Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

"yetki bende süründürürüm"


Sufi

Öne çıkan mesajlar

Kaede said:

007 bence sen ne söylediğini bilmiyorsun. Öyle bir yetkisi yok o adamın. Yapabileceği en fazla kendi eri aracılığıyla öyle bir mesaj vermek. Adamda yetkisini sonuna kadar sömürüyor ve bunu yapıyor zaten

Kusura bakmayın da şu olayı savunacak kadar kör olmayın

Ha Sufinin yaptığı yanlış. O halde herhangi bir askeri kuruma gidilmez. Yazılı bir kanun olmasa bile arı kovanına çomak sokmaktır yaptığı.


ya nasıl yetkisi yok askeriye kurumlarına herkes babasının çiftliği gibi giremez yazılı olmayan kurallar vardır diyorum. O adamın kendi erine laf etme emretme yetkisi var babalar gibi ve yazılı olmayan kuralları uygulatmakla sorumlu. Gayet düzgün şekilde de bunu yapıyor.


Otedengelen said:

kardesi tekrar kestiriyor kisa saclarini olay o, dolayli yoldan gorusmeyi engellemis. ama beles sac trasi ne guzel, ben simdi gidip 30 tl vericem mesela.

bir de escinsellik konusunda bir yorum agir yaralamis topic sahibini. yuzlerce defa ipne yazmis.


bana göre mağduriyet değil bu, oluşan kural dışı durumun bir kişiye patlaması lazım o da muhatap olan kişi, yani kardeşi. Bence bu bi mağduriyet değil. Adamın emretme yetkisi var. Bu kadar mantık sorgulamayın askeriye sisteminde.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Yazılı olmayan kural kanun değildir. Öyle bir yetkisi yok o adamın. Aynen başka bir mesajda söylendiği gibi komutan üstünde yetkisi olduğu askerini fırçalar ve onun üstünden mesaj gönderir.

Dediğim gibi Sufinin yaptığı yanlış, ben yapmam, yapanı da savunmam ciddi ciddi bilmeden yapmadığı sürece. Ama o komutanın yaptığı da yanlış, o da savunulmaz
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

"Aynen başka bir mesajda söylendiği gibi komutan üstünde yetkisi olduğu askerini fırçalar ve onun üstünden mesaj gönderir."

Zaten öyle yapmamış mı? Üstelik fırçalamamış bile. Onun üstünden mesaj göndermiş gayet. Adamın yaptığı şey bu ve yetkisi dahilinde.

Teorik bakış açısını bırakıp gerçek hayata bakarsanız gerçek hayatta bir takım olaylar karşısında "yeri gelince yazılı olmayan kuralların kanun olabildiği zamanlar" olduğunu görürsünüz. Yeri gelince yazılı olmayan kurallar da kanun olabiliyor.



axedice said:

İki cümle arasındaki 7 farkı bulunuz.



Detay.


Sonuç belli askeriyeye belli şekillerde girilmez olayın özü bu ve çoğunluk da bunu bilir, herkesin de bilmesi kendi yararınadır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

-007- said:

Zaten öyle yapmamış mı? Üstelik fırçalamamış bile. Onun üstünden mesaj göndermiş gayet. Adamın yaptığı şey bu ve yetkisi dahilinde.



eh yani o yaptığının yanlış olduğunu söylüyoruz işte tıpkı sufinin yağtığının yanlış olduğu gibi. Yetki dahilinde değil demiyoruz, yetkinin kullanılışı yanlış o nu diyoruz. Emri altındaki kardeşinin üstünden "bak akıllı ol sana dokunamam ama kardeşine böyle takla attırırım" mesajını detay olarak görüyorsan başka söylencek söz de yok zaten
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ractamainus said:

sufi giremeyebilir de sufi girdi diye, sufi'nin kardeşi üzerinde ego şişirmeyi de savunmuyorsunuz değil mi? yani sufi giremezse, girdirmesinler. o işin ayrı boyutu.

yani o komutanın yaptığına "doğru" diyor musunuz?

bu olay üzerinden askeriyeyi suçlamaya gelince. açıkçası bu olay "münferit" değil =) ama konuyu hassas noktanızda ilan ediyor ve susuyorum. amen.


saçmalamanın lüzumu yok

1 ego şişirdiğini nerden biliyorsun
2 burada tamamen subjektif şekilde anlatılan bir hikaye var doğruluğu tartışılır
3 sufi kim ki kardeşinin saçının askeri kurallara göre uzun yada kısa olduğuna karar verebiliyor

bırakın bunları ya
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

-007- said:

"Aynen başka bir mesajda söylendiği gibi komutan üstünde yetkisi olduğu askerini fırçalar ve onun üstünden mesaj gönderir."

Zaten öyle yapmamış mı? Üstelik fırçalamamış bile. Onun üstünden mesaj göndermiş gayet. Adamın yaptığı şey bu ve yetkisi dahilinde.
....
Sonuç belli askeriyeye belli şekillerde girilmez olayın özü bu ve çoğunluk da bunu bilir, herkesin de bilmesi kendi yararınadır.


okudun mu ilk mesaji? okuduysan ya onu bir daha oku, ya kendi yazdigini bence

haydi tekrar yazalim; sufi sivil (sivil: asker olmayan kisi ya da kisiler)

bu durumda komutanin sufi uzerinde bir yaptirim gucu yok. neden yok? cunku adam sivil, bulunulan ortam da ziyaret icin ayrilmis bolumu askeriyenin. orduevi degil yani, kilik kiyafet zorunlulugu hedesi yok. kaldi ki olsa bile, zaten o anda iceride sufi, ve komutan ona cik git buradan demiyor, diyemiyor, diyebilemiyor. sufi sivil demis miydik?

[edit;] sufiyi iceri almasalardi durum farkliydi, o zaman mekanin kurallari zirvasi cercevesinde kuralin gerekliglini tartisabilirdik belki, ama iceri almayan er hakli olurdu. durum ractanin sahane yazdigi gibi o degil, anlamayanlara tekrar yazayim [/edit]

ee ama kil olmus hamdi onbasi -bunca senede general olmustur hamdi onbasi herhalde-, ne yapsin?

tamam simdi buldum, 'yakini elimin altinda, ona pislik yapayim madem' desin, gitsin pislik yapsin. yapti mi? yapti, ohh

ama general mi, general. yuru be, savunun gozu kapali, alkislayin generalimi. ne de olsa vatani icin canini vermeye hazir ululardan bir ulu kendisi, tum patiler sabah aksam secde etsek yeridir kendisine, arkadan yanasip ensemize vursa sesimizi cikartmayiz




yahu cok mu zor ulan general esseklik etmis, yetkisini kotuye kullanmis demek, hadi demeyin ama bunu dusunebilmek?

ilk mesajin finali alakasiz olmus ama gercekten. zannimca bazi askere gitme meraklisi arkadaslari hedef almis sufi orada ama amacini asmis o cumle sonradan cekistirilip uzatilmanin da etkisiyle. yine de bu hamdi generalimi hakli cikartmiyor, bilmem farkina varabiliyor musun?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Nefr said:

ilk mesajin finali alakasiz olmus ama gercekten. zannimca bazi askere gitme meraklisi arkadaslari hedef almis sufi orada ama amacini asmis o cumle sonradan cekistirilip uzatilmanin da etkisiyle. yine de bu hamdi generalimi hakli cikartmiyor, bilmem farkina varabiliyor musun?


bu kadar tepkinin esas kaynagi o final, nitekim kişinin askere olan bakış açısını gözler önüne serip insanların olayı yorumlamasını etkileyen kısım da o.

yine de "hamdi general" er üstünde yetkiye sahip ve istediği gibi kullanabilir, belki ders vermek amacında abin gibi saçını uzatma böyle muameleye maruz kalma gibi vs. vs.

denildiği gibi oldukça taraflı, duygularla yoğurulmuş bir yakarış yazısı bu. aman canım haklısın cicim diyip alkış tutmak komik. askere saldırmak için fırsat kollayanların üşüşme trendi ise şahane topicteki.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

fede said:

fede said:

TSK persolneli arasında yapılan seçim anketlerinde AKP'nin oyunun %40 olduğunu biliyormuydunuz?

ha bunu innera cevap olsun diye yazdım ama akpye oy verecek olması dinci olduğunu göstermiyor bana göre, ama innera göre gösteriyodur diye yazdım


ordaki erlerin veya yetkisi az olan personelin ne dusundugu hic onemli degil cunku askeriye emir komuta zincirine gore calistigindan, en bastakilerin ne dusundugu onemli

secim yapilmiyo sonucta orda
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

aslında yazmıycaktım ama öncelikle ısrarla, yapmaya çalıştığım "ipne" kinayesi üzerinden ekmek yemeye çalışanlar olmuş. bir de lafı herzamanki gibi götünden başından anlayanlar olmuş. 3. olarak da son cümleyi bağlayış şeklim sırıtmış.




1- "yazılı olmayan kurallar" ekime kadar, sayın arkadaşlar. yazılı olmayan kurallar alsın bunu savunanları. "saç uzunluğundan dolayı ziyaretçi görüştürülmemesi" diye ne yazılı ne de yazısız bir kural var. yüz kere söylendi ama duvar duvar olduğundan duymuyor. ben yine tekrar edeyim:

ben içeri alındım. kapıdaki nöbetçi asker bana "abicim böyle olmaz" demedi. general kişi bana "böyle olmaz çık dışarı" demedi. kapıdaki görevli kabinine gidip "bunu kim aldı?" demedi.

bu general kişiden 15 dk önce kardeşim içeri çay almaya gittiği sırada -sonradan bir albay olduğunu kardeşimden öğrendiğim- sivil kıyafetli birisi beni yalnız oturuyor görünce gülümseyerek "askerinize haber edildi mi?" diye sordu. aynı biçimde gülümseyerek "teşekkür ederim, burada, çay getiriyor" dedim. tabi ama adam albay, general değil ki... çömez herhalde?... yani ziyaretçi saçıyla ilgili bir kural olsa bu albay ve biz oradayken inzibatların geçerken selam durduğu birkaç kişi daha işi generale bırakmadan hallederdi.

yok böyle bir kural.

ancak ilk günkü yazılarımda bu general kişinin uzun saçlı erkeğin nesine kıl olduğunu çözmeye çalışıyordum. aklıma "uzun saçlıysa ya ipnedir ya anarşisttir" gibi embesil bir faşist dönem saplantısı geldi. zaten her iki tabiri de kullanmışım. ancak fark şu ki ipne tabirini anarşistten daha fazla kullanmışım.

anlayış yönünden trene bakan sevimli besi hayvanımızdan hallice olan arkadaşlar için özellikle net bir açıklama gerekiyorsa buyrun: eşcinsel/gay/ipne değilim. bu cümleyi söylemek zorunda kaldığım için de çok üzülüyorum. aykırı cinsel yaşamlı insanlardan da özür diliyorum. asla bu konuyu bir ayıplama konusu olarak görmüyorum. mesajlarımda bu konudaki ısrar edişim bunun ayıp olduğunu düşündüğümden değil, yaşadığım öküzlük mertebesi yüksek olayın böyle bir zihniyetin ürünü olabileceğini düşündüğümdendir.

saç konusunda son bir ek: hayır saçıma bok sürüp gitmedim ziyarete. gayet düzgün ve bakımlı bir şekildeydim. yüzlerce kilometre öteden kardeşimi görmeye gelmişim. pis bir insan bile olsam çeki düzen verip öyle giderdim x aydır görmediğim kardeşime.



2- lafı götünden başından anlaşılması... ilk maddede epeyce açıklamışım zaten. bana "böyle olmaz" diyen olmadı. ha durum böyle olsaydı oturur bu kuralın anlamsızlığını gereksizliğini konuşur olurduk ki zaten böylece de söylenmiş yukarıda lisan-ı münasiple.

kardeşimin saçı bana göre kısaydı falan da demedim. kardeşimin saçı sıfır numaraydı. hatta bana "neyini kestircem ya bunun, 2 gün önce kazıttıydım" dedi. sonra "takip falan eder şimdi, gidip bi daha geçeyim üstünden" dedi ve yolcu etti beni. el insaf bu kadar mı art niyetli olunur... sufi saç kısalığı uzmanı mıymış.



3- son cümleyi "gerekçesiz" biçimde bağlayınca at kuyruğunda kelebek gibi olmuş, burada kabahat bende. gerçekte durum şudur: yakın zamanda tartışılan zorunlu askerlik konusunun hemen peşinden bu olayı yaşamış olmam, oradaki başlıkta zaten başka ve çok farklı gerekçelerle belirtmiş olduğum düşüncelerin üstüne "ahanda bakın böyle de bi durum var" dedirtti bana. belki sonunda -öyle düşündüğüm halde- aslında çok da yerinde olmadığı için o cümleyi yazmasaydım daha iyi olurdu. hiç değilse konu sapmazdı. buradan özellikle belirteyim netleşsin. bu konuyu açmamdaki esas amaç son cümledeki söylem değil orada yaşadığım hanzoluğa isyan etmekti. son cümleyle amacını aşmış diyenler olmuş, doğrudur.


bu konuda başka mesaj yazmayacağım. aslında 2. gün kardeşimle yaptığım çarşı görüşmesinde, kardeşim general kişiyle uzaklaştıktan sonra neler olduğunu öğrendim ve sinirim ve moral bozukluğum misliyle arttı. kardeşim hala asker olduğu için hiç yazmamayı daha sağlıklı buluyorum.

---

buradaki bazı kişilerin takındığı tavır dolayısıyla ortaya çıkan bir sonuç var ki ayrıcalıklı zümre askeriye ve askerin ayrıcalıklı olduğunu düşünen asker olmayan zümre diye 2 gerçeğimiz var. 1.'si 2.'nin sonucu. 2. zümre tükenmeden 1. durum sona ermez.

not: bolca ipne/göt/baş/bok falan yazmışım yine. buyrun nereye alacaksanız alın.

editler: ufak tefek
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...