Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Ulu Önder Erdoğan'dan inciler; ''Neyi ördün? Hiçbir şey ördüğün falan yok. Demir ağlarla Türkiye’yi biz örüyoruz.''


Nessaftw

Öne çıkan mesajlar

Viktor said:
kemalizm ile ihvan akpartinin devleti ele gecirmesi ile ic ice girdi, iki fakrli tezden yeni bir sentez olustu, ne akp eski akp nede yerlesik devlet eski devlet artik


şu son derece doğru. çoğu zaman bunu görmeyip veya unutup ona göre yorumlar yapıyoruz, tabi sakat oluyor. onda haklısın.

ama benim işler bigün dönerden kastım ulusalcıların iktidar olması değildi. akp dönemlerinden öncekiler gibi ulusalcıların hareket alanlarına dokunmayan, ilaveten muhafazakar bi yanı da varmış gibi görünüp muhafazakarları dizginleyen ve hareket alanlarını kısıtlayan mesut yılmaz, bülent ecevit hükümetleri/koalisyonlarını falan kastetmiştim. sen başka bi yönüyle söylemişsin.

bi de bu muhafazakar-milliyetçi konusuna bişey diyim yeri gelmişken. 30 seneye yakın aktif siyasi gözlemlerim sonucu kendimce gördüm ki türk insanının en büyük hassasiyeti aslında din değil milliyetçiliktir. ama ikisinin de kesiştiği küme aslında en büyüğü.



yeşil muhafazakarlar, kırmızı da milliyetçiler. kesişimi de kabaca ortadaki beyaz, yani hem milliyetçi hem dinci. bu ortayı kafalayan iktidar olur. msp ve devamı partiler hep bu yeşil kısma hitap ettiler. tayyip nasıl becerdiyse ortanın bi kısmını kafaladı 2002de. sonra ortadakilerin daha fazlasına beğendirdi kendini.

yani sadece din eksenli muhafazakar politikalar yürütmek işe yaramaz. milliyet eksenli politikalarla mutlaka harmanlamak gerekir.

senin de dediğin gibi muhtemel bi chp-bdp müsabakasının sonucunun şu ortadaki kesimin ve sağdaki kırmızı kesimin onayını alması imkansız. komik gelecek ama belki yeşil tarafa kendini beğendirebilir ama kırmızı tarafa imkansız.

bi de şu sopalı diktatör tezini ortaya atarken keşke nası biri olcağını da söyleseymişsin. random bi kasımpaşalı çıkmazdı hiç değilse.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

iste sopali diktator tezi bu cemberi yarmak icin aklima gelen birsey

turk halki 1918lerin kafasinda kilitli kaldi, 2. dunya savasina bulasmamiz yuzunden o dmeokrasi kulturunu, vatandasin devlet icin degil devletin vatandas icin varoldugunu ve en onemlisi kuvvetler ayriligi ile kontrol ve denetleme mekanizmalarinin onemini filan ogrenmedik

insan haklari genelgesinde imzamiz var ama sokakta 10 adamdan 9u bole biseyin varligini bile bilmiyordur, insan hakkina saygimiz yok toplum olarak (ki burdaki elestiriler her kampa direk)

anayasa nedir, anayasal hak nedir bilmiyrouz, devletin gucunden rahatsiz olmiyor bunun yerine guclu olmasini destekliyoruz, asirlardir suregelmis "devlet baba" kultumuz yerinde duruyor

eh cocuklarada okullarda "gereksiz" oldugu icin ikinci dunya savasinda neler olmus, insanlar neler ogrenmis, dunya nasil degismis anlatmiyoruz, hitleri sabundan taniyor, kendi sakat vatandaslarini develte yuk oluyor diye itlaf eden bir canavari alman halkinin kendi eli ile yarattigini bilmiyorlar, suru psikolojisinin bedelini odememisler cunki

bazi seyler ancak yasiyarak ogrenilir, kiymeti ancak kaybedilince anlasilir ki sopali diktator de burda devreye giriyor, asker olur, sivil olur hatta aziz yildirim bile olabilir bu kisi

nazi partisi yedigi haltlarla farkinda olmadan insanliga en onemli degerleri ogretti, bi degisim ajani gorevi gordu ve o kadar uc noktaya goturdulerki isi kontrol edilmiyen milliyetciligin insanligi nerelere goturdugunu gorduk

turkiye daha bunu yasamadi, milliyetcilikten agzi yanmamis bir ulkede demokrasi ve insan haklarinin oturmasi imkansiz, 100 sene gecse bu zehri icmeden ogrenemiycez bunu

iste bir nevi asi gorevi goren sopali diktatorun rolu tam olarak budur
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Temel sorun yasanmamisliklar degil. Tarih bilincinin toplumda olmamasi. Demokrasinin tarihi anlatilmiyor demokrasi nedir anlatilmiyor. Tarih dersleri Osmanli tarihi ve inkilap tarihi ustune de turk devletleri tarihi ile sinirli. Avrupa tarihi universite de bile cok kisitli anlatiliyor. Kitap okuma aliskanligi yok insanlarda. Kutuphaneler bos sinek avliyor resmen ustune kutuphane sayisi yetersiz mevcut kutuphanelerde kitap sayisi yetersiz.

Okula gitmekle cehalet ortadan kalkmiyor m.e.b in prodesurlerine uymak zorunda ogretmenler ve m.e.bin belirledigi tarih hicbir insana hicbir sey kazandirmaz. Vatandaslik dersleri bir sey katmaz. Oyle sacma metodoloji var ki yapilacak bir sey yok. Hatirlayin bir lise ve ilkokul derslerini ne ogrendiginizi olayin boyutunu kavrarsiniz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 2 hafta sonra ...
özdil den alıntı, şu kısım güzel:

"Ha diyebilirsiniz ki, o halde neden kafayı taktın trene?

İsmi lazım değil, şu anda Hatay’da faaliyet gösteren Amerikalı arkadaşlardan biriyle, seneler evvel sohbet ediyorduk... “Tren yolcuları, vagonda seyahat ederken, farkında olmadan ideolojik karakterini ortaya koyar. Trenin gidiş yönünde oturmayı tercih ediyorsa, devrimcidir. Pencereden bakar, manzara çok hızlı akar, sürekli yeni, sürekli değişkendir. Eğer, trenin gidiş yönünün aksine oturuyorsa, muhafazakârdır. Pencereden bakar, manzara aheste aheste akar, sindire sindire seyahat eder” demişti... “Peki, sen hangi yönde oturuyorsun?” diye sormuştum. Gülümseyerek şu cevabı vermişti: “Ben rayları döşerim!”
"



http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/21320766.asp
“Ne ördün filan” başlıklı yazımın “yanlış” olduğunu belirterek, düzeltme göndermişsiniz.


Adında “TC” bulunan kuruma saygı göstermek boynumuzun borcudur, düzelteyim.
*

Ben, Mustafa Kemal dönemini yazdım... Siz ise, “1923-1950 arasında 3764 kilometre demiryolu yapıldı, yılda 134 kilometreye tekabül eder, 2004-2011 arasında 1076 kilometre demiryolu yapıldı, yılda 135 kilometreye tekabül eder” diyorsunuz. Yok öyle! Tartışmanın kaynağı 10’uncu yıl marşı... 1923-1933 arasını esas alacaksınız. Hadi 5 sene de avans vereyim, 1938’e kadar hesaplamanız gerekir. 1940’dan 1950’den Mustafa Kemal’e ne?

*
Ayrıca... Niye 2004’ten başlıyorsunuz? 2003’te İsmet İnönü mü iktidardaydı? Mustafa Kemal’e ait olmayan dönemi Mustafa Kemal’e ekle, AKP’ye ait olan dönemi AKP’den çıkar, öyle mi? Tüik gibisiniz vallahi, işinize gelince azaltıyorsunuz, işinize gelince çoğaltıyorsunuz.

*
Üstelik, o dönemin imkânlarıyla bu dönemin imkânlarını kıyaslarsanız, Toki’nin Mimar Sinan’dan büyük olduğunu da söyleyebilirsiniz. Daha çok bina yapıyor. Kaldı ki, Atatürk’ün demirağ soyadını verdiği Nuri Demirağ bile, tek başına, sizden fazla demiryolu yaptı. İnanmıyorsanız, AKP mebusu Nursuna Memecan’a sorabilirsiniz, torunudur.

*
Ve 1076 kilometre yaptınız ama... Bazı münafık uzmanlar, aynı yöne giden çift hatlar’ı çift çift sayarak, rakamı şişirdiğinizi söylüyor. Bu mantığa göre... 6 şeritli 100 kilometre otoyol yaptığımızda, 600 kilometre otoyol yaptık mı dememiz gerekiyor?

*
“Bu yolları Türkler yapıyor sayın Özdil” demişsiniz... Halbuki, Çinlilerin yaptığını Başbakanımız söylüyor. “Bildiğiniz gibi Eskişehir-İstanbul hızlı tren hattını Çin’le birlikte yapıyoruz. Aynı şekilde, Ankara-Sivas hattı Çin’le yürüyor. Bundan sonraki süreçte 5 bin kilometrelik demiryolu ağımızı Çin’le yapmayı hedefliyoruz” diyor. Sabah Gazetesi “Demir ağları Çinlilerle örecek” başlığını atmıştı... Çünkü, 35 milyar dolarlık Edirne-Ardahan hattı için Çinlilerle masaya oturduğunu söyleyen, ben değilim, bizzat Ulaştırma Bakanımız.
*

“Ankara-Konya hattı, yerli yüklenicilerin emeğiyle inşa edildi” diyorsunuz. En büyük yükü, ray taşır... O hat’a, İskenderun’dan gemiyle getirilen İtalyan malı ray döşenmedi mi?
*

“İspanya’dan lokomotif alınmadı” diyorsunuz. TCDD’nin resmi internet sitesinde yayınlandı: “Ankara-Eskişehir hattında sefer yapacak son teknoloji ürünü ilk hızlı tren seti, İspanya’nın Beasain kasabasında genel müdürümüz Süleyman Karaman’ın katıldığı törenle teslim alındı.”
*

Vikipedi’nin “hızlı tren” maddesinde yazıyor:
“Ankara-Eskişehir hattındaki HT65000 modelleri İspanyol Construcciones y Auxiliar de Ferrocarriles şirketi tarafından üretilmiştir.”
*

“Güney Kore’den vagon alındı” dedim, itiraz etmemişsiniz. “Yerli demiryolu endüstrisi için Adapazarı’nda tren fabrikası kuruldu” demişsiniz. Kuruldu da... Ortağı Güney Kore değil mi?
*

“Makinistler Almanya’da eğitildi” dedim, itiraz etmişsiniz. “Türkiye’de eğitildi, staj için yabancı ülkelere gönderildi” demişsiniz... Allah da sizi güldürsün, e mi.
*

“Balıkesir-Eskişehir Fransız, Köseköy-Gebze İtalyan, Gebze-Halkalı İspanyol, Ankara-Sivas çekik gözlü, Sivas-Erzincan İtalyan” dedim. Öbürlerini teğet geçip, “Sivas-Erzincan hattının yapımına başlanmadı, kimin yapacağını bilmiyoruz” deyip, cümlenin sonuna ünlem koymuşsunuz... O hat’tın etüt, proje, mühendislik, danışmanlık hizmetleri ihalesi sonuçlandı, SWS Engineering SpA firması kazandı. Nereli bu firma? İtalyan!
*

“Testleri, Çek Cumhuriyeti’nde yapılıyor, Almanya’ya Fransa’ya gönderiliyor” dedim, çıt çıkarmamışsınız... Zaten, bunu diyen ben değilim, Hacettepe Teknokent AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Profesör Murat Karaşen... “Türkiye’de kullanılan bütün vagonlar, raylı sistem araçları ithal ediliyor. Sadece ithalle kalmıyor, test için ya Çek Cumhuriyeti, ya Almanya, ya da Fransa’ya gönderiliyor. Yüz binlerce avro döviz yurt dışına gidiyor”diyor.
*

“Marmaray Japon” dedim, bi şey dememişsiniz. “Ankara ve İstanbul metrosunda Alman, İtalyan, Fransız, Çin, Güney Kore imzası var” dedim, hiç bahsetmemişsiniz. Buna mukabil, köprü asfaltının yurtdışından getirildiğini, deniz otobüslerinin ithal edildiğini kabul etmişsiniz. Teşekkürler. Ancak... Metrobüslerin Hollandalı olduğunu yazdım, tek satır bile söz etmemişsiniz, teessüf ederim. Şoför yokmuş gibi, şoförleri bile Hollanda’dan
getirilmemiş miydi?

*
Son olarak...

*
“Hürriyet Gazetesi kağıdını hangi ülkeden alıyor, baskı makineleri hangi ülkenin markasını taşıyor?” demişsiniz. Hürriyet adına konuşmak bana düşmez ama... Resmi Gazete haricindeki gazeteler “şahıs”lara aittir, patronlarını ilgilendirir, para onların, ister Kanada’dan alırlar, ister Norveç’ten... Bizler de, ister okuruz, ister okumayız, tekel değildir. Üstelik, Seka’yı, gazete patronları mı kapatıp sattı? TCDD ise, adı üstünde “devlet”indir, kimsenin babasının malı değildir, oralarda ödenen paralar da, sokaktan toplanmıyor, milletin vergileridir. Vergilerimizin takibini yapmak devletin, hesabını sormak yurttaşların görevidir.
*

Amacım, elbette rencide etmek, ithal de olsa, çabaları küçümsemek değil, asla... Mustafa Kemal vizyonuyla, ülkemin kılcal damarlarında bile hızlı trenlerin dolaşmasını isterim.
*

Ha diyebilirsiniz ki, o halde neden kafayı taktın trene?
*

İsmi lazım değil, şu anda Hatay’da faaliyet gösteren Amerikalı arkadaşlardan biriyle, seneler evvel sohbet ediyorduk... “Tren yolcuları, vagonda seyahat ederken, farkında olmadan ideolojik karakterini ortaya koyar. Trenin gidiş yönünde oturmayı tercih ediyorsa, devrimcidir. Pencereden bakar, manzara çok hızlı akar, sürekli yeni, sürekli değişkendir. Eğer, trenin gidiş yönünün aksine oturuyorsa, muhafazakârdır. Pencereden bakar, manzara aheste aheste akar, sindire sindire seyahat eder” demişti... “Peki, sen hangi yönde oturuyorsun?” diye sormuştum. Gülümseyerek şu cevabı vermişti: “Ben rayları döşerim!”

*
Hayırlı yolculuklar dilerim.
Yılmaz

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ya ben bişeyi çok merak ediyorum hakikaten sürekli böyle abuk gubik şeyler okudugum zaman düşünmeden edemiyorum. biz bu kadar atarı bol asarı keseri çok bi memleketiz ya hani. birileri neden çıkıp böyle şehit ailelerinin yanına gittiginde yada şehit cenazesinde falan bu safların bilmemnelerin içinde bunun böğrüne kurşunu sıkıp niye öldürmüyolar yani düşünmeden edemiyorum. kimlere neler yapmadılar bu memlekette bu herif neden hala sağ yaşıyor ben çözemiyorum. memnunuz galiba ya halimizden.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...