Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

İniş sırasına göre ilk 5 sure


Feamer

Öne çıkan mesajlar

Yalnız diyanetin sitede direkt göğüsleri çıkmış genç kızlar diyo, hani sadece bi cinsiyet ayrımından bahsetmiyo. Topçukları yeni tüylenmiş erkekler ve göğüsleri yeni çıkmış kızlar diye değiştirmemiz lazım eğer cinsiyetçi bi ayrım yoksa o sözcüklerde bu minvalde. Biraz yumuşatıyo olmayasınız? Bu kadar büyük bi fark çeviride pek mantıklı gelmedi bana çünkü, sizi pek inandırıcı bulamadım
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Drall said:

Yalnız diyanetin sitede direkt göğüsleri çıkmış genç kızlar diyo, hani sadece bi cinsiyet ayrımından bahsetmiyo. Topçukları yeni tüylenmiş erkekler ve göğüsleri yeni çıkmış kızlar diye değiştirmemiz lazım eğer cinsiyetçi bi ayrım yoksa o sözcüklerde bu minvalde. Biraz yumuşatıyo olmayasınız? Bu kadar büyük bi fark çeviride pek mantıklı gelmedi bana çünkü, sizi pek inandırıcı bulamadım


abi cinsiyet anlamı yok oradaki eş kelimesinde mesele bu.

'size denk eşler' dediğimde ne anlarsınız, yani erkek olan karı kız diye düşünür, kız olan hmfs hmfs erkek kaslı biscolata reklamı diye içinden geçirir herhalde.

zaten bizim tefsirci ve fıkıhcıların çok ağır ahlaki sorunları var adamlar fantazi dünyasındalar. yani gögsü tomurcuklanmış kız anlamını nasıl verebiliyosun akıl sır erdiremiyorum ben.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

vivavale said:

@drall

abi alakası yok ayette geçen eş kelimesinin cinsiyet anlamı yok. cennet tasvir ediliyor, meali yazanında aklı silkinde olduğu için nasıl fanteziler kuruyorsa artık salladıkça sallamış.

ayette geçen 'kevaib' kavramı denk, uygun, eşit anlamına gelen ve cinsiyet belirtmeyen eş anlamındadır. yani iki cinsi de kapsar ona açıklık getirmek gerekli.

ayrıca 31-34 şöyle çevirsek kimsenin gramer ve edebiyat açısından itiraz edeceğini düşünmüyorum.

'Ne var ki Allah bilinciyle hareket edenleri tarifsiz bir mutluluk yurdu bekliyor, içinden su çıkan göz bebeği bağlar bahçeler, dahası dengi dengine göz alıcı eşler, ve dolup taşan kadehler..'

burada çoğu tefsirci eş kavramına bir cinsiyet yükleme yoluna gitmiş, dil bilgisi olarak baktığınızda herhangi dişil anlam ya da kız kelimesi geçmior arapçasında.

mesele erkek eksenli bakış açısı olduğu için eş kavramını görünce direk tribe girio 'karı karı ohh wai'


doğru değil.

memişlerden bahseden sıfat (kevaib) zaten bahsi geçen eşin bir kadın olduğunu belirttiğinden kadınlık belirtici bir "yaşıt kadın" demeye gerek yok. kevaib'in anlamı olarak ilettiğin şey bilakis ikinci kelime olan etrâb'ın anlamı. kevaib'in anlamının ne olduğu belli, bu yüzden yüzyıllardır aksi bir şekilde anlam çıkartılmıyor. bugün anlamından rahatsız olan bazı arkadaşlarımız arapçayı ilk onlar keşfetmiş gibi çabalıyorlar o ayrı.

meal yazanların hepsi demek ki gerçekten çok azgın insanlar.

diğer dillerde de bakmak lazım o zaman nasıl çeviri yapılmış:

