğunu düşünüyorum...[signature][hline]MONO(b)LOG
wizardofoz Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Louis XIV ile degilmiydi o doku? Hatta civil war a karsi daha dayanikli bir defans mekanizmasi olsun diye alanlar genis, barikat kurmak zor vs. vs.[signature][hline]Bal adam...
Gimli Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Önümüzdeki sene mimar olacak bir genç olarak ağzım açık izliyorum yaızlan yorumları. "Gökdelen de yapılsın, tarih ne ki canım ne yapıcaksınız" bıdı bıdılarını. Kusura bakmayın ama bunlar çok korkutucu şeyler. tabiiki istanbulda dünyanın en yüksek binasının bulunması harika birşey. Bu bina istanbul'a da yapılmalı tabiiki. Bunun aksini düşünmek çağdışılıktır. Ancak bu bina, istanbullunun seçeceği yere özenle yapılmalıdır. Burada bu gökdelen gösterilen yere yapılsın diyen arkadaşların büyük bir kısmı, Haydarpaşa garını yok eden ve istanbul içinde ufak bir manhattan yaratmayı amaçlayan projeye isyan etmişlerdi. Haydarpaşa garı yok olacağı için. Şimdiyse, çoğunuzun gözünüze masum gözüküyor bu proje. Maslakda işte ne güzel, iş kulelerinin orda hem bi bina da yıkmıyoruz diyorsunuz muhtemelen. Ancak eğer bu bina yapılırsa, tarihi yarımadanın silüeti, boğaziçinin silüeti mahvolacaktır. Yıkılmıştan beter olacaktır. En yüksek binanın 180 metre olduğu bir ölçeğe (ki bu binalar bile silüeti mahvetmektedir) siz 650 metrelik bir binanın yerleştirilmesinin ne demek olduğunun farkında mısınız? Korkunç bir oransızlık oluşacaktır. Görüntüyü hepimiz yadsıyacağız. Her gün karşıya geçerken vapur kullananlar, topkapıyı, galatayı, kızkulesini, dolmabahçeyi, surları, bir sürü camiyi, ayasofyayı teker teker süzme lüksünden yoksun olacaktır. Çünkü kafanızı kaldırdığınız an, avrupa yakasında devasa bir kule tüm bu görüntüyü domine edecektir. Ve ne zaman kafanızı kaldırsanız 650 metresiyle bu bina sizi karşılayacaktır. İnsan gözü ister istemez bu kadar büyük bir oran dururken diğer ufak oranlara odaklanamaz. Bilimsel bir gerçektir bu, estetik bir tarafa. Ve boğaziçi 650 metrelik kulenin olduğu yer olacaktır. Tarihi kimliğinden yoksun bir şekilde... Bu bina bir sekilde tarihi silüetin olmadığı bir yere, Avcılar gibi istanbul sınırları içinde ana arterlerle bağlantılı bir noktaya yapılmalıdır. Varolan çözüm tarihi bir katliamdır. Tarihi korumak için bina yaplmasına izin vermeyenler, surları temizlesin diyen komik arkadaşa sesleneyim biraz da. Restorasyondan bihaber olduğu oldukça açık. Bir binayı korumak , onu komik bir sekilde yeniden yapmak değildir. (ki istanbulda bu rezalet de yapılmıştır yeditepe surlarında) En çok tercih edilen restorasyon türü, korumadır. Bir tarihi eseri olduğu gibi hiç dokunmadan ve yok olmasını engelleyecek şekilde korumak. Rekonstruksyon dediğimiz şeyse bambaşka birşeydir.[signature][hline]Volfied, 04 May 2003 08:18 tarihinde demiş ki: A mug of ale, and a fine tale! Gimli yönetti
dasaaa Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Hmm yok Napoleon III olması lazım yamulmuyorsam (yamuluyor olabilirim tabi) Baron Haussmann (haußman da olabilir) ile birlikte 1800 lü yılların ikinci yarısında (1830 olsa gerek ama hatırlamıyorum net) Parisi yıkar ve yeniden yapar.. Bol bol para harcamışlardır tabi bu dönemde ve adam kendi evini dahi yııkmıştır bu günkü güzel parisi yaratmak için[signature][hline]MONO(b)LOG
wizardofoz Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Bir mimar adayi olarak endiseni anliyorum... Ancak benim tek derdim ekonomi, yatirim, para para para... ben tipik bir ekonomist akliyla dusunuyorum, estetikten yeri geldikce uzak... Sen ise bir mimar gibi, estetige ve guzellige bakiyorsun... Beni ilgilendiren kagit uzerindeki rakamlarin degiskenligi, seni ise doganin, goruntunun bozulmasi... Senin yorumuna saygi duyuyorum, sadece neden boyle dusundugunmu aciklamak istedim[signature][hline]Bal adam...
Gimli Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 O zaman parasal yaklasalım. Her gün taş yapı gören, rekreasyon alanına sahip olmayan, cansız binalar arasında sıkışık yapılarda yaşayan bir memur mu daha verimlidir? Yoksa gerekli çevreye sahip, kendi yaşamını memnuniyetle yürütebilen, etrafıyla barışık bir memur mu daha verimlidir? Para dediğimiz çok meteryalist bişeymiş gibi konuşuyoruz. Aslında tamamen manevi şeylere bağlıdır. Bugün güzel bir şehriniz olursa, yarın o şehir daha çok para eder. O şehre daha fazla turist gelir[signature][hline]Volfied, 04 May 2003 08:18 tarihinde demiş ki: A mug of ale, and a fine tale! Gimli yönetti
bLackcha0s Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Konuyu açan Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 said: Gimli, 08 Ekim 2005 21:38 tarihinde demiş ki: Tarihi korumak için bina yaplmasına izin vermeyenler, surları temizlesin diyen komik arkadaşa sesleneyim biraz da. Restorasyondan bihaber olduğu oldukça açık. Bir binayı korumak , onu komik bir sekilde yeniden yapmak değildir. (ki istanbulda bu rezalet de yapılmıştır yeditepe surlarında) En çok tercih edilen restorasyon türü, korumadır. Bir tarihi eseri olduğu gibi hiç dokunmadan ve yok olmasını engelleyecek şekilde korumak. Rekonstruksyon dediğimiz şeyse bambaşka birşeydir. Hah! Korumak ? Kim koruyor allahaşkına.Sanırım hiç Surlara gitmedin hadi gitmedin yanındanda geçmedin mi ? Haklısın Restorasyon olarak koruma türü en iyisidir.Fakat "Korumak" cümlesi geçiyor burada. Surların korunduğuna gerçekten inanıyormusun ? Surların bir Kısmına çalışma yapıldı gerçektende iğrenç oldu kartondan yapılmış gibi gözüküyor. Ama ben o surların ve birçok tarihi eserin korunduğuna hiç inanmıyorum. Eğer bu korunmuş haliyse ...[signature][hline]Eskiden yeterdim kendime Artardım bile Şimdi ne yapsam nafile!... Ve Kim demiş "can eskimez" diye Bu can tedirgin bu tende Can da eskimiş ben de /Bedri Rahmi Eyüboğlu
eldar Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 valla ben materyalistim bana ne doğadan gibi bir özür kabul edilemez.Bu gökdelenin şu anda gösterilen yere yapılması hakikaten yazık olur.
wizardofoz Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Gimli seni bir New York a alalim... Her yer tas gokdelen, bir halta benzemiyor.. Ama bak bakalim Wall Street. Al sana tastan yapi, mimari olarak da bana pek bir guzel goruntusu yok acikcasi.... Ama para orada donuyor. ya da Cin e bak, adamlar her ay 300000 kisiyi barindiracak kentler kuruyor.. Evet her ay... Verimlilik? Verimlilikle motivasyonun elbette korolasyonu vardir. Ancak, ozel bir sirkette o motivasyona sahip olmak zorundasi, kosullar ne olursa olsun... Yoksa kicina tekmeyi basarlar... Kokuna kadar kapitalizm.... bu tartismanin asli burada yatiyor[signature][hline]Bal adam...
fede Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 ne gökdeleni yaa offf. istanbulu da b.k etcekler istemiyom ben arap da gökdelen de[signature][hline]Ölüm ölüm dediğin nedir ki gülüm; Ben senin için yaşamayı göze almışım. -natalieye
wizardofoz Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Ben merakla bekliyorum HP, GM, GE falan ne zaman gelip dikecek gokdelenleri... Cunku Cinde bu olay yaklasik 15 sene kadar icinde oldu... Hindistanda da son 5-10 senedir inanilmaz bir buyume var.. Ozellikle IT business bazinda. BAkalim Istanbul dunyanin ne merkezi olacak[signature][hline]Bal adam...
bLackcha0s Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Konuyu açan Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Tarihi yarımadaya bakıpta. vayy be tarihe bak ne savaşlar geçti ne nesiller yetişti buralarda diyen varmıdır ? Açıkcası ben orayı hergördüğümde 15-20 sene önce yapılan Çarpık yapılar görüyorum. Tarih dediğiniz buysa eğer gerçekten çok önemli yapılar var.[signature][hline]Eskiden yeterdim kendime Artardım bile Şimdi ne yapsam nafile!... Ve Kim demiş "can eskimez" diye Bu can tedirgin bu tende Can da eskimiş ben de /Bedri Rahmi Eyüboğlu
Gimli Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Komik oldu bu biraz Dorsia Tümden gelimle tüme varımı karıştırdın sanırım. Wallstreette tüm dünyanın parasının dönmesinin sebebi, Wallstreetin beton bloklar halinde olması mı yani? Yoksa tüm dünyanın parası Amerikada döndüğü için mi bu para Wallstreette toplanıyor? Çin örneği daha çarpıcı. Evet adamların paraları var? Doğru.. Eeee? Bu nası oluor da istanbula gökdelen yapılmasını haklı kılıyor anlamadım onu? Bizim paramız OLMADIĞI için böyle bir yere gökdelen yapılabiliyor olması olayı mümkün. Bizim yerimize amerika yada çin İstanbul'a sahip olsalar, o gökdelenleri bambaska yerlere yaparlar emin ol. Baska bir nokta daha, yine paramız OLMADIĞI için, o gökdelen baskalarının parasıyla yapılıyor, ve o baskaları, kendilerine ait olmayan bir sehrin içine etme konusunda rahatça umursamaz davranabiliyor. Yani iyi güzel para girsin ülkeye de, alt kültürümüz PARA olmasın bi zahmet.[signature][hline]Volfied, 04 May 2003 08:18 tarihinde demiş ki: A mug of ale, and a fine tale! Gimli yönetti
wizardofoz Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Gimli Cin de Great Wall un uzerinde ve etrafinda bir suru Starbucks var.. hmm.. Ayrica Amerika ornegini sadece motivasyonu karsilastirmak icin soyledim... Motivasyon eger paran varsa ve kendi isini kurmussan etkili olur... yoksa zaten baska bir sirket altinda calisirsan, o motivasyona en kotu gununde bile sahip olmalisin. Demek istedigim bu. New York, Manhattan, dibine kadar betonarme. Boston, Washington DC, daha ne ornek vereyim. Bir cok yer, hepsi betonarme. Bir SanFransisco ve Miami degil, zaten orasi da turist cekmese baska bir albenisi yok.[signature][hline]Bal adam...
eldar Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 bir de new york'la istanbul'da kişi başına düşen yeşil alanı karşılaştır istersen o zaman görürsün beton blokları
wizardofoz Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 New York ta yesil alan bildigim kadariyla bir tek Central Park var. Istanbulda Besiktas parki en kesin hatirladigim. Ki daha da olmali, siz daha iyi bilirsiniz adlarini. Ayrica Istanbul un bogazi var, sahili var, sahil yolu var. New York'ta hava kirliliginden gunesi gormek zor, zaten gokdelenler sagolsun bulutlari zor goruyorsun... Ama tabii New York un her adim basi gokdelen...[signature][hline]Bal adam...
Gimli Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Surların gerçekten korunması gerektiği gibi korunduğuna inanmıyorum. Yedikule surlarında yapılan rekonstrüksyon adeta bir dekoru andırır ve kesinlikle çok komiktir. Diğer taraftan topkapı surları iyi korunmustur ve koruma projeler idevam etmektedir. Anlamadığım bişey var, evet, iyi koruyamıyor olabiliriz İstanbul surlarını, da yani oraları iyi koruyamıyoruz demek nasıl oluyor da hertarafın içine edecek bir yapıyı yapalım demek oluyor bak onu anlamıyorum? Tarihi yarımadaya baktığın zaman nasıl görüyorsun o garip yapıları onu da anlamadım? Tarihi yarımada silüetinde asıl görünen şey, Topkapı sarayı, Ayasofya ve Sultan Ahmet'tir. Halice doğru biraz girerseniz, yeni camiiyi ve eminönünü görürsünüz. Kusura bakmayn ama, tarihi yarım adaya bakınca bir imparatorluğun geçmişini, görkemli bir sarayı, zamanının en büyük kilise-camisini göremiyorsa, ya tarihinden bihaberdir ya da yıllarca o görüntüyü görmek onda alışkanlık yaratmıştır. Ancak buraları hiç görmeyen birini, bu görüntü afallatır. Emin olun. Bazı değerleri de kaybedince anlamayalım. Çok geç oluyor[signature][hline]Volfied, 04 May 2003 08:18 tarihinde demiş ki: A mug of ale, and a fine tale! Gimli yönetti
Gimli Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 said: Dorsia, 08 Ekim 2005 22:03 tarihinde demiş ki: Gimli Cin de Great Wall un uzerinde ve etrafinda bir suru Starbucks var.. hmm.. Ayrica Amerika ornegini sadece motivasyonu karsilastirmak icin soyledim... Motivasyon eger paran varsa ve kendi isini kurmussan etkili olur... yoksa zaten baska bir sirket altinda calisirsan, o motivasyona en kotu gununde bile sahip olmalisin. Demek istedigim bu. New York, Manhattan, dibine kadar betonarme. Boston, Washington DC, daha ne ornek vereyim. Bir cok yer, hepsi betonarme. Bir SanFransisco ve Miami degil, zaten orasi da turist cekmese baska bir albenisi yok. Ya şöle garip bi çıkarım olmasın. Betonarme bina yapılmasın diye bi saçma önerme olamaz. Günümüz teknolojisinin en önemli parçasıdır beton. Ancak her yapının belli bir yeşil alanı - rekreasyon alanı bulunmalıdır ve çevresine saygılı olmalıdır. Hala anlatamadığım şey, Çin veya Amerika, bu saydığım ilkeleri çiğneyerek zengin olmamışlardır. Zengin olup bu ilkeleri çiğnemişlerdir. Farklı şeyler[signature][hline]Volfied, 04 May 2003 08:18 tarihinde demiş ki: A mug of ale, and a fine tale! Gimli yönetti
bLackcha0s Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Konuyu açan Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Benim savunduğum olay illa gökdelen yapılması değil. Kızdığım nokta , hiçbiryer korunmuyor hiçbir tarihi doku korunmuyor sonra modern birşey yapıldığında herkes "TARİH" diye ayaklanıyor. Sadece görüntümü önemli olan ? orada dikkatlice bakıldığında çok geçmişi olmayan binalarda görülecektir. Bende isterdim bu gökdelenlerin Bakırköy, Yeşilköy gibi kentlere yapılmasını. Ama zaten batmış bi yere modern bir görüntü verilmesine karşı değilim.Ben ayrıca hoş olucağına inanıyorum.Topkapı Sarayının arkasında bir uzay mimarisini görmek hoş olucaktır. Nasıl gs lisesinden bakınca Ortaköy Camii ile Boğaz köprüsü yanyana duruyor. Aynı güzelliği vereceğini düşünüyorum. Ayrıca Süzer Plaza ile boğazın içine sıçtık nasılsa.Kimin gücü yetti yıkmaya ? Bununda kimsenin gücü yetmeyecek.[signature][hline]Eskiden yeterdim kendime Artardım bile Şimdi ne yapsam nafile!... Ve Kim demiş "can eskimez" diye Bu can tedirgin bu tende Can da eskimiş ben de /Bedri Rahmi Eyüboğlu
wizardofoz Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Mesaj tarihi: Ekim 8, 2005 Gimli, Amerika da haklisin... Cin de haksizsin. Cin 20 yil oncesine kadar acliktan sefil bir durumdaydi. Mao saolsun Cini kapali ekonomi haline getirdi, neymis efendim Iron Rice Bowl... Sonra Deng Xiao Ping bu sosyalist ekonomik plani biraz olsun yumusatti, ucuz is gucu de 1 milyardan fazla insani barindiran bir marketin kapilarini acti. Yani demek istedigim Cin de parayi havadan bulmadi. NOT: Aslinda Aemrika'nin da tarihine bakacak olursan oldukca benzer oldugunu gorursun. 200 yil onceki Kelvinist akim sayesinde bu hale geldiler. Neyse bu fazla ekstra bilgi oldu[signature][hline]Bal adam...
Öne çıkan mesajlar