tunca Mesaj tarihi: Haziran 12, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 12, 2009 edit:yeni başlık açiyim en iyisi, buraya olmadı bu. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Eylül 27, 2009 Konuyu açan Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 27, 2009 37) Michael Moorcock - The Revenge of the Rose: Moorcock'un 1991'de çıkardığı bir Elric romanı. Artık basılmadığından AbeBooks ile alacaksınız okumak isterseniz. Klasik Elric romanlarından farklı kendisi. Moorcock'un son dönem eserlerinden sayılabileceğinden anlatım ve içerik olarak değişik. Wheldrake ve Rose gibi, Charion ve Gaynor gibi mükemmel karakterlere sahip. En sevdiğim Moorcock olmasada en sevdiğim Elric romanı. Tavsiye ederim. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
soulberry Mesaj tarihi: Kasım 16, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 16, 2009 çok güzel olmuş rehber. terazin olsaydı otururdum. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Komutan Mesaj tarihi: Aralık 4, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 4, 2009 Birkac tavsiye de benden: Glen Cook- Birkac serisi var ve hepsini tavsiye ederim. Black Company, Dread Empire, Instrumentalities of Night. Cook genel olarak savasi ve askerleri on plana alan hikayeler anlatmayi seviyor. Richard Morgan- Steel Remains ve onu takip edecek romanlardan olusan seri. Morganín tarzi biraz Joe AberCrombieyí hatirlatiyor. Aynen onun gibi bazi fantazi kiliseleri ile oynayip baska bir hale sokuyor ve kitaplari bol siddet ve cinsellik iceriyor. Mesela Steel Remains'deki bas kahraman bircok acidan tipik kahraman ozelliklerine sahip(iyi dovusen genc, yakisikli erkek kahraman), fakat hic de tipik olmayan bir sekilde escinsel. Bu arada Richard Morgan'ín bilimkurgu romanlarini da tavisye ederim. Takashi Kovacs romanlari ve Black Man cok hosuma gitti. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Ocak 17, 2010 Konuyu açan Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 17, 2010 38) Neil Gaiman, Ed. - The Sandman: Book of Dreams: Eğer Sandman'i bu listeye dahil etmediysem bunu nedeni çizgiroman olması değildir kesinlikle, Yüzüklerin Efendisi'ni ya da Gormenghast'ı niye anlatmadıysam Sandman'i de o nedenle anlatmadım: fantastik edebiyatla ilgilenen herkesin zaten bileceğini düşündüğüm ve daha çok ülkemizde pek bilinmeyen eserleri tanıtmaya çalıştığım için. Bu öykü antolojisi ,adı üzerine, Sandman'den esinlenilerek hazırlanmış. Endless ailesinin dünya üzerindeki etkilerini anlatıyor da diyebilirim. Okumak, anlamak ve zevk almak için Sandman'i okumuş olmanız gerekli değil. Öyküler çok ender doğrudan Endless'ı ya da öteki Sandman karekterlerini önemli rollerde kullanıyor. Yazarlar Gaiman'ın dünyasını kendi karakterleri ve öykülerini anlatmak için kullanmış ve Sandman temel olarak öyküler hakkında bir öykü olduğu için çok da güzel olmuş bu. Fantastik edebiyat ile yeni tanışanlara önerebileceğim en iyi kitaplardan biri bu. Türün en iyi yazarlarını içinde topluyor, kimi okumak isteyeceğiniz hakkında güzel bir fikir veriyor. Colin Greenland, John M. Ford, Lisa Goldstein, Tad Williams, Gene Wolfe, Steven Brust ve Susanna Clarke antolojide yer alan yazarlardan dersem sanırım ne demek istediğimi daha iyi anlatırım. Çantada iki-üç ay taşınıp, arada sırada bir öykü okuyarak bitirilecek bir kitap. Öykü okumayı seviyorsanız, ya da fantazinin kaliteli yazarlarını binlerce sayfa okumadan biraz tanımak istiyorsanız alın. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Mart 11, 2010 Konuyu açan Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Mart 11, 2010 39) Brandon Sanderson - Elantris: Sanderson'u çoğunuz Wheel of Time'ı tamamlayacak olduğu için tanımışsınızdır. Doğrusu ben de öyle duydum adını ilk kez. Daha Wheel of Time kitabını okumadım yazdığı ama ilk yayımlanan kitabı Elantris güzel bir kitap. İlk kitaplarda sık sık karşımıza çıkan - hatta arkadaşlar arasında ilk kitap sendromu adını taktığımız (Sema Kaygusuz'un Yere Düşen Dualar'ını okuyun sendromun ideal bir örneğini görmek istiyorsanız) - deux ex machina kullanımı, bir sürü laf ederek felsefe yapmaya çalışma, karakterlerin müzik seti kafalı olması, gereksiz soyutlamalar gibi dertlerden neredeyse arınmış. Yazar bir Mieville ya da Brust değil ama dili yine de okutuyor kendini. Yazarın tasvir yeteneği değil kendini öne çıkaran, diyalogları. Aşırı Amerikan bir dil kullanıyor diyebilirim hatta. Bazen The Big Bang Theory gibi sit-com'lardan çıkmış gibi duruyor diyaloglar. Karakterlere bağlanıp, okumayı sürdürmemizi sağlayan en önemli nedenlerden. Kitabın konusu ilginç. Daha doğrusu konunun ilginçliğini veren ana şey olan öykünün geçtiği dünya ilginç. Aniden tanrılarınız dilenciden beter duruma düşerse ne yaparsınız? Kitabın verdiği cevap tatmin edici denilebilir. Yeni bir Moorcock kitabı heyecanıyla olmasada tavsiye edebilirim. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Nisan 25, 2010 Konuyu açan Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 25, 2010 NOT: Listeme yeni bakanlar ve temayı tam olarak anlayamayanlar için tekrar söylüyorum: Burada alışıldık fantastik kitaplar değil, fantastik öğeler taşıyan (House of Leaves gibi) edebi kitapları tanıtıyorum. Epik fantaziler de buradalar fantastik öğeler taşıyan edebi eserler oldukları için, Neal Stephenson'un Barok serisi de burada aynı nedenden dolayı. Sadece WotC romanları okumuş biri onlara fantazi olarak yaklaşmaz büyük ihtimalle ama. Fantastik edebiyat konumuz, unutmayın. Sahilde Kafka da, Gravity's Rainbow da bu tanıma giriyor. Sonra Ö.M. atıp aldım okudum bunu, fantazi değil bu demeyin. Tamam? 40) Murakami Haruki - Umibe no Kafuka: Bir altta yazan light novellar hariç okuduğum tek japon romanı. 2005'de World Fantasy Award alan kitabımız evden kaçan 15 yaşında bir çocuğun ve küçükken başından ilginç bir olay geçmiş ve bu olayın sonucu hafızasını ve zekasını kaybedip kedilerle konuşabilmek gibi garip bir yetenek kazanmış yaşlı bir adamın öykülerini anlatıyor. Bulmacalarla, ilginç karakterlerle, kedilerle ve kitaplarla dolu bir roman. Ana temalarından biri de Oedipus kompleksi. Dili akıcı, içinde çok hoş, elmas değerinde minik parçalar var. Bir söz, bir tasvir ya da sadece minik bir duygu. İnsanı bittiğinde acı bir mutluluğa gömen, uzun uzun düşündüren bir kitap. Benim okuduğum Vintage çevirisi akıcıydı, edebiydi. 41) Tanigawa Nagaru - Suzumiya Haruhi: Umutları, düşleri ve duygularıyla gerçekliği değiştirebilen bir kızı ve etrafında dönen olayları anlatıyor. Animesi, mangası ve filmi de var. Rahat okunan, esprili bir dille yazılmış romanlar. Sürükleyiciler. Ağır işler arasında okunup rahatlatacak tarzda. Resmi çevirileri yerine Baka-Tsuki'nin yaptığı çeviriye ulaşmanızı tavsiye ederim. 42) Thomas Pynchon - Gravity's Rainbow: Post-modernizmin başyapıtlarından biri sayılan bu roman fantastik edebiyatın da başyapıtlarından biri olabilir pek hala. Ne de olsa fantazi post-modern edebiyatın ana araçlarından biri. II. Dünya Savaşında geçen roman yüzlerce karakter ve alt öykü içerdiği için konusunu basitçe anlatabileceğimi sanmıyorum. Onun yerine başkaların rüyalarını ve hayallerini onlar yerine yaşayıp, o başkalarının savaş üzerine konsantre olmasını sağlayan bir karakterin rüyasını okuyun aşağıda. Bunlar ayrıca kitabın da ilk sayfaları: A SCREAMING COMES ACROSS THE SKY. It has happened before, but there is nothing to compare it to now. It is too late. The Evacuation still proceeds, but it's all theatre. There are no lights inside the cars. No light anywhere. Above him lift girders old as an iron queen, and glass somewhere far above that would let the light of day through. But it's night. He's afraid of the way the glass will fall—soon—it will be a spectacle: the fall of a crystal palace. But coming down in total blackout, without one glint of light, only great invisible crashing. Inside the carriage, which is built on several levels, he sits in velveteen darkness, with nothing to smoke, feeling metal nearer and farther rub and connect, steam escaping in puffs, a vibration in the carriage's frame, a poising, an uneasiness, all the others pressed in around, feeble ones, second sheep, all out of luck and time: drunks, old veterans still in shock from ordnance 20 years obsolete, hustlers in city clothes, derelicts, exhausted women with more children than it seems could belong to anyone, stacked about among the rest of the things to be carried out to salvation. Only the nearer faces are visible at all, and at that only as half-silvered images in a view finder, green-stained VIP faces remembered behind bulletproof windows speeding through the city. ... They have begun to move. They pass in line, out of the main station, out of downtown, and begin pushing into older and more desolate parts of the city. Is this the way out? Faces turn to the windows, but no one dares ask, not out loud. Rain comes down. No, this is not a disentanglement from, but a progressive knotting into—they go in under archways, secret entrances of rotted concrete that only looked like loops of an underpass . . . certain trestles of blackened wood have moved slowly by overhead, and the smells begun of coal from days far to the past, smells of naphtha winters, of Sundays when no traffic came through, of the coral-like and mysteriously vital growth, around the blind curves and out the lonely spurs, a sour smell of rolling-stock absence, of maturing rust, developing through those emptying days brilliant and deep, especially at dawn, with blue shadows to seal its passage, to try to bring events to Absolute Zero . . . and it is poorer the deeper they go ... ruinous secret cities of poor, places whose names he has never heard. . . the walls break down, the roofs get fewer and so do the chances for light. The road, which ought to be opening out into a broader highway, instead has been getting narrower, more broken, cornering tighter and tighter until all at once, much too soon, they are under the final arch: brakes grab and spring terribly. It is a judgment from which there is no appeal. The caravan has halted. It is the end of the line. All the evacuees are ordered out. They move slowly, but without resistance. Those marshaling them wear cockades the color of lead, and do not speak. It is some vast, very old and dark hotel, an iron extension of the track and switchery by which they have come here. . . . Globular lights, painted a dark green, hang from under the fancy iron eaves, unlit for centuries . . . the crowd moves without murmurs or coughing down corridors straight and functional as warehouse aisles . . . velvet black surfaces contain the movement: the smell is of old wood, of remote wings empty all this time just reopened to accommodate the rush of souls, of cold plaster where all the rats have died, only their ghosts, still as cave-painting, fixed stubborn and luminous in the walls . . . the evacuees are taken in lots, by elevator—a moving wood scaffold open on all sides, hoisted by old tarry ropes and cast-iron pulleys whose spokes are shaped like Ss. At each brown floor, passengers move on and off. . . thousands of these hushed rooms without light. . . . Some wait alone, some share their invisible rooms with others. Invisible, yes, what do the furnishings matter, at this stage of things? Underfoot crunches the oldest of city dirt, last crystallizations of all the city had denied, threatened, lied to its children. Each has been hearing a voice, one he thought was talking only to him, say, "You didn't really believe you'd be saved. Come, we all know who we are by now. No one was ever going to take the trouble to save you, old fellow...." There is no way out. Lie and wait, lie still and be quiet. Screaming holds across the sky. When it comes, will it come in darkness, or will it bring its own light? Will the light come before or after? But it is already light. How long has it been light? All this while, light has come percolating in, along with the cold morning air flowing now across his nipples: it has begun to reveal an assortment of drunken wastrels, some in uniform and some not, clutching empty or near-empty bottles, here draped over a chair, there huddled into a cold fireplace, or sprawled on various divans, un-Hoovered rugs and chaise longues down the different levels of the enormous room, snoring and wheezing at many rhythms, in self-renewing chorus, as London light, winter and elastic light, grows between the faces of the mullioned windows, grows among the strata of last night's smoke still hung, fading, from the waxed beams of the ceiling. All these horizontal here, these comrades in arms, look just as rosy as a bunch of Dutch peasants dreaming of their certain resurrection in the next few minutes. His name is Capt. Geoffrey ("Pirate") Prentice. He is wrapped in a thick blanket, a tartan of orange, rust, and scarlet. His skull feels made of metal. Just above him, twelve feet overhead, Teddy Bloat is about to fall out of the minstrels' gallery, having chosen to collapse just at the spot where somebody in a grandiose fit, weeks before, had kicked out two of the ebony balusters. Now, in his stupor, Bloat has been inching through the opening, head, arms, and torso, until all that's keeping him up there is an empty champagne split in his hip pocket, that's got hooked somehow— By now Pirate has managed to sit up on his narrow bachelor bed, and blink about. How awful. How bloody awful . . . above him, he hears cloth rip. The Special Operations Executive has trained him to fast responses. He leaps off of the cot and kicks it rolling on its casters in Bloat's direction. Bloat, plummeting, hits square amidships with a great strum of bedsprings. One of the legs collapses. "Good morning," notes Pirate. Bloat smiles briefly and goes back to sleep, snuggling well into Pirate's blanket. 43) Y. Hakan Erdem: Kitab-ı Duvduvani: Osmanlı tarihi hakkında, ilk okunduğunda hiç de gerçek Osmanlı tarihiyle ilgisi yokmuş gibi görünen, gerçeklikle ve Sandman vari bir öykü anlatımının gücü ile ilgilenen bir roman. Bir ilk roman olmasına rağmen mükemmel bir kurguya (mükemmel ve aşırı post-modern) sahip. Zor okunan yapısına rağmen hemen bitirilecek kadar sarıyor insanı. Yarısı geçmişte, Osmanlının olmayan bir padişahının ve bir arkadaşının başından geçen olmayan olayları - ki yakından incelendiğinde ilginç espriler ve göndermeler yakalayacaksınız; diğer yarısı da günümüzde, bu evrende ya da şu evrende, gerçekliği değiştirebilen bir kitabın etrafında dönen olayları anlatarak geçiyor. Ülkemizden ender çıkan kalitede bir roman. Türünde en iyisi bile olabilir. Kesinlikle okumalısınız. Anadili Türkçe olan herkes kesinlikle okumalı. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Mayıs 4, 2010 Konuyu açan Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 4, 2010 44) Kristin Cashore - Graceling: Bir ilk kitap daha. Listeyi izleyenler bilirler, ilk romanlara özel bir ilgim vardır. Mümkün olduğunca çok ilk roman okumaya çalışıyorum ve güzel olanlarını burada sizlerle paylaşıyorum. Graceling de güzel bir ilk roman. Graceling hakkında söylemem gereken ilk şey bir young adult romanı olduğu. Kitap özgürlük hakkında genel olarak diyebilirim. Karakterleri türünün tüm iyi örnekleri gibi kendilerini sevdiren ve pek gerçekçi olmayan karakterler. Bazıların bazı insan üstü yetenekleri var grace denilen. Tek bir işe yarıyor bu yetenekler: iyi yüzmeye, yemek yapmaya, öykü anlatmaya, ağaca tırmanmaya, kılıç kullanmaya, akıl okumaya, öldürmeye... Öykümüz de sekiz yaşındayken öldürmek konusunda özel olarak yetenekli olduğu öğrenilen bir kızın büyüdüğünde başından geçenleri anlatıyor. Kitabın devamı seneye çıkıyor. Merakla bekliyorum şimdiden. Kitap öyle ortada da bitmedi, düzgünce tamamlamış yazar öyküyü. Merakım karakterlerin kendilerini bana gerçekten sevdirmiş olmalarından. Ben şu sesli kitaptan dinledim bunu. Eğer hiç sesli kitap dinlemediyseniz başlamak için de iyi bir eser bence bu: http://www.audible.com/adbl/site/products/ProductDetail.jsp?BV_SessionID=@@@@0954459305.1272986612@@@@&BV_EngineID=ccciadekflkfjelcefecekjdffidfjl.0&productID=PF_FCAU_000076 Yayınevi kitap için bir de fragman hazırlamış (popüler olmaya başladı bu kitaba fragman hazırlama işi de epey). Burada: Fragman o kadar adi ki insan kitabı okumak istemez izledikten sonra, ben okumazdım (ya da dinlemezdim); söylemedi demeyin... http://www.youtube.com/watch?v=m7jwHLDpxFM&feature=player_embedded Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Temmuz 4, 2010 Konuyu açan Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 4, 2010 45)Patrick Rothfuss - The Kingkiller Chronicle: Kitabımız medeniyetten uzak bir kasabada, bir handa başlıyor. Hancının oraya bir şeylerden kaçıp saklanmaya geldiğini öğreniyoruz. Asıl öykü hancımızın orada saklandığı öğrenip hikayenin aslını birinci ağızdan dinlemeye gelen bir tarihçi-yazar-biyografici kişilik ile başlıyor. Hancı öyküsünü en baştan, çocukluğundan anlatmaya başlıyor ve kitabın sonuna geldiğimizde sadece karakterlerle tanışmayı ve kaçmasına neden olan şeyler hakkında biraz ipucu almayı beceriyoruz. Hangi kralı, neden öldürdüğü hakkında bir bilgi yok. Yazar seriyi tek kitap halinde, "The Song of Flame and Thunder" adı altında bitirdikten sonra yayıncı aramaya başlamış ve DAW ile anlaşmış. DAW kitabın üçe bölünmesini tekrar üzerinden geçilmesini istemiş. İkinci cilt 7-8 ay içinde çıkıyor. Kitabın birinci ağızdan anlatılan kısımları epey iyi. Sesli kitap olarak dinlemiştim kitabı, belki de o yüzden öyle gelmiştir bana ama. Kahramanımız çingenelere benzetilebilecek gezici-tiyatrocu bir aileden geliyor ve kitabın iyi bir kısmı da karakterlerin anlattığı hikayelerle geçiyor. Hikayeler öyküyü yavaşlatmaktansa iyice kitabın dünyasının içine girmemizi sağlıyor. 46) Dan Simmons - Song of Kali: Ailesiyle birlikte Kolkata'ya giden bir ailenin başından geçen, ve içine hayal edilmiş en korkunç tanrısal varlık olan Kali'nin de karıştığı olayları anlatan korku romanı. Konusu hakkında ne kadar az konuşursam o kadar iyi olur. Kitap epey korkunç. Birinci ağızdan yazılmış. Zaten korku romanlarının birinci ağızdan yazılmaları gerektiğini düşünmüşümdür ben hep. 47) John Moore - Heroics for Beginners: Bu listedeki en hafif kitap olabilir bu. Bir mizah romanı. Fantazi klişeleri ile alay ediyor. Reklam ...it features an "Ice Princess" too hot for her own good, a dashing price too smart for his times, an Evil Overlord who knows the list, an Ancient Artfact(tm), and a Diabolical Device(tm) that is truly diabolical. Plus the usual super-competent rival prince. Kafanızı dinlendirmek isterseniz hiç çekinmeden alıp okuyabilirsiniz. Otostopçudan beri hiç bir Sf&f kitabı bu kadar güldürmemişti beni. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Ocak 6, 2011 Konuyu açan Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 6, 2011 Not: Aylar olmuş yeni bir şey yazmayalı. Büyük güncelleme geliyor öyleyse. Formatı da biraz değiştirdim. Artık kitabın yanında parantez içinde [böyle: (ekitap)] ekitap linkini vereceğim. Bulabilirsem yayınevinin sitesinden, bulamazsam B&N'dan, oradan da bulamazsam Inkmesh'den. Niye B&N derseniz, ben ekitaplarımı oradan alıyorum da ondan. Bir not daha: Hemen üstteki The Kingkiller Chronicle'ın ikinci cildi 1 Mart'da çıkıyor. (ekitap) 48) Brandon Sanderson - The Stormlight Archive (ekitap): Brandon Sanderson on cilt olacağını söylediği yeni bir epik seriye başladı. Fantastik edebiyat çevrelerinde tür için en az bir Wheel of Time kadar önemli olacağını söyleniyor. Zaten Sanderson'un yıldızı çok parladı bu aralar. İlk kitabı Elantis epey güzeldi. Mistborn üçlemesi şahaneydi. Wheel of Time'ı nasıl bitirdiğini hala reread olayımı tamamlayamadığım için göremedim ama çok iyi tepkiler almıştı. Bu serinin çok iyi olmasını bekliyorum. İlk kitap zaten... ...inanılmaz. Sanderson vadedilen herşeyin çok daha fazlasını veriyor. Karakterler, kurgu, dünya... herşeyiyle inanılmaz bir kitap. Bence yeni bir Wheel of Time, yeni bir A Song of Ice and Fire, yeni bir Memory, Sorrow & Thorn doğuyor. Hatta onlardan bile daha iyi olabilir. İlk cilt olarak baktığımızda bu kadar beğendiğim başka birini hatırlamıyorum. Belki Prince of Nothing. Okuyun, hemen şimdi alın gece boyunca okuyun. Kitap aşırı uzun olmasına rağmen (1046 sayfa hardcover) üç gün içinde bitirdim, ilk sayfadan karakterler sarıyor. İkinci cildi nasıl beklerim bilmiyorum. Gerçi öykü havada bitmedi, bir bitiş var sonunda ama cliffhangerlarda var tabii. İçinde tür için yenilikler de var, okuyunca görürsünüz, spoil etmek istemiyorum. İlk sekiz bölüm 49) Ellen Kushner - Privilege of the Sword (ekitap): Bu üç kitaptan oluşan Riverside serisinin bir parçası aslında. Ama kitaplar tek tek okunabiliyor. Ben sadece bunu okudum, okursam ötekileri de ayrıca yazacağım. İyi bir kitaptı, okurum sonrakileri de bir ara. Kitap fantazinin bir alt türü olan fantasy-of-manners tarzında. Yani büyü ya da elfler yok. Sadece fazlasıyla kompleks sosyal bir yaşam, bir dünya var. Karakterlerimiz de bu sistem içinde bazen komik, bazen acı durumlara düşüyor. Tür olarak durum komedisini de çağrıştırır fantasy-of-manners. Kitabın ana karakteri kendini hemen sevdiren genç bir kız. İlk bölümden bir kaç satır ile konusunu anlatacağım: No one sends for a niece they've never seen before just to annoy her family and ruin her life. That, at least, is what I thought. This was before I had ever been to the city. I had never been in a duel, or held a sword myself. I had never kissed anyone, or had anyone try to kill me, or worn a velvet cloak. I had certainly never met my uncle the Mad Duke. Once I met him, much was explained. ... "Me! But—but— Why?" She shook her head. "Oh, it's too ridiculous even to contemplate." "Mother." I took both her hands in mine. "You cannot say that and expect me to go on counting silver as if nothing had happened. It is impossible. What does he want to see me about?" "He says he wants to make a swordsman of you." I laughed—well, I snorted, actually. If I'd had anything in my mouth, it would have flown across the room. That sort of laugh. "Just so," she said. "You go live with him and study the sword, and in return he'll not only drop the lawsuits, he'll pay off all our debts, and—well, he's prepared to be very generous." Tavsiye ederim. Eğer elflerden, büyülerden sıkıldıysanız kesinlikle okumanızı öneririm. Bu arada homofobiğim ben diyorsanız bulaşmayın. 50) Jeffrey Overstreet - Auralia's Colors (ekitap): İlginç bir kitap bu. Kendini dini bir kurgu olarak pazarlıyor ama ben bunu kitabı bitirdikten sonra farketmiş ve epey şaşırmıştım. Dili akıcı, şiirsel. Kendini okutuyor yani. Karakterler de (biraz ergen kitabı havasında tonları olsa da) güzel. Anti-ütopya da denilebilir kitaba. 51) Jacqueline Carey - Santa Olivia (ekitap): Kurtadamlar, faşisizm, faşistlerin ordusu, boks, süperkahramanlar, aşk, kardeşlik ve çocuklar hakkında bir roman. Ama bunların hepsinden önce bir büyüme öyküsü. Neler hakkında olduğunu görüp "Bu ne yahu." diye arkanızı dönmeyin ama. Carey çok iyi bir denge yaratabilmeyi başarmış kitabında. Karakterler tamamen gerçekçi davranıyorlar. Olaylar mantıklı ilerliyor. Jacqueline Carey zaten fantazi edebiyatının en iyi kadın yazarlarından biri. Ordu tarafından giriş ve çıkışların yasaklandığı bir bölgede doğan bir kız çocuğunun hayatını üzerinden anlatıyor kitap bunların hepsini. 52) Mike Carey - Felix Castor (ekitap): Dresden Files tarzında denebilir. Biraz daha yoğun bir dili var ama. Dresden seviyorsanız okuyun. Dresden ne bilmiyorsanız gidin önce onu okuyun ama. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Silphatos Mesaj tarihi: Ocak 6, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 6, 2011 soulberry said: çok güzel olmuş rehber. terazin olsaydı otururdum. hakkaten süper, terazi olsa kırılırdı. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
rahatsiz Mesaj tarihi: Nisan 14, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 14, 2011 tam fantazi edebiyatı değil ama ucundan ve asıl bilimkurgu için süper bir çalışma yapmışlar. bir saattir filan inceliyorum. 2.5 mb Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Dragonutopia Mesaj tarihi: Nisan 15, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 15, 2011 Mükemmel yapmışlar harbiden..bunu full cıkartıp duvara asmak lazım.. SPACE BATTLESHIP YAMATO yu yanlıs yazmıslar yamoto die bitek :D Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
tunca Mesaj tarihi: Nisan 27, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 27, 2011 ben mistbornu sevmedim ya ilk kitabın ortalarında falan bırakmıştım bi şans daha mı versem Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Haziran 22, 2011 Konuyu açan Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 22, 2011 Güzel bence o seri. Sanderson'u sevmeyen sevmez ama. Çok belirgin bir tarzı var. Bu arada, sabitliği gitmiş konunun :( Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
loop Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Ankarada nerden alırız kitapları. Çevirilmişleri var sağda solda ama orjinalleri? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Konuyu açan Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 İlk mesaja bak. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
loop Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Tamam, da sen 24 saata buradamısın ? İlgili bir konuya atılan msj ı en geç 10 dakika içinde cevaplıyorsun! Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Konuyu açan Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Bilgisayar başında çalışıyorum. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
loop Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 9, 2011 Ok, bende bugün dost ve imge kitapevlerine bakmıştım ama türkçe vardı sadece. Ayrıca ikinci el istemediğim için olgun sokağada gitmedim. Akşam üzeri çıkınca dediğin yere bakayım. Sağol. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
loop Mesaj tarihi: Temmuz 11, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 11, 2011 Bıçaklar kapanmış maalesef. Çevreden sordum taşınmamış, direk kapatmışlar. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
loop Mesaj tarihi: Temmuz 18, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 18, 2011 İzmir dede konakta Ceylan Kitabevini önerdiler, bir iki gün içinde bakıcam Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Marty Mesaj tarihi: Aralık 17, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 17, 2012 emegine saglik diyip upliyim da insanlar da gorsun faydalansin Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Mal Mesaj tarihi: Aralık 17, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 17, 2012 GERGE ye çok özeniyorum ya favırilere ekliyimde bi gün kitap okuyacak kafa olursa bakarım Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
pattisliborek Mesaj tarihi: Haziran 28, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 28, 2015 Şu yukarı çıksın da bulmak zor oluyor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar