Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Pullitzer ödüllü fotoğraf (görsel sanatlarlık değil)


Rewendor

Öne çıkan mesajlar




Sudan'da bir kız çocuğu yemek arıyor.Bir kilometre ilerdeki Birleşmiş Milletler yardım çadırına doğru emekliyor ve o sırada arkasına konan akbaba kızın ölmesini bekliyor.

Kevin Carter bu fotoğrafı çekmek için yarım saat açı aradığını ve akbabanın kanatlarını açmasını beklediğini söylüyor.Akbaba sakin sakin yemeğinin ölmesini beklerken kanatlarını bu yarım saat içerisinde açmıyor.Fotoğrafını çektikten sonra akbabayı korkutup kaçıran Carter, biraz yürüyor, bir ağacın gölgesine yaslanıyor, siragasını yakıp Allah'a yakarıp ağlıyor.Kızın mücadelesini izlemekten sıkılınca da oradan uzaklaşıyor.

Pulitzer'inden hep övgüyle bahseden ve çok mutlu olan Carter'a insanlardan gelen tepkiler bir çığ gibi büyüyor.Kıza neden yardım etmediğini, onu o kampa neden bırakmadığını veya kampa gidip onları kıza yönlendirmediğini kimseye açıklayamıyor Carter.Hatta kendine bile.Pulitzer ödülünü kazandıktan iki ay sonra intihar ediyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yardim etmemesi ya sansasyon yaratmasi veya o kucuk kızı bir insan olarak görmemesinden kaynaklandığını sanıyorum(ırkçılık) ikisi birden de olabilir.Onun dışında insan böyle düşünemiyor belki de kızı kurtardı ama sansasyon yaratmak için yalan söylemiştir (her resmi görüşümde aklıma bu senaryo geliyor başka türlü böyle bir hayvanlık olamaz diye düşünmekteyim)

[ Mesaj 07 Haziran 2007, Perşembe - 04:59 tarihinde, paparnoz tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

intahar etmiş adam d:
bence zaten o kızı gördüğünde bunalım veya depresyon gibi psikolojik bir rahatsızlığı vardı kızı kurtarmak yerine gerçekten agacın dibine gidip ağlamış olabilir durumu ağırsa. çağımızın bunalımdaki bir çok genci de bunun hafifi olarak hayatlarını iyileştirmeye çalıştırmaktan ziyade ağlanmayı sızlanmayı tercih ediyor sonuçta d:
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

fotoğrafı nasıl çekiyor peki asıl sorun o,psikolojik sorunlu diyelim o kızı gördüğünde direk olarak yere yapışıp ağlamaya başlayabilir ama akbabanın kızın üstünde uçmasını beklemiş o olmamış bu olmuş (kendisinin deyimiyle) fotoğrafçılar olaya müdahale etmez diye de kendini savunuyordu.Vicdanından ötürü değil,toplumsal baskıdan dolayıda intihar etmiş olabilir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bence o noktada amacını kaybetmiş, yani olayı görünce bunun sürekli olduğunu ve durdurmak için hiçbirşey yapamıyacağını farkedince ona yardım etsem de diğerlerine edemem, hiç bir şey fark etmez gibi düşünmüş. Fotoğrafı düzgün çekmeye çalışmasının nedeni ise düzgün bir fotoğraf çekerse insanların dikkatini çekerek daha çok insanı kurtarabiliceğini düşünmüş olması gibi geliyor bana. Yani o an çocuk önemsiz, düzgün bir fotoğrafın yaratacağı etki önemli olmuş. Fotoğrafı da istediği gibi çekemeyince işi başaramadığını düşünüp amacından iyice kopuyor, uzaklaşıyor. Geri döndüğünde insanlara bunu anlatamıyor yada kimse anlamıyor, insanlar olayları daha bireysel düşünüyor, yani çocuğu neden kurtarmadın, neden sadece fotoğrafı çekmek istedin gibi. Bu tepkileri duyunca çocuğun yanında iken fotoğrafın daha önemli bir etki yaratıcağını düşünmüş olmasından dolayı pişman olup intaar ediyor.
Ben böyle yorumladım olayı.

[ Mesaj 07 Haziran 2007, Perşembe - 05:47 tarihinde, Chemical tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Africanın bir cok yerinde boyle sahneler var..bi söz vardır..abyss in icine baktıkca abyss de senin icine bakar diye..ve sanırım fotografcı bunu yapmıs..duruma alısmıs ve artık bir aslanın ceylan yavrusunu ızlerken nasıl bısey yapmıyorsa belgeselcıler..oda yapmamıs..doganın akısına bırakmıs olayı..yasadı duygu bu olabilir...a fallen brother..
intihar etmis demek..güzel..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

tabiki yardım etmicek.
her kameraman her haber fotoğrafçısı gördüğü şeyleri düzeltmeye çalışsa biz nasıl haberdar olucaz?
belkide o kıza yardım etseydi o kız kurtulurdu ama bu resim bize ulaşmaz bizde bir tepki uyanmazdı ve bir çok insan habersizce ölmeye devam ederdi.
haberciliğin sadece ordan oraya gezip resim çekmek olduğunu zannediyor sanırım herkes. böyle pis yanlarıda var düşününce.

