xaty Mesaj tarihi: Ekim 23, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 23, 2007 29. Avrasya Maratonu bu pazar günü koşuluyor. Katılmayı düşünen veya kesin katılacak olan kimse var mı? Maraton rotası Ödüller Halk koşusu için çeşitli kayıt standlarına başvurup koşu için kayıt olmak gerekiyormuş. (Kayıt standları) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
asinanyavuz Mesaj tarihi: Ekim 23, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 23, 2007 katılacağım ben inş eski okul mezunları ile toplucanak. hatta atraksiyonlar düşünüyoruz ama bakalım. (medyatik olmicaz kendi içimizde :)) ilk defa katılacak olupta tereddütte olan arkadaşlara şiddetle katılmalarını öneriyorum çok zevkli oluyor. Koşmaya lüzum yok ki genelde yürüyoruz :D Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
AthleT Mesaj tarihi: Ekim 25, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 25, 2007 Orada olsam kesin katılırdım =) Antrenmansızım abi. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
asinanyavuz Mesaj tarihi: Ekim 25, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 25, 2007 Antrenmana gerek yook tabii eğlencesine koşmayacaksan. Bir kaç gün bacak ağrısı zarar vermez :) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
AthleT Mesaj tarihi: Ekim 25, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 25, 2007 Hehe =) Erzurum'dayım ayrıca nickimi ciddi anlamda icra ediyorum =) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
deadwoll Mesaj tarihi: Ekim 25, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 25, 2007 Ben de orada olacağım, kolay ayırt ediliriz büyük ihtimalle o kalabalıkta bile hehe. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
AthleT Mesaj tarihi: Ekim 26, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 26, 2007 Aman abi slogan atmayın da =)) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Holy Mesaj tarihi: Ekim 26, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 26, 2007 Ordayız bir kaç arkadaşımla beraber. Acıbadem'de başlayıp bir yolunu bulucaz ve kozyatağına ulaşıcaz. İkinci köprüden 4. Levent'e geçicez. Ordan metroyla Taksim'e inip gruba katılıcaz ve birinci olduuuk diye sevinicez. (:D Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
AthleT Mesaj tarihi: Ekim 26, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 26, 2007 loL Tanıdığım iki tane sağlam atlet var. Karı kocalar. Zeki - Lale Öztürk. Maratonu büyük ihtimalle Ukr. veya Afrika götürür ama. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Gilean Mesaj tarihi: Ekim 27, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 27, 2007 bu yeşil rota 8 km fln glb..eh yani koşulabilir 2 tane mola verilerek.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
deadwoll Mesaj tarihi: Ekim 27, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 27, 2007 Avrasya maratonunda da iş slogan atmaya dönmemeli. Bir de bir pislik olmaz inşallah. Bu sene baya polis ve güvenlik önlemi olacağını düşünüyorum ben. Ben de büyük ihtimal köprüyü geçince firar edecek grupta olurum :P , gözüm kesmiyor zaten belim sakat, iyice yormayayım hayvanı. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
forgiver Mesaj tarihi: Ekim 28, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 28, 2007 uppp i dont want to run alone katılcak var mı, bi de erken kalktık galiba mal gibi saatler geriye alınıyomus ben ileri almışım off olamaz böyle bişey Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
DoruK Mesaj tarihi: Ekim 28, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 28, 2007 8 metre koşunca nefes nefese kalıyorum ama kimse 8 metreyi benden hızlı koşamaz! Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
forgiver Mesaj tarihi: Ekim 28, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 28, 2007 gittim, koştum, geldim karizması bozulmasın diye halk koşusu yerine maraton terimini kullancam, maksat 8km koşup hava atmak :) ibbye iki sözüm var köprü geçişi dahil, 30 km yolu bedava götürüp, 200 ml suyu halk koşusuna katılanlara sadece bitişte dağıtmak nedir lan, seyyar satıcılar olmasa, susuz kalcaktı millet sonra o kadar koştuk yorulduk, öğleden sonra da madalyasını gösterene otobüsü bedava yapsana, koyuyo adama o yorgunlukla akbil basmak zaten bütün yolları koşuyoz diye kapadık, eve ulaşmak zor, 4 km de otobüse binebilmek için yürüyoz iyi yanları vardı ibb nin, tuvaletleri yeterli sayıda koymuşlar, pek hijyen aranmasa da biraz güzel kullansaydık daha temiz kalabilirdi o kabinler, içinde su olması el yüz yıkama efektif, zaten bitişte tanker getirmişler banyo yaptık t-shirtleri güzeldi bu sefer, terli terli takılmak zorunda kalmadık bir sözüm de içine hijam el garuj kaçmış halkıma, ulan maratona katılmıyorsun,, 15km de koşmuycaksın, niye benle altunizade de takılmıyorsun da, gidip köprünün dibinde maraton koşcakların yanında start alıyorsun, ilk başta yaptığın salak deparlarla adamları engellemen bir yana bizim moralimiz bozuluyo, sen önde başlamışsın biz koşuyoz koşuyoz en öndeyiz diye sevincez bi bakıyorum 10 bin kişi önümde yürüyor - koşuyor, olmuyor böle, moral sıfır, eşit şartlarda yapalım şu işi, zaten sularıda bitirmissiniz mecidiyeköydeki, beleş su içirmediniz yarış bitene kadar ayrıca yarış dogy stylelara çok müsaitti, önünde koşan adam veya karının aniden duracağının tutması arkadan gelen yüzbinleri epey zorladı kendi açımdan, yazın deli gibi koşuyodum araya ramazan ın girmesi, istanbula gelinmesi; olumsuz etkiledi, yine de maratonun yüzde 25ini koştum diyebilirim, biraz yürüyüp, sonra koşmak şeklinde idare ettim, bacaklarım o kadar harap olmadı gibi hissediyorum şunları yazarken, gerçekten çok zevkli geldi bana seneye 15kmde derece yapabilmek için antreman yapmayı düşünüyorum gelelim esas mevzuya; 2 tane çok güzel hatun vardı, sanırım bunlar maratoncularla birlikte başladığından yarışın ilerliyen dakikalarında farkedebildim ama o andan itibaren pür dikkat kendilerine odaklandım yorulduğum, koşamadığım sıralarda tempomu; (afedersiniz ama yazmak zorundayım başka türlü güzel ifade edilemiyor) erkeklerde göte kitlenme özellliğimi aktive ederek korudum gerçi koşarken bile kitlendim; o kadar adrenalin ve testesteron manyağı biriymişim bunu anladım beşiktaş formalı, blondie diyebileceğimiz kızın ismi formada yazdığı kadarıyla tuna ydı burdan kendisine selam etmekle birlikte, hayallerimin kızı olmadığından kendisine abazanlık dışında fazla bir duygu besleyemediğimi ifade etmek ister, ümitlendirmek istemem, kabataşta bile gördüm yani kızı eve dönerken, bacaklarını esnetiyordu ayrıca gördüğüm en hızlı yürüyebilen kişiyi ki kendimi hızlı yürüyor sanırdım, yarışta bir kere bile koştuğunu görmememe rağmen, benden 20-25 dakka sonra bitirmişti diğer kız özeldi güzeldi, 85-58-89 ölçülerinde bir brunetti, bu hatunla baya kapıştık, çok iyi koşuyo ama o da benim gibi yorulduğundan bir ben onu geçtim bir o beni, koşarken saçlarının ahenkle dansedişini izlemek için genelde geride kalıp sonradan sprint yaptım, bazen yan yana yürümeye çalıştım, onun dışında da kitlenerek tempomu korudum zaten, yarış boyunca çok güzel, saf ve temiz duygular besledim kendisine karşı, yalnız acıktığımdan simit mevye suyu aldım mecidiyeköy civarında o sırada bu hatun arayı baya açtı, yemeğimi yedikten sonra canladım ve olmayan dalak ve abandistimi patlatmak pahasına koştum koştum koştum, taksime yaklaştığım halde kız ortalarda yoktu ya o hırsla kızı görmedim koşmaya devam ettim ya da pek ihtimal vermememe rağmen kız yarışı benden bir 1-2 dakika daha önce bitirdi herneyse madalyayı, t-shirti alıp, suları içtikten sonra bir umut kızı aramaya koyuldum, kaldırıma oturmuş duruyordu, cesaretimi toplamak ve ne diyeceğimi düşünmek için bende kızın yakınında bir yere oturdum, mrb, güzel yarıştı, gerçi beni 5-10 defa birileri geçti şeklinde bir giriş yapmaya karar verdikten sonra aklıma ulan o kadar koştun, follofoş olmuşsundur git bir toparla üstünü başını diye bişey geçti keşke geçmez olaydı, yansıtıcı bir yüzey aramak üzere olay mahalini terkettim, aramaya koyulmuşken şans eseri tuvalette buldum, aynası bile vardı, ama bu bana pahalıya maloldu, kız girmişti, yoktu oturduğu yerde, konuşmayı bırak, büyük ihitmal otobüs beklediğinin aynı yöne gitcektik takip etme şansımı bile kaybetmiştim, reject edilsem, ki büyük ihtimal o kadar kötü bir şekilde edilmezdım, aramızda bişey olmama ihtimali de yüksek olsa şansımı kullanamadım, bu çok koydu insanın cesaretini toplayabilemesi, kazanabilmesi, kullanabilmesi için kaç kez maraton koşması gerekcek, veya kaç kez koşabilir, kaç kez şansı olabilir, korkmamak lazım bunu öğrenmem lazım. kişisel de iyi prim yapardı aslında ama kısmet buraya imiş. güzel kız bunu okuyorsan, veya bir birgün bir şekilde okuma fırsatın olursa, şu anda içimden gel beraber koşalım demek geçerdi, bu kadar da saf duygular içerne bir insanım. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
asinanyavuz Mesaj tarihi: Ekim 28, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 28, 2007 forgiver kadar duygusal anılarımız olmasada güzeldi oldukça. Biz mezun arkadaşlarla gitmiştik uzun zaman sonra güzel oldu görüşmek. Koşmaya karşıydık tamamen yürüdük. Sadece bir takım gaza gelmiş gruplardan kaçabilmek adına koştuk. Bunun sonucu olarak bacaklarımda bir ağrı hissetmiyorum fakat ayaklarımın altı ciddi bir şekilde acıyor. Su konusunda köprüden hemen sonra da su dağıtımı olmuş galiba ama maratonculara mı sadece ? :S Güzeldi. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
AthleT Mesaj tarihi: Ekim 28, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 28, 2007 Sonuçlar şöyle; Türk Bayanlar: Favorim Lale Öztürk 3. olmuş. Tebrikler efenim =) Türk Erkekler: Zeki Öztürk sanırım sakatlanmış. Bir haber alamadım. Yabancı Erkekler: Yabancı Bayanlar: Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
deadwoll Mesaj tarihi: Ekim 28, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 28, 2007 Ben de 42ciler kadar yol teptim bugün aşağı yukarı xD Kulüpten elemanlarla gidilecekti hesapta, erkenden kalktım yola koyuldum, sultanahmette tranway sirkeciden ileri gitmez dediler. İndim Dolmabahçeye yürüdüm, ordan otobüsle yarış alanına. Gelmesi gereken 20 kişiden 4 kişi gelmişti oraya da. Neyse efendim, herkes yürüyüp bir yandan da slogan atma telaşında olduğundan koşamadık adam akıllı. Zaten yanımdakiler de pek hevesli değildi koşmaya. Bir ara Güneş Sigortanın voleybolcuları geçerken ateşlendi yavrucaklar sonra da forgiver gibi elalemin karısına kızına kitlenme metoduyla yarışı tamamladılar. Bense o sırada kahrolmakla meşguldum asdasfa. Neyse yarış bitti birinin kocasıyla sevgilisiyle kavga etmek zorunda kalmadan, geldik taksime... Oradaki görevliye abi kabataştan tranway çalışıyor mu dedim. "Ohoo çalışıyo tabi genç" dedi... Bir indim ki o da ne çalışan tek şey sucular. Yürü baabm yürü yine sirkeciye geldim. Oradan tranwaya bindim oh oturacak koltuk derken yaşlı bir amca geldi. Ona yer verdim... İlerleyen duraklarda bir yer boşaldı oraya atak yaptım tam götümü koltuğa değdirdiğim sırada yandaki şişko alçak ve gayet kapalı teyze; "orası dolu!" dedi. "Piki" dedikten sonra kaderime tükürüp koca yolu ayakta gittim. En sonunda evime ulaştığımda büyük bir heyecan vardı yüreğimde, yatacaktım, dinlencektim, annem yemek yapmış olacaktı ve karnımı doyuracaktım lakin forgiverin de dediği gibi simit ve sudan başka bir şey yoktu alanda. Eve girdikten tam 15dk sonra çoraplarımı çıkardığım sularad bir telefon geldi... "Semih hacı bugün kulüple video izlemeye gelceksin di mi" diyordu ses. "Evet" deme gafletinde bulundum. O da "abi ben "ataköy metrosundayım gel ordan al beni gidelim birlikte" dedi. 10dk sonra orada olmam lazımdı. Ama ben yorgun türk erkeği modunda dolaşıyordum evde. Hemen giyindim ve yine yollara düştüm... Ataköy metrosundan 4. kısımın diplerine yürürken undead modundaydım. Evime nasıl ulaştım bilemiyorum. Dilekolay saat 5.30dan 18.30a kadar tek yaptığım İstanbul'u arşınlamaktı :( . Avrasya maratonu dedikleri bu olsa gerek. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
forgiver Mesaj tarihi: Ekim 28, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 28, 2007 sabah ulaşım balına rahat oldu eminönü otobüsüne bindik, karaköyde inmek zorunda kaldık o sırada, maratona götürcek otobüsler geçiyordu, dolmabahçeye kadar götürdü bizi, sonra indik, 100 metre yürüyüp tekrar aynı otobüse bindk :) prosedür gereği bi de yarım istanbul turu yaptırdı iett, birinci köprüye direk götürseydi kasmadan, 2. köprüden geçti karşıya, sonra 1. köprüye doğru ilerledi zaten koştuğun kadar yürümek zorunda kalıyosun, hiç bit taşıt çalışmadığı için kabataş-karaköy yürümesi klasik zaten, bir umut taksimden finikülerle iniyorsun çalışıyomudur diye ama patlıyo içinde yalnız eminönünde, tranvay ortalıkta yok diye ben yürümeye devam ettim yenibosna otobüsü geldi, unkapanına doğru giderken, edirnekapıdan filan eve ulaşabildim çorapları çıkarmak en güzeli zaten, yalnız o kadar yorulmadım ben, banyo yaptıktan sonra hele canladım yeniden Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
asinanyavuz Mesaj tarihi: Ekim 28, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 28, 2007 önden koşmayınca koşulmuyor ya. biz mesela bir ara koşalım dedik etrafa çarpmamak için bayağı çaba sarfedince vazgeçtik. Zaten köprüde alttan geçen bir gemicik (:P) selam çakma muhabbetine girişti. Sıcakkanlı insanlarımız hemen köprünün kenarını kapatarak bayraklar ıslıklar + vazgeçilmez el sallamalarıyla karşılık verdiler. O sırada koşan biri olsaydım garanti birilerini ezerdim sanırım. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
deadwoll Mesaj tarihi: Ekim 28, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 28, 2007 Asinan sen de mi geminin olduğu esnada köprüdeydin xD . Ha bir de unuttum, köprü piknikçileri FTW! Daha ötesi yok sanırım. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
asinanyavuz Mesaj tarihi: Ekim 29, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 29, 2007 Evet :) Tam ortasındaydım köprünün o sırada. bir de geldiği tarafta idik biz yani. (boğaziçi köprüsünün avrupadan asyaya geçiş şeritleri) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
forgiver Mesaj tarihi: Ekim 30, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 30, 2007 pazar günü gayet güzeldi ama sonra ne olduysa oldu dün sabah kalktığımda bacağım deli gibi ağrımaya başladı, bugun azalarak devam ediyor, yürürken bile zorlanıyorum bir daha antreman yapmadan kızların peşinden koşmayacağım Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar