DeMiRMaSKe Mesaj tarihi: Mayıs 22, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 22, 2003 benim dediğim olayda algılama değil tamamen 3. bir kişi gibi olayı izleme.[hline]What if the prophecy is true. Isn't it worth to fighting for? Isn't it worth to dying for? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
general83 Mesaj tarihi: Mayıs 22, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 22, 2003 iyi de ben inandığımı söylüyorum, düşüncemi ispatlamak gibi bir arayış içerisinde değilim ki, kanıt süreyim ortaya; sadece benim için geçerli olan bakış açısı budur, bence böyle diyorum ayrıca verdiğin örneklerin, ay ya da sokak konuyla hiç bir alakası yok, tamamen demagoji, sanırım bunun farkındasın? ha beni kanıt sürmemekle suçluyorsun, önce siz şu konularda bir tane akıllı mantıklı kanıt öne sürün, şu şöyle dedi bu başıma geldi aha burda yazıyo gibi abesle iştigal açıklamalar dışında, tamam inatla uzatmak istemiyorum... [hline]"soyut gerçek olmaz, gerçek daima somuttur." V. İ. Lenin [Bu mesaj general83 tarafından 23 May 2003 01:10 tarihinde değiştirilmiştir] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
unity100 Mesaj tarihi: Mayıs 22, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 22, 2003 ben zaten kesinlikle *inanma* ya da *inanmama* taraftari degilim. ben ogrenilmesi, arastirilmasi gerektigini dusunuyorum. benim elestirdigim kisiler de, kisinin kendisi birinci elden deneyimleyebilecek, deneyini yapabilecekken, "boyle sey yoktur deyip" olayi kestirip atanlar. yahut 3. sahislarin yaptigi arastirmalari ortaya koyarak kendi iclerinde olayi sonuclandiranlar. yahu, filanca tarihteki filanca sahisin deneyimleri hic kisinin kendisinin yasamasinin ogrenmesinin yerini tutar mi ? asla tutmaz. ben bu yuzden dikkatinizi cektiyse postlarimda mumkun mertebe baskalarinin calismalarindan, kitaplarindan, fikirlerinden ornekler vermek yerine kendi yasadiklarimi, denediklerimi ogrendiklerimi yazmaya calistim. neticede zaten sosyal olmanin, gruplar halinde yasamanin geregi bu. yakinimizdan ogrenicez. benim icin bir sahis gelip butun bu olaylara mukemmel aciklama getirse orneklerle ve kitap halinde bunu onume getirseler, benim birinci elden tanidigim bir insanin yasayip anlattigi seyleri buna degismem.[hline]www.mizzah.com Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
unity100 Mesaj tarihi: Mayıs 22, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 22, 2003 said: DeMiRMaSKe, 23 May 2003 00:59 tarihinde demiş ki: benim dediğim olayda algılama değil tamamen 3. bir kişi gibi olayı izleme.[hline]What if the prophecy is true. Isn't it worth to fighting for? Isn't it worth to dying for? tamam, sen bedenden cikma esnasinda bedenden bir seyin ayrildiginin gozlemlenmesini, ama bu sey cikar cikmaz sahisin kendi bedenini yukardan gormesi olayindan bahsetmiyor musun ?[hline]www.mizzah.com Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
LiquiD Mesaj tarihi: Mayıs 22, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 22, 2003 yahu lucid dreaming veya astral boyuta inanmamak gibi şeyleri nasıl materyalist bir görüş olarak savunabilirsiniz ki? bunların ikisi de gayet elle tutulur bir organımız olan beyinin işleri. astral seyahat olayını matrix gibi düşünün. beyniniz sanal aleminizi yaratıyor, buradaki aynı dünya, aynı şeyler. ama siz neo değilsiniz, uyuyan bir tipsiniz matrix'teki. astral seyahat sayesinde beyninize kazınmış mekanları ve zamanları; yani hatıralarınızı birinci elden tekrar yaşama olanağı bulursunuz. bu lucid dreaming gibi değil; astral seyahat içinde herşey şu an bulunduğunuz dünya gibi. yatağınızdan kalkıyorsunuz, mutfak, oradan, pencere ve gözlerinizi kapatıp geçmişe dönüyorsunuz. bir şey kurgulamıyorsunuz lucid dreaming'deki gibi, olan şeyleri görüyorsunuz. (astral seyahat anlatıldığı tarzıyla bu böyledir, ancak bu kalkıp gitmenin sadece beyinde olmadığı, reel dünyada da ruh formatında gezilip gezilmediği meçhuldür.) astral seyahat tarzı şeylerin varlığına inanmayanlara sual: neden inanıp inanmamayı seçiyorsunuz? elinizde araştırmak gibi bir orta yol da var. ruhun varlığını veya yokluğunu neye dayanarak inkar edebiliriz ki? neye göre inanıp, inanmayız. inanmamak da bir inanç olduğuna göre, bu tarz metafiziki konularda çift taraflı gözü kapalı inanç sistemlerinin ikisi de bağnazcadır kanımca. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Bone Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 said: general83, 23 May 2003 00:47 tarihinde demiş ki: ben şizofreninin de sizin astral seyahetten kastettiğinizin de ne olduğunun farkındayım, ve ikisini de inatla aynı kefeye koyuyorum, çünkü bu saçmalıklara zerre kadar inanmıyorum derdimi anlatamadım galiba? siz böyle devam ederseniz yakında burası şaman peygamber napolyon hitler osman gazi kaynayacak[hline]"soyut gerçek olmaz, gerçek daima somuttur." V. İ. Lenin katılıyorum. ayrıca birkaç şey var: 1- zırt pırt ilaç verenler psikologlar değil psikiyatristler. Psikiyatristler niye ilaç veriyor peki? Cevabı basit: Sen gençliğinde depresyona niye girersin araştırıyorlar. Bilime tarafsız yaklaşıyorlar. Bilim sayesinde, bu depresyonun, çocuğun hormonları yüzünden olduğunu tespit ediyorlar. Yani ruhu astral alemdeki kaplanlar tarafından parçalanmıyor. Bu çocuğu tedavi edebilmek için ne yapmak gerekli? İlaç vericeksinki, çocuğun hormonlar yüzünden olan depresyonu geçsin, çocuk sakinleşsin. Psikiyatristler doktordur. Tedavi etme şekilleri tıpa bağlı olmak zorundadır. Bu yüzden ilaç verilir. Damarlarında tıkanıklık olanlara, damarlarını açsın diye ilaç verilir bildiğin (ya da bilmediğin gibi). Hiç kemiğin kırıldığında doktora gittiğinde, doktor "hadi senle astral seyahate çıkarım ordan druid bularım o iyileştirsin" dedi mi? Tabii ki hayır. Çünkü bu düşünceler bilimden uzak insanların uydurduğu birşey. Psikologlar ilaçla tedavi etmez demiştim. Psikologlar, telkin edici ilaçlar yerine telkin edici sözler kullanır. Sana karşı bir ayna tutar. Kendi yanlışlarını görürsün, onları birlikte düzeltirsiniz. Mesela bir örnek veriyim. Sen kızlarla konuşamıyorsun. Bunu düzeltmek istiyorsun. Psikologuna gidiyorsun. Onla konuşuyorsun. Böylece psikolog senin daha önce farkettiğin ya da farketmediğin şeyleri ortaya koyuyor. Mesela kızların vücutlarından etkilendiğinden dolayı utandığın ortaya çıkıyor. Kızlar hakkında görüşünü değiştirmeye çalışıyor psikolog. Ama bunlar psikologun düşünceleri olmuyor, senin düşüncelerin oluyor. Yani senin düşüncelerinden yola çıkarak kızlar hakkında fikirlerini değiştiriyorsun. Psikolojide zırt pırt ilaç verilir demişsin, umarım ne demeye çalıştığımı anlamışsındır. Psikoloji bu, medyumluk değil. 2- Astral seyahat, lucid dreaming, kabus, rüya... Bahsettiğiniz herşey bir halüsinasyon. Kafanızda yarattığınız imgeler. Halisünasyonu kaldıran veya arttıran (lcd idi yanlış inanmıyorsam) ilaçlar var. Psikiyatristlerin ilaçla, psikologların uğraşla tedavi etmesi gibi, siz de halisünasyonlarınızı kontrol edebilirsiniz. Azaltıp artırabilirsiniz, hatta halisünasyondaki gördüklerini kontrol bile edebilirsiniz. Ama bu kontrol öyle zart diye olmaz. Yetenek lazım, halisünasyona alışmak lazım. Sizin bahsettiğiniz astral seyahat, aslında beyninizde gördüğünüz imgelerden ibaret. 3- Bahsettiğiniz olaylar (ruhani ve metafiziksel olaylar) gerçek ve bu kadar kolay olsa, bize (ben tıpta 1. sınıfta okuyorum) insanın mekanizmasını (fizyoloji anatomi felan) değil de, ruhları cinleri anlatıyor olurlardı. Ve bahsettiğiniz olaylar gerçek ve bu kadar kolay olsa, şimdi etrafımızda insanlar büyü yapıyor olurdu. Dört tarafımızda iblisler dolanıyor olurdu. Son olarak: Bu ruhani olaylara fazla girmeyin, sonra kendinizi çok fazla kaptırırsınız, hastalığınızdan psikologlar bile çıkaramaz. Şizofren olmanızı istemeyiz.[hline]Wacky, 15 May 2003 01:45 tarihinde demiş ki: Ya çok zeki, "o kadar spastik bişi yapcam ki herkesin aklında yer edicek", ya da moron, "süper olcak abi fikir süper ehe ben bi dahiyim" diye düşündü. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
unity100 Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 beyinle gorulen imgeler demissin, tekrarliyorum birbirini hayat boyu tanimamis ve tanimayacak biri brezilyada biri amerikada olan insanlarin astral seyahat sirasindaki deneyimleri ayni olmazdi eger beyinle gorulen imgeler olsaydi. cunku bu sahislarin gorecekleri "halusinasyonlar" yetistikleri kulture, sahsin kendi fizyolojisine, ve duygusal durumuna gore degisecekti. durum boyle degil, herkes ayni sartlari deneyimliyor. psikyatrlar psikoloji temeline dayanarak hareket etmiyor mu ediyor. oyle anlatmissin ki sanki sadece genclere genclik bunalimlarini hafifletmek icin teskin edici veriyorlar gibi. hayir bilakis teskin edici ilaclar her yas grubu icin kullaniliyor. kalici arazlara sahip insanlara teskin edici ilac verilmesi adami tedavi etmiyor, sadece adami mallastirip sorunun goz onune cikan kismini azaltiyor. daha once de soyledim tekrar belirtiyorum, binlerce adamin "halusinasyonu" birbiriyle ayni olmaz. astral seyahat veya aura kavramlari "halusinasyon" degildir.[hline]www.mizzah.com Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Bone Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 ruhani olaylarda bu kadar bilgiliysen bana kız ayarlasana.[hline]Wacky, 15 May 2003 01:45 tarihinde demiş ki: Ya çok zeki, "o kadar spastik bişi yapcam ki herkesin aklında yer edicek", ya da moron, "süper olcak abi fikir süper ehe ben bi dahiyim" diye düşündü. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
unity100 Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 bir de git biraz arastirma yap astral seyahat yasiyan sahislar neler yasiyor, incele, ondan sonra cikip halusinasyon diye konus. boyle sabit herkesde ayni gerceklesen halusinasyon olmaz. tipda devrim olur, super halusinasyon olurdu.[hline]www.mizzah.com Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