[ Mesaj 07 Haziran 2007, Perşembe - 09:06 tarihinde, cenx tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

hmm "ulan gariban bööle yaşayacağına (her gün ben afrika'da olmayacam zati) ölsün gitsin Kurtulsun sübyan" da demiş olabilir amca, ha sonra vicdan azabı da çekmiştir hattı zatında.. belki de arada magic mushrom falan da çakan bi hippidir amca.. tanımıyorum ki rahmetli nasıl biriymiş..

amma ve lakin bu gibi olayları görünce "ühüüeee çok üzüldüm" demeye çok bi lüzum görmüyorum.. dünyanın iğrenç ancak bi o kadar normal günlük işleyişi bu şekilde.. büyük ihtimalle o çocuk zaten ölecekti bi şekilde..

çocuğun ölmesi değil, adamın gelen ödülle birlikte tepki görmesi adamı ZORTlatmış olabilir..

shit happens
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yaziyi okuyun merak ediyosaniz. adam guney afrikada dogmus, calkantili zamanlarinda, cocuklugu pek mutlu gecmemis, universtide ilk sene derslerden kalinca birakmis, sonra askere filan gitmis, en sonunda bi fotografcida calismaya baslayip ordan da fotomuhabirlige kaymis, 2-3 arkadasiyla siddet olaylarinin fotolarini cekmeye baslamislar, bu sirada bunu yapan her insan gibi uyusturucuya baglamis stresten kurtulmak icin. gruptan biri 1991 pulitzer kazaninca isler biraz rekabete surulmus. bu arada bi de kizi olmus bu adamin.arkadasi, bu fotoyu cektikten sonra, depresif oldugunu ve kizini ozledigini soylemis. sudandan donuste times satin fotoyu satin alip yayinlamis, sonra da carterin unu ve kendine guveni cosmus. bundan sonra bi yerde haber yaparken idam edilenleri gormus, herkes fotografi cekerken carter filmi degistiriyomus, bunu kacirdigi icinde kendini alkole vermis o aksam. uyusturucu sorunu daha da ilerlemis, artik iste dogru duzgun ayakta duramamaya baslamis. arabasiyla bi eve girdikten sonra 10 saatligine hapse atmislar, patronu gidip filmi karakoldan almak zorunda kalmis, tabi cok kizmis bu duruma. kiz arkadasi da hayatina ceki duzen vermeden gelme demis adami terk etmis. isi ver ask hayati sallantida ve yasayacak bi yer ararken 12 nisan 1994de timestan aramislar, ve pulitzeri kazandigini soylemisler. 18 nisanda Tokoza diye bi yere gitmisler grubuyla tirmanan siddet olaylarini fotograflamak icin. ogleden once Carte sehre donmus, sonra radyoda en iyi arkadasinin Tokozada olduruldugunu duymus, diger arkadasida agir yaralanmis. arkadaslarina vurulanin kendisi olmasi gerektigini soylemis daha sonra. bu olaylardan sonra new yorka gitmis. unle birlikte tabi ki elestiriler de gelmis, odullu fotografiyla ve etigiyle ilgili bolca elestiri. yaptigi hicbi is duzgun gitmemis bundan sonra da, bi haberin fotograflarini gec gondermis, baska bi haber icin gidecegi yere 3 ayri saat kurdugu halde ucagini kacirdigi icin gidememis, ve bi haberin filmlerini ucagin koltugunda unutup kaybetmis, sonucunda para derdine de dusmus, bu olaylar olurken bi kac kere arkadaslarin intihardan bahsetmis. zaten daha once intihar girisimi var, basta yazmayi unutmusum, hap ve fare zehiri yemis ama kurtulmus. bu da size Carterin hayatinin ozetinin ozeti, okuyun ders alin. insanlarin ne kadar cani olabilicegini en yakindan goren insanlardan biri belkide, kabuslarinizda goremiceginiz seyler gordu buyuk ihtimalle bu adam, gun dogmadan guney afrika sokaklarinda fotograf makinesiyle dolasirken. bunlarin ustune, para sikintisi da eklenince, olan olmus. yani direk bu fotoya bakipta neden oyle yapmis, neden boyle yapmis, insan dgil bu adam deyip yargilamayin. bu da kendi yazdigi biseyler:

"depressed . . . without phone . . . money for rent . . . money for child support . . . money for debts . . . money!!! . . . I am haunted by the vivid memories of killings & corpses & anger & pain . . . of starving or wounded children, of trigger-happy madmen, often police, of killer executioners . . . " And then this: "I have gone to join Ken if I am that lucky."

bu saatte bana da bu yaziyi yazdirdi ya helal olsun, ne diyelim Kevin Carter, allah rahmet eylesin.


Macleod, Scott. "The Life and Death of Kevin Carter". Time. Sep. 12, 1994.

[ Mesaj 07 Haziran 2007, Perşembe - 09:35 tarihinde, aquila tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...