Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 Önümüzdeki iki hafta içinde bir karar vermem lazım ama LYS bittiğinden beri düşün, düşün düşüp öleceğim resmen. Gelen sonuçlarda tam beklediğim gibi çıktı. Eğer sınavım biraz daha iyi geçseydi, devletten Tıp kazansaydım derdim olmayacaktı... Maddeledim yapabileceğim şeyleri, sizce hangisi daha iyi olur? Belki benimkinden daha farklı gözlerin yorumu aklımda birşeyi tınk ettirir... - Kıbrıs'da ya da Maltepe'de, Acıbadem'de, Bilgi'de tıp okuyabilirim. İstanbul'a geri dönmeyi kesinlikle istemiyorum. Kıbrıs'da tıp okuyabilirim. Ama o kadar para da harcatmak istemiyorum aileme. Verebilirler ama 6 yılda toplam bir ev parası harcatmak, üstelik bu yaşımdan sonra, zor geliyor. Bir de Kıbrıs derdi var işte. Sadece İstanbul ve Ankara'da yaşadım ben, şimdi Lefkoşa... - Babam Ankara'daki bilinen, ünlü avukatlardan biri. Ben de ilginç bir şekilde laf olsun diye girdiğim edebiyat sınavında (kitabın kapağını bile açmamıştım) fenden üç kat kadar daha iyi yaptım. Babam Bilkent Hukuk'a git, mezun olduktan sonra 6-7 yıl beraber çalışırız, sonra sana bırakırım işi diyor. Eğer ilerde bir aile kurarsam bana sunulanları onları sunmamın tek yolu bu eğer ünlü bir cerrah filan olmazsam. Yıllardır avukatların arasında olduğum; hatta avukatların arasında, hukuk bürolarında büyüdüğüm için avukatlığın ne olduğunu biliyorum. Yapabilirim. Şikayet de etmem nereden avukat oldum ben diye. Ama avukat oldun diye sevinmem de. Tamamen lawful neutral mesleğe bakışım. - Dil sınavında derece yaptım. Bilkent Amerikan Kültürü ve Edebiyatı'na gidip akademik kariyer kasmaya çalışabilirim. Aralarında maddi olarak en kötü durumda olacağım bu ama parayı gözardı ettiğimde en istediğim de bu. Akademik kariyer yapabileceğime inanıyorum. Bilkent'te olmasa da, Türkiye'nin alanında en iyi okulundan çıkınca elbet bir üniversitede kadro bulurum. Ama okulun bana verebileceği çok şey yok. Ders kitaplarını, öğrencilerinin notlarını inceledim. İlk sınıftan son sınıfa kadar belki de %70'i zaten bildiğim şeyler. İnceleme diye yaptıkları ödevler İstanbul'da girdiğim ortamlarda üstünden çok kere geçtiğimiz şeyler. Bir açıdan da akademik bir kariyere yönelmekte zorluk yaşamayacağımı düşünüyorum bu nedenle. - İstanbul İngilizce İktisat'a geri dönebilirim ki İstanbul'a ve İ.Ü.'ye dönmek kabus gibi geliyor. Kesinlikle dönmem diyorum hatta. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
ZaugnaKhaldun Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 Ben de roket mühendisliği ile tercümanlık arasında kaldım; ne yapsam? Abi bir sürü seçeneğin var, en çok istediğin ile en çok faydası olanı yan yana koy; artılarını eksilerini tart. Burada sana kim ne tavsiye etse boş. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Seele Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 doktor ol bence cok karizma bi olay. ama istabuldan neden bu kadar nefret ettigini anlamadim. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Kojiroh Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 En çok hangisini istediğin önemli. Tıpta okumayı, doktor olmayı çok istiyosan maddi yük olayını kafana çok takmana gerek yok. Yüksek gelirli bi meslek olduğu ortada. Eğer kendini ailene maddi olarak borçlu hissedersen kısa sürede karşılarsın bu borcu. Mesela ben hayatım boyunca tıpta okumayı hiç istemedim ama hep hukuk okumak istemişimdir. Böyle bi durumda olsam verdiğin seçenekler arasında hukuk > dil > tıp > iktisat gibi bi sıralamam olurdu. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Masticore Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 Abi baban ünlü bir avukatsa ve işin içindeyim iyi kavrarım diyorsan Avukatlıkla daha kolay ve daha çok para kazanırsın gibi geliyor. Ama hayalim doktor olmak diyorsan ve para kaygın yoksa niye hayallerini gerçekleştirmeyesin. Ben olsam avukatlığı tercih ederdim.Amcam Çapa'da prof. ordan biliyorum. Doktorluk çok zor ve uzun yıllar alan bir meslek .Girmekten çok , yükselmek mesele. Stres hep olucak yani tı p bitirip normal bir doktor olarak'ta kalabilirsin. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sipeyskeyk Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 avukat ol, babanın müşteri portföyünü kapat, dalgana bak. uğraşma abi tıpla falan çok idealist değilsen. Kafanda saç kalmadığında anca belki birşeyler başarmış olursun. Ailede hazır bir meskelkte başarılı olmuş birisi varken bundan yararlanılmalı bence. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Fly Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 ortamın hazır, nefret etmem diyorsan hukuk alternatifleri düşünmen bile hata Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sesu Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 İstanbul'a kesinlikle dönmek istemiyorum demişsin. Yazdığın seçeneklerin arasında İstanbul dışında tıp okuyabileceğin tek yer Kıbrıs. Hiç gerek yok bence; zaten aileme ev parası harcatmak istemiyorum da demişsin. Ben Kıbrıs'ta gidip tıp okuyacağın bir üniversitenin o kadar paraya değeceğine inanmıyorum. Gerçi yanlış da olabilirim tabii pek bir şey bilmiyorum Kıbrıs'taki üniversitelerle ilgili. Ama olur da İstanbul'da kalıp tıp okursan bari Bilgi'ye gitme. Zaten Bilgi'de açılacak olan bölüm sağlık meslek yüksekokulu bildiğim kadarıyla. Değilse annemin yalancısıyım. Akademisyenlik iyi güzel de dediğin gibi pek para kazandırmıyor. Ben de akademisyen olmak istiyorum, ama sosyoloji okuduğum için o tarafa yönelmeden yapabileceğim bir sürü iş var. Araştırma gerektiren hangi sektör varsa kapıyor sosyologları. Ama dil ve edebiyat öyle bir bölüm değilmiş gibi geliyor bana. Biliyorum ve seviyorum diyorsun. Belki de master ını doktoranı yapıp çok başarılı bir profesör olursun. Babanın işinin başına geçtiğin zaman kazanacağın parayı elbette kazanmazsın ama, çok daha rahat bir iş hayatın olur. Akademisyenlerin nefesi de kokmuyor, yani eğer über zengin olmalıyım gibi bir amacın yoksa gayet temiz. Tıbbı boşver hukukla edebiyat arasından birini seç diyorum ben. Parayı harcatmaya da karar verirsen Avrupa'yı düşün derim. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 Konuyu açan Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 Bilgi değil ya, Bilim olacak. Yanlış yazmışım. Sağolun bu arada fikirleriniz için. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Oce4n Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 Kendini bi 10 sene sonra düşün. İş iştir yaparım deme hiç boşuna. "İş = kendin" çünkü sonuçta. Yaşam tarzın, kişiliğin filan bir çok şeyin işini yansıtır yani. Tıp ile avukatlığı karşılaştırıyosun sonuçda çok farklı şeyler. Ailemin memnun olması benden daha önemlidir diyosan avukatlığı seçersin mesela... Veya avukatken daha fazla para kazanma ganrantim var dersen: aç kalan doktor görmedim ben pek. He bide derdin para ise zaten uyuşturucu kaçakçılığında daha fazla para var... Yani herkes uğraştığı çabalara göre daha fazla/az para alabiliyor. Ama sonuçta yaşıyolar. Ömürlerini o iş ile geçiriyolar. Uzun vadede bakacak olursan. Sevdiğin işi yapmak en önemlisi :/ Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Theridone Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 ben hukuk okumandan yanayım. hem zevkli çoğu zaman, hemde parası güzeldir. + başarılı olma şansın yine var ünlü bi avukat olup. hem baban da avukat, seni güzel yetiştirir. hem okul notların iyi olur hemde iş yaşamın daha rahat geçer. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
dasaaa Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 abi kesinlikle hukuk.. ikisinde anan ağlayacak, kabul edelim ikisi de kolay değil. ama çok aşırı bir idealizm derdin yoksa, "ama ama ama şoşukluktan beri toktor olmak isitoyrdum ben" demiyorsan git babanın mesleğini yap.. okuldan sonraki oyuna hayatın kurtulmuş şekilde başla kafadan. hani kararsızlık falan, hiç gerek yok.. şöle düşün okuldasın ve sıkıldığın, takıldığın bir olay oldu. yardım gerekiyor. "baba bilmem ne hastalıklarının endokrinal sistem üzerine etkileri hakkında bi makale şöle derken, ötekini hede hödö ilaçları ile bunun baskılandığını söylüyor ama sebepleri konusunda bilgi vermiyor. nasıl bişi bu?" desen inan değil baban kimse yardım etmek istemeyecek.. hukukta böyle mi olacak? -bağırarak okuyoruz- hayır! bu fırsatı sakın sakın sakın -burada da bağırıyoruz- sakın! geri tepme.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sparkcaster Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 okulu bitirp mesleği yaparken hergün zorla yapmayacaksan hukuk Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
dasaaa Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 ve eğer hergün zorla yapılmayan bişiler istiyorsan.. http://www.youtube.com/watch?v=5GWhOLorDtw şey, çok fazla yok çünkü öyle işler.. toplumun kalanı para kazanma amacı ile ve zorla yapıyor.. "heeey işe gidiyoruum" şarkıları söyleyenle karşılaşmadım.. gerçi karın çok çok çirkin ve çirkef bişi ise olabilir bak o zaman.. sabah kalkıp kaçıverirsin evden. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Law Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 Ben isteyerek hukuk okudum, bana katığı şeyler çok oldu. Özellikle anayasa hukuku, kamu hukuku, idare hukuku derslerinden çok şey öğrendim. Birey vs Devlet mücadelesini tam olarak kavrama açısından. Yoksa usul hukukları, icra iflas hukuku çok teknik tamamen meslek uygulaması açıısndan öğretilen kuru gürültü. Ama meslek olarak yapmaya gelince dünyada yapmak istediğim en son iş. Stajdada sürekli aman şöyle kutsal meslek ,böyle aslan meslek deyu 30 yıllık avukatlar gelip, kargaya yavrusu şahin gibi gelirmiş lafına taş çıkartırcasına birbirleri ile yarışıyorlardı. Ahmetin mehmete kaptırdığı, x lirayı tahsile çalışırken veya bir boşanma davasında ben herhangi bir kutsal yada ideal göremiyorum. Kaldı ki sanki babasının hayrına yapıyor, ücret alıyorsun karşılığında, kafanda kurduğun o ideal uğruna adaleti gerçekleştireceğim ve heryer pespembe olacak ve nihayetinde şirinleride görebileceğiz gibi bir saikle hareket etseler anlarım ama adalet ve hukuk apayrı kavramlar. Kısaca doğru ve dürüst yapılan her iş kutsaldır yada o yönde ortaya konan her çaba kutsaldır demeleri gerek ama 30 yılda bunu görememişler ayrı. Kısaca ben bu mesleği tiksinmeden yaparım dersen, benim gibi her sabah yatakdan kalkarken atın beni denizlere deyu uyanmayacaksan. Hukuk oku ve avukatlık yap derim, kaldı ki babannın avukat olması çooooooooooook büyük bir avantaj senin için. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 Konuyu açan Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 Ben öyle Ahmet'in Mehmet'e kaptırdığı para ile uğraşmam zaten. Babam Sarar gibi, Bayraktar gibi şirketlerin, Forum Ankara gibi, MCA gibi yerlerin işlerine bakıyor. Ben de oradan gideceğim Hukuk'a girersem. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sparkcaster Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 oralardada öyle tırt işlerle uğraşacan Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 Konuyu açan Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 Ya evet de; davalar genelde karmaşık oluyor, yıllar sürüyor. Yani boşanma gibi şeyler yapmam. Özel hukuk üzerinde olur hayatım sadece tüzel kişiliklerle, Bilkent onu en iyi öğreten okulmuş. Tıp istiyorum ama Kıbrıs eğitimiyle TUS'u kazanabilir miyim, onu bile bilmiyorum. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Law Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 GERGE said: Ben öyle Ahmet'in Mehmet'e kaptırdığı para ile uğraşmam zaten. Babam Sarar gibi, Bayraktar gibi şirketlerin, Forum Ankara gibi, MCA gibi yerlerin işlerine bakıyor. Ben de oradan gideceğim Hukuk'a girersem. Hahaha. Ahmet in mehmete kaptırdığı vakada. Ahmet sarar olur mehmetde sararın borçlusu veya alacaklısı diğer taraf olur. Sonuçda aynı hadise. Değişen ne olur sarar tahsilatlarından veya diğer hukuki sorunlarından daha çok kazanırsın :). Bir boşanma davasında yerine göre yıllar sürer. Ve fakültelerde avukat, hakim yetiştirilmez, hukukçu akademisyen yetiştirilir. Ve hukuk fakültesi mezunu ile avukatlık apayrı şeyler. Yani iş sende bitiyor hayatın boyunca, okuyacaksın, okuyacaksın, okuyacaksın...... Yani iş aynı merak etme sadece mehmet, değil sarar oluyor. Bence biraz daha düşün avukatlık konusunda. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
dasaaa Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 karşı savım var.. doktor olduğunu düşün.. ssk'da falan.. berbat bi iş! okulu bitirdin ve bitti mi? bitmedi.. tus mus bilmem ne.. habire öğrenci olacaksın aslında! o değil de olm, "merhaba ben (meslek title'ı) [avukat/doktor] gerge" demeyi garantilemiş durumdasın.. deme.. lütfen bunu yapma. markette falan tanıştığın adamlar ne iş yaptığını bilmek istemiyorlar.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 Konuyu açan Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 6 Ağustos'a kadar bir karar vermem lazım işte. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sipeyskeyk Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 dasaaa. abi biliyorum okumak zorunda değilim mesajlarını ama dünyada gördüğüm en boş konuşan adam olabilirsin ya :( bir de espri olarak böyle mesajlar atıyorsan komik de değil onu da söyleyeyim :( yani şakaysa kötü değilse daha kötü durumu :( Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
vaniLLe Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 AVUKAT GEEEL. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
vaniLLe Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 ne kadar eminsin sen peki tip okumak istediginden ? cok insan gördüm tipa girip sonra vazgecen. yani simdiye kadar baya emin olmussundur eminim, ama kibris /bilim acibadem gibi ünileri tutturdugunu gördükten sonra sanirim bi muallaklarda kaldin. yani idealist yaklasiyor olsaydim ben hacettepeyi, capayi tutturdugumda anca girerdim tipa, öyle olmasini isterdim yani. ama hukukta kendini gelistirme ihtimalin daha yüksek, altyapi da hazir, baba da var basarili. bi de yani girceksin tipa, yapamicagini görceksin ki bu ihtimal hep var. hele bi de kibrista fena yani. o zaman daha kötü olacak senin icin. 1. üniyi yarida birakiyorsun zaten, emin olamazsin ki tipi birakmicagindan. testisli bi bölüm, cok da iyi olmayan bir okulda ve berbat bi sehirde hic cekilmez. bence hayatindaki amaci iyice bir düsün. hani ne meslek yapmak isterim deil de amacini. cogu insan laf olsun diye girip okuyor bi yerlere. ki senin zaten deneyimin var bu konuda, ikinci ünin olacak falan. hayat kurtarmak/ insanlara yardimci olabilmek falan cok güzel seyler de, ayni sekilde insanlara hukuk yoluyla da yardimci olabilirsin. okuduktan sonra karar verirsin buna, baya genis bi alan. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
deadwoll Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2010 Hukuk. Daha okurken iş hayatına girebilir, babanın çevresindeki insanlarla tanışabilirsin, dasaaa'nın da dediği gibi sıkışınca baba diyebilirsin. Ayrıca dediğin gibi babanın portföyüyle devam etme şansı yakalarsan iyi bir gelirin olur. Özellikle öğrencilik boyunca Kıbrıs, İstanbul gibi yerlerde yurtta ya da evde tek başına sürüneceğine ailenle beraber dünyanın en rahat adamı olarak yaşarsın. Tıp falan bence özelde ya da sevmediğin/ısınamadığın şehirlerde okunacak bölümler değiller. Tıp okursan sürekli ders çalışacak, yoğun bir tempoda olacaksın; bir yandan da ev işleriyle vs. uğraşman gerekirse o okul 30 yaşına kadar bitmez. Orta yaşlıyken de yeni yeni para kazanmaya başlamak seni pek tatmin etmeyecektir hayallerindeki mesleği yapacak olsan bile. Son olarak şunu söylemem gerekiyor, insanların çoğu para kazanmaya başlamadan önce "hayalimdeki mesleği yapmalıyım, az para kazansam da mutlu olurum" falan diyor ama çalışmaya başladıktan sonra " keşke xx olsaydım o işte daha çok para var " diyebiliyorlar. Bunun nedeni de Türkiye'deki yaşam şartlarının idealizm'i öldürecek kadar zor olması. O yüzden genelde insanlar en çok para kazandıkları işte mutlu oluyorlar. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar