Numb Mesaj tarihi: Eylül 22, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 22, 2003 Meraktan soruyorum. Ne demektir bu tanımını yaparsanız sevinirim.[hline] Hush It's okay Dry your eye Dry your eye Soulmate dry your eye Dry your eye Soulmate dry your eye Cause soulmates never die DiMarziolu Strat Squier satılıktır. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Shift Mesaj tarihi: Eylül 22, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 22, 2003 tdk acıklaması İnsanı, kendine özgü düşünce ve dünya görüşüne yabancılaştırmak, başka yönde düşünür ve davranır duruma getirmek amacıyla çeşitli yollarla etkilemek. http://www.tdk.gov.tr/tdksozluk/SOZBUL.ASP?GeriDon=0&EskiSoz=&kelime=beyin+y%FDkamak Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
asinanyavuz Mesaj tarihi: Eylül 22, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 22, 2003 Bazıları tarafından yanlış anlaşılmış ve uçuk anlamlar katılmış türkçemizin güzide bir kelime grubu[hline]Bilinçli INTERNET Kullanıcısı için ELELE! İşporta Hosting'e HAYIR! Tamamen Türk Hosting....... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Estel_Anorien Mesaj tarihi: Eylül 22, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 22, 2003 Beyin yıkamak bilimsel anlamda uygulanabilir zamanıyla insanın yoğun olarak aşağılama, ruhsal çöküntü, depresyonun doruk noktalarına doğru sürüklendikten sonra karekterinin zedelenmesi hatta çökmesiyle birlikte belirli duygu ve düşüncelerin sanki o bireyin duygu ve düşünceleriymişçesine empoze edilmesine ve o insana yeni duygular ve düşünceler kazandırılmasına verilen addır.[hline]Ben eskiden, evimin hemen arkasındaki top oynadığım boş araziyi geri istiyorum. Yıkın üstüne yapılan evleri Bir çöpümüz var diye heryerin çöp kokmasına bende karşıyım Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
axedice Mesaj tarihi: Eylül 22, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 22, 2003 Bkz. 1984[hline]There is a void in my chest where I once had a heart, and from this emptiness springs all the sufferings in the Multiverse . . . Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Estel_Anorien Mesaj tarihi: Eylül 22, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 22, 2003 bkz. Aldous Huxley - Cesur Yeni Dünya ve Cesur Yeni Dünyayı Ziyaret.[hline]Ben eskiden, evimin hemen arkasındaki top oynadığım boş araziyi geri istiyorum. Yıkın üstüne yapılan evleri Bir çöpümüz var diye heryerin çöp kokmasına bende karşıyım Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Numb Mesaj tarihi: Eylül 22, 2003 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 22, 2003 yani birilerinin telkinde bulunması değilmi? en az iki kişi olması lazım. öylemi?[hline] Hush It's okay Dry your eye Dry your eye Soulmate dry your eye Dry your eye Soulmate dry your eye Cause soulmates never die DiMarziolu Strat Squier satılıktır. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Numb Mesaj tarihi: Eylül 22, 2003 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 22, 2003 İnsanı, kendine özgü düşünce ve dünya görüşüne yabancılaştırmak, başka yönde düşünür ve davranır duruma getirmek amacıyla çeşitli yollarla etkilemek. öylemi.. peki ya öncesi yani kendine özgü düşünce ve dünya görüşüne nerden sahip oluyor bir insan. ilhammı geliyor acaba. yani insanın kendine ait görüş ve dünya düşüncesi nasıl oluşur kendilliğindenmi. oksa çevresinin etkisi varmıdır? varsa buda bir nevi beyin yıkama değilmidir??[hline] Hush It's okay Dry your eye Dry your eye Soulmate dry your eye Dry your eye Soulmate dry your eye Cause soulmates never die DiMarziolu Strat Squier satılıktır. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Bone Mesaj tarihi: Eylül 23, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 23, 2003 bkz. Equilibrium[hline]I will crush yar bones!!! Gaarrr!!! (İmzamı iyi oku, çok şey var) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sam Mesaj tarihi: Eylül 23, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 23, 2003 bkz. lahmAcun firarda ne zaman seyretme gafletinde bulunsam 'kendime özgü düşünce ve dünya görüşüme yabancılaşıyorum, başka yönde düşünür ve davranır duruma getirilmek amacıyla çeşitli yollarla etkilendiğimi hissediyorum'.. arkadaşların verdiği örnekleri dikkate al sen literatür babında..[hline]Sabahları napalm kokusunu severim, çöp kokusunu değil.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Bone Mesaj tarihi: Eylül 23, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 23, 2003 oha ben de lahmacun firarda diye bir film mi var diyordum kendime. jeton geç düştü..[hline]I will crush yar bones!!! Gaarrr!!! (İmzamı iyi oku, çok şey var) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
unity100 Mesaj tarihi: Eylül 23, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 23, 2003 universiteye gunluk guneslik baslayan, saci uzun, hareketleri rahat bir kisinin takilmaya basladigi ortamin killi oldugu kendisine soylenince `yok abi cok serbest cok acik gorusluler herseye modern bakiyorlar` diyip bu olaydan 6 ay sonra saclari 3 mm olarak kesilmis, nesesiz, isigi sonmus bir halde ortaya cikmasi olayina beyin yikanmasi denir.[hline]referanslar : www.mizzah.com www.tokaci.com(oscommerce customization) turkiye.bookturkey.com aaa bunu unutmusum pek severim: www.bookturkey.com Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
axedice Mesaj tarihi: Eylül 23, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 23, 2003 said: Numb, 23 September 2003 03:34 tarihinde demiş ki: bla bla bla bla yani insanın kendine ait görüş ve dünya düşüncesi nasıl oluşur kendilliğindenmi. oksa çevresinin etkisi varmıdır? varsa buda bir nevi beyin yıkama değilmidir?? Boş bir sayfa gibi düşün insan beynini, çevre faktörüyle birlikte sayfa dolar, insanın dünya görüşü ortaya çıkar. Biri gelipte bu sayfayı silip üstüne bişiler yazarsa bu beyin yıkama olur[hline]There is a void in my chest where I once had a heart, and from this emptiness springs all the sufferings in the Multiverse . . . Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
horacegoesskiing Mesaj tarihi: Eylül 23, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 23, 2003 Direk kendim silip yeniden doldurabilsem keşke..[hline]Şu anda iş yapıyor olmam gerekiyodu... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Qui Mesaj tarihi: Eylül 23, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 23, 2003 Beyin yıkama eylemini kolaylaştıran bazı ilaçlar olduğunu duymuştum. Terorist yaratmak için neyin kullanılıyormuş, soğuk savaş zamanındada Rusya-Amerika çekişmesinde denenmiş birçok defa.[hline]Semi-Dr. Quinthalus @ primum non nocere ICQ UIN: 1957744 MSN Messenger: [email protected] (bkz: Quinthalus) (bkz: Qui) Adaxe Wiabolih of Eclipse, Rifleman/CH Liga Sonega of Bloodfin, Artisan Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
horacegoesskiing Mesaj tarihi: Eylül 23, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 23, 2003 İşi ciddi konuşmak gerekirse yukarıdaki tanımların beyin yıkama le uzaktan yakından alakası yoktur. Beyin yıkama laboratuar ortamında uzmanlar tarafından gerçekleştirilen çalışmalardır. Hani Fallout ta hubologlar filan vardı böle ses sistemi görüntü sistemi felan. Hah onun gibi. İşin içinde kimyasallar ve iyi kurgulanmış veriler vardır. Genelde LSD kullanılır. Hatta otomatik portakal filmi bunun iyi bi örneği idi. Fakat oradaki gibi insan değiştiğini farketmeyebilir. O beyninde artık kırılamaz bükülemez bir doğru olarak kalmıştır. Arkadaşlarımızın bahsettiği şeyler olsa olsa aldatmacaya, yönlendirmeye girer. Bunlar zaten hergün karşılaşılan herkesin yapmaya çalıştığı alelade şeyler.[hline]Şu anda iş yapıyor olmam gerekiyodu... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Estel_Anorien Mesaj tarihi: Eylül 23, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 23, 2003 Aldous Huxley'in Cesur yeni dünyayı ziyaret isimli eserinden bir alıntı yapacağım beyin yıkama konulu kısımdan.... .......Şartlanmış refleks üzerindeki çağ açan deneyleri boyunca Ivan Pavlov uzun fiziksel ve ruhsal baskılara tabi tutulduklarında laboratuvar hayvanlarının sinirsel çöküntünün tüm belirtilerini gösterdiklerini gözlemledi. Dayanılmaz durumla başa çıkmayı reddederek beyinleri, deyim yerindeyse, greve gider ya da büyünüyle iş bırakırlar (köpek bilincini yitirir) ya da iş yavaşlatmalara, sabotajlara başvururlar (köpek gerçekdışı davranışlarda bulunur vera bir insanda isterik diyebileceğimiz türden fiziksel belirtiler geliştirir). bazı hayvanlar baskıya öbürlerinden daha dirençlidir. Pavlovun çok heyecanlanabilir dediği yapıya sahip köpekler salt neşeli (öfkesi burnunda olanın, sinirlinin karşıtı) mizaçtaki köpeklerden çok daha çabuk pes ederler. Aynı şekilde zayıf kontrollü köpeklerin sakin, soğukkanlı köpeklerden daha çabuk sabırları tükenir. Ama en metanetli köpek bile süresiz direnemez. Eğer tabi tutulduğu baskı şiddetli ve yeterince uzunsa türünün en zayıf örnegi kadar acınası biçimde bütünüyle pes edecektir. Pavlovun bulguları iki Dünya savaşı esnasında çok büyük bir ölçekte ve en üzücü biçimde dogrulanmıştır. Tek bir yıkıcı deneyimin ya da daha az korkunç olan ama sıkça yinelenen bir korkular silsilesinin sonucunda askerler belli sayıda yaralayıcı psikolojik belirti geliştirir. Geçici bilinç yitimi, aşırı sinirlilik, uyuşukluk, işlevsel bozukluk veya felnçi olayların meydan okumasına bütünüyle gerçekdışı karşılıklar, ömürlük davranış kalıplarının tuhaf terse dönüşleri : Pavlovun köpeklerde gözlemlediği tüm belirtiler Birinci dünya savaşında mermi şoku ikincisinde savaş yorgunluğu denen şeyin kurbanı olanların arasında yeniden görüldü. Tıpkı her köpek gibi her insanında kendi dayanıklık sınırı vardır. Modern savaş koşullarında az çok sürekli baskı altında, yaklaşık otuz gün sonra çoğu insan dayanıklık sınırına olaşmaktadır. Her bireyin kırılma noktası olduğu olgusu ezelden beri bilinir ve acemice, bilimdışı bir şekilde istismar edilirdi. Fiziksel işkence ve diğer baskı biçimleri gönülsüz tanıkların dillerini çözmek için avukatlar tarafından, ortodoks olmayanları cezalandırmak ve onların düşüncelerini değiştirmek için ruhbanlar