Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Levent Kırca'dan tartışılacak sözler...


Feamer

Öne çıkan mesajlar

ALLAH TÜRKÇE Mİ BİLMİYOR LAN

Akçay Belediyesi tarafından organize edilen 9. Akçay-İda Kültür ve Sanat Şenliği'nde Levent Kırca'nın söyledikleri damgasını vurdu. Kırca, "Şimdi ben dualarımı Türkçe yapıyorum. Atatürk Türkçesiyle dualarımı ediyorum. Ondan sonra da diyorum ki kendi kendime ulan, her şeyi bilen yüce rabbim. Türkçeyi mi bilmiyor lan. Rahmetli aşık Mahsuni Şerif vardı. Ey Arapça okuyanlar Allah Türkçe bilmiyor mu? dediği için de hapis yattı" dedi.

BAŞBAKAN ERDOĞAN'A ABD GÖNDERMESİ

Başbaşkan Recep Tayyip Erdoğan'a iğneleyici sözler de söyleyen Kırca,"sen ülkenin değerli paşalarını içeri atıyorsun. Sıkıysa Amerika'yı da atsana" sözleri dikkat çekti

http://magazin.milliyet.com.tr/levent-kirca-dan-tartisilacak-sozler/magazin/magazindetay/30.08.2012/1588699/default.htm



buraya kadar tamamda, bunu söylediği için aşık Mahsuni Şerif gerçekten hapis yatmış ise, ezanları yasakladılar, musafları topladılar kafalaları ne oluyor, gerçi biliyoruz ne oluyorda...


alınt:

"aşık mahzuni şerif'in sorduğu sorudur.
dini tekeline almış yobazların, "biz bilürük, bize sorun, siz anlamazsınız, günaha gireriniz" diyerek allah ile kul arasına girmelerine karşın, "helehüle velehüle alahile valahile" diyerek, ne dendiğini anlamadan ezbere okuyanlara inat, mahzuni'den geliyor;

ey arapça okuyanlar
allah türkçe bilmiyor mu
ingilizce fransızca
hakka hitap olmuyor mu?

çalişanlar geri kalmaz
çalişmayan bir halt bilmez
yalnizca fikirler ölmez
peygamberler ölmüyor mu?

bizimdir bu bahçe, baglar
bizimdir bu yeşil daglar
cani sag olsun softalar
boşa namaz kılmıyor mu?

dost gezer dostluk baginda
biz olur bizlik daginda
gavurun merih çaginda
alem bize gülmüyor mu?

bir bülbül getirmez yazi
yalnizca bülbül avazi
mahzuni korkmadan sazi
softalara çalmiyor mu?"
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Evrensel dil Arapça olması din adamları kendilerini normal halktan farklı bir statüde hissetsin diyedir herhalde. Aynı durumun latince ve papazlarda da olduğunu tahmin ediyorum. Hani hastaneye gidiyorsunuz doktor sıradan organları, hastalıkları insan gibi normal Türkçe söylemiyor, gidip artiz latince söylüyor ya hani. O an ölümcül hastalığın bile olsa "vay be adam ne şakıdı" diyorsun. Aynı kafa belki de =)

İnsanlar anlamadan arapça sözleri papağan gibi ezberleyince şöyle bir faydaları da oluyor mesela. Bakıyorsun çok gerici, yanlış, kafana uymayan bir şey var metinde. Gidip bu neden böyle diye sorunca "işte arapça çok manalı bir dil öyle demek istememişlerdi hihihihi" diye kıvırabiliyorlar. Aynı kıvırmayla şeyhlerde kendi borusunu öttürebiliyor.

Din adamları için oldukça faydalı bir durum yani.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

akinci said:

En azindan o doktor söyledigi latinceyi anliyor, ama Türkiye'de okudugu duayi anlayan kac Türk var acaba. Anlamadigin bir dilde ettigin duanin da sevabi ne kadardir önemli olan o. Arapcayi kutsal dilmis gibi lanse eden zihniyete tükürüyüm.


okunan kur'an sureleri ve namaz kılınırken okunan kısa surelerin anlamlarını bilmekle yükümlüdür inanan. anlamını bilmeden okuduğun zaman bir geçerliliği yok zaten. kur'an'da da belirtilir du durum. yalnızca "okumak" geçerli sayılmıyor. ne dediğini bilmek önemli olan.

Biraz ulemalık yapayım. =D kur'an'daki surelerin anlamlarını bilmiyorsanız ibadet ederken "allahuekber", "allah'tan başka ilah yoktur" desen bile yeter. ne dediğinin farkında oluyorsun bu durumda. Allah bunu istiyor.

dasaaa said:

arapça ama bugün kullanılan arapça da değil hani..

karışık işler bunlar


dil klasik arapça ancak bazı sureler halen güncel. dil o kadar da çok değişmemiş. buna en güzel örnek nisa suresidir mesela. günümüzde herhangi bir arap bu sureyi apaçık okuyabilir.

lakin

manası kapalı (henüz bilimin açıklamaya yetemediği) surelere gelince iş değişiyor. kendisine islam alimi diyen bir takım adamlar parantez içerisine aldıkları açıklamalarla inananların akıllarını bulandırıyor.

mesela ben de arapça bilmiyorum ve türkçe çevirisini okuyorum. ona rağmen rastgele bir surede sıradan bir cümle oluyor diyelim. sekiz, on yaşındayken izlediğim bir belgeselden aklımda kalan veya eco 101'dan öğrendiğim bir şeye denk geliveriyor bu ayet. böyle bir kaç dakika durup düşünmek zorunda kalıyorsun öyle olunca. veya "yuh yaw! neler anlatıyor!.." diye stun yiyorsun. iyi oluyor. okuyun. çok zevkli.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

"nutella yerim" said:

ya ama kuranı indigi dilde okumak sünnettir hedehödö


sünnet dediğin,peygamberin hal ve hareketleridir.kurani arapça,arap dilin de en temiz dillerden biridir.

''Arap edebiyatının eşsiz bir ürünüdür''

sir Alexander gibb,oxford arap dili uzmanları gibi yabancı bilim adamları bile bunu kabul edebiliyor.


Böylece biz sana Arapça lisanda bir Kuran vahyettik ki , şehirlerin anası olan Mekke de ve çevresinde bulunanları uyarasın. (şura-7)

“Böylece biz sana Arapça bir kuran vahyettik ki” İfadesini incelerseniz Arapça kelimesi kuran ı niteleyen bir sıfat görevindedir.Arapçayı çok iyi bilenler bunu doğrulayacaklardır.Gerçek vahyedilenin Kuran yani ondaki bilgiler ve hükümler olduğu ve Yöntem ve tercih edilen iletişim aracını Arapça olmasının da Şehirleri anası olan Mekke de ve çevresinde bulunan Arapları uyarması içindir. Çünkü onlar Arapça lisan konuşuyorlar dı, ve din de ancak böyle yayılabilirdi.Önce Mekke ve çevresi , sonra küreselleşen yeni dünya.Bu sebeple dir ki günümüz dünyasının her lisanı Kuran ı kendi lisanıyla okumalıdır.



ayetlerle devam ediyorum..

(Ey Muhammed!) Şüphesiz Rabbin, senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, yarısını ve üçte birini ibadetle geçirdiğini biliyor. Beraberinde bulunanlardan bir topluluk da böyle yapıyor. Allah, gece ve gündüzü düzenleyip takdir eder. Sizin buna (gecenin tümünde yahut çoğunda ibadete) gücünüzün yetmeyeceğini bildi de sizi bağışladı (yükünüzü hafifletti.) Artık, Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun. Allah, içinizde hastaların bulunacağını, bir kısmınızın Allah’ın lütfundan rızık aramak üzere yeryüzünde dolaşacağını, diğer bir kısmınızın ise Allah yolunda çarpışacağını bilmektedir. O hâlde, Kur’an'dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, Allah’a güzel bir borç verin. Kendiniz için önceden ne iyilik gönderirseniz, onu Allah katında daha üstün bir iyilik ve daha büyük mükâfat olarak bulursunuz. Allah’tan bağışlama dileyin. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
MÜZZEMMİL suresi 20. ayet

düşünmenin temel noktası,anlamaktır değilmi?

MUHAMMED SURESİ 24. AYET MEALİ
Peki bunlar, Kur'an'ın anlamını inceden inceye düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpler üzerinde o kalplerin kilitleri mi var?

ha bi de meal kelimesinin anlamı şöyle

(alinti) "Her yönüyle aynen aktarılması mümkün olmayan bir sözün başka bir dile yaklaşık olarak çevirisidir.

devam ederiz...


edit: şunu da ekliyeyim...

“Rıfâa b. Rafi (r.a)’den: Peygamberimiz(s.a) bizimle otururken bedeviye benzer bir adam geldi. Hafif bir namaz kıldı, sonra namazdan ayrılıp peygamberimize selam verdi. O, selamını aldı. ‘Geri dön, namazını kıl! Çünkü sen namazını kılmadın.’ buyurdu. Adam geri döndü, namaz kıldı; sonra gelip selam verdi. Ona: ‘Haydi git namaz kıl, sen namaz kılmadın!’ dedi. Bunu iki ya da üç kere yaptı. İnsanlar da bundan bayağı endişeye düştüler. Çünkü hafif namazın olmayacağı zehabına kapıldılar.

Adam geldi ‘Ben hata ve doğru yapan bir insanım. Bana nasıl namaz kılınacağını göster ve öğret!’ deyince Peygamber (s.a) :’Evet, namaz kılacağın zaman ALLAH’ın sana emrettiği gibi abdest al! Şehadet getirip kamet getir, eğer Kur’an’dan bir şey biliyorsan oku! Aksi halde ALLAH’a hamdet, tekbir getir ve tehlilde bulun. Sonra rükûa var, dolgunca rükû yap, sonra ayakta mutedil şekilde dur! Sonra secdeye git, secdeyi de iyi ve mükemmel yap! Sonra otur, oturmanı da gayet düzgün ve mükemmel yap! Sonra kalk! Bunu böyle yapıp namazını kılarsan, namazın tamamlanmış olur. Eğer dediklerimi eksik yaparsan namazın noksan olur.’

Dedi ki: ‘Bu birincisinden daha kolay geldi; çünkü bu tarife göre namaz eksik yapıldığı zaman, namazın tamamı gitmiyor, sadece eksik yapılıyor.”(Rudani, Hadis Külliyatı,c.1,s.225, Ebu Davud, Nesai ve aynı lafızla Tirmizi)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...