Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Gelecekten Mektup Var!!!


eagle_dnz

Öne çıkan mesajlar

http://www.kuresel-isinma.org/kuresel-isinma/gelecekten-mektup-var.html#jc_allComments


Canım kızım,
Şu anda derin bir uykudasın. Uzun zamandır bu kadar güzel bir uykuya dalmamıştın. Bugün karnını doyurabildin, kana kana su içebildin. Anneniz öldüğünden beridir çok zorlanıyorum. Siz daha fazla yaşayabilin diye ,canına kıydığını size anlatmam mümkün değil. Henüz çok küçüksünüz. Sizi dünyaya getirerek çok büyük bir hata yaptığımızı geç de olsa anladık. Koca dünya, suyu biter mi? Koca dünya, aç kalmayız ki diye düşündük. Anneniz öleli 17 gün oluyor. Zaten hastaydı, ölecekti diye düşünmeyin. İyileşmek için daha fazla yiyeceğe ve suya ihtiyacı olduğundan kıydı canına. 2000'li yıllarda sıkça duymaya başladığımız bir konuydu küresel ısınma . Bu gidişe dur demek amacıyla bir protokol imzalanıyordu ülkeler tarafından. Türkiye, Avustralya ve ABD imzalamamıştı 2007 yılına girdiğimizde. Belki Türkiye'nin imzalaması için birşeyler yapabilirdik. Mitinglere katılır, büyüklerimizin anlamasını sağlayabilirdik. Ama yapamadık. Bizim dünyadan daha önemli konularımız vardı o günlerde. Futbol liginde kimin şampiyon olacağı daha önemliydi. O günlerde Cumhurbaşkanımız seçilecekti. Öyle çok insan katıldı ki Cumhuriyet yürüyüşüne. O günlerde neyin daha önemli olduğunu anlamakta güçlük çekiyorlardı. Dünya ölüyordu, onlar nasıl yönetileceklerini düşünüyorlardı. Dünya olmasa, ülkemiz ve nasıl yönetileceğimiz o kadar büyük bir anlam taşımıyordu. 2025 yılına geldiğimizde açlık ve susuzluk had safhaya ulaşmıştı. Herkes, karnını doyurabileceği, su içebileceği yerlere doğru göç hazırlıklarına başladı. Ülke yöneticileri göçlerin önüne geçmeye karar verdiler. Kendilerine bile yetemiyorlardı ki. Göç edip ülkelerine gelenlere nasıl yetsinler? Açlık ve susuzluktan bitkin duruma gelenler ölüme terkedildiler. Bunun üzerine iç savaşlar başladı. karnını doyuranlarla, aç kalanlar arasındaki bu savaşlarda binlerce insan can verdi. Zenginler de öldü, fakirler de. Ülkeler arasındaki savaşların çıkmasına ramak kalmıştı. Çıktı da. Ülkemiz yaşamak için elverişli ülkelerden biri durumundaydı. Önce sınır ülkelerle sorunlar yaşadık. Onlar daha çok su istedi. Biz daha fazla azalttık. Bizim topraklarımızdan çıkıyor diye, tüm suyu sahiplendik. Suyumuz aslında tam olarak yetmiyordu. Yalnızca içmek için kullanıyorduk. Banyo yapmayalı aylar olmuştu. Herkes kokuyordu, herkes hastaydı. Su, yalnızca biraz daha fazla yaşamamıza yetiyordu. Salgın hastalıkların üzerine, bir de savaşlar başladı. Bu savaşlar yüzünden su kaynakları tehlikeye girince, ülkeler ateşli silah kullanmadan savaş yapmaya karar verdi. Herkes tarafını seçecek. İki taraf büyük bir meydanda savaşacaktı. O savaşa beni de götürdüler. Sol kolum orada kopmuştu. Kaybeden taraf su kaynaklarını paylaşmayı kabul etmiş olacaktı. Tüm bu savaşlar, birkaç yıl fazla yaşayabilmek içindi. Dünya, yaşanmaz bir hale geleli yıllar olmuştu. Herkes kendi derdiyle uğraşıyordu. Aile içindeki kavgalarda bile, can veren insanlar oluyordu. Herkes yeteni istiyordu. Kendine yetebilen vermeye yanaşmıyordu. Tüm bu olacakları öngören insan sayısı o zamanlar çok fazla değildi. Onları dinlesek, tüm yaşananları, olmadan durdurabilecektik. Keşke o günlere dönüp düzeltme şansımız olsaydı. Keşke o günlere dönüp, sesimizi daha fazla çıkarabilseydik, ortak derdimizi herkese anlatabilseydik. 28 Nisan 2007'deki mitingi hatırlıyorum. Yüzbinler bekleniyordu. Bu o zamanlarda iyimser bir tahmindi. Milyonların gelmesi gerekirdi. Onbinlere ancak ulaşılabildi. Sonraki aylarda bir miting daha düzenlendi. Belki de bu son şansımızdı. Aylardan Haziran'dı. Yine, umursamayanların sayısı daha fazlaydı. O güzel insanlar, biz anlayabilelim diye ellerinden geleni yaptılar. Açık Radyo dışında destek veren yayın kuruluşu olmamıştı. Diğerleri bize yalnızca dizi izletiyordu. Ne bir uyarı, ne bilinçlendirici yayınlar. Yalnızca daha fazla ratingi düşünüyorlardı. Devlet büyüklerimiz ülke çıkarları adına dünya için birşeyler yapmaktan kaçınıyordu. ABD ne yaparsa, ne derse onu yapıyorduk. Canım kızım. ben artık yanınızda olamayacağım. Kardeşine iyi bak. Siz birkaç gün fazla yaşayabilin diye, ben gidiyorum. Yanaklarınıza öpücük kondurup, çıkacağım bu karanlık delikten.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Hmm pardon ben yanlış anlamışım o zaman, sanki kötülendi gibi geldi de. Ayrıca milyonlar katıldı o mitinglere değişen birşey yok, yani ne kadar miting yapsakta, eylem yapsakta, değişen hiçbirşey olmuyor, hiçbir konuda. Tabi böyle diyip hiçbirşey yapmamakta hata, e o zaman napıcaz? Valla ben de bilmiyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

türkiye emisyon açısından çok önemsiz. gerçekten.
ha bence de imzalansa ne güzel olur ama.. işte yani. adamların hortumla arabalarını yıkadığı bi bidondan, ziyan olmasın diye içmek için bi bardak su almamak gibi olur.

bireysel çabamızı gösterelim biz. yukarıya bakmadan. çok daha iyi bişi. veya, en az o kadar iyi bişi. bilgisayar başından kalkınca crt monitörleri kapatmak vs.. bisürü şey. hepsini biliyoz zaten.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bence onlar da yetersiz kalır.. Dünya'yı asıl mahveden sanayi değil mi? Ben ne kadar monitorü kapasam da, suyu fazla harcamasam da birşey değişecek mi?

Nükleer santraller şöyle kaka böyle kaka diyipte bizim gibi az gelişmiş ülkelere tavsiye etmeyen, halbuki kendi ülkelerinde sürüyle nükleer santral bulunduran ülkelerin birşey yapması lazım bence.. Dünyayı büyük ölçüde bitiren nükleer atıkların, toprak yapısını bozması..

Sadece kendi vicdanını rahat ettirirsin yani kişisel çabalarınla onu demek istiyorum
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

tamam diyelim.

şu konu dışı bölümünde her 3 konudan 1 tanesi birşekilde c/p konusu nerdeyse


heryerde tepkini göster o zaman bari

c/p olayı birazda topicden topice degişio .bazen saçma sapan olabiliyor.ama bu topic tepki gösterilcek türden değil

yanlıs yerde gösterdin tepkini.saçpa topiclerde görmek isteriz tepkierlni


edip:typo

[ Mesaj 14 Ağustos 2007, Salı - 05:26 tarihinde, Diablo tarafından güncellenmiştir ]

[ Mesaj 14 Ağustos 2007, Salı - 05:27 tarihinde, Diablo tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Yagerçekten birşeyler yapmamız lazım.Devletimiz yapmıyorsa kafasına sokmak lazım bunu.Yahu en kötüsünden oyun oynamak için veya paintball için pati buluşması yapıyoruz bunun için bir buluşma yapıp protesto neyim yapamaz mıyız?Yahu sinek kadarda olsa bir ses çıkarırız en azından?Pati toplaşıp tepkisini koysa fena mı olur?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Kyoto'yu imzalamak son derece gereksiz yere inanılmaz bir ekonomik yük Türkiye için.

Türkiye zaten dünyaya en az hasar veren ülkelerden biri, Kyoto imzalanırsa da dünya ve çevre için hemen hemen hiç bir değişiklik olmayacak.

Öte yandan Türkiye ekonomisini çökertebilecek kadar büyük bir darbe alacak, milyarlarca dolarlık zarara girecek. Şu "anayasa fırlatma krizi" dönemindekini solda sıfır bırakacak bir ekonomik krizle hep beraber işsiz kalacağız.

Bu yüzden Kyoto'yu imzalamaması daha doğru şu anda Türkiye'nin. Ha, ne olur, bundan sonra yapılacak fabrika ve üretim tesislerini Kyoto'ya uygun inşa eder, ileride Türkiye'nin imzalaması gerçekten fark ettiğinde ya da Türkiye'nin ekonomisi bunu kaldırabildiğinde imzalamak ve geçiş yapmak kolay olur.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...