Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Kar Dpt. Devam


Absolut

Öne çıkan mesajlar

vay aq ya. sene 2011 i 2012 ye bağlayan yılbaşı arifesi. ben kimsesiz bomboş sokakları olan bir tatil beldesinde tv izliyorum. kar yağmış istanbula, etilerde bebekde alışveriş merkezleri felan nasıl süslenmiş onu gösteriyolar.

markete çıkıyorum. dışarda bir iki köpek ve kediye rastlıyorum sadece. bakkalda kapatmış zaten saat 10 da. eve geri geliyorum tv de hala yılbaşı telaşını gösteriyor. sokaklar kalabalık ve kar yağdı diye seviniyor insanlar. kırmızı kırmızı süsler var heryerde. akşam yatıyorum kalkıyorum.

öğlen saat 1. tarih 30 aralık. televizyonu açmaya korkuyorum. saat 3 oluyor. aslında orada olmadığımı farkediyorum. cebimde sadece 1 lira var. dolaptaki bi kavanoz reçel, yarım kap peynir ve yarım ekmeği çantaya, kendimide 2-3 kat giydirip dışarı atıyorum.

otostopla akşam 7 de balıkesirdeyim. otogarda yatıp ertesi sabah kalkıyorum. arabaların 120 km hızla gittiği anayoldayım. hava ayaz. elimi otostop çekmek için sadece 10-15 saniyeliğine cebimden çıkarabiliyorum. arabaların bu kadar hızlı gittiği bir yolda durmayacaklarını biliyorum ve yürüyorum bir yandan. yokuş yukarı ve virajlı bir yerde bir kamyonet duruyor. istanbula gidiyormuş. yolda bi at çiftliğine uğrayıp arkadaki yarış atlarını bırakıyoruz. feribotla karşıya geçerken çektiğim foto. arkasında dikkat yarış atları yazan kamyonet beni alan.

http://i.imgur.com/ZXrQS.jpg

leventte bırakıyor beni. orda bi avm ye giriyorum hemen. ışıklar süsler noel babalar ve kalabalık. lunaparkta gibiyim. amacıma ulaşmanın verdiği gururla beşiktaşa doğru yürüyorum. ışıklardan karşıya geçerken mendil al diyor bi adam uzatıp. bende sadece 1 lira var sende varsa bana ver diyorum. veriyor gerçekten.

en kalabalık yere taksime gidiyorum. sonrası daha önce patide yazdığım iki paragraf; https://forum.paticik.com/read.php?13,6351175,6351812#msg-6351812

kopyalıyorum buraya

kuledibinden indim aşağı bi ara sokaktan. bi dükyanın vitrinine eski ayakkabılar koymuşlar. şaşırdım girdim sordum, bu ne kullanılmış ayakkabımı satıyosunuz. genç biriydi. yok dedi bunlar eskitilmiş eski süsü verilmiş. kaç para dedim. 250 felandı. sonra ayağımdaki 7 senedir giydiğim paramparça adidaslara baktı çocuk. gülümsedim. 500 lira versen satmam bunları diycektim vaz geçtim. hayırlı işler dedim çıktım. çocuk arkamdan wauvv dedi. çok iyi hissettim kendimi.

sonra ordan yürüdüm taksim meydanına. durakların arkasındaki parka gittim dinlenmek için. leventten beri yürüyodum ve bacaklarım rahatsızdı. çok yorulmuştum. uzandım banka. yılbaşı akşamıydı. yılbaşının o amerikan filmlerindeki christmast coşkusu vardı etrafta. çıplak ve ince dallı bir ağacın arkasından gökyüzünü seyrediyodum. yıldızlar birazdan dalın üstüne düşecek kar taneleri gibiydi. biyandan da gelen gideni kontrol ediyorum. serseri çok olur orda. boş bira kutusu toplayan bi adam yaklaştı. banka uzattığım 7 senelik paramparça adidaslarıma baktı. yüzünü ekşitti. kötü dedi. çok kötü hissettim kendimi sonra.

ertesi gün karakola gittim. arkadaşım sattı beni dışarda kaldım evime dönemiyorum. otogarda beyaz masa varmış. biraz uğraştırdıktan sonra bedava biletimi alıp atlıyorum otobüse. sonra otobüsün internetinden porno film indire indire dönüyorum evime.

şimdi facebookta oley kar yağdı diye sevinenleri görünce aynı hisler içerisindeyim yine 8-)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Mal said:

vay aq ya. sene 2011 i 2012 ye bağlayan yılbaşı arifesi. ben kimsesiz bomboş sokakları olan bir tatil beldesinde tv izliyorum. kar yağmış istanbula, etilerde bebekde alışveriş merkezleri felan nasıl süslenmiş onu gösteriyolar.

markete çıkıyorum. dışarda bir iki köpek ve kediye rastlıyorum sadece. bakkalda kapatmış zaten saat 10 da. eve geri geliyorum tv de hala yılbaşı telaşını gösteriyor. sokaklar kalabalık ve kar yağdı diye seviniyor insanlar. kırmızı kırmızı süsler var heryerde. akşam yatıyorum kalkıyorum.

öğlen saat 1. tarih 30 aralık. televizyonu açmaya korkuyorum. saat 3 oluyor. aslında orada olmadığımı farkediyorum. cebimde sadece 1 lira var. dolaptaki bi kavanoz reçel, yarım kap peynir ve yarım ekmeği çantaya, kendimide 2-3 kat giydirip dışarı atıyorum.

otostopla akşam 7 de balıkesirdeyim. otogarda yatıp ertesi sabah kalkıyorum. arabaların 120 km hızla gittiği anayoldayım. hava ayaz. elimi otostop çekmek için sadece 10-15 saniyeliğine cebimden çıkarabiliyorum. arabaların bu kadar hızlı gittiği bir yolda durmayacaklarını biliyorum ve yürüyorum bir yandan. yokuş yukarı ve virajlı bir yerde bir kamyonet duruyor. istanbula gidiyormuş. yolda bi at çiftliğine uğrayıp arkadaki yarış atlarını bırakıyoruz. feribotla karşıya geçerken çektiğim foto. arkasında dikkat yarış atları yazan kamyonet beni alan.

http://i.imgur.com/ZXrQS.jpg

leventte bırakıyor beni. orda bi avm ye giriyorum hemen. ışıklar süsler noel babalar ve kalabalık. lunaparkta gibiyim. amacıma ulaşmanın verdiği gururla beşiktaşa doğru yürüyorum. ışıklardan karşıya geçerken mendil al diyor bi adam uzatıp. bende sadece 1 lira var sende varsa bana ver diyorum. veriyor gerçekten.

en kalabalık yere taksime gidiyorum. sonrası daha önce patide yazdığım iki paragraf; https://forum.paticik.com/read.php?13,6351175,6351812#msg-6351812

kopyalıyorum buraya

kuledibinden indim aşağı bi ara sokaktan. bi dükyanın vitrinine eski ayakkabılar koymuşlar. şaşırdım girdim sordum, bu ne kullanılmış ayakkabımı satıyosunuz. genç biriydi. yok dedi bunlar eskitilmiş eski süsü verilmiş. kaç para dedim. 250 felandı. sonra ayağımdaki 7 senedir giydiğim paramparça adidaslara baktı çocuk. gülümsedim. 500 lira versen satmam bunları diycektim vaz geçtim. hayırlı işler dedim çıktım. çocuk arkamdan wauvv dedi. çok iyi hissettim kendimi.

sonra ordan yürüdüm taksim meydanına. durakların arkasındaki parka gittim dinlenmek için. leventten beri yürüyodum ve bacaklarım rahatsızdı. çok yorulmuştum. uzandım banka. yılbaşı akşamıydı. yılbaşının o amerikan filmlerindeki christmast coşkusu vardı etrafta. çıplak ve ince dallı bir ağacın arkasından gökyüzünü seyrediyodum. yıldızlar birazdan dalın üstüne düşecek kar taneleri gibiydi. biyandan da gelen gideni kontrol ediyorum. serseri çok olur orda. boş bira kutusu toplayan bi adam yaklaştı. banka uzattığım 7 senelik paramparça adidaslarıma baktı. yüzünü ekşitti. kötü dedi. çok kötü hissettim kendimi sonra.

ertesi gün karakola gittim. arkadaşım sattı beni dışarda kaldım evime dönemiyorum. otogarda beyaz masa varmış. biraz uğraştırdıktan sonra bedava biletimi alıp atlıyorum otobüse. sonra otobüsün internetinden porno film indire indire dönüyorum evime.

şimdi facebookta oley kar yağdı diye sevinenleri görünce aynı hisler içerisindeyim yine 8-)


cebinde 1 lira ile tatil beldesinden istanbul a yılbaşı için mi geldin? Doğru mu anladım?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...