Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Mutluluk nedir?


Bone

Öne çıkan mesajlar

isteyen trolleyebilir, isteyen ciddi yazabilir, farklı düşünceler varsa alalım.

Sizce mutluluk nedir? Ne olması gereklidir?
Veya size göre mutluluk nedir? Ne olunca hayatınızda mutluluğa ulaştığınızı düşündünüz?

Mutluluk için bir şeylere uğraşmak, hedefler ve hevesler peşinde koşmak, üretmekten keyif almak mı gerekmekte?
Yoksa bir şeyleri istemek, arzulamak, çabalamak her zaman mutsuzluk mu getirir? İstemek, sadece mutsuzluk mu yaratır?
Mutluluk sadece bize sunulan şeyle yetinmek, ona şükretmek, sahip olduğumuz kadarıyla tatmin olmak, onu kabullenmek midir?

İnsan için olabilecek en idealist sistem Stoicism midir? Duygularımızı göz ardı ederek, hazlarımızı yok saymak mı zorundayız? Toplum için fazilet gözüken davranışlarla kendimizi terbiye edip sistemle uyumlu ve barışık mı yaşamamız gerekiyor? Mutsuzluğu kabul edip böyle mi yaşamamız gerekiyor?
Epicueranism'in acıları ve korkuları azaltıp hazzın peşinden koşarak elde edilecek huzuru öncelikleyen düşünceleri hayatımıza ne kadar uyarlayabiliriz?

Elbette dünyada kimsenin %100 mutluluğa ve %0 mutsuzluğa sahip olduğunu düşünmüyorum. Özellikle bu Türkiye şartlarında
Ama hayatta sahip olduğumuz mutlulukların, günlük gelen sıkıntı ve streslerin üstesinden daha kolay gelmemizi ve kendimizi daha dengeli hissetmemizi sağladığını düşünüyorum.
Yani mesela mutluluk oranı %60 ve mutsuzluk oranı %30 olan birisinin bu mutsuzluklarla mücadele kapasitesi, mutluluk oranı %20 ve mutsuzluk oranı %20 olan birisinden daha kolay olacağını düşünüyorum.

2004-2006 yıllarında yaşadığım ölüm korkusu sonrasında ilaç tedavisine başlamıştım ve bu benim 2013'e kadar çok boş hayat yaşamamla ve çevremdeki kişilerle keyifli bir şeyler paylaşmadan sadece zaman geçirerek hayatta kalmaya çalışmamla sonuçlandı. 2013-2023 yıllarında epey bir şey için uğraştım, özellikle kaçırdığım şeyleri tekrar yakalayabilmek için. Ama 2000'lerdeki o bomboş dönemde yapmadığım şeylerin bedelini şimdi ödüyorum gibi geliyor. Bu da "mutluluk" konusunu düşünmeye ihtiyor.

Öte yandan şu videodaki gibi durumlara rastlayınca bu düşüncelerimi daha da derinleştiriyor. Merak ediyorum siz "mutluluk" konusunda ne düşünüyorsunuz? Saçma bir arayış mı, bunların hepsini kabullenmek mi gerekli?
 

 

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bence mutluluk önündeki sucuklu yumurtanın sarısına ekmeği batırıp yemektir.

sucuklu-yumurta.jpg

hani "sabah olsun da sucuklu yumurta pişireyim yiyeyim" veya "sabah keşke sucuk yeseydim" diyerek değil de şu an yediğimizden keyif alarak mutlu oluyoruz bence.

dertler hiç bitmeyecek maalesef, "a, b, c olsun da hayatım çok güzel olacak" diye diye hayatı çürütmeye gerek yok. kaotik bir dünyada yaşıyoruz, tam mutlu olacağım derken çok sevdiğiniz birisi vefat edebilir daha kötü şeyler olabilir hatta yarın yaşayacağımızın bile garantisi yok.

el mahkum bazı dertleri zorunlu olarak yaşıyoruz. keşke dert seçebilme lüksümüz olabilse... ama elimizde olmayan şeyleri de sürekli akılda tutup mutsuz kalmanın kimseye bir faydası yok...

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Günde kalk kız oyna dediklerinde sorgulamayıp oynamak gerekiyor. Fazla düşünmeyeceksin. Büyük hayaller, hedefler, dertler mutsuz eder. Basit hedeflerin, dertlerin, uğraşların olacak. Çocuk büyütmek hiç bitmeyen basit bir hedef olduğu için ideal bir mutluluk kaynağı olabiliyor.

Mutsuz olmayı seçemeyiz çünkü vücut dayanmıyor. Kurdeşen, halsizlik, baş dönmesi gibi basit sorunlarla başlayıp iltihaplara ve ölümlere kadar gidiyor.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

senin sorun mutluluk nedir değil, nasıl sürekli mutlu olurum. mutluluk kendimize göre tanımladığımız, yani sana göre günlük gelen sıkıntı ve streslerin üstesinden daha kolay gelmemizi ve kendimizi daha dengeli hissetmemizi sağladığını düşündüğün duygu. bu kişiden kişiye değişiyor, ağlayarak da mutlu olan var öyle düşün ama sağdan soldan duyduğun kişisel gelişim kitaplarındaki mavralara da çok takılıyorsun gibi dfgdf. 8-9 yıl bişey yapmamak belki sana bişeyler kaybettirmemiş kazandırmıştır,  yata yata 9 yıl 😄 belki daha uzun yaşayacaksın

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Geçmişe takılırsan, sürekli kaçırdığın, yapamadıklarını düşünürsen,  giderek artan bunalım, stress halinde oluyorsun hatta depresyona kadar gider.

Mutsuzluğunun kaynağını son 2 paragrafta söylemişsin zaten. Hepimizin başına gelen durum, gençken sonsuz enerji, bol vakit, hayata açlık, çivi gibi taptaze vücud vardı, para, tecrübe, özgüven, cesaret vs yoktu. Çekingenlikten, sınav stresinden, aileden, maddi durumdan vs den kaynaklı o yaşlarda yaşamamız gereken çoğu şeyi yapamadık. Bunların bir kısmını belki sonradan yapabilirsin ama çoğu o yaşlarda yaşanmalıydı.

Herşey zamanında güzel lafı boşuna değil,  bunu kabullenip geçmişle defteri komple kapatman lazım,  yoksa şimdiki yaşların da boşlukda geçecek bu sefer ileriki yaşlarda daha da pişman olacaksan. Bence en güzeli şuanki zamanı yaşamak, ne geçmişi ne de 1 sene 2 sene sonrasını düşünmek. 

Dark_Soul tarafından düzenlendi
  • Like 1
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ya bu objektif olarak herkese genelgeçer uygulanabilecek birşey değil kesinlikle çünkü hayatın anlamı gibi, her kişinin önceliklerine, düşünmesine göre değişebilecek şeyler. ama dark soul'un dediği gibi keşke lafını kafaya takmamak lazım çünkü o dipsiz kuyu. bayağı "şunları yapamadım vah vah" deyip kendini yıllarca kahreden insanlar gördüm, birşey değişmedi. tam tersine o vakitlerini de mutsuz yaşadılar. "mutlu olamadım" deyip bir mutsuzluk kaynağı yaratmak ironik şekilde kendi kendini baltalayan bir yaklaşım.

geleceği dikkate almak ama günümüzü de kendimizi kahretmeden yaşamak lazım. geçmişte güzel anı varsa o kısmını yad edip, gerisini kafaya takmamak lazım. 20 yıl sonra belki yeni şeyler düşünüyor olabilirim ama hayıflanan yaşlıları gözlemledikçe bu sonuca vardım şimdilik.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...