Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

bu hayatın zevki nasıl çıkar?


SON_SAVASCI

Öne çıkan mesajlar

sözleşmelkiyim şimdi işin gücün yoksa gene sınav çalış.

öss çalış kpss çalış ya biz ne zaman insan gibi hissedeceğiz kendimizi yarış atı gibi hissediyorum

sınavı kazandın bir yerlerini yırtarak bu sefer de
askerlik
doğu görevi
evlenmek için hazırlık memur maaşıyla 25 milyar biriktir.

sonra evlen bi oh demeden taksit üstüne taksit bir de duygusal bir hatun sürekli kapris çek dur.

çocuklar doğdu al sana bi daha dert.

onları okulu bitirsin. git ek iş yap para yetmeyecek.

onları evlendirdik ve emekli olduk ve ve ve ve ve ve ve

ohhhhhhh ama yaş 66
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

66 dan sonra ben o paraya da hayata da

of ya of.

yukar da bi arkadaşın dediği gibi deniz kenarında kimisi stres oluyor çatlıyor hasetleniyor kendini yiyiyor 90-60-90 vucutlardan. kimisi tatil yapıyor eğleniyor.

ama bu öyle değil ki şu an en büyük idealim. antalya gibi yerlere gitmek ama karı koca öğretmen olan kişiler dahi gitmemiş. ben tek maaşla nasıl giderim.herseyi burakıp birseyler yapmak istesem bu seferde bazı şeyler geçiyor. kız yaşım geçiyor die veryansın ediyor.?!?!?!?!?!?!?!?!?:S
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bence bir öğretmen için en güzel maddi imkanın sağlandığı alan dershane öğretmenliği ciddi anlamda para kazanmak isteyen devlette çalışmaz.Hem dershane öğretmenleri dershanede ki öğrenciler sayesinde çokta güzel özel ders imkanları oluşuyor oradan da baya iyi para kazanıyolar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

birileri yaşıyacak..

birileri demişken o birileri sen değilsin. yani hiçbir zaman "hey tatlım tatile seyşellere mi gidelim ne dersin?"ya da "antalya'da 2hafta tatil yapalım mı?" diyecek kişi sen olmayacaksın. ya da "bizim çocuk öss'yi kazanamazsa da dert değil, yurt dışında okur işin başına geçer" deme imkanın olmayacak. örneklere takılmayın esas olay şudur; tutup da geleceğe güvenle bakabileceğin zamanın az olacak.

daimi çatışma ve ikilemler arasında geçireceksin ömrünü ve habire hesap yapıcaksın.

acı verici belki ama kabullenmek çok daha az acı verici olacaktır. kendimizden kopmalı ve girdiğimiz kalıplarımıza alışmalıyız belki de. çünkü hayatın tadını çıkartmak büyük bir yalan, feci bir geyik. sabahları kalktığında, "hey erken kalktım! haydi güneşin doğuşuna bakayım" değil "lanet olası çalar saat!!!" diyeceksin. yemeğini hızlıca hazırlayıp hemen tıkınmaya çalışacaksın çünkü tv önüne yatıp kafanı dinlemek isteyeceksin. yemeğin tadı kimin umrunda! dolaşmak için ise çok fazla vaktin olmayacak, olsa da yorgun olacaksın. berbat hissediceksin. hobi olarak muhasebe sanatını deneyebilirsin elbet, çünkü ev giderleri ile geliri denkleştirmek zor olucak. bir de yatırım yapman lazım. onu da düşün. çocuklar büyüyecek, okuyacak, üniversiteye gidicekler. yaşları büyüdükçe harcamalar ve sorumluluklar da büyüyecek. sonra sağlık sorunları var. SSK'larda sürüneceksin ve çocuklarından birisi düzgün bir tedavi görsün diye kendini paralayacaksın. O sırada çocuğun telaşlanmasın diye kulağına "her şey iyi olacak, ben halledicem şimdi" yalanını söyleyeceksin belki de..
amaçsız ve saçma bir şeyler yapman önerilmiş. benim bu konudaki tavsiyem şu olacak; yaşamayı deneyebilirsin. çünkü yaşamın sana belli bir yerden sonra çoook amaçsız ve saçma gelicek. senin olmayan ama senin içinde olduğun bir yaşam sanki.

berbat di mi? ancak standart yaşam paketi bu..
emin ol birileri çok eğlenecek. gelecek korkusu yaşamayacak. sıkınntı bile yaşamadan, yarını düşünmeden zamanını dolduracak. anı yaşayabilecekler..

ama toplumun geneli gri bir yaşam yaşayacak. ne yapacağını düşünecek, geleceğini sorgulayacak ve daima kafasını bu sorular ile dolduracak..

as good as it gets'ten alıntılıyorum
said:
Carol Connelly: OK, we all have these terrible stories to get over, and you-...
Melvin Udall: It's not true. Some have great stories, pretty stories that take place at lakes with boats and friends and noodle salad. Just no one in this car. But, a lot of people, that's their story. Good times, noodle salad. What makes it so hard is not that you had it bad, but that you're that pissed that so many others had it good.


