Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

T.S.K'nın politikada bulunması durumu üstüne düşünceler


Antimodes52

Öne çıkan mesajlar

Yuruduler iste kac milyon kisi, demokratik tepki diye. Sonra Lord of the Ampuls cikti dedi ki "bikacyuz bin kisi, basin abartiyor, bindirilmis kita".

34% ile iktidara gelip mecliste 65% olucaksin, bunu da dibine kadar somurup istedigin gibi at kosturucaksin, Cumhurbaskani makamini bile bu sekilde calmaya calisicaksin, milyonlarca kisi benim hayatimda ilk kez gordugum sekil ve sayilarda eylem yaptiklari halde. Cikip bi de yuzsuzluk ediceksin sonra, bikacyuzbin kisi bilmemne. Sonra da Anayasa Mahkemesi'ne, orduya gidip "demokrasiyi baltaladilar" diyceksin, ne guzel oyle, sirf isine gelince demokrasi?

Anlatamadigim su yani, daha AKP'nin umrunda degil ki demokrasi, e halkin da durup dururken secim yaptiricak bi gucu yok. Kim var peki gucu olan; halki, cumhuriyeti, laikligi koruyacak? Ordu.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ordu bitane. Mitingler olmasa TSK şimdiye basmıştı darbeyi. Mitingler Ordu'ya 'darbe istemiyoruz' demesine gerek yoktu, Ordu zaten mitinglerden halkın ayaklandığını görünce darbeyi gerek görmüyor.

Ayrıca Ordu darbe mi yaptı yahu? Nesini abartıyonuz ki? Askerler açık açık fikirlerini belirtti, başkomutan seçilecek, laiklikte tarafız dedi o kadar. 'Tayyip diretme Cumhurbaşkanını, laik birini seç' demek istedi adam. Darbe mi yapmış oldu?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Allahaşkına bu ülkede birşeylerden rahatsız olupta kaç kişi ağzını açıp iki kelime konuşuyor allahın Galatasaray taraftar grubu bile gazeteye ilan verip başkanını istifaya çağırmak gibi medeni bir yola başvururken Türkiyede her daim rejim elden gidiyor tehtid var diye ortaya çıkan ve halkı kendi yanına aldıktan sonra kafasına uymayanı silip süpüren orduya güvenebiliyorsunuz.

Unuttunuzmu 12 Eylülde olan biteni hiçbirinizin ailesi sürünmedimi? kusura bakmayın benimki süründü ben babamı ziyarete gittiğimde o çok sevdiğiniz ordu mensubundan copta yedim 13-14 yaşımdayken. Annemi her gün iş çıkışı ekip otosuda takip etti gecenin bir vakti ne var ne yok diye evimize gelip darmadağın ettikleride oldu...

Orduya güvendiğinizde işler öyle sandığınız gibi sona ermeyecek. Sonunda pişman olan yine siz elinde hiçbirşeyi olmadan açıkta kalan yine siz olacaksınız.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Allahaşkına bu ülkede birşeylerden rahatsız olupta kaç kişi ağzını açıp iki kelime konuşuyor allahın Galatasaray taraftar grubu bile gazeteye ilan verip başkanını istifaya çağırmak gibi medeni bir yola başvururken Türkiyede her daim rejim elden gidiyor tehtid var diye ortaya çıkan ve halkı kendi yanına aldıktan sonra kafasına uymayanı silip süpüren orduya güvenebiliyorsunuz.

Unuttunuzmu 12 Eylülde olan biteni hiçbirinizin ailesi sürünmedimi? kusura bakmayın benimki süründü ben babamı ziyarete gittiğimde o çok sevdiğiniz ordu mensubundan copta yedim 13-14 yaşımdayken. Annemi her gün iş çıkışı ekip otosuda takip etti gecenin bir vakti ne var ne yok diye evimize gelip darmadağın ettikleride oldu...

Orduya güvendiğinizde işler öyle sandığınız gibi sona ermeyecek. Sonunda pişman olan yine siz elinde hiçbirşeyi olmadan açıkta kalan yine siz olacaksınız.


Saçmalamışın. 12 eylül darbesi gerekli idi o zaman fakat darbe yapıldıktan sonra izlenen tutum iyi olmadı. Darbe yapılmasaydı muhtemelen yakınlarımız vefaat etmiş olurdu ve şu anda yanımızda bulunan birçok tanıdığımız belki olmamış olurdu. 12 eylül öncesinde adamlar otobüs duraklarını tarıyolardı be.

Ayrıca Ordu bu ülkenin herşeyidir, ağzından çıkanları kulakların duysun. Beğenmiyorsan git İran'da yaşa. (Ben Türküm sen kime bu şekilde söz söylüyorsun diyorsan, hatırlatırım ki bu ülkenin kurucusu Ulu Önderimiz de bir askerdi... Ordu'ya güvenmemek ona güvenmemekle eşdeğerdir.)

Ordu darbe yapılacaksa yapar, yapmazsa Cumhuriyet elden gidiyor demektir ve şeriatçılar artar, toplum yozlaşır, bir bakmışın senin çocuğun ilerde, senin babanı ziyarete gittiğin gibi seni ziyarete geldiğinde başörtüsü olmadığından, erkekse saçları belki uzun ya da küpesi olduğundan vs.. cop yer. İstediğin bu mu?

[ Mesaj 19 Mayıs 2007, Cumartesi - 01:37 tarihinde, Brigand tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

İyi de bu sadece Türkiye'ye has bir durum değil ki. 1960-80 arası demokrasinin tam oturmadığı veya belli gruplarca oturtulduğu dünyanın pek çok ülkesinde -özellikle Güney Amerika ülkelerinde- militarist yönetimlerin darbelerin ardarda geldiği yıllardı.

Yani Fransızlar diyorsunuz da, zaten demokrasiyi yayan bu adamlar. Belli bir süreçten geçip devrimlerle isyanlarla, deneme yanılmalarla uzun yıllar sonunda demokrasilerini oturtmuşlar. Bu adamların zaten demokrasiyi, rejimlerini korumaları için herhangi bir mekanizmaya ihtiçyaları yok.

Biz Kurtuluş Savaşından sonra imparatorluk yıkılmış, demokrasi gelmiş. Demokrasiyi getiren halk değil, belli bir kesim. Biz o devrim sürecini yaşamadan cuk diye demokrasiyi oturtmuşuz.
"Halka karşı halkçılık" denen bir kavram var Türkiye'de.
Bu yüzden Türkiye'de ordunun siyasete karışması kaçınılmaz ve -bazı koşullarda- gerekli.

Su son olaylara bakıp da zaten ordu siyasete hiç karışmamalı demek biraz saflık oluyor.
Ordunun siyasete hiç karışmaması için en temelinde MGK'nın kaldırılması lazım.

Ki zaten ordu yavaş yavaş aktif siyasetten elini ayağını çekiyor. Tansiyon çok yükselmedikçe veya kendilerini ilgilendirmedikçe ne zaman karışıyorlar ki?
"Laikliğin savunucusuyuz, Ne mutlu Türküm demeyen herkes düşmanımızdır" demeleri beni şahsen tedirgin değil güvende hissettirdi, mutlu etti...

Ha bu zamandan sonra da darbe olur demek de bir saflıktır. Çünkü cumhuriyet temelleri 100% tehlike altında olmadığı sürece bu zamandan sonra kolay kolay darbe olmaz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ordu laik değildir diktatördür, ama laikliğin ve cumhuriyetin yani rejimin savunucularından biridir.
Demokratik bir ortamda yaptığı bildiri yanlış olurdu ama ortam demokratik değil aksine dingonun ahırı halini almış AKP ahırıydı. Allah ordumuzu düşmanlardan ve içimizrdeki hainlerden korusun.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

iyi o zaman bende soyliyim

benim babamda subay emekli olduktan sonra senin baban gibi dusunen solcular asker oldurme modasi cikarmisti

her gun evimize tehdit mektuplari geliyordu zillerden isimlerimizi sokmek zorunda kaldik, annemin zoruyla babam 1.orduya basvurdu ordaki yetkili "hanfendi korkamyin onlar albayimi tararlar size ve cocuga dokunmazlar" dedi

12 eylul le alakasi olmadigi halde bostancida emekli bir albayi oldurduler hicbir soru sormadan ki adamcagiz milli guvenlik ogretmeni cikti

kacirirlar korkusuyla eve kapali bir cocuklugum gecti, yasitlarim gibi disarda top oyniyamadim asla mahalle arkadaslarim olamadi dahada ileri gidip annemin baskisiyla anneannemlerle beraber eyup de asiri tutucu bir mahallede yasamak zorunda kaldim bir dakika bile sokaga birakmiyorlardi korkudan sonra babamin devre arkadaslarindan birini oldurduler kimse ustune gitmedi

cocuk yasimda bu kadar rezaleti yasadim 9-10 komunist yuzunden kaldiki benim babam babaeskide garnizon komutani olarak gorev yapmis hicbir sekilde 12 eylulden sonraki rezaletlere karismadigi icin bissuru takdir ve tesekkur belgesi var, gorevini yaptigi yerde ana caddelerden birine ismini bile vermisler

biz hakediyormuyduk boyle bir uygulamayi peki?

simdi bende gelip burda solcu dusmanligimi yapiyim cocuklugumu bok ettikleri psikolojimi bozduklari icin

kaldiki TSK icinde hic sevilen bir isim degildir bunlarin sorumlusu olan sahsiyet
12 eylulde bu sahsiyet yuzunden ordunun imajina gelen zarari onarmak belkide bir asir surucek

onun yuzunden asker diyince herkesin aklina vatandasini toplayip iskence eden sokaktan topladigini astiran kisiler geliyor

kin duyup dusmanlik yapmak kolaydir
zor olan duydugun nefreti ve ofkeyi kalbine gomup bazi gercekelrin farkina varmaktir

caninin yandigi icin baskasinin canini yakmak
canini yaktigin kisinin seveninin senin canini yakmasi

bu bitmiyen nefret cemberinin ustune bir gelciek insaa edilemez kaldiki kan davasi olgusudur bu

bu forumda kime sorsan su veya bu sekilde ailesinden birinin 12 eylulde cani yanmistir
baska bir tartismada "senin icin kolay, senin baban iskence yapan benimki iskence goren taraftaydi" demistin
12 eyluldeki rezaletten gorev yaptigi yeri koruyabilmek icin canla basla calismis rahemtli babami tanimiyordun ancak suni nefretin bu sekilde bir aciklama yaptirdi sana

benimde sana kin beslememmi lazim?

hayat siyah beyaz degil
siyah beyaz bir televizyondan izlemeye calisirsaniz gercek renkleri kaybedersiniz ve elinizde siyah dan beyaza kadar olan tonlar kalir sadece oysa kirmisizi sarisi yesili mavisi pembesi moru da avrdir bu tabloda ama baktiginiz sey size butun bu renkleri gri gosterdiginden farkina varamassiniz hicbirseyin
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bilimsel bi tartışma adına açılmış başlık.

Ordu anayasal olarak (demokratik demiyorum dikkat ederseniz) hakkı olmamasına rağmen, rejim koruyuculuğu üsleniyor. Yanlış diye.

Çok doğru bir tespit. Aynen öyle. Nokta. Bunu yasa ölçütünde çürütebilecek bir sav yok zaten. Boşuna kasmayın şanlı ordumuz atatürk asker bilmemne diye. Ordunun böyle bir hakkı yok.

Siz şanlı ordumuz, şehitlerimiz canlarımız diye, o şehitlerle alakası olmayan adamları pohpohladığınız sürece, bu ülke daha çok Kenan Evren, Talat Aydemir vakaları görecektir. Unutmayın ki ordu da zamanı geldiğinde komünistler sosyalistler milliyetçiler atatürkçüler diye kamplaşabilen bir yapıdır. (merak edenler baksın Can Dündar'ın 21 mart kitabına)

Siz şeriatçılara çözüm olarak, elinde silah tutan, askeri eğitim dşında bir eğitim almamış adama ÜLKE YÖNETTİRME konusunda cesaret verirseniz, o adam da koltuk sevdasına kapılır, yönetebileceğini düşünür, kafalarına göre bişeyler yapmaya başlarlar. (Bakınız Kenan Evren, Alparslan Türkeş vb)

Neymiş, şeriatçılara karşı ordu bişey yapmayacaksa kim yapacakmış?

Arkadaşım alırsın sokaktan sopanı, elimde sopam var iktidarım ben istediğimi yaparım diyen marjinal adamı gider yerinden edersin gerekirse.

Ordunun görevi ülkemizi dış tehditlere karşı korumaktır. Asıl orduyu rejim tartışması içine çekmek orduya zarar verir. Bunu da unutmayın. Atatürk zamanında ordudaki insanların her türlü siyasete karışması yasaktı. Hatta durum o kadar katıydı ki, kışlalarda gazete satışına bile izin verilmiyordu. Şayet Atatürk ittihak&terakki geçmişinin neler yapabildiğini iyi biliyordu.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

her on yılda bir darbelerle, muhtıralarla kesintiye uğrayınca demokrasi, halkta elbette ki o anlayış, o mantık yerleşmez. halktan göremediği destekle gücü yetmeyince askeri çağıran bir kesim var bu ülkede. çünkü biliyorlar ki çıkarlarını kollamaları mümkün olmayacak başka şekilde, insanlar buradaki bazı elitist takılanların savunduğu gibi aptal değil. gözleri açılmış, korku ticaretine pabuç bırakmıyorlar.

tek parti rejimine hasret, azınlığın çoğunluğu baas partisinin ırak'ta yönettiği gibi yönetmesini ülkenin tek çaresi olarak gösterenler en az şeriatçılar kadar tehlikeli gericiler ve rejim düşmanlarıdır. bizleri çağdışı, totaliter bir rejime mahkum bırakmaya çalışmaktadırlar. işte ancak bu tarz bu rejim devrimle yıkılmaya mahkumdur, bakınız iran. eğer demokrasi yerleştirilmeye çalışsaydı, adalet ve ekonomi geliştirilseydi bugün gayet modern bir ülke olabilirdi. tek particilerin görmek istemediği şey, korkularının gerçekleşmesinin tek yolu onların savunduğu elitist, baskıcı rejimden geçiyor.

izmir'de gördük, askeri gemi yanaşıyor düdük çalıyor, insanlar alkış tutuyor. bunlar rejimi savunduklarını sanıyorlarsa çok aldanıyorlar. en büyük kötülüğü yapmışlardır. demokratik bir hak olan miting, (evet beğenilmeyen demokrasi sayesinde o insanlar orada toplanabiliyor) demokrasiye karşı darbe çağrısına dönüşmüştür.

karşı fikirdeki herkesi cahil ya da vatan haini göstermeye çalışan zihniyet akıntıya kürek çekmektedir. her vatandaşın ülke yönetiminde bir diğeri kadar söz hakkı olduğu gerçeğini ergeç kabullenmek zorunda bu kişiler.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Türkiye Cumhuriyeti nde ordu ile şeriatçılar arasında bir savaş yoktur. silahlı-statükocu sermaye ile yeşil sermaye arasında bir savaş vardır. tabi bir de liberaller vardır. arada kendi ekmeğine yağ sürdüğü derecede yeşil de olsa statüko karşıtlığını destekleyecek (liberal görüşlü daha iyi bir seçeneği olmadığı için. bir nevi kötünün iyisi durumu), ordu sopayı gösteriği zaman da kolayca saf değiştirecek olanlardır bunlar.

