Llama Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 mudahale etmemelerin sebebide konsolosluktan çıktıklarında türk topraklarında oldukları için ve yasalara göre mudale edemiyorlarmış.. mesala yurt dışına bizim konsolosluğa saldırsalar aynı şekild bizim güvenlik güçleride dışarda olan çatışmaya katılamıyor.. gazetelerde böyle geçiyor hep
nedanko Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Kapinin otomatik kilitlenip kilitlenmemesi onemli degil, Amerika 3-5 canin pesine duser mi saniyosunuz? Bir iki populist cikis yaparlar simdi, iste sehit ailelerine amerikan dolari uzerinden yardim yaparlar, onlar icin konu kapanir. Tabii tetikci o bu falanda hemen yakalanir, onlar ayrinti.. Amerika ayni anda binlerce, onbinlerce kisinin olumune sebebiyet verebilen bir ulke, hemde bir kac amerikan dolari icin. Yani bir kisiyi 3 kisiyi korumus korumamis, onun davasinda olmak biraz garip geliyor o yuzden.
Prawler Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 said: Yılmaz ÖZDİL - Hurriyet - 10 Temmuz 2008 Zahmet olacak ama ara sıra teröristlerin telefonlarını da dinleyin "150’şer kişilik, 40 ekip kuruldu. Eşzamanlı baskınlar yapıldı." Ergenekon operasyonunu böyle duyurmuştu devletin haber ajansı... "150’şer kişilik, 40 ekip." * Evinde pijama-terlik oturan emekli generalleri yakalamak için "6 bin polis"i seferber edersen, bırak vatandaşları, polisi korumak için bile polis kalmıyor maalesef. * Hangi gazetecinin telefonda kiminle konuştuğunu, kiminle hatıra fotoğrafı çektirdiğini biliyorsun, dinliyorsun, izliyorsun... Adam elinde pompalı tüfekle burnunun dibine gelmiş, haberin yok. * Eminim, polislerimizi şehit edenleri, "Mustafa Balbay’ın tetikçileri" ilan edecektir yalaka gazeteler... Biz gene de hatırlatalım: Neve Şalom, Beth Israel. Sadece 5 gün sonra... HSBC, İngiliz Konsolosluğu. Ya, Cumhuriyet Gazetesi? 6 günde 3 defa bombalandı. Atıp, kaçtılar. Atıp, kaçtılar. Atıp, kaçtılar. Kaçanlardan biri, gitti... Danıştay’ı bastı. Sonra, Hrant. Şimdi, bu. * Vali, hep aynı vali. Polis şefi, hep aynı polis şefi. * Türkiye’yi ve dünyayı ayağa kaldıran korkunç olaylar yaşanıyor bu şehirde... Belli ki, ağır istihbarat zafiyeti var, konsantrasyon bozukluğu var. Ama bakıyorsun... Havaalanında esas duruşta bakan karşılamaktan, gazetecileri dinlemekten, emekli generalleri o cezaevinden bu cezaevine taşımaktan, Sinan Aygün’ün eurolarını saymaktan, milletin gözüne biber gazı sıkıp, hastaneye gaz bombası atmaktan, tribüne kurulup maç seyretmekten, teröristleri takip etmeye vakitleri yok arkadaşların.
Buyse Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Konuyu açan Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 şehit polislerden birinin facebook sayfası http://www.facebook.com/profile.php?id=807129434&hiq=mehmet%2Conder%2Csacmalioglu%2Csa%C3%A7mal%C4%B1o%C4%9Flu%2C%C3%96nder senin gibi, benim gibi, ölüyoruz her gün.. yürek yanıyor..
Romario Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Demokrasi olan yerde kolluk kuvvetinin olması saçmalığını geçtim, oradaki süper korumadan niye dışarı çıkmışlar? Populizm insanın başına vuruyor demek ki...
Buyse Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Konuyu açan Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Romario said: Demokrasi olan yerde kolluk kuvvetinin olması saçmalığını geçtim, oradaki süper korumadan niye dışarı çıkmışlar? Populizm insanın başına vuruyor demek ki... ölenlerden birisi sadece korumadan dısarı cıkanlardan. diğerleri yardıma gelen trafik polisleri. bilmeden konuşmayalım lütfen. ayrıca demokrasi ile kolluk kuvvetlerinin bağlantısını kuramadım.
Xaenin Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Canımı sıkan iki olay Konumuz tabii ki İstanbul ABD Başkonsolosluğu’na yapılan silahlı saldırı 1-Olay sırasında Amerikalılar neden müdahale etmedi? Herkes birbirine bunu soruyor. Doğrusu müdahale etmemekmiş. Amerikalı güvenlik görevlileri uluslar arası kurallara göre hareket etmişler. Kurala göre Amerikalılar dışarı çıktıkları anda Türk topraklarına ayak basmış oluyor ve Türk topraklarında herhangi bir müdahale etmeleri ateş etmeleri falan mümkün değil. Aynı şey Türk polisleri için de geçerli. Türk polisi konsolosluktan içeriye ayak basınca yetkisi bitiyor. Bütün dünyada her konsolosluk ve büyükelçilik için bu kural uygulanıyor. Buraya kadar tamam da ya çatışma sırasında yaralanan bir polis memuru konsolosluğun kapısını çalıp da yardım isterse ne olacak? Umarım bu bilgi doğru değildir ama Polis memuru Osman Dağlı vurulunca konsolosluk binasının girişine doğru gitmiş ve içerinden yardım istemiş. Amerikalı güvenlik görevlileri “Güvenlik” gerekçesiyle kapıyı açmamışlar. Bu da mı kural sizce? Hangi uluslar arası kural sizi savunurken vurulan birine yardım etmemeyi öneriyor acaba? Tekrarlıyorum, umarım bu bir dedikodudur çünkü insanın içi acıyor. Bir başka dedikodu daha aynı bilginin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın da kulağına gittiği ve Cerrah’ın küplere bindiği. 2-Şehit polis Nedim Çalık’ın görüntüleri tabak gibi ortadaydı. Uzanmış yatıyor sırtüstü. Gözleri kapalı. Başının arkasında kan gölü. Yakışmıyor ki ölüm gencecik bedenine. Annesi ne hissetmiştir acaba o görüntüyle ilk karşılaştığında. Gömleğinin önü açılmış, göğsü açıkta. “Üşümesin oğlum” demiştir, “Aslanım, oğlum, bebeğim.” Gözyaşları içinde izledim görüntüleri. Televizyonlar yine sınıfta kaldı. Şehitlerimizin yakınlarını, sevdiklerini, biz anneleri hiç düşünmediler. Maşallah Milliyet, Sabah, Radikal gazetelerinin birinci sayfasında boylu boyunca uzanmıştı Nedim. Öteki gazeteler üzeri örtülü görüntüleri vermeyi tercih etmişler. 24 yaşındaydı Nedim. Sadece 2 yıllık polisti. O kadar önemli bir noktaya böylesine tecrübesiz birinin atanması ayrıca yazı konusu. Benim içimi acıtan ise duyarsızlığımız. Medyanın acımasız tavrı. Soruyorum size. Kim çocuğunun o görüntülerini gazetelerin birinci sayfasında görmek ister? Peki bizim acıyı beşe ona elliye katlama hakkımız var mıdır? -Balçiçek Pamir
Romario Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Buyse said: Romario said: Demokrasi olan yerde kolluk kuvvetinin olması saçmalığını geçtim, oradaki süper korumadan niye dışarı çıkmışlar? Populizm insanın başına vuruyor demek ki... ölenlerden birisi sadece korumadan dısarı cıkanlardan. diğerleri yardıma gelen trafik polisleri. bilmeden konuşmayalım lütfen. ayrıca demokrasi ile kolluk kuvvetlerinin bağlantısını kuramadım. Kolluk kuvveti = popülizm demokrasi demek iç denetim demek. Bkz: Antikçağ Atinası (lütfen nüfus hedehödöleriyle gelme). Her şey teorideki gibi olmaz ama ben olmayan şeye de o kavramın adının verilmesine karşıyım. Ölmüşlerse ölmüşlerdir. Her yere pankart asmayı biliyorlar sizin için hayatımızı tehlikeye atıyoruz diye. Bu mesleğe girmişlerse bunu göze almışlardır.
fedaykin Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Amerikayı ve amerikalıları günahım kadar sevmediğimi bu forumdaki herkez bilir. Ancak bu konuda onları suçlamak bence sadece duygusallık olur. Bu şekilde bir saldırı anında prosedür bütün kapıların kilitlenip savunma konumlarına çekilmektir. Onun dışında hareket eden kişi bütün binayı ve çalışanları riske atmış olur. Bütün kapıların kapanıp dışarısı güvenlik altına alındı bilgisi gelip en üst savunma yetkilisi alarm durumu geçti emrini vermeden kimse o kapıları açamaz, açmamalıdır da. Evet 3 polis ve 3 saldırgan öldü, bunu şu an biz biliyoruz. Peki o kapı açılsa ve ikinci dalga olan 20 terörist binaya oradan girse idi bunun hesabını o kapıyı açan asker nasıl verecekti bunu hiç düşündünüz mü. Güvenlik tedbirleri duygusal kararlar ile bozulmaması gereken, o anlık ufak bir iyilik için çok büyük kötülüğe yol açılmasını engellemeye yarayan can kurtarıcı tedbirlerdir. Anında kapıları kapatmaları ve savunma bölgelerine çekilmeleri (binanın içine) olması gerekendir. Olmaması gereken bu derece önemli bir binayı korumak üzere bu şekilde yeni yetmeleri dikmeleridir.
Absolut Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Yeni polisler güvenlik değil trafik polisi galiba.
mani Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Romario said: Demokrasi olan yerde kolluk kuvvetinin olması saçmalığını geçtim, oradaki süper korumadan niye dışarı çıkmışlar? Populizm insanın başına vuruyor demek ki... insanmısın sen ?
Buyse Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Konuyu açan Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Romario said: Kolluk kuvveti = popülizm demokrasi demek iç denetim demek. Bkz: Antikçağ Atinası (lütfen nüfus hedehödöleriyle gelme). Her şey teorideki gibi olmaz ama ben olmayan şeye de o kavramın adının verilmesine karşıyım. Ölmüşlerse ölmüşlerdir. Her yere pankart asmayı biliyorlar sizin için hayatımızı tehlikeye atıyoruz diye. Bu mesleğe girmişlerse bunu göze almışlardır. ideoloji bir insanın fikirlerini ancak bu kadar kirletebilir.
fedaykin Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Güvenlik olan bir polis var o da 2 yıllık. 2 yıllık polisi en kritik yere tek başına hangi akla hizmet verirler anlamıyorum ki. 10 yıllık polisler herhalde Finlandiya konsolosluğunu korumal ile çok meşgul ki 2 yıllık 25 yaşında çocuğu oraya vermişler.
huun Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 abi polisin 10 yıllığı 2 yıllığı mı olur? sanki iki günde bir konsolosluk önlerinde çatışma mı oluyor da tecrübe kazanacak bu adamlar? polisin belki %90'ı meslek hayatında silahını bir kere bile çekmez. en iyi ihtimal özel eğitimli polisler konabilir kritik noktalara ama trafik polisi falanmış sanırım ölenlerden birisi. işte buna ne alaka denir.
Horizon Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Haberlerde söylediler trafik polisi orada şans eseri duruyor. Çekiciyi kenara parketmiş ve diğer polislerle konuşmak için yanlarına gitmiş. O an olan oluyor.
fedaykin Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Tecrübe kazanmak için silahlı çatışmaya girmek gerekmez. Tecrübe denilen şey hem alınan eğitim ile (özel eğitim) hemde geçen yıllar ile olur. Ama ne iş olursa olsun 25 yaşında bir çocuk tek başına en tehlikeli görev yerine tek başına bırakılmaz. Bırakırsan sonucu bellidir. Evet trafik polisi belki hiç silahını çekmez ama koruma polisleri muhakkak silahlarını çeker. Önemli olan silahını çekeceği an hazırlıklı olup olmadığıdır. Bu arkadaşın hazırlıklı olmadığı sonucundan bellidir. Ayrıca trafik polisleri orada şans eseri bulunmuyor, 7x24 orada bir çekici var, konsolosluk yakınına park eden araçları çekmek için.
lord_gorthaur Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Her şekilde dışardan saldıralar hedef olan bir ülkenin konsolosluğunun önünde görevdesin bu insanlara hiç mi çelik yelek verilmez :(
Prawler Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Iceri saklansalardi, disari cikip catismalardi belki de yasiyor olurlardi.
Romario Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 10, 2008 Buyse said: Romario said: Kolluk kuvveti = popülizm demokrasi demek iç denetim demek. Bkz: Antikçağ Atinası (lütfen nüfus hedehödöleriyle gelme). Her şey teorideki gibi olmaz ama ben olmayan şeye de o kavramın adının verilmesine karşıyım. Ölmüşlerse ölmüşlerdir. Her yere pankart asmayı biliyorlar sizin için hayatımızı tehlikeye atıyoruz diye. Bu mesleğe girmişlerse bunu göze almışlardır. ideoloji bir insanın fikirlerini ancak bu kadar kirletebilir. Hangi ideoloji sorması ayıp? Eleştiri getiren herkes bir ideolojiye bağlı olmak zorunda mı? Ben polisin kimi kimden koruduğunu merak ediyorum sadece o kadar...
sg-1 Mesaj tarihi: Temmuz 11, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 11, 2008 Horizon said: Bleda2 said: araba yersenekon unmuş zaten Cidden baydınız her konu başlığı altına , konuyla iligli birşey demeden iki kelime yazıp ortamı cıvıklaştırmaya ve post kasmaya çok meraklısınız. Gidin garbıçta istediğiniz konu başlığını sulandırın. Hakkaten baydınız artık. Sabah said: Saldırı Ergenekon kokuyor Adalet Bakanlığı'nda Ergenekon'u yakından bilen bir yetkili, ABD Konsolosluğu'na gerçekleştirilen saldırının El Kaide'den çok Ergenekon koktuğunu ifade etti. El Kaide eylemlerinin soruşturmalarını bilen yetkili, iddiasını 5 maddede gerekçelendirdi..
Bone Mesaj tarihi: Temmuz 12, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 12, 2008 Sabah sux all the way. Da ben şeyi anlamadım. Sürekli "konsolosuktakilerin müdahele etmemesi doğrudur" diye açıklama yapılıyor, ama her defasında biri çıkıp "peki neden müdahele etmedi" diye soruyor. Herşey dilden dile dolaşıp herkes bilgilendiriliyorsa, neden şu müdahele etme olayı hala ezberlenemedi?
Öne çıkan mesajlar