Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Kentsel Dönüşüm..


ahmedinejad

Öne çıkan mesajlar

Kentsel Dönüşüm Tiyatrosu yüzyılın en büyük palavralarından birtanesidir.

Kent'in sonradan rağbet görmeye başlayan bölgelerinde yaşamakta olan fakir halkın elinden 3-5 kuruşa zorla evlerini ellerinden alıp, bu kişiler kentin daha dışındaki TOKİ gibi yaşam ghetto'larına zorla yerleştirilir. Sonrasında 5 kuruşa ev alınan yere dikilen yeni bine 500 bin liraya yenizengin davarlara satılır.

Olan evi arazisi elinden zorla gasp edilip, şehrin dışına itilerek, yeni borç taksitlerinin altına sokulan garibana olur.

Şehirleşme tarihinde, asiller ve zenginler, öncelikle şehrin göbeğinde oturmuş, sanayi devriminin başlamasıyla birlikte zenginler yaşam şartları kötüleşen şehir'den uzaklaşarak havanın suyun daha temiz olduğu şehir dışına taşınmışlardır. Şimdilerde kentsel dönüşüm masalının anlatıldığı yerlere fakir işçi sınıfları, şehirdeki fabrikalara ulaşımlarının kolay olması amacıyla yerleştirilmiştir.

Sanayi devriminin sonrasındaki süreçte başlayan yeni şehircilik hareketleriyle fabrikalar vs. şehrin dışına taşınmaya başlanınca Şehrin rant yaratacak iç bölgelerinden fakir halkın tasviye edilerek yerine zenginlerin tekrar yerleşmesini amaç güden bir politikadan başka birşey değildir kentsel dönüşüm.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

simdi estel direk bi siyaset bilimciye yakisan sahanelikte anlatmis olayi, ustune yazmama gerek yok ki soylulastirma olarak yapilan proje sayisi dolu

ama izmir alsancakta yapilan sey farkli, buyuk ihtimal gazetecilerden filanda duyamazsiniz simdi yazdigimi

simdi istanbul dediginzi artik ucu bucagi yok, trakyadan bursaya akdar kesintisiz sehir neredeyse ve artik bu sanayiyi kaldiramiyicak noktaya geldi, gereginden bole 4-5 kat fazla buyudu, dahada buyuycek ve bunu kaldiricak altyapi yok, sehrin yapisi musait degil, havalani yetmiyor, trafikten korkunc verim kaybi var vs vs vs

istanbul bu kadar sene ulkeyi tek basina sirtladi ve artik teklemeye basladi, istanbul gibi bi sehir daha lazim bize

ankara olmaz liman yok
karadeniz yalan
akdeniz hem turizm hemde daglik

geriye bir ege kaliyor

eh hazir bi izmir var zaten egede, sanayinin en rahat konuslanabilicegi bir liman sehri, ulasim desen sorun yok

herseydende onemlisi izmirin egitim seviyesi istanbuldan yuksek, asiri kalifiye eleman var, zengin desen var

eh bu sehir izmir olucak dogal olarak

birde ustune calismayan CEHAPEli bir belediyesi var, kabinenin ciddi anlamda en cok calisan en iyi yetismis bakani binali yildirim tuzuk nedeni ile secilemiyecegi icin izmiri gozune koymus, adayligini koyucak ordan

felaket asilicaklar izmire, bundan bi 10 sene sonra izmiri taniyamiycaksiniz, menderesin buyuk imar hariketi oncesinin istanbulu ile simdikinin istanbulunun bi alakasi olmamasi gibi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Estel_Anorien said:

Kentsel Dönüşüm Tiyatrosu yüzyılın en büyük palavralarından birtanesidir.

Kent'in sonradan rağbet görmeye başlayan bölgelerinde yaşamakta olan fakir halkın elinden 3-5 kuruşa zorla evlerini ellerinden alıp, bu kişiler kentin daha dışındaki TOKİ gibi yaşam ghetto'larına zorla yerleştirilir. Sonrasında 5 kuruşa ev alınan yere dikilen yeni bine 500 bin liraya yenizengin davarlara satılır.

Olan evi arazisi elinden zorla gasp edilip, şehrin dışına itilerek, yeni borç taksitlerinin altına sokulan garibana olur.

Şehirleşme tarihinde, asiller ve zenginler, öncelikle şehrin göbeğinde oturmuş, sanayi devriminin başlamasıyla birlikte zenginler yaşam şartları kötüleşen şehir'den uzaklaşarak havanın suyun daha temiz olduğu şehir dışına taşınmışlardır. Şimdilerde kentsel dönüşüm masalının anlatıldığı yerlere fakir işçi sınıfları, şehirdeki fabrikalara ulaşımlarının kolay olması amacıyla yerleştirilmiştir.

Sanayi devriminin sonrasındaki süreçte başlayan yeni şehircilik hareketleriyle fabrikalar vs. şehrin dışına taşınmaya başlanınca Şehrin rant yaratacak iç bölgelerinden fakir halkın tasviye edilerek yerine zenginlerin tekrar yerleşmesini amaç güden bir politikadan başka birşey değildir kentsel dönüşüm.

iyide ben göztepede oturuyorum, ve fikirtepe'den gelen apaçiler hem huzurumuzu hemde area'nın kalitesini düşürüyor, suç oranını artırıyor. doğrudur ordaki apaçilerin kıçına tekme atıp oraya varlıklı adamları yerleştircekler ama ben bunu olumsuz değil olumlu buluyorum. zira burda problem ve düşük kalitede olanlar onlar problem onlar. problemin en derin kaynağı para = eğitimsizlik = hayat kalitesi olabilir ama bu benim derdim değil. kapitalist dünyada yaşıyoruz eğer kurallarına göre oynayamıyorlarsa yada oynayıp baraşamıyorlarsa natural selection. her oyunun kuralı vardır oyunu beceremeyenler var diye oyunun kuralı değiştirilmez yada nublara bonus verilmez. her oyunda olduğu gibi kazanan kaybedenler olacaktır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Viktor said:

simdi estel direk bi siyaset bilimciye yakisan sahanelikte anlatmis olayi, ustune yazmama gerek yok ki soylulastirma olarak yapilan proje sayisi dolu

ama izmir alsancakta yapilan sey farkli, buyuk ihtimal gazetecilerden filanda duyamazsiniz simdi yazdigimi

simdi istanbul dediginzi artik ucu bucagi yok, trakyadan bursaya akdar kesintisiz sehir neredeyse ve artik bu sanayiyi kaldiramiyicak noktaya geldi, gereginden bole 4-5 kat fazla buyudu, dahada buyuycek ve bunu kaldiricak altyapi yok, sehrin yapisi musait degil, havalani yetmiyor, trafikten korkunc verim kaybi var vs vs vs

istanbul bu kadar sene ulkeyi tek basina sirtladi ve artik teklemeye basladi, istanbul gibi bi sehir daha lazim bize

ankara olmaz liman yok
karadeniz yalan
akdeniz hem turizm hemde daglik

geriye bir ege kaliyor

eh hazir bi izmir var zaten egede, sanayinin en rahat konuslanabilicegi bir liman sehri, ulasim desen sorun yok

herseydende onemlisi izmirin egitim seviyesi istanbuldan yuksek, asiri kalifiye eleman var, zengin desen var

eh bu sehir izmir olucak dogal olarak

birde ustune calismayan CEHAPEli bir belediyesi var, kabinenin ciddi anlamda en cok calisan en iyi yetismis bakani binali yildirim tuzuk nedeni ile secilemiyecegi icin izmiri gozune koymus, adayligini koyucak ordan

felaket asilicaklar izmire, bundan bi 10 sene sonra izmiri taniyamiycaksiniz, menderesin buyuk imar hariketi oncesinin istanbulu ile simdikinin istanbulunun bi alakasi olmamasi gibi