tarafından, hükümete karşı olduğundan şüphelenilen kişilerden itiraflar alabilmeki çin gizli polis tarafından uygulanmaktadır.................. Ilk yıllarda neler olmuş olursa olsun işkencenin bugün komünist polis tarafından geniş şekilde kullanılmadığı gayet kesindir. Komünistler ilhamlarını Engizitörden ya da SS'liden değil, fizyolog ve onun yöntemli biçimde şartlandırılmış laboratuvar hayvanlarından almaktadır. Diktatör ve polisleri için, Pavlov'un bulgularının önemli pratik içerimleri vardır. Eğer köpeklerin merkezi sinir sistemi çökertilebiliyorsa , siyasi tutuklu, nevroz ya da isteri halinde, kendisini tutuklayanların itiraf etmesini istedikleri her şeyi itiraf etmeye hazır olacaktır. Ama itiraf yetmez. Umutsuz bir nevrozlunun kimseye yararı yoktur. Zeki ve pratik diktatöre gereken şey, tımarhaneye kapatılacak bir hasta ya da vurulacak bir kurban değil, dava için çalışacak bir dönektir. Yeniden Pavlova dönerek nihai çöküş noktasına giderken köpeklerin normalden daha fazla telkin edilebilir olduklarını öğrenir. Köpek sihinsel dayanıkılığın sınırının yakınlarındayken davranış kalıpları kolaylıkla yerleştirilebilir, bu davranış kalıplarıda silinemez görünmektedir. Bunların ekildiği hayvan, şartlandırılmasından arındırılamaz, baskı altında öğrendikleri, yapısının ayrılamaz bir parçası olur. Psikolojik baskılar çeşitli şekillerde üretilebilir. Uyaranlar alışılmadık derecede güçlü olduklarında, bir uyaranla her zamanki cevap arasındaki ara gereğinden fazla uzatılıp hayvan bir gerilim halinde bırakıldığında beyin köpegin beklemeyi ögrendiklerine ters düşen uyaranlarca şaşırtıldığında uyaranlar kurbanın yerleşik anlam dünyaşı içinde birşey ifade etmediklerinde köpekler rahatsız olurlar.Üstelik kasten korku, öfke ya da kaygıya yol açmanın köpeğin telkine açıklığını gözle görülür biçimde arttırdığı anlaşılmıştır...................... Kore savaşı esnasında savaş esirleri üzerinde benzer, ama daha az zorlayıcı yöntemler kullanıldı. Çinlilerin kamplarında genç batılı tutsaklar sistematik olarak baskıya tabi tutuldular. Böylece en küçük bir kural ihlalinde suçlu komutanın ofisine çağırılır, orada sorgulanır, kızılır, herkesin önünde küçük düşürülürdü ve bu işlem günün veya gecenin her saatinde defalarca tekrarlanırdı. Bu sürekli taciz, kurbanlarında bir şaşkınlık ve kronik kaygı duygusu uyandırırdı. Suçluluk duygularını kuvvetlendirmek için esirler kendilerini suçlayıcı otobiyogrofiler yazmak zorunda bırakılırdı. KEndi günahlarını itiraf ettikten sonra arkadaşlarının günahlarını itiraf etmeleri istenirdi. Hedef herkesin kampta bir diğerini gözetlediği, ihbar ettiği, kabus gibi bir ortam yaratmaktı. Bu zihinsel baskıya kötü beslenme ve kötü sağlık koşulları açlık ve ha Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Numb Mesaj tarihi: Eylül 23, 2003 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 23, 2003 yani bu dediğiniz şekilde koylayca yıkanabilir o zaman dimi birinin beyni.. yani adama bak kapitalizm iyidir al sana yemek. Oh. tamam o adamı koşulladın. neden o zaman biri gelip benim beynimi yıkarmı? rica ediyorum.[hline] Hush It's okay Dry your eye Dry your eye Soulmate dry your eye Dry your eye Soulmate dry your eye Cause soulmates never die DiMarziolu Strat Squier satılıktır. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Numb Mesaj tarihi: Eylül 23, 2003 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 23, 2003 kim anlamak istemiyor acaba...? Ben diyorumki burda bir aydır göbeğim çatladı.. birilerinin ona birşeyler empoze etmeye çalıştığını anlayamayacak bir adam zaten öyle veya böyle bir görüşün esiri olmaya ,birileri tarafından beyninin yıkanmasına tabi kalacaktır. bu atezim olmuş sosyalizm olmuş bişey yokta din olunca mı bişey var? onu merak ediyorum sadece.[hline] Hush It's okay Dry your eye Dry your eye Soulmate dry your eye Dry your eye Soulmate dry your eye Cause soulmates never die DiMarziolu Strat Squier satılıktır. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
bedeviizz Mesaj tarihi: Eylül 24, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 24, 2003 "...yani insanın kendine ait görüş ve dünya düşüncesi nasıl oluşur kendilliğindenmi. oksa çevresinin etkisi varmıdır? varsa buda bir nevi beyin yıkama değilmidir??..." -"Numb". çevre insan kişiliğinin oluşmasında tek etkendir zaten. bir bebek doğduğunda onun genlerinde kendine özgü düşünce kalıpları, zevkleri, ilgi alanları... vs yoktur. yetenekleri (eğer fiziksel olarak engel oluşturacak bir durum yoksa) genlerle ilgili değildir örneğin. her birey çevreden farklı etkilenir, onu farklı yorumlar ve ortaya bu süreç sonucunda tepki olarak farklı bir bir şey sunar. yani iki bebeğin aynı anda doğduğunu varsayın; hatta bir ikizi ele alın. ne kadar da aynı şartları oluşturduğunuzu düşünseniz, onlarla aynı bakıcıların ilgilendiğini, onların aynı ortamda (hatta daha da abartıp laboratuvar ortamında olduğunu varsayın), aynı şartlarda büyütüldüğünü de sansanız sonuçta aynı iş alanına ilgi duyacaklarını, aynı kapasiteyle çalışacaklarını, aynı şeylere gülüp aynı şeylere ağlayacaklarını, yani sonuç olarak aynı etkilere aynı tepkileri vereceklerini düşünemezsiniz. çünkü herkes ortaya çıkan bir olayı farklı düzeylerde algılar. bunun yanında bir insanın bir işte başarılı olması da yine onun genleriyle felan ilgili değildir. "ilgi" dediğimiz şey "çalışma ve azim" ile birleşince başarı gelir. yani hiç kimse doğuştan futbolcu, müzisyen, heykeltraş... vs olmaz bu gibi özellikler doğuştan gelmez. ilgi de yine çevreyle alakalıdır. ( burada çevrenin en geniş anlamıyla düşünülmesi gerekir.) insan, erginliğe kadar, belirli yaş aralıklarıyla çevreyi tanır. bebeklik ve çocukluk döneminde (hatta buna ilk gençliği de dahil edebiliriz) kişilik tam oturmamıştır, fikirler değişkendir ve yeni fikirlere açık olunduğu için insan beyni savunmasızdır. ancak ağır, sürekli koşullandırmalar olmadan büyümüş bir insan beyni düşünceleri tabi ki yıllar boyunca çevreden aldığı etkiler sonucu oluşmuş belli değer yargılarıyla oluşturacaktır ama, baskı altında büyümüş ve düşünceleri kalıplaşmış, sabit fikirlilere göre daha doğru yorumlamalar yapabilecek ve tartışarak bir düzlemde anlaşma sağlayabilecektir. bakın hiçbir zaman tek bir doğru yoktur. doğrular zamana ve koşullara göre değişebilir. insanlar da bu yüzden TARTIŞIRLAR zaten. "... bu ateizm olmuş, sosyalizm olmuş bir şey yok da, din olunca mı bir şey var?.." demişsin. hayır tabi ki. tartışmaya açık olmayan her türlü rejim yani totaliter rejimlerin hepsinde bir şekilde egemen güç kendi sistemini korumak için beyin yıkamayı da kullanır. Estel_Anorien'in zaten detaylı anlattığı gibi daha başka teknikler de kullanır. bazen güler yüzlüdür eğlenceli görülür popüler kültürün yaratmak istediği insan tipini oluşturur, bazen vahşileşir sömürü sistemini her türlüsünü uygular savaşlar çıkarır, suikastlar yapar, üstü kapalı ya da açık diktatörlük yapar... ancak "din" olgusunun da yüzyıllar boyunca aslında bir sömürü aracı olarak kullanıldığını unutmamalıyız. ilkel toplumlardan, antik çağların çok tanrılı dinlerine kadar ve sonrasında tek tanrılı (ki bugün örneğin hıristiyanlığın tek tanrılılığı tartışılmakta, aslında çok tanrılı dinden hıristiyanlığa geçişin rahat olabilmesi için onun da 3 kutsal ruh üzerine oturtulması gibi... bu farklı bir konu) dinlerin hepsinde egemenlerin kölesi olma durumu vardır. çünkü teokratik düzende kral, padişah, imparator her ne ise tanrının yeryüzündeki gücüdür. din tartışmaya açık değildir. hiçbir kanun din kanunlarının üstünde değildir, sen bu dünyada aslında diğer dünya için yaşıyorsun, itaat etmek ibadet etmek gibi bir şeydir. aslında lafı uzatmak yerine "hasan sabbah"la da örneklenebilir. site bu kişi hakkında kısa bir bilgi veriyor http://www.akilfikir.4t.com/Konukyazilar/fedailer.htm beyin yıkamanın ne demek olduğunu da son derece güzel örnekler. bir de fizbanın da dediği gibi "bi yemek vermiyosun". bu düzen hemen hemen insanlık tarihi kadar yaşlıdır. bu gerçekten de senelerce sistemli, sürekli ve planlı işleyen bir çark. dünya egemenliğine uğraşan amerika örneğin, 1. dünya savaşından bu güne mutlaka stratejileri vardır değişen koşullara göre hareket tarzları değişse de o ülkeyi yönetenler ( yani işte petrol şirketi sahipleri, silah tüccarları.. yani para babaları) sanıyorum bu günlere doğru uzanan bir perspektif oluşturmuşlardı. kendi ülkelerinde oluşturdukları pasif halkı, dünyaya da hızla aşılamaya çabalıyorlar. yarattıkları sanal dünyayı, popüler eğlence kültürüyle besleyip, düşünmeyen, tartışmayan, kalıplaşmış insan tipleri yaratıp onlara bir de "özgür!?" olmayı bahşeden güler yüzlü amerikanın yaptığı tam anlamıyla beyin yıkamadır. en güçlü silahı da medyadır. bunun yanında %95'inin sanatla felan alakası olmayan saçma hollywood filmleri, mtv müzik saçmalıklarını (zaten bunlar da eğlence kültürünün diğer öğeleridir.) da sayabilirsin. sen ise günlük hayatta bu bombardımandan kurtulabilmiş biriysen onların düşmanısındır çıkarlarına ters düşersin. senin beynini pembelerle yıkayamazlarsa, bil ki karanlık üzerine çökecektir. insanlık gelişme çabasında. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cuce Mesaj tarihi: Eylül 24, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 24, 2003 Estelın cevabını okurkan fark ettım. Su anda topıc de ıkı farklı kavram dan bahsedılıyor. Estelcıgım Cesur yenı dunyayı zıyaretı okumaadım ama Cesur yenı dunyada beyın yıkama yok sadece conditioning - turkce cevırıde sartlandırma olmalı- var. Yenı dogmus bır bıreyın karakterının tam olarak sekıllenemdıgını herkez kabul edıyor, bu yuzden tek etken olmasada cevrenın bıreyın karakterınde onemlı rol oynadıgıda gercek. Eger bu rol oynama durumu bılınclı bır sekılde bıreyı yonlendırmek amacıyla gence yasta yapılırsa -genelde ergenlık bıtmeden hatta bazen ergenlık baslamadan bıle- sartlandırma olarak adlandırılıyor. Bunun beyın yıkmayla alakası yok. Beyın yıkamaya gelırsek aslında kelıomenın ıkı anlamı var bırıncısı bıreyı yogun psıkolojık ilgi altında tutup ınadıgı yada benımsedı degerlerın dsında bır seye yoneltmektır -dıkkatınızı cekıyorum ılla ters olmak zorunda degıldır-. Dıger anlamı ıse norolojık bır suru ıvır zıvırla yapılanıdırkı bu genelde bıreyın hafızasının buyuk bır kısmını ılaclar sayesınde sılmek mumkun degılse bastırmak la baslar. Ardından ıstenılen gecmıs tutukular bıreye verılır, örn: bireyin kan gormerkten hoslanması ıstenıyorsa, kan gosterılırken mutlu olmasına sebep olucak hormanların verılmesı gıbı. Sımdı ıkıncsı sok ucuk gelıyor olabılır ama subliminal mesajların yanında oldukca masum ve mumkun aklıyor. bı arkadasta soguk savas donemınde bahsetmıs. Zamanında ogrenmıs tım paylasıyım: Soguk savas sırasında aktıv ajanların dısında "uyuyan guzel" denılen pasıv ajanların oldugu soylenır bı kısıle cok kucuk bır ajanın bılmesı gereken her turlu konuda egıtıldıkten sonra "kıtlenır". Aklındakı her sey sılınıp yep yenı bır hayatla dusman ulkede hayata atılır, aklında yasamadıgı gecmısının anıları vardır. Yıllar sonra gorev zamanı gelır. Yıllar once bu gorevı tamamlamak ıcın edındıgı butun bılgılerı ve yeteneklerı acıga cıkarmak ıcın anahtar -genelde bır mektup cıındekı bır sekıl veya telefonla bır ses bazen bır ajanın yuz yuze kendısıne soyledıgı bır kelıme dızısı- kendısıne ulastırılır. Cogu zaman gorevını yapar ve ıntahar eder. Falan fılan...[hline]Cuce iste bildigin cuce Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Estel_Anorien Mesaj tarihi: Eylül 24, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 24, 2003 Cesur yeni dünyadaki insan şartlandırılması olduğu doğru fakat cesur yeni dünyayı ziyarette Aldous Huxley kendi yazdığı Cesur Yeni Dünyayı eleştiriyor ve o zamandan bu zamana nelerin değişip nelerin değişmediğini yargılıyor.[hline]Ben eskiden, evimin hemen arkasındaki top oynadığım boş araziyi geri istiyorum. Yıkın üstüne yapılan evleri Bir çöpümüz var diye heryerin çöp kokmasına bende karşıyım Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
horacegoesskiing Mesaj tarihi: Eylül 26, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 26, 2003 İnsanların fikirlerini beyan etmesi, insanlara kendi fikirlerini kabul ettirmeye çalışması kadar doğal bişi yoktur. Böyle bişeyin kötü olarak adlandırılması, engellenmesi özgürlüğe vurulan bir darbeden başka birşey değildir. İnsanın ihtiyarının elinden alınması -ki bu beyin yıkamaktır- bambaşka bişeydir. O da özgürlüğe vurulmuş bir darbedir. Eğer her insan sadece kendi fikirlerini kendi oluşturabiliyor olsa bugün ilk insanlardan çok farklı olmazdık.[hline]Şu anda iş yapıyor olmam gerekiyodu... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Catscratch Mesaj tarihi: Eylül 26, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 26, 2003 Ya beyin yıkama denince her zaman insanın aklına labaratuvarda uyutulup işte ilaçlarla insanın düşüncelerini değiştirilmesi gelmezki Street Fighter'ın filminde Dhalsim'in Blanka'ya yaptığı gibi. M. Bison : Yıkadın mı ? Dhalsim : Yıkadım. Tertemiz oldu. [hline]This Cat Scratches Free. [Bu mesaj Catscratch tarafından 26 September 2003 14:59 tarihinde değiştirilmiştir] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sufi Mesaj tarihi: Eylül 26, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 26, 2003 eğer insanların birbirlerine kendi görüşlerinin iyi yanlarını anlatması ve karşısındakini buna inandırmaya çalışması beyin yıkama ise tüm eğitim sistemimiz beyin yıkamaya dayalı.[hline]Her hakkı mahfuzdur. ©2003 Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar