Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

The Extra-Terrestrial Concept (Açıkfikirli insanların bakması rica olunur)


Sovereign

Öne çıkan mesajlar

Red said:
yahu uzaylının neyini ciddi tartışcaksın ki ?

sen var inanıyorum gördüm desen bile kimse inanmicak.kanıtlayamıcaksın bile :)

ben canlı yanında cnn de uzaylıyla roportaj yaptıklarını görmeden inanmam.kesinlikle öyle bişi yok demiyorum.açık kapı bırakıyorum.olabilir yani.ama bu konunun tartışılması zaman kaybı :)

alkol masasında uzun uuzn tartış arkadaşlarınla.gayet zevkli oluyor kafa güzelken :)

ha yanlıs anlama olmasın.ben ''ciddi'' tartışma olayına laf ediyorum.yoksa tabiki tartışalım.ama naparsanız yapın makara döner bi şekilde bu konuda


Ciddi tartismak isteyenlerle dalga gecmek, icki masasi arkadas geyiginden oteye gitmez.
"Ben simdiye kadar gormedim, o zaman bunun oldugunu soyleyenlerle dalga gecme hakkina sahibim" demek bir gaflettir.

Drigeolf said:
Uzun lafın kısası dediğiniz şeylerin hiçbiri imkansız değil, sadece olmaları için çok ciddi bazı varsayımlarda bulunmanız gerekiyor bunlar ise şu işte bitiyor: "Teknoloji hızla gelişiyor, bakın 100 sene önce gripten ölüyorduk, şimdi kanseri yeniyoruz, bunu yaparsak 1000 sene sonra ne olur?"

Bu sorunun cevabının optik yasalarını altüst eden gözlem araçları veya temel fizik kanunlarına aykırı araçlar olduğunu pek zannetmiyorum. Ama kimse 1000 sene sonrasını bilemeyeceği için imkansız demek istemiyorum. Sonuç olarak 1000 sene önce insanlar dünyayı evrenin merkezinde zannediyordu, bu kadar yanılmayı hiç beklememişlerdir eminim ki. Biz de büyük bir olasılıkla çok fena yanılıyoruzdur, bizden 1000 sene 10000 sene gelişmiş bir uygarlık bizimle aynen şu an mağara adamlarıyla dalga geçtiğimiz gibi gülüyordur herhalde.

Ama bütün bunları bilmemiz, elimizdeki kanıtların hiçbirinin bu yönde olmadığını ve bunlara inanmamızın sebebinin tamamiyle körü körüne inanç olduğunun bilincinde olmamız gerekir.


Sen sadece bugun bldiklerimize gore konusuyorsun.

Bugun bildigimiz bilim, 100 yil oncenin bilimiyle ayni degil. 100 yil once soylediginde sana inanmayacak ve tassak geicilecekken,
bunun hayatin bir parcasi olabilen seyler var.
100 yil sonra, bugun kabul ettigimiz tabyularin yikilmayacagini nerden biliyoruz?

"Fizik yasalari soyle boyle" diyorsun, bu fizik ve matematik kurallarini biz olusturduk. Bunlar evrenin her yerinde kabul gorecek seyler olmayabilir. Cunku kendi aklimizdan, bizim dunyamiza bakarak olusturdugumuz sistemlerdir.

"100000 KBdan 100000 MBa gecis gibi birsey degildir" diyorsun ama aslinda aynen oyle bir durum. 100KBlik aleti uretirken "aslinda soyle soyle birseyler var, onu ilerde uretiriz" diyerek yapmiyorlar ki cihazlari. Bazi sistemler tumden degiserek, daha once akla gelmeyen prensibler kullanilarak yapiliyor.

Intel'i kuran adamin adiyla anilan bir kural vardi. O kurali incelersen, sinirlarini ve bu sinirlari degistirmek icin neler yapmaya calistiklarini arastirirsan daha ilginc seyler gorursun...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sovereign said:
1947'deki Roswell olayından sonra kurual "Majestic 12" grubu o zamandan bu yana ET'lerle olan bütün ilişkileri yönetiyor. Eskiden MAJ-12 kontrolü Amerikan hükümetine bağlıydı ama zamanla bağımsızlaştı ve şu anda MAJ çalışanları 1000'leri geçiyor ve Dünya'nın her tarafından güçlü insanlar tarafından yönetiliyor.


Bu arada bir soru da Roswell, Roosevelt vs olaylari hakkinda.

Bunlara "hukumet bunlari ortbas etti, demek ki uzaylilar var"
diyoruz da, ya hukumet uzaylilari degil de, gelistirdikleri gizli ucaklari, silahlari ortbas ettiyse?
Her ortbas edilen uzayli mi olmak zorunda?

UFO kanitlari olarak sunulan ABD olaylarinda aklima ilk gelen soru da bu.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Şimdi örtbas ettiler diye uzaylı demiyoruz.

Roswell olayının önemi farklı. Roswell olayı olana kadar hükümet bile bizim kadar fikirsizdi UFO'lar konusunda. O zamanlar da ara sıra görülüyordu ve hakkaten dedikleri gibi açıklanamıyorlardı.

Hatta şu anda en yeni izlediğim bir belgeselde 1942'den sanırsam, bir tv/radyo programı alıntı yapmışlar, adam Los Angeles üzerinde görülen bir UFO'yu takip edip düşürmek için havalandırılan savaş uçaklarından bahsediyor. Burdan gitti, burdan geçti şuralarda kayboldu gibi bilgiler veriliyor.

Bütün bilgileri de Airforce seve seve veriyo o zaman.

Roswell olayı olduğu gün, ciddi bir şekilde bu şeye bakma fırsatı yakalıyorlar. O zaman görüyorlarki düşen şey bizim dünyadan değil, bunu cover-up yapmaya karar veriyorlar.

O zamandan beri gerçek saklanmaya başlanıyor.

Ama bu demek değildirki adamların sakladığı herşey uzaylılarla ilgili. Bu arada "uzaylı" kelimesini kullanmak da yanlış aslında, söylenenlere göre ET'ler arasında bizimle alakalı olanların büyük çoğunluğu gelecekten gelme. İnanması zor tabi ama imkansız değil.

Bu arada konuyla alakasız olarak bir websayfası linki vermek istiyorum, anladığım kadarıyla en uçuk Fizik Teorilerinin tartışıldığı ve teori kağıtlarının upload edildiği bir sayfa. Aranızda fizik geçmişi olan veya fizik okuyan/okumuş olan biri varsa bir göz atmasını rica ediyorum:

http://lanl.arxiv.org/
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

:)

Ben gelecekten geldi olayina inanmiyorum acikcasi. Hatta insan formunda geziyorlar olayinada cok fazla inanamiyorum. Onlar cok ucuk noktalar gibi geliyor.

Cover-up olayina gelirsek 42'de Los Angeles olayi Amerika'nin flying saucer'lardan korktugunu gosterdi. O zamanlar korku vardi. Fakat ordu rusya yada almanya'dan supheleniyordu. Bir kac vaka da ucaklarla saldirdilar ufo'lara. Hatta son 20 yilda da saldiran ordular var.

Roswell'de ele gecirmeyi basardilar ve teknolojiyi research etmeye karar verdiler. UFO'larin kendi teknolojilerinden ustun olduklarini ve guclu olduklarini gorduler, Amerikan halkina da "onlar bizden ustun" diyemediler. Halk "hazir" degildi ve korkuyordu. Roswell'de ordu ilk basta Flying Saucer ele gecirdigini gazetelere ve televizyonlara soyledi, ertesinde ise "meteoroloji balonu" yalaniyla cikti. Cover-up basladi.

60'lara kadar bir cok vakada Amerikan ordusundan bazi pilotlarin bazi incident'larda ufo'lara ates actigi biliniyor. O donemlerde de ele gecirilen ufolar oldugu dusunuluyor (biliniyor).

Cosmic Clearance denen top secret seviyesi var. Bu en yuksek seviye. Sanirim 14 tane top secret clearance seviyesi var. Extra Terrestrial arstirmasi en yuksek gizlilik seviyesine sahip. Amerikan baskanlari bile bu clearance'a sahip degiller. En yakini Eisenhover'di, UFO files'i istedi ama red edildi. Daha sonra Eisenhover senatoda bu konu hakkinda konustu zaten. Diger bir baskan ise Kennedy idi. Oda ugrasti closure icin.
Son olarakta Clinton denedi ama oda reddedildi.

Zamaninda Cosmic Clearance'a sahip olmus 2 kisi ufolarin varligini ve research yapildigini soyluyor. Bunlardan biri Robert Dean, digerinin adini unuttum, bulurum.

Amerikan hukumeti yaptigi arastirmalarda bir cok teknolojiye ulasti. Zaten UFO teknolojisine sahip oldugu 50'lerden itibaren test ettigi araclardan anlasiliyor. Eger UFO yoksa amerika neden bu dizayn uzerinde calisiyor gizlice? 50'lerde yaptigi testlerde gizlide degildi hatta, 50'lerin sonlarina dogru onlarda top secret statusune alindi. Bir takim bilim adamlarida ayri olarak bu teknolojiler uzerinde calismaya basladi ama hukumet tarafindan projeler iptal edildi ve bu bilim adamlari baska alanlara yonlendirildi. Bazilari gorevine devam etti tabi.

Artik UFO'lara karsi bir korku yok yada az, bilincli insan sayisi genc nufusla artiyor ve bu degisimi istiyor. Ama degisim USA'nin isine gelmiyor, gelmeyecek. O yuzden disclosure olacagini dusunmuyorum. Cunku bahsedilen teknolojiler free energy'nin yani sira cok daha advance olaylar. Monetary sistem ile bu yeni teknolojilerin kullanildigi sistem carpisiyor. O yuzden zor. Obama'nin ne yapacagini merak ediyorum ben. Oda G.P.Morgan'dan gelme yani dunyayi yoneten kartellerin birinden cikma. Gercekten bir degisime kalkisabilir, arada bu dosyayida zorlayabilir yada "Amerika degisti" ayagina yatip ayni masali okumaya devam eder.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Belgeselin basinda anlatiyor aslinda cok iyi bir sekilde. 42'de olan olayda amerika deli gibi ates aciyor UFO'ya. Olay Pearl Harbor'dan bir kac hafta sonra olmus. Amerika'ninda o yuzden hava sahasinda deli guvenlik onlemi aliyor, neyin uctugunu bilmek istiyor. Binlerce kisi tarafindan goruluyor bu olay. Tabi hukumet "weather baloon" diyor. Dakikalarca ates acmalarina ragmen indiremiyorlar. E cikipta "indiremedik, bizden ustun" diyemiyorlar cunku zaten Pearl Harbor'dan kisa bir sure gecmis.
O zaman basliyor inkar.

Ayrica hep "weather baloon" be kardesim, atan yok ortada salla gitsin balon diye.


Ama sonra bir footage gosteriyor, belgesel EPIC FAIL oluyor bence. Bildigin ucan sinegide ufo yaptilar.

Belgeseli izleyecek olanlar bu sacmaliklarida goze almali sanirim :) Izliyorum bakalim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

o uçan sinek olayına tamamen katılıyorum. Hiç girmeyelim onlara :D bi de uçan sineği araştıran adam ufo'ların canlı olabileceğini düşünüyomuş :D

Neyse, onlar ilk 2 part, 3'ten sonra çok güzel devam ediyo belgesel.

Bu arada bi düzeltme yapıcam. Eisenhower bir ET ile ilk defa yüzyüze konuşan başkan. Adam biliyodu herşeyi yani. UFO konusundaki bütün bilgilerin kendisine açıklanmasını isteyip de yüzüne büyük bir NAAH çekilen zavallı başkan ise Jimmy Carter.

Bu arada çok güzel bi bilgi kaynağı buldum buraya copy pastelicem şimdi

SIKÇA SORULAN SORULAR başlığı altında:
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sirius UFO ve Uzay Bilimleri Araştırma Derneği said:
NEDEN GELİYORLAR?

Evrende, sayısız gezegende yaşam var. Sizden daha az gelişmiş uygarlıklar olduğu gibi sizden çok daha fazla gelişmiş uygarlıklar da var.

Siz hızla gelişmekte olan bir uygarlıksınız. Diğer gezegenlerle ve orada yaşayan varlıklarla ilişki kurmaya hazırlanan bir uygarlıksınız.

Bizler, buraya birçok nedenle geliyoruz. Birincisi, sizin gelişmenizi izleyerek, araştırarak bilgi toplamak ve bu bilgileri kendi uygarlığımız ve tüm evrenin yararına kullanmak için.

Ayrıca, kısa süre içinde yaratacağınız gelişme sizi, evrendeki zeki hayatla tanışacağınız bir seviyeye getirecek. İşte biz sizi bu karşılaşmaya hazırlamak için burdayız.

Bu hızlı gelişme döneminde, çok zorlu dönemler yaşayacaksınız. Bu süreçte, size elimizden geldiği kadar yardım etmek, ve zorlukları elden geldiğince azaltmak için çaba göstereceğiz

Özetlersek, buraya geldik, çünkü,

Evrende gelişen yaşamlar hakkında bilgi topluyoruz,
Sizi evrende zeki hayatla karşılaşmaya hazırlıyoruz.
Bu geçiş döneminde yaşanacak zorluklarda size yardımcı olacağız.


NEDEN AÇIKÇA ORTAYA ÇIKMIYORLAR?


Çünkü insanlık henüz bilinç olarak kitlesel karşılaşmalara hazır değil. Saldırgan iç güdülere sahipsiniz Bizi hemen düşman ilan edebiliyorsunuz. Alıştırma için sıklıkla yapılan temaslarda buna çoğunlukla şahit oluyoruz.
Ama güzel olan şu ki bu hızla değişiyor..

Evrendeki yaşayış çok çeşitlidir. Sizse, kendi türünüzü, bilgisizlik nedeniyle bu sonsuz evrende tek sanıyorsunuz. İnsana benzemeyen zeki varlığı kabul etmeye isteksiz görünüyorsunuz. Halbuki evrende insana benzediği gibi, hiç benzemeyen de, zeki, gelişmiş, barış içinde yaşayan varlıklar var.
Ve siz onların görüntüsünü, sırf insana benzemediği için ürkünç bulabilir ve korkabilirsiniz. Yani siz henüz dış görünüşe bakarak hüküm verecek kadar az gelişmiş durumdasınız.

Dünya gezegeni olarak, birbirinizi yemekten vazgeçip hepinizin aynı Tanrı’nın yarattığı insan olduğunu anlayıp, tüm dünyanın ve insanlığın iyiliği için çalışacak kadar gelişmeden, dünya dışı zeki yaşamla karşılaşmanız her şeyi daha da kötü yapacaktır. Devletleriniz, bu görüşmeleri hızla kendi çıkarı için kullanmaya çalışacaktır. Yani aranızda birlik ve bütünlüğü sağlamadan açıkça ortaya çıkmamız mümkün görünmüyor.

Ve bir adım daha ileri giderek, Tanrı’nın tüm evreni sadece insan için yaratmış olmasının ne kadar cahilce bir kibir olduğunu fark edip, evrende birçok yaşamın olabileceğini ve hepimizin de Tanrısı’nın aynı Tanrı olduğunu anlamaya başlamadan, dünya dışı zeki yaşamla karşılaşmak çok zorlaşmaktadır. İnsanoğlu dünyasal düşünceden evrensel düşünceye geçmelidir.

Belki de en önemli konu şu ki; birçok dünya dışı zeki yaşamın, hayata, evrene temel bakışı sizden o kadar farklıdır ki, sizin bunu kavrayabilmeniz, bugünkü haliyle imkansızdır. Sizler sadece kendinize ve kendi düşüncelerinize, anlayış kalıplarınıza uygun olanı algılayabilir ve kabul edebilirsiniz. Bunların tümüyle dışında çok çarpıcı evren ve varlık anlayışları vardır. Kendinizi en inanılmaz, en şaşırtıcı gizemlere hazır kılacak kadar esnek olmalısınız. Bu esnekliği kazandığınızda biz ortaya çıkacağız.

Evrensel sevgi, huzur ve barışı kazanmak için yapacağınız çalışmalardaki başarınıza göre en uygun zamanda açıkça ortaya çıkacağız. Daha önce açıkça ortaya çıkarsak, bu karşılaşmaya henüz hazır olmadığınızdan, doğal evriminize ve özgür iradenize müdahale etmiş oluruz.

Siz hazır olduğunuzda evrende yalnız olmadığınızı tüm insanlığa göstereceğiz. O zaman evrensel bir paylaşma ve dayanışma dönemi başlayacak.



İNSANLIKLA TEMAS KURUYORLAR MI? KİMLERLE?


İnsanlıkla temaslarımız tarih boyunca sürdü. Bugün de sürüyor.
Bu temasları, insanlık tarihi boyunca, bizimle ilişki kurabilecek özellikteki az sayıda insanla gerçekleştirdik ve gerçekleştiriyoruz.

Bu temasları birkaç yolla yapıyoruz. Bunlardan biri, telepatik iletişimdir. Bu iletişimi kurduğumuz binlerce insanla görüşmelerimiz sürüyor.

Diğer bir yöntem doğrudan temastır. Dünya gezegenindeki birçok varlıkla bu yolla görüşüyoruz. Onlarla dünya gezegeninde birebir görüştüğümüz gibi, uzay gemilerimize alıp seyahatler yapıyor ve bazı bilgiler aktarıyoruz.

Bir başka yöntem de, sizin rüya diye algıladığınız, astral (enerji) bedeninizle yaptığımız görüşmelerdir.O yüzden binlerce insan rüyalarında bizi ve gemilerimizi görüyor, gemilerimizde seyahat ediyor ve bilgi paylaşıyor.

Amacımız, dünya insanlığını dünya dışı zeki yaşam gerçeğine giderek yakınlaştırmaktır. Bu yüzden birçok insan kardeşimizle yaptığımız görüşmelerde, kendimizi size tanıtmaya çalışıyoruz. Onlar da size deneyimlerini ve aldıkları bilgileri aktarıyorlar. Bu yolla giderek insanlığın bilinci yükseliyor.

Her dil, din ve etnik gruptan insanlarla temas kurabiliyoruz. Biz sadece insanlığı görüyoruz. Bize göre siz de, biz de Tanrı’nın kullarıyız. Hiçbirinizi ayırmıyoruz.
İnsanlığın ve evrenin en yüksek hayrı için çalışma yapan herkesle çalışmaya hazırız.

Hemen her ülkede, telepatik yolla, rüyalar yoluyla ve doğrudan görüşme yoluyla temasta olduğumuz binlerce insan var. Tüm insanlık bizi tanıyıncaya kadar ve evrensel bir tanışma ve anlaşma dönemi gelinceye kadar, bu temaslarımız sürecek.


NASIL GELİYORLAR?


Evrenin çeşitli yerlerinden dünyaya gelen varlıklar birçoktur. Bu varlıkların bilgi ve teknoloji düzeyleri çok zengin ve çeşitlidir.

Dünyaya, farklı uygarlıklar, kendi farklı bilgi ve teknolojik imkanları ile geliyorlar. Evrendeki zeki hayat o kadar şaşırtıcı örnekler gösterir ki, bunları hemen kavramak kolay değildir.

Bazı varlıklar ışık hızından çok daha hızlı gidebilen uzay araçları ile buraya kadar gelirler.

Bazıları, kendi uzay-zamanlarından sıçrama yaparak sizin uzay-zaman parçanıza giriş yaparlar ve sizin uzay-zamanınızda birden ortaya çıkarlar.

Bazı varlıklar sizinle aynı boyutta yaşamazlar. Onlar titreşimsel yapısı çok farklı bir başka boyutun içindedir. Ama gelişmiş varlıklar oldukları için bizim boyutumuza titreşimlerini düşürerek odaklanabilirler ve bu boyutta ortaya çıkabilirler.

Bazı varlıkların Dünyaya gelebilmek için uzay araçlarına ihtiyacı varken bazı türlerin buna ihtiyacı yoktur.

Bazı türler, Dünyaya hiç gelmeden kendi gezegenlerinden ya da boyutlarından iletişimi kurup sürdürürler.

Bazı varlıklar, sadece bilimsel olarak değil, ruhsal olarak da o kadar gelişmiştir ki, onlar maddeye tamamen hakim olmuş gibidirler. Dünyaya gelmek onlar için bir an’da gerçekleşebilir.

Özetle evrendeki diğer uygarlıklar, dünyaya, bilimsel ve ruhsal gelişmişliklerine bağlı olarak, birçok değişik yolla gelmektedir.



TANRI İNANÇLARI VAR MI?


Elbette Tanrı inancımız var. Tüm evreni yaratan o kudret hepimizin içinde ve onun gücü tüm evreni kaplıyor.

Evrendeki sayısız uygarlık, o kudretin varlığını açıkça anladıktan ve yüreğinde hissettikten sonra gelişmeye başladı.

Sizler de Tanrıyı yüreğinizde hissetmelisiniz. Uzun zamandır tek yönlü olarak gelişiyorsunuz. Sadece bilimsel gelişme yetmez. Ruhsal olarak da gelişmelisiniz.

Bizim sizlerle temaslarımızda anlatmaya çalıştığımız en büyük gerçek budur. Tanrı bir gruba ya da bir gezegene ait değildir. O, tüm evrenin ve evrendeki tüm varlıkların yaratıcısıdır.

O hepimizin içindedir. Bizim bir parçamızdır. Ve o evrenin sonsuzluğunu kaplar. Onu hissettikçe, anladıkça daha da gelişiriz, büyürüz. Tanrının evreninde sonsuzluk yolcuları oluruz.

Tanrı bilincinizin artması gerekiyor. Çünkü biz tanrı bilinciyle yaşıyoruz.

Tanrı hakkındaki anlayışınızı geliştirin. Bir üstadınızın dediği gibi, insanın gelişmişliği tanrı hakkındaki anlayışıyla ölçülür.

Tanrı bildiğimiz ve bilemediğimiz ve asla bilemeyeceğimiz her şeydir. Tanrı içimizdedir. Biz onun bir parçasıyız. Tüm evren ve sonsuzluk onun bir parçasıdır. Ama yine de o tüm bunlardan sonsuzca daha fazladır.

Tanrı hakkındaki anlayışınız genişletin. O zaman bizi daha çabuk kabul edeceksiniz ve buluşmamız hızlanacak.


HÜKÜMETLERİN ELİNDE EVRENDE ZEKİ HAYATA DAİR KANITLAR VAR MI?


Evet. Birçok devletin ilgili birimlerinde, dünya dışı zeki yaşamın kanıtı bilgi ve bulgu vardır. Bu kanıtlar sadece bugüne ait değil, tarihiniz boyunca var olan bilgi ve bulgulardan oluşmaktadır.

İnsanlık, dünya dışı zeki yaşamla ilgili kesin kanıtların olduğunu hükümetlerinden duymak istiyor. İnsanlık bunu kaldıracak kadar gelişmiştir.

Yönetimleriniz, bu bilginin tüm sosyal düzeni sarsacağını ve hakim anlayışların etkisinin ortadan kalkacağını ve bir kaos döneminin olabileceğini düşünüyorlar.

Fakat böyle evrensel bir gerçek ilelebet saklanamaz. Biz varız ve hep var olacağız. Sizlerle temasımız artan derinlikle sürecek. Yönetimlerinizin elindeki bilgi ve bulguları halklarıyla paylaşmaları, evrende zeki hayat konusunda büyük bir ilgi ve heyecan patlaması yaratacak. Bu doğrudur. Fakat bu kaosu değil, insanlık ortak değerlerinin hızla bir araya getirileceği, yerel değerlerin hızla yerini evrensel değerlere bırakacağı bir dönemi hızlandıracaktır.

Bu dönem öyle ya da böyle zaten sürmektedir. Yönetimleriniz, ellerindeki bilgi ve bulguyu paylaşarak bu sürece büyük hız kazandırabilirler.

Bunu hep söyledik, yine söylüyoruz. Elinizdeki bilgi ve bulguları halkınızla paylaşın. Korkmayın. O bilgi ve bulguları sizin için ulaşılır hale biz koyduk. İnsanlıkla paylaşın diye, burada olduğumuzu, yakında buluşmanın gerçekleşeceğini bilsinler diye.

Bu sorumluluğu tekrar hatırlatıyoruz. Bilgi paylaşılmak içindir. Biz evrensel bilgileri paylaşmaya geliyoruz. Siz de elinizdeki tüm bilgiyi halkınızla paylaşın ve emin olun ki insanlık hazırdır.


MADEM GELİŞMİŞ TEKNOLOJİLERİ VAR, NEDEN
DÜNYADAKİ SORUNLARI ÇÖZMÜYORLAR?



Çünkü Evrende “özgür irade yasası” var.
Evrendeki tüm yaşamlar bu yasaya uymak zorundadır. Biz, gezegeninizin ve insanlığın doğal gelişimine müdahale edemeyiz. Sizler evriminizi kendi seçimlerinizle yaratacaksınız.

Eğer insanlık olarak, dünyadışı zeki yaşamla tanışmayı, yardımlaşma ve dayanışma içinde olmayı isterseniz ve buna çaba gösterirseniz, biz yanınızda olacağız.. Ve aslında tarih boyunca birçok kez bunu yaptık. Halen de, sizin farkedemediğiniz düzeyde bu kısmi yardımlarımız sürüyor.

Tüm varlıklar seçtiğini yaşar, niyetine aldığını yaratır. Sizlerde insanlık olarak kendi seçimlerinizin sonuçlarını yaşıyorsunuz. Bunu değiştirmekte sadece sizin elinizde.

Seçimlerinizi, tüm dünyayı, tüm insanlığı, tüm evreni dikkate alacak kadar genişlettiğinizde, biz size yardım etmek için, paylaşma ve dayanışma için
orada olacağız.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Siz hızla gelişmekte olan bir uygarlıksınız. Diğer gezegenlerle ve orada yaşayan varlıklarla ilişki kurmaya hazırlanan bir uygarlıksınız.

Bizler, buraya birçok nedenle geliyoruz. Birincisi, sizin gelişmenizi izleyerek, araştırarak bilgi toplamak ve bu bilgileri kendi uygarlığımız ve tüm evrenin yararına kullanmak için.

sizli, bizli konuşmuşta....


yazan kim?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

dasaaa said:
said:
Siz hızla gelişmekte olan bir uygarlıksınız. Diğer gezegenlerle ve orada yaşayan varlıklarla ilişki kurmaya hazırlanan bir uygarlıksınız.

Bizler, buraya birçok nedenle geliyoruz. Birincisi, sizin gelişmenizi izleyerek, araştırarak bilgi toplamak ve bu bilgileri kendi uygarlığımız ve tüm evrenin yararına kullanmak için.

sizli, bizli konuşmuşta....


yazan kim?


k-pax gezegeninden prot
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

diğer yandan burada yazdıklarınız daha bi yenilir yutulur cinsten. bi de daha bi öküzcan olanlar var. bkz planet x geyiği..

yahu voyager 1 180AU uzakta olması lazım ve pioneer'ların voyager'lar aksine çalışıyorlar! hadi voyagerlar karşılaşmadı planet x ile.. 1turu -yamuluyor olabilirim, iş yapıyorum bi taraftan.. bakamıycam şimdi- 12,000 ila 20,000yıl arasında orbital periodu dönen sedna bile gözlemlenmişken devi bi planet nasıl gözlemlenemez. dahası kuiper belt'e jupiter ve uranus bile etkirken daha goccaman bişi nasıl olur da etkilemez burayı vs.

daha tonla yazılır gerçi, hepisi de ciddi şeyler yazılır hemi de! vallahi bak!

her neyse efenim planet x olayına "ben inanmıyorum bunlara, çok saçma lolololol!!!" dan ziyade "inanmıyorum çünkü kanıtın dikalasını çıkartırım, masaya vururum dosyaları!" şeklinde inanmıyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Banada fantastik geliyor zaten Planet-X olayi.
Ilginc kilan tek sey Sumerlerin hierogliflerinin enteresan olmasi.

Zaten Anchient history oldukca enteresan ve o donemden arta kalan cok esrarengiz hieroglifler, heykeller falan var. Onun haricinde "kiyamet 2000'de kopacak, olmadi 2012'de gezegen carpacak, carpmadi yakindan gececek" olaylari ucuk.

Major Contact olayinada olabilir ama tarih vermek garip olur. Sumerler, Annunaki falan arastirmam lazim. bulgular nedir, yapitlarda neler resmedilmis, neye yorumlaniyor bilimsel bir bakis atmak lazim ufo fanatikleri yerine.


"Roportaj'da" mantikli istekler ve bilgiler iceriyor. Ama iste uzayli agzindan mektup gibi yazacaklarina "soyle soyle cesitli contact kuranlarin verdigi ifadelerden olusturulan bilgiler sunlar sunlar sunlardir." seklinde olsa daha iyi ve inanilir olurmus.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

2012 olayına bişi diyemem çıkıp da "ulan işte bu yüzden olmaz!" diyemem en azından. hani yaklaşımımı sadece planet x'in varlığına indirgediğimin altını çizeyim ben yine de.. bişi daha, mesela 94-95te voyagerların 200lerde heliopause a bile geçmiş olmasına rağmen 93'ten beri yörünge çekimi ile (trajectory) karşılaşmamış olması da irice bir cismin varlığı ihtimalini yok ediyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bir süredir finaller sebebiyle mesaj yazamıyordum, uzunca bir mesaja hazır olun :D.

Şimdi, öncelikle Ed Mitchell konusuna dönelim. Benim bu örneği verme sebebim kesinlikle, bakın Project Disclosure'un kaynak gösterdiği kişi, Uri Geller'in kaşığı zihniyle büktüğüne inanıyor haha, demek için değil, sadece çok akıllı ve çok iyi bilim eğitimi almış insanların bile ciddi manada yanılabileceğini, saçma sapan şeyleri destekleyebileceğini göstermek için verdim.

Bu arada Dr. Greer'ın sadece Orion Project'ten 640bin dolar para topladığını düşünecek olursak(ve zero point enerjisi konusunda bariz bir biçimde yalan söylediğini) bu iş için tonla para getiren doktorluk mesleğini bırakmasının çok doğru bir iş olduğunu söyleyebiliriz.

Tabii ki bu tek başına yeterli bir şey değil. Belki adamcağız hakikaten bu işe inanıyordur. Düşünüyorum da bir insan gerçekten bir konuya inananırsa da aynen Dr. Greer gibi davranır, işini bırakır, bu konu ile ilgili dernekler kurar...vs. Yani bu para toplama olayı esasen 2.dereceden delil, şüpheli bir durum ama kesin olarak bu adam para yiyor diyemeyiz. Beni asıl kıllandıran olay zero-point saçmalıkları, inşallah cehaleti sebebiyle böyle konuşuyordur(tıp doktoru olmak fizik konusunda cahil olmanın önünde engel değil).

[hr]

Şimdi asıl önemli konuya gelecek olursak, mesajımda belirttiğim gibi bu konuda öne sürülen kanıtlar 3 kategoride incelenebilir:

1.Bulanık video ve fotoğraflar
2.Görgü tanıklarının söyledikleri
3.Karartılmış gizli belgeler(gizli belgeleri markerlarla çizdikleri için fotokopi çekince oralar siyah çıkıyor)

Buna karşı verilen cevap ise bu kanıtlar (ilki hariç) gayet yeterlidir, mahkemede dahi delil olarak öne sürülebilir oldu.

Sanırım tek başına bulanık görüntülerin bir manası olmadığı konusunda hemfikiriz, o yüzden diğer kanıtlara eğilmek istiyorum.

Burada durup bilimsel metotlardan bahsetmekte yarar var. Neden bilimsel metotlar derseniz bilim daha önce bunları yaşadı da o yüzden derim. Eski çağlardaki cadı avları, garip tıbbi uygulamalar...vb uygulamaların sonucunda yapılan hatalardan dönülmek üzere bilimsel metot oluşturuldu.

Mesela cadı avlarına bakacak olursak, Salem'dekiler gibi. Bir iki çocuğun bazı komşularının cadı olduğunu söylemesi ile başladığını görebiliriz. Bu çocuklar tabii ki oyun oynuyorlardı ama işin biraz(!) şakası kaçtı. Onlarca insan cadı olduğu iddiası ile öldürüldü(Buradaki mahkemenin sadece insanların görgü tanıklarının sözü ile yargıladığını ve bunun ne kadar yanlış birşey olduğunu da özellikle belirtmek isterim).

Ya da eski tıbba göre vücuttaki 4 sıvı(kan, sümük, sarı ve siyah safra) arasındaki dengesizliğin hastalıklara yol açtığı düşünülüyordu. O yüzden bir sürü hastalıkta hastadan ciddi manada kan alınırdı(dengeyi sağlamak için). Tahmin edebileceğiniz gibi bu hastanın ölümünü daha da hızlandırırdı. Hatta 19.yy'ın sonuna kadar doktora gitmemek insanların hastalıktan kurtulma şansını artırıyordu!

İşte bu tür yanlışların sonuçları görüldüğü için bugün bilimsel metot dediğimiz şey ortaya çıktı. Fikirlerin uygulamaya geçmeden önce test edilmesi gerektiği görüldü, bu testlerin de bazı özel koşullarda yapılması gerektiği anlaşıldı.

Bu bilgilerin ışığında bizim "kanıtlarımızın" neden kanıt olmadığını inceleyelim.

Wikipedia:Witness başlığında konu hakkında ne denilmiş:

"Eyewitness testimony is generally presumed to be better than circumstantial evidence. Studies have shown, however, that individual, separate witness testimony is often flawed, and parts of it can be meaningless. This can occur because of a person's faulty observation and recollection, because of a person's bias, or because the witness is lying. If several people witness a crime it is probative to look for similarities in their collective descriptions to substantiate the facts of an event, keeping in mind the contrasts of individual descriptions."

Kabaca: Her ne kadar tanıkların söyledikleri genellikle ikincil derece kanıtlardan daha iyi olarak algılansa da araştırmalar gösteriyor ki bireysel tanıklıklar genellikle hatalıdır ve hatta bazı parçaları anlamsızdır. Bu yanlış gözlem ve yanlış hatırlama, kişinin önyargılı olması veya kişinin yalan söylemesi gibi sebepler dolayısıyla ortaya çıkabilir.
Eğer olaya birkaç kişi tanıklık ettiyse onların verdikleri ifadedeki ortak yönlere bakmalı ve bunları kişiler arasında fark olabileceğini göz önünde bulundururak yapmalıyız.

Yani biz tanıklıkları en iyi ihtimalle 2. dereceden kanıt olarak ele almalıyız. Tek kişinin yaptığı tanıklıkları destekleyecek fiziksel kanıt yoksa doğru kabul edemeyiz. Birden fazla kişinin yaptığı tanıklıkları ise çok dikkatli bir araştırma yaparak doğru kabul edebiliriz. Salem'deki cadı olaylarını 3 tane küçük kızın başlattığını ve bu kızların yalan söylediklerini kabul etmediklerini hatırlamanızı istiyorum. 3 tane küçük kız çocuğuna inanan ve daha başka kanıt aramayan insanlar yüzünden onlarca kişi asılarak öldürüldü, 150 kişi cadı olmakla suçlandı.

Dolayısıyla her tür tanıklık durumunda, tanıklığı kabul etmeden önce yapmamız gereken şey bu tanıklığın doğru olduğuna işaret eden fiziksel deliller nelerdir demek olmalıdır.

Tanık ifadeleri mahkemede geçerli olabilir ama sadece tanık ifadelerine dayalı bir mahkeme olamaz.

Ayrıca bu foruma koyduğum Penn&Teller Bullshit bölümünde görebileceğiniz üzere ABD'de bazı terapistler var ve bunlar hipnoz altında insanların UFO olaylarını "hatırlamasını" sağlıyor. Bir arkadaş bunun çok uçuk bir örnek olduğunu söylemiş, o yüzden başka bir örnek vereyim. Geçen konuda bahsettiğim Michael Shermer'ı hatırlarsınız. Hani hipnopompik olayların(karabasan filan) bazı kaçırma hikayelerini açıklayabileceğini söylerken kendisinin kitabından bir alıntı yapmıştım. Aynı kitabın başka bir kısmından bahsetmek istiyorum.
Burada Shermer davet edildiği, UFO'ları araştıran bir programdaki uzaylılar tarafından kaçırılan insanlar bunu yemeğe davet ediyorlar. Bu yemek sırasında öğreniyor ki, odada bulunanların hepsi UFO'lar tarafından kaçırıldığını hipnoz altında "hatırlamış". Bullshit programında göreceksiniz, bir doktor o hipnoz seanslarından birisini gözlemliyor, bu insanların neden buna inandıklarını, terapistin insanları nasıl gizlice yönlendirdiğini yerinde açıklıyor.

Peki gizli dökümanlara gelelim:

Bu CIA'in devlet işkencelerini anlatan bir dökümanı:



Kaynak

Ya da daha insaflı bir döküman(ki gördüğüm en iyisi):


Kaynak

Açık bir biçimde görebileceğiniz gibi, bu tür belgeler de kanıt sayılamayacak belgelerdir. Belgenin yarısından fazlası okunmuyor ise siz o belgeyi nasıl ciddiye almamızı bekleyebilirsiniz ki?

Bu uzuun mesajda belirtmek istediğim ana nokta şu idi. Kanıt olarak öne sürülen belgelerin neden kanıt sayılamayacağını, en iyi ihtimalle 2. dereceden kanıt olarak görülebileceğini anlatmak istedim. Bu tür yanılgıların önüne geçmek için bilimsel araştırma metotlarının geliştirildiğini sebepleri ile birlikte açıkladım.

Uzun lafın kısası: Ben bulanık görüntüler, karartılmış dökümanlar ve tanık ifadeleri gibi eğitimsiz bir göze kanıt olarak gözüken sözde-kanıtların bir şeyi kanıtladığına inanmıyorum. Benim uzaylılar dünyamızı ziyaret etmişlerdir kanısına varmam için gerçek, bilimsel kanıtlar gerekli. Umarım bu inancımın sebebini yeterli bir biçimde açıklamışımdır.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Dri, taniklarin hepsi yasadiklari olaylari birden fazla kisi ile tanik oluyor. Yani delusion falan ihtimali %1'in bile altinda derim ben.

Belgeler ise karartirmis falan degil. Mektuplar, gercek belgeler var bunlarin arasinda.

Ayrica konusan insanlar cok onemli isimler, boyle sacma iddialarla degil, belgelerle ve taniklarla cikip yasadiklarini teyid ettiriyorlar. Sradan kacirildim diyen basit elemenalar degil.

Bahsettigin seyler UFO konferansina giden sektorlesmis insanlar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Belgelerden bahsetmek bence pek iyi birşey değil, özellikle bu forumda. İnternette tonla belge var. Hiçbirinin gerçek olup olmadığını hiçbir zaman bilemeyceğimiz için ve doğal olarak buraya resmini koyabileceğim herhangi bir belgenin gerçek olup olmadığını size kanıtlayamıyacağım için biraz mantıksız.

Ayrıca onca belge gördüm, yukarda senin koyduğun 2 belgeyi ilk defa görüyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Okumaya basladim, konuya sahip cikan ikilinin daha ilk mesajlarindaki "koment" ve "trigger" kelimelerini kullandigini gorunce amerikalilarin uzaylilarini burdan ogrenmesem de olur dedim ama yazmadan edemicem;

Bunlar ne Allahaskina ? Herseyin turkcesini yazmak sacma olabiliyor eyvallah da koment ne ya ?

Ha bir de 1+1=2 gibi degerlerin yanlisligindan, kafaya zorla sokulan fikir olmasindan bahsedip, "bilim denen birsey var efendiii" moduna girmek de bambaskaymis onu gormus olduk.

Fena kaptirmissiniz kendinizi gencler. Uzaylilar Amerika'ya indiyse sizin beyninizin de kafanizin icinden cikip ayni kitaya inmesine luzum yok, kafanizin icinde kalsin ama siz yine arastirin, ogrenin, inanin.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ben son zamanlarda cok ingilizce kelime kullanir oldum, kabul ediyorum ama cidden hizli yaziyorum ve bulundugum ulke ile Turkce karisiyor, bazen hatirlayamiyorum kelimeleri, yada kelimenin aklima gelen turkce karsiligi tam olmuyor falan filan. Ama bu inanmayi engellemez :)

Ya zaten bize bakmayin, gosterdigimiz kaynaklara, belgesellere bakin. Biz onlarin elcisiyiz :).

Birde "kaptirinca" ne gibi sakinca oluyor ben anlayamiyorum. Ben mesela kaptirdim son 1 aydir bu meseleye ama ne gibi bir zarar verdim cevreye? Olumunede savunmuyorum, tansiyonu yukseltmiyorum, butun yazilanlari degerlendiriyorum. Su ana kadar "mantiksiz" bir sey dedigimi hic dusunmuyorum.

Eger olay kulagima mantiksiz geliyorsa, yada inanilmasi cok zor geliyorsa belirtiyorum bunu zaten ve altinada "inceleyecegim bu konuyu" diye not dusuyorum.

Sanirim konu fazla advanced ve zaman istiyor, kimsede durup 2 dakka kafa yormuyor.

Fakat din uzerine cilginlarca mesaj kasiliyor, neden? cunku gerekli, yeterli bilgiye sahip millet. Bu konuda kimsenin bilgisi olmadigi acikca belli. Cunku Turk milleti olarak UFO konusu bize Star Wars yada Star Trek kadar yakin, Haktan Akdogan'in 90'lar ortasi kurdugu Sirius bir ara milleti 1 ayligina gaza getirdi ve Star'da dizi mizi oldu, o kadar yakin iste. Hafif ucuk seyler yazilinca "deli bunlar, kaptirmis bunlar, ahaha uzayliya inaniyor" falan yorumlar geliyor.

Bence izlenmesi gereken videolarin bir listesini yapip yazmali buraya, bize bakacaklarina oraya baksin insanlar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

14 sayfayı da okumadım ama, "evrende yalnız olmamız saçma" kısmına katılmıyorum. Sonuçta yaşamın oluşması ve devamlılığını sürdürebilmesi için gereken kombinasyonlar var, eğer olasılık çerçevesinde düşünürsek olayı; (dinsel açıdan bakmayın, sadece matematiksel açıdan konuşuyorum)

Big Bang ile evren doğuyor diyelim (hoş big bang kendi içinde bir paradoks bana göre) ve genişlemeye başlıyor... Galaksiler, sistemler vs. oluşuyor. Sistemlerde sıcaklık, soğukluk, atmosfer oluşması, H veya O bulunması bunların suyu meydana getirmesi gerekiyor. Bunlar tabii sürekli küçükler ihtimaller doğuruyor. Sonuçta bir gezegende yaşamın oluşması çok çok çok küçük bir ihtimal. Fakat bizim gezegenimiz kadar şanssız başka bir gezegen daha olsun diyelim, aynı nitelikleri taşısın (ya da benzer) yaşam başlasın, binlerce canlı türü meydana gelsin. Peki bu canlı türleri uzuvları insan gibi kullanışlı, aynı zamanda düşünme kabiliyetine sahip olabilecek mi? (ispermeçet balinalarının çok zeki olduğundan, hatta insanlardan daha zeki olduklarından bahsediliyor fakat uygarlık kurabilmiş değiller, çünkü uzuvları buna elverişli değil)
...

Gerekenler neler?
-Uygun olması gereken trilyarlarca koşulun sağlanması,
-Koşulların devamlı kılınabilmesi,
-Bu koşullarda gelişen canlıların uygun uzuvlara sahip olması,
-En azından insan kadar zeki ve düşünme kabiliyetine sahip varlıklar olmaları.

Sonra, bu canlılar o kadar ileri bir bir teknolojik bilgi seviyesine ulaşmalı ki, ışık hızıyla katedildiğinde dahi belki binlerce nesil sürebilecek bir yolculuğu kısa sürelerde yapabilmeliler. (onların sistemiyle bizimkinin uzak olması daha olası)

Tabii ondan önce ışık hızıyla gelen ışıklarımızdan gördükleri henüz belki de gaz bulutlarıyla çevrili (belki de dinazorların yeni yeni türediği) dünyamızı bulmaları, tahlil etmeleri ve uygun araçlarla buraya gelmeleri gerekir.


Evet aklıma bu saatte geldiği kadarıyla bunlar dünyamıza "RT'lerin" gelebilmesi için gereken koşullar basitçe.

Ben diyorumki henüz evren sonsuz olasılığa ev sahipliği yapabilecek kadar büyük değil.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Misafir
Bu konu yeni mesajlara artık kapalıdır.
×
×
  • Yeni Oluştur...