Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

bize cehennem yakışır değilmi


Llama

Öne çıkan mesajlar

MarcOConner said:
ombakkombak said:
Merak etmeyin cennetle cehennem aynı. Sadece cehennemdeki biralar alkolsüz ve striptizcilerde hastalık var ama kalanı aynı.


yorum muthiş daha iyi acıklanamazdı
Bu yorumu beğendiysen senide Pastafarianizm dinimize bekleriz.

Birde bütün güzel & kafa kızlar (teklif eden kızlar :D ) cehennemde. Bütün iyi sanatçılar cehennemde. Cennette çember sakallılar örtülüler ince bıyıklılar hafızlar falan var. Cehennem FTW!!!(:D:)-D
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

oper said:
yalnız dinle ilgili konular açmak yasak değil miydi yav? birazdan sen dinime nasıl konuşuyon, nasıl alay edersin hoyttt diye saldırmasınlar :S

fake accountu ile giriş yapmak için siteden çıkar



Razien said:
sen dinime nasıl konuşuyon nasıl alay edersin hoytt



adamın fake'i bile madalyalı aehfuaehufaeh:D
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

“eğer erkeksen, hrisiyansan ve amerika'da yaşıyorsan, tanrı modeli olarak babanı görürsün. eğer babanı hiç tanımamışsan, baban kaçıp gitmişse ya da eve hiç gelmiyorsa, tanrı hakkında ne düşünürsün?”
bunlar hep tyler durden doktrinleri. ben uykudayken küçük kağıt parçalarına karalanan, sonra işyerinde yazmam ve çoğaltmam için bana verilen sözler. ben bunların hepsini okudum. hatta patronum bile muhtemelen okumuştur.
“sonunda,” diyor tamirci çocuk, “bütün hayatını bir baba ve bir tanrı aramakla geçirirsin.”
“unutmaman gereken şu ki,” diyor, “tanrı seni sevmiyor olabilir. bu da bir olasılıktır. belki de tanrı bizden nefret ediyordur. hayatta olabilecek en kötü şey değil bu.”
tyler'ın bakış açısına göre, kötü şeyler yaparak tanrı'nın ilgisini çekmek, hiç ilgi görmemekten daha iyiydi. belki de tanrı'nın nefreti tanrı'nın kayıtsızlığından daha iyidir.
ya tanrı'nın can düşmanı, ya da hiçbir şey olacak olsan, hangisini seçerdin?
tyler durden'a göre biz tanrı'nın ortanca çocuklarıyız. tarihte özel bir yeri olmayan, özel ilgi görmeyen kimseleriz.
tanrı'nın ilgisini çekemediğimiz sürece ne lanetlenme umudumuz olabilir, ne de kurtuluş umudumuz.
hangisi daha kötü, cehennem mi, hiçlik mi?
ancak yakalanır ve cezalandırılırsak kurtulabiliriz.
“louvre'u yakacaksın,” diyor tamirci çocuk, “ve mona lisa'yla kıçını sileceksin. böylece en azından tanrı isimlerimizi bilecektir.”
ne kadar derine yuvarlanırsan, o kadar yükseğe uçarsın. ne kadar uzağa kaçarsan, tanrı seni o kadar yanında ister.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ceviz çalışma masasının karşı tarafında oturup tanrı'yla bir görüşme yaptım. arkasındaki duvarda diplomaları asılıydı. tanrı bana dedi ki: “neden?”
neden bu kadar acıya sebep oldun?
her birinizin kutsal, eşsiz bir kar tanesi olduğunu anlayamadın mı? eşi bulunmaz eşsizlikte, eşsizin de eşsizi bir kar tanesi olduğunuz göremedin mi?
hepinizin sevginin tezahürleri olduğunu anlamıyor musun?
karşımda oturmuş, bir not defterine bir şeyler karalayan tanrı'ya baktım. ama tanrı bu meselede tamamen yanılmaktaydı.
bizler eşsiz değiliz.
süprüntü ya da pislik değiliz.
biz sadece biziz.
biz sadece biziz ve hyatta başımıza gelenlerin bir nedeni yok.
tanrı diyor ki: “hayır, bu doğru değil.”
peki. öyle olsun. tanrı'ya akıl öğretmek bana kalmadı ya.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...