Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Çok saçma ama benim mesih gibi birşey olma ihtimalim nedir sizce ?


Öne çıkan mesajlar

Mesaj tarihi:
imamizer said:

kermit said:

of adam harbiden askere gidiyo ezik gibi sonra ben 5 6 ay yokum cezaevindeyim diye sallıyo ahahahah


asdfghjklş

abi adamı tsk kulağın tutup askere alıyor ama bunu hapse giriyorum, bedenimi tutsak edip ruhumu daha da özgürleştireceğim falan diye mi pazarlıyor şimdi?


Yalnız olay cidden bu olabilir sdf.
Mesaj tarihi:
Shean said:

ivy niye tırsıyorsun bir uyuşturucu müptelasından? bi tane tokat atsan yere serilir lan hahahaha


Bu 20 ocaktaki (yanılmıyosam) davası birine tokat attı diyeydi, kolay kolay yere serilmez noyan boy falan var yani
Mesaj tarihi:
Saeros said:

kermit said:

kes lan


nefes alma da gör gününü o zaman terbiyesiz adam

altın devri o zamanlar, bizde hızlıyız ha. korsanlık yok ! otel önü, galata rıhtımı hepsi bizde. ne kadar seyahat şirketi varsa çivilemişiz. kemiğin yağlısı önce bize düşüyor. allah inandırsın gün oluyor yevmiye 100'ü buluyor. bizde önce façaları düzelttik diyorum yani ha. hani tanımayan görse o sosyete teomanlarından, erdişlerinden biri zannedecek, iyi mi. e ne de olsa gençlik, delilik. e sonra bekarız da. bi gün ali efendi dayı çağırıyo dediler, bizim pederle silah arkadaşıydı. yani beni de tanır ve sever yani sizden iyi olmasın. kızı türkan acele ankara'ya gidicekmiş bu imtihan davasına, türkan dediğini de çocukken tanırım yani. bak hele, dedim ya ne çabuk geçiyor zaman. sana emanet, dedi ali efendi dayı. ya lafı mı olur emanet kız tabii ya. bi de baktım türkan hiiihh! abi ay parçası gibi. yani nutuk tutuldu böyle, hani heykel olmuşum heykel. ev eşyası gibi kalmışım. kız yav sen bu kadardın, dedik demedik, atladık arabaya doğru, iki laf ettik, baktım ağzından bal akıyo. yav yok böyle şey be! hani o yolları, bolu dağlarını geçtik mi uçtuk mu, bu nibete kör bakim hatırlamıyorum ha. ya beş saatte girmişim ankara'ya diyorum. sonra kız emanet ya, gece attım iskemleyi kapısının önüne, iki pakette cigara, sabaha kadar oturdum, iyi mi. ertesi gün verdi imtihanı, atladı arabaya, yav kız değil afet be! hani giderken uçuyoduk ya abi, dönüşte kaplumbağa. böyle 30-40 km diyorum. niye, diye sordu bi kaç kere. bozuk bozuk, dedik, yersen tabii... yol bitecek diye ölüyorum abi! sonra bitti o yollar, iyi mi. kasımpaşa'ya geldik, elimi sıktı gene görüşelim, dedi. teşekkür ederim, senin kadar tatlı, iyi bir insan görmedim, dedi. böyle içimden bi şey attı, kalbime oturdu kurşun gibi. sonra elini salladı. allah kahretsin, yani erkeklik olmasa ağlıcam be! 3-5 gün gelemedim kendime. yav buram yanıyor abi na! direksiyon yok, taş viraj. yav trafik memurunu türkan görüyorum, iyi mi. sebepsiz yere doluyor gözlerim. ne yemek, ne içmek. durup dururken bi ağlama. ölüyorum be! ne oldu? dedi ekrem. iş dedim. ama ısrar etse de anlatsam diye içim gidiyor. sonra baktım, üstelemedi. ben kendiliğimden döküldüm. yani, ihtiyaç abi, anlarsın. bana bak, dedi ekrem. sen kim, o kim. babasının yanında 20 tane osman çalışıyor, dedi. kapısında 10 kişi nöbette, dedi. bende 11. olurum, dedim, yattım nöbete, iyi mi. evden adımı atıyor atmıyor dışarı, şaaak! açıyorum arabanın kapısını. önce hık-mık etti; ama sonra alıştı ha. beni görür görmez, vallahi yani böle ışık ışık parlıyo gözleri abi. öl desin ölim be yani anlatılmaz ki, anlatılmaz ki. efendilik, güzellik, nezaket, alçakgönüllülük... ya kağıt helvası yiyor abi var mı böyle bi şey. ne istersen onda. ali efendi dayı'ya bahsetmiş benden bir gün. babam seninle görüşmek istiyor, dedi. böle kalbim ayağımın dibine yuvarlandı ölüyorum zannettim. ister misin, dedim hani olucak şey değil ama... ne demişler ümit fakirin ekmeği, ye memet ye. böyle çarpa çarpa ettik sabaha, şaaak! damladım oraya. ondan sonracığıma, böyle baktı, baktı, sonra çıkardı, 30bin lira attı önüme. araba al kendine, yavaş yavaş ödersin bana, iyi mi. yav ben onun arabasında değilim, kapıldım mı bi ümide. beni beğendi, diyorum allah'ım. yani bir ara kapansam ayağına, ölüyorum desem, ölüyorum türkan'a be, yauuv acıyın bana bütün ömrümü desem, yani onu mesut etmekle, çalışmakla, sevmekle desem, yani böyle yani allah be!

“hadi be”, dedi ekrem “bakalım, bu kız seni ister mi?” ama ben kafama koydum, açılacağım kıza. geçtim aynanın önüne abi, saatlerce talim ediyorum, bütün fiyakalı lafları yazmışım romanlardan. hani nerime kadir, mahmut mesat bozkurt, hepsini ezberlemişim.
tam gideceğim, geldi mi askerden bi celp! ne o, bilmem 45 günlük tekamül kursu varmış, kurs takar mı aşkı maşkı, hadi ben ciheti askeriyeye...
arabayı bıraktım ekrem’e, “oğlum göz kulak ol şuna” dedim ama tam aldım bavulu “ aliefendi çağırıyor”dediler, haber geldi, tabi ben de n’apayım, çaresiz ekrem’i götürdüm. “kardeşimdir” dedim, “yani, ben neysem o da odur” dedim, “namusludur” dedim, e tabii, biz böyle vasiyet edince, yani ‘kardeşim’ filan deyince akan sular durdu tabii. fakat abi, asker ocağında vakit nasıl geçti, ne oldu bilmiyorum, na hatırlarsam ölünü öpeyim, yani,
yaşıyor muyum yaşamıyor muyum ne oluyor, ne bitiyor, bilmiyorum abi.
sonra bir üsteğmenimiz vardı, yani sizden iyi olmasın, ‘erkek gibi erkek’ yani. bi gün böyle dalıp gitmişim, elimde de türkan’ın resmi, üsteğmen geldi, resmi aldı elimden, böyle baktı baktı, sonra böyle hani bir tuhaf oldu çocuk, böyle durdu durdu, sonra dedi ki bana “oğlum” dedi “erkek adam ağlar mı be, ağlar mı erkek adam!” ben de tabii “üsteğmenim” dedim “ağlar da sızlar da bu ne davadır bilirsin” dedim. tabii o çocuk da bir kalp taşıyor yani, resmi verdi, kendi gitti benim askerlik de bitti zaten.
tak, ben hemen kahveye,
merhaba, ekrem nerde?, filan dedim: herkes kendi dalgasında: “yahu ekrem, yoksa” dedim “arabaya mı bir şey oldu? “yoksa ekrem’e mi bir şey oldu?”
valla bir şey yok abi” dediler. “yani, uğramaz oldu” dedi kahveci, iyi mi. baktım, pis feridun, pis pis gülüyor: “ulan sen her şeyi biliyorsun” dedim, yakıştım yakasına, arkadan birisi “ dur” dedi ve elime bir davetiye sıkıştırdı:
oğlumuz ekrem gürbüz’le kızımız türkan selman’ın bilmemne tarihinde kasımpaşa ünsal aile salonu’nda nişan... nişan?! birden buğulandı etraf, hiçbir şey göremez oldum, sesler şekiller karıştı, su serpmişler suratıma, böyle kahvecinin otomobilin anahtarını uzattığını gördüm:
ekrem bırakıp gitti, dedi.
hiçbir şey söylemedi mi? dedim, söylememiş; sadece çekmiş gitmiş.
Mesaj tarihi:
aytunç senden ekmeğimin peşindeyim trendinin sakal modeli olan o gundi sakalını hiç beklemezdim. yakıştıramadım abi. sen ki illimunated ones dediğimiz kişilerden sayılırsın. olmadı abi... olmadı..
Mesaj tarihi:
chrome said:

aytunç senden ekmeğimin peşindeyim trendinin sakal modeli olan o gundi sakalını hiç beklemezdim. yakıştıramadım abi. sen ki illimunated ones dediğimiz kişilerden sayılırsın. olmadı abi... olmadı..


abi 3-4 senedir sakalım var benim. yeni uzatmadım.
Misafir
Bu konu yeni mesajlara artık kapalıdır.
×
×
  • Yeni Oluştur...