Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Kılıçdaroğlu Başbakan'a mektup yazmakla doğru mu yaptı?


vaperon

Öne çıkan mesajlar

Gereksiz crit yemiş yine Kemal Kılıçdaroğlu... Başbakan'dan önce medyaya faxlanan ve posta/kurye yoluyla Başbakanlık'a iletilen, yetersiz bir mektup göndermişti hatırlarsınız.

Şimdi Recep Tayyip Erdoğan ve konuşmalarını hazırlayan laf ebeleri vurmayın öldü denecek kadar crit dolu bir mektup yollamışlar Kemal Kılıçdaroğlu'na. Tabi önce aynı şekilde basına faxlanmış.

Adam nereyi tutsa elinde kalmaya başladı. Gittikçe daha da yeteneksiz, basiretsiz gözüküyor ya da göstertiliyor. O kadarını bilemeyeceğim de eğer göstertiliyorsa kendi yetememezliğindendir. Klavuz ve karga hikayesi yine...

Ben artık Kemal Kılıçdaroğlu'nun attığı tüm adımlardaki amaçlarını kestiremiyorum. Bilmiyorum başka kimsenin dikkatinde mi?

tl;dr: amacım Tayyip şöyle iyi laf sokmuş değil, ne olcak bu Chp'nin hali...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ne bileyim, takip etmişsinizdir diye düşündüm gündemi.

Kılıçdaroğlunun başbakan'a gönderdiği mektup.

"Kemal Kılıçdaroğlu" said:

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a gönderdiği mektubunda, “Kayseri Belediyesi'ndeki rüşvet trafiğini çok somut olarak ortaya koyan o defteri siz rafa kaldırın, kasaya kilitleyip suçun üstünü örtün diye göndermedim” ifadelerine yer verdi.

CHP Genel Merkezinden yapılan açıklamaya göre, Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'a kurye ile mektup gönderdi.

Kılıçdaroğlu'nun, “Sayın Başbakan” diyerek başladığı mektubunda, Erdoğan'ın 17 Ekim 2011'de Kızılcahamam'da konuşurken, “İsim vermeyeceğim, biri çıkmış siyasetin kirlendiğinden söz ediyor. Biraz haya eden insan bütün Türkiye'nin duyduğu, kendi partisinin belediye başkanının ifadesiyle, ses kasetlerini hep beraber dinledik. 'Yamyamları doyuramıyorum' diyen kendi belediye başkanının itirafını da duyar da ses verir” dediğini belirtti.

Kılıçdaroğlu, mektubunda şunları kaydetti:
“Haklısınız, yolsuzluk olunca insan gerçekten de haya eder, ses verir. Peki siz neden haya edip, ses vermiyorsunuz? Hatırlar mısınız? Kayseri Belediyesi'ndeki rüşvet trafiğini çok somut olarak ortaya koyan defteri size göndermiştim. O defterde, kimden ne kadar rüşvet alındığı, rüşvetin kime verildiği, nasıl paylaştırıldığı kuruşu kuruşuna kayıtlıydı. Siz ne yaptınız? 'Bunun altında imza yok' diyerek sümen altı ettiniz. Ben o defteri siz rafa kaldırın, kasaya kilitleyip suçun üstünü örtün diye göndermedim. Başbakan olduğunuzu hatırlayıp, ar ve haya edip sorumluluğunuzu yerine getirin diye gönderdim. Ama siz, 'rüşvet defterinin altında imza yok' diye Kayseri Belediyesi'nde dönen yolsuzlukların üzerini örttünüz. Defterdeki rüşvet akışıyla ilgili iddiaları incelemesi için bir müfettiş bile görevlendirmediniz.
Öte yandan, Elazığ belediyesi ile ilgili olarak namuslu, vicdanlı bir AKP'linin yaptığı yolsuzluk ihbarını da sümen altı ettiniz. Yani, her iki olayda da hayalı davranmadınız. Üstelik CHP'yi AKP zannederek çamur attınız. Şunu çok iyi biliniz ki CHP, AKP değildir. Biz nerede yolsuzluk, hukuksuzluk, usulsüzlük varsa, kararlılıkla üzerine giden bir partiyiz. Siz CHP'ye çamur atmak için eski defterleri karıştırırken, biz çoktan ses vermiş, tam 34 ay önce, CHP Genel Sekreteri'nin imzasıyla 23.12.2008 tarih ve 2008/4934 sayılı yazımızı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na göndermiş, suç duyurusunda bulunmuştuk. Bu da gösteriyor ki, CHP AKP değildir. Toz, kir, pislik kabul etmez. Hayalı davranır. Sizin de hayalı davranarak, elinizdeki yolsuzluk bilgi ve belgeleriyle rüşvet defterini yargıya teslim etmenizi öneriyorum. Bu arada, size örnek olması dileğiyle, CHP'nin Genel Sekreteri Sayın Önder Sav'ın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na yaptığı suç duyurusu metnini de gönderiyorum. Saygılarımla.”

Kemal Kılıçdaroğlu, mektubun ekinde dönemin CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiği suç duyurusu metnine de yer verdi.


Başbakan'ın Kemal Kılıçdaroğlu'na gönderdiği mektup.
"Recep Tayyip Erdoğan" said:

Başbakan Erdoğan, kendi imzasıyla, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun “yolsuzluk iddialarını” içeren mektubuna karşılık, bir mektup kaleme aldı.
MEKTUBUNUZ SAMİMİYETTEN UZAK

“Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı, Sayın Genel Başkan... Bazı yolsuzluk iddialarına ilişkin olarak tarafıma göndermiş olduğunuz mektubu aldım” ifadesiyle başlayan mektubunda Başbakan Erdoğan, “Mektubunuzu, gerek üslup ve muhteva, gerek gönderilmesinin ardından basına ve kamuoyuna açıklanması yönüyle yolsuzluklarla mücadele ve yolsuzluklara karşı hassasiyet noktasında samimiyetten uzak bulduğumu öncelikle ifade etmek durumundayım” ifadelerine yer verdi.

SİZİN DELİL DEDİĞİNİZ KAĞIT PARÇALARI

“Hatırlarsanız, söz konusu iddiaları Türkiye Büyük Millet Meclisinde ortaya attınız ve üzerinden dakikalar geçmeden, belgeleriyle, delilleriyle iddialarınızı çürüttüm. Sonraki süreçte de Kayseri Büyükşehir Belediyemiz başta olmak üzere, asılsız iddialarla töhmet altında bırakılan taraflar, iddiaların ne kadar çürük ve mesnetsiz olduğunu defaatle kamuoyuna açıkladılar. Her iddianın çürütülmesinin ardından ortaya atılan yeni iddialar da ciddiyetle takip edildi ve onlar da anında delilleri de gösterilmek suretiyle yalanlandı. Dahası, mesele yargıya intikal etti ve sizin defter olarak nitelendirdiğiniz kağıt parçası da diğer tüm deliller ve belgelerle birlikte yargıya teslim edildi.”

Yargıyı yok hükmünde görüp, yargısız infazda bulunmanın, hukuk devleti anlayışıyla da devlet adamı ciddiyetiyle de bağdaşmayacağı görüşünü ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

SABAH SÖYLEDİĞİNDEN AKŞAM ÇARK ETMEK

“Sayın Genel Başkan, delilleri sabit olmadan, bir Büyükşehir Belediyesini ve Büyükşehir Belediye Başkanını, kamu yöneticilerini ve siyasileri töhmet altında bırakmanın ne denli büyük bir haksızlık örneği olduğunu eminim ki sizler de takdir edersiniz. Daha da ötesi, iddialar tek tek çürütüldüğü, delilleriyle yalanlandığı halde bu iddiaları sürdürmenin, gerektikçe çekmeceden çıkarıp gündeme sürmenin faydasız bir siyaset tarzı olduğu aşikardır. Ak Parti, kurulduğu günden itibaren, siyaset kurumunun en güvenilir kurum olması, siyasetçilere güven katsayısının yükselmesi için azami gayret göstermiş, bunda da büyük başarı kaydetmiş bir partidir. Bakınız girdiği beş seçimden de başarıyla çıkan bir partinin genel başkanı olarak size bir dost tavsiyesinde bulunayım: Siyasette ağırlık ve ciddiyet sahibi olabilmenin ön koşulu ciddi konularla ilgilenmek ve halkın sorunlarını çözecek yaklaşımlara yoğunlaşmaktır. Ağız dolusu laf edip hiçbir şey söylememek, sabah söylediğinden akşam çark etmek, ucuz polemiklerle gündem oluşturmaya çalışmak, aslı astarı olmayan iddialar da bulunmak, siyasette anlık ve sahte başarılar getirir. Uzun soluklu ve sahici başarılar, samimi ve tutarlı olmakla, ortaya bir vizyon ve özgün politikalar koymakla mümkündür. İşportacı mantığıyla siyaset yapanlar, ucuz hafiyeliğe soyunanlar, günü kurtarmanın derdine düşenler, hiçbir zaman kalıcı başarılar elde edemezler, milletin gönlünde taht kuran bir lidere dönüşemezler. Türkiye siyaseti, ne yazık ki, mesnetsiz iddialar ortaya atan, iddiaları çürütüldüğünde yüzü kızarmayan siyasetçiler tarafından yıpratılmıştır. Pişkinlik, toplumun farkındalığıyla ve basiretiyle dalga geçmektir.”

Aziz milletin, engin feraseti ve basiretiyle olup biteni, her şeyi layığıyla değerlendirdiğini kaydeden Başbakan Erdoğan, mektubunun son bölümünde şunları ifade etti:
HAYIRLI İŞLERİNİZDE BAŞARILAR DİLİYORUM

“Halkımız, doğru konuşmayan, masum insanlara kirli iftiralar atan ve yüzü kızarmayan siyasetçilerden yaka silkmiş, son dönemdeki her seçim ve halk oylamasında da bu tepkisini sandıkta dile getirmiştir. Halkımız, iktidarda görmekte olduğu, dürüst, güvenilir, hakkı savunan ve doğruyu eğilip bükülmeden her platformda cesaretle dile getiren siyasetçi profilini, en az aynı kalibrede Anamuhalefet ve muhalefette de görmek istemektedir. Zat-ı Alinizin Genel Başkanlığında girilen 2010 halk oylamasının ve 2011 genel seçimlerinin sonuçları, her şeyden önce işte milletimizin bu mesajlarını haizdir. Parti ve yönetim olarak milletin verdiği mesajları doğru okumanızı tavsiye ediyorum. Seçimden önce büyük iddialarla bina ettiğiniz siyaset tarzınız, ne hukuken netice verdi, ne de siyaseten size bir başarı getirdi. Milletimizin kahir ekseriyeti, sizin bu siyaset tarzınıza güvenoyu vermediği gibi, iddialarınıza da prim vermedi. Yapıcı bir üsluba, yapıcı eleştirel bakışa, milletimizin hamurunda bulunan edep ve haya vasıflarına sahip, çark etmeyen, doğru konuşan, masum insanlara iftira atmayan bir muhalefet özlemi, biliniz ki milletimiz kadar bizim de özlemimizdir. Yolsuzluklara yönelik hassasiyetinizin öncelikle kendi teşkilatınıza ve partinize matuf iddialarda müşahhas hale gelmesini gönülden temenni ediyorum. Kamuoyuyla paylaşacağınız iddiaların, sağlam, delilli, mesnetli olması için daha büyük çaba göstereceğinize inanıyor, bugüne kadar sizi yanıltan kılavuzlarınızı bir kez daha sorgulamanız dileğiyle hayırlı işlerinizde başarılar diliyorum.”
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

E tabi one minute diye artislik yapmıyor adam. İsraile uzaktan havlamıyor. Gerçek sorunlarla ilgileniyor. Buda bizim insanlara pek çekici gelmiyor biraz artistlik lazım biraz diktatörlük lazım biraz çobanlık lazım.

Hala tutmuş TV DE NASIL GORUNDU SİMDİ BU OLAY gibi saçma sorular soruyorsunuz. Olaya sidik yarışı olarak bakıyorsunuz. TV de nasıl göründüğünün ne önemi var abi hangi TV objektif? TV basın dediğin reytinge bakar gidin talk show falan izleyin yada sabahtan akşama kadar TV'de kavga eden siyaset yorumcularını izleyin. Kimin daha karizma laf soktuğu fala önemli değil liseli ergen değilseniz. Bizim ülkede liseli ergen profluğa kadar devam ediyor oda ayrı tabide. Niyet önemli.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

baykal geri dönsün chp barajı zor geçer artık.

kılıçtaroğlu aslında iyi niyetli bi adam ama ne yapsa elinde kalıyor. partinin başına iyi isimleri getirmeye çalıştı ilk başta daha dakka bir gol bir çoğu kabul etmedi. sonra gürsel tekin gibi tabanla sorunlu bir adamı getirdi.

demokratik sol geleneği yeniden korlamaya çalıştı ecevit'in takkesini takıp ama dsp tabanından büyük tepkiler aldı. kürt sorunu tartışılırken bdp ile ortak tavır almaya çalıştı (yemin etmemek) ama bdp, chp ile ortak asla iş yapmayız deyip orta yolda bıraktı. daha sonra yemin etmeyiz demesine rağmen tıpış tıpış gidip yeminlerini ettiler.

emin olmadan gidip belgeler yayınladı hepsine akp gün içerisinde cevabını verince bu sefer işin ciddiyeti kaçmaya başladı ve şu anda gelinen noktada kılıçtaroğlu biraz ortaoğlanı oldu.

dediğim gibi iyi bi adam ama adamın kendi ideolojisi ile tabanın ve partinin ideolojisi uymuyor. doğru fikirler-yanlış platformda yayılıyor. kılıçtaroğlu demokratik solu savunurken genel olarak partililer nasyonalist tipler oldukları için kılıçtaroğlu'nu pek desteklediklerini sanmıyorum.

solcu fikirlere pek sıcak bakmasam da, demokratik sol o görüşler içerisinde en mantıklısıdır ve chp gibi dandik bi partiye kılıçtaroğlu gibi bir lider fazla gelir.

özellikle şovenist tayfanın kılıçtaroğlu'nu devamlı parti içerisinde eleştirmesinin temel sebebide bu. mhpliler ve chp nin milliyetçi kanadı en başından beri kılıçtaroğlu'nun ayağını kaydırma derdindeler ve böyle giderse başaracaklar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

baykal geri dönsün chp yine barajı geçer.

kemal kılıçdaroğlu dediğinin aksine beceriksiz bir adam.
şu yaptıkları da onu gösteriyor.

başbakan öyle bir mektup hazırlıyor ki yazdığı her şey kendisine geri dönüyor,
ama kılıçdaroğlu bunun cevabını bile vermekten aciz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...