şimdi bu kentsel dönüşüm uygulamasıyla izmiri yeni bir sanayi odağı haline getirileceği düşünmek biraz safça olur, özellikle de istanbulu geçecek veya ona yakın ölçekte büyük bir sanayi şehrinden bahsediyoruz. bunu yapmak için eski lojmanları yıkmaktan fazlası gerekir. bir ülkede kentlerin gelişimini özellikle sanayi ve ticaret yönünden anlamak istiyorsak o ülkenin izlediği ekonomi politikalarını bilmek gerekir. liberal ekonomiye iyice yöneldiğimiz son dönemde bir yasayla sermayeyi izmire yığmayı beklemek olmaz. sermaye devletin değilse ki bu durumda değil, yasa ile gidip yer seçmez. kaldıki günümüzde sermaye bırak şehri ülke, hatta kıtalar değiştiriyor. üretim büyük oranda uzakdoğuya kayması bunun en güzel örneği. en fazla yapabileceğin altyapı yatırımları, krediler, vergi kolaylıkları ile sermayenin bazı bölgelere odaklanmasını sağlayabilirsin. fakat bu durumda da devletin aynı şekilde yatırımcı gözüyle düşünerek optimum faydayı alacağı şehre/bölgeye yatırım yapması gerekir. bunu yapmak için izmir şövenizmi veya daha duygusal olarak demokraaaasi şehidi adnan menderesin yarım bıraktığı işi devam ettirme veya belediye seçimini kazanma gibi basit hesaplarla yaparsan, uçakların uğramadığı havaalanlarıyla meşhür ülkeme yeni örnekler eklersin.


liman yok diye ankarayı silmişsin. liteatürde anadolu kaplanları olarak geçen 80 sonrası muthiş sanayi atılımı yapmış kentler var kayseri, gaziantep, konya gibi. üstelik bu kentler büyük oranda kendi iç dinamikleriyle sanayi atılımlarını yapmışlardır.

ayrıca sanayi şehri kurmak için yol, altyapı gibi devletin yapabileceği yatırımlara ek olarak parayla, yasayla var edemeyeceğin şeyler de vardır. mesela kayseri örneği için orada eski nesillerden beri süregelen bilgi aktarımı vardır. atolye üretiminden fabrikalara kadar geçen süreç içerisinde nesillerce üretim yapılmış, tecrübe, deneyim nesile aktarılmıştır. o yüzden bugün kayserili birinin fabrikasıyla, çankırılı birinin fabrikası aynı başarıyı gösteremeyebilir. buna ek olarak yerel pazarda sürekli birbirleriyle rekabet ederek bilenmiş sanayiciler tabiri caizse hardcore işletmeciler haline gelmiştir ve bugün kayserili mobilyacı diğer bölge yatırımcılarını geçip afrikaya bile deli gibi mobilya satabilmektedir.

bazı sektörler vardır pazara yakın olmak ister, bazıları vardır hammedeye yakın olmak işine gelir, bazılarında yığılma ekonomileri çok önemlidir toplu halde üretim yapmayı tercih eder, rakibine yakın olmak ister vb. bu durumda izmire çekebileceğin sanayi dalları da doğal olarak kısıtlanır.

kentsel dönüşüm daha önceden de bahsedildiği gibi sosyolojik bir projedir, daha çok sonuçtur. zengin ile fakir arasındaki farkın iyice açıldığı son yıllarda ortaya çıkan sınıfsal ayrımın mekansal olarak kendini göstermesidir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

istedigin kadar itiraz et fikir bana ait degil ehuhu, benim tahminimmis gibi cevap vermissin ama is oyle degil

su anda korkunc ihaleler donuyor, insaat sektorunde ne kadar godoman varsa hepsi fink atiyor, bu oyle 1 sened eyaptim oldu isi degil once bi asilip hizmet yapicaklar, sonra binali yildirim belediye baskani secilicek, sonra izmirde kazma vurmadik yer birakmiycaklar

baya saglam sourceum var, hani pesinden kosturuyoruz az bucuk ordan biliyorum, birinci olmasada ikinci agizdan duydum gecen yapilan bir sohbette, simdi musiad fuarinda olucaz haftaya ordada konusucaz buyuk ihtimal
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Estel_Anorien said:

Kentsel Dönüşüm Tiyatrosu yüzyılın en büyük palavralarından birtanesidir.

Kent'in sonradan rağbet görmeye başlayan bölgelerinde yaşamakta olan fakir halkın elinden 3-5 kuruşa zorla evlerini ellerinden alıp, bu kişiler kentin daha dışındaki TOKİ gibi yaşam ghetto'larına zorla yerleştirilir. Sonrasında 5 kuruşa ev alınan yere dikilen yeni bine 500 bin liraya yenizengin davarlara satılır.

Olan evi arazisi elinden zorla gasp edilip, şehrin dışına itilerek, yeni borç taksitlerinin altına sokulan garibana olur.

Şehirleşme tarihinde, asiller ve zenginler, öncelikle şehrin göbeğinde oturmuş, sanayi devriminin başlamasıyla birlikte zenginler yaşam şartları kötüleşen şehir'den uzaklaşarak havanın suyun daha temiz olduğu şehir dışına taşınmışlardır. Şimdilerde kentsel dönüşüm masalının anlatıldığı yerlere fakir işçi sınıfları, şehirdeki fabrikalara ulaşımlarının kolay olması amacıyla yerleştirilmiştir.

Sanayi devriminin sonrasındaki süreçte başlayan yeni şehircilik hareketleriyle fabrikalar vs. şehrin dışına taşınmaya başlanınca Şehrin rant yaratacak iç bölgelerinden fakir halkın tasviye edilerek yerine zenginlerin tekrar yerleşmesini amaç güden bir politikadan başka birşey değildir kentsel dönüşüm.


birebir bu! yazmak yerine alıntı yaptım sayende. ayrıca bu olayın ekonomik boyutunun yanında toplumsal ve psikolojik yönleri de var ki bunların bu bahsedilen fakirler(işçi sınıfı) üzerindeki etkisi ekonomik etkilerden çok daha büyük.

aquila said:

biz bunlari bizzat yasiyoruz su an newyorkta.


new york'ta anca tur bindiriyosunuzdur aga. 70'lerde new york vs yukarıda tanımlanan süreçleri tamamladı.

bizde de istanbul vs.'de tamamlanıyor olsa da, suburbanization bir çok şehirde hala zenginlerin gözdesi. bok var gibi dağ başında yaşıyorlar hala temiz hava, oyun parkları vs saçmalığıyla..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

tarlabaşı saydığınız örneğe uyuyor ama şu var,
ben şu anda korkudan tarlabaşına giremiorm, hani zenginler falan gelirse girebilirim diyorum :p.

Değerli yerler, kullanılsın işte. Bide, hasarı olmayan sağlam binaya kentsel dönüşüm vurabiliyor mu?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ya problem şu ki orada yaşayan insanlar sana göre tehlikeli ya da ne bileyim çoğunluğa göre. orası eğer "suç" yuvasıysa bunu çözmenin yolu oradaki insanları 3-5 kuruşa dehleyip yerine trilyonluk daireleri olan residence'ler dikmek midir?

bunun bir de ırkçı boyutu var ki oraya hiç girmeyelim, roman vatandaşların mahalleleri de yine bu "suç" muhabbetiyle iç ediliyor.

edit: ha bir de tarlabaşına bu bahsettiğim residence'ler dikildiğinde de sen orada yaşayanlara göre tehlikeli sayılıp sokulmayacaksın, onu dert etme yani ;)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...