Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Ak Şemseddin Bile Olsa, Yobazlığa Geçit Yok


Istari

Öne çıkan mesajlar

''Büyük tarihçimiz Halil İnalcık, 96. yaşında, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları vasıtasıyla milletimize yeni bir hediye verdi: Fatih’ten, Temsil Eden Ak Şemseddin Bile Olsa, Yobazlığa Geçit Yok

23 yaşındaki büyük dâhî, iki sene öncesinde ele geçirmiş olduğu ölümsüz şehrin nelere sahip olduğunu bilmek istemiş, bunun için de detaylı bir envanter çalışması yaptırtmıştı. Bu çalışmanın neticeleri İstanbul’un 1455’deki nüfusunu, özel ve dini binaların da bir listesini içeren bir deftere kaydedilmişti. Bu defterin tamamının orijinali ne yazık ki artık elde yoktur. Halil Hocamız çalışmasını kendisine tarihçi ve siyaset adamı Profesör Bekir Sıtkı Baykal’ın (1908-1987) verdiği bir fotokopiye dayandırmıştır. Orijinalin, sadece devletin sahiplendiği evleri listeleyen «Mevkûfât» kısmı bulunabilmiştir. Buna rağmen, bu bölümün bile Perama (Sarıdemir civarı), Neorion (Eminönü) ve Aya Sofya semtlerini içeren kısımları hâlâ kayıptır.

Bu yazıda beni ilgilendiren ise Fatih’in ulemânın fetihten sonra tebriklerini kabul ederken fethin şerefini kendisine kapmaya kalkan Ak Şemseddin’i hangi sözlerle terslediğidir. Halil Hoca, bu kıymetli bilgiyi, Ak Şemseddin’in Marmara deniz bozgunundan sonra Fatih’e yazdığı mektubun arkasına koyduğu açıklama kısmına almıştır (s.593)

Mektubun içeriği basittir: Ak Şemseddin, Baltaoğlu Süleyman’ın 140 kadırgasıyla erzak yüklü üç Ceneviz gemisini durduramamasının asker arasında yarattığı moral bozukluğunu hatırlatmakta, askerin Fatih’i bundan sorumlu tuttuğunu söylemektedir. Bu nedenle Ak Şemseddin gerçek suçlunun derhal tespit edilerek en ağır bir şekilde cezalandırılmasını tavsiye etmektedir.

Bilindiği gibi Ak Şemseddin Fatih’i İstanbul’un alınması için en çok teşvik eden hocasıdır. Fetihten sonra, Fatih’in kendisine gösterdiği hürmetten yüz bularak kendisinin zaferde en büyük rolü oynadığını söylemeye başlamış, son taarruz esnasında gökten beyaz cübbeli azizlerin gelerek şehrin alınmasına yardım ettiklerini iddia etmiştir. Tebrik töreni esnasında bu zırvalığı tekrar dile getiren Ak Şemseddin’i Fatih «Şehir benim kılıcımla fethedilmiştir. Senden herhangi bir yardım gelmedi» diyerek terslemiştir.

FATİH YAŞASAYDI FALAKAYLA KOVALATIRDI

Bunu okuyunca, AKP iktidara geldiğinden beri Çanakkale’de türeyen bir grup ahlâksızın, buradaki büyük zaferin de askerimizin, onun komutanlarının (ve tabiî bilhassa Atatürk’ün) marifeti sayesinde değil, yeşil cübbeli azizlerin yardımıyla kazanıldığını iddia etmeleri aklıma geldi. Büyük Fatih hayatta olsaydı, hiç şüphesiz bu sersemleri falakayla kovalatırdı.

AKP’nin iktidara gelmesinden sonra bu tür yalancı tarih yayınları ve belli televizyonlarda yayımlanan programlar, cahil halkı kandırmaya yönelik faaliyetlerine, kısmen hükümetin de desteği ile, hız vermişlerdir. Buna müsamaha gösterilemez. Bu tür zırvalıklar ancak zavallı bir halk yaratmaya yöneliktir.

Bu zırvalıkların kabulünü mümkün kılmak için en ideal vasıta ise genç çocukların beyinlerini daha ilkokul sıralarında dini hurafe ile yıkamaktır. Tarihçilerimiz, bu okullarda yeni programlar gereği verilecek olan din ve peygamberin hayatı derslerini çok yakından takip etmelidirler: Çocuklara gerçek tarih mi, yoksa safsata mı öğretilmektedir? Müslüman ülkelerde yayımlanmış ne adam gibi bir Kuran tarihi ne de adam gibi bir Muhammed biyografisi mevcuttur.

Köprülü’nün Ahmed Yesevî’nin ve Yunus Emre’nin hayatlarını anlattığı büyük eseri «İlk Mutasavvıflar»’da yaptığı gibi menkîbevî tarih, belgesel tarihten çok kesin bir şekilde ayrılmadan peygamber biyografisi öğretilemez. Öğrencilerimize menkîbeyi gerçek tarih diye öğretirsek, onların gerçek hayatı anlayamamalarına sebep oluruz. Onlar da sonra Ak Şemseddin’in duruma düşüp, bilenler önünde mahcup olurlar."

Celal Şengör-Bilim ve Teknik
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

fatih,döneminin ulemasınca nefret duyulan bi adamdı,fethin getirdiği prestijle medreseleri ve ulemayı merkeziyetçi bir yönetim altına aldı,şimdi bile mezhepçilik mevzusundan birbirinin kafasını kesen müslümanlara çıkıp " sizin dininizi biz merkezden yönetecez,şeyhülislam diye bi makam kurduk,herkes onun dediğine uyacak" fln diye çıkış yapan ilk padişah fatih

o yüzden dönemin uleması fln hiç sevmezdi fatihi zaten
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Kardeş katli de islami bir yasa değil zaten dini teamüllere aykırı,büyük günah direk cehennemlik durum yani. Hele kundakta bebeğin öldürülmesi bambaşka bir durum. Şimdi klasik vasıfsız zekasızlar padişahlar çok dindardı diyorlar nereye dindarlardı adamlar hacca bile gitmiyorlardı,oruç tuttukları,5 vakit namaz kıldıkları bile şüpheli. Alkolik padişahtan geçilmiyor tarih sonra geliyorlar iki ayyaş ülkeyi kurdu diyorlar yani insan gerizekalı olmayacak şu hayatta.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

dindar olanı olmayanı vardır da, tahttan inmemiş bir hükümdarın işi gücü bırakıp haftalar, hatta aylar sürecek bir hac yolculuğuna çıkması pek mümkün gelmiyor bana. Kaldı ki bir gemiye atlayıp gidiyim de diyemez. Orduyla çıkması lazım yola. Akıl karı değil pek.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

paparnoz said:

Kardeş katli de islami bir yasa değil zaten dini teamüllere aykırı,büyük günah direk cehennemlik durum yani. Hele kundakta bebeğin öldürülmesi bambaşka bir durum. Şimdi klasik vasıfsız zekasızlar padişahlar çok dindardı diyorlar nereye dindarlardı adamlar hacca bile gitmiyorlardı,oruç tuttukları,5 vakit namaz kıldıkları bile şüpheli. Alkolik padişahtan geçilmiyor tarih sonra geliyorlar iki ayyaş ülkeyi kurdu diyorlar yani insan gerizekalı olmayacak şu hayatta.


Tarihi dönemine göre değerlendirmek gerekir. Kardeş katlini günümüz şartlarına göre değerlendirmeyin. Türk devletlerinde bir gelenek vardı. Ülke kardeşler arasında paylaştırılıyor. Böyle olunca da kardeşler arasında toprak kavgaları çıkıyordu ve ülke güçsüzleşiyordu. Kardeş katli kaldırıldıktan sonra gelen kafes sistemi yüzünden şehzadeler becesiksiz ve kötü yetişmişlerdir. Hacca gitmemeleri ise yolun çok uzun olmasıyla açıklanır. Aylar sürecek bir yolculuk neticede. Merkeziyetçi bir yönetim şeklinde padişahın aylarca tahtta olmaması demek, tahtın yıkılması demek.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

eldar said:

dindar olanı olmayanı vardır da, tahttan inmemiş bir hükümdarın işi gücü bırakıp haftalar, hatta aylar sürecek bir hac yolculuğuna çıkması pek mümkün gelmiyor bana. Kaldı ki bir gemiye atlayıp gidiyim de diyemez. Orduyla çıkması lazım yola. Akıl karı değil pek.


İyide osmanlı'dan önce halifelerin ekseriyeti hacca gidiyordu. Osmanlı hanedanlığına özel bilmediğimiz bir muamele mi var ? Dindarsan gidersin değilsen gitmezsin,ulema'dan fetvayı alırsın tebaayı rahatlatırsın. Diğer halifeler aptaldı,ulemadan fetva almayı bilmiyor muydu ?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 4 hafta sonra ...
×
×
  • Yeni Oluştur...