[bu forumda özellikle bu konularda yazı yazmayı (artık) abesle iştigal etmek olarak gördüğümden birkaç yazı kopyalayıp yapıştırarak size güzide ordumuzu biraz daha tanıtayım]

said:
12 Eylül 1980 darbesi ülkemizde birçok alanı olumsuz etkilediği gibi eğitimi, eğitim işini yapan öğretmeni ve eğitimin temeli olan öğrencileri de derinden yaraladı. Yıllar geçmesine karşın bu yaralar sarılamadı, tam tersine kangren oldu.

12 Eylül'de ilk darbe öğretim birliğine vuruldu. Cumhuriyetin kurulmasından hemen sonra 3 Mart 1924 tarihinde temeli atılan Öğretim Birliği (Tevhid-i Tedrisat) Yasası, 12 Eylül Anayasası'nın 24. maddesi ile zorunlu din dersleri konularak delindi. Öğretim Birliği Yasası, laik cumhuriyetin temeliydi.

İmam-hatipler arttırıldı

12 Eylül döneminde imam-hatip liseleri, eklentileri (şubeleri) ve öğrenci sayısı arttırıldı. 1983 tarihinde imam-hatip lisesi çıkışlılara, üniversitelerin her bölümüne girme hakkı tanınmasıyla, din eğitimi almış kişiler devletin tüm kurum ve kuruluşlarında görev aldı ve yönetici oldular.

Ezberci eğitim, dersaneler ve paralı eğitim bu dönemde yaygınlaştı.


http://www.belgenet.com/12eylul/12092000_01.html

said:
İmam Hatip Liseleri mezunları 12 Mart askeri darbesi sonrasında, fark dersleri vermeden üniversitelerin edebiyat bölümlerine, 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrasında da üniversitelerin tüm bölümlerine girme hakkı kazandı.

http://www.bianet.org/2004/06/16/36787.htm

said:
Türkiye de Çiller in Başbakan olduğu Kasım 1993 de toplanan ve esas olarak da ABD nin organize ettiği, Uluslararası 1. Din Şurasının en önemli kararlarından biri şu sözlerle ifade ediliyordu. "Türkiye nin önderliğinde, İslam aleminde Hilafete giden ana caddenin taşları döşenmektedir... " Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş bu karara 1. Din Şurası nı toplama başarısını gösteren Diyanet İşleri Başkanlığını kutlayarak destek sunuyor. Laikliğin bekçisi olduğunu iddia eden ordunun Genelkurmay Başkanı "Bizden laik olmamızı isteyen Batılılar önce kendileri laik olsunlar... " diyor.


http://www.sendika.org/yazi.php?yazi_no=11326


not 1: TLDR falan filan demeyecek olanlar için son yazının okunması özellikle tavsiye olunur. at gözlükleri çıkartıldıktan sonra tabi.

not 2: @antimodes: baba git hobilerinle ilgilen, müzik dinle, kitap oku ne bileyim. boşa vakit harcama...

not 3: doğan güreş şöyleydi, kenan evren böyleydi. onlar şöyle hibinoydu şimdiki ordu başka demesin efendim kimse özelden (ya da buradan ne bileyim). benim için amerikaya gidip oradaki generallerden emir alan, hala nato üyesi olmayı içine sindiren bir ordu ve mensupları herkes kadar amerikancıdır (amerika - ılımlı islam... anladın sen onu). şu anki genel kurmay başkanı hazretleri de geçmişteki şeyin laciverdidir.


edik: imlâ

[ Mesaj 19 Mayıs 2007, Cumartesi - 05:41 tarihinde, calimero tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bosa çene yoruyoruz. Böyle ikinci cumhuriyetçi kafalara nasıl anlatacaksın bunu? Adamlar kendini iskandinav ülkelerinde yaşıyor sanıyor. Ortadoğuda cumhuriyeti korumaya çalışan bir üçüncü dünya ülkesinde yaşadıklarının ilk önce birinin onlara anlatması lazım. Nerde kemalist, devrimci, Atatürk'çü vatanını seven insan var bu tayfa fethullahçılardan önce damlıyo ortama laf sokmak için. Bunlar anca başımızdaki ortadoğu eş başkanına , şehitlere kelle terörist başına sayın diyen adama ve yandaşlarına şak şak yaparlar ondan sonra mitinge katılan milyonlar demokrasi karşıtı olur onların gözünde. Ordu ve "askeri gemi" pis kaka olur. Ama devleti cemaatlerle kuşatan belediyelerde kendi şirketlerine ihaleleri peşkeş çeken ,fırsatını buldugunda Atatürk'e küfr edenler onların gözünde en kral demokrattır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Her müdahaleyi birbirinden ayıramayacak kadar aklınız yoksa Amerikan destekli Türkiyeyi ılımlı islam yoluna sokan, kenan evren darbesiyle, Kemalist devrimci müdahaleyi, aynı zamanda AKP nin desteklediği amerikaya da karşı yapılan tam bağımsız Türkiye yanlısı müdaheleyi sen diğerleriyle bir kefeye koyuyorsan ben sana neyin cevabını veriyim ki?

Edit: Ha unutmadan bu müdahele "nato"türkçü değil. Atatürkçü bir müdahaledir.

[ Mesaj 19 Mayıs 2007, Cumartesi - 10:14 tarihinde, Eaglewingg tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ya pardon ama siz neyi tartışıyorsunuz? şu anda tsk'nın zart diye bi çırpıda getirdiği 82 anayasasının sancılarını yaşamıyor muyuz? o sürecin bizi bugün karşı karşıya bıraktığı olgulardan yalnızca birisidir akp. 80 sonrası gelen her iktidar buna zemin hazırlamıştır. örneğin hani bu yıl feryat figan "kutlu doğum haftası" meselesi yaşandı ya 23 nisanda, o haftanın aslında 1989'da çıkan bir kararla kutlanmaya başladığını biliyo muydunuz? peki imam hatiplerin önünü açanlar kimler? 80'den sonra hem bürokrasi, hem siyasiler hem de ordu el birliğiyle bu ülkenin kendi kalesine gol atmıştır, ve daha hala bunun altından kalkabilmiş değiliz. darbe her zaman kısa vadede bir çözüm yaratsa da uzun vadede çok daha vahim durumlara yol açmıştır. o yüzden siyaset siyasilere, meydanlar da halka bırakılmalıdır. "ya darbe olursa" korkusuyla yaşamakla "ya şeriat gelirse" korkusuyla yaşamak arasında hiçbir fark yok.

[ Mesaj 19 Mayıs 2007, Cumartesi - 10:17 tarihinde, sir tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
ya pardon ama siz neyi tartışıyorsunuz? şu anda tsk'nın zart diye bi çırpıda getirdiği 82 anayasasının sancılarını yaşamıyor muyuz? o sürecin bizi bugün karşı karşıya bıraktığı olgulardan yalnızca birisidir akp. 80 sonrası gelen her iktidar buna zemin hazırlamıştır. örneğin hani bu yıl feryat figan "kutlu doğum haftası" meselesi yaşandı ya 23 nisanda, o haftanın aslında 1989'da çıkan bir kararla kutlanmaya başladığını biliyo muydunuz? peki imam hatiplerin önünü açanlar kimler? 80'den sonra hem bürokrasi, hem siyasiler hem de ordu el birliğiyle bu ülkenin kendi kalesine gol atmıştır, ve daha hala bunun altından kalkabilmiş değiliz. darbe her zaman kısa vadede bir çözüm yaratsa da uzun vadede çok daha vahim durumlara yol açmıştır. o yüzden siyaset siyasilere, meydanlar da halka bırakılmalıdır. "ya darbe olursa" korkusuyla yaşamakla "ya şeriat gelirse" korkusuyla yaşamak arasında hiçbir fark yok.


Okumadan okumadan cevap yazıyorsun. Yahu anlatamıyor muyuz? 12 eylülden önce insanlar birbirini öldürüyorlardı, darbe yapılmasa çatışmalar daha da kuvvetlenerek çok kişi ölecekti. Şu anda tanıdığın çoğu insan doğmayacaktı. Darbe yapılması kötü oldu evet, dediğin gibi imam hatiplerin önü açıldı vs... ama darbe yapılmasa daha kötü olacaktı.

Ayrıca sen meydanları halka bırakıyon ama siyasetçiler kimseyi s.klemiyo, tayyibi görmüyon mu? Türkiye'nin en büyük mitingleri yapıldı, tayyibin bi taraflarında değil. üstüne üstlük gelmiş 'bizim hayatımız ölçüp biçmekle geçti, 30.000 kişi vardı' gibi laflar söylüyorlar. Adam pişkin...

Son olarak ya şeriat gelirse ile ya darbe gelirse korkusunu birleştiriyorsan, bak geçen sayfada bir mesajım var. Bu ülke askerine güvenmiyorsan vatan haini sayılırsın. Bu ülkenin kurucusu Ulu Önder'imiz de bir askerdi unutma. Onun yetiştirildiği yere güvenmemek ona güvenmemektir. Bu da seni vatan haini yapar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

hiçbir kurum veya kuruluş eleştirilemez değildir. ordu 80 darbesi sonrasında ülkeye büyük zarar vermiştir, bunu yadsıyacak bir babayiğit çıksın "hayır vermemiştir" desin. ben diyorum ki akp bu sürecin bir sonucudur, sen diyosun darbe olmasa daha kötü olacaktı. darbe darbeyi doğuruyo işte, insanlar demokrasiyi sadece kendilerine yontuyorlar, 20 yılda bir de sekteye uğrayınca tabi ki ne hukuka ne de demokrasiye inanç kalmıyo. şeriatın gelmesi demek demokrasinin sonu demek. ee ya darbe ne demek? sokağa çıkma yasakları, sansürler, işkenceler..tek parti iktidarı demokrasiyi kaldıramaz diye isyan ediyoruz, asker de kaldıramamalı! ama onlara karşı çıkmamız mümkün değil, çat diye gözaltına alınırsın.

beni istediğin şeyle suçlayabilirsin, böyle sığ çıkarımlara karşılık bile vermek yersiz. ben orduya güveniyorum, ama yalnızca kendi görevini yapması için. "ordu her daim darbe planı yapıyo, fırsat kolluyo yönetimi ele geçirmek için" falan da demiyorum, yok böyle bişey tabi ki. her ülkenin vazgeçilmez bir unsurudur ordu. ama biz artık bu ülkenin temellerini korumak için orduya değil, kendimize güvenmeliyiz. silahlarla, militarizmle değil oylarla ve hukuksal çerçeve içinde yapmalıyız devrimi.

Atatürk gençliğinde eski usül medreselerde yetişti, istersen oralara da güvenelim? hey gidi yaa...

[ Mesaj 19 Mayıs 2007, Cumartesi - 13:09 tarihinde, sir tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Aradakileri okumadım, ilk mesaja cevap veriyorum:

Ordu bu ülkedeki emniyet sübabıdır, koruyucu kalkandır. Devlete, millete bir tehdit hissettiğinde elbette bunları savunacaktır.

27 Nisan bir uyarıydı, umarım dersler alınır.
Aynı uyarılar 12 Eylül öncesinde de yapıldı, önlemler alınmadı ve 12 Eylül oldu.
12 Eylül için hep orduya yüklenilir nedense, orduya kin kusulur, ama 11 Eylül hiç düşünülmez, 12 Eylül'den önceki hayatı yaşamış olan konuyla alakasız insanlar 12 Eylül'ü şükranla anarlar, çünkü bir iç savaş sona ermiştir, her gün 100lerce kişinin öldüğü sokaklar temizlenmiştir.
Ha o darbe sonrasında yönetimin dincilere verilmesi ordunun çok çok büyük bir hatası olmuştur, denge fena bozulmuştur. Asker şimdi darbeye gerek kalmadan ince ayarlarla o zaman fena bozduğu dengeyi doğrultmaya çalışmaktadır. Bizim de halk olarak demokratik haklarımızla bu denge doğrultmaya katkıda bulunmamız gerekir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Gimli'nin mesajını bir kez daha okuyun diye buraya not düşerek başlıyorum.
Ayrıca bir arkadaş da "iskandinav ülkesinde değiliz biz! 3. dünya ülkesiyiz! ortadoğudayız!" diye ağlamış. Biraz durumu özetlemeye çalışayım öyleyse.
Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşu itibariyle, sosyal yapısı nedeniyle otoriter militarist bir ülkeydi, ANCAK, bu cumhuriyetin kurucusu olan Mustafa Kemal'in amacı, sosyal yapının 10-20 senelik bir zaman diliminde değiştirilerek, çok partili ve demokratik bir yapıya geçilmesiydi. Her ne kadar bu amaca ulaşmak için 10-20, en fazla 30 senelik bir süreç yetecek olsaydı bile, Mustafa Kemal'den sonra gelen İsmet İnönü çok daha farklı bir yol izledi ülke yönetiminde. Resmen bir "milli şef" rolüne büründü. Bununla beraber de sorunlar ortaya çıkmaya başladı işte.
Sosyal yapının değişimine dek ordunun koruyuculuğu üstlendiği ortamda, ordu o kadar musallat oldu ki her türlü ülke işine, sonunda sosyal yapıdaki değişiklik Mustafa Kemal'in istediğinin tam tersi yönünde, yani tam bir militarist yönde olmaya başladı.
Totaliter rejim nedir? Totaliter rejim, ülkenin silahlı gücünü elinde tutan, belirli bir ideolojiye sahip bir tek parti önderliğinde yürütülen bir rejimdir diye özetleyebiliriz (bu kriterler aslında daha çok açılıyorlar ancak hepsini yazamayacağım). İşte İsmet İnönü sonrasında CHP yavaş yavaş Türkiye'yi totaliter bir rejime doğru sürükledi. Nasıl mı? CHP'nin başına geçen her adam, "Mustafa Kemal'in partisi" kozunu kullanarak politikasına ve çıkarlarına orduyu alet etti. Halka kendi kararları vermesi, çok partili ve demokratik bir ülke olduğu söylendi bu ülkenin. Ancak ne zaman CHP'nin ideolojisine ters düşen birileri başa geldiyse, CHP orduyu göreve çağırdı, ordu CHP'nin ideolojisi doğrultusunda birilerini astı, kesti, biçti, copladı, öldürdü...
Bugünlerde de aynı senaryo olduğu gibi devam ediyor, ben bunu gördüm. CHP'nin başındaki, ordunun başındaki açgözlü amcalarımızın çıkarlarına taş gelince, hayır, ülkeyi sevdikleri için değil, çıkarlarından olacakları korkusuyla muhtıra yağdırdılar, darbe hazırlıkları yaptılar.
Ama bunlar önemli değil. Önemli olan bizim kendimize şu soruyu sormamız:
Totaliter bir rejimin tanımı yukarıdaki gibi olduğunu göz önünde bulundurursak, biz, gerçekten laik demokratik bir cumhuriyet miyiz, yoksa bu maske altına saklanan totaliter bir ülke miyiz?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Artı Kenan Evreni'nin yediği bokları orduyla özleştirmeyin.. Sanki o adam kurmuş orduyu.. Ne zaman orduya bok atılmak istense Kenan Evren.. Yeter be..


başka kimle özdeşleştirilebilir? bi darbe daha geldiğinde kenan evrenden daha beterinin gelmiyeceğini nasıl söyleyebilirsin? bunları ordu yapmadı kenan evren yaptı demek komik değilmi?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
başka kimle özdeşleştirilebilir? bi darbe daha geldiğinde kenan evrenden daha beterinin gelmiyeceğini nasıl söyleyebilirsin? bunları ordu yapmadı kenan evren yaptı demek komik değilmi?


Kenan Evren'in yerinde başka birisi olsaydı olanlar daha farklı olurdu, daha iyi olabilirdi. Olması gerekenden kötü olduysa bu Kenan Evren olduğu içindir. Ordu bizi korumaya çalıştığı için değildir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...