Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Taraf kapanıyor.


ahmedinejad

Öne çıkan mesajlar

Bir devrin sonu. Son zamanlarda başbakan icin acayip sert yazılar yazıyordu Ahmet Altan. Hatta bu kadar sert yazılar yazabilen tek adamdı. Maddi sorunlar davalar su bu derken gazeteyi kapatma kararı almışlar. Yayınladığı kısa süre icinde iyi kotu en etkili gazetelerden birisi olmuştu.

Belki insanlar sevinecek Ergenekon döneminde yaptıgı yayınlar icin ama AKP'ye en ciddi muhalefeti yapıyordu son bir senedir bu gazete. AKP'ye sesini çıkarabilecek adam gibi sözcü vb aşırı gazetelerden başka kimse kalmadı. Onları da AKP'nin tabanı iplemiyordu.

Neyse yazık oldu sonuc olarak.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Ünlü bir İtalyan sopranosu, vergi beyannamesini doldururken, "bakmakla yükümlü olduğunuz kişiler" maddesine "La Scala Operası" diye yazmıştı.


Acaba ben de "bakmakla yükümlü olduğum kişiler" sırasına "Recep Tayyip Erdoğan" mı yazmalıyım?

Baksanıza kendisine on beş bin lira ödemeye mahkûm olmuşum.

Anladığım kadarıyla aynı yazıyla ilgili iki dava varmış, bir ceza davası, bir tazminat davası.

Bizim avukatlar, "ceza davasının sonucunu bekleyelim tazminat davası için" demişler ama "yüce yargının" acelesi varmış, "kimseyi beklemeden karar verelim" demişler.

Vermişler kararı.

Bilmem, bir sıkışıklık mı var?

Bir ihtiyaç hâli mevcutsa "elden" göndereyim.

ELİMDEKİ SON PARAYI VERİYORUM
Ama Erdoğan'a "baba" diyen muhafazakâr yazarlarımızı da uyarayım, bundan sonra "babanızın" geliri için bana güvenmeyin, çünkü bu elimdeki son para.

Söyleyin babanıza bir daha yargıçları vasıtasıyla benden para isterse, onu "bakmakla yükümlü olduğum kişiler" listesinden sileceğim.

Gidip Sultanahmet Camii'nin önünde, "Bir gazete çıkardık, köye gideceğim, Allah Rızası için bir sadaka" diye dilenip, topladıklarımı ona gönderemem.

Nedense gazetecilerin işsiz ve parasız kaldıklarında yapacakları ilk iş olarak akıllarına gelen "limon satma" işine girsem de sizin masrafları çıkartacak kadar para toplayamam.

Duyduğuma göre son zamanlarda çok müsrif olmuşsunuz.

BABANIZ SİZİ TERBİYE ETMEK İÇİN BENDEN YARARLANABİLİR
Ama "babanız" sizi terbiye etmek için benden yararlanabilir, "kötü örnek" olarak size gösterebilir, "bakın evlatlarım, öyle Uludere, işkence, demokrasi falan deyip gerçekleri söylemek isterseniz, sonunuz böyle olur" diyebilir, böylece eğitiminize küçük bir katkım olur benim de.

Hani şu eski bakkallarda bir resim vardı, "veresiye satan, peşin satan" diye, veresiye satanın altında beş parasız biri otururdu, peşin satanın altında da zengin, kalantor biri, siz de gazetelerinizin girişlerine, odalarınıza böyle bir resim asabilirsiniz, "Uludere diyen" yazının altına benim resmimi, "Uludere demeyen"in altına da kendi resminizi koyar, aklınız ve ticari başarınızla övünebilirsiniz.

Yapabilirsiniz.

Eğitici olur, genç gazetecilere de gösterirsiniz.

MUHAFAZAKAR GAZETECİLİK SON ZAMANLARDA ÇOK BAŞARILI BİR TİCARET
"Muhafazakâr gazeteciliğin" son zamanlarda çok başarılı bir ticaret olduğunu onlara da anlatabilirsiniz.

İyi tüccarsınız vesselam, ne diyeyim.

Aslında size şu bizim meşhur filmlerdeki rolde de görmek isterim, yaşlı, fakir bir yazar süklüm püklüm büyük bir çalışma odasına girer, masanın arkasındaki koltuğun arkası görünür kamerada, sonra koltuğunuzu döndürür, "bir zamanlar gururlu fakat fakir bir genç vardı, hatırlıyor musun" dersiniz.

Ben size, tanıyabilmek için öyle boynu bükük bakarım.

"O şimdi muhafazakâr bir gazeteci oldu beybaba, " dersiniz elma kokulu nargilenizden bir nefes çekerek.

SENİN GURURSUZ VE ZENGİN OLACAĞINI HİÇ TAHMİN EDEMEDİM
"Ah, bilemedim bey oğlum, senin böyle gurursuz ve zengin olacağını hiç tahmin edemedim" derim ben de utanç içinde.

Ne güzel sahne olur, değil mi?

Hatta isterseniz bizim gazetenin bütün yazarları birlikte girer odaya o sahnede, size hayranlıkla bakarlar, "maşallah bak nasıl gurursuz ve zengin olmuş" derler, hayranlıkla izlerler sizi.

Siz de bir dahaki sahnede babanıza anlatırsınız olanları.

"Baba, geldiler ve hayran kaldılar bana" diye.

Babanız da size, "tabii hayran olacaklar oğlum, sen benim evladımsın, efendisin, saygılısın, el öpmeyi, etek öpmeyi biliyorsun, sen zengin olamayacaksın da kim olacak" der.

Al sana televizyon dizisi işte.

SON ZAMANLARDA SULTAN SÜLEYMAN ATINDAN DA İNMİYOR
O sırada Sultan Süleyman atıyla girer odaya, son zamanlarda zavallı atından inemiyor biliyorsunuz, o atından indi mi savcıları çağırıyor babanız, atının üstünden, "ecdadınız sizin gibi gazeteci isterdi kullarım" der, "ecdadınız saygılı yazarlardan, şairlerden hiçbirini boğdurmadı, sadece hiciv yazanları odunlukta boğdururdu benim torunlarım" diye iftiharla iç geçirir.

Atıyla iki tur atar sizin odanın içinde, sonra eğilip kulağınıza, "acaba bir kere attan inebilir miyim bir babanıza sorsanıza" der, "eğer yargıya talimat vermeyecekse inip iki adım yürüyeyim, bacaklarım tutuldu atın üstünde dolaşa dolaşa".

Dizide hiç kadın gözükmez, entrika olmaz.

Ecdadınız kadın a dokunmazdı biliyorsunuz.

Babanız öyle diyor.

SARI SELİM HAMAM SEFASI SIRASINDA..
.
Tarihçi ya kendisi, kim ne kadar ata binmiş onda çetelesi var, "Sarı Selim mi, ha bak o yirmi üç yıl ata bindi, hiç içmedi, sarhoşken hamam sefası sırasında kayıp da düşmedi, düşüp de kafasını vurup ölmedi" der.

Siz de "en büyük baba, bizim baba" diye bağırırken ben de çıkarır parayı veririm.

Ve en muhafazakâr "happy end" olur.

Ahmet Altan
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

İnsanların suçlarını bilmeden yıllarca hapiste kalmalarına, utançtan intihar etmelerine, kanserden hapiste ölmelerine neden olan davanın sunulması için altyapıyı hazırladı. Güvenlik güçleri dava ilerlesin diye nasıl insanların telefonlarına teröristlerin numaralarını ekledilerse medya alanında da paralel işler yapıldı.

Yine aynı bağlamda askerler hakkında bir kısmı doğru bir kısmı alenen yalan olan çok sayıda haber yaptı.

Amaçlanan hedefleri başardılar. Bunun dışında "ntv spikerleri telefon ederek suikast düzenlediler" gibi ırak koordinatlı fotoyu türkiye'de çekilmiş göstermek gibi her hafta neşelenmemize neden olan komikliklerle günümüzü şenlendirdiler.

Gazetenin gündemin değiştiği şu noktada önceki misyonuyla elde edeceği bir kar kalmamışsa istifa ederler tabi ki.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...