Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Şeriatmı Canilikmi?


Hardter

Öne çıkan mesajlar

Aye said:
Nisa suresi 34.
Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için saliha kadınlar itaatkardır. Allah'ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de namuslarını) koruyucudurlar. Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün.

başka bir ayette yüzlerine gelmeyecek şekilde dövün yazdığını hatırlıyorum. objektif bir şekilde okunduğunda kuranda kadına 2. sınıf insan muamelesi yapıldığı açıkça görülür. zaten kuranda hep erkeklere hitap vardır. allah eğer kadınlara mesaj vermek istiyorsa erkeklere hitab ederek kadınlarınıza şöyle şöyle yapın şunu şunu öğütleyin der. lawl yani.


bu kuranda en cok tartisilan ayetlerden biri
senin kopyaladigin yerde bu sekilde tercume edilmis bazi yerlerde su sekilde ediliryor
Size karsi gelen kadini once uyarin sonra yataklariniz ayirin sonra dovun.

Burda denilen sey ilk hata yaptigi anda azina yuzune girmeyin
once bi uyarin
diyorda olaiblir
bakis acisi

bu arada cahilligin ve okuzlugun islamla alakasi yoktur
nasil ki engizisyon mahkemelerinde yuzunde cban cikti diye kadinlarin yakilmasi hristiyanlik deilse
kezzap atmakta islam deildir
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bu çeşit caniliklerin islam'la birebir alakası olduunu sanmam.

istediğin caniliğe istediğin dinden kılıf uydurabilirsin. nebleyim hukuk gibin matematik gibin ultra sistematik yapılar değiller sonuçta. (ki zaten o kadar sistematik olsa adı niye din olsun?)

belki islam'da bir cani için daha çok kılıf var denebilir, ama öyle derken de sade günün şartlarıyla değerlendirmiş olursun. sonuçta çocuk haçlı seferleri diye bişi bile olmuş dünyada.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Horizon said:
Yahu her topluca namaza gideni veya tüm cemmaatte takılanları bunların kafasının içi şeriat yönetimi ile dolu diye söyleyemezsin ki.

İçlerinde elbette vardır. Kandırılıp dönenler de vardır. Bazı tanıdıklarımdan biliyorum birçoğu bu cemaat vakıflarının meyvesini yiyip , kendi işini icra ettikten sonra o tarz muhabbetlerin içinden sıyrılıyor çıkıyor.

Sanıyormusun ki orada yurtlarda kalıp meslek edindikten sonra , hala o buluştuğu insanlarla buluşup özel sohpetler edip tüm hayatını cemaatin bazı prensiplerine göre yaşadığını ? Kesinlikle öyle değil.



"Kesinlikle dediğin kısmından nasıl emin oluyorsun" diye sorayım ben de.
Yav bu adamlara mezuniyetten sonra iş bulup hala kendi evlerinde kalmalarını sağlıyorlar. Öğrenci evi dediğim bir evde 35 yaşında adam kalıyordu ve öğrenci felan da değildi. Cemaatlere girip çımayı başarmış olanlar olabilir, ama mali yardımlardan dolayı oluşan gönül bağının etkisi çok fazla oluyor. Yani, kopanlar bile, arada mali yardımlarda bulunmayı ihmal etmiyor.

Evet, her namaz kılan şeriatçı değildir, ama o cemaatler fırsatını buldukça zihniyeti daha da radikale çekmekte beis görmüyorlar. Bugünkü temayülde, fazla tepki çekmemek için, çok radikal fikirler ortaya atmazlar, ama, günümüzde örneğini çok güzel görebileceğimiz gibi, dini azar azar, adım adım normal hayatın içine sokarsan (ok medya din danışmanı tutsun, yok imamlar nikah kıysın, yok türban bildiğin başörtüsüdür), kanıksatırsan, radikalleşen fikirlere daha çok yandaş bulmak kolay olur.
Hele de eğitimlilerden buldun mu, şöyle ağzı laf yapanlardan, ki bu forumda örneği çok, vatandaşın oltaya gelmesi çok daha kolaylaşır.

"Azınlığın tanımı değişir"den kastımı anlatabiliyorumdur umarım.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bunlara hiçbi şekilde ne benim düşünce tarzımdan ne de senin düşünce tarzından kesin diyemeyiz.

Dinini din için inandığı için , başka amaçlar gütmeden yaşayan insan var , bir de bunu saçma sapan şeriat gibi uygulamalara kendini kaptırmış ve bu kurallara ulaşmak için yaşayanlar var.

Bunları ayırman için beyninin içini okuman gerek uygulama görmediğin sürece. Bu yüzden cemaat evlerine veya diğer yerlere potansiyel şeriatçı demek hepsini bir kefeye koymak çok mantıksız ve tehlikeli olur.

Her cemaate veya her topluluğa bu gözle bakılırsa ki böyle bakanlar var. İşte ozaman gözlerinde "din" = "tehlike" oluyor. Devlet sana din dayatmadığı sürece özgürsün. Onun dışında isteyen istediğine inanır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Cemaat/tarikat kavramı zaten oluşum itibariyle şeriat içerir. dini kendine kılavuz edinen bir topluluğun şeri hükümleri reddetmesi gibi bir durum yoktur (sen her ne kadar şeirat=islam değildir desen de bu böyledir). İçine dahil olanların fikir yapılarını tek tek test edemezsin, evet, ama içeri girmiş olması bile bir fikir verir. Buralar mafya gibidir, girişin çok kolaydır da çıkışın sıkar biraz.

Ayrıca daha önce de söyledim, hedefi gizli olabilir, döneme uyum sağlamak için kendilerini modernleşmiş gösterebilirler, fikirlerini tatlı tatlı aşılayabilirler (kurbağa haşlama örneğini verebiliriz burada). Bundan kendi üyeleri bile haberdar olmayabilir, ama cemaatin demokratik bir yapısı olmadığı için (
- akşama okuma var, geliyosun, di mi?
- yok abi ders çalışıcam.
- dersi bediüzzaman'a tercih mi ediyorsun?
Yaşanmıştır. Halbuki elemanla oturup maç izleyecektik.
Edit: eleman gitti tabi okumaya.
)
gitgide bu fikirlere maruz kalmaları, farkında olmadan fikren metamorfoza uğramaları zor değildir.

Devlet din dayatmasın, cemaat dayatsın, hep beraber özgür olalım netekim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Law said:
Azmodai said:
Seriyat canilik degildir. Arabistanda yillarca yasadim ve biraz artilari var (allah icin acaip guvenliydi, gece istedigin saatte gez, ne yolunu kesen olur, ne hayatini tehdit eden ne de tecavuzcu adiler) ama tabiyi ki bazi olaylar cok eskide kaldi.


Aynı durum refah seviyeleri çok yüksek ülkelerdede var, isveç, norveç, finlandiya, izlanda, hollanda, kanada. Karnı tok sırtı pek insanların olduğu ülkelerde suç azalır. Bu şeriatın bir artısı değil refah seviyesi ile ilgili.


Seriyati savunmuyorum bu arada, bence islevi 1000 sene once gecmis, gecersiz bir sistemden baska birsey degil... Avrupada refah seviyesi sayesinde guvenli olabilir, ama arabistanda resmen kanun korkusundan doguyor sakinlik. Bazi toplumlari maalesef anca bunlar adam ediyor... ama hepsi gecersiz kanimca, savundugum falan yok birsey, sadece yanlis bilgilendirme olmasin diye seyettim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Şeriat,cahillik ne derseniz deyin. bir erkek değil karısına herhangi bir bayana bile fiske vuramaz. Erkeklik mi bu ? senin yarın gücündeki kadına vurmak,kezzap atmak. ERKEK misin ? DELİKANLI mısın ? bence bu şeriat cahillik falan değil bu tamamıyla KORKAKLIK. ben bir erkeğin ondan yapı itibariyle daha güçsüz bir varlık olan bayana vurmasını kabul etmiyorum bunun da adı olsa olsa ŞEREFSİZLİKTİR .Şeriat falan değil
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Horican, bu cemaat olaylari artik "genele yayilmaz ki" ile gecistirilecek azinlikta degil. Her yerde, her ortamda bu sekilde buyuyen cemaatler turedi. Yani bunlarin amaclari belli. Hala "herkes oyle degil" diyerek gecistirilemez bu gercek. Gormezden gelinemez.

Gormezden gelindigi icin tayyip basimizda simdi. Ayni sekilde alttan yetisen cemaatciler var.

Tayyip yada gulun degismedigi ap-acik ortada degil mi? Erbakan bile ne dedi? “Onlar her zaman bizim kardeşimiz. Kardeşimiz, talebemiz ve evlatlarımız”. Bu baglar kopar mi? Bu kafa degisir mi? Degismez, degismedi, degismeyecek.

Birbirini kolluyorlar, sg-1'de dedigi gibi, yardim adi altinda para kopariyorlar, insanlara burs verme vaatleri ile beyin yikaniyor. Londra'da bu tip heriflerin araciligi ile gelen inanilmaz tipler var.

Bunlar munferit degil, bunlar azinlik degil. Artik cogunluk olma yolundalar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

oy verirken agatör ne olucak akpye veriyorum ben dememeniz gerekiyordu o zaman.

şu ülkede kafası çalışan insanlar azınlıkta kaldı son seçimlere baktığımız zaman. demek ki artık gerçekten cahiller bayrağı ele geçirmiş hızla ilerliyorlar. en son hocasını da affetti zaten sevgili gül.

şaka gibi ya. az kaldı az. basıp gidiyorum 4-5 seneye bi problem olmazsa. zerre de umrumda değil arkamda ne bıraktığım falan. benim zeka özürlülere anlatacak lafım kalmadı.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Azmodai said:
Seriyat canilik degildir. Arabistanda yillarca yasadim ve biraz artilari var (allah icin acaip guvenliydi, gece istedigin saatte gez, ne yolunu kesen olur, ne hayatini tehdit eden ne de tecavuzcu adiler) ama tabiyi ki bazi olaylar cok eskide kaldi.

Seriyat 1600 sene once cok daha faydaliydi elbette, kadinlarin HIC haklarinin olmadigi bir yerde birazcik hak tanimak vs. bu tip seyler (cok daha fazla artisi var tabi) o zamanlar faydali olmustur ve duzenin oturmasinda katki saglamistir ama artik bunlar eskide kaldi ve bir patch lazim kesinlikle. Artik seriyatin kati kurallarina ihtiyac yok, modern yasalar ve yonetim bicimleri fazlasiyla yeteri. Seriyat kanunlarin olmadigi ve bok goturen ilkel bir duzeni adam etmistir, ama 1600 sene once :P ARtik bir gecerliligi yoktur kanimca (gerci bazen idam guzel bisi, apo gibi adamlar ortada cirit atamiyor, ama napalim :P)



Seni Murat v. IV'ye havale ediyorum amzo.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Taaaa 2006'dan bi yazı, Ö.İnce bugün tekrar koymuş.
Değişen bişey yok, hatta daha da fenaya gidiyoruz:

said:
Tarikatlar ve devrim yasaları (2006)


ÇOK bilmişler tayfası, CHP’nin 14 Mayıs 1950’den itibaren halkın teveccühünü kazanamadığını söylerler ve kestirmeden "sol"u da mahkûm ederler.

Bu bilmişlik karşısında CHP de, "sol" da mahcup mahcup boyun büker. Ne yapsınlar, tarikatlardan mı, yoksa şeyhlerden mi, düğünlerde gelinin boynuna 20 kilo altın takan, damadı dolarlarla dekore eden feodalite kalıntısı aşiretlerden mi şikáyet edecekler, yoksa onlara mı sığınacaklar?

Hele karşılarına sabuklamayla karışık İdris Küçükömer ve Kemal Tahir yorumları da çevik kuvvet olarak çıkartılmışsa ne yapsın zavallılar?

* * *

17 Eylül 2006 tarihli Hürriyet Pazar’da yayınlanan "Türkiye’nin tarikat ve cemaat haritası"nı gördünüz mü? Bir de ana nitelikli, horanta sahibi tarikatlar var: Nakşibendilik, Bektaşilik, Mevlevilik, Bayramilik, Rıfailik, Melamilik, Kadirilik, Halvetilik... Bunların yanı sıra zaman zaman batıp çıkan tarikatlar da vardır. Örneğin, 1950’lerde Ticanilik ünlüydü. Atatürk’ün heykel ve büstlerine saldırırlardı.

* * *

İsmailağa cemaati kuburunun patlaması üzerine yapılan yorumlar, sorunun artık bir dönüm noktasına geldiğini, bıçağın kemiğe dayandığını gösteriyor. Gazetelerde okuyoruz, televizyonlarda izliyoruz, radyolarda dinliyoruz: Tarikatlar aslına bakarsanız barış içinde Allah’ı arama yolları imiş; Cumhuriyet tarikatları, tekke ve zaviyeleri kapatarak büyük bir suç işlemiş; tarikat ve cemaatlerin bugünkü durumu yasaklamanın, cart curt etmenin etkili olamadığını, olamayacağını gösteriyormuş... Peki ne yapılacakmış?

Cumhuriyet’in yaptığının tersini yapmak ve tarikatlarla iyi geçinmek gerekiyormuş.

İslamcılar, tarikatçılar, Cumhuriyet karşıtları böyle fetvalar veriyorlar ve Emre Kongar dışında kalan aydınlarımız, bu muhteremlerin karşısında, "Biz ettik siz etmeyin" tarzıyla el ovuşturuyorlar.

Ayıptır! Mademki Türkiye Cumhuriyeti Devrim Yasaları’nı yanınıza almak ve gerektiğinde haziruna hatırlatmak aklınıza ve işinize gelmiyor, bari Cumhuriyet’i rahat bırakın.

Cumhuriyet’e karşı öylesine bir psikolojik savaş açılmış ki Anayasa’nın "İnkılap kanunlarının korunması" ile ilgili 174. maddesini ve bu maddede sayılan 8 adet devrim kanununu kimse anımsamıyor, anımsamak istemiyor. Anımsamak utandırıyor ve korkutuyor.

Efendim, tarikatlar sosyal nitelikli imiş! Peki Cumhuriyet ne nitelikli?

Ayıptır! 1946’dan itibaren Adnan Menderes ve Demokrat Parti tarafından başlatılan ihanet, Cumhuriyet ve demokrasiyi teslim almış durumda ama hálá yasakçı(!) ve jakoben(!) Cumhuriyet suçlanmakta... Ah, ah! Şu AB, TSK’yı iyice bir iğdiş etse, iş tamam olacak!..

* * *

Trajikomik olan şu ki 30.11.1925 tarihinde kabul edilen 677 sayılı kanun tasarısı, Demokrat Parti’nin dört kurucusundan biri olan Refik Koraltan (ötekiler: Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü) ve beş arkadaşı tarafından hazırlanıp önerilmişti. Yasanın adı "Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Kapatılmasına ve Türbedarlıklar ile Birtakım Unvanların Önlenmesi ve Kaldırılmasına Dair Yasa" idi.

Şimdi millet kuyruğa girmiş, tarikat şeyhlerinden, cemaat hocalarından bu yasadan dolayı özür dilemek için yarışmakta. Güya tarikatlar sivil toplum örgütleri imiş! 1925 öncesinde ve sonrasında fesat yuvaları olan tarikatlar ancak "sefil toplum örgütü" olabilirler. (İlk yayın: 27.09.06) (Devam edecek.)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Şeriat ile cemaati iç içe koyman birçok dinini yaşayan insanı sen şeriatçısın diye yargılamaktan farksız. Bu yapılıyor zaten açıkça.

Her cemaat şeriatı içerir nedemek ? Her cemaat şeriat mı istiyor ? Bunların içindeki tüm insanlar şeriatımı destekliyor ? Bunu nasıl söyleyebilirsin ?

Cemaat temel anlamda insanların din eksninde toplanıp beraber ibadet edip , istişarelerde bulunarak birbirleri arasında din ile ilgili bilgi alışverişi yaptıkları , birbirlerine yardımcı oldukları topluluktur. Sen bu topluluk içindeki herkes şeriatçı , şeriat istiyorlar diyemezsin. İçlerinde öyleleri olabilir , o amaçla kurulan cemaatler de olabilir. Ama bunu genelleyemezsin. Çok yanlış.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Kezzap atmanın islam kurallarında bir yeri olduğunu sanmıyorum.


Hayatında Kurandan başka bir şey okumamış, kendi dilinde yazmayı bilmeyen ama kuran okuyabilen ufku dar ilkeller bunlar sonuçta. Şiddetten zevk alacaklardır. Çünkü onlara insan olmayı öğreten herhangi bir kaynakla karşılaşmadılar (evet kuran da öğretmez onu).
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bunu şeriatla örtüştürmeyin ...

Libya şeriatla yönetilmiyor demokrasi var USA oraya demokrasi getirdi ... ama hayla kadınlara tecavüz etmeknin suç oldugunu bilmiyorlar ...

bunlar sanırım çok derin konu ama esas olan insanlığın özüdür. ister şeriat ister dikkatörlük veya demokrasi olsun hiç farketmez insanlıkğın özü kendine ayıp kendini ezici şeyler yapmamalıdır ...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Tarikatların kan davasının nedeni (2006)


TARİKATÇI ağızlara bakacak olursak Kurtuluş Savaşı’nı tarikatlar kazanmıştır. İslamcılara inanacak olursak birinci Meclis şeyh ve hocalarla dolu olduğu için demokrasinin doruklarında dolaşmaktadır. Ancak Kemalizm tarikatlara ihanet etmiş, onları kapatmıştır!

* * *

30 Ekim 1925 tarih ve 677 sayılı tekke ve zaviyeleri kaldıran yasa durup dururken ortaya çıkmamıştır. Bu yasa Şeyh Said İsyanı’yla, Şeyh Said İsyanı da hilafetin kaldırılmasıyla ve Musul sorunuyla ilgilidir. Musul sorunu ile Şeyh Said İsyanı’nın gerisinde Musul petrollerine el koymak isteyen İngiltere vardır:

3 Mart 1924: Hilafetin kaldırılmasını ve Osmanoğulları hanedanının yurtdışına çıkartılmasını öngören 431 sayılı yasa.

20 Eylül 1924: Musul Sorunu Milletler Cemiyeti’nde görüşülmeye başlandı. Sınırda Türk ve İngiliz askerleri arasında gerginlik çıkması üzerine Cemiyet 29 Ekim’de geçici bir sınır belirledi.

17 Kasım 1924: Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kuruldu.

13 Şubat 1925: Şeyh Said ayaklanması, Genç sancağının Eğil nahiyesine bağlı Piran köyünde Şeyh Said’in himayesine sığınan kanun kaçaklarının jandarmalara ateş açmasıyla başladı.

4 Mart 1925: Takrir-i Sükûn Kanunu kabul edildi.

15 Nisan 1925: Şeyh Said Varto yakınlarındaki Carpuh Köprüsü’nde yakalandı.

14 Mayıs 1925: Yakalanan isyancıların yargılanmasına Şark İstiklal Mahkemesi’nde başlandı.

29 Haziran 1925: Ölüm cezasına çarptırılan Şeyh Said ve 47 asi lider idam edildi.

* * *

Resmi Tarih’in yazdığına göre, siyasal etkinliklerde rol oynayan, toplumda her türlü yeniliğe karşı çıkan tarikatların, Cumhuriyet yönetiminde bir yeri ve etkinliği olmamalı idi. Doğu illerinde patlak veren Şeyh Said İsyanı’nın gerisinde İngilizlerin kışkırttığı tarikatlar yer almaktaydı. (Gayri Resmi Tarihler ne yazıyor acaba?)

Mustafa Kemal, 30 Haziran 1925 tarihinde şöyle konuşuyordu:

"Efendiler ve ey millet! İyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar ülkesi olamaz. En doğru, en gerçek tarikat (yol) uygarlık tarikatıdır. Uygarlığın buyurduğu ve istediğini yapmak insan olmak için yeterlidir. Tarikat başkanları bu dediğim gerçeği bütün açıklığı ile algılayacak ve kendiliklerinden derhal tekkelerini kapatacak, müritlerinin bundan böyle olgunluğa eriştiklerini kabul edeceklerdir."

* * *

Mustafa Kemal, Ankara’ya döndükten sonra ilk olarak bu konuda bir hükümet kararnamesi yayımlandı. 2 Eylül 1925 tarihli kararname ile tekke ve zaviyelerin kapatılması karar altına alındı. Ancak, doğuda kurulan İstiklal Mahkemesi kendi bölgesindeki tekke ve zaviyeleri kapattığı için 677 sayılı yasanın artık çıkartılması gerekiyordu.

Yasa Konya milletvekili Refik Koraltan ve beş arkadaşının önerisiyle 30 Ekim 1925 tarihinde çıkartıldı.

Günümüzde Şeyh Said İsyanı’na merhametle yaklaşanlar, Takrir-i Sükûn Kanunu’nu yerden yere vuranlar, 677 sayılı yasanın çıkartılmasını aymazlık olarak görenler ve bu nedenle kendi resmi tarihlerini yazanlar, artık tarikatların TÜSİAD gibi, Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği gibi, TÜRK-İŞ gibi tüzel kişilik olarak tescil edilmesini istiyorlar. (İlk yayın: 29.09.06) (Devam edecek.)

Özdemir İnce
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...