Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Abd ayara doyamadı


NolaxThensbane

Öne çıkan mesajlar

Myshkin said:

[]

Çünkü değerlendirme yapılırken herkes elindekilere göre değerlendirilir. İran'ın bu yaptığı onun askeri olarak süper olduğunu mu gösteriyor hayır, ABD'den iyi olduğunu mu gösteriyor hayır. Ancak dünyanın en gelişmiş dronelarını üreten, tüm dünyada dronelara harcanan araştırma parasının 50%sinden fazlasını tek başını harcayan devletin aletini kıçıkırık bir devlet kıçıkırık teknolojisiyle elegeçirebiliyorsa bu komik evet. Ayarı ayar yapan şey İran'ın tırıslığı yani.




bu mu ayar?

Garibanın başarısı da bu oluyor işte, adamların ülkesinde ekonomi ambargadon dolayı birbirine girdi, nükleer tesisleri sabotoja uğrayıp duruyor, halkına satacakları başarıya bak.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

zerobey said:

sscb,çin gibi kamuoyunu önemsemesi gerekmeyen bir rejim olsaydı abd yenilmezdi merak etme. zaiyat verse de çekilmezdi vietnamdan. ama işler demokraside başka işler, ki bu iyi birşeydir.

emperyalizmin yönetememe krizinin ilk kez ve çok sert bir biçimde ortaya çıktığı vietnam yenilgisini amerikanın burjuva demokrasisine bağlamak komik. Rejim şekli değil toplumsal muhalefet belirler bir devletin uygulayabileceği politikaların sınırlarını.

ek: Ki o yönetememe krizi Irak ve Afganistan'da batağa saplanmayla iyice ayyuka çıktı, doğal sonucu olarak amerikan emperyalizmi ve genelde kapitalizm içine düştüğü konjonktürel krize her geçen gün daha da saplanıyor.

Ne ABD ne de başka bir devlet Allah değil, bu konjonktürel krizler devrimci krize dönüştürülürse, toplumsal muhafelet yükseltilir ve örgütlenirse bir anda yıkılır bu kağıttan düzen.
Ama devrimci müdahale olmazsa da sistem er-geç kendini yeniler ve yaşadığı krizden güçlenerek çıkar
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

hem vietnam hem sovyet-afganistan savaşında sscb ve abd güçsüzlüklerinden değil, getirisi bir noktadan sonra götürüsünü karşılamadığı için çekildiler ki bunun sebebi karşı tarafın perde arkasından desteği. yoksa iki ülke de milyonlarca kayıp vererek kazanmış dünyanın en büyük savaşını. savaşmayı beceremediklerini filan düşünmek komik olur ancak.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ardeth said:

gelismemis ulkelerin boyle minik seylere sevinmesi cok sempatik aslinda


öyle deme.
daha önce de yapmışlardı aynısını. bu iradeyi göstermek hem sevinilecek, hem de gurur duyulacak bir hareket.
bizim askerimizin başına çuval geçirildi. ne oldu sonra? genel kurmay başkanı olsun, başbakan olsun, cumhurbaşkanı olsun "amerika özür dilemez", "ne notası vereceksiniz amerika'ya, müzik notası mı?" gibi unutulmayacak sözler söylediler. İranlılar en azından bir irade gösteriyorlar, "van minüt" diye sahte dayılanmalar yapmak yerine tepesinde dolaşan amerikan casus uçaklarını indiriyorlar.

bana göre ne minik şeydir bu, ne de sevinmekte haksızlar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

"Tatar Ramazan" said:

http://im.haberturk.com/2012/12/08/801391_detay.jpg?1354955766
Sudan da bi kuş yakalamış, bacağında çip varmış. Kuşlar İsraile yardım yapayor demişler
http://www.haberturk.com/dunya/haber/801391-israilin-casus-kusu-sudanda


aabi ahahahahaha tam beyinsizler ya
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Myshkin said:

Irak ve Afganistan'da nasıl bataklığa saplandılar ya, adamlar istedikleri her şeyi aldılar. orada asker tutup fazladan para harcamaya gerek yok deyip çekiliyorlar.


Sam said:

hem vietnam hem sovyet-afganistan savaşında sscb ve abd güçsüzlüklerinden değil, getirisi bir noktadan sonra götürüsünü karşılamadığı için çekildiler ki bunun sebebi karşı tarafın perde arkasından desteği. yoksa iki ülke de milyonlarca kayıp vererek kazanmış dünyanın en büyük savaşını. savaşmayı beceremediklerini filan düşünmek komik olur ancak.



Bu yönetememe krizini biraz daha açıklamaya çalışayım, örneğin Irak'ın korkunç durumu ve Amerika'nın açık işgali sürdürmesinin başarı değil bataklığın ta kendisi olmasını:

Şu anda kapitalizmin 4. dönemindeyiz, neoliberalist politikalarla bütünleşmiş bir dönem:
-yüksek işsizlik
-işsizlik oranının işçi kitlesi ve küçük burjuva üzerinde yarattığı baskıyı kullanarak atomizasyon, sendikalaşmanın engellenmesi, atomizasyon politikaları ve nihade hedef: ESNEK, GÜVENCESİZ ÇALIŞTIRMA yoluyla maliyeti minimuma indirgeme
-Bu sistemin ayakta kalması sürekli büyümeye bağlı, sermaye kar etmez ve yatırımlarına devam etmezse küçük ve orta burjuva kendi finans kaynaklarına sahip olmadığından ekonomik durgunluk döneminde olduğu gibi çökerler.

-Bu tablo çerçevisinde büyümenin devamı ve sistemin ayakta kalması için sürekli daha fazla sömürü gerekli, işte bu nokta amerikan emperyalizminin yönetme krizi devreye giriyor, İran, Suriye, Irak, Afganistan gibi çok önemli bir pazar olan Ortadoğu'da çok önemli durumda bulunan ülkeler amerikan emperyalizminin sermaye aktarım zincirine tekrar eklenmeliydi. Ancak 1970lerden beri ABD arkasını toplayamaz, sürekli geriler duruma gelmişti.

-ABD Sovyetlerin yıkılışı ve Dünya'nın üçte birinin tekrar kapitalist zincire eklenmesinin yarattığı zafer sarhoşluğu içinde, dosta düşmana nispet yapar biçimde, neoliberal politikaların dibine vurdu, kendini dünyanın tek gücü ilan etti. AB'yi diğer emperyalist ve bölgesel güçleri önemsemeden dümdüz girdi Afganistan ve Irak'a, hedef kısa sürede tam istedikleri gibi, istikrarlı bir rejimi Irak'ın başına yerleştirmekti. Burda kilit nokta sistemin çökmesini engelleyecek büyümenin devamı için max kar minimum zarar gerekliliği.

Başta işler çok iyi gider gibiydi, Amerika bölgeyi istediği gibi karıştırdı, Şii-Sünni Araplar ve Kürtler birbirine düştü, Saddam'ın ordusu direnmedi, ama ABD devleti imha etmiş ve ülkedeki muhtemel yandaşlarını da önemsememiş, canlarını çok yakmıştı, bir türlü istikrarlı bir rejim kurulamadı, inanılmaz derecede saldırıya uğramış ezilmiş halkın direnişi hiç bitmedi ve ABD şu ana kadar 5,4 trilyon doları Irak ve Afganistan'daki savaş harcamalarına gömdü.

Bugün de istendiği gibi bir yönetim kurulabilmiş değil, Siyasal Sünni İslam'ı bölgede destekleyen, kapitalizmi aklama ve vurucu güç olarak kullanma amacında olan ABD'nin isteklerine karşın Irak'ta şu anda Şii ağırlıklı bir yönetim var, ABD bu yönetimi isterse yıksın, zararı daha da artar, kendini krizinin içine daha da gömer.

Bu batağa gömülme durumu diğer emperyalist güçlere cesaret verdi, örnek: ABD'nin Suriye politikasına Rusya ve Çin'in rest çekmesi, halk direnişlerine cesaret verdi, örnek: Kuzey Afrika'da ortaya çıkan halk isyanları, bu isyanlar emperyalist müdahaleyle yeni bir yandaş rejimin gelişiyle sonuçlandırılmaya çalışılsa da hesaplar en belirgin olarak Mısır'da tutmadı isyan devam ediyor, Tunus, Libya ve Mısır'da neoliberalizmin insanlara yiyecek ekmek bırakmayan korkunç etkileri de yok olmuş değil, yani bu isyanların yarattığı ekonomik zararın ve yönetememe krizinin üstüne bir de bu isyanların kendi devrimci öznelerini oluşturarak ya da oluşturmayarak bu ülkeleri amerikan emperyalizminin zincirinin dışına çıkarma ihtimali var.

Amerika açık işgal yemeyince, AKTİF DİPLOMASİ ve DOLAYLI MÜDAHALE yöntemlerine geçiş yaptı, bu da bölgede ÖSO, El-Kaide, Türkiye ve diğer sömürge Arap ülkeleri gibi Siyasal İslamcı, neoliberal halkaya eklenmiş ve çıkarlarını onunla birleştirmiş yönetim ve paramiliter örgütler yoluyla hedef ülkelerde rejim değişikliği yaptırılarak ülkelerin ABD emperyalizminin zincirine eklemlenmesi anlamına geliyor.

Ama bu da yemiyor, Türkiye'de savaş karşıtlığı yüzünden aktif taşeron ülkeyi savaşa sürüklemekte zorluk çekiyor ki üzerinde İran, Rusya, Çin gibi ciddi dış baskılar da var. ÖSO ülkenin tek bir şehirine bile hakim değil ve Esad baskıcı bir diktatör, bir egemen olsa da halk yaşanan sürecin kendini mahvedeceğini görebiliyor ve Suriye'deki Sünni halkın büyük kısmı da tüm Ortadoğu'dan toplanmış ÖSO paramiliterlerine soğuk bakıyor.

Aktif taşeron AKP şu an yeni-osmanlıcı söylemlerle tam gaz girdiği bu yolda hiç beklemediği bir batağa saplandı çünkü ABD'nin gücünü, NATO'nun gücünü kendine ait zannetti, oysa o efendi değil uşak sadece, sınır kapatıldı, mülteciler propaganda ve yaratılan terör ortamıyla ülkeye çekildi, sınır boyunda gerginlik yaratıldı ama NATO bir türlü Türkiye'nin yardımına gelmedi, Dünya kamuoyu gözünde savaş meşrulaştırılamadı.Şu an 100 binin üstünde mülteci var ve bu insanlar ÖSO militanlarından ayrıştırılmış değil.

Bu olgu Antakya'da bir ölü tır denizine sebep oldu ki 14 ile taşıma yapan Antakya lojistik sektörünün çöküşü demek bu, lojistik çökerse malı taşınmayan esnaf, çiftçi, tüccar da batar, bu mültecilerin bakımı için harcanmış 500 milyon dolar civarında paradan çok daha büyük bir ekonomik zarara sebep oluyor Türkiye'ye ki AKP'nin krizi aynı anda onun eklemlendiği ABD emperyalizminin sayısız krizlerinin 1 artması demek. Bunun yanında halk beklendiği gibi tepki vermedi, özellikel sınır halkı ekonomik çöküş, Alevilere yönelik mezhepçilik, mültecilerin ayrıcalıkları ve taşkınlıkları, yerel halkla gerilim yaşaması yüzünden gördüğü zarara, Akçakale gibi bir olaya rağmen savaş karşıtı bir duruş sergiledi.

ABD ise istediğini beceremediği Irak ve Afganistan'dan çekiliyor şu an, ABD'de girdiği yönetme krizinin tıkadığı ekonomik büyüme ve sonunda yarattığı ekonomik kriz yüzünden sosyal güvencelerin azalması, ekonomik kriz gibi sebeplerle sokağa dökülen insanların eylemlerinin baskısı(Ana sloganı biz %99ız siz %1siniz) savaş harcamalarında kesintiye gidilmesi zorunluluğunu doğurdu.

İşte kapitalizmin yapısal krizinin günümüzde çok güçlü biçimde ortaya çıkan konjonktürel krizi bu, geleneksel sol merkezler yok oluyor, yenileri ortaya çıkıyor, ve kapitalizmin 4. dönemine özgü(68-73 hareketleri 3. döneme özgüydü) büyük halk hareketleri dalgası geliyor. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de halk muhafeleti yükseliyor, ama her şey devrimci öznenin müdahalesine bağlı, yoksa ezilen yığınlar kendilerini bizzat ezen faşizmden siyasal islamdan mezhepçilik ve milliyetçilikten umut bekleyebilirler ve halk hareketleri yok olduğu gibi kapitalizm mevcut krizini halkın kafasını ezerek aşar.

--Afganistan işgal sürecinin bataklığa saplanışını uzun uzun anlatmadım Irak örneği yeter sanırım
--90lardaki bu zafer sarhoşu sırf ''dünyanın jandarması'' politikalarıyla değil bir kapitalist ideologun ''Büyük ideolojiler çağı bitti, kapitalizme karşı gelişecek tüm muhalif hareketler otoriter rejimlerin kuruluşuyla sonlanacak'' demesiyle de kendini ilan etti. Utanmadan ezilen milyarların gözünün içine baka baka, bu sömürüden, insan öğüten sistemden çıkış yoktur dediler.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...