Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Libya'ya NATO Müdahalesi


roket adam

Öne çıkan mesajlar

escape said:

osmanlı da bunu yapmak istedi. yaptı yaptı neoldu. ülke büyüdü insanların sayısı arttı cok ulusluluk arttı. bununla paralel bir şekilde halka hizmet vs orduların coklugu, ulufeler vs bu tarz şeyler para gerektirmeye başladı. bu parayı nerden sağlıcak bu herifler? fethederek. hem ümmetcilik ve (abi neydi tüm dünyayı islamlaştırma mıydı neydi onun bi adı vardı unuttum) işte onu uygulamak için.

Üzgünüm ama tarihi kendi niyetine göre yorumluyorsun. Dediğin gibi olsa Osmanlı bütün zenginliklerini kendi başkentinde toplayıp saray erkanı ve kapıkullarına yedirmezdi, hükmettiği topraklarda ciddi bir İslamlaşma olurdu, etrafa misyonerler gönderirdi, 500 yıl kaldığı yerlerde bıraktığı kültürel miras ve altyapılar orada 70 yıldır kalanlardan fazla olurdu.

ShadowFury said:

Basit aslında. Avrupa feodal yapıdayken ve sıradan halk köleden hallice bi sınıf sayılırken, Osmanlı nın merkezi yapısı ve merkezden uzakta vergi toplamaktan başka bişey yapmayan anlayışı çoğu milletin işine geliyo, hatta -gerçek mi bilmiyorum ama- millet Osmanlı ordularına direnmiyo bile buyrun alın diyolar.

Osmanlı Bizans tımar sisteminin aynısını yürürlüğe koymuştur, bu da insanların toprakları ellerinden alınarak derebeyleri altında tarım alanlarına konsantre edilmesidir, kıscası serflik. Serfler ağalarının topraklarında yaşayan, hayat boyu onlara borç ödeyen işçilerdir, ağalarının izni olmadan toprakları dışına çıkamazlar.

Osmanlı düzenli olarak vergileri arttırıp, Türkmenler'den orantısız vergiler alıp kasıtlı olarak insanları tefecilerin ellerine düşürdükten sonra topraklarına el koyup bunları tımar alanlarına dönüştürüp insanları da tımarlara hapsetmiştir, haliyle Avrupa'daki serfler gibi Anadolulu serfler de bundan memnun olmamış ve birkaç yüzyıl sürecek olan Türkmen meselesi başlamıştır, bu mesele yer yer Celali İsyanları yer yer sürgünler, yağmalar ile kendini göstermiş ve 17yy sonlarında Büyük Kaçgun (Büyük Kaçış) başlayıp imparatorluk güçleri karşısında ezilmekten bıkan insanların kitleler halinde dağlara, ormanlara kaçmaları ile son bulmuştur.

Balkanlarda Osmanlı altında yaşamaktan bıkan ve toprakları gasp edilen Macarlar Macaristan'ın güneydoğusunu boşaltıp Habsburg Macaristanı'na kaçmış, Sırbistan'dan kaçan Sırplar da Macarlar'ın boşalttığı bölgelere yerleşmiş. Balkanlar'da Osmanlı'ya karşı direniş olan Hajduk (haydut) geleneği yüzyıllar boyunca ölmeyen bir gelenek olmuştur, Balkanlar'da bizim Dadaloğlu, Köroğlu gibi hajduk halk kahramanı vardır.

Bunlar Osmanlı yönetiminin kötü yanlarını gördükleri için mutsuz olan insanlar, ama Macaristan Habsburglar'a geçtikten sonra da bu sefer Avusturyalılar'a karşı daha beter ayaklanmaya başlıyorlar ve Osmanlı ile flört etmeye başlıyorlar, Rus zulmünden bıkan Polonyalılar Osmanlı'dan yardım istiyorlar gelin ülkeyi işgal edin diye, bu sıralarda Polonya'da bir halk deyişi türüyor "Türk atları Vistula'dan su içmedikçe Polonya gün yüzü görmez" diye. Kısacası Osmanlı yönetiminin iyi yanları da olmuştur kötü yanları da.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

escape said:

kötü mü peki osmanlının yaptığı?
orda belkide dahil oldukları devlet yönetiminde baskı zulum görüyolardı ve osmanlı orayı işgal ederek o halka refah getirdi vs? kötü mü bu arkadaşım?

bu oldu mu? evet oldu. arabistan kuzey afrika fetihleri ve sırbıstan.

ya millet emperyalist olma olayını kıcından anlıyo ya kafayı yicem ya

amerika'da demokrasi getiriyor ne güzel geri kalmış ülkelere.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

pinkporring

pinkporing said:

osmanlıya en ağır ihaneti yapan ülkeler neden acaba böyle bir dikiş tutturamıyor? bence ilahi adalet bu işte ,sırada suudi arabistan var karnında altın var diye deştikleri mehmetçiklerin ruhları her an tepelerinde hazır bekliyor

Tarihçi merhum İlhan Bardakçı anlatıyor:

Mescid i Aksa�da 55 yıl nöbet tutan Türk Askeri!
Mevki Kudüs. Mekân Mescid i Aksa, tarih 21 Mayıs 1972 Cuma. Ben ve gazeteci arkadaşım rahmetli Said Terzioğlu, İsrail Dışişleri rehberlerinin yardımı ile bu mübarek makamı dolaşıyoruz.
Kudüs Kapalı Çarşısı�nda rüzgar gibi dolanan entarili kahvecilerin ellerindeki askılara çarpmadan biraz yürüdünüz mü, önünüze çıkan kapı sizi Mescid i Aksa�nın önüne kavuşturur. Mirac mucizesinin soluklanıldığı ilk Kıble�mize yani... Hemen oracıkta, ilk avlu vardır ki, hâlâ bizim lâkabımızla anılır. "12 bin şamdanlı avlu" derler oraya. Yavuz Sultan Selim 30 Aralık 1517 Salı günü Kudüs�ü devlete katmıştır da, ortalık kararmıştır. Yatsı namazını o avluda kılar. Kendisi ve bütün ordu beraber. Şamdanları yakarlar. Tam 12 bin şamdan... O isim oradan kalmadır. Sekiz on basamaklı geniş merdiveni adımladınız mı, o mukaddes Mescid�in bağdaş kurduğu ikinci avluya ulaşırsınız.
Onu o merdivenin başında gördüm. İki metreye yakın bir boy... İskeletleşmiş vücudu üzerinde bir garip giysi... Palto?.. Hayır, kaput, pardösü veya kaftan?.. Değil. Öyle bir şey işte.
Başındaki kalpak mı, takke mi, fes mi? Hiçbirisi değil. Oraya dimdik, dikilmiş.
Yüzüne baktım da, ürktüm. Hasadı yeni kaldırılmış kıraç toprak gibi. Yüz binlerce çizgi, kırışık ve kavruk bir deri kalıntısı.
Yanımda İsrail Dışişleri Bakanlığı Daire Başkanı Yusuf var. Bizim eski vatandaşımız. İstanbullu.
-Kim bu adam?
Dedim.
Lâkaydi ile omuz silkti.
-Bilmem.
Diye cevap verdi.
-Bir meczup işte. Ben bildim bileli, yıllardır burada dururmuş. Çakılı gibi, hâlâ duruyor ya... Kimseye bir şey sormaz. Kimseye bakmaz, kimseyi görmez.
Kan mı çekti nedir?

Nasıl, neden, niçin halâ bilmiyorum. Yanına vardım. Türkçe,
-Selâmün Aleyküm baba!
Dedim.
Torbalanmış göz kapaklarının ardında sütrelenmiş gibi jiletle çizilmişçesine donuk gözlerini araladı. Yüzü gerildi. Bana, bizim o canım Anadolu Türkçemizle cevap verdi:
-Aleykümüsselam oğul!..
Donakaldım. Ellerine sarıldım, öptüm öptüm...
-Kimsin sen, baba?
Dedim.
Anlattı ki, bende size anlatacağım.
Ama evvelâ biliniz. O canım Devlet çökerken, biz Kudüs�ü 401 yıl 3 ay 6 günlük bir hakimiyetten sonra bırakırız. Günlerden 9 Aralık 1917 Pazar günüdür. Tutmaya imkân yok. Ordu bozulmuş, çekiliyor, Devlet, zevalin kapısında. İngiliz girinceye kadar geçen zaman içinde yağmalanmasın diye oraya bir artçı bölük bırakırız. Âdet odur ki, kenti zapteden galip, asayiş görevi yapan yenik ordu askerlerine esir muamelesi yapmaz.
Anlattı, dedim ya. Gerisini tamamlayayım.
-Ben, dedi, Kudüs�ü kaybettiğimiz gün buraya bırakılan artçı bölüğünden...
Sustu. Sonra, elindeki silahın namlusuna sürdüğü fişekleri ateşler gibi zımbaladı:
-Ben, o gün buraya bırakılmış 20. Kolordu, 36. Tabur, 8. Bölük, 11. Ağır Makineli Tüfek Takım Komutanı Onbaşı Hasan�ım...
Yarabbi. Baktım, bir minare şerefesi gibi gergin omuzları üzerindeki başı, öpülesi sancak gibiydi...
Ellerine bir kerre daha uzandım. Gürler gibi mırıldandı:
-Sana, bir emanetim var oğul. Nice yıldır saklarım. Emaneti yerine teslim eden mi?
-Elbette, dedim, buyur hele...
Konuştu:
-Memlekete avdetinde yolun Tokat Sancağı�na düşerse... Git, burayı bana emanet eden kumandanım Kolağası (Önyüzbaşı) Musa efendi�yi bul. Ellerinden benim için bus et (öp). Ona de ki...
Sonra, kumandanı olduğu takımın makinelisi gibi gürledi:
-O�na de ki, gönül komasın. Ona de ki, �11. Makineli Takım Komutanı Iğdırlı Onbaşı Hasan, o günden bu yana, bıraktığın yerde nöbetinin başındadır. Tekmilim tamamdır kumandanım. Dedi� dersin.
Öleyazdım.
Sonra yine dineldi. Taş kesildi. Bir kez daha baktım. Kapalı gözleri ardından, dört bin yıllık Peygamber Ocağı ordumuzun serhat nöbetçisi gibiydi. Ufukları gözlüyordu. Nöbetinin başında idi. Tam 55 yıl kendisini unutuşumuzdaki nadanlığımıza rağmen devletine küsmemişti.

İlhan Bardakçı�nın anısı burada bitiyor.
İşte Türk askeri!
İşte Kudüs ve Mescid i Aksa anlayışı.



allah müslümanlara zulmeden çekik gözlü bodur japonları da cezalandırıyor görün de anlayın işte ibadet edin zaman yakın

japon adalarını bulan piri reis'e isyan eden bu bodur ırk yakında ne hale gelecek allah gösterecek hepinize


ne olur ne olmaz ironi yazayım da. pati okuru sinirlidir, döver neyim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ya natonun ne işi var offfff


ya ne kadar leş yiyici bi toplum şu avrupalılar ya. Anasını satayım 30 yıldır diktatörlük vardı sesini çıkarmıyordu kimse, şimdi bi koruma içgüdüsü. Hayır halk yardım mı talep etti nato'dan, ne oldu? Fransızlardan zaten nefret ediyorum allah belasını versin uçakları düşsün inşallah ya teyallam.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

abd:biz gene girersek hoş olmaz yancı arap ülkeleri lazım
tr:abi müslümanız biz de. olmaz
almanya:hacım bizde de müslümanlar bol. çekimserim diyeyim
fransa-ingiltere-abd:abi petrol! ama petrol. ya petrol! petrol?


fransa+ingiltere+abd petrolcü zaten.7sisters ok. ama danimarka'nın yancılığı güzel oldu


le fu

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

evet beyler!

bu sefer giriyor muyuz, girmiyor muyuz?

fransa çok güzel puan aldı. nato'nun finansmanı ve görev alanı ile ilgili tartışmalarda söz hakkına sahip oldu bu harekatın liderliğini yaparak.

konu karaya çıkmaya geldiğinde, türkiye asker göndermeli mi, göndermemeli mi?

konu geniş. bedelli askerlik, profesyonel ordu, ergenekon kapsamında görev başında ol(a)mayan subayların eksikliği gibi konuları veri alın.

benim işim var, tsl3 izliyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

girelim bence.


yalnız basının şu şekilde milli duyguları kullanma olayı da çok kıl lan. heves meves bırakmıyo adamlar.

"TÜRK HEKIRLAR LİBYAYA SALDIRDI"
kaddafi hükümetinin zulümlerine sessiz kalamayan bir türk hekır grubu geçen gün libya sitelerine saldırdı. ayrıntılar içerde.

üzülüyorum bu tür şeyler görünce. önümüzdeki günlerde de görmek istemiyorum.

bi' nevi masturbasyon
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

dattebayo said:


"TÜRK HEKIRLAR LİBYAYA SALDIRDI"
kaddafi hükümetinin zulümlerine sessiz kalamayan bir türk hekır grubu geçen gün libya sitelerine saldırdı. ayrıntılar içerde.

üzülüyorum bu tür şeyler görünce. önümüzdeki günlerde de görmek istemiyorum.

bi' nevi masturbasyon

inci ya da hacker bozuntusu. seç birisini?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Fransa lideri ayrıca, "Sivil nüfusu korumayı amaçlıyoruz. Arap halkları haklarından yoksun kalmamalı. Şiddet ve saldırılar durursa diplomasi kanalları tekrar açılacak" dedi.
Obama: "Kararlıyız"
ABD Başkanı Barack Obama da, "Kararlılığımız net. Libya halkı korunmalı. Sivillere şiddet son bulmazsa uluslararası komisyon harekete geçecek" diye konuştu.

demişler!! bunların sivilleri koruma yöntemi uçaklarla bombalar yağdırıp füzeler atmak, sonra ülkeye asker çıkarıp bir de üstüne kadınlar tecavüz etmek, böyle savunuyorlar sivilleri
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

huun said:

dattebayo said:


"TÜRK HEKIRLAR LİBYAYA SALDIRDI"
kaddafi hükümetinin zulümlerine sessiz kalamayan bir türk hekır grubu geçen gün libya sitelerine saldırdı. ayrıntılar içerde.

üzülüyorum bu tür şeyler görünce. önümüzdeki günlerde de görmek istemiyorum.

bi' nevi masturbasyon

inci ya da hacker bozuntusu. seç birisini?

hacker :(. gün geçmiyor ki türk sanal korsanları bir siteye daha saldırmasın.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

kara harekatı zor bence, abd afganistan, ırak derken bu tür konularda tüm kamuoyu desteğini kaybetti, ölen adam abd'li oluyor sonuçta. Abd olmayınca avrupa ülkelerinin de böyle bi işe girişeceğini sanmıyorum.

isyancıları silahlandırıp, eğitme işine girerler arap ülkelerini fln gazlamaya çalışırlar diye düşünüyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...