Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Anlayamıyorum


Asteroth

Öne çıkan mesajlar

RFAD bence iyi bir filmdi. Film beni içine çektiyse, etkilediyse ve anlatmak istediğini birebir hafızama kazıdıysa başarılı bir filmdir, RFAD da bu vardı yani.

He SAW serisi geçmiş bir yerde. Evet SAW serisinin iyi filmlerden oluştuğunu kesinlikle savunamam. Sadece kan üzerinden para götürmeye yönelik yapılmış bir film. Gereksiz vahşet, başka bir şey değil.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Abi zevkler ve renkler nesini anlamıyosunuz ki =)

Blade Runner bence çok hoş bi film, Space Odyssey de öyle, Trois Colours da öyle ama yok kardeşim mesela trainspotting'i sevemedim. Ben-hur'un hastasıyım, tarantino filmlerini zevkle izlerim. Babel'de japon hatunu biraz daha gösterselerdi ben gidip hatunun kimliğini bulup öldürecektim o derece tiksindim, ama gidip de bi yere "LOL NE KADAR KÖTÜ FİLM" demedim çünkü koca salonla birlikte dahil olmak üzere kız arkadaşım çok sevmişti filmi ve gayet de doğal bişey. O bi filmi sevebilir ben de gidip Trois Colours-Beyaz'da "hmm güzeldir bu" derken sıkıntıdan patlıyodu. Sanat filmlerine gelince çok tutarsız biriyim hehehe.

Alın mesela 300 de bence izlediğim en tırt filmlerden biriydi, yaklaşık 50 kişi gittik herkes filmin saçmalığına gülmekten ölüyodu. Özgürlükmüş falan heh.

Hepsi doğal, normal. İstediğinizi beğenirsiniz istediğinizi beğenmezsiniz ama başka insanların zevklerine karışmayın lütfen =)

Ayrıca Donnie Darko güzel filmdir siz anlamamışsınızdır ;)

Not: İroniden anlamayan gençliğe aşina değilim :)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

roket adam said:
300 ü tartışmaya bile gerek yok. Görsel efekt sadece, başka bi olayı yoktu yani. He bi de USA nın İran a saldırmayı planladığı zamanlarda böyle bi film çıkması da enteresan di'mi.



Ya şu "ülkücü boyz" saçmalıklarından,"Amerika'ya laf attık gralız biz ayaklarından" gına geldi artık yeter cidden,filmin zaten uzundur çekilmesi planlanıyordu.Epik filmlerin gişede hayvan gibi hasılat bıraktığı bir dönemde,zamanın çok satmış çizgi romanlarından birinin uyarlamasına stüdyolar tarafından para aktarıldı.Gerçi böyle bir film için 80 milyon dolar yine filmin umursanmadığını gösterirde neyse,ayrıca 300'un uyarlamasını çekmeyi başka yönetmenlerde istemiş fakat stüdyolardan para bulamamışlardı.Neyse,

Film güzeldi,ama sadece güzeldi.Dahası yoktu zaten.Bir çizgi roman uyarlamasından alınabilecek herşeye sahipti zaten.

Ha derseniz çizgi roman uyarlaması olan kült filmler,

Sin City,V For Vendetta,Batman'dır vs.

Gerisi yalan zaten,şimdi Watchmen'i bekliyorum ben.Yine Zack Zynder(300'un yönetmeni) çekiyor.Flixter'da yazdığına göre Zynder'in 300'u bir nevi hazırlık filmi olarak gördüğünü,Watchmen'in çok farklı olacağını söylemişti.Çizgi roman göz önüne alındığında filmi hevesle bekliyorum.

Bu arada konuyu niye buraya çektim bilmiyorum,birde konuya title verecem bu gidişle,bölüm uzundur böyle hareketli değildi dasfasd
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Olay kimlerin gözünden anlatılıyor?
Spartalıların

Düşman kim?
Persler

Anlatılan olay %100 gerçek mi?
Hayır tabii ki de,tarihteki bir olaydan esinlenen bir çizgi romanın uyarlaması

Çizgi romanlarda iyi-kötü savaşı nasıldır genelde?
İyi çok iyidir;kötü çok kötüdür,yaratıktır vs.


Spartalıların gözünden anlatılan bir konuda Persler aslında çok iyiydi,biz ayıp ettik onlara,yanlış anladıkta verdik ellerine,vallahi isteyerek olmadı,konusu işlenemez.

Zaten konuyu geçtik tarihe baktığımızda o dönemin Pers ordusunun bir farkı olduğunu sanmıyorum.Önüne gelen her tarafı yıkıp geçen,devasa bir imparatorluk.Gerçi bunu başarmakta ayrı bir gelişmişlik örneği,bir başarıdır tabii ki de

Diğer tarafta da abartılacak derece uber bir Spartalılar,Yunanlar da yok tabii.Sadece stratejik üstünlükten doğan bir kahramanlık,bir mağlubiyet o kadar.Bizim destanlarımız ve Doğuluların ki her zaman abartılıyorda adamların destanı niye böyle olaylarda aşağılanıyor anlamıyorum.

Ne yani şu filmde Persler'i daha nasıl tasvir edebilirlerdi ki? Şu filme tarihi film olarak bakıyorlar,Perslerle taşak geçiyorlar diyorlar da ya gerçek aptal yorumlardır bunlar.


Dediğim gibi 300 sadece güzel bir film,dahası yoktur.Benim kafama takılan tek konu şu filmi bile ABD-Iran yaptılar ya,yazık günah cidden yazık günah.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

roket adam said:
300 ü tartışmaya bile gerek yok. Görsel efekt sadece, başka bi olayı yoktu yani. He bi de USA nın İran a saldırmayı planladığı zamanlarda böyle bi film çıkması da enteresan di'mi.


300 den beklenti de sadece görsel efekt değil miydi? Zaten amaç Spartalıların perslileri aşmış şekillerde kesmesi bizimde bunu seyretmemizdi. Çok gerçekçi bi film olsaydıda 1 milyon persli 300 spartalının üzerinden geçip gitse çok kısa bir film olmaz mıydı?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

progamer said:
roket adam said:
300 ü tartışmaya bile gerek yok. Görsel efekt sadece, başka bi olayı yoktu yani. He bi de USA nın İran a saldırmayı planladığı zamanlarda böyle bi film çıkması da enteresan di'mi.


300 den beklenti de sadece görsel efekt değil miydi? Zaten amaç Spartalıların perslileri aşmış şekillerde kesmesi bizimde bunu seyretmemizdi. Çok gerçekçi bi film olsaydıda 1 milyon persli 300 spartalının üzerinden geçip gitse çok kısa bir film olmaz mıydı?

öyle de çok daha güzel olabilirdi.o olayı anlatan ateş geçitleri adlı kitap çok güzeldir mesela.bence berbat bi filmdi.
Darkrider said:
Ne yani şu filmde Persler'i daha nasıl tasvir edebilirlerdi ki?

goblin ninja, ogre filan yapmasalar iyi olurdu mesela en bastinden.

yanlış anlaşılmamak için söyleyeyim benim derdim "şu şöyle gösteridi, propaganda yapıldı" değil. iyi bir öykü berbat edildi.bi de çok daha iyi anlatıldığını gördükten sonra bu gözüme çok yavan göründü.

ben bi de crash e acaip gıcık olmuştum.vıcık vıcık duygu sömürüsü.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

lam ben 4te bırakıtydım amma dolmuş yahu..

öncelikle tarantino'nun dialogları muhteşemdir. amca süper konuşturuyor elemanları. rezervuar köpeklerinde, pulp fiction da göremezseniz yuh zaten. kill bill de hakeza öyleydi

aynı şekilde robert rodirgez'de çok güzel dialoglar çıkartıyor. bu ikisinin bir de aşırı çizgi roman gibi çekimleri mutlu mesut ediyor beni. müzik seçimleri de zevk veriyor.

du lam ben de bok atayım trainspotting çok sıkıcı ve süper boş bi filmdi yaw. ciddi sıkıldım. oi ei oi? ahanda filmin özeti budur benim için. requiem bunun konu yazılmış olanı. ötekinde pufff bi şiler var işte.. ahanda böle PUFF! tabii requiem'ın clint manselli müzikleri de konuya nasıl yedirilmiş, nasıl uyumlu nasıl güzel iken trainspoting'de müzikler sanırım filmi "kafanı trenle giderken tünele gömersin inşallah!!" diyerek izlediğimizden veya oi! ei? lerden başka bir şey duymadığımızdan veya fosur fosur uyuduğumuzdan işlemiyor bir türlü..

kieslowski filmleri baymıştır beni.. ayrıca dekalog falan ne hacı?

tabii genele kült olan bana kült olmayan filmler kadar kişisel kültler de var.. kim ki duk filmleri bana göre külttür hacı! Bom yeoreum gaeul gyeoul geurigo bom ve Hwal falan zevklen izlerim.. pek güzeldir..

işte böle kişisel bişi sinema dediğin, zevk dediğin
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Kieslowski filmlerini zaten herkesin beğenmesini beklemem ben şahsen. Beğenmiyor kimse diye suçlamam da. Kült de değildir bana göre. Aslında bir filmin kült olması görecelidir diye de düşünmüyorum ben. Genel bir kanıdır kültlük. Sana göre kült değildir beğenmezsin ama kültlüğün belli bir kuralları vardır ve o kuralları sağlarsa külttür. Ne kadar bana göre değil desen de.

Neyse onu geçtim. Kieslowski'ye döneyim tekrardan. Ben taparım. Dekalog serisinden tut, 3 renk üçlemesine kadar. Bana göre de ondan öte yönetmen yoktur şu dünyada. Tamam lan abartma tipinde yorumlar gelebilir. Normaldir gelmesi de, beklerim yani. Ama dediğim gibi Kieslowski beğenilmeyebilir, yüzlerce kişi gördüm izlerken bayılan sıkılan. Çok arkadaş sıktım öyle ben. Zordur yani beğenmek.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bu biraz da alışkanlık meselesi arkadaşlar, herkesle her türlü sinemayı konuşamazsınız, herkese her filmi beğendiremezsiniz. festivale her arkadaşınızla gidemezsiniz örneğin, çünkü herkese hitap etmez bu tarz filmler.

burada çok yerilmiş bikaç film, biçok film eleştirmenine göre başyapıttır, sinema tarihinde kilometre taşıdır. "sanatsal" dediğimiz türde filmlerin olayı sizi eğlendirmek, her saniye farklı bi heyecan yaratıp gözünüzü boyamak veya hayata dair manyavi mesajlar vermek değildir. bu tür sinema insanı zorlar, kastırır, sorgulatır, sıkar, boğar, ağzına bile sıçar =)

ve bazen karşılığında hiçbi artı getirmez size..hiçbişey alamadan çıktığınız filmler olur. yine de o filmi unutmazsınız, sizde çok kötü de olsa bi etki bırakır. haneke filmleri böyledir mesela, sizi varlığınızın en dip noktasına, benliğinizdeki en depresif bölgeye kadar sürükler ve orda bırakır. bi cevap falan sunmaz, hayatın anlamına dair derin laflar söylemez. galiba bu tip filmlerin sizin ufkunuzu genişletmesi ve büyük bi mesaj vermesini bekliyosunuz, böyle bişey yok.

bu tip filmler bi "durumu" aktarır yalnızca.."olay öyküsü" ve "durum öyküsü" geyiği gibi bi bakıma. o durumu izlersiniz, o hissiyata girersiniz, ana karakteri ve yönetmeni düşünürsünüz..yönetmenin vizyonunu görürsünüz, onun görüntülerle oynamasını..bu filmleri öyle "yönetmen bilmemneye göndermiş yapmış, egzistansiyalist yaklaşmış, über" diye anlatmak abestir, çünkü o tarz filmde insana aktarılan şey kelimelerden fazladır. "anlatılmaz, yaşanır" yani bi bakıma. bu tip sinemaya alışkın olanlar daha rahat girerler o kafaya, alışkın olmayanlar da nefret ederler doğal olarak. çünkü bu sinemada insan beklediğini alamaz, ne bulursa onu yer.

küçükken david lynch'in "fire walk with me" filmini izlemiştim. hayatımda bi filmden bu kadar nefret ettiğimi hatırlamıyorum. ama yine de kadının odasında aniden bir atın belirdiği sahneyi yıllarca zihnimden atamadım. daha sonra bu tarz filmlere ilgim başladı, kubrick, tarkovsky, bergman, kieslowski falan derken her sene festivale gitmeye ve p2p ortamlarında bu tip filmler avlamaya başladım. sonra lynch'in külliyatını indirdim ve adamı en sevdiğim yönetmenler listesinin en başlarına yerleştirdim. fire walk with me, twin peaks dizisiyle (ve atıyla) beraber bambaşka bi yerdeydi artık benim için. aldığım keyfi kelimelerle anlatmam mümkün diil, inanın.

ha sanatsal filmler sizi bayıyo olabilir, bu sizin görgüsüz, kültürsüz olduğunuzu göstermez. sadece alışkın olmadığınızı, tarzınızın farklı olduğunu gösterir. beni de oda orkestrasıyla yapılan klasik müzik bayıyo örneğin, bu da onun gibi bişi. sonuçta geleneği olan, kalıcı olan sinema budur. yönetmenin vizyonunu yansıtan, görsel ve içeriksel olarak "tabu yıkan" sinemadır. geri kalanı hoşça vakit geçirmek, eğlenmek ve bi an önce tüketmek için yapılan sinemadır. kalıcı olan ve hep devam edecek olan müzik türü de klasik müziktir. ona da alışkın olsam, "terbiyesini" alsam heralde ondan alacağım tadı da başka müziklere değişmem.

peki dünyada hiç mi overrated film yok? eski avrupayı anlatan, peruklu, kostümlü filmlerin tamamı iğrençtir benim için. pan'ın labirenti, gladyatör, gangs of newyork vasattır. lotr üçlemesi de sinema tarihinin en overrated olayıdır diyorum, wall of textimi bitiriyorum =)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yine muhtesem bir varsayim. Donnie Darkoyu olumune oven insanlarin "abi sen filmi anlamamissin..." savunmasi gibi.

"all these moments will be lost in time like tears in the rain" karizmatik bir laf ammavelakin o kadar. Siir gibi konusunca, filmden cikma 2-3 quote yapistirip "filmin olayi budur" demek olmuyor iste. Film bayik, uzun ve gayette konusu olarak acik BENCE. Sen hastasi olursun ve benim zerre sikayet etme hakkim olmaz, begendigin olmustur itiraz edemem. Ama sen de benim begenmeme itiraz edemezsin, begenmedik iste, filmi de muhtesem anladik anadilimiz de ingilizce yani orda da sorun cikmadi.

Karsilikli goruslere saygi ltf.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

littlebitcloser said:
blade runner a bok atanlar,

"all these moments will lost in time, like tears in the rain"

sözünü filmle bagdaştıramamış insanlardır.

yada "its to bad she wont live,but then who does?" lafını.

bunların fimle alakasını çözebilen ve kendi içinde düşünen herkez bu filmi sever.


Azmodai said:
yine muhtesem bir varsayim. Donnie Darkoyu olumune oven insanlarin "abi sen filmi anlamamissin..." savunmasi gibi.

"all these moments will be lost in time like tears in the rain" karizmatik bir laf ammavelakin o kadar. Siir gibi konusunca, filmden cikma 2-3 quote yapistirip "filmin olayi budur" demek olmuyor iste. Film bayik, uzun ve gayette konusu olarak acik BENCE. Sen hastasi olursun ve benim zerre sikayet etme hakkim olmaz, begendigin olmustur itiraz edemem. Ama sen de benim begenmeme itiraz edemezsin, begenmedik iste, filmi de muhtesem anladik anadilimiz de ingilizce yani orda da sorun cikmadi.

Karsilikli goruslere saygi ltf.


Aslında şu iki mesaj, tam olarak konuyu açma sebebim.

"YA ABİ MÜKEMMEL O FİLM, NASIL BOK ATARSINIZ ANLAMAMIŞSINIZ DEMEK Kİ SİZ" geyiği. Moron değiliz biz, izlediğimizi anlıyoruz. "Şu evrende ne kadar da küçük noktalarız aslında, yaşadığımız zaman da bizim gibi unutulup gidecek." fikrini vermesi benim gözümde o filmi süper ultra hiper mega bir film yapmaya yetmiyor işte, zorlama?

Ama yook, eğer o filmi beğenmiyorsan ya odunsun, ya da kesin anlayamamışsındır. Neden? Çünkü herkes sevmek zorunda o filmi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Shining'i ben de izlerken sıkıldım. Aksini söylesem yalan konuşmuş olurum. Ama rahatsız edici bir atmosferi vardı filmin sevdiğim yanı oydu. Tabii Jack Nicholson'un hayvani oyunculuğunu saymıyorum. Karısı rolündeki kadını da yeryüzünün en korkutucu suratına sahip kadın ilan ediyorum.

Son sahnedeki labirentin içindeki kovalamaca sahnesi ise mükemmeldi. İzlerken ben yorulmuştum, bitsin bir an önce şu sahne dediğimi hatırlıyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

3 kez eternal sunshine of the mindless bilmemne ismini bile tam ezberleyemedim, izlemeye çalıştım. 3ünde de uyuya kaldım çok ciddiyim.

Donnie Darko da öyle, anlamsız keyif alamadım.

Biraz garip olacak tabi de, dün Star Wars izliyim dedim 99-2002-2005 yılı 3lüsünü. İlkini dün izledim, zar zor bitti. Şimdi 2002 yılı filminin ortasındayım, çok sıkıcı abi. O kadar film, kitap, hayran kitlesi var da, beni sarmadı :S
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Güzel sıkan film sağlam filmdir. Solaris'te çok sıkıldım mesela ama koymadı, o sıkıntıdan keyif aldım :)

Garip bir durum da işte zevkler ve renkler. Ama sinemasal açıdan iyi olan, sinema tarihinde önemli yerleri olan filmlerden bahsediyoruz. Beğenmeseniz de en azından saygı duyun o filme, filmi yapanlara. Ki bazıları insanlar beğensin diye bile yapılmayan filmler. DOnnie Darko'yu çekenler hiç zannetmiyorum ki böyle bir ün bekliyrlardı bu filmden.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Azmodai said:
yine muhtesem bir varsayim. Donnie Darkoyu olumune oven insanlarin "abi sen filmi anlamamissin..." savunmasi gibi.

"all these moments will be lost in time like tears in the rain" karizmatik bir laf ammavelakin o kadar. Siir gibi konusunca, filmden cikma 2-3 quote yapistirip "filmin olayi budur" demek olmuyor iste. Film bayik, uzun ve gayette konusu olarak acik BENCE. Sen hastasi olursun ve benim zerre sikayet etme hakkim olmaz, begendigin olmustur itiraz edemem. Ama sen de benim begenmeme itiraz edemezsin, begenmedik iste, filmi de muhtesem anladik anadilimiz de ingilizce yani orda da sorun cikmadi.

Karsilikli goruslere saygi ltf.




hayır o laf o kadar degil. çok kısaca bir şekilde anlatmak gerekirse, yapay insan olan adamımız ,savaşmalarının anlamsız oldugunu bu cümleyle belirliyor.
ve son anda rotasını degiştiriyor.

ve film çok klişe dışı bi şekilde bitiyor.
Harrison fordunda yagmur yagarken aglaması olayı biraz daha anlatıyor.
ama bu felsefik yaklaşım bu kadar kolay degil bunun üstünde düşünmeniz lazım.

Bir filmi begenmeme hakkına herkes sahiptir,ama begenmeme degilde iyi olan bir filme kötü deme yanlış birşeydir.
ben begenmedigim ama iyi olarak gösterilmiş bir filme ben begenmedim derim,ama kötü demem.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Asteroth said:
littlebitcloser said:
blade runner a bok atanlar,

"all these moments will lost in time, like tears in the rain"

sözünü filmle bagdaştıramamış insanlardır.

yada "its to bad she wont live,but then who does?" lafını.

bunların fimle alakasını çözebilen ve kendi içinde düşünen herkez bu filmi sever.


Azmodai said:
yine muhtesem bir varsayim. Donnie Darkoyu olumune oven insanlarin "abi sen filmi anlamamissin..." savunmasi gibi.

"all these moments will be lost in time like tears in the rain" karizmatik bir laf ammavelakin o kadar. Siir gibi konusunca, filmden cikma 2-3 quote yapistirip "filmin olayi budur" demek olmuyor iste. Film bayik, uzun ve gayette konusu olarak acik BENCE. Sen hastasi olursun ve benim zerre sikayet etme hakkim olmaz, begendigin olmustur itiraz edemem. Ama sen de benim begenmeme itiraz edemezsin, begenmedik iste, filmi de muhtesem anladik anadilimiz de ingilizce yani orda da sorun cikmadi.

Karsilikli goruslere saygi ltf.


Aslında şu iki mesaj, tam olarak konuyu açma sebebim.
"Şu evrende ne kadar da küçük noktalarız aslında, yaşadığımız zaman da bizim gibi unutulup gidecek." fikrini vermesi benim gözümde o filmi süper ultra hiper mega bir film yapmaya yetmiyor işte, zorlama?

Ama yook, eğer o filmi beğenmiyorsan ya odunsun, ya da kesin anlayamamışsındır. Neden? Çünkü herkes sevmek zorunda o filmi.


ama gerçekten anlamamışssın.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Donni Darkomudur nedir o film beğenmemişim, berbat ve manasız bir filmdir bana göre. Ama zamanında herkes bayılmıştı bu filme hatırlarım yani hatta sevmeyen anlamayan yok o derece. Millet bana baya yan gözle bakardı ben beğenmedim anlamdım diyince.

Edit 1: "Ulan eşşekler! Hepiniz mi film eleştirmeni kültürlü tiplersiniz dingiller!" demek gerekliymiş aslında zamanında. "Hııı..." diyip geçerdim.

Edit 2: Ama bu aralar istisnasız herşeye b.k atıp eleştiren, herşeyi aşağılayıp "ben anlamadım, kötü" demeyi birşey zanneden birçok tipte türedi tabii. O da kötü. İnsan iki üç şeyden çakmalı iki üç şey kaçırıyorsa. Denge önemli.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...