Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Jupiter's Legacy (2021 - Netflix)


Akuma_Blade

Öne çıkan mesajlar

EhaGzl-XkAAsoAQ.jpeg

AAAABcv3ulifj9pXv3nAOzUNNLq46MPprLFNTZqu
 



Civil War ve Kickass çizgiromanlarının yaratıcısı Mark Millar'ın kendi yarattığı çizgiromanın evreninde geçen Jupiter's Legacy, süper kahramanlardan oluşan bir ailenin yıllar geçtikçe kendi prensipleriyle karşı karşıya gelmesi ve yöntem farklılıklarından ötürü yeni nesli temsil eden genç kahramanlarla ters düşmesini işliyor.

Wall Street'in çöküşünden sonra tüm servetini yitiren zengin bir iş adamı olan Sheldon Sampson bu olaydan sonra kardeşi Walter ile kendisini Ütopya olarak adlandırdıkları bir yere çağıran çağrılar alır. 6 kişi ile giderler ve döndüklerinde insanüstü güçlere sahip süper kahramanlara dönüşürler. Yozlaşmamak ve insanlara ilham vermek adına süper kötüleri öldürmemek gibi bazı kaideler çerçevesinde birleşirler. Fakat 60 yıl sonra yaşadıkları dünya artık siyah ve beyazın birbirinden apayrı durduğu bir yer değildir. Kendilerini sıradan insanlardan izole ederek sürekli kahramanlık için kendi olmak istedikleri hayattan tavizler veren Shelson eninde sonunda oğlunun, kendi koyduğu törelerden birisini yıkmasına tanık olur. Bu onu giderek daha kanlı bir hal alan bir yöntem çatışması zincirine götürür.

Dizinin sorumlu yapımcısı Steven DeKnight'i Daredevil dizisinden hatırlıyoruz. Dizinin başrolünde ise Josh Duhamel yeralıyor.

https://www.imdb.com/title/tt5774002/
https://www.netflix.com/title/80244953

!. sezon bugün yayınlandı.

Akuma_Blade tarafından düzenlendi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

karakter derinligi yaratma konusunda biraz problemli. bir de isiklar vs sureklilik arz etmiyor.

 

3. bolumde mesela adamlarin suratlarina bakin. karsi karsiya konusuyorlar. ikisi de farkli taraflardan farkli siddette isik aliyor ama kisa mesafedeler. ya da barda oturan zenci arkadas, uzaktan sagdan isik aliyor, yakindan soldan falan. cok temiz degil.

 

genelde karakterlere entegre olacak duygulari uyandiramadi. biraz bos geldi 3. bolum. yavas yavas izliyoruz. ilk 2 bolum genelde cok kotu degildi.

dasaaa tarafından düzenlendi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Dizi daha iyi olabilirdi ama sezon finali dahil beklentilerimi yeterince iyi karşıladı.

-Dizi genel anlamda Lost dizisindeki "man of believe" kavramı üzerinden gidiyor ve bu konsepti Sheldon üzerine konumlandırarak böyle bir inancın ileride nasıl bir fanatizm ve nefret döngüsüne yol açacağını sorguluyor.

-İlginç olan kısımsa Sheldon'un kaide ile ilgili şüpheleri olsa bile bu kaidelere bir kez sırtını dönmenin sonuçları olacağına ilişkin korkularını yeterince haklı şekilde hissettirmesi. Karşı görüşte yeralanların da pek de haksız olmaması dizinin geriliminin dayandırıldığı noktanın yüzeysel kalmamasını sağlamış.

-Dizide kürek kürek Hristiyanlık teolojisi ve ahlakı üzerine atıf var. Neyse ki bunlar tadında yapılmış ve Sheldon'un Hristiyan ahlakı ile ilgili her sahnede oyunculuğu gerçekten iyi. Ailesinin katolik olmasından dolayı da inandırıcı oynamış olabilir. Sheldon'un ikinci bölümde ofrada "ne de olsa bu Son Akşam Yemeği değil" demesini anımsamak sizi son bölümde acı acı gülümsetecek. 

-The Boys ile kıyaslamanın pek de doğru olmadığını düşünüyorum. O dizide kürek kürek popüler kültür referansı ve progresif harekete laf sokmaya dek varan bir özgünlük vardı, hakeza her karakter farklı bir meseleye sahipti. Burada ise dizinin sadece iki konsepti var (biri başta bahsettiğim inanç ikilemi, diğeri de korku üzerinden bir ütopya kurmanın justify edilip edilemeyeceği), bu nedenle de hikaye bireysel olmaktan çıkıyor bir hayli. Ayrıca The Boys kadar vahşi ve sert bir dizi olduğu da söylenemez. İlk bölümde yumruğu kafanın içine gömme sahnesi dışında The Boys ile kıyaslanabilecek tek bir sert sahne yok.

-Chloe başta olmak üzere ergen süperler evlat olsa çekilecek tipler değiller. Neyse ki anlatımı en azından ilk sezonda orijinal jenerasyon üzerine vermişler, iyi de olmuş.

-Bazen bazı dizilerin zeki olduklarını hissettirmek değil zeki taklidi yaptıklarını hissediyorum. Bu dizide de bunlardan en az ikisi yaşandı, Lovecraft göndermesinde ve Japonya'da mafyatik tiplerin hala Green Hornet yada Kill Bill'deki gibi dolaştıklarını zannettiklerini gösteren sahnede bir weaboo olarak onların yerine ben utandım. 

-Serinin en büyük eksisi kesinlikle görselliği. Adada geçen kısımlarda Sheldon'un başına ağrı girince görsellik öyle mala bağlıyor ki Flash TV dizisine dönüyor resmen. Dar odada olmayan dövüş sahnelerinde ise uçarken bağıran karakterin yüzüne zoom yapılması resmen ölümlük, abi tokusatsu filan çevirmiyorsunuz gözünüzü seveyim. Yılda 2 milyar dolar savuracak bütçeniz varsa gidin ILM'i filan satın alın da adam gibi efekt görelim. Yoksa dizi başına 50 milyon dolar, film başına 200 milyon dolar gömseler bile insanların gözünde Netflix Prodüksiyonu diye öyle bir kötü imaj oluşturacaksınız ki millet beklentilerini düşüre düşüre izleyecek. Neyse ki dönem atmosferini The Man on the High Castle kadar olmasa da ona yakın bir çizelgede tutturmuşlar, oradan biraz durumu kurtarmayı başardı.

-En iyisini en sona bıraktım: 5. ve sezon finalindeki plot twistler çok ama çok iyiydi.

Özet geçmek gerekirse izleyin, ayırdığınız zamana değer. Ama The Boys ile filan kıyaslamayın. Alakası ile yok. İlla kıyaslanacaksa Watchmen ile kıyaslanabilir ama ne o kadar sert, ne o ayarda iyi bir senaryo. 5 ile son bölümdeki plot twistler olmasa 6 verir geçerdim, şu haliyle 6.5'dan 7 yeterli bir puan gibi.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 4 hafta sonra ...
  • Genel Yönetici

Adaptasyonu izlemedim ama çizgiroman op direk.

Çizgiromandan iyi adaptasyon az oluyor, ilginç aslında medium olarak çok da uzak gelmiyorlar bana. Epey güzel adaptasyonlar da var zaten. Son zamanlardan Boys var mesela işte. Ama genelde ya kötü şeyler çıkıyor ya da tamamen ilgisiz oluyor Lucifer gibi.

Sandman kötü çıkacak diye korkuyorum amma.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...