Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

diablo 2 ile ilgili bi soru


Xenocide

Öne çıkan mesajlar

ben diablo 2 'yi bikere oynadım ama onda da bitirememiştim. baya önceydi bu çocuktum daha ingilizcem van tu tri for fayf six seven eyt fayn tenks 'ten ibaretti haliyle oynadığım oyundan bişey anlamamıştım. şimdi tekrar indiriyorum oyunu ama bi şüphem var. Diablo 1 hiç oynamadım hikayesiyle ilgilide bişey bilmiyorum. Sadece Diablo 2'yi oynayarak hikayeye hakim olabilirmiyim? olamazsam diablo 1'in hikayesini başını sonunu herbişeyini güzelce anlatabilir misiniz :)

Maksadım Diablo 3'ü keyifle oynayabilmek :D
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Diablo hikayesi uzundur.

Basitçe anlatmak istersek:


Diablo, Mephisto ve Baal (D2 içinde karşılaşacaksın) 3 prime Evil ve zaman içerisinde lesser demonlar tarafından Hell'den atılıyorlar ve Sanctuary'e (Diablo dünyası) gönderiliyorlar.

Burada insanlarla savaşıyor, onları kötü emellerine alet ediyorlar.

Sonra Archangel Tyrael denen abimiz, insanlar tarafından oluşturulmuş 3 tane klana, Soulstone denen bir melet veriyor. Bu meletler, bahsi geçen 3 Prime Evil'ın ruhlarını hapsetmeye yarıyor.

Diablo 1'in hikayesi, Diablo'nun ruhunu taşıyan soulstone'un, Tristam denen şehirde bulunan kathedralin altında yer almasından kaynaklanıyor.

Diablo'nun ve onu öldürmeye çalışan oyuncuların macerası işte.

Diablo 1 sonunda (Diablo 2'nin ilk demosuna göre) Warrior olan oyuncu, Diablo'yu öldürdükten sonra, bir daha tekrar canlanmaması için soulstone'u kendi kafasına saplıyor (sürekli savaşıp, kendi içinde tutabilmek için) ama başarılı olamıyor.

Diablo 2 buradan başlıyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

diablo 1

Diablo 1'in geçtiği kasaba Tristram'ın bağlı olduğu ülkenin Leoric diye bir kralı var. Baş papaz Lazarus kralın oğlunu kaçırıp soulstone'u çocuğa monte ediyor. Çocuk zayıf olduğu için Diablo onun bedenine hakim olabiliyor. Lazarus kralı kandırıp ne kadar asker, köylü varsa katedralin derinliklerine, zindanlara çocuğu kurtarmaya gönderiyor. Çoğunluğu Butcher denilen overlord tarafından katlediliyor. Kral deliriyor, kendi adamları tarafından öldürülüyor ve askerleriyle ayrı bir kata undead king olarak boss oluyor.

Sonunda kahramanımız Diablo'yu kesip, soulstone'u kendine saplıyor. Diablo 2 buradan devam ediyor, kahraman zayıf düşüyor, Diablo'yu kontrol edememeye başlıyor.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Gangren said:
Diablo hikayesi uzundur.

Basitçe anlatmak istersek:


Diablo, Mephisto ve Baal (D2 içinde karşılaşacaksın) 3 prime Evil ve zaman içerisinde lesser demonlar tarafından Hell'den atılıyorlar ve Sanctuary'e (Diablo dünyası) gönderiliyorlar.

Burada insanlarla savaşıyor, onları kötü emellerine alet ediyorlar.

Sonra Archangel Tyrael denen abimiz, insanlar tarafından oluşturulmuş 3 tane klana, Soulstone denen bir melet veriyor. Bu meletler, bahsi geçen 3 Prime Evil'ın ruhlarını hapsetmeye yarıyor.

Diablo 1'in hikayesi, Diablo'nun ruhunu taşıyan soulstone'un, Tristam denen şehirde bulunan kathedralin altında yer almasından kaynaklanıyor.

Diablo'nun ve onu öldürmeye çalışan oyuncuların macerası işte.

Diablo 1 sonunda (Diablo 2'nin ilk demosuna göre) Warrior olan oyuncu, Diablo'yu öldürdükten sonra, bir daha tekrar canlanmaması için soulstone'u kendi kafasına saplıyor (sürekli savaşıp, kendi içinde tutabilmek için) ama başarılı olamıyor.

Diablo 2 buradan başlıyor.



peki SORU: Tyrael nerden gelmiş kimin nesi? Diablo 2'de onu gördüğümü hatırlıyorum parlak bişeydi:P
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş



kendisi insanlığın ağabeyliğini yapıyor :)

nasıl diablo mephisto baal cehennemden geldiyse. tyraelde cennetten insanlığa asist olarak atanmış.

diablo 1 başlamadan önce diabloyu soulstone'a hapseden de tyrael. fakat soulstone'u korusunlar diye verdiği horadrim clanı ki sanırım arcane'nin bahsettiği baş papaz Lazarus da bu clanın başkanı ve yamuk yapıp diablo soulstone'unu çocuğa saplıyor

bu arada deckard cain'de horadrim üyesi bir mage ve o yüzden hikaye boyunca peşimize takılıyor kanımca.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

arkadaşlar bi soru daha soriciğim. başka başlık açmıyim dedim. Necromancer açtım karakter olarak aslında Mage oynamak genelde tercihimdir sizce hangisi daha zevkli mage'mi necromancermı? necroda çok çeşitli büyü tarzı göremedim sanki, level 10'um daha gerçi ama bi el atın ya:)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sanırım necro oynamak daha zevklidir mage de tek büyüye kasacaksın ileride ve oturup o büyüyle çatır çatır oyunun kitabını yazacaksın ama necro ile oynarken lanetlerdi skeletonlardı baya çeşitli büyü yapıp oyunun keyfini de ayrı bir şekilde çıkarabilirsin.Ha ben mage hastasıyım o yüzden mage açtım :p.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Quel-Thul said:
hangisinden daha çok zevk alacagını biz ne bilek


bak akhlaur bi tavsiyede bulunmuş mesela. bende hangisinden daha çok zevk alacağımı bilmediğim için oynamış olanlara soruyorum yıkıcı değil yapıcı olalım kardeşlik içinde hayatımızı sürdürelim. hepimiz patiyiz. yeni-eski ırkçılığa gerek yok :)-D
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

tek cesit necro yokki. hepsi ayni degil. bone necro mage gibi zaten. summon necro (skellimancer, fishymancer vs) bambaska sal iskeletleri, ver amplify ilk mob olsun cak corpse explosion sonrasi zincirleme. bu arada skellimancer oynamasi acayip kolay bi class. item de gerekmiyor fazla. tek zorlanabilecegin yer single player oynuyosan hell de ancients gorevi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 6 ay sonra ...
Konuyu hortlatarak kendi sorularımı sorayım.

4-5 yıldır DB2 oynamadım. Abim orjinal BG2 + LOD almış diye ben de başladım ve barbar açtım. v1.12 kurulu.

Duel vs yapmaya niyetim yok. Tek başıma ya da co-op oynarım. Level 4 falan oldum ama daha hiç skill vermedim. Whirlwind barbar hala iyi midir? Sword/axe/mace vs arasında kararsız kaldım. Whirlwind alırsam hangisi daha iyi gider? Hangi tür silah daha sık düşer?

Bir de players 8 ile mi başlasam sizce? Standard hali çok basit geldi, en azından ilk yerler için.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Yaratılış :

Diablo, 3 asil şeytandan en kücüğü , Lillith isimli şeytanın 3. cocuğu olarak yaratılmış ve "High Heavens" "Burning Hells" arasında süregelen sonsuz dengede "Burning Hells" i yöneten kumandanlardan (Prime evils diye geçiyor) biridir.

High Heavens denilen cennetin koruyucuları ise , Angiris konseyi tarafından yönetiliyor. Baş melek (arch-angel) Inarius bir zamanlar burning hells'in yöneticisi lilith in sevgilisiydi*, ve beraberliklerinden Nephalem ırkı ortaya cıkmıştır (nephalem sancturary* de yaratılan ilk insan ırkı diyebiliriz, ve ayrıca beraberlik konusunda -sevişmediler- diyor blizzard ;p beraberlikten kastı farklı birşey ama ne olduğu bilinmiyor).

Prime evillar ve Arch-Angeller dengeyi sağlayan 2 temel unsurdu, birbirleri ile sonsuz bir savaştaydılar, ne kazanan vardı ne kaybeden.. ancak sonra beklenmeyen birşey oldu.
Inarius ve Lilith bilinmeyen bir zamanda savaşlarının götürdüğü bir yerde hic kesfedilmemiş bir diyar buldular , dokunulmamış salt iyiliğin ve kötülüğün olduğu savaşın kollarının uzanmadığı şekillenmemiş bir evren. ve o an iyiliğin ve kötülüğün güçleri sonsuz savaşlarını durdurdular..buldukları şeyin cazibesi hem Inarius u hemde Lilith i öylesine etkielmişti ki ilk kez Şeytanlar ve Melekler beraber hareket etmeye başlamıştı. Inarius güclerini kullanarak "Sanctuary" yarattı (sanctuary - diablo evrenin genel ismi , azeroth gibi.)
Lilith gücleriyle onu şekillendirdi Inarius ayrıca güclerini kullanarak cok büyük bir kristalimsi cisim yaratarak (worldstone) bunu sanctuary nin derinliklerine sakladı world stone sanctuary e bağlanmış bütün büyülü güclerin, sanctuary üzerindeyken denge de kalmasını sağlayan bir denge unsuru olmuştu, tüm bunları yaratırken Inarius ve Lilith birbirlerine aşık olurlar. beraber yarattıkları nephalem öylesine güclü bir varlıktır ki nephalemin güclerini aşıkların arasını açmaya başlar , Lilith nephalemi bir hizmetci , ordularına kumandan olarak yaratmak istemektedir , böylelikle sanctuary deki dengeleri kendi lehine değiştirebilecek ve sonsuz savaşında kazanan olabilecektir. Bunu farkeden Inarius yarattıkları nephalem i yok etmeye karar verir, ancak diger melekler ona engel olur ve Inarius u ikna ederler. Ancak Lilith bu sırada boş durmamış nephalemi kendi hizmetkarları yapmıştır bile, ordusunu meleklerin üstüne saldırtır ancak Inarius muazzam gücünü kullanarak, nephalemlerin büyük bir kısmını katleder , Lilith i de sanctuary den sürgüne gönderir, Worldstone un nephalem ile olan bağını kaldırır (kimi kaynaklara göre zayıflatır) Inarius, world stone u yeniden şekillendirirken Lilith geri döner ve nephalemi kullanarak terör saçmaya devam eder, ancak bu kez beklenmedim bir şey olur Uldyssian-ul-Diomed isimli bir nephalem Lilithin katliamını durdurur bununla da kalmaz kendilerine agresif bir tutum sergileyen Inarius u da yener. hem Lilithinin hemde Inarius un himayesindeki tüm kültleri , inancları ve varlıkları yok eder , kendisini de varoldukları dünyayı korumak icin feda eder (sanctuary) böylece hem Lilith, hem Inarius kendileri yarattıkları sanctuaryinden sürülürler.. tüm bu olanlar, Baş Melek Tyrael in ilgisini çeker, Uldyssian ın yaptıklarından etkilenen Tyrael yaşayan nephalemleri bir araya toplayrak Horadrim i konseyini oluşturur horadrim, Lilith in çocukları, Diablo,Baal ve Mephistonun sanctuary i ele geçirmesini engellemek icin kurulmuş bir konseydir, Horadrim ilk olarak en büyük kardeş Mephisto yu , Nefretin lordunu yakalayarak sanctuarynin derinliklerine hapsetmiş, sonra sırasiyla Baal ve Diabloyu da unutulmuş diyarlara hapis ederler... ve tekrar geri dönememeleri icin Pandemoniumdaki Kristalin meleği, Izual her bir Prime Evil icin kristaller hazrlar, kristaller hepsinin güclerini kendi iclerine hapsedecek ve böylece şeytanlar sonsuza dek saklı kalacaklardı. ancak hepsi kandırılmıştı.. Lillith, uzun süre önce Izualı manipule etmiş ve kristalleri yaratma fikrini ona kendisi vermiştir, böylece kristaller sanctuarynin yüzeyinde horadrimin korumasında ve 3 şeytanın gücleri tüm sanctuary e yayılır.

Prime evillar uzun asırlarca hapis yaşarlar, geçen süreler boyunca horadrim konseyi unutulur ve horadrimin cocukları , insanoğlu sanctuarynin hakim ırkı olur, tüm efsaneler unutulur gider taki bir kral, krallığına yaraşır bir tapınağı tam da diablonun hapishanesinin üzerine yükseltinceye kadar...



Diablo 1 :

Diablonun hikayesi işte tam buradan başlar, Tristram kasabası Khanduras krallarından Leoric'in yönetimindeydi, Leoric oğlunun doğumunu kutsamak icin yaptırdığı katedral de kalan yaşamını sürdürmeye karar vermiş büyük bir kraldı. ancak baş psikopos Lazarus, katedralde geçirdiği süre içerisinde diablonun şeytani emellerinin pençesinde benliğini yitirir, artık Lazarus un tek bir efendisi ve tek bir amacı vardır, Diabloyu tekrardan sanctuary e getirmek. Diablo asırlardır esir olduğu icin (veya başka sebeplerden) gücsüz düşmüştü, ayrıca Lazarusu himayesine almak ayrıca güclerini zayıflatıyordu, bu yüzden bir plan yaptı. Ruhu ve iradesi zayıf olan birinin bedenine girmek.. Lazarus icin plan apaçıktı, Kralın henüz cocuk yaştaki oğlunu kaçırır ve Kralı oğlunu diğer kralların kaçırdığına ikna eder. Leoric öfkeden deliye dönmüş bir halde diğer tüm krallıklara savaş açar, askerleri tristramdan uzaktayken , herşey cok daha kolay olur , lazarus diablonun hizmetkarlarını sanctuary e getirir , Leoric gün be gün diablonun sinsi baskıları sonucu aklını yitirmeye başlar, kimseyi dinlemez olur ve en sonunda birgün baş kumandanı krallarının durdurulamayacağını, garip bir gücün himayesi altında olduğunu idrak eder ve kendi kralını öldürür.. Leoric ölürken son sözü ile tüm askerlerini lanetler.. kaçmaya çalışanlarda katedralin zindanlarına yerleşen şeytanlarca katledilir. bir daha kimse katedralden geri dönemez...

Kasaba halkı lidersiz ve korku icerisindekyen Tristram a bir yolcu gelir, bir savaşçı.. kasaba halkının söylediklerine kulak verir ve katedrale girer, neler olduğunu öğrenmek icin... ancak herşey icin cok geçtir, Savaşçı kendini cıkışı olmayan bir zindanlar ağında bulur, şeytanlar, ölüler , büyücüler ve hatta kralının ruhunun kendisi ile savaşır... her adımında nasıl büyük bir belanın içerisinde olduğunu keşfeder... Inarius un , Diablonun hikayelerini öğrenir.. sonuçta diablonun yerin derinliklerinde gizlenmiş tapınağını ve sonsuz hapishanesini bulur, burada ilk olarak Lazarus ile karşılaşır, herşey icin cok geçtir. Lazarus rituelini gerçekleştirmiş çocuk diablo icin feda edilmiştir bile... Savaşçı artik gerçek korkuyla yüzleşmenin zamanı geldiğini bilir. büyük fedakarlıklar sonucu Diabloyu yener, ancak diablo artık bu evrende serbesttir, öyle yada böyle kendine yeni bir beden bulacaktır.. tekrar aynı şeylerin yaşanmasından korkan savaşçı diablonun gücünün kaynağı olduğuna inandığı Kristali kendi vücuduna saplar böylece artik Diablo ve Savaşçı tek bedende 2 ruh haline gelmiştir... kendi icerisinde sürecek olan bir savaş... ama bilmediği birşey vardır ki aslında diablo tarafından kandırılmıştır... Diablo güclerini geri kazanabilmek icin artik daha güclü bir bedene ihtiyac duyuyordur ve Savaşçı bu iş için çok uygundur..




Diablo 2

Diablonun yenilmesinden ve Savaşçının bedenine hapsedilmesinden sonra herşey sessizlğe bürünür , sadece söylentiler kalır Gezgin ismi verilen savaşçı sanctuary üzerinde bilinmeze doğru yol almaya başlar... doğuya doğru... sürekli Doğuya...
yolculuğu sırasında benliğini yitiren savaşçı artik tamamiyle Diablonun himayesindedir, ilk önce Baal'ı Tyrael ile zorlu bir mücadelenin sonucunda serbest bırakır , sonrasındaysa Mephistoyu kardeşlerin en yaşlısını sanctuary e geri getirir. Artik herşey tamamdır, kardeşler bir araya gelmiş Sanctuary i ele geçirmek icin kendilerini durdurabilecek hic birgüc kalmamıştır , Melekler sanctuary e doğrudan müdehale edemezler cünkü sürgündediler, herşey artık ölümlü insanların ellerindedir, kaderlerini kendileri belirleyeceklerdir.

ve büyük bir kahraman Tyraelin yönlendirmeleri sayesinde, önce Mephistoyu , sonra Diabloyu yener, iki kardeşin soulstone kristallerini Izual tarafından yapıldıkları yerde, Hellforge üzerinde yok edilir.. böylece her iki şeytan sonsuza dek sanctuaryden sürülmüştür. Baal ise diğer iki kardeşten farklı planları vardır... Sanctuarynin gücünün kaynağı, herşeyin başladığı yere döner, Worldstone a , artık herşey zamana karşı bir yarıştır, Baal'ın Worldstone u kontrolüne alması engellenmelidir, Kahramanımız, diablo yu yendikten sonra Tyraelin isteği ile Baal'ın peşine düşer. Ama yine geç kalınmıştır.. Baal Worldstone u kontrolüne geçirmiştir bile.. yinede bu onun ölümünü durduramaz , Baal da tıpkı diğer kardeşleri gibi yok edilir.. Tyrael Worldstone un artik kötülüğü besleyen kaynak olduğunu görür ve Inarius un yapmaya cesaret edemediği şeyi yapar, Worldstone u yok eder... sonuclarının ne olacağını kimse bilemeyecektir.. sadece gerekli olanı yapma zamanıdır artik.



Diablo 3 :

Worldstone un yokedilişinden bugüne 20yıl geçmiştir ve ölümlü insanlar yaşanılanları çok kolay unuturlar... sadece horadrim bu kez aynı hataya düşmeyecektir. Worldstoneun yok edilmesinin tek bir anlamı vardır, dünya aslında kötülüğün şeytanlarına ve iyiliğin meleklerine bir kez daha ev sahipliği yapabilecektir... bu iki ölümsüz gücün arasındaysa nephalem in cocukarı insanlar duruyor... karanlık günler yakın savaşın nereden geleceği ve korumasız sanctuary e neler yapacağını kimse bilmiyor...

kaynaklar :

Sin War trilogy

The Black Road
Demonsbane
The Kingdom of Shadow
Legacy of Blood
Moon of the Spider
http://diablo.wikia.com
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 5 ay sonra ...
×
×
  • Yeni Oluştur...