Sahih International
And full-breasted [companions] of equal age
Muhsin Khan
And young full-breasted (mature) maidens of equal age;
Pickthall
And voluptuous women of equal age;
Yusuf Ali
And voluptuous women of equal age;
Shakir
And voluptuous women of equal age;
Dr. Ghali
And youthful virgins, like of age,
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

dünyada yasakladığı içkiyi cennette dolup taşan kadehlerle vereceğini söyleyen bi tanrının memilettolardan bahsetmediğini söylüyorsunuz şu anda. Diyanetteki eski çeviri memiş demediği halde geliştirilmiş yeni çeviri memişlerden bahsediyo. Çevirmenlerin çoğunluğu memilere bülübülübülü yapıyo. İkiniz içki var ama memiş yok diyosunuz. İçki varsa niye memiş yok? İçkiden kastının zemzem olmadığını varsayıyorum tabi, burdaki içkiye zemzem deme ihtimaliniz de var sonuçta
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

horacegoesskiing said:

vivavale said:

@drall

abi alakası yok ayette geçen eş kelimesinin cinsiyet anlamı yok. cennet tasvir ediliyor, meali yazanında aklı silkinde olduğu için nasıl fanteziler kuruyorsa artık salladıkça sallamış.

ayette geçen 'kevaib' kavramı denk, uygun, eşit anlamına gelen ve cinsiyet belirtmeyen eş anlamındadır. yani iki cinsi de kapsar ona açıklık getirmek gerekli.

ayrıca 31-34 şöyle çevirsek kimsenin gramer ve edebiyat açısından itiraz edeceğini düşünmüyorum.

'Ne var ki Allah bilinciyle hareket edenleri tarifsiz bir mutluluk yurdu bekliyor, içinden su çıkan göz bebeği bağlar bahçeler, dahası dengi dengine göz alıcı eşler, ve dolup taşan kadehler..'

burada çoğu tefsirci eş kavramına bir cinsiyet yükleme yoluna gitmiş, dil bilgisi olarak baktığınızda herhangi dişil anlam ya da kız kelimesi geçmior arapçasında.

mesele erkek eksenli bakış açısı olduğu için eş kavramını görünce direk tribe girio 'karı karı ohh wai'


doğru değil.

memişlerden bahseden sıfat (kevaib) zaten bahsi geçen eşin bir kadın olduğunu belirttiğinden kadınlık belirtici bir "yaşıt kadın" demeye gerek yok. kevaib'in anlamı olarak ilettiğin şey bilakis ikinci kelime olan etrâb'ın anlamı. kevaib'in anlamının ne olduğu belli, bu yüzden yüzyıllardır aksi bir şekilde anlam çıkartılmıyor. bugün anlamından rahatsız olan bazı arkadaşlarımız arapçayı ilk onlar keşfetmiş gibi çabalıyorlar o ayrı.

meal yazanların hepsi demek ki gerçekten çok azgın insanlar.

diğer dillerde de bakmak lazım o zaman nasıl çeviri yapılmış:

Sahih International
And full-breasted [companions] of equal age
Muhsin Khan
And young full-breasted (mature) maidens of equal age;
Pickthall
And voluptuous women of equal age;
Yusuf Ali
And voluptuous women of equal age;
Shakir
And voluptuous women of equal age;
Dr. Ghali
And youthful virgins, like of age,




arada okuyun
“ Görüldüğü üzere bir önceki ayet olan 32’de bahçeler, üzüm asmaları geçiyor. 33’teki kevâib işte o asmalarla ilgili. Kevâib, çoğuldur; üzüm daneleri demek. Tekil hali olan ka’be ise “dane”dir.

Ka’betü e’nab: üzüm danesi

“Ka’be”nin üzüm danesi anlamına geldiğini anadili Arapça olan herkes bilir. Çoğulu “kevâib”dir; üzüm daneleri anlamına gelir. Ka’be kelimesinin başka bir çoğulu olan unkûd ise salkım demek.

Sonra, şuna dikkat edelim: 33’te kız ya da huri anlamına gelen hiçbir isim yok; yaşıt diye algılanan atraban ise sıfattır; ayette bulunmayan “kız”ı değil ayette bulunan “kevâib”i tanımlar.

Açıkça görülüyor ki 31, 32 ve 33 ncü ayetler arasında mantıki bir anlatım ve anlam örgüsü var:

31-Bahçelerde asmalar var
32-asmalardan devşirilen dane dane üzümler ki her biri ötekine denktir
33-ve üzümlerden yapılıp dolu dolu kadehlerde sunulan içecekler

Bu üç ayetin üçü de bahçeleri, meyvaları ve içecekleri anlatıyor. Son derece uyumlu bir bütünlük içinde. Araya sokuşturulan yaşıt (kızlar) ise bahçelerin, asmaların ve içki kadehlerinin uyumunu ve bütünlüğünü bozar.

Atraban kelimesine gelince, nedense hep yaşıt diye algılanmış bu kelime. Oysa “denk” anlamına da gelir. Ki bu ayetlerde meyvaların biribirine denk olduğu vurgulanıyor. Örneğin her bir üzüm danesi ötekilere renk, boyut ve tad bakımından denk olup biri ötekine oranla biraz çelimsiz, tadsız, çürük değildir. ”
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

http://www.envarulkuran.com/
ilk dersten başla yatmadan önce 1-2 saat ayır

meal oku, anlayamadığın yerde tefsire başvur
ilk başlarda kafan karışacak, bağlantı kuramayacaksın, çelişkilerin olacak
okudukça bir bütün olarak göreceksin, aklına takılan yerlere cevaplar bulmaya başlayacaksın

aklına yatmayan bir şeye iman edemezsin
çaba sarfedip, kafa yordukça ilerleme kaydediliyor
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yahu senin adamın bile üzümdür dememiş bu bir ilk oldu benim için ama artık şaşırmıyorum böyle şeylere.

https://www.facebook.com/TefsirDersiDinle/posts/501513859888305

bunların varlık sebebinden yukarıda da bahsettim ki, bu mehmet okuyanın yorumuyla alakalı bir okuyucu yorumu da bu sebebi ortaya çıkarıyor:

"cübbelinin ağzından duymuştum .gögüsleri neni tomurcuklanmış kızlar diye çok iğrenti gelmişti kulağıma duyduğum zaman .içime sinmemişti bu şekilde çevirisi ,sapık yaşlı adamlar varya aklıma onlar gelmişti.ama uyumlu eşler bu çok güzel çok nezih"

caner taslaman filan da baya fantastik yorumlar yapıyor kur'an ayetleri ile alakalı bu konularda. rahman 56+ hakkındaki yorumuna kendisini nasıl ikna etmiş merak ediyor insan.

şu site konuyla alakalı kendi argümanlarını nakile uygun bir şekilde belirtmiş.

http://www.sorularlaislamiyet.com/article/13160/nebe-suresi-33-de-gogusleri-tomurcuklanmis-yasit-kizlari-bazilari-kabul-etmiyorlar-ve-kevaib-kelimesinin-uzum-tanesi-oldugunu-soyluyorlar-bu-dogru-mudur.html

nakil önemlidir, tarihsel bilgi ve kontekst önemlidir. ilk dönemlerde nasıl anlaşılmış olduğu önemlidir. kur'an'ın gerçek anlamının 1400 yıl sonra ortaya çıkmaya başladığını söylemek çok olumlu bir şey değil.

bugünki bir yazıda "adnan hoca kediciklerini stüdyoya doldurmuştu" cümlesini adnan hoca bir sürü kedi yavrusu bakardı, onları stüdyoya koyardı şeklinde çevirmek çeviride devrim niteliği taşımaz, kötü çeviriye bir örnek teşkil eder.

dönemin insanları tarafından, dönemin arapçası ile anlaşıldığı anlamın yanlış olduğunu iddia etmek kur'an'ın kendi ifadelerine terstir zaten.

revizyonist/protestan islam çok geri hala malesef.

tl;dr: okuyalım iyi güzel de her okuyan aynı şeyi düşünmüyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

calvaria said:

Allah yukarda demek gunahsa ayet indi demek neden gunah degil, hep merak etmisimdir. Konuyla alakam bu kadar.


allah yukarda demek günah olamaz, kur'an'a hiç bir bakış açısına göre ters değildir. gökte deyip yer belirtmek bir kısım sünni yaklaşıma göre problematiktir. yukarı ve gök ifadeleri kur'an'da da geçer. ehli sünnet vs selefi savaşında ciddi bir probleme sebebiyet verdi bu zamanında. şimdi o kadar ciddi değil ama fikir ayrılığı devam ediyor elbette.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...