Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Ateiste havaalanında dayak girişimi


Aket-Atum

Öne çıkan mesajlar

buna inanan

Aket-Atum said:

http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=31926055

said:
türkiye'de linç edilmek istenen kişi.

tarih: 27 ocak 2013
saat: sabah 5:30
yer: atatürk havalimani

istanbul'a sadece 4 günlüğüne geldim ve işlerimi hallettikten sonra geri dönüyorum. 4 gün boyunca sabahtan akşama kadar ordan oraya koşturdum, millete laf anlattım. bütün işlerim bitince de son gece arkadaşlarla buluştuk, ev partisi, taksim falan derken sabaha kadar takıldık. 4:00'daki havataş otobüsü ile de havalimanına gittim.

havalimani saatine ve gününe bağlı olarak normalde olduğundan çok daha yoğundu ve kitlesi farklıydı çünkü umre zamanıymış.öncelikle umre'ye gidenlerle bi sorunum yok. hatta benim ya da başkalarının hayatına karışılmadığı sürece hiçbir sorunum yok kimseyle. isteyen istediğine inanır, istediği şekilde yaşar ve giyinir (popi meselesi). her yerde yarı çıplak, ayaklarında terlikler olan amcalar ve komple kapalı teyzeler var. beyaz ve siyahın müthiş ahengi tüm havalimanını sarmıştı (soru: umreye giden kadınlar da beyaz giyinir diye biliyordum ben ama burdaki teyzeler komple siyahtı. bilgisi olan arkadaşlar bu konuda bana bilgilendirici mesaj atarlarsa mutlu olurum)... bu gruba karşı yapabileceğim tek eleştiri ayaklarını lavabolarda yıkayan amcalar oldu. az ileride mescid olmasına rağmen girdiğim her tuvalette bir amca lavaboda ayağını yıkıyor ve ayaklarını her yere değdirmekte bir sakınca görmüyordu... bu durumdan tiksindiğim için (ayakları temiz olsa da ben hijyenik bulanıyorum) havalimanından varacağım noktaya gelene kadar tuvaleti kullanmadım.

güzel güzel check-in yaptım, bavulumu teslim ettim, pasaport sırasında bekliyorum. sıralar tabii ki de içerideki kitle ile orantılı olarak umre'ye giden vatandaşlardan oluşuyor. önüm arkam her yer ya beyazlı amca ya da siyah teyze. hatta arada beyazlar içerisinde çocuklar da var `:http://www.hurriyet.com.tr/gundem/19630634.asp`.

bu süreçte ilk tepkiler gelmeye başlıyor kulağıma. "nebçim giyinmiş", "alkol mü almış o", "yabancı da değil, elinde türkçe kitap var (kitap da marquis de sade'dan tanrıya karşı söylev[evet o gruptan dayak istediğim doğrudur] ), türk ve müslüman küpe takar mı" gibi tepkiler. cevap vermiyorum çünkü arada çıkabilir böyle insanlar diye düşünüyorum. total olarak umre'ye gidenlere mal etsem yaptığım ayıp olacak. pasaport kontrolü ciddi bir iş olduğu için (gruptakilerin büyük kısmının ilk defa yurtdışına çıktığını varsayıyorum çünkü genel prosüedürlerden %99'unun haberi yoktu) sadece bana söylenmekle yetiniyorlar. ben de eleştirileri çok takmıyorum zaten.

kontrol sonrası hem uçağıma biraz daha zaman olması, hem kitleden biraz uzaklaşmak hem de kitap okurken takılmak için bira içmeye gidiyorum (sabahın o saatinde sadece ben değil, orada bulunan herkes alkol alıyordu bu arada). biramı bitirdikten sonra kafede kendi kendime takılırken umre'ye giden gruptan bir amca yavaşça sokuluyor yanıma ve "delikanlı bizim tarafa gelebilir misin, sana birşey sormak istiyoruz" diyor. ben de saflığıma yanayım ki "heralde bilet, kapı, uçak vs. ile ilgili soru soracaklar" diye gidiyorum yanlarına.

görüntü şu: oturma yerlerinin orda beni bekleyen yaklaşık 20 kişilik siyah ve beyaza bürünmüş bir grup ve nefretle bakan gözler. giderken resmen 3,5 atmaya başlıyorum. "amca noldu istersen burda sor" diyerek kaçmaya çalışıyorum ama amca sanki beni idama götürür gibi yapışmış koluma "yok yok gel sen" diye mırıldanıyor. gittikten sonra "he amca buyur sor" dememi beklemeden arkadan yaşlı bir teyze "evladım sen türk ve müslüman değil misin?" diye acı bir ses çıkartıyor. "ha ney?" falan diye dumur olmuşken yaşça biraz daha genç bir abi "sen utanmıyor musun" diye ikinci soruyu soruyor. "ne diyorsunuz siz? ne utanması?" dememe kalmadan "bizi günaha sokmaya utanmıyor musun?" diye bir köşede ölmek üzere lan amca soruyor. "en sonunda biraz da sesimi yükselterek "ne diyorsunuz siz, ne günahı, ne utanması" diye konuşuyorum. beni oraya getiren amca "evladım sırada alkol kokuyormuşsun, kulağında küpe var, içeri girdikten sonra seni alkol alırken görmüşler. umre'ye gidenlerin yanında bir müslüman olarak bunu yapmaya utanmıyor musun?" diye açıklamayı yapıyor.

işte o anda elim ayağım titremeye başlıyor, beynim zonkluyor. "amcacım öncelikle size ne benim giydiğim kıyafetten?" diye sinirli bir şekilde konuşuyorum (hayır daha sesimi yükseltmedim). "hem ayrıca alkol almamdan size ne? siz alkol almıyorsunuz ki. alkol kokusu yüzünden de abdest bozulmaz, bişi olmaz" diye devam ediyorum. benim cevabım üzerine gruptaki yaşlılar arkaya doğru gerilerken gençler öne doğru çıkmaya başlıyor, "olmaz" diye sert bir dille beni uyarıyorlar(!). "ne demek olmaz ya? size ne benim yaptıklarımdan?" diyorum. "biz umre'ye gidiyoruz, senin imanın da bizi etkiler" gibi saçma bir söylemde bulunuyorlar. "benim imanımdan size ne? ben zaten müslüman bile değilim, allah'a ya da başka bir varlığın gücüne inanmıyorum. din ile alakam yok" dememle ipler kopuyor. genç olanları iyice yanıma geliyor ve "ne diyon sen" moduna geçiyorlar. çevredeki insanlar da bu sırada yavaş yavaş huzursuzlanmaya da başlıyorlar. "kardeşim sizle mi uğraşacağım, işim gücüm var benim" diye arkamı dönmemle bir tanesinin koluma yapışıp "kafir misin sen?" diye bağırması bir oluyor. şansıma o sırada yakından havalimanı polisi geçiyor da "memur bey bakar mısınız" diye sesleniyorum. polisin geldiğini gören grup geri çekilip kolumu bırakıyor. ben de hala saf bir şekilde "yardım isterim polisten, beni en azından kapıya kadar götürür. bu grup da bir daha bulaşmaz bana" diye düşünüyorum ki meşhur türk polisini nasıl unuttuğum için sonradan kendime kızdım.

polis klasik olarak "noluyor burda" laflarından sonra ben birşey demeden gruptan bir "memur bey bu adam bize hakeret ediyor" şikayeti geliyor(!?!?!). lan yüzsüzlüğe bak; polisi çağıran ben, şikayet karşı taraftan. tabii ki de yüze türk polisi benim gibi bir genç yerine umre'ye giden ulvi kişileri dinleyecekti; "ne diyorsun sen" diye bana çıkışıyor.

ben:"memur bey, ben kendi halimde kitap okuyordum. aha bu amca geldi beni çağırdı sonra da bana hakaret etmeye başladılar"
gruptan biri: "ne hakareti lan? sen demedin mi ben allah'a inanmıyorum diye?"
polis: "allah'a mı inanmıyor? çıkar bakim cüzdanını (da neden lan neden?)
ben: "neden memur bey, allah'a inanmıyorum demek kötü birşey mi?"
polis: "sen çıkar bakim cüzdanı"

neyse cüzdan çıkartılır verilir. bu arada cüzdan ile ilgili bir bilgi: (bkz: #28121212)

polis: "neden boş senin din hanen?"
ben: "memur bey ben ateistim"...

işte bu laf. aha bu lafı bu grubun içinde dedim. türk polisi bu grubun yanındayken dedim... polisin "nasıl lan" demesi ile grubun "puuuu rezil"vb. lafları, polisin "git gözümün önünden kendini çok sevdirmeden" tarzı lafları sayesinde arkamda bana küfreden bir grup ve grubun yanında yer alan bir polis ile uzaklaştım oradan. çok eminim ki havalimanında olmasak hem o polis hem de grup tarafından fiziksel temasa (koldan tutmadan daha fazlası) maruz kalarak ayrılacaktım oradan...

oysa ki ne kadar da güzel bir 4 gün geçirmiştim lan türkiye'de. işlerimi halletmiş, arkadaşlarımla güzel vakit geçirmiş şekilde yüzümde gülümseme ile geri dönüyordum. hatta bir sonraki işim türkiye'de olsun da daha çok böyle güzel zamanım olsa diye düşünürken son kararımı verdim; nah dönüyorum. çünkü bu olay sonuç değil başlangıç. "ecdadımız", "dinimiz", "peygamberimiz" düşünceleri "ama biz hep ezildik ve eziliyoruz" cümleleri ile iyice arttı ve artacak. toplum müslüman-diğerleri şeklinde ayrılmış durumda ve müslümanlar öyle bir güç kazanmış durumdalar ki kendi halinde takılan insanları bile güzellikle(!) dine döndürmeye çalışıyorlar.

biliyorum bütün müslümanlar böyle değil. biliyorum bu arkadaşları eleştiren müslümanlar da var ama böyle gruplar git gide artmakta ve yüzsüzce insanlara saldırmakta.


Baya dandik bir geleceğimiz olacak bu gidişle.




buna da inandı

zydar said:

Sevgili Arkadaşlar,

23.12.2005 cuma günü şahit olduğum şok edici manzarayı sizinle paylaşmak istedim:

Bir iş için dün öğle saatlarinde Gayrettepe'deki İstanbul Emniyet Müd.'ndeydim. Trafik bölümünde bir büronun önünde kuyrukta beklerken, büronun bulunduğu koridorda bir anda bir hareketlilik başladı. Üniformalı polislerden biri sağa sola komutlar yağdırarak etrafı boşaltıp, düzenlemeye başladı. Koridordaki bütün fazlalıklar yok edildi. Sonra benim bulunduğum kuyruğun işlemlerini yapan bayan polis memuruna öncelikle kuyruktaki hanımların işlerini bitirmesini emretti. Bunun üzerine önümdeki 5 erkek kenara çekildi, benim ve bir arkamdaki hanımın işi çabucak halledildi. Ben daha bu telaş ve nazik davranışın anlamını çözemeden odanın birinden rulo halinde hasırlar çıkartılıp koridorlara serilmeye başlandı. Hemen bir kaç genç memur ayakkkabılarını çıkartıp hasırları düzeltmeye koyuldular. Ben şaşkın şaşkın manzarayı izlerken aynı nazik memur:'' Bayanlar dışarı, bayanlar dışarı, hadi hadi çabuk namaz vakti, hadi beyler namaza '', şeklinde yeni tarz bir ezan uyarlaması ile suratlarından namaz kılmaya o kadar da hevesli olamadıkları anlaşılan bir sürü polis memurunu odalarından çıkmaya davet etmeye başladı.

Bu şok içerisinde kendimi elimde alelacele tamamlanmış evraklarımla kapının önünde buldum. Bahçede de manzara çok farklı değildi. Bir iki kuytu köşede bazı adamlar şaşal şişeleriyle abdest alıyor, her yönden bir sürü resmi elbiseli ve aranmadan kapıdan geçebildikleri için sivil polis olduklarını düşündüğüm polis memuru akın akın emniyet müdürlüğü bibasına doğru geliyordu. Anlaşılan birileri ciddi bir şekilde namaz kılanlarla ilgili yoklama yapıyor. Bizim emniyetimizi ve kanunları korumakla görevli kolluk güçlerimiz, halkın işleri için kullanılması gereken resmi dairelerini anayasayı ve yürürlükteki kanunları çiğneyerek pervasızca namaz kılmak için kullanabiliyorlar. Bu sadece cuma günleri cuma namazı için mi böyle, yoksa her vakitte aynı manzara var mı onu bilemiyorum.

Ama dün gördüklerimden sonra artık Türkiye'nin son hızla laiklikten ve Atatürk Devrimleri'nden uzaklaştığını çok iyi biliyorum. Yıllar önce üniversitede okurken İran'lı arkadaşlarım da aynı şu anda bizim gibi düşünenlerin davranış biçimi içerisinde, ülkelerindeki islami hareketin sadece Şah'a halkın basit bir tepkisi olduğu, kısa bir süre sonra herşeyin yine eskisi gibi olacağı inancındaydılar. Keşke düşünceleri doğru çıksaydı.

--

Babamın yakın bir arkadaşı bu olaya şait olan kimse. O anlattı bende yazdım..

Uygun bir başlık bulamadım. En iyisi bunu yazayım dedim.[signature][hline]
-nevin, uyan horluyorum..
-allah belani versin sait...
*****
- bakkal amca ölümden sonra hayat war mı?
- yok, tadelle war weriyim mi?
- ver hadi..



aynı ifade tarzı, aynı kötü edebi anlatım, aynı içerik, aynı hedef...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

aktiftablet said:

Rewendor said:

aktiftablet said:

Herşeyin açıklanabileceğini söylemek evrendeki bilginin sonlu olduğunu söylemek demek. Bunu kanıtlayamazsın.


Hayır değil.

Her şey açıklanabilirse ve açıklanabilecek olan "her şey" sonsuzsa bilgi yine sonsuzdur.

Edit: tartışmayı okumadım, bu mesaj gözüme çarptı son sayfaya gelince direkt bu cevaba mesaj yazdım, kim neyi tartışıyor bilmiyorum.


Bilgiye ulaşmak zaman aldığından sonsuz bilgiye ulaşmak için sonsuz zaman gerekir. Dolayısıyla sonsuz bilgiye hiçbir zaman ulaşamazsın. Eğer evren sonsuz ise, her zaman açıklanamamış birşeyler olacak.

hamsilipilav said:

aktiftablet said:

Herşeyin açıklanabileceğini söylemek evrendeki bilginin sonlu olduğunu söylemek demek. Bunu kanıtlayamazsın.


herşey açıklanabilir ama sorun senin neyi merak ettiğin. belki daha eskide yaşasan evrenin doğuşu yerine lan yerçekimi nası işliyor aga aklım almıyor diyecektin mesela ve bende sana gelip dur yeğen çözücez araştırıyoruz desem gülüp yerçekimi bilimle açıklnır mı yaaa yürü vatikan'da namaz var diyip yine bilim karşıtı bir şeyler diyecektin.

50 yıl sonrada şuan merak ettiklerin cevaplandığında bir adım sonrasını sorucaksın ve bunları biz algılayamayız diyeceksin ama insan tarihine bakarsan insan mükemmel şeyler yapabilme yeteneğine ve iradesine sahip bir canlıdır ve evrende her merak ettiğini de öğrenecektir.


Aynı şeyi söylüyorum. Her zaman insanın açıklayamadığı birşeyler olacak. Dolayısıyla bilim hiçbir zaman herşeyin cevabını veriyor olamayacak.


ee yani tabii ki. ama bir sürü şeyi açıklamış ve açıklayamadıklarını açıklamaya çalışıyor ve teoriler üretiyor olucak. bunu akılcılıkla ve bilimsel yöntemlerle yapacak. bunun bilimi din yapmak ile ilgisi ne? bundan başka bir yol olamaz ki zaten evreni anlamak için
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ona inanan buna inanır yazmışınızda denk gelse hertürlü yaşanır.Sultanbeyliye inince 1 kişi üstünde bir deneyin,ben atesitim gibisinden gruba falan gerek yok.

Benim konuştuğum bir imamım sözleri şöyle.

Bizleri karanlık deliklerde ibadet etmeye zorlayanlar şimdi gün ışına çıkınca kendileri o karalık odalarda zinna bir şey yaparken bulucak demişti.Ey yarabbim deyip yoluma devam etmiştim.

Fikrinizi vs.. kendinize saklayın.Sultanbeyli gibi yerlerde de yazdığımı denemeyin,burada atıp tutmaya benzemez.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

aktiftablet said:

Bilimi, Allah'ın karşısına anti tez olarak koymanın saçmalığını açıklamaya çalışıyorum. Yoksa Allah'a inanan bilimi reddediyor diye birşey yok.


doğal bir olay bilimin allahı red etmesi. dediğim gibi akılcılık ve bilimsel metodları kullanır bilim. dinde bu ikiside yoktur. bu durumda doğal olarak bilim din karşıtı olur
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

hamsilipilav said:

aktiftablet said:

Bilimi, Allah'ın karşısına anti tez olarak koymanın saçmalığını açıklamaya çalışıyorum. Yoksa Allah'a inanan bilimi reddediyor diye birşey yok.


doğal bir olay bilimin allahı red etmesi. dediğim gibi akılcılık ve bilimsel metodları kullanır bilim. dinde bu ikiside yoktur. bu durumda doğal olarak bilim din karşıtı olur


bilim Allah'ı reddetmez. Allah'ın varlığını kanıtlayamamıştır da çürütmemiştir de.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

aktiftablet said:

hamsilipilav said:

aktiftablet said:

Bilimi, Allah'ın karşısına anti tez olarak koymanın saçmalığını açıklamaya çalışıyorum. Yoksa Allah'a inanan bilimi reddediyor diye birşey yok.


doğal bir olay bilimin allahı red etmesi. dediğim gibi akılcılık ve bilimsel metodları kullanır bilim. dinde bu ikiside yoktur. bu durumda doğal olarak bilim din karşıtı olur


bilim Allah'ı reddetmez. Allah'ın varlığını kanıtlayamamıştır da çürütmemiştir de.


alakası yok. bir şeyin var olduğunu idda eden kişi kanıtlamalıdır. sen şimdi bana diyeceksin ki aslında pokemonlar gerçek. bende hayır dicem. sonra sen eee git kanıtla o zaman olmadıklarını diceksin.

böle bişi mantıklı geliyor mu?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Cute said:

Ona inanan buna inanır yazmışınızda denk gelse hertürlü yaşanır.Sultanbeyliye inince 1 kişi üstünde bir deneyin,ben atesitim gibisinden gruba falan gerek yok.

Benim konuştuğum bir imamım sözleri şöyle.

Bizleri karanlık deliklerde ibadet etmeye zorlayanlar şimdi gün ışına çıkınca kendileri o karalık odalarda zinna bir şey yaparken bulucak demişti.Ey yarabbim deyip yoluma devam etmiştim.

Fikrinizi vs.. kendinize saklayın.Sultanbeyli gibi yerlerde de yazdığımı denemeyin,burada atıp tutmaya benzemez.



özetle:

"olmuş veya olmamış olması önemli değil, biz olabileceğini biliyoruz"
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

başlıkta kim kimi trollüyor, herkes mi troll, yoksa herkes mi gerçek anlayamadım.

bir söz vardı, poker masasında kimin salak olduğunu anlayamıyorsan masadaki salak sensin gibi.

sanırım tek trollenebilecek potansiyele sahip olan benim o yüzden konuşmayacağım =)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

hamsilipilav said:

aktiftablet said:

hamsilipilav said:

aktiftablet said:

Bilimi, Allah'ın karşısına anti tez olarak koymanın saçmalığını açıklamaya çalışıyorum. Yoksa Allah'a inanan bilimi reddediyor diye birşey yok.


doğal bir olay bilimin allahı red etmesi. dediğim gibi akılcılık ve bilimsel metodları kullanır bilim. dinde bu ikiside yoktur. bu durumda doğal olarak bilim din karşıtı olur


bilim Allah'ı reddetmez. Allah'ın varlığını kanıtlayamamıştır da çürütmemiştir de.


alakası yok. bir şeyin var olduğunu idda eden kişi kanıtlamalıdır. sen şimdi bana diyeceksin ki aslında pokemonlar gerçek. bende hayır dicem. sonra sen eee git kanıtla o zaman olmadıklarını diceksin.

böle bişi mantıklı geliyor mu?


Varlığı kanıtlanmamış birşeyin yokluğu kesin değildir. Yokluğu da kanıtlanmadığı için muğlaktır. Yerçekimi kanunu yazılmadan önce insanlar uçuyo muydu?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

aktiftablet said:

hamsilipilav said:

aktiftablet said:

Bilimi, Allah'ın karşısına anti tez olarak koymanın saçmalığını açıklamaya çalışıyorum. Yoksa Allah'a inanan bilimi reddediyor diye birşey yok.


doğal bir olay bilimin allahı red etmesi. dediğim gibi akılcılık ve bilimsel metodları kullanır bilim. dinde bu ikiside yoktur. bu durumda doğal olarak bilim din karşıtı olur


bilim Allah'ı reddetmez. Allah'ın varlığını kanıtlayamamıştır da çürütmemiştir de.

Bilimin ve akılcılığın yaklaşımı genel olarak proof or gtfo şeklinde olduğundan varlığını kanıtlamasına ya da çürütmesine gerek yok zaten.

burden of proof falanfilan işte.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

hamsilipilav said:

aktiftablet said:

hamsilipilav said:

aktiftablet said:

Bilimi, Allah'ın karşısına anti tez olarak koymanın saçmalığını açıklamaya çalışıyorum. Yoksa Allah'a inanan bilimi reddediyor diye birşey yok.


doğal bir olay bilimin allahı red etmesi. dediğim gibi akılcılık ve bilimsel metodları kullanır bilim. dinde bu ikiside yoktur. bu durumda doğal olarak bilim din karşıtı olur


bilim Allah'ı reddetmez. Allah'ın varlığını kanıtlayamamıştır da çürütmemiştir de.


alakası yok. bir şeyin var olduğunu idda eden kişi kanıtlamalıdır. sen şimdi bana diyeceksin ki aslında pokemonlar gerçek. bende hayır dicem. sonra sen eee git kanıtla o zaman olmadıklarını diceksin.

böle bişi mantıklı geliyor mu?


pokedex in bile bilmediği pokemonlar var.Gayet mantıklı.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

etkisi zaten hissedilen bir şeyi ortaya çıkarıp keşfetmekle sadece kişisel bakışla fark edilebilen, sadece kalplerde hissedilen bir şeyi keşfetmek farklı şeyler. yer çekiminden afrika'daki izole bir kabile de etkileniyordu, ama allah'tan etkilenmiyor direkt olarak.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

KuddusiMavra said:

_Rave said:

Çetintaş abide geldi.Balonlu şakirt yok ama ben rpsini yaparsam kadro tamam heralde?

BİZ ŞİMDİ MAYMUNDAN GELDİYSEK ŞİMDİKİ MAYMUNLAR NEDEN İNSAN OLMUYOR?


olm, biz maymundan gelmedik, topraktan geldik B)-


OZAMAN ŞİMDİKİ TOPRAK NEDEN İNSAN OLMUYOR?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Varlığı kanıtlanamıyor, o zaman yok.
Yokluğu kanıtlanamıyor, o zaman var.

Şunların ikisi de yanlış. Bilimsel metodda bir şeyin doğruluğunun ya da yanlışlığının kanıtlanamadığı bir nokta var. İşte o da demin dediğimiz bilimin henüz açıklayamadığı, var ya da yok diyemediği, merak ettiği şey. Allah da bunlardan biri.

"Ben çok bilimselim, Allah yoktur yeaa" diyen arkadaşımız o kadar da bilimsel değil yani.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...