Prawler Mesaj tarihi: Kasım 30, 2007 Mesaj tarihi: Kasım 30, 2007 Ya şu NFS oynarken kullanılan tekerlekleri patlatan geçilmeyecek barikatı kullansak? Çok mu fantezi yaptım?
Absolut Mesaj tarihi: Kasım 30, 2007 Mesaj tarihi: Kasım 30, 2007 Keşke her polis noktasında o aletten olsa. Genelde jandarma çevirmelerinde (en azından bilkenttekinde eskiden) çevirmeden 30-40mt ilerde askerlerden 2si yolun kenarına o aleti kurarlar ve ip ile bi ucunda beklerlerdi. Herhangi bir kaçma olayında çivili halıyı yola çekme ile durdurmayı planlıyorlardı herhalde. Hiç kullandılarmı bilmiyorum. Tabi onlardan bir 50 mt sonra 3 asker ellerinde silahla beklerdi son çare olarak. Ama burdaki olaydaki gibi ani gelişen birşey değil olağan çevirmeleri onların.
ZaugnaKhaldun Mesaj tarihi: Kasım 30, 2007 Mesaj tarihi: Kasım 30, 2007 genelgede de geçiyor zaten, ateş edilmesine eyvallah, toplum güvenliği denen bir şey var da; adamın öldürülmesini kabul etmiyorum ben.
ad3m Mesaj tarihi: Kasım 30, 2007 Mesaj tarihi: Kasım 30, 2007 Belki öldürdükleri terrorist çıkabilirdi değil mi? Extra maaş kulağa fena gelmiyor :X
Prawler Mesaj tarihi: Kasım 30, 2007 Mesaj tarihi: Kasım 30, 2007 Terörist çıksaydı madalya verirdik,sırtına vurur "aferin koçum" derdik. Ama normal vatandaş çıkınca kıyametleri koparıyoruz. Bizde böyle, işinize gelirse...
DoGMeaT Mesaj tarihi: Kasım 30, 2007 Mesaj tarihi: Kasım 30, 2007 çocuk bugün ölmüş bu arada beyin ölümü gerçekleşmişti bugünde vefat etmiş. allah rahmet eğlesin.
makeitreal Mesaj tarihi: Kasım 30, 2007 Mesaj tarihi: Kasım 30, 2007 akp ve chp ortak çalışması olarak polislere neredeyse sınırsız yetki verilen yasa değişikliği sessiz sedasız geçirildi bilindiği üzre..bu tarz haberlere alışmalıyız..daha çok duyacağımız kesin..
Thaumiel Mesaj tarihi: Kasım 30, 2007 Mesaj tarihi: Kasım 30, 2007 3 tane küçük çocuk. 2 si 12 ve 1 i 10 yaşında. Kamu malı nedir ve hatta kamu nedir bilmeyen bu çocuklar tekerlekli uzun bir okul kapısı ile oyun oynuyor. 2 si binmiş üstüne kapının 1 i de itiyor. Kendilerince eğleniyorlar. Bir anda ilerden polis geliyor. İçinden 4 kişi iniyor. Bir 12lik ve 10 luk başlıyorlar kaçmaya. Küçük çocuklar sonuçta. Korkuyorlar. Fakat o minik bacakları öküzümsü bacaklar tarafından kolayca yakalnıyor. 2 çocuk bir güzel dayak yiyor. Hatta dayak yiyen 12 lik minibüs e bindirildiğinde kolkuğa oturduğu için çok sağlam bir dayak daha yiyip yere oturtuluyor. Herşeyin içinde diğer 12 yani kaçmayan 12, kaçmayıp gölgelere saklanıyor. Fakat o da bulunuyor. Şans bu ki ona gelen polis o kadar babacan ki vurmuyor. Sadece çağırıyor yanına. 12 likte gidiyor. Diğer polislerden biri gelip tokat atıyor. Sonra kaçmayan 12 lik polislerle ağlayarak başlıyor muhabbete ''Merkeze götürücez sizi'' lafını duyunca. Ağlıyor, sızlıyor. Sonunda babacan polis acıyor ve serbest bırakıyor. Düşünelim. Dayak atan polisler... Belki bir önceki gün evde karıları ile kavga ettiler, hatta karıları istediklerini yerine getirmedi. Lan OĞLUM manyak mısınız? 3 tane çocuk. Bildiğin çocuk. Nasıl döversin? Bu çocuklara nasıl etki edeceğini biliyor musun sen? Açıkçası o çocugun öldürülmesi yeni bir olay. Ama bu anlattığım olaysa 8 yıllık. Ne kadar değişti polis? 0. Eh şimdi bu sesler niye? O zaman bu 3 çocuk dayak yediğinde nie etraf balkonlarındakiler gülerek izlediler? Neden? Zamanında babam gibi insanlar, hiç bir şey yapamayacaklarını anlayıp polis olmuşlardır. (Ha eyvallah anlattığım hiç bir şey babamla uyuşmuyor. Sonuçta onun problemleri yüzünden bir şey yapamadı. Yoksa babam aslan gibi adamdır :p ) Sonuç? Hayattaki başarısızlıklarını o ufacık suratlara, mitinglerde düşüncelerini savunanların suratlarına büyük bir hırsla vurdular. Şimdi konuşmak boşuna. Daha çok olur bu tür şeyler. Kaçmayıp, gölgelere saklanan 12 yaşındaki çocuk bendim. İşte o zaman polislere bir pislik gözüyle bakmaya başladım. Bu bakış açısınıda spatula ile bile kazıyamayacaklardır.
Apache Mesaj tarihi: Kasım 30, 2007 Mesaj tarihi: Kasım 30, 2007 polisin masum vatandaşı öldürmesinin haklı durumu olmaz.ne yazılsa boşuna.
Thestral Mesaj tarihi: Aralık 2, 2007 Mesaj tarihi: Aralık 2, 2007 Haziran ayı başında polise geniş yetkiler tanıyan Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un onaylanmasının ardından Türkiye'de polislerle ilgili medyaya yansıyan olaylar aşağıdaki gibi. Medyaya yansımayanları ise bilemiyoruz. * 5 Haziran: Transseksüel Esmeray, Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü önünde bekleyen iki polis tarafından "geçmek yasak" diye dövüldü. * 8 Haziran: Taksim Polis Merkezi'nde dövülen Sezai Yakar'ın burnu ve eli kırıldı. * 17 Haziran: Hırsızlık iddiasıyla gözaltına alınan 24 yaşındaki Mustafa Kükçe, üç karakol gezdirildikten sonra Ümraniye E Tipi Cezaevi'nde öldü. * 26 Temmuz: Gazeteci Serkan Tekpetek, zorla sokulduğu polis aracında dövüldü, araçtan atıldı. * 29 Temmuz: Avukat Muammer Öz, Moda'da kimlik soran polisle tartışınca dövüldü, burnu kırıldı. * 10 Ağustos: Taksim Polis Merkezi'de dövülüp yola atılan Mehmet Nezir Çirik'in dalağı alındı. * 20 Ağustos: Nijeryalı Festus Okey, Taksim Polis Merkezi'nde polis tarafından vurularak öldürüldü. * 18 Eylül: Polonyalı Dariusz Witek'in, Yabancılar Şubesi misafirhanesinde intihar ettiği iddia edildi. Hiçbir tanık yok. * 7 Ekim: 19 yaşındaki Ferhat Gerçek, Yenibosna'da Yürüyüş dergisi satarken yaşanan tartışma sonrasında polis kurşunuyla vuruldu. Felç oldu. * 14 Ekim: Sertan Çelik, Taksim'de müziğin sesini kısmadı diye trafik polisi tarafından dövüldü ve tutuklandı. * 22 Kasım: 26 yaşındaki Feyzullah Ete, Avcılar'daki bir parkta arkadaşıyla birlikte bira içtiği gerekçesiyle polisin attığı tekme sonucunda öldü. * 25 Kasım: İzmir'de arabasıyla giderken dur ihtarına uymadığı gerekçesiyle polisin ateş etmesi sonucunda, 20 yaşındaki Baran Tursun'un beyin ölümü gerçekleşti. 'Dur' ihtarı meselesine kesin bir açıklık getirilemedi. * 25 Kasım: Alkol muayenesi sırasında Posta Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mehmet Coşkundeniz polis tarafından yere yatırılıp kelepçelendikten sonra dövüldü.
ombakkombak Mesaj tarihi: Ocak 2, 2008 Mesaj tarihi: Ocak 2, 2008 Polise olası kasıttan 25 yıl istenmiş fezlekede. http://www.gazeteport.com.tr/GUNCEL/NEWS1/GP_132736
mahmut tuncer Mesaj tarihi: Ocak 2, 2008 Mesaj tarihi: Ocak 2, 2008 balık tutarken dekolteli diye götürülen ve polisler tarafından taciz edilen kadını unutmayalım. bir de; "Eskisehir'de taraftarlar dernegi baskani Deniz Yilmaz gözaltina alindi. Polis Yilmaz'in kendini duvara vurup akcigerlerini patlattigini kaburgalarini kirdigini açikladi... "
Eternalus Mesaj tarihi: Ocak 2, 2008 Mesaj tarihi: Ocak 2, 2008 oluyo mahmut öyle şeyler, polisin işkence geyiği çok olduğu için adam işkence yaptılar bana diyo hooop ondan sonra adamın niye orda olduğu unutuluyo. bi sefer şey olmuştu nezarette kamera varmış böyle. adam soyunuyo önce, başlıyo kendini dövmeye yumruk atıyo falan fight clubtaki gibi. sonra buna bişiy dememişler çaktırmayın olm şşt psst falan diye, adam çıkmış bana işkence yaptılar lelele diyodu. sonra videoyu gösterip kayıyolar buna :D onun da cezası giriyo adama
MacLeod Mesaj tarihi: Ocak 2, 2008 Mesaj tarihi: Ocak 2, 2008 elemanın ölmesi tabi üzücü ama yılmaz özdile katılmamak elde değil. ölen çocukta tamamen suçsuz değil. eğer sarhoş halde hız yapıp polisten kaçmaya çalışırken başka insanları ezseydi, sizin yakınlarınızdan birini ezip geçseydi hangi biriniz bu adamı savunabilecekti. ha türk polisi de sütten çıkma ak kaşık değil ama topluma tehtit oluşturan birisini durdurmaya çalışmış.öldürmeye kastettiğinide pek sanmıyorum.
Burax Mesaj tarihi: Ocak 2, 2008 Mesaj tarihi: Ocak 2, 2008 abi zaten polis %90 kazayla vurdu hs yani istese kafadan vuramaz terörist fln olsa kafadan vuramaz normal polisimiz onun için durdurmaya çalıştı güme gitti diyebilir haa insan hayatı bu kadar ucuz mu?Burası TR herşeyin en ucuzu burada bulunur
naraso Mesaj tarihi: Ocak 3, 2008 Mesaj tarihi: Ocak 3, 2008 başlığı okurken fuck the police çıktı şansıma anladınız siz
karabocek Mesaj tarihi: Ocak 3, 2008 Mesaj tarihi: Ocak 3, 2008 saçma.. lastiğedemi sıkamamış kafaya nişan almak niye.. ha nişanda o kdr sorun varsa ztn polis olmasın bence, arabaya ateş etse durur ayrıca devam etceğini sanmıyorum kimsenin..
Absolut Mesaj tarihi: Ocak 3, 2008 Mesaj tarihi: Ocak 3, 2008 Araba ile barikatın üzerine gelen bir aracın lastiğine sıktığında filmlerdeki gibi patlamaz araba. Pısss eder yoluna devam eder. Polis orda karar verme yetkisini kullanıp söföre ateş etmiş, ne yazıkki araçlarda sürücünün görünen kısmının %90ı kafa oluyor. Keşke öldürmeden durdurabilseydi ama durdurulamamış.
fede Mesaj tarihi: Ocak 3, 2008 Mesaj tarihi: Ocak 3, 2008 polis haklı dur dedin mi durulacak? neyine bu kadar söyleniyolar anlamıyorum ben. hukuk devleti hukuk devleti diye kıçımızı yırtıp sonra da polis bizi durduramaz diyemeyiz
DoubleW Mesaj tarihi: Ocak 3, 2008 Mesaj tarihi: Ocak 3, 2008 Polis dur dedi mi gerçekten durulması lazım, üzücü bi olay, ben 2 tarafıda haklı haksız diye ayırmak istemiyorum ölen bir genç var, fakat "polis iyi iş çıkarmış" demek şu olay için ( yani ölenin terörist diil bi genç olduğunu bilerek) söylemek bana göre insanlık dışı.Diğer yandan polis haksızda demiyorum, zaten haklı haksız kanunlar önünde ortaya çıkar.
Drigeolf Mesaj tarihi: Ocak 4, 2008 Mesaj tarihi: Ocak 4, 2008 Öncelikle şu kaynağa göre(Polis Haber) durum biraz farklı. Bakalım kanunda neler yazıyor: Kanun Polisin silah taşıma ve bulundurma yetkisi Polise silah taşıma ve bulundurma yetkisini 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu verir: 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununun 4 üncü maddesindeki “Polis, silahlı icra ve inzibat kuvveti olup üniformalı ve sivil olmak üzere iki kısımdır.” Hükmü polisin silah taşımasının ve dolayısıyla bulundurmasının hukuki zeminini oluşturmuştur. Madde metninde geçen silah sadece ateşli tabancaları ifade etmemektedir. Her tür ateşli-ateşsiz silahlar ile toplu imha silahlarını kapsamaktadır. Ancak bu hak görevi dolayısıyla polise verilmiştir. Bu nedenle birey olarak polis bu hakka sahip değildir. Polis bu hakkını görevi gereği ve yetkili makamlarca uygun görülen silahları uygun görülen durum ve zamanlarda kullanabilecektir. Vatandaşların Silah bulundurma ve taşıma hakları; 6136 s. K. Ek Madde 7 “ Silah ruhsatı almasında mani hali bulunmayan her Türk vatandaşı bulundurmak maksadıyla silah satın alabilir. Bulundurma ruhsatı mesken yada iş yerinde bulundurmak üzere iki şekilde verilir. Bulundurma ruhsatlı silahların bir yerden başka bir yere nakli için mahallinin en büyük Mülki Amirinin vereceği nakil belgesi gereklidir. Bu belge atış poligonlarına gidiş ve dönüş için de geçerlidir. Ancak, silah nakil belgesinde belirtilen gün ve güzergah haricinde silah, mesken veya iş yeri dışına çıkarılamaz.” Hükmü bulundurma amacıyla edinilecek silahları bireysel güvenliğin sağlanması için bir hak olarak sakıncası bulunmayan her vatandaşına tanımıştır. 91/1779 Sayılı Ateşli Bıçaklar ve Diğer Aletler Hakkındaki Yönetmelikte sıralanan şartlara sahip yurttaşlar ve yabancılar yine yönetmelikte geçen durumlarda yetkili makamlardan alınacak ruhsatla izne tabi silaha bulundurma veya taşıma ruhsatı alabilirler. Şahsi durumu 6136 sayılı yasanın yedinci maddesinde sıralı, silah taşımalarına izin verilenler sınıfına girmediği halde, anılan maddenin beşinci bendine dayanarak, hayatlarının harici ve ciddi tehlikelere maruz kaldığını beyan eden Türk ve yabancılara takdir yetkisi esas alınmak üzere İçişleri Bakanı veya yetki vermesi halinde İl Valilerince taşıma ruhsatı verilebilmektedir. Polis kanunların kendisine verdiği yetkiyle hukuki sınırlar dâhilinde silah kullanır: Silah Kullanma Yetkisi veren Temel Kanunlar: 1- 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu: İnzibat kuvveti olması nedeniyle silah taşıyan polis bu hak ve yükümlülüğünü yine kanunun öngördüğü şekil ve durumlarda kullanacaktır. Nitekim 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu 16 ıncı maddesi; “ Polis, aşağıda yazılı hallerde silah kullanmağa salahiyetlidir: A) Nefsini müdafaa etmek; B) Başkasının ırz ve canına vuku bulan ve başka surette men’i mümkün olmayan bir taaruzu savmak için; C) Ağır cezayı müstelzim bir suçtan maznun olarak yakalanıp nezaret altında bulunan veya her hangi bir suçtan mahküm ve mevkuf olupta tutulması veya nakil ve sevki polise emir ve tevdi olunan şahısların kaçmaları veya bu maksatla polise taaruzları halinde yapılacak ihtarlara itaat edilmemiş ve kaçmağa ve taaruza mani olmak için başka çare bulunmamışsa; D) Muhafazasına memur olduğu mevki veya elindeki silaha yahut kendisine verilmiş veya teslim edilmiş olan karakolhane ile şahıslara karşı vuku bulacak taarruzu başka suretle def’e imkan olmamışsa; E) Ağır cezayı müstelzim ve meşhut cürüm halinde bulunan suçlarda suçlunun saklı olduğu yerin arandığı sırada o yerden şüpheli bir şahıs çıkarak kaçtığı ve dur emrine kulak asmadığı görülerek başka suretle ele geçirilmesine imkan bulunmamışsa; F) Ağır hapsi müstelzim bir suçtan dolayı maznun veya mahküm olupta zabıtaca aranmakta olan bir şahsın yakalanmasına teşebbüs edildiği sırada kaçar ve dur emrine de kulak asmayarak başka türlü ele geçirilmesi kabil olmazsa; G) Vazife esnasında polise tecevüze veya karşı koymağa elverişli aletlerin ve silahların teslimi emredildiği halde emrin derhal yerine getirilmeyerek karşı gelinmesi veya teslim edilmiş silah ve aletlerin zorla tekrar alınmasına kalkışılmışsa; H) Polisin vazifesini yapmasına yalnız veya toplu olarak fiili mukavemette bulunulmuş veya taarruzla mümanaat edilmişse; İ) Devlet nüfuz ve icraatına silahlı olarak karşı gelinmişse;” Şeklinde sıralanan durum ve şartlarda polise silah kullanma yetkisi verir. Açıkça gözüküyor ki 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'na göre(H maddesi)Polisin vazifesini yapmasına yalnız veya toplu olarak fiili mukavemette bulunulmuş veya taarruzla mümanaat edilmişse polis silah kullanabilir. Yani polisin yetkisini kullanmasına(tutuklama,kimlik sorma) karşı çıkılırsa polis sizi yasal olarak vurabilir. Aynı sitede (yazarın kendi yorumu olarak, ki yazar bu konuda uzman bir kişidir) kullanım usulüne de değinilmiş: "Güvenlik görevlisinin kendisini açıkça tanıtması, ateşli silah kullanacağını sözle ve davranışlarıyla kesin olarak göstermesi tehdit unsurların bu durumu algılamalarını sağlayacak kimlik göstermek, sözle bildirimde bulunmak, silah göstermek, doğrultmak, havaya ateş etmek gibi ardı sıra ciddiyet ve kararlılığı gösterecek söz, fiil ve yaklaşımlarla bu durumu pekiştirmesi gerekmektedir. Tüm uyarılar makul süre beklenerek ve her aşamada sözlü açıklamalarda bulunmak suretiyle netleştirilmelidir. Acil ve zorunluluk durumlarında uyarı yapılmaksızın ateşli silah en etkin yöntemle kullanılarak tehdit etkisiz hale getirilir." Fakat silahın makul kullanılması gerekliliği de yazıda eleştirilmiş: "“Polisin, genel zabıta olarak silah kullanma yetkisinin bulunması, görevinin niteliği icabı olarak zor kullanma yetkisinin en ağır derecesi ve tabii bir sonucudur. Aksi takdirde, belli nitelikteki görevleri yapma gücü olmaz. Polis silah kullanma yetkisini, her zaman rastgele ve istediği zaman kullanamayacaktır. Yasalar hangi hallerde silah kullanacağını sayarak, yetkinin sınırlarını belirtmiştir. Silah en son çare olarak ve düzeni “ağır derece “bozan kişiyi kaçamaz ve saldıramaz hale getirmek amacıyla kullanılmalıdır. Polis kendisine verilen görevleri yerine getirirken, diğer zorlama tedbirleri yetersiz kalmış ve “ateşli” silah kullanma zorunluluğu ortaya çıktığı takdirde, en son çare olarak “ateşli” silaha başvuracaktır. Bu nedenledir ki polis nerede, ne zaman, hangi şartlarda, ne şekilde “ateşli” silahını kullanacağını çok iyi bilmek durumundadır.” Güç kullanımının en basit aşamaları olan “Tenbih”, “İhtar”, “İkaz” gibi fizik temastan önce tüm bildirim ve psikolojik baskı yöntemleri uygulanmalı, suçu önlemeye en elverişli silahı; göstererek, çekerek, doğrultarak, uyarı atışı veya savurma şeklinde kullanarak, fiziki güvenlik önlemleri alınarak saldırgan durdurulmaya çalışılmalıdır. Basit bir asayiş olayında polisin üniforması ile suçlunun karşısına dikilmesi “dur polis” ihtarı, elini cop’a götürmesi, cop’unu kaldırarak “Dur” “Çök” “Yat” gibi ikazlarda bulunması, kalkan, barikat gibi fiziki önlemlerin kullanılması, saldırgana doğru copunu sağa-sola savurarak ikaza devamı ve yinede etkili olamamışsa kaba etlerine cop vurması veya kimyasal gözyaşartıcı gaz kullanımı aşamalı zor kullanımına iyi bir örnektir. Şüpheliyi her aşamada ikaz etmesi ve güç kullanımını en az düzeyde tutması bu arada bildirimleri ile halkın da desteğini alması en uygun yol olarak görülmektedir. Ateşli silah kullanımı profesyonellik gerektirir hatalı kullanımı telafi edilemeyecek sonuçlar doğuracağından başkaca çare kalmamışsa uygulanmalıdır. Orantılılık silahların birbirlerine denkliği olarak algılanmamalıdır. Suçu veya olayı önlemeye en elverişli silahın en az zarar gözetilerek kullanımı şeklinde algılanmalıdır. Bıçağı rehinenin bağazına dayayan bir saldırgan elbette başka çare kalmamışsa ateşli silahla durdurulacaktır. Bu silahın eline, ayağına veya başına yöneltilmesi tabiî ki somut olayın ve riskin durumuna bağlıdır. Ateşli tabancaya sahip saldırganlara uzun namlulu silahlarla müdahale edilmesi, uzun namlulu silahlara ve benzeri ağır silahlara sahip saldırganlara el bombaları, panzerler, ağır makine ve teçhizatla müdahale edilmesi görevin bir gereği olduğu gibi doğabilecek zararların en aza indirilmesi için de zorunluluktur." Duruma bakıldığı zaman, yasal olarak polisin mukavemetle karşılaştığı(yetkilerinin engellendiği) noktada silah kullanma yetkisi var. Fakat bu yetki özellikle belirtildiği gibi makul, duruma uygun bir biçimde uygulanmalı(yasalara göre "silah" kelimesi sadece ateşli silahlar değil, cop, sprey gibi araçlar için de kullanılır). Olayda polisin silah seçimini şahsen doğru buluyorum(kaçmak üzere olan bir arabayı durduracak belki de tek silah ateşli silahlardır). Fakat açıkça görülüyor ki polis silahını makul bir biçimde kullanmamış(lastiklere ateş edilebilirdi). Burada sorulması gereken soru, polisin gerçekten öldürmek için ateş edip etmediği. Hareket halindeki bir araçtan ateş etmenin inanılmaz derecede zor olduğu düşünülecek olursa polis çok büyük bir olasılıkla sürücüye değil lastiklere nişan almıştır(ki bu makul bir uygulamadır, hele ki altınızda şahin varsa ve kaçan kişinin cipini yakalamanız imkansızsa). Büyük ihtimalle araba hareket halinde olduğu için sürücüye isabet etmiştir mermi. Eğer durum böyle ise polisin bir suçu yoktur. Yasal olarak hakkı olan silah kullanma yetkisini tabancasını kullanmak olarak uygulamış ve makul bir şekilde uygulamaya çalışırken, sürücü yüksek hızda kaçtığı için istemeden ona isabet ettirmiştir. En iyi eğitimli polislerin bile ıskalayabileceği düşünülecek olursa yasal ve etik olarak polisin suçlu olduğunu düşünmüyorum. Eğer sürücü deli gibi( hızla) polisten kaçmasaydı bu durumla karşılaşılmayacaktı. Hele ki terör tehlikesi olan bir ülkede polis o aracı durdurmak için elinden geleni yaparak iyi etmiştir(tamam o saatte bomba taşımıyor olabilirler ama içeride aranan bir teröristin olmadığı ne malum?,bir sorun olmasa kaçmazdı değil mi?). Denildiği gibi içeride aranan bir suçlu olsaydı çoğu kişi iyi olmuş derdi zaten.
Öne çıkan mesajlar