Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Mart 11, 2013 Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Mart 11, 2013 Budur. 50 yillik film ama her acidan cogu modern filme ustun, aranizda hala izlememis olan utanmazlar vardir diye konusunu actim. Icinde yasamis en guzel kadinlardan birinin oldugunu gecerseniz, oykusu ve karakterleriyle de cok iyi sunulan bir film. Zamansiz bir basyapit tam olarak. Sinema sanatinin Anna Karenina'si. Konusu kisaca su: Filmde New York sosyetesinin renkli siması, ayrıksı, saf, pervasız, neşeli, çılgın, acayip ama herkesin sevgilisi Holly Golightly (Audrey Hepburn) ile apartman komşusu genç yazar Paul Varjak (George Peppard) arasındaki romantik ilişki anlatılmaktadır. Capote'nin romanında Holy'nin bir telekız olduğu açıkça belirtilmişken, sansür nedeniyle filmde bohem hayatı sürdüren ve aldığı armağanlarla geçinen çılgın sosyetik kız haline getirilmiştir. Varjak ise filmde de romandaki gibi jigololuk yaparak geçimini sağlamaktadır. Sansurlu hali bile gunumuzde zor rastlanacak tipte ama romantik sifatina pek katilmiyorum. Romantik bir film oldugu dogru ama romantizm karakterler ve oykunun arkasinda kaliyor, olmasi gereken de bu zaten. Her detayin bir anlami var filmde, tek bir bos bakis ya da replik yok. Izlemeyenler izlesin. Nereden cikti simdi derseniz, Netflix'de gezenken gordum, oraya da koymuslar, bugun tekrar izledim. Biraz abartiyor da olabilirim ama benim icin en onemli filmlerden biri. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
aquila Mesaj tarihi: Mart 11, 2013 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 11, 2013 bunun broadwaydeki oyununda daenerys soyunuyomus. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
akirafes Mesaj tarihi: Mart 11, 2013 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 11, 2013 GERGE said: Budur. 50 yillik film ama her acidan cogu modern filme ustun, aranizda hala izlememis olan utanmazlar vardir diye konusunu actim. Icinde yasamis en guzel kadinlardan birinin oldugunu gecerseniz, oykusu ve karakterleriyle de cok iyi sunulan bir film. Zamansiz bir basyapit tam olarak. Sinema sanatinin Anna Karenina'si. Konusu kisaca su: Filmde New York sosyetesinin renkli siması, ayrıksı, saf, pervasız, neşeli, çılgın, acayip ama herkesin sevgilisi Holly Golightly (Audrey Hepburn) ile apartman komşusu genç yazar Paul Varjak (George Peppard) arasındaki romantik ilişki anlatılmaktadır. Capote'nin romanında Holy'nin bir telekız olduğu açıkça belirtilmişken, sansür nedeniyle filmde bohem hayatı sürdüren ve aldığı armağanlarla geçinen çılgın sosyetik kız haline getirilmiştir. Varjak ise filmde de romandaki gibi jigololuk yaparak geçimini sağlamaktadır. Sansurlu hali bile gunumuzde zor rastlanacak tipte ama romantik sifatina pek katilmiyorum. Romantik bir film oldugu dogru ama romantizm karakterler ve oykunun arkasinda kaliyor, olmasi gereken de bu zaten. Her detayin bir anlami var filmde, tek bir bos bakis ya da replik yok. Izlemeyenler izlesin. Nereden cikti simdi derseniz, Netflix'de gezenken gordum, oraya da koymuslar, bugun tekrar izledim. Biraz abartiyor da olabilirim ama benim icin en onemli filmlerden biri. +1 Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
aquila Mesaj tarihi: Mart 11, 2013 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 11, 2013 bravo arkadasim, tebrikler. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fede Mesaj tarihi: Mart 11, 2013 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 11, 2013 jsdfksjfks 50 senelik filmin konusu mu olur ya. gerçi şimdi sadece oskar kazananları filan açsak kafadan 50 topik eder. bunu unutturmayın da bi ara spamliyim filmleri bi de audrey <3 http://moviebeauty.files.wordpress.com/2011/02/269443608_7b7b4a9994.jpg konu boş kalmasın göz doldursun Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Jaegerjaquez Mesaj tarihi: Mart 11, 2013 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 11, 2013 akirafes said: GERGE said: Budur. 50 yillik film ama her acidan cogu modern filme ustun, aranizda hala izlememis olan utanmazlar vardir diye konusunu actim. Icinde yasamis en guzel kadinlardan birinin oldugunu gecerseniz, oykusu ve karakterleriyle de cok iyi sunulan bir film. Zamansiz bir basyapit tam olarak. Sinema sanatinin Anna Karenina'si. Konusu kisaca su: Filmde New York sosyetesinin renkli siması, ayrıksı, saf, pervasız, neşeli, çılgın, acayip ama herkesin sevgilisi Holly Golightly (Audrey Hepburn) ile apartman komşusu genç yazar Paul Varjak (George Peppard) arasındaki romantik ilişki anlatılmaktadır. Capote'nin romanında Holy'nin bir telekız olduğu açıkça belirtilmişken, sansür nedeniyle filmde bohem hayatı sürdüren ve aldığı armağanlarla geçinen çılgın sosyetik kız haline getirilmiştir. Varjak ise filmde de romandaki gibi jigololuk yaparak geçimini sağlamaktadır. Sansurlu hali bile gunumuzde zor rastlanacak tipte ama romantik sifatina pek katilmiyorum. Romantik bir film oldugu dogru ama romantizm karakterler ve oykunun arkasinda kaliyor, olmasi gereken de bu zaten. Her detayin bir anlami var filmde, tek bir bos bakis ya da replik yok. Izlemeyenler izlesin. Nereden cikti simdi derseniz, Netflix'de gezenken gordum, oraya da koymuslar, bugun tekrar izledim. Biraz abartiyor da olabilirim ama benim icin en onemli filmlerden biri. +1 +2 Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
akirafes Mesaj tarihi: Mart 11, 2013 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 11, 2013 Netflix i Türkiye'den nasıl ve kaça izliyorsunuz ? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Aket-Atum Mesaj tarihi: Mart 11, 2013 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 11, 2013 Facebookta bunu likelamayan kızları diğer kızlar yakarak öldürüyormuş, sonra da likelayanlar arasında yapılan çekilişle birileri daha yakılıyor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
yildirimokur Mesaj tarihi: Mart 11, 2013 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 11, 2013 "Aranizda hala izlememis olan utanmazlar vardir." Ben buna takıldım. Çok mu alınganım acaba ? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fede Mesaj tarihi: Mart 11, 2013 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 11, 2013 alınganlık olarak şeyyapma, tavsiye olarak al. git filmi izle Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
SOREN Mesaj tarihi: Mart 12, 2013 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 12, 2013 audrey hepburn öyle ahım şahım güzel bir kadın değil. tatlı bir yüzü var ama afeti devran değil. kozmetiği, modayı, zamanının pr imkanlarını son derece iyi kullanabilen bir aktrist. aramızda ekranda gördüğü her başarılı ürünü ağzı açık seyreden utanmazlar da vardır kesin. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
goldbären Mesaj tarihi: Mart 12, 2013 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 12, 2013 tokat Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sparkcaster Mesaj tarihi: Mart 12, 2013 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 12, 2013 evini bulur yokederim seni Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sparkcaster Mesaj tarihi: Mart 12, 2013 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 12, 2013 şimdi gerge böyle ağdalı bir şekilde övünce iyice soğudum filmden, my fair lady en iyi filmi gerçi Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
goldbären Mesaj tarihi: Mart 12, 2013 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 12, 2013 avengers gibi boktan kelle paça filmlere 7-8-9 basıp gelip 1960 filmini evrensel diye nasıl övüyorsunuz? ya birini ya ötekini popülizmden seviyosunuz, hadi itiraf edin Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sparkcaster Mesaj tarihi: Mart 12, 2013 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 12, 2013 hayal gücün olmadığı için fantastik kurgudan hoşlanmıyorsun, knex yerine lego oynamanın sebebi de bu sanırım. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
goldbären Mesaj tarihi: Mart 12, 2013 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 12, 2013 hayal gücüm geliştiği için başkasının osur osur ipe diz filmlerine ihtiyacım yok dostum. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
SOREN Mesaj tarihi: Nisan 20, 2013 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 20, 2013 yazar, aşifteyle evleniyor en sonunda. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar