Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Bu son büyük hatanız olur


Horizon

Öne çıkan mesajlar

Devlete dokunun…

Eğer Türkiye’de “devlet” bir insan olsaydı, o insan “padişah” denirdi. Ancak padişah yasaların üstünde olabilir çünkü. Ancak bir padişah kendisini bu kadar dokunulmaz görebilir. Ancak bir padişah kendi toplumuna hesap vermekten böyle böyle kaçınabilir. Dün, Şemdinli davasının Askeri Mahkemedeki duruşması vardı. Bir kitapçı dükkanını bombaladıkları sırada suçüstü yakalanıp sivil mahkemede 39 yıla çarptırılan ikisi asker üç sanık, biliyorsunuz, daha sonra Askeri mahkemeye sevk edildiler ve orada tutuksuz yargılanmalarına karar verildi.

Evrensel hukuk açısından baktığınızda, bu suçun Askeri Mahkemeyle ne alakası var?

İki astsubay bir sivil dükkanı bombalamaktan yargılanıyor. Olayın, sanıkların asker olması dışında askerle hiçbir ilgisi yok. Eğer bu sanıklar, işledikleri iddia edilen suçu “askeri bir emirle” işledilerse, o zaman da bu suç “askeri” olmaz, emir verenlerde “doğal” mahkemede yargılanır. Sadece sanıkların sayısı artar. Ama mahkeme değişmez. Bizde öyle olmuyor.

Sivil mahkemenin 39 yıllık bir ceza öngöreceği kadar ağır bir suç Askeri Mahkemeye taşınabiliyor. Sanıklar tahliye edilebiliyor.

Bu sanıklar Şırnak’ta bir Kürde ait dükkanı değil dei haraç almak amacıyla İstanbul’da bir dükkanı bombalasalardı…Ya da kızıp sokakta bir adam vursalardı.
Gene Askeri Mahkemede mi yargılanacaklardı? Eğer “evet, Askeri Mahkemede yargılanacaklardı” diyorsanız, evrensel huku açısından bunun açıklaması nedir?
Niye başka her mesleğin üyeleri böyle bir suç işlediklerinde “sivil” mahkemede yargılanıyorlar da askerler “Askeri” mahkemede yarılanıyor? Bir mühendis suç işlediğinde onu mühendisler mi yargılıyor? Askerlerin niye kendi meslektaşları tarafından yarılanmak gibi bir ayrıcalıkları var?Bir ülkede “ayrıcalıklı” meslekler olabilir mi? Olamaz.

Ama bizim devlet “olabilir” diyor ve toplum da devlete sözünü geçiremiyor. Bu ülkede, Danıştay’ın başsavcısı “darbeyi” öven bir konuşma yapabiliyor. “Darbe” bir anayasal suçtur. Suçu övmekte suçtur. Başsavcı yargılanıyor mu? Hayır.
Başsavcı görevinde uzaklaştırılıyor mu? Hayır.
Başsavcı meslektaşları tarafından kınanıyor mu? Hayır.
Eğer devlette görev yapmayan birisi suçu övseydi ne olurdu? Yargılanırdı.
Ama Danıştay başsavcısı devlet görevlisi., ona dokunamazsınız.

Biliyorsunuz, Dağlıca’da korkunç bir olay yaşandı. On üç asker şehit düştü, sekiz asker esir edildi. Bu olayın nasıl gerçekleştiği bu topluma açıklandı mı? Bu olayda hatası bulunanlar toplumun önüne çıkarıldı mı? Yargılandı mı? Kınandı mı? Hayır.
Niye? O çocukların nasıl ve niye öldüğünü bilmek bu toplumun hakkı değil mi? Hakkı. Ama bu hakkı talep edemezsiniz. Türkiye’de devler kendi görevlerini “hukukun” dışında tutuyor.
Susurluk skandalının devletin içinde nerelere kadar uzandığını hala bilmiyoruz. Ergenekon çetesinin kimler tarafında korunduğunu bir türlü öğrenemiyoruz. Hrant dink’i vuranlara devletin bir “muhbirinin” akıl hocalığı yaptığını biliyoruz ama onu kimin yönettiğini bir türlü ortaya çıkartamıyoruz. Hukuk, devletini içini bir türlü aydınlatamıyor. Orada hep karanlık, ışık girmeyen bir bölüm kalıyor.
Sonra o karanlığın içinde darbe hazırlıkları yapıldığını, generallerin birbirlerinin önünü kesebilmek için çeşitli kulisler düzenlediklerini öğreniyoruz.

Türkiye, dünyayla bütünleşmeye çalışıyor. Toplum bunu bir şekilde beceriyor.Zorlanarak da olsa kendini değiştirmeye çalışıyor. Ama devlet değişmemek, evrensel hukuka uymamak için direniyor. Ve, ben bu yazıyı yazarken televizyonlar alt yazı geçiyor: “Yargıtay, AKP için kapatma davası açıyor.” 28 Şubat’ı andıran yeni bir dönemin başlaması için atılan ilk adıma benzeyen bir girişim. Halkın oyuyla gelmiş siyasi iktidarı, bir hukuk darbesiyle kenara itme hazırlığı belli ki..
Sonuç açılır mı?
Eğer AKP’yi kapatırlarsa…
Yerine kurulacak parti yüzde elliyi de aşan oyla iktidara gelir…
Ve artık bu sefer, devleti “padişah” rolünden çıkartacak değişimler yapılır.
Bu son girişim, saınırım bizim eski usul devletin yaptığı son büyük hata olacak.

Ahmet Altan HaberTürk

Bu yazarı seven vardır sevmeyen vardır. Fakat bizim devletimizin yapısının hala üniforma devlet olduğunun ve demokrasinin hukukun nasıl bi kalemde çiğnenebildiğini güzel yazmış.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

şey çok komik asıl.

"Kimse hukuktan üstün değildir", "biz hukuk devletiyiz" diye ağlayıp duran insanlar, yarın öbür gün bu hukuk denen şey kendilerine döndüğü zaman "Bu hukuğa sıkılan bir kurşundur", "yargı yara alır" gibi salak sözler söylüyor.

Hayır madem hukuğun üstünlüğüne inanıyorsun, Hukuğun verdiği kararları neden önemsemiyorsun?
Bir de "yargı yara alır" muhabbeti çok komik.Yargı dediğin hadise iktidarın emellerini gerçekleştiren torpil merkezi değil ki iktidara karşı hukuk kararı verince yara alsın.
Gülünç.


O değil Ahmet Altan kenk the sultan çıkıp "Bu son büyük hatanız olur" diye tehdit etmiş bizi.
Diğer büyük hatalarımız da Sivas'ta Pir Sultan şenliği felan düzenlememiz miydi mesela? Sonrasında devlet desteğiyle Madımak hoteli yakılmıştı.

Hani ona benzer bir tehditte bulunuyorsa Ahmet Altan kenk, "bu son büyük hatanız olur" diyorsa,
biz hazırız, merak etmesin.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Orda yazılan birkaç olay var. Bunlarla ilgili neden yorum yapılmıyor. Bunların hepsini birleştirdiğimizde ortada bir sorun yokmu acaba. Herkes işine geldiği gibi hareket etmeye devam ediyor. Bunlar olanlar hepimize dokunucak , dokunduğunda toplum olarak hepberaber ağlayıp sızlanıcaz , sonra gene aynı şeyler olucak. Yazık
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Horizon said:
Orda yazılan birkaç olay var. Bunlarla ilgili neden yorum yapılmıyor. Bunların hepsini birleştirdiğimizde ortada bir sorun yokmu acaba. Herkes işine geldiği gibi hareket etmeye devam ediyor. Bunlar olanlar hepimize dokunucak , dokunduğunda toplum olarak hepberaber ağlayıp sızlanıcaz , sonra gene aynı şeyler olucak. Yazık


iktidar diyince yargıya saygılı,
hukuk diyince yargı yaralandı.

yargı anlayışında büyük bie eksik var.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Herşey hukukla olmalı , yargının zarar görmesinin sebebi ordaki örneklerdir. Taraflılık ya da birilerinin yargı üzerinde bulunan etkisidir. Yargının ideolojik düşünmesidir. Bu da yargının insanların gözü önünde güvenini azaltır. Sİyasi olarak senin gözünde azalmaz alkışlarsın , oy verenin gözü önünde azalır. Bir süre sonra tam tersi de olabilir. Kime yapıldığı farketmez.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Absolut said:
Önce askere olan güven sarsılmaya çalışıldı şimdi yargıya. AKP ateşle oynuyor umarım sonu milletimiz vatanımız için hayırlısı neyse o olur.


Son olaylarda AKP mi yoksa başkalarımı askeri zan altında bırakıp güvenini azaltmaya çalıştı ? Ordu A oldu derken birileri hayır inatla B oldu deyip yalancı durumuna düşürmeye dışardan emir alan durumuna düşürmeye çalışmadımı. Bukadar da taraf olmayın. GÖz önünde olan şeyi saptırmak ayıp.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Halkın oyuyla gelmiş siyasi iktidarı, bir hukuk darbesiyle kenara itme hazırlığı belli ki..
Sonuç açılır mı?
Eğer AKP’yi kapatırlarsa…
Yerine kurulacak parti yüzde elliyi de aşan oyla iktidara gelir…
Ve artık bu sefer, devleti “padişah” rolünden çıkartacak değişimler yapılır.
Bu son girişim, saınırım bizim eski usul devletin yaptığı son büyük hata olacak.

Şimdi anladığım kadarı ile burada Ahmet Altanın demek istediği AKP kapanırsa AKPcilerin kurduğu yeni parti bir sonraki şeçimde daha fazla oy alıcak. Daha sonra bu olayların tekrar yaşanmamı Yargıtay ve Anayasa Mahkemesinin yetkilerinin törpüleyecek.

İyide Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay bu yetkileri 26 Darbesi öncesi Demokrat Partinin (Adnan Menderes) yaptıkları yüzünden (muhalif basın mensuplarının hapse atılması, Kendisine oy vermeyen illerin ilçe yapılması, CHPyi kapatmaya çalışması) verildi. Yani iki ucu boklu değnek. Bu sefer AK Parti iyice şimardığında halkı kim koruyacak? ÖZellikle halkın kendini korumadığı bir ülkede!

Bence Yargıtay davayı parti kapama istemiyle açmamalıydı. İstenebilecek cezalar içinde partinin devlet yardımı almamasıda. Şimdi diyeceksiniz AKPnin zaten devletten aldığı yardıma ihtiyaçı yok. Evet bu AKPyi maddi olarak etkilemez. Doğru fakat siyasi olarak bu şekilden açılmasından daha çok etkiler. AKP yaptıklarının hukuken aykırı olduğunu ispatlar aynı zamandada AKPnin mağduru oynamasını zorlaştırır.

Parti kapamak bencede çözüm değildir. Bu ülkedeki çağdaş insanlar ellerini taşın altına koymadıkları, diğer insanlarında bilinçlenmesi için emek ve para harcamadıkları sürece bu ülkede bir şey değişmez. Refah gider AKP gelir o gider benzeri gelir. Burada taşın altına elini koymaktan kasıt üniversiteyi kazanmış insanlara burs vermek değildir. Bakın Fettullahçılara insanların ayağına gidip daha üniversiteyi kazanmadan ders veriyorlar. "Abilik ablalık" yapıyorlar. Yurtlar açıp yurtlarda misafir edip sahip çıkıyorlar. Hem maddi hem manevi yönden yardımcı oldukları izlemini bırakıyor. Buralardan yardım alan insalardan kendilerei 10 çocuğa yardımcı olmasını istiyorlarmış. Atatürkçülerde bu anlayışla binlerce çocuğu okutsaydı bu ülke çok daha farklı olurdu. Biz hem insanları bunlar cahil bir çuval kömüre oy veriyor diyerek rencide edelim sonrada burada bu ülkede demokrasi yok diye ağlayalım. Adam sorduğunda onlar kömür verdi, yemek verdi sen ne verdin? Bi kere kapımı çalıpta halimi sordun mu dediğinde ne diyeceksiniz?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Misafir
Bu konu yeni mesajlara artık kapalıdır.
×
×
  • Yeni Oluştur...