Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Bir Ubuntu Eleştirisi


GERGE

Öne çıkan mesajlar

  • Genel Yönetici
Diğer konuya koyayım demiştim ama baktım çok uzadı, o konuya da Ubuntu kullananlar ya da zaten meraklılar giriyor, konu açayım dedim affınıza sığınarak =)

Eleştirdim sistemi ve;

Ubuntu'ya çok haksızlık etmişim. Arch'da nerede ne kadar vakit geçirdiğimi söyleyen bir program aracılıyla haftada 4-5 saatimi terminator'de ve vim'de sisteme bakım yaparak harcadığımı öğrendim. Çok bu yahu. Son 5 ayda da 4 tane güncelleme sonrası sorun yaşamıştım. Bu nedenle zaten işte yeni dağıtım aramalarıma çıktım ama hep Arch'a geri dönüyordum. Linux kullanma tarzımın tamamen değişmesi gerek sanırım Arch'ı bırakabilmek için ama 3 gün kadar Ubuntu 12.04'ü kullanınca bu sistemin beni değiştirebileceğini hissettim yani. İlk buluşmamış kötü geçti ama çok ısındık sonra birbirimize.

Arch'da ilk kurulumdan başlayarak tüm paketleri kendim şeçiyorum, bazılarını yamalayarak derliyorum, X'den DE'ye kadar her şeyi kendim kuruyorum adım adım ayarlayarak. Bu nedenle sistem ile normalin çok üstünce bir tanışıklığım ve neyin nerede nasıl olduğunu anlama durumum oluyor. Buna dayanarak istediğim ayarları nasıl bir sonuç alacağım bilgisiyle yapıyor, istediğim paketleri yüklüyor ve siliyorum. Ubuntu tam tersi ama; içinde ne olduğu, nasıl çalıştığı hakkında fikrim yok. Günlerimi (hatta haftalarımı neredeyse her önemli paketi yamaladıkları için) harcayarak öğrenebilirim. Bu nedenle Ubuntu'yu Arch gibi kullanmaya çalışınca aşırı kararsız oluyor ve göçüyor. Ama sistem ayarlarını inceleyerek kurcalayınca (o da sadece çok gerektiğinde) sistem epey epey kararlı. Boş vaktimde belki sistemin içine girerek öğrenmeye çalışırım, kullanmaya başlayabilirsem zaman içinde öğrenirim zaten. Arch'da bazen yaşadığım uyumsuz paket sorunu hiç yok, Ubuntu ve Debian yamalarıyla iyice güzelleştirilmiş depoların iç uyumu. Kullanım tarzımı değiştirmem gerek yani öğrenme aşaması tamamlanana kadar Ubuntu'nun verdiği kolaylık ve güvenliği yaşamak istiyorsam.Sorun ama Ubuntu'nun öğrenmene gerek kalmaması için elinden geleni yapması. Tarz her şekilde değişmeli yani.

Daha önce hep sorunlar çıkardı, benim yaptığım (yıllardır geliştirerek) optimizasyon hep daha iyi çalışırdı Ubuntu'dan. Bu 12.04'ü ama 3-4 gün Arch'a girmeden kullanıp, biraz önce de Arch'la kıyasen testler yapınca (sonuçları yazmadım bir yere ama Ubuntu daha hızlı) Ubuntu'nin daha iyi optimize olduğunu gördüm ilk kez. Mark Shuttleworth'ün Ubuntu Developer Summit'teki konuşmasını dinleyince daha bir netleşti olay, adamın söylediğine göre bu altı ayın tümünü kararlılık ve optimizasyona ayırmışlar. Öyle de olmuş gerçekten, hissediliyor.

Unity de kötü demiştim ama 2-3 saat yerine 3-4 gün kullanınca epey düzeldiğini gördüm. Bir sürü minik değişiklik yapmışlar. Mesela Launcher'un sadece üst sol köşeye getirince fareyi açılması ve ccsm ile açmak için gerek fare basıncına ayar çekilebilmesi 11.10'dan 2 kat daha awesome yapıyor direk. Böyle minik minik şeyler var. 11.10'da sistemi elime alır almaz ccsm ile çalışmaz hale getirmiştim mesela, burada ccsm'yi açınca şunu diyor: This tool allows you to deeply configure Compiz's settings. Some options may be incompatible with each other. Unless used with care, it is possible to be left with an unusable desktop. Güzel. Bir süre kullanmak gerekiyor gizemlerini ortaya gökmesi için.

HUD var bir de. Hakkında ne kadar övgü döksem azdır. Comix ile çizgiroman okumak gibi hiç beklenmeyen yerlerde bile çok işe yarıyor. Ne olduğunu göstereyim:
http://www.youtube.com/watch?v=w_WW-DHqR3c
HUD kelimenin abartılmamış anlamıyla inanılmaz iyi. En imba yanlarından biri de Comix'de gördüğüm üzere tam ekran durumlarında da çalışması. Özellikle tam ekran text editor kullanırken çok hoş oluyor. Dash ile birleşince sistemin havası değişiyor resmen.

Hayatımda ilk kez bir hazır Linux sistemini bu kadar beğendiğimi hatırlıyorum. Bundan önce sadece Mandriva 2009.1 ve Zenwalk 5.2'ye beğeni duyguları beslemiştim ama Ubuntu 12.04 ikisinin toplamının karesi resmen.

Kullanın. Ben de alışkanlıklarımı değiştirmeye çalışacağım. Ne kadar uğraşırsam uğraşayım tüm paketleri yamalama ya da ne olduğunu anlamadığım ayarları yapma ihtimalim olmadığı için Ubuntu Precise Pangolin'in optimizasyonunu geçebileceğimi sanmıyorum. Unity de gerçekten süper kullanışlı olumuş sonunda, HUD'muş eksik olan şey.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • Genel Yönetici
O kadar da değil ya =)

Önceki sistemler benim Arch'dan daha kötülerdi. Bunda yapılan minik minik optimizaysonların ve ayarların birleşetek büyük bir güzel bütün yaratma olayları yoktu.

Shuttleworth de diyor zaten bu 6 ayı işte bu benim Ubuntu'yu en çok eleştirdiğim yönüne harcadık diye.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bende çevremde kim linux e bulaşacak olsa ubuntudan uzak durmalarını öğütlüyorum.Keza linux işletim sistemini ilk defa kullanacak bir insana ubuntu kullanmasını önermek ona mağaracılık kavramını turistik mağaralara giriş, dağcılık kavramınıda trekinden öte olmayan bir iş gibi anlatmaya benziyor.İşin özü ilk defa linux kullanacak insanlar biraz daha terminalle iç içe olmalı.Böyle user friendly yaklaşımlar next -> next -> finish mantığını körüklüyor.Next -> next -> finish kavramı linux mantalitesine çok aykırı.Gui'si olan bir program yazacaksınız diyelim.Bunun içinde c++ kullanıyosunuz misal.Arayüz tasarımını gtk, qt, lesstif, motif, fltk... gibi bir kütüphane yardımıyla yapacaksınız.Qt, fltk ve gtk-glade dışında gui tasarım aracı sunan bir kütüphane yok.Varsada ben karşılaşmadım.Bu araçları kullanarak oluşturulacak bir gui için harcanacak zaman cidden çok fazla.Oturup satır satır kodla headerlardan bütün butonları textboxları... çağırmak sonra bunların sinyal slotlarına kodlamak... sonunda basit bir uygulama çıkacak ama onun çıkış aşaması cidden çetrefilli.Windowsda ise visual studio sayesinde yerleştirdiğiniz buton, texbox... ve onun eventlarına ulaşmak çok kolay.

Şimdi böyle insanların debelenerek öğrendiği ve bir şekilde ortaya çıkardığı programlarını kullandığımız işletim sisteminde programı küçümseyen bir kurulum akabinde kullanmaya başlamak meh dedirtiyor insana. :D Biraz emeğe saygı felsefesi var.user friendly olmaya çalışırken programcının çektiği çile kullanıcı tarafından küçümsenmemeli diye düşünüyorum.

Lakin ki böyle değildir.Bu yazıyı ubuntu üzerinden yazıyorum.Virtualboxı kurduktan sonra bana vboxsrv modulünü bilgisayara reset atmadan kütür kütür çalıştıran ubuntudan.Canıma tak etti fedora ve open susedeki o bitmek bilmeyen erörlar silsilesini google google aramalar.Linux dediğin böyle olur, böyle olur, böyle olur.Ek olarak Virtualbox içinde windows 7 kullanıyorum ve office 2007 içerisindeki o gizli obje tabanlı ne üdüğü belirsiz ama stabil çalışan equation writera mahkumum(bitirme çilesi.program linuxde çalışıyor, bütün çıktılar ps fakat bitirme hocam dökümantasyon konusunda windows kafasında.latex ancak fantazilerde...)

Fakat bir tek problem var.Notebooka bağlı 23'' monitör kullanıyorum.Sistem ilk açıldığında unity ile geldi.Unity 2 monitörede soldan barını çaktı.Diğer monitöre geçmek istediğimde mouse 1 saniye delay yapıp(sanki sticky bi durum var) diğer monitöre geçiyor.Acaba ana monitör dışında unitynin o üstteki barını ve soldaki çubuğunu kaldırma yolu var mı?Gnome3 kullanmaya çalıştım ama windows içinde 4 tane word dosyası açıp 5 tane pdf açınca 3 gb ram ve 3 gb swap doluyor.Sistem donup kalıyor 3-5 dakika.1 gb ram harcayan bir masaüstü yöntecisi olmamalı.xfce4 ile güller gibi geçiniyoruz.O da 300 mb yer yiyior ama idare ediyor durumu.Şimdi unitynin bu marifetlerini görünce kullanabilirsem çok yardımı dokunacak gibi geldi.Ubuntu kullanalı sadece 4 gün oldu.Bu 4 gün içinde bana çıkardığı en abzürd problem bütün sistem localellerinin çinceye dönmesi oldu.Onuda cd ~/ | rm .* diyince düzelttim.Bütün ayarlarım özelleştirmelerim felan gitti ama çincede çok fena bir dil yahu.Az daha formatı basıyordum.(bir tema için launchpadden bir ppa ekledim source.o ppada çince update yapmış.şimdi o ppayıda bulamıyorum.her updateden sonra hatim indiriyorum tekrar çinceye dönmesin sistem diye.)Bu esnada sistem locallerine elle müdahelede bulunduğum için encoding olayları felanda bozuldu ama şimdilik problem değil.Yazı işleri için windows'u kullanıyorum ister istemez.Molested by teacher, dreaming about latex fantasies... :(

Velhasılı gidip gidip geliyor kafam.Bassam formatı sadece biosun o mavi menülerinde dolaşsam.Sonra kırlar çiçekler kelebekler...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Üstteki mesaja ithafen tüm bilgisayar kullanıcılarını en basit şekilde sınıflarsak ileri-orta-acemi diye ayırmak yersiz olmayacaktır.
İlk iki kullanıcı tipini eleyip acemi diye tabir ettiğim insan sıfatı direk anne-baba modundaki insanlar.Bunlara terminalden bir programın parametrelerini yazdırmayı bırakın terminali açtırana kadar taklalar açtıracak yapıdalar :P

Bu yüzden linuxun user-friendly oluşunu veya kendini bu düzene adapte etmesini eleştiren insanları anlayamıyorum.Örneğin bir uygulama yüklemek için ha terminalden apt-get demişsin ha synaptic açmışsın bilen adam için bir fark yokken bu acemi sıfatındaki insanlar için devrim sayılabilecek bir kolaylık.

Ayrıca insanların senelerce linuxdan korkmasının en belirgin sebeplerinden birisi de o karanlık (terminal) yapısıydı özellikle internetin bu kadar yaygın olmadığı dönemlerde linuxla ilk kez tanışan insanların kabus görmüş gibi kaçışları ve bir sonraki meraklıya tamamen uzak dur temalı yorumları bu ülkede (belkide dünyada) bu işletim sisteminin bu kadar geç tanınmasının-benimsenmesinin eserlerinden birisidir. (Bir diğeri zamanında AMD almayın ısıdan eriyorlar saçmalığı :P)

Kıssadan hisse sistem ne kadar basit yapıya bürünürse o kadarda kullanıcısı artacaktır ki bu artışın getiriside global olarak destekleneceği (sürücü,oyun,yazılım vs) anlamına gelir.Bu yüzden uğraşlarından dolayı Ubuntu ve benzeri distrolara saygım büyüktür.

PS : pulkas bunu direk olarak sana yazmadım aslında sadece mesajın aklıma getirdi nette tonla bu tripte olan insan mevcut beğenmiyorsan bu yapıyı customize et kerneli ne kullanmak istiyorsan kendin yapılandır bitti.Özellikle içeriğinde image yoksa text okumayan yeni nesil gelirken command line falan hikaye olur.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • Genel Yönetici
Bu dediğin dual-monitor sorunu 12.04 ile çözüldü diyorlar, 11.10 mu var sende? Ayarları bir kursaca, yeni kullanıcı filan yaratıp dene ya da bir. Ubuntu'nun benimle sorunu bu şu anda işte, sorun çıkında sudan çıkmış balık gibi kalıyorum; Arch olsa 10 tane çözüm düşünmüş, 2. ya da 3.'de başarıya ulaşmıştım =)

Ben denemedim ama bu adamın dediklerine bak: http://stephen.rees-carter.net/2011/04/wow-unity-im-impressed/

Senin dediğinin zıttını söylüyor, bir ayar sorunu var gibi sende. Ya da kapalı kaynak sürücü denesene, Ubuntu genel olarak onlar düşünülerek yapılıyor gibi geldi bana. Catalyst yüklerince deneyimim epey iyileşti benim mesela.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Arch'ın sorunu çok zaman istemesi. En son pptp bağlantısı kurmaya çalışıp; paketin kodlarıyla oyna, derle derken 3 saatimi harcadığımı farkedince geçtim Ubuntu'ya.

12.04 ile zaten Unity iyice oturmuş. Kullandığım en kararlı dağıtım oldu Ubuntu.
Arch + KDE -> Pulseaudio ile sorunlar yaşadım. KDE çökmeleri cabası. Alt+Shift+F12 ile efektleri kapatma özelliğini özlüyorum ama.
Arh + Gnome 3 -> Gnome 3 oturmuş artık, Gnome 3 tarafında bir sorun yaşamadım ama Unity kadar kullanışlı gelmedi.

Unity'in hoş tarafı Gnome 2 kullanışlılığını ve kararlığını ekstradan görsellikle aynı anda sunması. Gnome Shell göze hoş geliyor ama eklentileriyle bile bir Unity rahatlığını yakalayamadım. Belki de eski tarz alışkanlıklarımdan bilemiyorum.

İşin özü tercihim şimdilik Ubuntu'dan yana.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

@gerge benim durum biraz şu linkteki durum gibi : http://174.121.157.124/~geek/images/Screenshot.png ama öyle sağ taraftaki monitörde çözünürlük kayması olayı yok.
Bu arada nvidia kullanıyorum ve ubuntunun o driver yönetim şeysinden gelen sürücülerin 2 sinide denedim.Updateleri yaptıktan sonra untyi açmadım hala.xfce4teyim.İşlerimi yoluna koyup ilerleyen saatlerde bir kurcalayayım.Ama unityi kontrol eden bir Gui tabanlı config mekanizması yok galiba.1-2 dosya kurcalamak gerekecek gibi.

@ad3m bende 1997 senesinde pcworld dergisinin verdiği slackware dağtımını kurabilmiş olsaydım linux ile 7 sene evvelden tanışacaktım.Dağıtımı verip kurulumu anlatmadıkları için becerememiştim.2004'te debelene debelene 4 cd fedora indirip kurduktan sonra işler çok değişti.O grafik tabanlı kurulum felan user friendly mevzusu.Fakat sıkıntı şu, insanlar istedikleri gibi kullansınlar sistemlerini.Windows, linux, bsd ama en azından benim birlikte zaman geçirdiğim insanlar ne kullandıklarını, nasıl çalıştığını felan bilsinler.Bir problemle karşılaşınca google'a sormayayımda osmana sorayım mesela.Yada osman beni linux konusunda tek kaynak olarak görmesin.İşin içinden çıksmayınca formatı basıp Windows'a geri dönmesin(bunun içinde beni kullanmasın).Az azim, az sabır.Bütün istediğim bu.1997 deki o korkutucu terminal kalmadı artık.HUD bile terminalde çalışmak için debeleniyor.

Sonra birileri benim için paket bağımlılıklarını çözüyorken onları tek tek elle derlemekten bahsetmiyorum.Muhtemelen sistemi kararsız bir hale getirip kullanılmaz yaparım.Grafik arayüzle yapılmayıp terminalde yapılabilen o kadar çok iş var ki.O kadar çok işin bir o kadar çoğuda standart kullanıcı için gereksiz.Windows kullanıp hayatında command açıp DIR yazmamış bir adam görmek mümkün ve microsoftta da bunu bilerek cmdyi neredeyse sistemden kaldıracak.Windowsda bu pek bir şeyi değiştirmez ama terminal açmadan linux kullanmak ayıplanası bir durum.Kabullenemiyorum arkadaş, motto olmuş, bilinç altına kazınmış mevzu.

"o siyah pencere var ya, o nedir öyle?"

Linux hala çok kararlı bir işletim sistemi değil.Windows nasıl BSOD yapıyor, linuxde seni alıp terminale düşürüyor yada veriyor kenel panic'i.İnsanlar sırf bilgisayarlarını bozduklarını zannedip eşe dosta format attırıyorlar.İçler acısı.Sonra bir daha o adam kullanır mı linux ü?Ben çok gördüm, kullanmıyorlar.Hem böyle kullanmayacaklarsa zaten hiç kullanmasınlar.Kommünitenin saygınlığı internet kafe köşelerinde pardus muhabbeti yapan insanlarca heder edilmemeli.Yazık oldu gitti ubuntuya alternatif olacak koskoca pardus ama yanında da iyisiyle kötüsüyle bir ton şey getirdi.Şimdi o pardus tutkunu gençlerden kaç tanesi linux kullanmaya devam ediyor?

Terminali kullanmayı biliyorsan bütün dağıtımları kullanabilirsin.Hiyerarşi 3 aşağı 5 yukarı her dağıtımda aynı.Sadece biraz aşinalık mevzusu.Biraz sabır, biraz azim.

ve ne yazık ki hala ubuntu.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • Genel Yönetici
MyUnity ve Ubuntu-Tweak diye iki program var, onlar kontrol ediyor. Google diyorum onlar için de.

Pardus forumlarına yönetici yaptıklarında beni gördüm, insanlar Pardus olmazsa Windows'a dönerim diyor ve başka insanlar da açık kaynak sürücülerle xorg.conf yazmaya çalışıyor.

Garip ortamdı, bakmıyorum artık ama forumlarına pek.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ubuntu'yu bir ara kullanmaya çalıştım ama sevemedim. gri-turuncu teması çok boğuyor beni. ısınamadım.
windows'un şeffaf-mavi renkleri daha çok hoşuma gidiyor.
gerçi oyun oynuycaksan elin mahkum windows'a.

şey bana saçma geliyor, "linux kullanmanın bir olayı olmalı, bir elitliği olmalı, next next finish diyerek kullanılmamalı, oturup her şeye ince ayar çekceksin" mantığı.
hayır tamam, kullandığım işletim sistemini tweak edip gerektiği zaman ayarlarına müdahele edebilmeyi isterim,
ama böylesi de çok abartı ya.
ben işletim sistemini kullancam,
işletim sistemi beni değil.

bi de işletim sistemiyle saatlerce, günlerce, haftalarca, aylarca uğraşmak, bir şeyi çözebilmek için satırlarca kodla uğraşmak istemiyorum.
kod işleriyle bu kadar uğraşmak istesem, açarım compiler'da kendi programımı yazarım yahu.
işletim sistemi arada bir engel olmayacak kullanıcıya. program kullanabilmesi için yardımcı olacak.

bu yüzden işletim sistemi ne kadar kolay, o kadar iyi.
mint ve pardus önerilmişti bi ara bana, ama henüz kullanmadım, üşendim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Eskiden aynen bu kafadaydim, 400mhz arm6 islemcili motorola lara linux falan yukleyip sevinir, evde gerekli gereksiz solaris, bsd falan kurcalardim. Router flashlayip brickleyip , debrick ugrasmak falan ne kadar beyhudeydi. Junk bilgi icin birebiro ayri, tam olarak arch da o kafada.

Halbuki bilgisayarin tek olayinin bana zaman kazandirma araci olmasini anladigim gun ( ki sanirim bu 5 sene evvel masamdaki macos dan gelen bi fikirdi) bir daha elimi ne android telefonlara, ne kendi derledigim kutuphanelere ne de arch vb gibi devamli cocuk misali avutacagim sistemlere elimi degmedim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • Genel Yönetici
O yere geldim bende işte artık. Linux'u bırakmam, programlarından çalışma mantığına kadar alıştım ama Ubuntu tamemen uğraşsız çalışıyor.

Takip ettiğim forumlarda, bloglarda filan hep aynı şey geçiyor bu arada. Ubuntu büyüdü artık, güzel oldu diyorlar. Tek değilim bu fikrimde.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

KHaRoN said:

Eskiden aynen bu kafadaydim, 400mhz arm6 islemcili motorola lara linux falan yukleyip sevinir, evde gerekli gereksiz solaris, bsd falan kurcalardim. Router flashlayip brickleyip , debrick ugrasmak falan ne kadar beyhudeydi. Junk bilgi icin birebiro ayri, tam olarak arch da o kafada.

Halbuki bilgisayarin tek olayinin bana zaman kazandirma araci olmasini anladigim gun ( ki sanirim bu 5 sene evvel masamdaki macos dan gelen bi fikirdi) bir daha elimi ne android telefonlara, ne kendi derledigim kutuphanelere ne de arch vb gibi devamli cocuk misali avutacagim sistemlere elimi degmedim.


iyi bak senin de doğru yolda olman güzel birşey.
eğer para kazanmıyorsan niye uğraşasın ki.
andorid mesela cep telefonum androidtti yok breaktı yok romdu şuydu buydu biton şeyi var, program yüklersin çalışmaz saçma sapan çalışır bi shell yüklersin saçmalar yavaşlar vs.

ios öyle mi ama, 0dan 100e kadar stabilite akıyor aletten.

bu ipadi aldığımdan beri macfagliğe doğru bir gidiş görüyoru kendimde sdf
yarın bu mesajları macbuk üzerinden yazarsam şaşırmayın :)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

senko said:

KHaRoN said:

Eskiden aynen bu kafadaydim, 400mhz arm6 islemcili motorola lara linux falan yukleyip sevinir, evde gerekli gereksiz solaris, bsd falan kurcalardim. Router flashlayip brickleyip , debrick ugrasmak falan ne kadar beyhudeydi. Junk bilgi icin birebiro ayri, tam olarak arch da o kafada.

Halbuki bilgisayarin tek olayinin bana zaman kazandirma araci olmasini anladigim gun ( ki sanirim bu 5 sene evvel masamdaki macos dan gelen bi fikirdi) bir daha elimi ne android telefonlara, ne kendi derledigim kutuphanelere ne de arch vb gibi devamli cocuk misali avutacagim sistemlere elimi degmedim.


iyi bak senin de doğru yolda olman güzel birşey.
eğer para kazanmıyorsan niye uğraşasın ki.
andorid mesela cep telefonum androidtti yok breaktı yok romdu şuydu buydu biton şeyi var, program yüklersin çalışmaz saçma sapan çalışır bi shell yüklersin saçmalar yavaşlar vs.

ios öyle mi ama, 0dan 100e kadar stabilite akıyor aletten.

bu ipadi aldığımdan beri macfagliğe doğru bir gidiş görüyoru kendimde sdf
yarın bu mesajları macbuk üzerinden yazarsam şaşırmayın :)


len delimisin selcuk :)
ugrasirsan ogrenirsin, ogrenirsen o bilgilerin ileride daha cok paraya donusur. tabi konuyla ilgili bir meslekte calisiyorsan ki calisiyorsun.
androidde hic sorun yasamadim ben valla ipad de kullaniom 2.5 yildir android de kullaniom ama cok mutluyum androiddem. benim arkadas iphone'dan androide gecti telefon olarak cok daha ozelligi var cok daha kullanisli diyor (user-experience acisindan degil vaat ettikleri acisindan kullanisli). aslinda user-experience acisindan da daha iyi ama sadece superusersaniz. superuser degilseniz kullanmaya alismasi zaman alir tabi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

mutlaka bir gun gelecek alakan olacak mobille, en kotu gorus bildirirsin bir toplantida, ot calisan olmazsin sadece verilen gorevi yapan

olm gerge bu forumda kac kisiye linux konusunda yardim etmistir kac kere hesaplayabilir misin? nedeni de belli

oyle zamani gelince ogrenirimle olmuyo, hadi android'le ilgili bise yapcaz dedi senin patron, sen dur abi ben once ogreniyim geliyim diyemezsin. boyle konularda bilgi sahibi olmak 2 gunde olmuyor, yillar alan bise.

sen git yemegini hizli pisir, faturani filan hizli ode, ama gelip niye androidle ugrasiyim zaman aliyor, bicok seyle ugrasmam lazim dersen bir yazilim muhendisi olarak hic iyi olmaz :)

zamani gelince ogrenirim kadar sacma birsey yok, zamani gelince ogrendigini bilgini kullanirsin.

zamani gelince ogrenirim mantik olsaydi universite diye bise olmazdi, lise bile olmazdi. hatta direk beni google ceo'su yapsinlar a.k ne ogrenmem gerekiyosa toplantilara gitmeden ogrenirim dfgdgd
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

abii yine aynı konu. işletim sistemlerinin mantığı bizi hammalıktan kurtarmak. terminale girip bir sürü kod yazacaksam o işletim sistemi benim için olmamıştır. bana hız kazandıracak, beni uğraştırmayacak bi sistem olması lazım.

örneğin ubuntu yükledim, windowstaki mavi ekran hatasından daha sık başka hatalarla karşılaştım, hiçbir ekstra paket yüklemememe rağmen. gelen tavsiyeler üzerine opensuse yükledim, nispeten daha iyi, ama yine aynı problemler, kararlı değiller.

windows'a geçtim yine, resmen rahatladım. telefonu takıyorum pc ye tak anında yükleniyor, anında ulaşıyorum dosyalara. ağdaki bir yazıcıya bağlanmak istiyorum 10 saniye içinde buluyor bağlanıyor. iki linux sürümünde de bunları yapmak ölüm.

ha illa ben kurcalamadan rahat edemem diyorsanız linux doğru tercih o zaman. benim öyle bir tatmin duygum yok, tahammülüm de yok açıkçası.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • Genel Yönetici
Arch'dan sonra bu Ubuntu 12.04 bana tam hamallıktan uzak, çok rahat çalışan bir sistem gibi geldi. Telefonu taktım mesela (Android), takar takmaz sordu içindeki fotoğrafları digital fotoğraf programımıza alalım mı diye? Windows'da HP 1010 yazıcımı yüklemek için yarım saat uğraşmıştım, burada takar takarmaz HP 1010 taktın, haberin olsun, ben kurdum senin için dedi. 5 gün oldu daha, kullandığım her programı yükledim, tüm donanımımı tanıttım daha hiç terminal açmadım. Açtım aslında ama alışkanlıktan sudo apt-get update && sudo apt-get upgrade komutunu vermek için. Onun da gereksiz olduğunu öğrendim hemen, güncellemeleri kendisi kontrol ediyor ve haber veriyor. PPA Manager var bir de, PPA'lar için terminal gerekiyordu, bununla o da kalkmış. Terminal olmadan kullanıyorum yani.

O dediğiniz Arch avutma evreleri güzeldi, uzun süredir Linux hobi benim için zaten ama artık ben de bu just works kavramını istiyorum artık, haftada 5-6 saat harcayacak vaktim yok sırf işletim sistemi için. Son 7-8 aydır yavaş yavaş böyle bir değişim yaşadım işte. Windows kullanmak çok fazla ama benim için, Ubuntu ilk mesajda dediğim gibi ilk kez just works kavramını benim gibi Linux kullanıcısını bile tatmin edebilecek kalite ile sunmayı başarmış.

Mac OS kullamadım ama Ubuntu 12.04 şimdiye kadar gördüğün en iyi bulut entegrasyonunu veren işletim sistemi bir de.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...