hmm tabii sonumuz ise filmlerdeki gibi iyi olmayacak..

dostum sen, ben ve diğerleri.. bizler ayağımızda pranga ile doğmuş adamlarız. birisi kısa çöpü çekmiş ve hesabını biz ödüyoruz. ya da bir sapak kaçırdık ve şimdi cefasını çekiyoruz. "harika bir hayatın olacak ve sonsuza dek mutlu yaşayacaksınız" yalanını ya da "inanırsan başarırsın, inanmak başarmanın yarısıdır!" saçmalığını söylemek isterdim.... bu bir masal olsaydı derdim kesinlikle. ama acı çekeceksin, üzüleceksin ve yıpranıcaksın. üzgünüm ama olacak olanlar bunlar. o kadar berbat bir durum ki 365gün içerisinde en iyi ihtimalle 20güzel gün geçirip bunun anılarını yaşatıcaksın o kahrolasıca 345gün boyunca.. "hayatım bak gökçeadaya gitmiştik" diyeceksin, oraya gittikten 10sene sonra bile.. veya gençlik yıllarını yad ediceksin 65yaşına gelsen bile. çünkü onların üzerine yeni güzellikler koyma ihtimalin zor olucak.

o yüzden galiba en iyi alışmak ve kabullenmek. daha içine girmeden "bu ateş beni yakıcak ve canım acıyacak" demek. dur lam gene uzun yazmışım daha da yazarım ama bitiriyorum.. allahın her günü bir savaş vereceksin. senin savaşın biraz daha zor olucak ve daha çok kan kaybedeceksin. bir çok şeyden vazgeçmek zorunda kalıcaksın; onur, prensip, hayallerin..

eğer başarılı olursan, ölmeden önce dönüp geriye baktığında herhalde ayakta kalan son adam olduğun için gururlu ancak berbat bir hayat yaşadığın için üzgün olacaksın..

elbette tüm bunları dev bir gülümseme ve geleceğe umutla bakan gözler ile yırtabilirsin! şeklinde bir bitiş gelmeyecek. bu sadece olabileceklerin, şu an dışarıda yaşayan insanların başına gelenler. bildiğin normal yaşam.. olmayabilir ama olabilir de! acaba kaç milyon insan "bu bizim başımıza gelmez" dediği bir şey ile karşılaşınca tokat yemişe döndü..

üzgünüm, çiçekler böcekler ve arı mayalı silgiler ile dolu bir tablo çizemiyorum sana. bu worst case senario da olabilir belki.. belki de "meslek aşkı" mutluluk verir sana ya da ailen huzur verir. veya muhteşem bir fırsat çıkar her şeyi ters düz edicek. umarım böyle bir şeyler olur

ama bunları kim bilebilir ki?

hey ben değil! bana bakma
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

anlatam nasıl zevki çıkar.
şimdi alıyorsun bir tanıdıktan dağcılık çantası vs çıkıyorsun yakınlarda bir dağa ya da gidiyorsun bir yaylaya en sevdiğin 3 5 kişiyle kampta kalıyorsun. 2 3 gece kalıyorsun kampta ne dünya ne bişi, bakıyorsun keyfine sonra saatlerce yürüyorsun yoruluyorsun fln evine gidip sıcak duş alıyorsun mis mis.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ben hep diyorum yaptığın işi seveceksin, hatta sevmeyi geçtim tutkuyla bağlanacaksın. ara tatilde okul bitince herkes tatile gitti ben cumartesi hariç (evet pazar dahil) nerdeyse her gün okula laba gittim. zorunlu staj falan da değil tamamen hocanın bana sağladığı bir kaynakla (bilgisayar labı) kendim gönüllü olarak çalışıyorum, hoca da gayet rahat aslında acelesi yok falan modunda. dediğim gibi işin hayatının büyük bir kısmını kapsayacak dolayısıyla, her gününün istek ve beklenti dolu geçmesiyle rutin ve sıkıcı olması arasındaki ince çizgilerden biri. hele bir de akademisyenlik gibi çalışma ve araştırma konularının belirli sürelerde sürekli değişeceği bir alan olunca daha da heves ve istek dolu oluyor. Ama dediğim gibi tabi yaptığın işi gerçekten sevmen şart ne akademisyenler gördüm hayatından bezmiş, ne akademisyenler gördüm hayatından feda etmiş d: akademisyenlik tek meslek değil tabi ama tiyatro, sanat, mühendislik gibi alanlarda da uraştığın projelerin, işlerin sürekli değişebileceği bir mesleğe sahip olabilirsin. Dediğim gibi anı yaşamak güzel olsa da biraz da oturup geleceğe yönelik hayatını kurgulamak lazım ki kalıcı mutluluk getirecek adımları atabilesin. Ben bugün çok sevdiğim alanlarda akademisyen olmak için uğraşan biri değil de beni muhtemelen ölümüne sıkacak bir meslek olan inşaat mühendisliğinde okuyor olabilirdim hayatımı sadece ana yönelik yaşasam.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

desenize kandırdılar beni. hayat güzel olacak yazın tatil kışın tatil bayram tatil seyran tatil ama hiç birisi tatil olacak ama paran olmayacak.

şuan öğretmen olduğum için mutluyum aslında. ya hiç olmasaydım ?!?!?!?!? düşünmek bile istemiyorum çok çok çok kötü olurdu Allah a şükür ki bir mesleğim var. o da sözleşmeli ama gene de şükür.

ama şu durum var ben bu senaryonun böyle olacağını bilseydim. gençlğimin kıymetini bilirdim ama ne yazık ki bir daha 17 yaşına gelmeyeceğim:(
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Fili said:
Bence bir öğretmen için en güzel maddi imkanın sağlandığı alan dershane öğretmenliği ciddi anlamda para kazanmak isteyen devlette çalışmaz.Hem dershane öğretmenleri dershanede ki öğrenciler sayesinde çokta güzel özel ders imkanları oluşuyor oradan da baya iyi para kazanıyolar.


geçti dersanelerin çok paralı devri.
çoğu battı çoğu zarara geçmeye başlıyor çoğunun gittikçe kârı azalıyor kampanyalarla kurtarmaya çalışıyorlar.
birçoğu öğretmenlere maaşlarını 2-3 ay gecikmeli veriyorlar bazen hiç vermiyorlar vb vb.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

dersane diyince illa aklınıza fem-final-oşubu büyük markalı dersaneler gelmesin,bu dersanelerde iş bulmak zor,küçük dersanelerden başlanır işe,oralardada gerçekten paranı alamassın,uraşır durursun.dersanecilik artık zor.
para kazanmak isteyen bir öğretmen özel ders vermeli.branşına göre,bir türkçeci tarihide coğrafyayıda anlatabiliyor,hele hele fen derslerinide anlatabiliyorsa,o hoca köşeyi döner.çok branşı aynı anda öğretebilen öğretmenler gerçekten aranıyor.
hele kapağı şöle ufak tefek bi siteye fln atarsan,bahçeşehir olsun,alkent olsun,ne bilim,anladınız,belli bir sosyal tabakada nam salarsan,paraya para demessin.


konuyla alaksız bunalrı saydıktan sonra
öğretmen arkadasım,sözleşmeli sözleşmeli nereye kadar,git gir sınava geleceğin için birşey istiyorsan,sonsuza kadar bu hayatın zevki nasıl cıkar diyerekmi kalacaksın?öbür türlü bari para kzanırsın,daha bi güvencen olur.satymıssın yok yarıs atı gibi yok oldu yas 66,kocum sanki senin yazdıın gibi ole tren gibimi geccek hayat
kpsyte girenler,emekli olanalr hayatlarını yasamıyorlarmı,mutlu olamıyorlarmı?
burdan bakınca sne o saydıkalrının hiçbirini yapamdıın halde yinede mutsuz gözüüküosun
sanki bohem bir hayat tarzı istiyorsun,yatla liman liman dolaşmak,trenle avrupayı gezmek,tibete gitmek istiyorsun
yada ortamalra akmak,dostlarınla cevrili olmak istiyorsun
dostum hayat öle bişi değil.bi kere herkezin işi gücü var
olmak istediğin insan tipi bu dünyanın azınlından
ve sen o azınlın parcası değilsin
o azınlıktan olmaya yetcek ne paran ve ne başka bi durumun
gördüğüm kadarıyla aslında cesaretinde yok,hiç ole bişi yapmaya calısmamıssın sanırım,istemediin bi iştesişn fln

neyse

ben yannıs anlamısta olabilrim,alokolluyum,koaly gelsin
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Haklısın 17 yaşındayım ama şu an şirketin sorumlulukları bende Kalk işe git dön spora git gel uyu fix gidiyo böyle. Ayrıca senin durumunu örnek veriyim:

İlk sigara içtiğin zamanlar annenlerden saklarsın korkarsın evin ücra köşelerinde hızlı hızlı içerdin. Fakat şimdi önünde küllük baban gelip aşırıyo annen gelip aşırıyo sen onlardan aşırıyosun sigaranın tadı tuzu kalmıyo
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Zevk değişken bir şeydir , ya kendin değiş ya etrafını değiştir.

Mutluluk ya da Mutsuzluk sonuçta duygular. Duygularını kontrol et. Herşey kafanda aslında , içinde huzur sağladığın sürece - ki köyde zor olmayan bir şey bu - mutluluğu rahat yakalarsın - ben de köydeyim - tabi ki çok kötü anların olacaktır iniş çıkışlı bu hayat mutluluğu yakalayabileceğin her anda , her ufak şeyde yakala.

Tek bir sorunun kalacağını sanmıyorum.

Mesela Krallar ve Kraliçeler demişsin , onlara kim olduklarını hatırlat , eğlenceli olabiliyor bazen suratlarındaki o ifadeyi yakalamak. Öğrencilerini sev , eğitimlerine ver kendini . İnsanların yönelimlerini değiştirebilme gücü öğretmenlerde var. Yap bunu , bir çok öğrencinin ihtiyacı olan da bu aslında.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...