Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Ortaçağ Kılıçları Hakkında


Öne çıkan mesajlar

Mesaj tarihi:
Kılıçlar hakkında pek bilgi sahibi değilim ve kafama takılan bazı sorular var.

Örneğin kılıç keskinleştikçe dayanıklılığı düşer miydi?

ve Kılıçta en önemli faktörtler nelerdir? Neye göre iyi kılıç, neye göre kötü kılıç diyebiliriz?
Mesaj tarihi:
kılıçlar hakkında bilgi sahibi olmaya gerek yok zira 2014 yılındayız

kılıç keskinleştikçe dayanıklılığı düşmez
dayanıklılığı içeriğindeki karbon oranı ile ilgili
az olursa esnek olur cok olursa gevrek olur
bir de dengeli olması lazım
Mesaj tarihi:
nerdekime karsı ne icin kullandığına gre değişir iyi olma sebepleri.

kılıcların keskinliği bilenmelerinde ve sertliklerinde gelir, rule of thumb olarak celik sertleştikce kırılganlasır. o yüzden cok keskin olsun diye bilmem kac kere su verilik kömüre sokulan kılıcların cat diye gitme ihtimalide artar. tabi insanlık aptal deil, o yüzden kılıcların keskin tarafını ayrı kör tarafına ayrı su verirler, bi tarafı cok ısırıtlar bi tarafı az ısıtırlar vsvs, bölece kılıc hem keskin, hemde küt tarafının yumusaklığı sayesinde sağlam olur vs vs.

aynı sey cift taraflı daha kalın kılıclardada gecerli ortayı az serteltirip kenarları cok döverler bilmemene



savas yöntemleri değiştikce, metal işleme teknikleri deiştikce, zenginlikle fakirlikle, kılıcların bı kısmı sönüyo gidiyo bi kısmı parlıyo.
kılıcın hükmü gectiği son zamanlarda, napolyon döneminde, piyadelere hiç kılıc vermiyolar cünkü cok sık nizamlı piyade bölükleri süngüyle daha iyi savasıyo, atlılarda genelde az kıvrık kılıclarla bi kısmı yatağanlarla veya kalın palalarla dövüşüyo.

aynı donemde deniz savaslarında hakısa cift taraflı kılıclar kullanılıyo ama, ordada genelde süngü, kargı , mızrak, kısa balta falan daha cok kullanılıyo diğer bütün kılıc türleri ortadan kalkıyo.

ha bide duellolarda daha ince sivri ve cift taraflı kılıclar kullanıyorlar, zaten zenginler kapıstığı cın genelde veya subaylar onlarında kaliteli kılıcı olabiliyo o inceliği kaldırıcak, zaten savas gibi saatlerce bbir süür kosula rağmen sağlam kalmasıda gerek olmadığı ıcın, daha hafif, daha sert ve daha sivri kılıclar kullanıyolar
Mesaj tarihi:
Cuce said:

nerdekime karsı ne icin kullandığına gre değişir iyi olma sebepleri.

kılıcların keskinliği bilenmelerinde ve sertliklerinde gelir, rule of thumb olarak celik sertleştikce kırılganlasır. o yüzden cok keskin olsun diye bilmem kac kere su verilik kömüre sokulan kılıcların cat diye gitme ihtimalide artar. tabi insanlık aptal deil, o yüzden kılıcların keskin tarafını ayrı kör tarafına ayrı su verirler, bi tarafı cok ısırıtlar bi tarafı az ısıtırlar vsvs, bölece kılıc hem keskin, hemde küt tarafının yumusaklığı sayesinde sağlam olur vs vs.

aynı sey cift taraflı daha kalın kılıclardada gecerli ortayı az serteltirip kenarları cok döverler bilmemene



savas yöntemleri değiştikce, metal işleme teknikleri deiştikce, zenginlikle fakirlikle, kılıcların bı kısmı sönüyo gidiyo bi kısmı parlıyo.
kılıcın hükmü gectiği son zamanlarda, napolyon döneminde, piyadelere hiç kılıc vermiyolar cünkü cok sık nizamlı piyade bölükleri süngüyle daha iyi savasıyo, atlılarda genelde az kıvrık kılıclarla bi kısmı yatağanlarla veya kalın palalarla dövüşüyo.

aynı donemde deniz savaslarında hakısa cift taraflı kılıclar kullanılıyo ama, ordada genelde süngü, kargı , mızrak, kısa balta falan daha cok kullanılıyo diğer bütün kılıc türleri ortadan kalkıyo.

ha bide duellolarda daha ince sivri ve cift taraflı kılıclar kullanıyorlar, zaten zenginler kapıstığı cın genelde veya subaylar onlarında kaliteli kılıcı olabiliyo o inceliği kaldırıcak, zaten savas gibi saatlerce bbir süür kosula rağmen sağlam kalmasıda gerek olmadığı ıcın, daha hafif, daha sert ve daha sivri kılıclar kullanıyolar


Sağol bilgi için de tek ellemi yazdın bazı yerler okunmuyor.

İyi Bir Kılıcı bu şekilde formülize edebilir miyiz?

Çeliğin Türü (Damascus Çeliği vs) + Dövülüş Tekniği (Su Verme veya başka teknik) + Dövülüş Uzunluğu (Kılıç ne kadar uzun dövülürse o kadar dayanıklı olur bknz katana) + Kılıcın Uzunluğu (Kırılganlık ve Hıza -/+ Etkisi) + Kılıcın Eni (Kırılganlık ve Hıza -/+ Etkisi) + Kılıcın Kalınlığı (Esneklik ve Sertliğe -/+)

Ayrıca çok ısıtılan ve dövülen yerler daha mı az dayanıklı oluyor, eğer oluyorsa Japon Katanalarında kullanılan çeliğin 6 ay hamur gibi yoğrulması sonucu çıkan muazzam sertlik ve keskinlikteki kılıç nasıl ortaya çıkıyor.
Mesaj tarihi:
Bu kılıçlar fantezi işi. Uzun süre öğrenmen gerekiyor ustalaşmak için vs. o nedenle belli bir elitin kılıç becerisi oluyor sadece. En güzeli gladius. Ver 10 bin tane adama gladius'u bütün Galya'yı fethetsinler.
Mesaj tarihi:
Suark said:

abı naptın
cuce bu forumun typo kingi


Bonepart var. Cüce de iyi typ0cu ama bone kriptolog.

bu arada kılıçlar kullanıldığı döneme göre değişir. Barutun icadından önce, çelik zırh kullanıldığı dönemlerde kılıcların keskinlğinden ziyade ağırlığı ve sağlamlığı önemli, zira çelik zırhı delemiyorsun. Dolayısıyla club şeklinde kullanılıyorlar.

Denizciler genelde hafif ve keskin kılıç kullanıyor çünkü gemide pull plate armor=ölüm. Dolayısıyla hafif ve keskin kılıç avantajlı.

Barutun icadından sonra, hafif (500gr-1kg) ve esnek kılıclar kullanılıyor, uçları keskin oluyor, hayati bölgelere coup de grace koyup öldürmek için (şah damarı kalp gibi.) çünkü cloth armor giyildiği için yerinde ufak bir cizik veya doğru yere bir pucture işi bitiriyor.
Mesaj tarihi:
Fistan said:

kılıçlar hakkında bilgi sahibi olmaya gerek yok zira 2014 yılındayız

kılıç keskinleştikçe dayanıklılığı düşmez
dayanıklılığı içeriğindeki karbon oranı ile ilgili
az olursa esnek olur cok olursa gevrek olur
bir de dengeli olması lazım


http://www.bicaksanati.com/forum/index.php?PHPSESSID=22aa423a230f27e5377beaad921236d3&board=3.0

Aradığım tüm soruların cevapları burda var sanırım.

http://furkanozkan92.files.wordpress.com/2013/03/fec123.jpg

Kırılgan olmaması için en fazla %2 karbon oranı bulunmalı. Daha fazlası dökme demir sınıfına giriyor ve kırılganlaştırıyormuş.

Bu arada aynı forumda Damascus Çeliğinin yapım tekniği olan "wootz" tekniğinin açıklaması yazılmış, güzel bir yazı:

Wootz Tekniği

Aslında mesele terim karmaşasından başka bir de sonuçların birbirine benzemesi.

Aslında iki teknik de kaybolmuş değildir, sadece şam yumurtası-dımışki tekniği aşırı meşakkatlidir, aşırı pahalı bir tekniktir. Yaptığınız külçelerden yalnızca 4'te 3'ü, şanslıysanız biraz daha azı çöpe gider. Bunun nedeni erimiş çeliğin soğuması sırasında külçenin orta yerinde toplaşan gaz kabarcıkları ve dövme sırasında oluşabilen mükro çatlakların giderek büyümesi. Bunun yanında mikro-kabarcıklar tam bir baş belası, bu da toplaşmamış ve gözle ilk başta görünmeyen kabarcıkların külçe açıldıkça belirgin olması ve külçeyi işe yaramaz hale getirmesi, üstelik külçenin üstünde haftalarca örs başında çalışmış olmanıza rağmen. Yani anlayacağınız ekonomik bir yöntem değil...

Bunun dışında aynı büyüklükte normal bir çeliğin dövülmesinden onlarca kat daha fazla zaman gerekir dövme için, çünkü dövme öncesinde saatler hatta günler süren dış tabakayı karbonsuzlaştırma tavlaması yapılır ki malzeme dövülebilsin. Bu yapılmazsa genelde ilk çekiç darbesinde külçe paramparça olabilir. Ayrıca her dövme işlemi 750 derece gibi çok düşük ısılarda ve giderek düşen ısılarda yapılır, yoksa yine külçe dağılabilir, içindeki dendritik yapı da yok edilebilir. Ayrıca her dövme seansının sonunda saatler süren normalizasyon çevirimleri yapılır. Bir yumurtanın kılıç haline gelmesi için bu seanslardan 100lerce kez geçilir. Şu andaki wootz ustalarının yaptığı en ufak bıçak bile binlerce dolardan satılıyor ve ustalar bu işte nerdeyse bedavaya çalışıyor sayılırlar :D

Bunun dışında wootz çeliğinin karbon oranı ortalama %1.5 ile %2 civarındadır. Bunun kalan %98 kadarı demirdir. %0.1 kadarı manganez, vanadyum, silis vs. gibi eser elementlerden oluşur. Bu tip bir çeliğin kırılgan olmaması desenlere hakimiyet, yan dendritik yapının biçimindeki kontrol ve kusursuz ısıl işlemle mümkün olabilir. Bu hali bile normal bir çelikten çok daha fazla kırılgandır. Ancak büyük karbür bantların ağızdaki dağılımı ağız tutuşunu inanılmaz artırablir. Yine de eskilerin bu tekniği neden bir kenara bıraktığını anlamak çok zor değil...

Eminim daha eski örnekler daha toprak altından ya da kapalı dolaplardan çıkarılmayı bekliyordur. Sonuçta bu teknik çok daha eskilere dayanıyor olmalı, Hindistanda bahsedilen dönemden 2000 yıl kadar önceye (M.Ö.3.yy.) dair bu tekniğin kullanıldığına dair kanıtlar vardır, hatta muhtemelen daha öncesine (M.Ö. 1100).

Çeşitli kaynaklar:
http://archaeology.about.com/od/wterms/g/wootz.htm
http://www.buffaloriverforge.com/wootz/wootz.htm
http://en.academic.ru/dic.nsf/enwiki/199966
http://damascus.free.fr/f_damas/f_quest/f_wsteel/indiaw.htm

http://www.bicaksanati.com/forum/index.php?topic=461.5;wap2

Mesaj tarihi:
şu son koyduğum videoları gördükten sonra bari kılıcı alamıyoruz, biraz hareket çalışmak için lazerde kestireyim dedim, oda teknik çizim istedi yine kaldım, artık ağaçtan yontacağım ama ne cins bir ahşap olması gerek onuda bilmiyorum
×
×
  • Yeni Oluştur...