Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Vizeye çalışan öğrenci


Ravensight

Öne çıkan mesajlar

____________________________________________________________
____________________________________________________________
Öss’de çalışmadığım yerden soru çıktığı için, istemediğim bir üniversitenin istemediğim bir bölümüne yerleşmiştim. Çok radikal bir karar alıp, azimle hırsla çalışmaya niyet etmiştim. Ortalamamı yüksek tutup, hep istediğim mimarlık bölümünü okuyacaktım.

Ortalama bir öğrenci evimiz vardı. 2+1 evde 5 arkadaşımla güzel bir özel hayatım vardı. Tek sorun biriken bulaşıkların yere düşüp mutfak kapısını bloke etmesinden sonra odasız kalmamdı. Dert etmiyordum. Salonda veya küvette yer buluyordum hep.

Vizeler yaklaşıyordu. Derslere katılmıştım. Neredeyse yarısında uyanık kalmıştım. İmza attırdıklarıma zaten gitmiş sayılırım. Herneyse…

Çok çalışmam lazımdı. Vizeye 3 gün vardı. Gerçekten notumu yüksek tutmalıydım. Babaannem rahmetli şişe dibi gözlüklerinin ardından bakan güzel gözleriyle “Çalışan başarır.” derdi hep.

Cuma gecesi eve playstation geldi. PES oynayıp arkadaşlarla şakalaştık. Kazanınca hayvanlar gibi tepindik. Alttaki oturanlar şikateye gelince onların da ifadesini alıp yolladık. Kapıdan geçirirken ben “Nasıl da çaktık İrfan amca hahah” diyince yediğim yumruk hafif gözaltı torbası yapmıştı bende. Çalışacak psikolojim olmadı için yarın güzel ve verimli bir güne uyanma dileğiyle yattım.

Cumartesi alnıma gelen bir sümük parçasıyla uyandım. Koltukta yatan Serkan burnundan aldığı sümüğü eliyle top yapıp sağa sola atıyordu pislik herif. “Artık çok oluyorsun çoraplarımıza yapışıp kalıyor bunlar” diyerek şikayetimi belirttim. Ekmek alma sırası bende olduğundan istemerek de olsa 5 ekmek almak üzere bakkala yollandım. Yolda yürürken sağ terliğimin üst kısmı koptuğundan sağ ayağımı sürekli sürtmek zorunda kalıyordum. Bakkala vardığımda yaklaşık 23 dakika geçmişti. “1 Winston box 5 de ekmek ver Salih abi” dedim. Salih abi 50li yaşlarının başında çılgın bir delikanlıydı. Kızına işaret etti. Neriman da ekmekleri önce gazeteye sardı sonra bana uzattı. Ekmekleri elinden alırken serçe parmağımın haftalardır kesmediğim tırnağı, Neriman’ın eline sürttü. Biliyordum o anda o elektriklenmeyi o da hissetmişti. Nerimana hınzırca göz kırptım. Neriman çılgınca başını sağa sola salladı. Biliyordum işte o da beni delicesine istiyordu! Dilimi çıkarıp nerimana bakaraktan yavaş çekimde dudaklarımı bir güzel yaladım.

Derken Salih abi sineklikle ağzıma vurunca geri çekilmek zorunda kaldım. “Irz düşmanı mısın lan hıyar” diyerek bu durumdan rahatsız olduğunu belirtti. Tezgah arkasından çıkardığı oklava ile de böbreklerime girişmeye başlamıştı. “Her şey karşılıklı Salih abi” diyecektim ki içimden bir ses kaçmamı söyledi. Artık ben kaçıyordum Salih abi kovalıyordu. kaçarken bir yandan da yeni gelmiş sıcak ekmeklerin uçlarından koparmayı ihmal etmiyordum. Çılgın delikanlı Salih abi 200 metre sonra bana iyi şanslar dileyerek peşimi bırakmıştı. İki terliğimi de kaybetmiş olduğumdan eve varmam uzunca bir vaktimi aldı. İçeri girdiğimde kalan son spagetti ve 3 yumurta ile bizim oğlanların brançlarını bitimiş olduklarını gördüm. Bana da mayonez şişesinin sonun ayırmışlardı. Ekmeklerden koparıp koparıp mayoneze bandım. Hayatın tadı bu olmalıydı.

Oturup ders çalışmaya başladım. Kitap ve defterlerimi alıp masanın üstüne dizdim. Kitabı açtım, konuların listesine baktım. Hepsinin adını daha önce duymuş olmam sevindiriciydi. Tam ağzımdan başparmağımla kocaman bir tükürük banıp ilk konuyu açacaktım ki, ceptelefonuma gelen umarsız bir mesajla irkildim. “Hacı naber Taktaklar Cafe’ye gel kız var!” diyerek aslında çok şey vaad eden bir mesajdı. Ali’nin bu çağrısına kulak vermeliydim. Sonuçta her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardı ve belki de benimkini bulmanın zamanı gelmişti. “Altyapı sağlam olsun dersi ondan sonra çalışırım” diye kendime telkinde bulunurken bir yandan kirli sepetinden temiz bir şeyler bulmak için banyoya doğru ilerliyordum.

Taktaklar bizim eve 1saat 40 dakika mesafede olduğu için yolda biraz hırpalansam da, hevesimi kaybetmemiştim. Yoldayken birkaç küçük espiri çalışmıştım hatta. İçeri girdiğimde Ali tam karşıda bir kıza kolunu atmış oturuyordu. Nargilesinden çektiği dumanı yüzüme üflerken “Nerde kaldın oğlum kızlar sıkıldı gitti.” dedi. Karizmamdan ödün vermeyerek ” Kaybeden onlar olmuş hacı.” dedim. Bir yandan da yanda oturan kızın bacaklarını kesmeyi ihmal etmiyordum. Bunu farkeden Ali “s..” ile başlayan cümleler kurmaya başlayınca kalkmanın zamanı geldiğini anladım. “Ben sıkıldım gidiyorum takılın siz.” diyerek kafeyi terkettim gözlerim buğulu.

Şehir merkezine birtek Ziraat’den kredi çekmeye indiğimden ayın bu zamanı burada olmayı garipsemiştim. Değişiklik olur, motivasyonum artar diyerek bir kıraathane buldum. İçerideki sıcak ortam ve amcaların bitmez tükenmez sohbeti yaklaşık 6 saat batak masasında kalmama yetmişti. Ağır bir yenilgiden sonra amcaların gülücükleri eşliğinde orayı da terkettim. Otobüs durağına gittiğimde son paramı oralete verdiğimi anladım. Bilet alamadığımdan eve yürümeye başladım.

Şafak sökerken beni kovalayan köpeklerin de yardımıyla eve tahmin ettiğimden çabuk varmıştım. Eve girip sigara dumanının ötesinden görmeye çalışarak, kendime yatacak biryer buldum.

Kalktığımda öğleni geçiyordu. Bizim çocuklar evdeki tek bilgisayarın başında toplanmış yine youtube’da sörf yapıyorlardı. Dayanamayıp ben de yanlarına gittim. Bilgisayarın tepesinde dikilmekten ayaklarım ağrıdığında akşam yemeği vakti de gelmişti zaten. Yarın da vize vardı. “Adam gibi çalışsam yaparım olum kapasitem var.” diye düşündüm. Eve getirttiğimiz dürümlerin ardından sigara keyfimi de yaptım ve evin boş bir noktasına ders çalışmak üzere çekildim. Bu gece bu iş bitecekti bu sınav geçilecekti. Açtım okudum. Çok verimli geçen 15 dakika sonrasında ara vermek üzere kalkacaktım ki gözüm İhsan’ın kenarda duran cep telefonuna yapıştı. Worm bulup yüklemişti telefona. Boşluktan yararlanarak rekorunu geçmem için elime geçen fırsatı değerlendirdim. Sonuçta moladaydım.

Uyandığımda saat 3e geliyordu. Salyam önümdeki kitaba bulaşmış sarı sarı iz bırakmıştı. Silmeye çalışırken sayfayı yırttırdım. Bu gece sabaha kadar çalışsam bu iş olurdu. Esnedim. Sabah ekren dinç kafayla kalkıp çalışsam daha iyiydi be. Evet evet. Daha iyi olurdu öyle. Kafamı geri masaya koyarak güzel bir uykuya daldım.

Alarm çaldığında apar topar kalın punto ile yazılmış formüllere birer kez bakıp, kalkıp üzerimi giyindim. 10 dakika önce başlamış olan sınavımın kalan zamanını verimli kullanmak için aceleci hareketlerle evden çıktım. Yolda yürürken kendi kendime “Dersi derste öğrence hacı kitaptan ne kadar çalışsan boş.” diye düşündüm. Yatay geçmeyip kendi bölümümde öğretim üyesi olmak en mantıklısıydı zaten. Bakkalın yanından geçerken Salih abiye hızlıca selam verip kaça kaça yoluma devam ettim. Bu gece diğer sınava da iyi çalışmalıydım.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...