Rewendor Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 işte tam o sırada zırrrr diye bi ses duydum, lan ne oluyo derken bir daha... bir daha... o anda gözlerimi açtım. alarm çalıyordu. Meğer hepsi bir rüyaymış, derse geç kalmamak için aceleyle odadan çıkarken oda arkadaşım hala uyuyordu. ehah, şaka tabii yahu, böyle son olur mu? Gerçek son daha dramatik :P yalnız hikaye falan diyosunuz da gerçekten yaşanmış bir anı bu tamamen. isim vermiyorum sadece. hatta beni CM serisine başlatan adamdır o adam. Ayrıca her bilgisayarıma password koymaya ihtiyaç duymam da o adamla tanışmamla başlar. O yüzden ne doğaüstü bir son bekleyin ne de abeslikler. Bu arada Bella evet zaten söylemiştim madem kaptırdık daha özenli yazalım diyerek, yokas bitmişti zaten o mesajda kısa kısa geçsem. :) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
piyalepiyale Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 jj abramslık yapma özet geç peach Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
smrnoff Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 ee sonuç? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
kavurma Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 yazıyı okumadan kaç adet sigara içiyorsunuz mentalitesiyle 4ü seçivermişim meğersem paketmiş yok o kadar içemiyorum malesef. bazı günler 2ye sarkıyor ama düzenli olarak günde 1 paket kullanıyorum. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
dasaaa Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 e abi devamı nerde bunun? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Rewendor Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 hah pardon, acil bi iş çıktı, cuma akşamı trafiğinde sadece bir anahtar yüzünden istanbul-silivri yolunu git gel yapmak zorunda kaldım, bütün gece gitti öyle, neyse birazdan yazarım devamını :) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Mithat Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 Reyting yapıyor hain. Yazıcam birazdan diyerek okuyucuları buraya toplamaya çalışıyor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Rewendor Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 adam açtı ağzını, "eee nerde x?" yahu be adam en az 20 defa ben yok demişim, kaç defa yurt görevlisi yko demiş, çıkışını yaptı yurttan ayrıldı demiş hala ne sorarsın. "Yok" dedim yine, ne diyim? Şöyle bi omzumun üstünden (uzun iri falan da bi adamım tabii) odaya göz gezdirdiler, benim taraf dolu yan taraf bomboş. Telefondaki diyalogları tekrarladık: - Nereye gitti? - Yaw bilmiyorum - Emin misin? - Yahu babasıyım diyosunuz niye söylemiyim? - Ben bilmem. Ne zaman gitti? - 3 gün önce (3ü attım şimdi tam hatırlamıyorum bikaç gün olmuştu işte söyledim kaçsa) Bu arada arkadaki güruhtan 3-4 gençle annesi olduğunu tahmin ettiğim kadın odayı aramaya başladılar, dolabı açıp içine falan bakıyolar. Hee evet, dolapta saklanıyodu adam sizden, tövbe tövbeee.... Baba da bana soru sorup duruyo, ama böyle bi agresif sert falan. Başta alttan aldım, çocuğunu bulamayan baba sonuçta, korkmuştur paniktedir falan, ama adamınki korku falan değil bildiğin beni suçluyo üslup öyle. Arkada da kalabalık var ya, gazı almış. Artık aşiret reisi mi yoksa karadeniz kanı falan bilemem. Ama kuzeydoğuda bir şehirdenler ikisi de olabilir. Zaten ordu getirmişler, minibüs kiralasan sığdıramazsın o kadar adamı. Arada benim eşyalara da bakıyolar. Beni de az çok tanıyosunuz forumdan, çabuk sinirlenebilen bi adamım, hiç sevmediğim bi huyumdur ama yapı işte. Son zamanlarda daha sakin olmaya çalışıyorum ama o ara bir de gençliğın verdiği agresiflik ve uykudan uyandırılmış olmanın verdiği sinir/uyku sersemliği var. Adam zaten suçlar gibi konuşuyo üstüne de sormadan etmeden benim eşyalara dolaplara dadanınca "yalnız onlar benim eşyalarım" dedim. Adam şöyle bi bana sert sert baktı, ama bişi demedi. Yurt görevlisi de yok oğlu yok. Adam inatla beni suç ortağı bellemiş sıkıştırıyo aklınca. - Yahu nereye gittiyse söyle sana kızmicam - E kızmayın bi zahmet ben napayım? - Garip bişi falan yaptı mı hiç gitmeden önce? Nasıl bi soru olduğunu anlamamakla beraber şimdi yahu çocuğunuz zaten baştan aşağı garip denmez ki adama - Yok, sessiz sakin biriydi zaten - Bak bunu yazmış bize gördün mü sen bunu? Elindeki nesneyi gösterdi, evet evet, o gitmeden bi gece önce yazmış olduğu kağıt işte. Zaten görür görmez tanımıştım. Bu devirde çizgili A4 kağıt kullanan kaç kişi kaldı yahu? - Ha, evet son gece bir şeyler yazıyordu kağıda o heralde - Okudun mu peki? - Yok, okumadım. - Niye? - E bana yazsa görmemi istese söyler gösterirdi zaten - Ne yazdığını bilmiyosun yani, söylemedi? Ne yazmıştı ki? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Red Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 ahahahahaha Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Mithat Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 Bence rew bugün bitirmezse bu yazıyı gece evini basıp döve döve yazdırtalım adam inatla yarım bırakıyor zırt pırt. Hayır ucunda cidden şakaaa tarzı bişi çıkarsa küfür edicem artık. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
dasaaa Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 abi feyzli bi abimizsin güzel her hafta gelelim diye böle yapıyorsun maklube de iyi ama bitir artık şunu be. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
küheylan Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
dasaaa Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 heh alakaya kibrit suyu döktün Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
küheylan Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 abi Rewender'in yazdığına baksana, okunur mu o kadar yazı, direk sigara gördüm koydum. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
dasaaa Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 türk Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
küheylan Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 Tanrı Türk'ü korusun, yüceltsin!!! Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
dasaaa Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 uzun bi cümle kurmuşsun okumadım. hadi lan rew! Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
küheylan Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 ahahahah Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
throine Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 SUS VE YAZMAYA DEVAM ET. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Mal Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 yeni bölümü beklerken okuyalım Tütünün ana vatanının neresi olduğu konusu kesin olmamakla birlikte Amerika kaynaklı görüşler daha ağırlıklıdır. Anavatanı neresi olursa olsun, tütünün Dünyaca tanınması, Amerika Kıtasının keşfi ile Avrupa’ya getirilmesinden sonra olmuştur. Amerika’da Yukatan adasında yaşayan Maya’lara ait tarihi taşlar üzerindeki resimlerde ve Kuzey Ohio bölgesindeki höyüklerdeki eserlerde tütünün kullanılma şekillerine ve pipo resimlerine sık sık rastlanmaktadır. Kristof Kolomb ve arkadaşları San Salvador adasına ayak bastığı zaman ada yerlilerinin ağız ve burunlarından dumanların çıktığını görmüşler ve bu dumanlarında kurutulmuş tütün yaprağı olduğunu öğrenmişlerdir. Kolomb yerlilerin tütünü ağızda çiğneyerek, pipo içimine benzer bir sistemle tüttürmek, buruna çekmek sureti ile kullandıklarını görmüştür . Maya ve Aztek uygarlıklarında rahipler dinsel törenlerde ayinlerde tütün dumanını kullanmışlardır. Daha sonra tütünün keyif verici etkisine alışarak ayinler dışında da tütünü içmeye başlamışlar. Zaman içinde rahipler dışındaki insanlarda da alışkanlık yapmaya başlayan tütün Orta ve Kuzey Amerika’da yaygınlaşmıştır. Mezopotamya ve Mısır’daki eski medeniyetlerde dinsel törenlerde tütsü dumanı ve yakılan güzel kokulu maddelerin kullanıldığı bilinmektedir. Orta Amerika’da Meksika ve Antiller halkı arasında bu keyif verici duman yayılırken, o zamanın doktorları olan rahipler tütünden şifa umarak taze yapraklarını yaralar üzerine koyarlar, göğüs hastalıklarına karşı dumanını koklatıyorlar ve kokusunu baş ağrılarının tedavisinde kullanıyorlardı. Bu tarihte tütün henüz Avrupa’da tanınmıyordu. Kolomb kendisine hediye edilen kurutulmuş tütün yapraklarına önem vermemişti. Kolomb yerlilerin tütün içtikleri saz borusunun adı olan “Tobacco”yu bitkiye vermiş. Böylece bilimsel deyimle “Nicotiana Tobaccum” un adı doğmuştur. Daha sonra Amerika’ya seyahatlerde bulunan Vespuci, Macellan, Cortez ve ekibi yerliler gibi tütün içmişler ve uzun müddet kullanarak tiryakisi olmuşlardır. Dönüşlerinde de tütün bitkisini Avrupa’ya getirmişlerdir. Romano Pane adlı piskopos, tütün tohumu getirterek, 1518 de Şarlken’e sunmuş ve bu tarihten itibarende İspanya’da tütün üretimine başlanmıştır. Tütün hakkındaki ilk bilgi de Rahip Pane tarafından kaleme alınmıştır. Avrupa’ya gelen tütün önceleri süs bitkisi ve şifa bitkisi olarak kullanılmıştır . Avrupa’da önce İspanya ve Portekiz’e gelen tütün daha sonra Brezilya’dan Fransa’ya gelmiştir. 1559 yılında Portekiz’de Fransa’nın elçisi olarak bulunan Jean Nicot, Lizbon’da gördüğü tütünü dikmiş ve bunun yapraklarının yakılıp, dumanının tüttürülmesi, kurutulmuş yaprakların ufalanıp burna çekilmesinin öksürüğe, astıma, baş ağrısına, mide hastalıkları ve kadın hastalıklarına iyi geldiğinden bahisle Fransız Kraliçesine sunmuştur. Kraliçenin tütüne gösterdiği ilgiden dolayı “Kraliçe otu” adı verilmiştir. Daha sonra Jean Nicot’un bu bitkiye gösterdiği ilgiye izafeten tütün bitkisine “Nicotiana” ve 1828’de bulunan tütündeki alkoloide de “Nicotin” ismi verilmiştir . Fransa Ruhban Reisi İspanya’dan getirttiği tohumlarla tütün üretimini başlatmıştır. Böylece tütün üretimi Avrupa’da yayılmaya başlamıştır. Tütün tüketiminin giderek artış göstermesi İspanya, Portekiz, İngiltere ve Fransa’nın Amerika’daki sömürgelerde tütün üretimi yaparak, tütün ticaretinden gelir sağlamaları yoluna gitmişlerdir. Bu şekilde ihtiyaç olan tütünü Amerika’dan getirmenin yanında tütün üretimi Avrupa’nın güney doğusundaki ülkelerden iç ülkelere ve sahilden Akdeniz’e ve Kuzey Avrupa’ya doğru yayılmıştır. Macellan tütünü Filipin adalarına, Portekizliler Hindistan, Japonya ve Çin gibi doğu ülkelerine götürmüşlerdir. Tütün önceleri ibadetlerde kullanılan bir bitki sonraları şifa verici bir ilaç, nihayet keyif verici ve alışkanlık yapıcı bir ihtiyaç maddesi olarak dünyaya yayılmıştır. Tütünün keyif verici olarak kullanılmaya başlanmasından sonra tüketimi hızla artmıştır. Fuzuli bir harcama olarak kabul edilmesi ve sağlığa zararlı olduğu ileri sürülerek ülkelerde çeşitli yasaklar getirilmiştir. 1575’de İspanya ve Amerikan kiliselerinde tütün kullanılması yasaklanmış, 1603’de İngiltere’de Kral I. Jacgue tütün içme aleyhinde mücadele etmiş, 1620’de Japonya’da tütün içme yasağı getirilmiş, 1652’de Almanya- Bavyera’da tütün kullanımı yasaklanmış, 1653’de Saksonya, Avusturya’da tütün içilmesi aleyhinde faaliyetler olmuş. 1634 yılında Rusya’da 1657 yılında İsviçre’de tütüne yasaklar konmuştur. Tütün kullanılmasına karşı konulan yasaklama ve ölüm cezaları çok sayıda insanın ölümüne sebep olmuş, buna rağmen insanlar tütün kullanmaya devam etmiştir. Getirilen bütün yasaklar ve cezalara rağmen tütün kullanımının önü alınamamış. Devletlerin tütünden elde edecekleri geliri fark etmeleri ve bu gelirin önemli bir miktarda olması nedeniyle tütün kullanımı ve tarımı teşvik edilmiştir. Böylece devletler tütünden çeşitli vergiler, bandrol almaya imtiyaz ve tekeller kurmaya başlamışlardır. Tütünün ilk kullanış şekli, kurutulmuş yaprakların ufalanarak bir boru ucunda yakılması ve borunun öteki ucundan çıkan dumanın çekilmesi şeklindeydi. Daha sonraları ilkel purolar şeklinde kullanılmıştır. Diğer bir içim şeklide pipo diyebileceğimiz lüle ve çubuklarla içilmesi şeklindeydi . Kıyılmış tütünlerin yine bir tütün yaprağına sarılarak “CIGAR” şeklinde ve kağıda sarılarak içilmesi 18. Yüzyılda Orta ve Güney Amerika’da başlamıştır. Enfiye şeklinde tüketim giderek azalmış, porselen pipolar içinde kullanılması giderek rağbet görmüştür. Kıyılmış tütünlerin kağıda sarılarak içilmesine 18. yüzyılda Güney Amerika’da başlanmıştır. Bu ilk sigaralar özellikle Brezilya’da çok rağbet görmüş bunlara “Papelitos” adı verilmiştir . Avrupa’da sigara şeklinde tütün içme ilk defa İspanya’da olmuş, daha sonrada Fransa’ya geçmiştir. İlk sigaralar 1844 yılında Fransa’da yapılmış ve aynı yıl İtalya’da yapılan kağıt purolar büyük ilgi görmüştür. Sigaranın yayılması 1856 Kırım harbinden sonra olmuştur. Kırım savaşı sırasında gazete kağıdına sarılarak içilen tütünler Türk, İngiliz, Fransız ve yerli ordulara mensup askerler arasında büyük rağbet görmüştür. Harp koşullarının sigara kullanmayı artırması savaş sonrası yurtlarına dönen askerlerin bu alışkanlıklarını beraberinde götürerek oralarda devam ettirmesi sigara sanayinin temeli olmuştur . Nihayet 1878 yılında saatte 3600 sigara yapabilen ilk sigara makinesi yapılmıştır. Sigara sanayinin bu şekilde gelişmeye başlamasıyla tütünün sigara şeklinde tüketilmesi, diğer tüketim şekillerine karşı üstünlük sağlamasına sebep olmuştur. Diğer tüketim şekilleri çok düşmüştür. Virginia purosu 20. yüzyılın başlarına kadar önemini korumuştur . Bugün enfiye ve çiğneme şeklinde tütün kullanımı yok gibidir. İlkel kullanım şekillerinden zaten vazgeçilmiştir. Çok az miktarda özellikle Ortadoğu ülkelerinde nargile şeklinde tüketilmektedir. Pipo şeklinde içilmesi nispeten daha fazladır ancak buda çok önemsizdir. Sigaradan sonra ikinci büyük kullanma puro şeklindedir. Tütünün en önemli kullanma şekli sigara olup, bu alanda önemli bir sanayi doğmuştur. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Mal Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 dasaaa spoilera alsana telefonun rami yetmedi güncellemeye :D Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
dasaaa Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 ben başka eyaletin polisiyim lanet olası!!!! Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Mal Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 tamam hallettim harfleri görmeden yazdım sdf seviyorum symbianı Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Saeros Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 OHA DEVAMINI YAZMAMIŞ FFFFFFFFFFFF Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Mal Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2011 lan ne yazmış acaba yaa Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar