Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Vatansever Kuvvetler Güç Birliği (VKGB)


horacegoesskiing

Öne çıkan mesajlar

Kamuoyu Vatansever Kuvvetler Güç Birliği (VKGB) diye anılan bir örgütün varlığını ilk kez Danıştay saldırısında duydu. Değişik provokasyonlar yapılıyor, ülke kamplaşmanın karanlık vadilerine sürükleniyordu.
17 Mayıs 2006 sabahında Danıştay 2. Daire'ye gelen bir avukat (Alparslan Arslan) hain saldırıda tetikçilik yapmış, 4 üye yaralanırken biri de maalesef hayatını kaybetmişti. Böyle durumlarda herkesin (evet, istinasız herkesin) soğukkanlı olması, kanlı eylem(ler)in asıl maksadını anlaması gerekir. Heyhat! Türkiye'de herkes burnundan soluyor, kirpi gibi gergin yaşıyor. Menfur saldırı duyulur duyulmaz yangına körükle gidenler oldu. Kimin ne kadar haklı ve ne kadar tez canlı olduğunu ancak tarih gösterebilirdi. Nitekim öyle oldu! Ümraniye Çetesi sonrasında anlaşıldı ki; pek çok kişinin kamuoyuna özür borcu var.

Önce Ümraniye'de bir cephanelik bulundu. Ardından o evde devlete ait gizli belgelerin varlığından bahsedildi. 'Neler oluyor?' sorusuna cevap aranırken mahkemenin içeriği konusunda yayın yasağı getirildi. Buna rağmen bir dizi tutuklamanın devam etmesi medyadan gizlenemiyor. Kendilerine "vatansever" diyen çete mensupları ile ilgili suçlamalar çok vahim. Çek-senet tahsilâtından ihale yolsuzluğuna, şehit ailesini dolandırmaktan gizli telefon dinlemeye kadar bilumum suç isnat ediliyor örgüte. Üstelik güvenlik güçlerinin elinde somut deliller olduğu yazılıyor, konuşuluyor. Kimdir bu "vatansever çocuklar" ve asıl gayeleri nedir, zirvedeki önder(ler) kimdir?

Girdap Operasyonu ismini her kim bulmuşsa çok doğru (hatta biraz da edebî) bir teşhiste bulunmuş. Gerçekten karşımızda derin bir girdap var. O yüzden Ümraniye'de yakalanan örgütün bir ucu geldi Danıştay saldırısına dayandı. Girdap, katman katman; her katmanında devleti kuşatma, vatandaşı yıldırma maksadı yatıyor. Danıştay saldırısının hemen akabinde saldırganın cebinden VKGB'nin üst düzey yöneticisine ait kartvizit çıkmıştı. Basın buna pek kulak vermemişti. Tetikçinin hiç de iddia edildiği gibi dinî bir kimlik taşımadığını, onunla kadeh tokuşturanlar söylemişti, cebinde "ulusalcı medya" adına düzenlenmiş bir muhabir kartıyla dolaştığı iddia edilmişti... Ancak birileri için ne söylense nafile, hangi delil ibraz edilse boşunaydı. Çünkü çoktan hüküm verilmiş, bu menfur olayın başörtüsü kararına karşılık düzenlendiği ve laikliği hedef aldığı çoktan ilan edilmişti.

En hatalı açıklamayı Sezer yapmıştı

İşte tam bu noktada sormak gerekiyor: O vahşi saldırının hemen arkasından kesin hükümler verip, sosyal barışı tehdit edercesine mangalda kül bırakmayanlar, bugünkü manzara karşısında hata yaptıklarını düşünmüyor mu? Kimsenin hatasını yüzüne vurmak için söylemiyorum; ancak heyecanlı, helecanlı, heyelanlı halimizi bir kere daha hatırlatıp, psikolojik harp taktiklerine kolayca boyun eğmemizi hatırlatıyorum.

Düşünebiliyor musunuz; hadise çok yeni; ne failler yakalanmış ne de azmettiriciler var ortada. Ve birileri çıkıp veryansın ediyor. İşte alelacele verilen beyanattan kısa bir hatırlatma: Deniz Baykal: "Siyasete kan bulaşmıştır. Saldırının hedefinde Anayasa vardır. Hükümetin sorumluluğundan kuşkumuz yok." Yılların politikacısı Baykal'dan beklenmedik bir tavır bu. Zira kapalı kapılar arkasında nasıl planlar yapılabileceğini, bazı piyonların eliyle ülkenin nasıl karanlığa sürükleneceğini Sayın Baykal gayet iyi bilir. Soğukkanlı kalması gerekirdi, maalesef olmadı...

Rektörler Komitesi tarafından yapılan şu açıklamaya ne dersiniz: "Katliam niteliğindeki bu saldırının uzun zamandır yargı kararlarına ve özellikle de mahkemelerimizin Türkiye Cumhuriyeti'nin laik niteliğini korumaya yönelik kararlarına karşı iktidar odaklarından gelen kayıtsızlık ve yargı üzerine baskı oluşturma amaçlı açıklamaların arkasından yapılmış olması çok anlamlıdır." Yani demek istiyor ki; "Saldırganlar, Danıştay'ın başörtüsü yasağını genelleştiren ve hükümetin yargıya baskı oluşturacak eleştirilerinden sonra laiklik ilkesini hedef almıştır."

En hatalı açıklamayı maalesef Cumhurbaşkanı Sezer yapmıştı. Hukukçu kimliğine ve o kimliğin oluşturduğu tecrübeye rağmen acele eden ve "Danıştay'a yapılan saldırının aslında laik cumhuriyete yapıldığı"nı beyan eden Sayın Cumhurbaşkanı, "Saldırıya neden olanlar tutumunu gözden geçirsin." demek suretiyle eylemi düzenleyen ve yönlendirenlerin maksadına uygun bir yorum yapmıştı.

Sezer öyle der de hukukçular (!) boş durur mu? Danıştay başkan vekili de o gün çok sert bir açıklama yapmış; "Bunlar türban kararından ötürü... Lanetlemek yetmez... " demişti. Hatta yüksek yargının zirvesinde yer alan biri de kalkıp saldırganın tekbir getirdiğini söylemiş, bu beyan görgü şahitlerince yalanlanmıştı.

Haydi diyelim ki herkes bir şekilde kendini hadiseye taraf görüyor ve kamplaşmayı körükleyecek bir senaryonun kıyısından köşesinden kendine bir rol biçiyordu; peki medya niçin balıklama atlamıştı karışık resmin içine? Bu ülkede 60'larda, 70'lerde, 80'lerde, 90'larda provokasyon yapılmamış mıydı? Komplonun her çeşidine aşina olmakla eşsiz bir tecrübeye sahip Türk medyasının önde gelen isimleri daha o menhus tabanca soğumadan "Bu saldırı Türkiye'nin 11 Eylül'üdür." deyivermişti. Oysa cümle âlem aklını fikrini yitirse bile medya soğukkanlı kalmak, olayların somut kısmıyla meşgul olmak, sosyal çatlamayı önleyecek bir duruş sergilemek mecburiyetindedir.

Ümraniye Çetesi'nin icraatları arasında Danıştay saldırısı çıkınca gazete arşivlerine şöyle bir göz attım. Yazık, hem de çok yazık! Daha ilk dakikalardan başlayan peşin hükümler neredeyse ülkeyi bambaşka bir kaosun içine atacaktı. Allah'tan ki tetikçi yakalanmış ve nasıl karanlık ilişkiler içinde olduğuna dair daha o günden kuşkular oluşmuştu. O amansız şüphenin derin izleri bugün daha da belirgin hale geliyor. Oysa o dönemde hain saldırıya kurban verdiğimiz Mustafa Yücel Özbilgin'in cenazesi tam bir 'vatansever' şovuna dönüşmüştü. İhtimal ki; oyunun bir perdesinde Danıştay saldırısını kurgulayanlar, diğer bir perdede cami avlusunda (cenaze töreninde) protesto eylemlerini planlamıştı. Orada bulunan kitlenin bu yanlışa ortak olması psikolojik harp uzmanlarının bir kurgusuydu; bu nedenle hislerine mağlup düşüp protestoda rol alan kitlelerin önemli bir kısmı "vatansever" piyesinin tamamını bilmiyordu.
Hiçbir gerçek, ilânihaye gizlenemez

Danıştay saldırısının yaşandığı o karanlık günlere dair arşive girince bir de Zaman'a bakın lütfen. Birinci gün "Danıştay'a hain saldırı" başlığı atılmış, olay kınanmış. Bu arada gazetecilik tecessüsü ile olaya yaklaşılmış. Mesela Alparslan Arslan'dan çıkan Ulusalcı kimlik üzerinde durulmuş. Sanık hakkında detaylı bilgilere ulaşılmış ve zanlının resmedildiği gibi "İslamcı biri" olmadığı ortaya konmuş. 'Kınıyoruz' başlığıyla sunulan editöryal yazıda millî birliğimiz üzerine vurgu yapılmış ve sağduyuya çağrıda bulunulmuş.

Hemen bir gün sonraki (20 Mayıs) manşetimiz "Menfur saldırıda TİT izi" Alparslan Arslan'ın Türk İntikam Tugayı (TİT) ile irtibatının araştırıldığı ifade ediliyor. Ümraniye'de ortaya çıkan gerçekler, o günkü şüphelerin tescilidir. Ve hemen bir gün sonraki manşet "Deştikçe çete çıkıyor". Bugün de öyle değil mi? Deştikçe karşımıza derin bir çete çıkıyor. Türkiye ya çeteleri çökertecek ya da (Allah korusun) çeteler Türkiye'yi...

Gazetecilik, gerçeklerin doğru anlaşılması için çok önemli bir araç. Ne var ki kimi zaman ortak akıl, ruhun bedenden ayrılması gibi çekip gidiyor aramızdan. Bu arada olan oluyor ve ülkemiz değişik maceralara sürükleniyor. Ve maalesef gizli senaryolar gereği kurulan çadır tiyatrosunda yeni oyunların sergilenmesi hâlâ mümkün. Tabii ki hiçbir gerçek, ilânihaye gizlenemez. Nasıl olsa bir gün derin çeteler de, onların emir aldığı kişiler de, operasyonel güç olarak kullananlar da yakayı ele verecektir.

Ümraniye soruşturması devam ettiği için "şu insanlar suçludur" demiyorum; ancak ele geçirilen cephaneliğin varlığı tartışılmaz bir gerçek. Kendine vatansever adını verip ülkeyi yeni bir maceraya sürüklemek isteyen İttihat ve Terakki özentisi güçlerin bulunduğu da bir gerçek. Son yıllarda yakalanan derin çeteler gösterdi ki maalesef ordumuzu, polisimizi, yargımızı kullanan ve mafyayla dirsek temasında bulunan pek çok çete var bu ülkede. Bunlarla başa çıkmak herkesin görevi. Genelkurmay'ın en hassas olacağı konu budur. Etraf "emekli subay" diye tanınan çetecilerden geçilmiyor. Üstelik bunların halen görevli bulunan subaylarla irtibatlı olduğu, yapılan tutuklamalardan anlaşılıyor. Sauna Çetesi'nde ve Eryaman'da da benzer bir manzara vardı. Bu durum halkı fevkalade rahatsız ediyor. Normal; çünkü vatandaş, güvenlik güçlerine bir kutsiyet atfediyor ve onu siyasetin dışında görmek istiyor...

Sözün özü şudur: Çeteler ortaya çıktıkça başta Danıştay saldırısı olmak üzere karanlık birçok olay aydınlanacaktır. Gün ağardığında karanlık nedeniyle boşuna yumruk sallayanların, aceleyle hareket edip kendilerine zarar verdiği görülecektir. Çünkü bu ülkede gerçeği görmek için fırtınanın dinmesini beklemek gerekiyor. O dindiğinde mahcup olmamak için daha duyarlı ve soğukkanlı olmak gerekiyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

elde kanıt olmadan, çetelerin suçudur bu diye yapılan bir genelleme.
ok çeteler kötüdür,
ama zaman gazetesinde tam sayfa resimleri yayınlandıktan, başbakanın "bu büyük bir hatadır" gibi bir yorumundan birkaç gün sonra o kişilerin vurulmalarından bu kadar büyük bi komplo teorisi ile cumhurbaşkanı sezer'in bile yanlış hükme çok acele vardığına kadar bahseden bir yazı. ama tayyip in öncesi nasıl hedef gösterdiğinden hiç bahsedilmemiş, ya da zaman gazetesi'nin. zaman gazetesi tırstı da sonrasında "islamcı değil" diye sıyrılmaya çalıştı. bırak bu işleri.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Öyle veya böyle kendi ceplerini doldurmakla uğraşan bir gurup siyasetçinin suçu değil mi bu ister din adını taşısın ister milliyetçilik adını; çetelerin, tarikatlerin ve buna benzer insan güvenliğini tehdit eden gruplaşmaların oluşmasının nedeni dört senedir bu devletin boş bırakılması değil mi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Viktor merak etme bu zihniyet için Atatürkçü olan, ulusalcı olan, cumhuriyetçi olan, vatan sever olan herkes suçludur..
Buraya ülkemizde aranan amerikan uşağı tescilli vatan haini yılan fethullahın sempatizanlanlarının yazılarını koyarak iyice haddini aştığını düşünüyorum. Aklın sıra başka topiclere missileme yapıyorsun. O açılan topic bu ülkenin kurucusundan değişmez önderinin sözlerinden bahsediyo. Haddini umarım bildirirler sana ki artık buradaki genç beyinlere zehirli düşüncelerini aktaramazsın umarım.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bu ne biçim site be.
her tarafı vıcık vıcık efekt doldurmuşlar.

valla site opera'da, firefox'ta, ie'de hep farklı gözüküyor. opera butonları yeşil, firefox beyaz, ie mavi.

hani ilkokulda yapılan siteler olur ya, böyle oraya buraya birşeyler doluştururlar.
bu da aynen olmuş.
yok, zaman'ı biliriz, adamlar parayı bastırıp dizayn manyağı yapmışlar gazeteyi, neden aynı şeyi buraya uygulamamışlar da gözümüz gönlümüz açılmıyor.
üzüldüm.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

gördüğüm en komik ve gereksiz yazıydı. bunu yazana da, alıp da buraya koyana da, bilimum yerimle güldüm..

[spo]ANKARA - Danıştay saldırısına adı karışan Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi'nin 'çete' gibi çalıştığı ortaya çıktı. İçişleri Bakanlığı'nın isteğiyle düzenlenen Girdap Operasyonu sonucu, derneğin genel başkanı Taner Ünal da dahil 12 kişi tutuklandı. Sanıkların şehit eşini dolandırmaktan kaçak kazıya; yağmadan darbe girişimine 40'a yakın suç işlediği iddia edildi. Derneğin genel başkanı Ünal'a yöneltilen suçlamalar arasında 'bilgisayarında çocuk ve hayvan pornosu görüntüleri bulundurmak' da var.
Sanıkların emekli korgeneral Hasan Kundakçı'nın yanı sıra bazı askerler, hâkimler, savcılar ve polislerle görüştüğü tespit edildi. Savcılık bu kişilere soruşturma açılabilmesi için bağlı bulundukları kurumlara yazı yazdı.

Girdap, 'Danıştay'ı da içine aldı
Kamuoyu, ulusalcı cephe içinde yer alan Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi'nin (VKGBH) adını ilk kez, 17 Mayıs 2006 tarihinde gerçekleştirilen kanlı Danıştay baskınının ardından duydu.
Danıştay'ı basarak ateş açan ve hâkim Mustafa Yücel Özbilgin'i öldüren avukat Alpaslan Arslan'ın otomobilinde ve üzerinde bulunan iki şey çok konuşuldu: Birincisi Vakit gazetesinin 'İşte O Üyeler' başlıklı kupürü (Kupürde türban kararı yüzünden eleştirilen Danıştay üyelerinin adları ve fotoğrafları yer alıyordu.), ikincisi VKGBH Genel Başkanı Taner Ünal'ın kartviziti.

Ünal: Uzerimize yıkıyorlar
Dün tutuklanan Ünal'a poliste kartvizit meselesi hatırlatılarak Danıştay saldırısıyla bir bağlantısının olup olmadığının sorulduğu öğrenildi. İddiaya göre, hakkındaki tüm suçlamaları reddeden Ünal'ın bu soruya "Danıştay saldırısının ardında Ümraniye soruşturmasında adı geçenler var. Ancak medya üzerlerine gidince Danıştay'ı bizim üzerimize yıkmaya çalıştılar" karşılığını verdiği öğrenildi. (Ümraniye'de bir gecekondu baskınıyla başlatılan ve cephanelik cephanelik ilerleyen soruşturmada, emekli askerler Muzaffer Tekin, Oktay Yıldırım, Fikret Emek gibi isimler tutuklanmıştı.)
İçişleri Bakanlığı'nın suç duyurusu üzerine başlatılan Girdap Operasyonu'nda gözaltına alınan VKGBH Başkanı Taner Ünal ile 11 üye, dün çete suçlarına bakan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na sevk edildi.

Fezlekede yok yok
Adliyeye sevk fezlekesinde, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yağma, yasadışı yardım toplama, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya çalışmak, zimmet dahil 40'a yakın suçlama yer aldı.
Savcı Alp Arslan'ın tutuklanmaları istemiyle Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Yedek Hâkimliği'ne sevk ettiği zanlılardan altısı serbest bırakıldı; aralarında genel başkanı Ünal, Konya İl Başkanı Vehbi Şanlı, Mersin İl Başkanı Mesut Sezer'in de bulunduğu 12 zanlı tutuklanıp cezaevine konuldu.
Hakkındaki suçlamaları reddeden Ünal'ın bilgisayarında porno ve çocuk pornosu içerikli görüntüler bulunduğu öğrenildi. İfadesinde bu görüntüleri de reddeden VKGBH Başkanı 'Örgüt kurucusu ve yöneticisi olmak, toplum güvenliğini tehlikeye sokmak, çocuk ve hayvan içerikli porno görüntü bulundurmak, evrakta sahtecilik ve kamu görevini usulsüz üstlenmek'ten tutuklandı.

600 YTL'ye askeri kimlik
'Girdap Operasyonu' kapsamında üçü kurusıkı sekiz tabanca, dört av tüfeği ve bir el bombasıyla yakalanan zanlılarla birlikte, çok sayıda asker ve polis kimliğiyle basın kartlarının da ele geçirildiği anlaşıldı.
Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) ve Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı ile Jandarma giriş kartlarının, VKGBH Konya İl Başkanı Vehbi Şanlı tarafından ordudan atılan Jandarma Astsubay Savaş Karabali'ye 600'er YTL karşılığında yaptırıldığı saptandı.
Operasyonda zanlıların evlerinde ve işyerlerinde yapılan aramalarda da sahte gözaltı ve ev arama tutanakları, gıyabi tutuklama müzekkereleri, resmi kurumlara ait bazı mühürler ve damgalarla Bolu ve İstanbul dağ komando tugaylarının flamaları bulundu.

Provokasyon, devlet büyüğüne hakaret...
Zanlıların, Mersin, Diyarbakır, Ordu, Bilecik ve İzmir illerinde provakatif eylemler düzenlemek, K.S.'yi dolandırmak, Y.B. ve H.M.'yi Konya'da yağmalamak, M.Ö.'yü dolandırmak, Mersin'de F.K. ve O.K.'nın ev ve işyerini kurşunlamak, Sivas'ta E.L.'yi tehdit etmek, Mersin'de devlet büyüklerine hakaret, Ankara'da izinsiz kazı yapmak, Muğla'da G.A.'yı tehdit, resmi belgede sahtecilik ve kamu görevini usulsüz üstlenmek, Mersin'de tarihi eser kaçakçılığı yapmak, İzmir'de M.G.'yi tehdit etmek, İstanbul'da V.A.'yı askerliğe elverişysiz raporu almak vaadiyle dolandırmak, Ordu'da M.Ö. ve H.A.'yı, Giresun'da M.A.A.'yı tehditle suçlandıkları öğrenildi.

Kim bu '1 numara'?
Kendisini 'Komutan' olarak tanıtan sanık Vehbi Şanlı'nın, emekli general Hasan Kundakçı'yla sık sık telefonda konuştuğu; dinlemeye takılan bu konuşmalara ilişkin dökümlerin de savcılığa iletildiği öğrenildi. Zanlıların, hâlâ aktif görevde olan üst rütbeli bazı subaylarla da sık sık telefonla görüştükleri ve askeri ihaleleri konuştukları iddia edildi. 14 ay boyunca telefonları dinlenen zanlıların, kendi aralarında sürekli olarak '1 numara' diye birinden bahsettikleri, ancak '1 numara'nın hiç dinlemeye düşmediği, zanlıların, '1 numara'nın kim olduğu yönündeki sorulara da yanıt vermedikleri öğrenildi.
Tutuklanan zanlılardan Salih Zeki Balaban'ın ise Milli Savunma Bakanlığı'nda mimar olarak çalıştığı ortaya çıktı.

Hâkim-savcılar da dinlemeye düşmüş
Askerlerin yanı sıra bazı hâkim, savcı ve polislerin de çete üyeleriyle telefonla görüşürken dinlemeye düştüğü öğrenildi. İsimler, soruşturma açılması için Genelkurmay Başkanlığı, Adalet Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü'ne iletildi.

'Şehit eşini dolandırdılar'
VKGBH'nin Konya il başkanlığını yürüten Vehbi Şanlı'nın, Muğla'nın Fethiye ilçesinde geçirdiği trafik kazasında oğluyla birlikte yaşamını yitiren Yüzbaşı Abdülkadir Özaydın'ın eşi Mehtap Özayadın'ı bile dolandırdığı iddia ediliyor.
Buna göre Şanlı, Özaydın'ın OYAK'tan aldığı 100 bin YTL'nin 70 bin YTL'sine "Sana ev alacağım" diyerek el koydu; ancak ne ev aldı ne de parayı geri verdi. Şanlı'nın, kendisinden şikâyetçi olan şehit eşini, "Benimle adın çıkar" diye tehdit ettiği öne sürüldü.
Şanlı'nın, dinlenen telefonundan Özaydın'la yaptığı bir görüşmede, "Beni şikâyet etmeye çalışma. Benimle adın çıkar. Beni buralarda herkes tanır. Sana mı inanırlar, bana mı inanırlar" dediği öğrenildi.

Bir de darbe girişimi!
Çete suçlarına bakmakla görevli Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Vekilliği'ne gönderilen zanlılara 'darbe suçlaması' da yapıldı. Bu suçlamaların Ordu fındık mitingiyle Söğüt'teki şenliklerinden kaynaklandığı öğrenildi.
Zanlı Ahmet Cinali ve adamlarının Ordu'daki fındık mitingine; Vehbi Şanlı ve adamlarının Söğüt şenliklerine provokasyon amacıyla katıldıkları öne sürüldü. Ancak Söğüt'te Başbakan'ın koruması ve yeğeni Ali Erdoğan'a yumruk atılırken çekilen görüntülerde Şanlı ve adamlarına rastlanamadığı belirtildi. Dün tutuklanan Mersin il başkanı Sezer'in şehit cenazesinde AKP'li bir milletvekiline hakaret ettiği, bir üyeninse AKP'li vekile hakaretten tutuklandığı anlaşıldı.

'Kafasını kırın, kameraya yakalanmayın'
Genel Başkan Ünal'ın, VKGBH'ye yönelik silahlı saldırının düzmece olduğunu yazan Zaman Gazetesi muhabiri için Diyarbakır şubesine "Kim yazdıysa bu haberi kırın kafasını. Kameraya da yakalanmayın" diye talimat verdiği belirlendi.

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=225972
[/spo] devamı altta..

[ Mesaj 22 Temmuz 2007, Pazar - 10:08 tarihinde, Dragonmax tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ve hatta artı olarak:

[spo]Kamuoyunda Vatanseverler olarak bilinen derneğe yönelik operasyonda ilginç bilgilere ulaşıldı.
Temmuz 5th, 2007

Polis, esrarengiz şahsı ararken, suçlamalar arasında şehit yüzbaşının eşinin dolandırılması da dikkat çekiyor

Kamuoyunda Vatanseverler olarak bilinen derneğe yönelik operasyonda ilginç bilgilere ulaşıldı. Suç örgütü kurdukları gerekçesiyle dün tutuklanan 12 zanlının, talimatları, 1 numara kod adlı yerden aldığı tespit edildi. .

Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Derneği ne (VKGB) yönelik, 9 ilde yapılan Girdap operasyonunda yargı süreci başladı. Araların- da derneğin genel başkanı Taner Ünal ın da bulunduğu gözaltındaki 18 kişi, Emniyet teki sorgularının ardından adliyeye sevk edildi. Ünal la birlikte 12 si tutuklandı. Zanlıların 40 ayrı suçtan yargılanmaları istenirken, bunlardan bazıları şöyle sıralandı: Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yağma, ihaleye fesat karıştırmak, zimmet, dolandırıcılık, tarihî eser kaçakçılığı, kaynağı belli olmayan gelirlerle suç örgütünü finanse etmek, devletin bağımsızlığını zayıflatmaya veya birliğini bozmaya yönelik eylemlerde bulunmak, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini engellemeye yönelik provokatif eylemler düzenlemek.

Zanlılar hakkında en ilginç suçlamalardan birini ise şehit eşinin dolandırılması oluşturdu. Bir dönem derneğin genel başkan yardımcılığını ve Konya il başkanlığını yürüten Vehbi Şanlı, şehit yüzbaşının eşini, ev almak vaadiyle 70 bin YTL dolandırmakla suçlandı. Telefon kayıtlarında, söz konusu şahsın şehit eşini, Beni şikayet edersen adın çıkar. Bana mı inanırlar, sana mı? diyerek tehdit ettiği belirlendi.

Alınan bilgilere göre, 14 ay boyunca Vatanseverler in her hareketini takip eden polis, ilginç bir kod adını çözmeye çalışıyor. Derneğin başkanı Taner Ünal olmasına rağmen talimatların bir numara olarak adlandırılan bir kişiden geldiği tespit edildi. Ancak Emniyet, gözaltına alınan şahıslarla bir numara arasında bir buçuk yıl içinde herhangi bir telefon görüşmesi saptayamadı.

Vatanseverler, şehit eşini de dolandırmış

Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şubesi tarafından gerçekleştirilen Girdap operasyonuyla gözaltına alınan Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği (VKGB) Başkanı Taner Ünal ın da aralarında bulunduğu VKGB mensubu 18 kişi, emniyetteki sorgulamalarının ardından dün mahkemeye sevk edildi. Ankara, Mersin, Antalya, İstanbul, Konya, Giresun, Muğla, İzmir ve Diyarbakır da yapılan eşzamanlı operasyonda gözaltına alınan kişilerle ilgili, suç örgütü kurmaktan, hükümeti ortadan kaldırmaya kadar bir çok suçlamaya yer verildi. Zanlıların Diyarbakır da bayrak, Konya da 10 Kasım Atatürk e saygı mitingi tertipledikleri anlaşıldı. Tandoğan ve Çağlayan daki Cumhuriyet mitingleri ; Ordu, Bilecik, Mersin, Diyarbakır ve İzmir deki şehit cenazeleri mercek altına alındı. Operasyonda gözaltına alınan derneğin eski genel başkan yardımcısı ve Konya İl Başkanı Vehbi Şanlı nın şehit Yüzbaşı Abdulkadir Özaydın ın eşi Mehtap Özaydın ı dolandırdığı bilgisi de dava dosyasında yer aldı. Dosyaya göre, şehit yüzbaşının eşi Mehtap Özaydın a OYAK tan 100 bin YTL tazminat ödendi. Şanlı, şehit yüzbaşının eşinden ev almak vaadi ile 70 bin YTL para aldı. Ancak Şanlı ev almadığı gibi parayı da iade etmedi. Telefon kayıtlarına geçen konuşmada ise Şanlı, parasını isteyen Mehtap Özaydın ı şöyle tehdit etti: Beni şikâyet etmeye çalışma. Benimle adın çıkar. Beni buralarda herkes tanır. Sana mı inanırlar bana mı inanırlar?

Talimat 1 numaradan

14 ay boyunca Vatanseverler in her hareketini takip eden polis, dernek başkanı Taner Ünal olmasına rağmen talimatların bir numara olarak adlandırılan bir kişiden geldiğini gördü. Ancak bir buçuk yıl boyunca bir numara ile herhangi bir telefon görüşmesi saptanamadı. Zanlıların sadece kendi aralarında birbirlerini korkutmak amacıyla, Bir numaranın talimatı var , Bir numaraya söylerim , bir numara bu konuyu duyarsa… gibi ifadeler kullanması dikkat çekti. Polis, zanlıların tamamına telefonda bahsettikleri Bir numara nın kimliğini sordu. Ancak 4 gün boyunca emniyette devam eden sorguda Taner Ünal ın da aralarında bulunduğu 18 zanlının hiçbiri bir numara nın kimliğini vermedi. Bu arada, örgüte mensup olduğu bildirilen Fatih K. ve Veli B. adlı kişilerin bir süre önce zorla adam kaçırma ve çek senet tahsilatı suçlarından gözaltına alınarak, Mersin de tutuklandıkları da kaydedildi. Öte yandan, örgüte mensup olduğu bildirilen Selçuk C. adlı kişinin de bir süre önce bir mitingde, AK Parti milletvekili Saffet Benli ye küfür ve hakaretten tutuklu olduğu da bildirildi. Şehit eşini dolandırmak ve tehditle suçlanan Vehbi Şanlı ise mahkemede verdiği ifadede iddiaları yalanladı. Vehbi Şanlı, Mehtap Özaydın ı dolandırdığı iddialarını kabul etmedi.

Zanlılardan 12 si tutuklandı

Suç işlemek amacıyla teşekkül oluşturdukları iddiasıyla adliyeye sevk edilen Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği (VKGB) Başkanı Taner Ünal ın da aralarında bulunduğu VKGB mensubu 18 kişiden 12 si tutuklanarak cezaevine gönderildi. Ankara Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince sabah saatlerinde Ankara Adalet Sarayı na getirilen bu kişiler, Adli Tıp Kurumu nda sağlık kontrolünden geçirildi.

Daha sonra Cumhuriyet Savcısı Alp Arslan tarafından sorgulanan bu kişilerden, VKGB Başkanı Taner Ünal, dernek yöneticileri Ahmet C., Vehbi Ş., Salih Zeki B., Yasin A., Levent B., Mesut S., Halit B. Savaş K., İlhami D., Mehmet Doğan B. ve Hüseyin T. adlı kişiler üzerlerine atılı, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek, suç örgütüne üye olmak, yağma, ihaleye fesat karıştırma, zimmet, dolandırıcılık, tarihî eser kaçakçılığı, yasadışı yardım toplama, kaynağı belli olmayan gelirlerle suç örgütünü finanse etme, devletin bağımsızlığını zayıflatmaya veya birliğini bozma, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırma veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engelleme suçlarından tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk edildi. Ahmet K, Ahmet Y., Mehmet D., Osman A., Mehmet Ali D. ve Mehmet E. isimli zanlılar ise savcılık sorgusunun ardından serbest bırakıldı. VKGB Başkanı Taner Ünal ve diğer zanlıların, ifadelerinde, üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmedikleri ve yasal olmayan hiçbir işle meşgul olmadıklarını belirttikleri öğrenildi. Ankara Nöbetçi 4. Sulh Ceza Mahkemesi nde hakim karşısına çıkan 12 kişi, üzerlerine atılı suçlardan tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Bu arada, emniyet yetkililerince, VKGB üyesi olduğu ve bir mitingde AK Parti Milletvekili Saffet Benli ye küfür ettiği gerekçesiyle tuttuklu bulunan Selçuk C., Adı geçen örgütün ne üyesi oldum ne de faaliyetlerinde bulundum. Milletvekili Saffet Benli ye hakaret iddiasına ilişkin olarak da beraat ettim. açıklamasında bulundu.

Genelkurmay a suç duyurusu

Ankara 4. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından tutuklananlar arasında Dernek Başkanı Taner Ünal da (önde, eli kelepçeli) yer aldı. Anadolu Ajansı nın haberine göre, Emniyet yetkilileri, zanlıların bazı üst rütbeli askerî personelle ilişkileri olduğuna dair bulgulara rastlandığını açıkladı. Söz konusu personel hakkında Genelkurmay Başkanlığı na suç duyurusunda bulunulacağı belirtildi.

Taner Ünal la birlikte 18 kişi çete den mahkemede

Suç işlemek amacıyla teşekkül oluşturdukları iddia edilen VKGB Başkanı Taner Ünal ın da aralarında bulunduğu 18 kişi, emniyetteki sorgulamalarının ardından dün mahkemeye sevk edildi. Zanlılar, suç işlemek amacıyla örgüt kurdukları, yönettikleri, suç örgütüne üye oldukları, yağma, ihaleye fesat karıştırma, zimmet, dolandırıcılık, devletin bağımsızlığını zayıflatmaya veya birliğini bozmaya yönelik provokatif eylemler düzenledikleri iddiasıyla yargılanacak.
[/spo]

[ Mesaj 22 Temmuz 2007, Pazar - 10:11 tarihinde, Dragonmax tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

devam..
[spo]Şehit cenazelerinde paralı provokasyon

Girdap soruşturmasına polis, zanlıların tehdit, dolandırıcılık ve yağmalama gibi çete suçlarının yanı sıra para karşılığında eylemleri ve mitingleri de provoke ettiğini ortaya çıkardı. Derneğin, şehit cenazelerini coşku içinde kutlanacak bir eylem olarak gördükleri tespit edildi. Zanlıların Ankara da Tandoğan Meydanı nda gerçekleştirilen Cumhuriyet Mitingi nde de boy gösterdiği belirlendi.

Girdap operasyonu kapsamında gözaltına alınan zanlıların telefon takibinde şehit cenazelerine bakış açılarıyla ilgili ilginç bulgulara da ulaşıldı. Buna göre, bir görüşmede zanlılar kendi aralarında şehit cenazeleri coşku içinde geçirilecek bir eylem ifadelerini kullandı. Son dönemde şehit cenazelerinde yaşanan provokatif eylemlerin arkasından da Vatansever Kuvvetler Birliği Derneği üyeleri çıktı. Yaklaşık 1 yıldır takibe alınan dernek üyelerinin şehit cenazelerini coşku içinde kutlanacak eylem zamanları olarak gördüğü ve provoke ettikleri belirlendi. VKGB Mersin İl Başkanı Mesut Sezer in Mersin deki bir şehit cenazesinde AK Partili bir milletvekiline hakaret ettiği de yine telefon takibine takıldı. Gözaltındaki Ahmet Cinali ile grubunun ise, olaylı Ordu fındık mitingine katıldığı saptandı. Zanlılar, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın yakın korumalığını yapan yeğeni Ali Erdoğan ın Söğüt şenliklerinde dövülmesi olayının yaşandığı etkinliklerde de boy gösterdiği, bu şenliğe eski Genel Başkan Yardımcısı Vehbi Şanlı ve grubunun katıldığı anlaşıldı.

Zanlıların mitinglere 200-250 metre boyunda yaptırdıkları Türk bayrağı ile katıldıkları da dosyada yer aldı. Zanlıların Tandoğan mitinginde boy gösterdiği soruşturma boyunca belirlendi. Tandoğan daki mitingin ardından Anıtkabir e yürümek isterken polisin müdahale ettiği grubun da Vatanseverler olduğu saptandı. Zanlıların kendi aralarında yaptıkları telefon konuşmalarında Vehbi Şanlı dan komutan diye bahsettikleri, Halit Bozdağ Güngör ün de Ben generalim diye kendisini tanıttığı bildirildi.

Çete, arama kararı bile çıkarmış

Ele geçirilen sahte belgeler arasında çıkan ev ve işyeri arama kararı, operasyonu yürüten polisleri bile hayrete düşürdü. Ev ve işyeri aramaları için polis ve jandarmanın mahkemeden özel izinle aldığı kararın, çeteden çıkması büyük şaşkınlık uyandırdı. Çete bu karara dayanarak istediği her yerde arama yapabilir. Girdap operasyonuyla gözaltına alınan zanlılarla birlikte 1 el bombası, 5 değişik çap ve markada tabanca ve bunlara ait şarjörler, 4 av tüfeği, 3 kurusıkı tabanca, 370 mermi, 274 av tüfeği mermisi, 1 çelik yelek, 3 kelepçe, 1 cop, 2 adet gaz maskesi de bulunuyor.

Bombalar hediyeymiş!

VKGB Derneği Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Cinali nin mahkemeye verdiği ifadede, aramalarda ele geçirilen el bombasıyla ilgili, Bombayı bir polis arkadaş Mahmutpaşa dan işportacıdan alıp hediye getirdi. Arkadaş çekmeceye koymuş. dediği belirtildi. İddialara göre, Cinali, silahlar için de dedemden kalmış ifadesini verdi. Cezaevine konulan dernek başkanı Taner Ünal ise yasadışı para toplama iddialarını kabul etmeyerek, Biz bu hareketi vatan için başlattık. dedi. Bu arada, Taner Ünal, mahkemeye verdiği ifadede dernek merkezinde internet bağlantılarının bulunmadığını belirterek, çocuk istismarı içeren görüntülerle ilgili suçlamalarını kabul etmedi. Yazarlık yaptığını, kitaplar bastırdığını söyleyen Ünal, Bilgisayardaki görüntüler değişik kişiler tarafından girilmiş olabilir. dedi. Salih Zeki Balaban ise, dernekten 2006 Mart itibarıyla istifa ettiğini, Volkan isimli kişiye askerlikten kaçmak için çürük raporu aldırmadığını iddia etti.

Sahte belgeler emekli subaydan

VKGB ye yönelik yapılan operasyon kapsamında ele geçirilenler sadece silah ve mühimmatla sınırlı değil. Girdap ın ardından yapılan aramalarda ev ve işyerlerinde zanlılara ait olduğu ileri sürülen çok sayıda sahte belge ve kimlikler de ele geçirildi. Örgüte sahte belgeleri ve kimlikleri, gözaltındaki zanlılar arasında bulunan ordudan atılan Jandarma Astsubay Savaş Karabali nin düzenlediği öne sürülüyor. VKGBH Konya İl Başkanı Vehbi Şanlı adına düzenlenmiş sahte Özel Kuvvetler Komutanlığı kimlik kartı, Jandarma giriş kartı ile JAN-DER kartı da ele geçirildi. Şanlı nın üzerinde ayrıca Jeriko marka bir tabanca yakalandı.

Askerî ihalelerde yolsuzluk iddiası

Telefon takibinde gözaltına alınan zanlıların halen görevde olan askerler ile emekli paşalarla da sık sık görüşme yaptığı saptandı. Adına çok sayıda sahte askerî kimlik çıkan Vehbi Şanlı nın emekli Korgeneral Hasan Kundakçı ile yaptığı görüşmeler dosyada yer buldu. Halen görevde olan askerlerle yapılan görüşmelerin ise askerî ihalelerle ilgili olduğu belirtiliyor. Zanlıların askerî ihalelerde yolsuzluk yaptığı öne sürülüyor. Ev ve işyerlerinde yapılan aramada askerî ihalelere ilişkin çok sayıda evrak ele geçirilmişti. Soruşturmayı yürüten savcılığın ele geçirilen belgeleri askerî savcılığa göndereceği öğrenildi.

CHP li ağabey den mitingler için 600 YTL

VKGB Derneği üyelerinin bazı eylemlere katılmak amacıyla yol masraflarının da karşılandığı soruşturma dosyasına girdi. Zanlıların yaptıkları bir görüşmede, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) teşkilatında yönetici konumunda olan bir kişinin mitinge gideceklerin ulaşımı için 600 YTL gönderdiği belirlendi. Zanlıların kendi aralarında, CHP li abi, masraflar için 600 YTL gönderdi. Mitinge gidelim mi? diye konuştukları görüldü. Zanlıların Cağlayan mitingine gitmek amacıyla bir otobüsle anlaştığı; ancak otobüs şoförüne de ücret ödemediği saptandı. Parasını alamayan otobüs şoförü de polise şikâyetçi oldu

KAYNAK ZAMAN

http://bilinmeyenler.wordpress.com/2007/07/05/ne-vatanseverlermis-ama/[/spo]

ve tabii:

[spo]ilk posttaki yazıyı (yani topik yazısı işte) da nette aradım da, bakayım hangi sayfalarda varmış diye, adresler de negüzel:

http://www.haberdiyarbakir.com/news_detail.php?id=3551
http://muslumannesil.com/Haberler.asp?haber=devam&id=29
http://www.kurdistan-post.com/News-file-article-sid-18532.html
http://www.dorduncukuvvetmedya.com/dkm/article.php?sid=8740
http://www.haksozhaber.net/author_article_detail.php?id=2696
[/spo]

yeter heral bukadar şimdilik..

[ Mesaj 22 Temmuz 2007, Pazar - 10:13 tarihinde, Dragonmax tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ya bu yukardaki gibi adamlar vatansever degil

ne bekliyorsunuzki
cogunun kafasi islamla bile alakasi olmiyan mizraklidir cuppeli ahmettir takkeli fetodur vs vs bosaltilmis

kafalarinda tek bir hayal var
kendi yasam bicimelrini ve goruslerini dikta edebilicekleri bir yoentim toplumu
buna ulasinca toplumun temizlenecegine peygamberin zamanina donecegine filan inaniyorlar once toplumlari birlesicek sonra tum muslumanlar birlesicek sonra putperestleri yakiciklar

ve cok komik bu amaclari besliyen amerika bunalri efendinin kopegini besledigi gibi itaat karsiliginda besliyorlar
israilide besliyen o amerika
israil teroru muslumanlari katlediyor

bunu bile goremiycek kadar korler

seriat olsun amerikanin olsun
turkdu filan umurlarinda degil kurdistanla buyuk ermenistan kurdurun size %100 islami cumhiriyet vericez deyin hemen kabul eder satarlar vatan topraklarini

1 dunya savasindan sonra yaptikalri gibi tipki
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Vatanseverim diye diye bazi kesimlerin memlekete neler yaptiklari ortada. Memleketin bekasi icin kursun sikanlar, sonra uyusturucu isine girdiler. Vatansever kuvvetler bilmemnesindeki arkadaslarin emekli subaylar ve cogunun ozel harekatci olmasi zaten nasil bir orgutlenme oldugunu ortaya koyuyor.

Ote yandan bu yazdiklarim horace a destek olarak gorulmesin, fethullahci orgutlenme de en az ``vatansever`` ler kadar tehlikelidir. Zaten Susurluk Skandali patladiginda yaramaz cocuklara Refahyol un Adalet Bakani sahip cikmamismiydi.

Not: Secim yasaklarina girmez kanisindayim, zire hem RP hem DYP bugun yoklar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

horacegoesskiing gibi bu tipler, kendi yarattıkları ayrı bir dünyada yaşarlar. Kendi mahalle ve semtleri, kendi medyaları, kendi okulları, holdingleri vs. vardır.

O dünyada herşey onların bakış açısından incelenir, gerekirse onların bakış açısınına uydurulur (!).

85 yıldır rövanş için boğuşur dururlar. Ryhlarının derinliklerinde tek bir istek vardır; Laik Cumhuriyet kavramını yıkmak, herkesi kendi dünyaları içine hapsetmek.

Ciddiye almayınız bu tipleri, ama gözünüzün ucuylada takip etmeyi ihmal etmeyiniz. Zira onların gözleri daima sizin yerinizdedir.

[ Mesaj 22 Temmuz 2007, Pazar - 18:57 tarihinde, Apis tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
horacegoesskiing gibi bu tipler, kendi yarattıkları ayrı bir dünyada yaşarlar. Kendi mahalle ve semtleri, kendi medyaları, kendi okulları, holdingleri vs. vardır.


ben o 'tipi' kendi gözümle gördüm, burada modern takılan insanların çoğundan kat be kat çağdaş ve akılcı bir insan kendisi.

ama nasılsa internet'teyiz, sallamanın sınırı yok öyle değil mi?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

istiklal mahkemeleri mi?

bırakınız şu çılgın türk kafasını. rica ediyorum. artık aklınızı başınıza devşiriniz, ve etkin akılcı bir muhalefet için ne gerekiyor, halka alternatif olarak ihtiyaçları doğrultusunda ne sunulabilir onu düşünmeye başlayınız.

gerçek dışı ittihatçiliği bir kenara bırakınız, ittihat ve terakki fırkası ortadan kalkalı neredeyse 85 sene oluyor. atatürk gibi pragmatik insanlara ihtiyacımız var, enver gibi hayalperestlere değil.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...