TheSilver Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 rüyada bir çeşit matrix gibi yani uyuyup istediğin herşeyi yapa bileceğin gerçek olmayan bir yere gidiyorsun sadece geçek olmadığını farket yeter rüyada bir uçurumdan düşütüğünde veya her hanği bir maceraya atıldığın zaman gerçekmiş gibi heyecanlanıp korkuya kapılıyorsun bu çok hoş uyandığın zamanki o rahatlama ayrı bir güzellik [Bu mesaj TheSilver tarafından 23 May 2003 11:18 tarihinde değiştirilmiştir] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Infeqted Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 muhahahahahahah ay pek guldum daha yeni goruyorum[hline] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Qui Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 Hiçbir yorum yapmadan bu tartışmanın neden havada ve neden bitmez olduğunu anlatmaya calısıcam. Bir yazını bütün olarak parcalara böldüm farkettiğin gibi. Bu yazıya özel değil, bütün postların aynı şekilde ele alınabilicek durumda. Neden? Hangi deneylerle bu ispatlanmış? Tecrube bir ispat değildir. Detaylı olarak açıklarmısın. said: kisi bedeninden tam ayrilmadan, yani bedeninden disari tam cikmadan bedenin duyu organlariyla algilama olayi tamamen kesilmez. Hangi kanıtlarla bu duyguyu astral olaylara bağlıyorsun? Herkes bunları söyleyebilir, bu hissin bacağındaki ağrının çok şiddetli olmasından dolayı olmadığını nasıl kanıtlarsın? Bunlar subjektif veriler. said: bir sure sonra da bedenden cikip yukseldiklerini, kendilerini yukaridan gorduklerini soylerler. Senin başına gelen olayı devamlı astral şeylere bağlamışsın öncelikle bunu kanıtlamak zorundasın. Varsayımlardan çıkan varsyımlar ile hareket ediyorsun. said: daha once benim basima gelen yataktan firlama olayinda oldugu gibi yani, bedenden tam cikmadan hem astral beden, Açıklarmısın.. said: hem de fiziksel bedenle algi yapmak ve bunlarin cakismasi mumkun. Enerji ile ilgili bir çok yasa, kural, kanun, hipotez var bilim dünyasında bildiğin gibi. Bunları kullanarak varsayımını kanıtlarmısın. said: enerji olayina gelince, zaten astral beden hicbir zaman enerji olarak kullanilmaz ya da harcanmaz. Hangi deneylerle bu eşlenliği kanıtlıyorsun. İlaçların eşlenik olmasını kanıtlamak için bile yıllarını veriyor insanlar. Somut olarak açıklarmısın. said: astral beden fiziksel bedenin eterik alemdeki eslenigidir, Bu benzerliği nasıl kanıtlıyorsun? said: o da fiziksel beden gibi bir vasitadir. Bilimi kullanmak eylencelidir ama bunu gözünün birini kapatarak yapamazsın. Bilimin kuralları vardır bunlara uymak mecburiyetindesin. Kimse bilim öğretisini kullanmak zorunda değil. Mesela daha esnek olan din öğretisi var. Yada kendin bir öğreti yaratabilirsin. Bu yüzden kimseyi yakmıyoruz artık merak etme. Ama bilimi kullanıcaksan dediğim gibi kurallarına göre oynamak zorundasın. Bilim ise malesef subjektif verilerle ilerlemez. Bilimi istersez bağnazlıkla suçlayabilr, yeniliklere kapalı olduğunu idda edebilirsin. Bilim attığı adımın sağlamlığını kontrol ettikten sonra adım atar. Adımların sağlamlığını varsaymaz. Biliminde varsayımları mevcut tabiki. Ama bilim bilmiyorum demektende utanmaz hiçbir zaman. Anlattığın şeyleri gülüp direk yalanlayan insanlarıda kınıyorum. Bilmediğiniz şeyleri savunamayacağınız gibi, olmadıklarını söyleyerek dalgada geçemezsiniz. Söyleyebiliceğimiz tek şey bilmediğimizdir. Daha ötesi değil. Birde ricam var, bundan sonraki postlarınızda "olur" yerine "olabilir" kullanırsanız sevinirim. Eminimki daha düzeyli ve daha fazla katılımcının olduğu bir tartışma olacaktır. Hemde bu sayede "saçma bunlar puhaha" lardan da kurtulmuş olursunuz.[hline][/i]Semi-Dr. Quinthalus [/b]@ ICQ UIN: 1957744 MSN Messenger: [email protected] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
unity100 Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 1 - bunu ilk kez post ederken zaten soylemistim, bu durumlar yakin olum olayi deneyimleyen deneklerin anlattiklari olaylarda istisnasiz olan bir durumdur. nadir olarak da hicbir seyin bedenden cikisini hissetmeden direkt kendini yukaridan gorenler vardir. google da elizabeth kübler ross yaz, boyle deneyim yasayan sahislarin deneyimlerini topladigi bir kitap yayinlamisti. tecrube bir ispat midir ? deneklerin anlattiklari ispat midir ? yerine gore ispattir. eger birbirini arastirmadan once hic gormemis brezilyadaki bir yerli koylusu ile amerikadaki bir sahis ayni deneyimleri anlatiyorlarsa bu ayni seyleri deneyimlediklerini ispat eder. fiziki olarak ispat etmeye gelince, kendin deneyimlemeden kendine bunu fiziki olarak ispat edemezsin. 2 - yukaridaki paragrafta yazdigim deneylerde bedenden cikis surecinde sahislarin deneyimledikleri seyler, ve astral cikisi kendi istegiyle duzenli yapan kisilerin aktardiklari gerekcesiyle boyle oldugunu soyledim. 3 - neyin kaniti burada problemin ne oldugunu anlamadim. sen benim bahsettigim seyi anlattigim postumu okudun mu ? yataktan kalkmamis bir insanin ayakta durdugu zamanki gibi kapiyi gorebilmesinin imkani yok eger her iki sekildeki duyularini da kullanmazsa ayrica. 4 - yukaridaki paragrafta bahsedilen olay. 5 - bilim dunyasinda enerji ile ilgili bircok kuram, denklem ve izahat var. fakat maalesef her sey icin bunlar soz konusu degil. aura topicinde tartismasini kavgasini yaptigimiz gibi, mekanizmasini denklemsel olarak ifade etmekle birlikte hala yercekimi fenomeninin olusmasini saglayan seyin tam olarak NE oldugunu bilmiyoruz. burda sozunu ettigimiz enerjinin - yani ruhsal enerjinin - ne oldugunu, mahiyetinin nasi oldugunu hala ezoterik edebiyatta dahi, eski hindu ogretilerinde dahi tam olarak aciklayan bir soylem olmadigini daha once de soyledim. 6 - bu benim kendi kesfim ya da deneyimim degil. bu ezoterik edebiyata, paranormal - metafizik olaylara dair bunlara meyilli hint kulturu gibi kulturlerin eski ogretilerine ve bu konuyu kendileri inceleyen parapsikologlarin cikarimlari. bu cikarimlar uyarinca bilinc - oz direkt kendi basina fiziksel beden tarafindan baglanmayacak kadar ucucu - eterik - oldugu icin asamali olarak giderek daha az ucucu olan bedenlere, sonra da bunlar vasitasiyla fiziksel bedene baglanir. fakat her halukarda bu tartismaya yine de acik bir konu, cunku bilinc - oz - dedigimiz seyin dogasi yine aynen ruhsal enerjinin ne oldugu gibi bir konu. 7 - bu benzerligi astral cikis yapan insanlarin deneyimlerinde karsilastiklari diger yolcularda gozlemledikleri beden benzeri seylerden, cikis yaptiklari sirada kendilerini incelediklerinde ellerinde kollarinda gordukleri kendi isik sacan insan eli gozlemlerinden cikariyoruz. yazdiklarina gelince, yeni bir dunyaya kasif gonderen bir topluluk gibiyiz. bu yeni dunyayi ogrenmenin yolu ya oraya gidip gelenlerin bize anlattiklarini degerlendirmek - ki bu da kacinilmaz olarak subjektif olur - ya da oraya kendimiz gitmek - bu da bizden baskasina subjektif olur -. bu durumda karsimiza cikan seyleri insan zekasinin temel hukum verme yetenegini kullanarak incelemek su an elimizde olan tek cozumdur.[hline]www.mizzah.com Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Qui Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 Şu beyazlar giyip / cevresindeki herseyi beyaz ortulerle kaplayan / beyaz gozlukler takip / beyaz cadırlarda yasayan ve bu sekilde dünyadaki elektrobilmemnesel enerji kirliliklerinden kurtuldugunu sanan japonyalı toplulugu duymussundur. Onlarda cok guzel tecrubeler anlatıyorlar. Ben hala bilimsel kanıtlardan bahsediyorum. Kontrol grubunun olmadığı deneyleri bilimsel deney sayamazsın. Benim hayatım hastanede geciyor ve belki gunde 100lerce amelyat yapılıyor. Birçok insan ölümden dondu ama şimdiye kadar bahsettiğin tecrubeleri yaşayan kimseyle konusmadım.[hline][/i]Semi-Dr. Quinthalus [/b]@ ICQ UIN: 1957744 MSN Messenger: [email protected] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Qui Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 said: unity100, 23 May 2003 12:47 tarihinde demiş ki: yazdiklarina gelince, yeni bir dunyaya kasif gonderen bir topluluk gibiyiz. bu yeni dunyayi ogrenmenin yolu ya oraya gidip gelenlerin bize anlattiklarini degerlendirmek - ki bu da kacinilmaz olarak subjektif olur - ya da oraya kendimiz gitmek - bu da bizden baskasina subjektif olur -. bu durumda karsimiza cikan seyleri insan zekasinin temel hukum verme yetenegini kullanarak incelemek su an elimizde olan tek cozumdur.[hline]www.mizzah.com Elbette. Her yeni keşifte olduğu gibi. Eleştirim yapılmasına değil, anlatılırken kullanıldığı usluba. Son yazımda sana değil, bu konuda bilimsel olarak kanıtlandı demeyi cok seven herkese.[hline][/i]Semi-Dr. Quinthalus [/b]@ ICQ UIN: 1957744 MSN Messenger: [email protected] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
unity100 Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 said: Qui, 23 May 2003 14:48 tarihinde demiş ki: Şu beyazlar giyip / cevresindeki herseyi beyaz ortulerle kaplayan / beyaz gozlukler takip / beyaz cadırlarda yasayan ve bu sekilde dünyadaki elektrobilmemnesel enerji kirliliklerinden kurtuldugunu sanan japonyalı toplulugu duymussundur. Onlarda cok guzel tecrubeler anlatıyorlar. Ben hala bilimsel kanıtlardan bahsediyorum. Kontrol grubunun olmadığı deneyleri bilimsel deney sayamazsın. Benim hayatım hastanede geciyor ve belki gunde 100lerce amelyat yapılıyor. Birçok insan ölümden dondu ama şimdiye kadar bahsettiğin tecrubeleri yaşayan kimseyle konusmadım.[hline][/i]Semi-Dr. Quinthalus [/b]@ ICQ UIN: 1957744 MSN Messenger: [email protected] benim kendimin bizzat yasadigim bir sey benim icin bir bilimadaminin cikip su su vardir cunku soyle soyledir demesinden daha degerlidir. ote yandan yeni kesfedilen bir alandayiz, olay cozulmus olsa zaten kimsenin ortaya cikip kanit manit demesine gerek olmazdi, zaten kanitlanmis olurdu. su an icinde bulundugumuz zaman yeni bir seyin ilk kez kesfedilmeye basladigi zamanlarda yasanan sureclerdir.[hline]www.mizzah.com Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 Benim ilkokulda gördüğüm bir rüya aklıma geldi lucid dream varmıdır bilmem (olduğunuda pek sanamam ama) o rüyada kendi kontrolümün -rüyanın değil - benim elimde olduğunu hatırlamıyorum. Ve şimdiden söyleyim o zaman frp hakkında hiç bir şey bilmiyodum ve hayatımda hiç kurt adam kavramını duymamıştm (ne filimden neden oyundan hele bugünkü monster's manual gibi bi kitapdaki werewolfun tıpa tıp aynısı olduğuna eminim) Sabah kalkıyorum servise biniyorum. Ben ilk okul dörteyim bide ilkokul beşten bir arkadaşım var onun dışında etraftakiler hiç tanıdık değil. Biraz geç farkediyorum ve sonunda hava karanlık bir yere geliyorum. Bizim okula benzeyen bi yere giriyoruz orda binlerce kişi masalara oturmuş gelip oturanlara bi aşı yapıyolar ve onlar kurt adama dönüşüyo. Ben tabi arkadaşımla direk fıyıyorum ordan dışarı çıkıyorum. Uzun bi süre işte elinde iğne olan normal adamlar peşimizden geliyo ama fazla uzun sürmüyo. Birisi tam iğneyi yapıcak eline vuruyorum iğne düşüyo arkadaşımda iğneyi ezip parçalıyo sonra o sırada başka biri arkadaşıma iğne yapıyo o kurtadam dönüşüyo iğne kalmadığı için beni yakalıp götürüyolar içeri iğneyi yapıyolar böyle işte dönüş sırasında nasıl oldu ne hissettim hatırlamıyorum ama kurt adama dönüştüğümde resmen 3üncü kişi gözüne geçiyorum dışardan bakıyorum kendime ayakta duramıyorum felan ağzımdan salyalar akıyo sallanıp nahoş bi şekilde sandalyeye düşüyorum. Önüme bi parça et atıyolar tam o sırada güneş doğuyo herkes normal haline dönüyo sonra bizi servislere binidirp geri gönderiyolar. Sanırım rüyamda aktif rolü iğne yapılana kadar yaptıklarımı bilinçi yaptığımı -yada en azında bana öyle geldiğini - farkettiğimi hatırlıyorum uyandıktan sonra.[hline]''Eğer o her kimki canavarlarla savaşıyorsa dikkat etmelidir yoksa kendiside bir canavara dönüşebilir. Ve eğer o kişi karanlığın derinliklerine uzun süre bakarsa; karanlık onun kalbinin içine yansır.'' - Friedrich Nietzsche [Bu mesaj Ardeth tarafından 23 May 2003 18:23 tarihinde değiştirilmiştir] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 Buarada astral düzlemin gerçek dünyada var olduğuna inanmam ama öyle düşünenlere şöyle söyleyim (frpyi uyarlayarak :)) eğer astral düzleme geçtiysen bulunduğun noktadan geçersin yani yatakta uyurken bi mağrada astral düzlemden bulamazsın kendini ve uyuyarakda yapamazsın bunu uyanık ve konsantrasyon gerekir ve astral düzlemdeyken bir başkasıyla karşılaşma olasılığın vardır (eğer oda astral düzlemdeyse) ve o kişide seni gördüğünü bilir. Eğer astral düzleme girip bi arkadaşımı gördüm diyosanız ve o arkadaşınızın bundan haberi yoksa bu bir rüyadır. ps: Tekrar söylüyorum frpden bildiğimi uyarladım :p[hline]''Eğer o her kimki canavarlarla savaşıyorsa dikkat etmelidir yoksa kendiside bir canavara dönüşebilir. Ve eğer o kişi karanlığın derinliklerine uzun süre bakarsa; karanlık onun kalbinin içine yansır.'' - Friedrich Nietzsche Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Qui Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 said: benim kendimin bizzat yasadigim bir sey benim icin bir bilimadaminin cikip su su vardir cunku soyle soyledir demesinden daha degerlidir. Sen bir tecrube yaşamışsın ama bunun ne olduğunu nasıl değerlendirdiğin önemli. Yaşadığın şeyi astrallaşma olarak yorumlayabilirsin ama ben onu daha önce milyonlarca kez gördüğün kapıyı rüyanda görmek olarak yorumluyorum. Rüyanda yatağa yatmanla bitmiş gibi görünüyor. Rüya devam ederkende gözlerini açmış olabilir, ve iki görüntüyü aynı anda görmüş olabilirsin. Buda yaşanmış -hatta herkesin başına gelmiştir- birşey değilmi? Mesela seninde hak vereceğin bir örnel vereyim. Sabah kalkıyorsun bir kolunu hareket ettiremiyorsun bir türlü. Ne yapsan nafile. Sanki senin parçan değilmiş gibi... Dakikalarca bekliyor ama bir türlü düzeltemiyorsun. Ayağa kalkıp kolunu yanında sürüklüyorsun resmen. Diğer elinle kaldırıp indiriyor ama yine hiçbirşey hissetmiyorsun. Bunu biraz dindar birisi anlatırsa "gece şeytan girdi" yada "karabasan koluma oturdu" şeklinde anlatacak, ölümünede savuncaktır üstüne. Üstüne üstlük "milyonlar yaşıyor bunu nasıl karabasanı inanmazlıktan gelebilirsin" şeklindede paylar seni.. Ama ben bunu gece yatış şeklinden dolayı muhtemelen nervus medialis üzerine yapılan basıdan kaynaklanan geçici paralizi olarak tanımlamayı daha doğru buluyorum. Gelde anlat karabasancıya..[hline][/i]Semi-Dr. Quinthalus [/b]@ ICQ UIN: 1957744 MSN Messenger: [email protected] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 Hehe ben lucid dream tarzı bişey olsada görsem ev için pek hayırlı olmaz uyandığım an elimde kılıcım bütün evi darma dağan etmişi bulurum heralde kendimi yani normal rüyalarımda bile savaş alanında gördüğüm oluyo kendimi lucid olsa peeehey :p[hline]''Eğer o her kimki canavarlarla savaşıyorsa dikkat etmelidir yoksa kendiside bir canavara dönüşebilir. Ve eğer o kişi karanlığın derinliklerine uzun süre bakarsa; karanlık onun kalbinin içine yansır.'' - Friedrich Nietzsche Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
unity100 Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 ne demeye calistigini anliyorum. fakat gel gor ki uykunun son kisminda yasanan ruyalar hatirlanir. ayrica hoyratca uyanmadan onceki 10 saniye icerisinde uyku ile uyaniklik arasinda bir halde oldugumdan, gordugum ruyayi hatirlamamama imkan yok. zaten alakasiz karmasik seyleri gelip geciyordu. kapiyla da bir alakasi yoktu ki aklimda net bir imaji kalsin kapinin. bunun da otesinde, sabah vakti benim odama vuran gunes isiginin, buna ragmen odanin icerisinde babamin yakip gittigi lambanin ve bu manzaraya eklenen kapali kapinin durumu, benim o kapiyi o icinde bulundugum anda gozlemledigime, daha onceden kalan silik ya da bulanik ya da farkli bir imaj olmadigina kanat getirmeme kafi idi. yani o kapiyi o an icerisinde ayakta gordum, ayni zamanda da tavandaki lambayi yattigim yerden goruyordum. normallesirken yataga dogru cekilme hissini de bunlara eklemek gerek.[hline]www.mizzah.com Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Qui Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 Söylemeye çalıştığım şeyi anlamana sevindim amacım senin ruyanı yalanlamak yada kulp uydurmak değil zaten. Amacım rüyanın farklı şekillerde yorumlanabileceğini gostermek. Anlattığın şeyler senin için oyle olmasının yanında astral dunyanın bir gostergeside olabilir, bunuda yalanlayamam. Astrallaşmayı destekleyen bilgim olmadıgı gibi var olmadıgını idda etmek içinde bilgim yok. Bilim iki yonden ilerleyebilir ama bilim bahsettiğin konuya iki yondende yaklasamıyor zaten. Soylemeye calıstıgım sey şu: Bilim astral dünya hakkında yorum yapabilmekten henuz cok cok uzak. Onun söyleyebileceği tek şey: bilmiyoruz..[hline][/i]Semi-Dr. Quinthalus [/b]@ ICQ UIN: 1957744 MSN Messenger: [email protected] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
wanderer Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 kim yakin ki? veya astral dunya var mi?[hline]W.A.N.D.E.R.E.R.: Wireless Artificial Neohuman Designed for Efficient Repair and Efficient Reasoning Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Qui Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 bilinmiyor :) (bunu soylemeyi seviyorum hehe) hatta bildiğini idda eden insanlarda gerçekte bilmiyorlar, bu etkiyi yaratan hersey olabilir (bunu soylemeyi daha cok seviyorum) hepimiz olucez (argh!)[hline][/i]Semi-Dr. Quinthalus [/b]@ ICQ UIN: 1957744 MSN Messenger: [email protected] [Bu mesaj Qui tarafından 23 May 2003 19:44 tarihinde değiştirilmiştir] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
wanderer Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2003 hehehehe[hline]W.A.N.D.E.R.E.R.: Wireless Artificial Neohuman Designed for Efficient Repair and Efficient Reasoning Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar