Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Türbana Hayır!!!


mawiman

Öne çıkan mesajlar

@Sir, 1923-1950 arası, yani tek partili dönem, ülkenin yüzünün batıya dönmesi adına, Osmanlı'dan devralınan, savaşlarla çökmüş, fakir halkın ayağa kaldırılması çalışmaları ile geçti.
Bu dönemin kolay ve sıfır baskılı olacağını kimse söyleyemez. Ümmetten millet, doğuludan batılı, Osmanlıca'dan Türkçe, saltanattan cumhuriyet, teokrasiden demokrasi yaratmaya çalışmak, hele bir de bu işin mimarı bu dünyadan erken ayrılınca, ardından araya II. Dünya Savaşı girince eminim ki çok sıkıntılı geçmiştir.

Henüz ne demokrasi ne laiklik ne de "egemenlik milletindir" kavramları, sadece 20 küsür yıllık dönemde, yerine oturmamışken, Batı'nın zorlamasıyla çok partili sisteme geçiş ve seçilenin batının maşası haline gelmesi, dönüşümün yarım kalmasına neden olmuş, ülkeyi her türlü psikolojik saldırıya açık hale getirmiştir. Amerika-SSCB destekli sağ-sol çatışmaları, Avrupa destekli Kürt terörü, şimdi de BOP kapsamındaki ılımlı islam Türkiye'si.

Türkiye'de sol kalmadı, zaten dünyada da kalmadı. O bakımdan artık böyle bir sıkıntımız yok.

Bu ülkede Kürtler'e ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapılmamaktadır. Ama Kürtçe'nin yasak olması dönemin gereğidir. Çünkü bu ülke Şeyh Sait'i de görmüştür, Apo'yu da. Bunların benzerleri ne lazlardan çıkmıştır, ne çerkezlerden. İstanbul'un işgalini görmüş bir halkın evlatlarının ülkenin bölünmesine vereceği sert bir tepkidir bu. Kürtçe eğitim vs yasak olabilir ,ama bir dili yasaklamak ne kadar doğrudur veya yanlıştır, tartışılır. Ama benzer kurallar bugün hala pek çok medeni ülkede vardır.

Bu ülkede kimsenin dinine de karışılmamaktadır. Oruç tutuyor diye dövüleni bilmem bu ülkede, yüzbinlerce cami var mesela, hristiyan vatandaşımız olan her şehirde kilise var. Ama ne hikmetse, "devletin dini olmaz" deyince birilerinin tepesi atıyor, kanı beynine sıçrıyor.

Diyeceğim şu ki, DTP'nin "özgürlük" adı altında okullarda Kürtçe eğitim istemesi neyse, AKP'nin "özgürlük" adı altında kamuda türbana serbestlik vermeye çalışması da odur. Hepsi daha büyük bir planın parçası, bu ülkeyi fiziki ya da toplumsal olarak bölmenin yollarıdır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sg-1 said:

Bu ülkede Kürtler'e ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapılmamaktadır. Ama Kürtçe'nin yasak olması dönemin gereğidir. Çünkü bu ülke Şeyh Sait'i de görmüştür, Apo'yu da.


dimi kurtce konusamayinca birbirleriyle anlasamayip terorist olmuyorlar. o yuzden teror istedikleri zaman konusturtmuyoruz kurtce, olup bitiyor.

ne salak su kurtler caniim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

de işte yüzümüzü batıya dönelim demekle, kıyafetlerimizi değiştirmekle batılı olunmuyo, modern olunmuyo. kürtçeyi yasaklayınca terör bitmiyo, aksine daha güçlü bi şekilde geri dönüyo. türbanı yasaklayınca irtica bitmiyo, aksine güçleniyo. türkiye devleti bütün farklılıklarını, bütün renklerini tanımak ve ona göre şekillenmek zorundadır, aksi takdirde her değişim talebini "bölücülük" olarak tanımlayacak ve defansif bir tavır alacaktır. bunun olmaması için sistemin tanımının geliştirilmesi ve de değiştirilmesi şarttır. türban bu ülkeyi bölebilecek olsa çoktan bölmüştü. kürtlerlerin tamamı yeni bir devlet istese çoktan kurulmuştu. kazanabileceğimiz insanları kazanmak uğruna çalışmamız şart, hepsini küstürürsek kabak bizim başımıza patlar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sir said:
de işte yüzümüzü batıya dönelim demekle, kıyafetlerimizi değiştirmekle batılı olunmuyo, modern olunmuyo. kürtçeyi yasaklayınca terör bitmiyo, aksine daha güçlü bi şekilde geri dönüyo. türbanı yasaklayınca irtica bitmiyo, aksine güçleniyo. türkiye devleti bütün farklılıklarını, bütün renklerini tanımak ve ona göre şekillenmek zorundadır, aksi takdirde her değişim talebini "bölücülük" olarak tanımlayacak ve defansif bir tavır alacaktır. bunun olmaması için sistemin tanımının geliştirilmesi ve de değiştirilmesi şarttır. türban bu ülkeyi bölebilecek olsa çoktan bölmüştü. kürtlerlerin tamamı yeni bir devlet istese çoktan kurulmuştu. kazanabileceğimiz insanları kazanmak uğruna çalışmamız şart, hepsini küstürürsek kabak bizim başımıza patlar.


Kıyafetleri değiştirmek batılı olmanın bir parçasıdır. Görünüşte başlar herşey, önce görünüşe alışırsın. Böyle böyle fikirler de yerleşir. Kafamızda fes, üstümüzde çarşaf varken "laikleşeceğiz, batılılaşacağız" denebilir mi? (Bariz bir örneğini bugün de görüyoruz, 40 yıl önce türbanla başladı herşey, bugün nereye geldiğimiz ortada)
20 küsür senede ne kadar batılı olunabilir ki zaten, durumumuz belli. Ne doğulu ne batılı, kimimiz doğulu kimimiz batılı.

Kürtçe konuşma yasağına takılıp kalmayacaksın. Kenan Evren'in saçmalıklarından biridir o da. PKK'yla savaşta hiç de katkısı olmamıştır. Kazanabileceklerimizi kazanalım, eyvallah, oraya doktor da gitti, öğretmen de. Ne oldu, terörist geldi katletti. PKK orada olduğu sürece doğuyu kazanmak neredeyse imkansız. Terörün başı ezilmeden doğu kalkınamaz. Ha, terör çıkana kadar aklımız neredeydi dersen, terör çıkana kadar bu ülkenin doğusu da batısı da birdi zaten. Doğuda karasabanla tarım yapılırken sanma ki batıda traktör kullanılıyordu. Batı'nın yaptığı atılım PKK yüzünden doğuya yeterince yansımadı. E, bir de tabi doğunun kalkınmasını zorlaştıran çetin doğa şartları var. Çoğu yerle bağlantın kesiliyor kış oldu mu, aylarca.


"Türban yasaklanınca" demişsin, bu ülkede türban yasağı benim bildiğim kadarıyla sadece kamusal alanda var, yani kimse kimsenin saçına taktığıyla ilgilenmiyor sokakta. İrtica tehdidini sadece türbanda aramak çok safça bir fikir. Ama büyük planın bir parçasıdır türban. Dedim ya, önce görünüşle başlar herşey, alışırsın, fikirler arkasından gelir. Türban bir dayatmadır dediğimizde kastettiğimiz budur. Ne kadar çok türbanlı, o kadar çok göz aşinalığı. Tamam, din özgürlüğü var, isteyen istediği gibi taksın sokakta. Ama kamuda (artık kamuda diyorum, çünkü hepimiz biliyoruz bir sonraki seçimlerde ne olacağını, sadece ünilerde demek çocuk kandırmaktır) türbanı serbest bıraktın mı, ideolojinin bir bacağını daha gerçekleştirmiş olursun. Esas fikre insanları biraz daha alıştırmış olursun.




Sam said:

ha ayrıca, "nasılsa daha çoğunu isteyecekler, azını da vermeyelim" mantığı da güzelmiş. (:P)


İstenen çoğun ne olduğuna bağlıdır azını vermemek fikri. "Sadece türban, serbest bırakalım gitsin" veya "yav noolacak, Kürtçe eğitim alsın çocuklar" diyenlerin dedeleri zamanında "alt tarafı Antep, verelim Fransız'a gitsin" diyordu.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bone said:
Üç şeye ihanet edilmiştir.

1- Din: İslamiyet aslında tarikatlardan özgür bir inançtır. Allah ile Kul arasına kimse giremez. Ancak Türkiye'de Arap-İslam sentezi körüklenerek, yeni bir topluluk yaratılmıştır. Özellikle 90'larda, annesine "sen eşarp örtüyorsun ama saçın gözüküyor" diyerek annesini reddeden insanlar vardı. O insanlar başımıza köşe yazarı olarak çıktı. İslamiyet'te olmayan bir kıyafet, Allah'a şirk koşanlar tarafından dayatılmıştır.

2- Atatürk: Atatürk'e küfür edilmek "özgürlük" olarak lanse edilmeye başlanmıştır. Atatürk'ün dediklerinin ve öğretilerinin tam tersi yapılmaktadır. Hukuk, Laik ve Sosyal Devlet yapısı yıkılmıştır.

3- Vatan: Kendi tarihinde, kendi kültüründe olmayan bir kıyafet, başka ülkelerden ihraç edilerek, insanları tek bir blok haline getirmek için kullanılmıştır. Türban sayesinde Orta Doğu Projesinin ülke üstünde yerleşmesi sağlanmıştır.

Bunlar, Atatürk ile, Cumhuriyet gazetesi ile, Uğur Mumcu ile, Bekir Coşkun ile büyümüş benim için onuruma dokunan hadiselerdir.
Ama elbette "Karşı Devrim" ailesinden gelmiş, İmam Hatiplerde yetişmiş, Akit ve Yeni Şafak ile büyümüş kişiler için çok sevindirici haberlerdir.


şu ukalalıga bak.
edilmiştir,yapılmıştır.

neyse islamiyette örtünme var.10 senedir degil neredeyse 2000 yildir var.
kaynak için kur-an, ve hadislere, ilahiyatçılara sorabilirsin.
din hakkında birşey bilmiyorsan ukalalık yapma,benimde bilgilerim sınırlı bu yüzden ahkam kesmiyorum,sende ahkam kesmeden konuş.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sg-1 said:

Kıyafetleri değiştirmek batılı olmanın bir parçasıdır. Görünüşte başlar herşey, önce görünüşe alışırsın.


işte bu şekilcilik bitirdi bizi zaten. şeriatı savunan erkekler batı kıyafetleriyle geziyo, onlar batılılaşmış olabildiler mi? kıyafetle alakası yok bu işin. imaj hiçbişeydir, susuzluk herşey. zorla kıyafetler giydirildi ama zorla modern düşünce aşılanamadı işte topluma.

kürtler ve kürtçeyle ilgili sorunlar 80lerden çoook öncesine dayanır. sosyal bir sorunken halledilmesi gerekiyordu, edilmedi, böyle oldu. emekli albaylar bile söylüyo bunu artık ynai.

sg-1 said:

İstenen çoğun ne olduğuna bağlıdır azını vermemek fikri. "Sadece türban, serbest bırakalım gitsin" veya "yav noolacak, Kürtçe eğitim alsın çocuklar" diyenlerin dedeleri zamanında "alt tarafı Antep, verelim Fransız'a gitsin" diyordu.


OHA! bu nası bi kafa yapısı? sen iyi misin? sen dedemi tanıyo musun? tanımıyosan konuşma.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sg-1 said:
Sam said:

ha ayrıca, "nasılsa daha çoğunu isteyecekler, azını da vermeyelim" mantığı da güzelmiş. (:P)


İstenen çoğun ne olduğuna bağlıdır azını vermemek fikri. "Sadece türban, serbest bırakalım gitsin" veya "yav noolacak, Kürtçe eğitim alsın çocuklar" diyenlerin dedeleri zamanında "alt tarafı Antep, verelim Fransız'a gitsin" diyordu.


"o senin babandır" demeye başlayacak mıyız yakında?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Koskoca bir yazıyı bırakıp ucundaki tek bir cümleye saldırmak da tam size göre bir hareket olurdu zaten. Üstelik o cümleyi anlayamayacak kadar uçmuş durumdasınız.

Oradaki bir analojiydi, ben orada ne öz babanızdan ne öz dedenizden bahsettim. Orada bahsettiğim benzer kafa yapısının 90 yıl önce de varolduğuydu.

Çocuk gibi "o senin babandır" bile yazmışsınız, daha ne diyeyim.


@sir, fikir aşılayacaksan görünüş önemlidir. "Çağdaşlaşıyoruz, yüzümüzü batıya dönüyoruz" deyip de hala fesle sarıkla dolaşıyor olmak sana mantıklı geliyor mu? Buna şekilcilik diyemezsin, bu bir fikir aşılamaktır, bu yol göstermektir.
Atatürk'ün ömrü kafasındaki Türk milletini yaratmaya yetmemiştir, arkasından gelenler onun gibi olamamıştır, ya çok sıkı ya da çok yumuşak kalmışlardır. Çağdaşlaşma fikri, Atatürk'le başlamış, onunla bitmiştir. Ondan sonrası sömürge millettir (ya da artık ümmet de denebilir).

Ha "çağdaşlaşma fikrini aşılamak yanlıştı zaten" dersen, Atatürk'ü komple kaldırıp atmış olursun.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

fightersfight said:

şu ukalalıga bak.
edilmiştir,yapılmıştır.

neyse islamiyette örtünme var.10 senedir degil neredeyse 2000 yildir var.
kaynak için kur-an, ve hadislere, ilahiyatçılara sorabilirsin.
din hakkında birşey bilmiyorsan ukalalık yapma,benimde bilgilerim sınırlı bu yüzden ahkam kesmiyorum,sende ahkam kesmeden konuş.


lol islamiyetten mi bahsediyoruz? Hangi 2000 yıl?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sg-1 said:

@sir, fikir aşılayacaksan görünüş önemlidir. "Çağdaşlaşıyoruz, yüzümüzü batıya dönüyoruz" deyip de hala fesle sarıkla dolaşıyor olmak sana mantıklı geliyor mu? Buna şekilcilik diyemezsin, bu bir fikir aşılamaktır, bu yol göstermektir.
Atatürk'ün ömrü kafasındaki Türk milletini yaratmaya yetmemiştir, arkasından gelenler onun gibi olamamıştır, ya çok sıkı ya da çok yumuşak kalmışlardır. Çağdaşlaşma fikri, Atatürk'le başlamış, onunla bitmiştir. Ondan sonrası sömürge millettir (ya da artık ümmet de denebilir).

Ha "çağdaşlaşma fikrini aşılamak yanlıştı zaten" dersen, Atatürk'ü komple kaldırıp atmış olursun.


fikir aşılamaya nerden başlayacağın çok önemlidir. insanların giyimine kuşamına karışmaya başlamadan önce belki de eğitimini adamakıllı vermen, batı modernliğini eğrisiyle doğrusuyla oturup tartışman ve bir sentez oluşturman gerekir. batıdaki modeli alıp birebir uygulamaya kalkmak, bu kadar karmaşık bir toplumda elbette ki sorunlara, pürüzlere yol açacaktır. ümmeti geride bırakıp millet olmaya karar verildi, evet yapılması gereken buydu..ama onun boşluğunu dolduracak yeni bir kültür ve yeni ahlak yaratılamadı, memur ahlakı ve burjuvazi kültürü bu topraklarda tutmadı. çünkü biz "kaynaşmış bir kitle" değildik. ne yazık ki o zamanlar post-modernizm diye bişey de yoktu =) kısacası, çağdaşlaşmaya evet, ama bir sentezle, bizim toplumumuza özel bir yapıyla. yoksa ne diyo tyler durden, sticking feathers up your butt, does not make you a chicken.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...