KuddusiMavra Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 genel olarak yazdıkların çok güzel ve benim de doğru kabul ettiğim şeyler. Sadece et ile ilgili olarak ufak bir itirazım var. İçinde katkı olmasa da etin fazla tüketiminin çeşitli kanser türlerine yol açtığı ile ilgili çeşitli araştırmalar. var. Kanseri geçtim damar tıkanıklıkları, kalp rahatsızlıklarına yol açtığı yine çeşitli araştırmalarda ortaya çıkmış. Ayrıca ne kadar referans alınabilir bilmiyorum ama kırmızı et tüketiminin uzak doğu dinleri olan Budizm, Hinduizm, Şintoizm kültürlerinde az olmasının nedeni hep bu kültürlerde kırmızı etin zararlı olarak bilinmesi söylenir. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Daemir Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 kırmızı etin ne kadar yenmesi kansere, kalp damar hastalıklarına yol açıyor ama asıl önemli olan bu. çünkü türkiye de kırmızı et tüketimi avrupa ve özellikle amerika nın kat kat altında. o araştırmalar bizden kat kat fazla et yiyen adamlar üzerinde yapılıyor. onları baz almak hatalı olur o yüzden. kırmızı eti geçtim, türkiye deki toplam hayvansal ürünlerin tüketimi bile çok düşük diğerlerine göre. uzakdoğuluların ufak tefek olma sebeplerinden biri de belki kırmızı eti çok az tüketmeleridir kim bilir. sonuçta yemek kültürü vs. bizden cok farklı olan ülkelere bakıp etin yararlı mı yararsız mı olduguna karar vermemeliyiz. hayvansal protein insan gelişimi için çok önemlidir, kırmızı et de insanın bu ihtiyacını karsılayabilen iyi bir besindir. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
SeaGle Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 Sonuclar her insanda ayni olmayabiliyor ya. Ne insanlar biliyorum hayvansal urunleri cok tuketip sagliginda hic sorun olmayan, hem de 80 yasinda fln. Ama ne insanlar da var, beslenmesine dikkat ettigi halde kalp damar hastaliklari, kanser fln ile bogusan. Etin fazla tuketimi zararli evet, ama bu konuda cok fazla degisken var yine de. Stresli yasam mesela, ng'in bi belgeseli var bir seri katilin portresi diye. Izlemek lazim. Stresli yasam yuksek kan basincini tetikliyor. Kan basinci zamanla damar ici yapiyi bozup madde birikimini kolaylastiriyor, tikaniklik olusturuyor vs. Genetik yatkinlik bi baska parametre. Kodlar saglamsa cok sikinti yasamayabiliyor kisi. Yani dikkat etmek lazim tabi ama et damar tikiyor diye etten uzak durmak da yanlis. Damari yikayacak bi suru baska sebep de var etten yagdan baska. Kiloya dikkat edip dengeli beslenirsen, yasam tarzin hareketliyse bisey olmuyor pek. Bidr balik cok onemli. Benim eniste balikci, girgir teknesi var. Adamin balik yemeden gunu gecmez. Ya balik corbasiyla kahvalti eder, ya da diger ogunlerden birinde kesin balik vardir. Adam aynu zamanda tuz hastasi. Akliniz almaz oyle fazla tuz tuketiyor ki. Kilo da yuksek. Stres deseniz cik fazla, borclari var ve balikciligin halini biliyosunuz. Ayni zamanda 30 tane tayfayi kontrol etmek zorunda isinde. Butun bunlara ragmen ne kolesterol ne seker ne tansiyon, ne damar hastaligi, adam tertemiz. Onu birak grip bile olmaz herif o derece saglam. Garip bisey. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
mardox Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 kırmızı et muhabeti omega 3 içeriğinden çıktı, ortak yola varamasak da kırmızı et tabii ki faydalı ama nasıl alındığı önemli, vıcık vıcık yağın içinde zaten kendisinin kolesterol oranı yüksek, sonra hop myokard infarktüsüne davetiye. ayrıca kanser riskini de arttırır (kolon kanseri, meme kanseri)(yağlı beslenmeye bağlı)(kırmızı ette kolesterol ve yağ oranı yüksek olduğu için önerilmiyor çoğu zaman) özetle omega 3 faydalı, hazır besinler veya takviye tabletlerden önce doğal yeyin. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Soris Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 Kırmızı et inanın zararlı değil. Fakat çok yenmesi de mantıklı değil. Mesela kırmızı etin yanında brokoli karnabahar tercihen buharda pişmiş olan kabak yemeği vs tarzda yerseniz hiçbir sorun olmaz. Etleri alırken yağlı olanları almalı yağsız et alıyorsanızda tereyağı kullanmanız önemli. Bizim dedelere ninelere bakın 100 yaşından fazla yaşayanların beslenmelerine dikkat edin mutlaka tereyağı vardır içinde. Uzakdoğuluların çok et tüketmemesinin en büyük sebebi dini sebepler. Kısa olmalarının sebebi ise tahıl çok yemeleri. Plant based proteinler iyi sindirilemiyor dünyadaki çoğu insan tarafından dolayısıyla protein ve yağ konusunda en iyi kaynak hayvansal gıdalar. Yani baklagildeki veya kuruyemişteki proteini hiç umursamayın. Hayvansal gıdalar et veya yağ damarları tıkamıyor. Bu tamamen yanlış bir bilgi. Damarları tıkayan en başta stresli yaşam, toksinler, şeker, tahıllar. Burda hep şey örneği verilir yangın çıkıyor mesela kolestrol hücreleri yangını söndürmeye gidiyor olay yeri incelemede yangının çıktığı yere gelip burada yangın varsa kolestrolün yüzündendir diyor. Bir nevi yangın çıktığı için itfaiyeyi suçluyor. Kolestrolun yüksek olması sorun değil esas sorun o kolestrolün damarlar içinde oksitlenmesi bunu yapan şeyde toksinler şeker tahıl vb insan genetiğine yabancı gelen maddeler. Mevlüt Durmuşun yazılarını okursanız daha ayrıntılı bilgi. Peki bunları niye yapıyorlar? Çünkü eti üretmek zor kar marjı çok yüksek değil zorda bir işlem. Tahıl veya sebze öyle değil eker geçersin dağıtımı kolay kullanımı kolay hazırlanması kolay popülasyonu doyurması kolay. Peki insanlar sadece et sebze meyve ve yağ benzeri şeylerle doyamaz mı tabiki doyar. Ama bunun için yerel oyuncular gerekir. Dolayısıyla kartelleşmeye gidilemez. O zaman da kar düşer gıda endüstrisi için. Onun için gıdadan kazanılan para 3. sınıf doktorlara yatırılır yalan yanlış araştırmalar yaptırılır ve bu yalan yanlış yayın Amerikadan tüm dünyaya yayılır Amerikanın dediği herşey doğruymuş gibi sonra bu mainstream literatürü okuyan bizim genç tıp öğrencileride sağda solda milleti iyice hasta etmeye devam eder. Sağlığı tam yerine olmayan adamda ne yapıyor sadece ağrıyı gideren hastalığı tedavi etmeyen ilaç endüstrisinin kucağına düşmüş oluyor böylece. Dolayısıyla sistem herkesi yolmak üzere kurulmuş. Peki bunu tersine çevirmeye çalışan adam hiç mi yok. Tabiki var Amerika yine bunun öncülüğünü yapıyor. Çok değerli bilim adamları bu yalanları yerle bir ediyor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Suark Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 balık zaten ucuz bişe abi, bizim burda 1 kilo hamsiyi ayıklayıp pişirip veriyolar 8tl ye. 4 kişi doyuyor lan. daha ne Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
GreenPeace77 Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 hamsi 3 tl palamut 4-6 tl kuzey bu denizi uskumru'su 3 tanesi 8tl iken takfiyyeli tablet almak :X geçen sabah yayınlanan doktor'um programında prof'un biri bunları söyledi, beslenmemizden şeker, tahıl kaynaklı karbonhidrat'ları ve nişasta'yı çıkarırsak hayvansal yağlarda sorun olmakdan çıkarmış, sonuç; hayvansal gıdalar meyve ve sebze'lere EVET, tahıllar ve nişasta'lı gıdalara HAYIR, peki karbonhidrat nerden alınıcak derseniz, ceviz, fındık gibi olabilirmiş. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
mardox Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 Soris said: yangın çıkıyor mesela kolestrol hücreleri yangını söndürmeye gidiyor olay yeri incelemede yangının çıktığı yere gelip burada yangın varsa kolestrolün yüzündendir diyor. Bir nevi yangın çıktığı için itfaiyeyi suçluyor. bu makaleleri biliyorum mesleğim gereği ama uzmanlar bu konuda 2ye bölünmüş durumda tüm dünyada . yani bahsettiğin durum kesin bilgi değil, kimi itfaiye diyor kolesterole kimi hastalık sebebi. hala güncel tıbbi textbooklar hastalık sebebi kabul ediyor, karşı tarafta ilaç firmaları finanse ediyor diye karşı çıkıyor bu bilgiye. ayrıca bir noktayı daha düzeltmek isterim karbonhidrat korkusunn sebebi insülin direnci dediğimiz olay tahıl vb. doğal gıdalardan ziyade işlenmiş şekerli gıdalardaki yüksek şeker oranı. oraya bilerek girmedim konu dağılmasın diye hepsini toplarsak bildiğimiz birşey varsa insülin direnci=kalp hastalığı şimdilik. yağ mı daha zararlı şeker mi şu an için bunun tartışması var bir kaç kişinin söylediğinden ziyade meta analizleri beklemek lazım. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
mardox Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 yalnız tartışma sadece kalp hastalıkları ekseninde dönüyor, şunu göz ardı etmeyin yüksek yağlı beslenme kolon ve meme kanser yapar. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
SeaGle Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 insulin direnci seker yukleme testiyle anlasilabiliyor mu? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
mardox Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 evet Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 http://www.sashimi.se/sashimi-main.jpg Yeter. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Soris Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 İnsülin direnci oluşturmak tamamen şeker tüketimi ile alakalı değil ki. Çok tahıl yiyen adam da olabilir. Glisemik yük ve glisemik indeks ile alakalı bir kavram. Yalnız şu kesin ki doğal olmayan gıda hangi tipten olursa olsun zararlı. Bu kesin bir bilgi. Ayrıca ileride belli olur diye birşey yok ki şu an belli zaten. İleride işlerine gelirse mainstream media ekleyebilir listeye. Ama işlerine gelmiyor işte. Olay basit bir şekilde dur şekerim dukan diyeti yapalım vs değil. Veya low carb high fat diyet de değil olay. Olay direk evrimsel açıdan neye uygun olup olmadığımızı onuda bir adım ileri götürerek bilimi kullanarak (çünkü daha önce tüketmediğimiz birşeye tolerans göstereceğiz diye birşey yok mesela et yeme olayı) bir beslenme sistemi ortaya çıkarmak. Para kazanmak isteyen adamları dinlerseniz sağlığa kavuşmak zor. En basiti kendi üzerinizde deneyin mesela 2-3 hafta sadece sebze biraz meyve et kök bitki ve sebzelerini ve hayvansal yağlar yiyin birde su dışında birşey içmeyin. Sonra da 2-3 hafta boyunca eti çok az yiyin yağ hiç yemeyin onun yerine tahıl baklagil ve üzerine tatlı yiyin zaten 3-4 gün böyle beslenirseniz canınız direk tatlı çekecektir. Hadi şey olmaması için sebzede koyun içine. Yine kurtarmayacaktır. Öyle bir deneyin bakalım vücudunuz ne cevap verecek. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
mardox Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 söylediklerin zaten bilinen şeyler onların aksini söylemiyorum. tabii ki herşeyin aşırısı doğal bile olsa (tahıl) zararlı ben optimum tüketimde bile hastalık riskini artıranlardan bahsediyorum. hem şeker hem yağ fazlası zarar. Hatta proteinin fazlası da gut yapar. ama bir grup uzman kolesterolü kalp hast. risklerinden çıkarmaya çalışıyor bunun için de önceki çalışmaların hepsini ilaç firmalar finanse etti diyor. daha bunu demek için erken, bu ayrıca başkalarının hayatını da riske atmaktır. bugün LDL düşüren ilaçların plasebo çalışmalarında koroner hastalarda anlamlı mortalite düşürücü etkisi var, artı akut myokart enfarktüsünde ilk 24 sa'ta kolesterol sentezini azaltan redüktaz inhibitörleri hayatta kalma ihtimalini arttırdığı ortada. bunları yok sayıp kolesterole itfaiye demek de çok doğru değil. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Soris Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 Kolestrol hastası olan insanlar zaten ilaç kullanmak zorunda. Fakat o ilacı kullanırken beslenmesini değiştirdiği zaman ilaç kullanmasına gerek kalmıyor? Değerler o yönde. İlaç üreticileri bunu dile getirmek istemez tabiki doğal olarak. Proteinin fazlası gut yapmaz. Bunu geç. Yağın fazlasıda zararlı değil. Eğer kilo vermek isteyen birisi değilseniz. Tahılın azı bile çok oranına göre biraz zararlı olabilir. Fakat fazladan yediğimiz herşey metabolizmaya bir yük bu da ayrı birşey tabiki. Ben beslenme ile ilgili en büyük tehlikeyi endüstriyel üretim olarak görüyorum. Marketlerden ulaşabileceğimiz herşey bizleri zehirliyor. Yani deterjanları filan bile değiştirmek gerek de o işlerden anlamıyorum pek. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Fly Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 gut demisken araya giriyorum yagsiz proteinsever biri olarak ne yapiyor gutu bilmek, ebeveynlere amca teyzelere budur, susun lutfen demek istiyorum Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
mardox Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 zaten kolesterolü olmayan hastaya kolesterol ileacı başlanmıyor. "değerler o yönde" çıkanlar daha erken araştırmalar. metaanaliz gelmeden gaza gelmeyi 2006da gördük. bir sürü çalışmada hormon replasman tedavisi osteoporozda kalp hastalıklarından koruyor zannediyorduk bir metanaliz yapıldı kalp hast için koruyucu olmadığı hatta kalp hastalarında riski artırdığı ortaya çıktı. bir çok teyzeden HRT'leri geri topladık. şu an için yağ;/kolesterol zararsız demeyi de buna benzetiyorum açıkcası. edit: kolesterol hastalarında kolesterol yükselten mekanizmalardan biri de kolesterol sentezinin durdurulamaması (LDL reseptör eks. bağlı) bunların sadece diyetle tedavi edilebileceğinin kesin oalrak gösterilmesi lazım. endüstriyel gıdalarda aynı şekilde düşünyorum. kesinlikle tüketimlerine dikkat edilmeli. konu çok dağılacağı için aşırı protein gut yapmaz muhabbetine girmiyorum. merak eden araştırabilir. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Fistan Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 hayvan yagi ve zeytinyagini seviyorum tuketiyorum.genc dinamik adama bisey olmaz diye Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
mardox Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 aktifsen ve kilo problemin yoksa sıkıntı olmaz ;) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
SeaGle Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 Ya bu ideal kilo olayı neye göre açıklanır. 170 boyum var, 70-75 arasında gidip geliyorum dönemine göre. Kütle indeksi zıbırtıları bana 11 kilo fazlan var diyo 72 kilo için. Lan ben 61 kiloya düşsem rüzgarda yıkılırım. 65'e düşmüştüm bi dönem hastalık yüzünden, elim kolum ufalmıştı yahu. Neye göre fazlalık yani o 11 kilo. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Soris Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2012 Yağ ve kas oranı önemli. O sonuçlara ulaşman gerek. 20% yağ oranın altına düştüğünde obezite sorunu olmuyor. Ama şişman olabiliyorsun 15% in altına düştüğünde pek şişman kabul edilmezsin. 10% - 12% filan olursa ve kaslı olursan fit olursun bodyciler 10% un altına düşmeye çalışır o pek mantıklı değil. Ama yağ yakayım kas olmasada olmaz olmuyor kasım var yağ yakamadımda olmuyor ikisinide yapmak gerek. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
spurdo Mesaj tarihi: Kasım 4, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 4, 2012 bunun biri ikisi yokmu niye 3 Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
mardox Mesaj tarihi: Kasım 4, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 4, 2012 yağ asidi zincirini uzunluğuyla alakalı terminoloji en son 18. C omega-3: 15 C'lu omega-6: 12 C'lu vb.. diye hatırlıyorum. edit: C=karbon Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
erdalz Mesaj tarihi: Kasım 5, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 5, 2012 ben ne zaman balık yesem bikaç saat sonra besinden zehirlenmis gibi oluyorm. bi keyifsizlik bitkinlik mide bulantımsı bir hal çöküyor üstüme. balığın pişirme yöntemi veya taze balık buzhane balığı konserve ton falan farketmioyr hep bu salak durum oluyo. acaba barsaktaki bakterilerde bi sorunmu var baska besinde olmuyo bu tarz bişi balıktan sogudum adeta yememeye basladım hatta. nedirki bu?? ne önerirsinz??? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
dasaaa Mesaj tarihi: Kasım 5, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 5, 2012 her gün balık ye alışsın vücut Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar