Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

İç mimarlık toplumu sarsıyor!


ahmedinejad

Öne çıkan mesajlar

Üç yuva yıkıcı: İçki, kumar ve iç mimar!

"nevzat tarhan" said:

iç mimari mesleği ile uğraşanlar yanlış anlamasınlar ancak mesleklerinin bazı risklerini onlara anlatmak istiyorum.

özellikle iç mimari ve tasarım üretiminde önde olan italya, ispanya’nın süratle krize yönelmesi bazı sosyal hastalıkları bize hatırlattı.

bu üç sosyal hastalık aile de ve ülke de ekonominin çöküşünün görünmeyen psikososyal nedenidir.
batının “hedonizm, egoizm ve komfortizm” hastalıkları çöküşün işaretleri olarak düşünülmelidir. bu sosyal hastalık belirtileri bizde de çokça rastlanır oldu.

zevkçiliği, bencilliği ve kişisel rahatını yücelten bireylerin çoğunlukta olduğu hiçbir aile mutlu olamaz, hiçbir kurum devam edemez ve hiçbir toplum ayakta kalamaz.

bu üç hastalığın sonucu…
insanların tembelleşmesi, lüks ve eğlencenin yüceltilmesi, görev ve sorumluluk duygusunda azalma olması, israfın, aç gözlülük ve doyumsuzluğun yaygınlaşması, sosyal ilişkilerde saygının ve empatinin değerini yitirmesi, bencilliğin teşvik edilmesi sonucu toplum da bazı değerler geriler.
`sevgi, saygı, güven, merhamet ve sorumluluk değerleri zarar görür.`

halkın düzene sevgi ve güveninin zayıflaması ile birlikte toplumda adalet ve dürüstlük duygusunun gerilemesi sonucu gelir dağılımının bozulması ortaya çıkar.

http://www.haber7.com/prof-dr-nevzat-tarhan/haber/908528-uc-yuva-yikici-icki-kumar-ve-ic-mimar
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

devamı daha güzelmiş yazının.

said:
“X” kuşağı gençlik
Yemeyeceksen, harcamayacaksan, neden kazanıyorsun? diyen eşler şirketleri batırmaya devam edecekler.
Hatta bir genç çalışanımız iyi maaş aldığı halde işten ayrılmıştı. Kalite standartları gereği neden ayrıldığını öğrenmek istedik ve sorduk aldığımız cevap ağzımızı açık bıraktı. 25 yaşındaki genç “Burda iyi kazanıyorum ama harcamaya zamanım olmuyor neden çalışayım ki?” demişti.
Amacı yemek içmek ve eğlenmek olan “X” kuşağı gençlere insani değerleri öğretmek ve yüksek idealler vermekten başka çözüm gözükmüyor.


kazandığı parayı harcamayacak da ne yapacak cidden çocuk.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Millet özel sektörün köpeği çünkü. Haftanın 7 günü sabah akşam çalışacaksın yoksa saygısız oluyorsun. Ne güzel kafaymış. O kafadaki şirket batsın zaten bi zahmet. Herkes bi kere dünyaya geliyor. Kompleksli patronun altında hayat mı çürütülür? Bi de saygı öğretmek falan demiş. Geçmiş olsun.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bunun dengesi sağlandığı anda her şey daha güzel olacak.

Özellikle petrol zirvesinden sonra "arsızca büyüme" olayları bitecek. Daha stabil, daha reel gelişmelerle adım adım kalkınma olacak.

Bizim neslin fazla çoğalma yanlısı olmaması dünyanın hayrına hatta.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
“X” kuşağı gençlik
Yemeyeceksen, harcamayacaksan, neden kazanıyorsun? diyen eşler şirketleri batırmaya devam edecekler.
Hatta bir genç çalışanımız iyi maaş aldığı halde işten ayrılmıştı. Kalite standartları gereği neden ayrıldığını öğrenmek istedik ve sorduk aldığımız cevap ağzımızı açık bıraktı. 25 yaşındaki genç “Burda iyi kazanıyorum ama harcamaya zamanım olmuyor neden çalışayım ki?” demişti.
Amacı yemek içmek ve eğlenmek olan “X” kuşağı gençlere insani değerleri öğretmek ve yüksek idealler vermekten başka çözüm gözükmüyor.


yalnız ahlak üzerinden emek sömürüsünü savunmak efsaneymiş.

haftada 6 gün sabah 8 akşam 8 mesai kitleyip arada da 9 larda çıkartıyorlardır kesin 3-5 bin maaş vererek. ee ben ne ara hayatımı yaşayıp, kazandığım parayı harcayacağım diye sorana cık cık dejenere seni diye ayıplamalar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

abi tekrar tekrar okuyorum kafaları yiicem. ne alaka lan iç mimarlıkla bunun. “hedonizm, egoizm ve komfortizm” diye sıralıyorsun, sosyal hastalık diyorsun. kurduğu tek ilişki krizde olan italya ve orada mimari ve tasarımda gelişmiş olması. e o zaman başlığı tiramisu veya ferrari toplumu sarsıyor diye de atabilirdin ne farkı vardı.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yorumlarda yine beynim aktı. konforu putlaştıran mı dersin. karısının çirkefliğini boşanma kanununa atan mı dersin..

said:
son 6284 sayılı kanun cıktıktan sonra da cok saglam gaza geldi,kafayı iyice sıyırdı..şu an boşanma davası acmıs ortada hic birsey yok iken ve biz bosanacagız.ev kredisi var,diger borclar var.bunların hepsini bana taktı. bi de şimdi 80 bin liralık tazminat davası acmıs.istedigi hayatı yasamak icin.alın size kapitalizm. alın size 6284 sayılı aileyi koruma kanunu.kadına bekcilik yaparak aile korunmaz bunu öğrenemedi büyükler.kur'an ve sünnet gitti, yahudinin oyun kuralları hayatımıza hakim oldu. daha cok satın al daha cok tüket ve mutlu ol kuralını insanlar hayatlaırnın sonuna kadar uygulamaya koydu. hem bu dünyalarını hem ahiretlerini yaktılar,yakacaklar.


meali, param için evlenen birini buldum. o kadar darladım ki artık dayanamadı. ancak ben benimle param için yaşamasına göz yummak istiyorum. otursun evde yemek yapıp seks ihtiyacımı karşılasın.

sığ evlilik kafası

ahaha. önceki yorumda devamı varmış. evde oturduğunu tutturamamışım.

said:
eşim bana eşyayı sana tercih ederim diye rest cekti. ben istedigi pahalı esyalar yerine daha makul seyler alalım deyince bana "benim eşyaya önem verdigimi biliyorsun. evlenmeseydin o zaman" dedi. her dedigini aldık,her istedigini yaptık, istekleri bitmek bilmedi.sonunda kendisi de itiraf etti hic mutlu olmadıgını.ama almaktan da vazgecmedi. borca girdik, ikimiz de calısmamıza ve iyi maaş almamıza ragmen ay sonunu getiremez olduk. eşim istedigi gibi harcayamaz olunca zaten bozuk olan psikolojisi daha da bozuldu.en ufak seyden kavga cıkarıp alısverise gitmeye basladı.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...