dana22 Mesaj tarihi: Ocak 26, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 26, 2015 o nitrat allahin emri zaten marketten aldiginda. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
toggie Mesaj tarihi: Ocak 26, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 26, 2015 Ben apikoglu dısında hicbir sucukta istedigim lezzeti bulamıyorum. Adamlarda bir ara tavuk eti karısmıs falan dendi ama bilemiyorum. Hala bence baharatı falan ayarında olan en guzel sucuk o. En azından benim damak tadım. En sevdigim yiyecek bu arada acık ara. Hijyen falan seyimde degil. Cig de yiyorum cok guzel oluyor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
paparnoz Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 Apikoğlu deyince aklıma şu yazı geldi. "Fırat Budacı" said: cem gıda- başka marka yok mu? diye sordum. yok! dedi.biraz sinirliydi. bunlar çok büyük, o yüzden sordum, dedim. keseriz, istediğin kadar alırsın, dedi. dolapta duran kangallara bakarak, tamam, keselim, dedim. verdiği sözü hemen unutup bak burada kesilmişi var, diyerek, peynirlerin arkasından halk arasında köpek kakası diye tabir edilen buruşuk bir sucuk markası çıkardı. üzerinde marka etiketi yoktu. havaya kaldırıp gösterdiği bu sucuk, benden önce sucuk kestiren en az 3 kişiden arta kalan son parça olmalıydı. sucuğa dördüncü olmak canımı sıktı, keşke bu kadar geç kalmasaydım, diye düşündüm. bana vaat edilen son parçaya olan güvensizliğim onay vermemi geciktiriyordu. o an, aristokrat bir ses tonuyla, hayır! onu istemiyorum, lütfen yenisinden keser misiniz? demeyi çok isterdim. fakat yaşadığımız gerginliğin büyümesini göze alamadım. yine de can havliyle, o da mı apikoğlu? diye sordum. cevabı derhal yapıştırdı: apikoğlundan başka sucuk satmam! neden bu kadar sinirliydi? bu neyin isyanıydı? milyon dolarlık yatırımlarla entegre tesisler kuran pınarları, aytaçları, polonezleri ve onların tesis içinde boneyle dolaşan çalışanlarını düşündüm. onları neden istemiyordu, onlar da çok uğraşıyorlardı sonuçta. tamam, onu alayım, dedim. biraz rahatladı. buruşuk parçayı kağıda sararken, sanki geçmişten bir şey hatırlamış gibi yine sinirlendi: apikoğlundan başka sucuk yenmez! sesi çok net ve gürdü. o an, apikoğlu dışındaki markalarda çalışan boneliler ürpermiş ve nedenini bilmedikleri bir duyguyla kısa bir an gökyüzüne bakmış olmalılar. aynı anda, makamlarında oturan pınar, aytaç ve polonez genel müdürlerinin, başlarını ellerinin arasına alarak bu o! diye mırıldandıklarını tahmin ediyorum. nedeni belli olmayan büyük iddialar karşısında çaresiz kalır insan. onlara ama niye niye? diye sorduğunuzda, sebep yerine daha sert bir sonuçla karşı karşıya kalırsınız. anlamı olmayan, ama gücünden de asla fire vermeyen bir tür formüldür bu: yenmez diyorsam yenmez! sorgulamadan boyun eğeceksiniz. kudret sahibi, bu budur! diye haykırdığında, ayaklarının dibinde titreyerek evet odur, diyeceksiniz. konu sucuk da olsa, bu budur. -ev- kesinlikle o sucuğu yemem. dedi karım. ama niye niye? diye sordum. yemem, diyorsam yemem! diye kestirip attı. ya bu apikoğlu, nasıl yemezsin? diye ısrar ettim. ne belli, etiketi yok, dedi. etiketin benden önce sucuğu kestiren üç kişiden birinde olduğunu açıklamam zor olacağı için, soruya cevap vermek yerine marka övgüsüne devam ettim: sen ne yaptın ya, apikoğlu bu, türkiyenin en iyi sucuğu! yüzünü buruşturarak, o nerden çıktı? dedi. cem gıdayı eve çağırsam mı, diye düşündüm. o, karımı apikoğluna ikna etmeye çalışırken ben dükkana bakabilirdim. sonunda, yemezsen yeme! diyerek, biraz küskün, biraz gururlu halka halka doğradığım sucukları tavaya attım. apikoğulları tavada kızarırken, bir yaşlı gibi yenmez mi bu bee, diye mırıldanıyordum. -cem gıda (ertesi hafta)- sıfır kangalı dolaptan çıkardı. bu sefer ilk kestiren bendim. benden sonra gelip, burda kesilmişi var haberini alacak 3 kişinin yüzünü hayal etmeye çalıştım. keyfim yerine geldi. paketleme esnasında, cem gıdanın bana layık gördüğü parçanın etiketsiz olduğunu fark ettim. keyfim kaçtı. böyle durumlarda genelde kaderime razı olurum, ama can havliyle etiketli kısmı alacaktım ben aslında demeyi başardım. isteğim pek normal gözükmüyordu. evde etiketsiz sucuk yemiyorlar o yüzden gibi bir söylemle durumu açıklamayı, hatta dilimi modern hayattan kurtararak, usta benim karı manyak, nabıcaksın gibi erkeksi bir çıkışla kendimi kurtarmayı çok istiyordum. cem gıda, bunu mu istiyorsun? diyerek etiketli parçayı havaya kaldırdı. evet, deyip bu saçmalığa bir son vermem gerekirken, o da çok büyükmüş aslında, diyerek işleri iyice karıştırdım. cem gıda iç çekti, sonra çattık anlamında bir kafa hareketiyle paketi açtı ve benim ömür boyu kangalların arasında yaşasam çözemeyeceğim bu problemi (fıratın önünde büyük olanı etiketli, küçük olanı etiketsiz iki parça sucuk var. fırat, sucuğunun hem etiketli hem de küçük olmasını istediğine göre nasıl bir yöntem izlemeli?) inanılmaz bir hareketle çözdü. asansörde, cem gıdanın büyük parçadan sıyırıp torbaya attığı apikoğlu etiketini küçük parçaya giydirmeye çalıştım. vakit yetmedi. daire kapısının önünde devam ettim. sonuç yüz güldürücüydü. artık elimde küçük parça olmasına rağmen marka etiketli bir sucuk vardı. başarımı pakete sararak kapıyı çaldım. -ev (kapı açıldıktan 2 dakika sonra)- niye sucuğu kestirip duruyorsun, adam gibi pakette pınar sucuk falan alsana, dedi karım. sesi çok net ve gürdü. o an, apikoğlu entegre tesisleri işçilerinden bir uğultu yükselmiş ve içlerinden biri bonesini öfkeyle yere fırlatmış olmalı. apikoğlundan başka satmıyor adam, dedim. e başka yerden al o zaman, mecbur musun cem gıdaya? dedi. kritik bir soruydu, içimde cevaplar büyüdü: bak karıcığım, insan baskı rejimlerinde itaat ettiğini zamanla sevmeye ve ona bağlanmaya başlar. bağlandım ben ona. baskı gördükçe liderine daha da çok bağlanan insanlar gibi bağlandım. halkların hitlere, staline, kim il jonga bağlandığı gibi bağlandım. evet, o belki bizleri tek markaya mahkum ediyor, ama bizim için en iyisini istediğinden yapıyor bunu. hem de diğerleri gibi paketle göz boyayarak değil, üleştire üleştire yapıyor. o sadece bizi düşünüyor anladın mı sadece bizi bişi sordum, niye cevap vermiyorsun, dedi karım. tamam, ben karışmıyorum bundan sonra sucuğa diye tersleyerek tartışmayı bitirmek istedim. bu adam niye başka marka satmıyor anlayamadım ben. dedi. kızgınlığımdan fire verecek değildim. kendin sor! diyerek bir kere daha tersledim. sorarım. dedi. bir cumartesi akşamüstü, eve dönerken sigara almak için cem gıdaya uğradığımızda gerçekten soracaktı. -büyük buluşma (cumartesi akşamüstü)- özgüveni yüksek bireyler, ne kadar zorlu bir çarpışmanın arefesinde olduklarını fark etmezler. karım, sanki sıradan bir markete giriyormuş gibi rahat girdi cem gıdanın kapısından. birazdan yaşanacak iktidar savaşında, taraf değil gözlemci olacağım için sevinçliydim. bir yanda bu budur! diye haykırdığında pusan müşterilerden oluşmuş apikoğulları kavmini yaratan kudretli cem gıda; bir yanda, alışverişlerde hakkını aramak konusunda boynu damarlı emekli öğretmenlerden aşağı kalmayan karım. iyi günler, bir winston soft alabilir miyim? dedi karım. sonra sanki öylesine soruyormuş gibi, sucuk ne var sizde? diye sordu. gururla, apikoğlu, diye cevap verdi cem gıda. hafifçe kafamı salladım. karım devam etti: neden pınar sucuk falan getirmiyorsunuz? işler karışıyordu, işte şimdi gününü görecekti zavallı karım. istiyorsanız getiririz, dedi cem gıda. a-aa! dedim içimden. valla sevinirim, dedi karım. tabi, ne demek,hay hay, diye karşılık verdi cem gıda. hay hay mı? dedim içimden, olanlara inanamıyordum. önce devrik lider cem gıdaya, sonra dönüp apikoğullarını tek hamlede yok eden karıma baktım. egemen güçler arasında sucuğunu bekleyen halktım. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Fistan Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 ehe Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Vingthor Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 günaydın. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
aquila Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 gunaydin canim. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Vingthor Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 kasap olan Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
aquila Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 let the kasap olan in. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Dworgian Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 o değil de apikoğlu nun pastırması (çemensiz olan) cidden koku sorunu yaratmıyor Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Vingthor Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 apiklerine sürüyolar çünkü. apikler kokuyu çekiyor Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Esh Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 üstteki serin hikaye türk orta sınıf insanından bir daha tiksinmemi sağladı. nasıl kadınlarla evleniyor abi adamlar. nasıl adamlarla evleniyor abi bu kadınlar. teşekkürler. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Dworgian Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 Vingthor said: apiklerine sürüyolar çünkü. apikler kokuyu çekiyor owwww haram Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
horacegoesskiing Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 Dworgian said: o değil de apikoğlu nun pastırması (çemensiz olan) cidden koku sorunu yaratmıyor kuru et ye "çemensiz pastırma" yiyeceğine. gerçi sucuk diye bağırsakta beklemiş yağsız biftek yemek isteyenler de var sanırım. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
miyaw33 Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 Pastırma sucuk yerine isli et tüketin hem daha sağlıklı hem de koku sorunu yaratmiyor Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Oce4n Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 aynı şeymiş gibi demişsin de..... dünya fark var aralarında. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Dworgian Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 horacegoesskiing said: Dworgian said: o değil de apikoğlu nun pastırması (çemensiz olan) cidden koku sorunu yaratmıyor kuru et ye "çemensiz pastırma" yiyeceğine. gerçi sucuk diye bağırsakta beklemiş yağsız biftek yemek isteyenler de var sanırım. abi anneanneme "çikolata var mı?" diye sorduğumda "üzüm var" diye cevap vermesi gibi oldu bu klasjdasklj ikisinin tadı farklı sonuçta Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Vingthor Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 Oce4n said: aynı şeymiş gibi demişsin de..... dünya fark var aralarında. biri pastırma diğeri rumeli pastırması. aynı şey bence. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Esh Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 pastırma da çemensiz hiçbişeye benzemiyo yalnız. zaten onunla da pek aram yok. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Vingthor Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 banaaltıbuçukkilo verin pastırma yerim. kuruette yerim. proscuitto da yerim. pancetta da yerim. valla acıktım. şütteye gideyim ördek göğüs füme yiyeyim keçi gouda yiyeyim kekikli rozbif yiyeyim kaster yiyeyim Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
KenshinHimura Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 her yemekle alakalı başlıkta herkes gurme lan ne güzel topluluğuz bi ben heralde önüme konanı koklama testiyle yoklayıp yiyorum kodumun elitleri sdf Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
horacegoesskiing Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 bütün seyahatlerimi yemek üzerinden planlarım :B Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
DoGMeaT Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 abilerim ablalarım gelin pati lezzet zirvesi yapalım eminönü-karaköy-sirkeci filibe köftesi yeriz,gider kuşgönü pastırmanın hasını yediririm size,beyaz peynirin en kalitelisini patlatır,balık ekmek gömdürür,sonra konyalıda talaş böreği yeriz üfff Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Esh Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 virginia angus da olacak mı? ya da hamdi? ya da her ikisi de Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Esh Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 karaköyde baltazarda burger yenecek mi? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Vingthor Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 27, 2015 ben biraz erekte oldum bunları okuyunca yalnız. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar