Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Aura


Npc

Öne çıkan mesajlar

said:
Volfied, 19 May 2003 14:20 tarihinde demiş ki:
E o zaman Npc ben de tanri oldugumu iddia ediyorum. Yapmayin soyle her iddia edilen seye inanmayin, sonunuz kotu olur :)

Arkadasimin arkadasinin uzaktan arkadasnin ikinci kuzeninin dedesinin arkadasinin dedesinin torununun arkadasinin torunu bir zamanlar demis ki... hasbiiin[hline]Prawler, 04 May 2003 19:47 tarihinde demiş ki:
ben de inliyorum burda


baskasinin soylemesi baska kendin gormen baska. aura zihinsel bir kavram degil kendin gorebiliyorsun.[hline]www.mizzah.com
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Npc, 19 May 2003 15:14 tarihinde demiş ki:
Ben ortaokul son muydu lise 1 miydi tam hatırlamıyorum bir ara
omzumun ve basimin cevresinde bazen ellerimde saydam bişi goruyordum volfied in dedigi gibi sandım ama istem dışı sürekli oldugu için korktum aileme anlatmıstım göz doktoruna götürdüler :) bişi çıkmadı gayet sağlıklıymıs gözlerim o gördügüm sey aura olabilir mi acaba :) 2-3 hafta en fazla gordum ondan sonra su vakte kadar düzgün goruyom :)
nasıl anlatıyım renkli degildi boyle saydamdı ama duman gibiydi veya sis saha dogru olur anlatmak icin en fazla 1 cm kalınlıgında o zaman salla deyip gecmiştim bilmeden aurayı deneyimlemiş olabilirmiyim dersiniz


kisilerin, canlilarin auralari, icinde bulunduklari duruma gore de degisir. kisi neseli, saglikli, canli iken aurasi parlak, guclu ve genis olur. eger herhangi bir zamanda cok saglikli, neseli ve yasadigin hayatla uyum icerisinde isen auran da kuvvetli olur, kolay gorunur.

bu durum Kirlian fotografi teknikleriyle daha net gozlenebilir. Kirlian fotografciligi rusyada 20 lerde dogmus bir fotografcilik uygulamasidir. yuksek gerilim iceren bir alan uzerine konmus bir objenin yaydigi auranin gerilimin olusturdugu manyetik alanin duzgunlugunu bozmasiyla auranin imaji elde edilebilir. rusyada universitelerde parapsikoloji dallarinda okutulmaktadir ve yaygindir.

ornegin agactan yeni koparilmis bir yapragin aurasi gayet genis asagi yukari yapragin kendi genisligine denk bir alan icerisinde fotograflanirken, 5-6 saat sonra yaprak kurumaya basladiginda cekilen fotograflarda aurasinin cok daha azaldigi gozlemlenir. saglikli ve hasta insanlarin el auralarinin fotograflarinda da durum benzer sekilde.

internetten aratirsaniz sanirim kirlian fotografciligi ile ilgili kaynaklara ulasabilirsiniz.[hline]www.mizzah.com
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Npc, 19 May 2003 15:20 tarihinde demiş ki:
Şimdi bi yandan aldıgım kitabı okuyorum ilk baslarda benim anlattıgım gibi goruluyormus alıstırmaları yapa yapa zamanla renkli goruluyormus adam aynen benim dedigim gibi yazmıs bulutumsu gri saydam bir renkte gorulur demiş ben o anlattıgım zamanlar istem dışı goruyordum yani dikkatli bakmadan


alisma meselesi, istem disi gorme diye adlandirilamaz cunku bir kere goz alisinca zaten otomatikman gorur. yani zaten gozun baktigi ortamda bulunan bir durumdur o da nitekim aurayi yayanla beraber otomatikman gorulebilir.[hline]www.mizzah.com
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Böyle şeylere gerçekten inanıyor musunuz?

Volfied arkadaş herşeyi çok güzel ve mantıklı biçimde açıklamış.
Bahsettiğiniz o "aura" dediğiniz şey insanın biyolojik özellikleridir. İnsanın sevdiğinin elini tutması heyecanlanması vs gibi olaylar sinirseldir (arada bazı hormonlar da etkili olur tabii)... Arkandakini farketmen ise normalde bilinçli olarak farkında olmadığın seslerin ve ayrıntıların beyinde biraraya getirilip seni uyarması sonucu olur.

Büyü diye bir şey tabii ki yoktur, düşünce gücünden kastınız "psiyonik güçler" falan ise onlara dair de en ufak bir kanıt bile yoktur. Kalabalık ortamda daha çabuk yorulmanın sebebi de oksijenin çok kişi tarafından tüketilmesi ve O2'nin azalması sonucu kaslarda enerji ihtiyacını karşılamak için "laktik asit fermentasyonu" yapılması sonucu açığa çıkan laktik asit kana geçer ve çeşitli bölgelere uğrar. Bunlar sonuç olarak yorgunluk belirtileri, uyuma isteği vs gibi sonuçlar doğurur.

Aura olayına gelince, fizikten, anatomiden veya buna benzer şeylerden pek anlamayan, anlamadıkları durumu kendi uydurdukları şeylerle açıklamaya çalışan ve her olayı da buna göre yontup "aha böle olmasa böle olmazdı" dyen insanlardan ve böylelerini veya bu tür konuları kafaya takanları kandırıp paralarını almak için uçuk hikayeler, kitaplar yazan yazarlardan çıkma bir bir buluş... Gerçekle alakası yok...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
horacegoesskiing, 19 May 2003 14:55 tarihinde demiş ki:
...Ayrıyeten hani bu hristiyanlıkla alakalı resimlerde kafanın çevresinde altın renkli bi hare olur ya. İşte o da auraymış öyle derler. Görülebilen, fotoğrafı çekilebilen, hissedilebilen birşey...
[hline]Hani Oruçluyken Ramazan Ayında Commodorla Evde Güzelce Oynardık. Evveldense Sinclair Spectrum48K Kullanırdık İnanamıyorum İnsan Nasıl Gelişiyor.


O bahsettiğin altın halkanın konuyla alakası yok. Bunun nasıl oluştuğunu da açıklayayım. Eskiden kilise ve katedrallerde melek, isa vs gibi heykellerin kafasına kuşlar konar ve pislerlerdi. Bu da dine saygısızlık olarak algılanırdı tabii. Bunun çaresini sonunda rahipler bu heykellerin baş kısmına böyle hareler yapmakta buldular. Böylece hem heykel mistik bir hava kazanıyordu hem de bu halkaya tüneyen kuşların pislikleri asla heykele temas etmeden yere düşüyordu. Esas olarak bu yüzden konulmuştur o hareler...

Offf, amma çok şeyi bağdaştırmışlar bu aurayla da ha... Hepsinin alakasız ve farklı açıklamaları var ama herşeyi öyle böyle anlatmışlar ki insanı kandırmak için her türlü tuzağı kurmuşlar ;)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
karpuz, 19 May 2003 20:31 tarihinde demiş ki:
Peki gerçek nedir rew? Bnaa geçreğin tanımını yaparmısın? hehehehe[hline][Bu mesaj karpuz tarafından 27 Haziran 1693 18:57 tarihinde değiştirilmiştir]


Eğer istersen yaparım, hatta icq'dan da yaptım ama gördün ki konu apayrı yerlere gidiyor ve çok derinleşiyor... Hatta sonunda din karışıyor hiç olmuyor. O yüzden foruma hiç taşımayayım en iyisi, hem boşuna bu topic de ziyan olmasın
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Rewendor, 19 May 2003 20:28 tarihinde demiş ki:
Böyle şeylere gerçekten inanıyor musunuz?

Volfied arkadaş herşeyi çok güzel ve mantıklı biçimde açıklamış.
Bahsettiğiniz o "aura" dediğiniz şey insanın biyolojik özellikleridir. İnsanın sevdiğinin elini tutması heyecanlanması vs gibi olaylar sinirseldir (arada bazı hormonlar da etkili olur tabii)... Arkandakini farketmen ise normalde bilinçli olarak farkında olmadığın seslerin ve ayrıntıların beyinde biraraya getirilip seni uyarması sonucu olur.

Büyü diye bir şey tabii ki yoktur, düşünce gücünden kastınız "psiyonik güçler" falan ise onlara dair de en ufak bir kanıt bile yoktur. Kalabalık ortamda daha çabuk yorulmanın sebebi de oksijenin çok kişi tarafından tüketilmesi ve O2'nin azalması sonucu kaslarda enerji ihtiyacını karşılamak için "laktik asit fermentasyonu" yapılması sonucu açığa çıkan laktik asit kana geçer ve çeşitli bölgelere uğrar. Bunlar sonuç olarak yorgunluk belirtileri, uyuma isteği vs gibi sonuçlar doğurur.

Aura olayına gelince, fizikten, anatomiden veya buna benzer şeylerden pek anlamayan, anlamadıkları durumu kendi uydurdukları şeylerle açıklamaya çalışan ve her olayı da buna göre yontup "aha böle olmasa böle olmazdı" dyen insanlardan ve böylelerini veya bu tür konuları kafaya takanları kandırıp paralarını almak için uçuk hikayeler, kitaplar yazan yazarlardan çıkma bir bir buluş... Gerçekle alakası yok...


Teorik fizikteki bazi "kabulleniler" :

1 - varolan herhangi bir sey, etrafini etkiler. bu varolan seyin varligi etrafina yaptigi etkiden anlasilir.

2 - varolan hersey enerjidir, degisik formlarda

3 - enerji - yani madde - madde ve dalga ozelliklerini duruma ve zamana gore sergiler. varolan hersey madde ya da dalga forumunda tezahur eder.

bu yukaridaki kabullenilerden yola cikarak sunu soyleyebiliriz, dusunce, beyin dalgalari seklinde tezahur eden bir sonuca sahip olduguna gore, bir "varlik " ya da "var olan" seydir. var olan sey etrafini etkileyecegine gore, dusunce de su ya da bu sekilde etrafina etki eder. bu durumda, degisik formdaki dusuncelerin degisik sekilde yayilimlari olacagindan, bu formlarin tanimlanabilmesi durumunda dusunen kisinin dusundugu seyin en azindan kabaca tahmninin yapilabilmesi mumkundur. bu enduksiyon yoluyla olabilir. nasil ki belli bir dalga boyundaki dalga her ortamda ayni etkiyi yaparsa, x dusuncesinin dusunen bir insanin yaydigi beyin dalgalarinin, o an icin hicbirsey dusunmeyen bir insanin beyninin icinden gecerken gectigi yerde x dusuncesinin dusunulmesi durumunda ortaya cikacak norolojik tepkileri olusturmasi mumkundur. bu durumda eger gelen dalganin amplitudu yeterince guclu ise, ve sahis boyle uyarimlara hassas ise, ayni dusuncenin etkisi altinda kalabilir.

aura olayina gelince, bu ornekteki izahat uyarinca olan durumlar bunun icinde gecerli olacaktir.[hline]www.mizzah.com
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Rewendor, 19 May 2003 20:32 tarihinde demiş ki:
said:
horacegoesskiing, 19 May 2003 14:55 tarihinde demiş ki:
...Ayrıyeten hani bu hristiyanlıkla alakalı resimlerde kafanın çevresinde altın renkli bi hare olur ya. İşte o da auraymış öyle derler. Görülebilen, fotoğrafı çekilebilen, hissedilebilen birşey...
[hline]Hani Oruçluyken Ramazan Ayında Commodorla Evde Güzelce Oynardık. Evveldense Sinclair Spectrum48K Kullanırdık İnanamıyorum İnsan Nasıl Gelişiyor.


O bahsettiğin altın halkanın konuyla alakası yok. Bunun nasıl oluştuğunu da açıklayayım. Eskiden kilise ve katedrallerde melek, isa vs gibi heykellerin kafasına kuşlar konar ve pislerlerdi. Bu da dine saygısızlık olarak algılanırdı tabii. Bunun çaresini sonunda rahipler bu heykellerin baş kısmına böyle hareler yapmakta buldular. Böylece hem heykel mistik bir hava kazanıyordu hem de bu halkaya tüneyen kuşların pislikleri asla heykele temas etmeden yere düşüyordu. Esas olarak bu yüzden konulmuştur o hareler...

Offf, amma çok şeyi bağdaştırmışlar bu aurayla da ha... Hepsinin alakasız ve farklı açıklamaları var ama herşeyi öyle böyle anlatmışlar ki insanı kandırmak için her türlü tuzağı kurmuşlar ;)


hayir aslinda aura ile halkalarin alakasi vardir. peygamberler ve ermis kisilerle ilgili bir cok vakada bu kisilerin vucutlarindan bir isik halesi yayildigi soylenir. bu bu kisilerin auralarinin nispeten guclu olmasindan ve kolay gorulebilmesinden dolayi farkedilmesinin sonucudur. aura en rahat bas kisminda gorulebileceginden, bu "hale" olayi hristiyanligin ilk donemlerinden kalagelmistir.[hline]www.mizzah.com
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Eh yani, bu kadar çarpıtılmaz ki bir olay ;)

En başından başlayalım... O bahsettiğin kabuller tamam, fakat iş orada "düşünce madde midir?" sorusuna geliyor, buna da şu ana kadar hiç bir bilim dalı kesin bir yanıt bulunamadı, anca felsefe yaparsın ama o da kesin bir sonuca ulaştırmaz seni. Ayrıca varolan herşey enerjidir tanısı "madde enerjiye, enerji maddeye dönüşebilir" tanısından (bkz: Einstein ve e=mc^2) ortaya çıkar, ki bu çok aşırı durumlarda olan şeydir, yani durup dururken etrafına enerji yaymazsın, yoksa zamanla "tükenmen" gerekir, ki bu da vücudunun küçülüp küçülüp yokolmasıdır çünkü hiçbir enerji yoktan var edilemez.

Varolan herşey etrafını etkiler, fakat bu insanın yere yaptığı basınç, düşüncesinin sinirsel iletimleri ve insanın davranışlarına yön vermesi şeklinde fiziksel olaylarla olur, yoksa hiç bir insan uranyumla kaplamadığın sürece öyle ışıma yapmaz. ;)

Dediğin gibi varolan herşey madde veya dalga formunda olabilir, fakat dediğin gibi veya, bu oldukça önemli bir bağlaç, vücut da madde olduğuna göre dalga olamaz. Ruh veya duygular dersen duygular çeşitli sinirsel iletimlerin veya hormonların etkisiyle yönlenir (ki bunlar maddedir, olsa olsa elektiriksel dalga diyebilirsin), ruh ise inanç meselesidir, fakat varolması durumunda bile "ışıması" biraz zor.

O bahsettiğim halkaların sebebini araştırırsan dediğim sebepten ortaya çıktıklarını anlarsın, yani aura veya başka birşeyle alakası yok. Peygamber ve benzeri insanların vücudundan ışık çıktığı sadece bir düşüncedir. Herhangi bir kanıt veya başka birşeyi yok, ki benim inancım bunun insanların peygamber ve melekleri daha da yüceltmek için uydurduklarıdır. Ayrıca ister dine inanın ister inanmayın peygamberlerin inanılmaz bir karizması, inanılmaz bir özgüven, ve karşısındakini etkileme gücü olduğu kesindir (tabii bunların da aurayla alakası yok.). Bunlar insana ilham vermiş ve böyle betimlemelere götürmüştür büyük ihtimalle.

Bahsettiğin zihinsel etkileşim (ki telepati olarak adlandırılır ve aynen söylediğin gibi tanımlanabilir) ise insan imkanlarıyla yapılması olanaksız olarak tanımlanmıştır.

Bunun dışında "aha şu aura'nın kanıtıdır" veya "aha bu aura yüzünden oluşmuştur." dediğiniz başka bir olay varsa açıklayabilirim.

Volfied'in dediği gibi, i love Physics ;)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Rewendor, 20 May 2003 12:56 tarihinde demiş ki:
Eh yani, bu kadar çarpıtılmaz ki bir olay ;)

En başından başlayalım... O bahsettiğin kabuller tamam, fakat iş orada "düşünce madde midir?" sorusuna geliyor, buna da şu ana kadar hiç bir bilim dalı kesin bir yanıt bulunamadı, anca felsefe yaparsın ama o da kesin bir sonuca ulaştırmaz seni. Ayrıca varolan herşey enerjidir tanısı "madde enerjiye, enerji maddeye dönüşebilir" tanısından (bkz: Einstein ve e=mc^2) ortaya çıkar, ki bu çok aşırı durumlarda olan şeydir, yani durup dururken etrafına enerji yaymazsın, yoksa zamanla "tükenmen" gerekir, ki bu da vücudunun küçülüp küçülüp yokolmasıdır çünkü hiçbir enerji yoktan var edilemez.

Varolan herşey etrafını etkiler, fakat bu insanın yere yaptığı basınç, düşüncesinin sinirsel iletimleri ve insanın davranışlarına yön vermesi şeklinde fiziksel olaylarla olur, yoksa hiç bir insan uranyumla kaplamadığın sürece öyle ışıma yapmaz. ;)

Dediğin gibi varolan herşey madde veya dalga formunda olabilir, fakat dediğin gibi veya, bu oldukça önemli bir bağlaç, vücut da madde olduğuna göre dalga olamaz. Ruh veya duygular dersen duygular çeşitli sinirsel iletimlerin veya hormonların etkisiyle yönlenir (ki bunlar maddedir, olsa olsa elektiriksel dalga diyebilirsin), ruh ise inanç meselesidir, fakat varolması durumunda bile "ışıması" biraz zor.

O bahsettiğim halkaların sebebini araştırırsan dediğim sebepten ortaya çıktıklarını anlarsın, yani aura veya başka birşeyle alakası yok. Peygamber ve benzeri insanların vücudundan ışık çıktığı sadece bir düşüncedir. Herhangi bir kanıt veya başka birşeyi yok, ki benim inancım bunun insanların peygamber ve melekleri daha da yüceltmek için uydurduklarıdır. Ayrıca ister dine inanın ister inanmayın peygamberlerin inanılmaz bir karizması, inanılmaz bir özgüven, ve karşısındakini etkileme gücü olduğu kesindir (tabii bunların da aurayla alakası yok.). Bunlar insana ilham vermiş ve böyle betimlemelere götürmüştür büyük ihtimalle.

Bahsettiğin zihinsel etkileşim (ki telepati olarak adlandırılır ve aynen söylediğin gibi tanımlanabilir) ise insan imkanlarıyla yapılması olanaksız olarak tanımlanmıştır.

Bunun dışında "aha şu aura'nın kanıtıdır" veya "aha bu aura yüzünden oluşmuştur." dediğiniz başka bir olay varsa açıklayabilirim.

Volfied'in dediği gibi, i love Physics ;)


daha once de belirttigim gibi, bu kavramlar teorik fizikte kullanilan kavramlardir. uygulamali fizikte su an icin yeri yoktur, nedeni de bu tur kavramlarin fiili olarak kullanimini mumkun kilacak sekilde bu kavramlari olcme ve siniflandirma olanagi olmamasidir.

orada benim ifade ettigim sey dusuncenin madde ya da dalga olmasi degildir, benim soyledigim sey dusuncenin VAR oldugudur. ve var olan her sey, kacinilmaz olarak, istnisnasiz sekilde, etrafina etki yayar. varolan hersey enerjiye enerji maddeye donusebilir tanisi da yok yukarida belirttiklerimde, e=mc2 formulu bir maddenin hizinin isik hizina yaklastiginda kutlesinin sonsuza yakinsayacagini anlatir. bunun benim anlattigim madde-dalga durumuyla alakasi yoktur.

varolan hersey zaten enerjinin formlaridir, formlar ya dalga ya madde ya da her ikisi olarak tezahur eder demistim. bu zaten halihazirda quantum fiziginde gunluk dogal bir olaydir. parcaciklar icinde bulunduklari deneye gore etraflarina ya parcacik - madde - ya da dalga etkisi yaparlar. sozkonusu parcacik kuculdukce madde/dalga durumu belirsizlesir.

beyin dalgalari kavraminini daha kolay ornekleme olmasi acisindan ornekledim. halihazirda elektromanyetik dalga olarak yayilan bir "olus ya da olay" dan bahsediyoruz, yani bir "var"liktan. bir seyin var oldugunu zaten etrafina yaptigi etkiden anladigimizdan, ve beyin dalgalarini ise HALIHAZIRDA olcebildigimizden, burada ne beyin dalgalarinin varligi, ne bunlarin dusuncenin bir sonucu olarak ortaya ciktigi, ne de bunlarin olculebilirligi tartisilabilir. sen dusunce demissin, dikkatini cekerim, telepati konusunda bahsettigim seylerde ben dusuncenin sonucu olan beyin dalgalarinin yayiliminin alinabilmesinden ve bu dalgalarin olasi enduksiyon kapasitesinden bahsettim. postumu bir daha oku.[hline]www.mizzah.com
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

"zihinsel etkilesimin insan imkanlariyla yapilmasinin imkansiz oldugu kabul edilmistir" demissin. kim kabul etmis ? kim etmisse yanlis etmis.

morali fevkalade bozuk duygusal insanlarin yaninda ya da yakininda oturan disa donuk duygusal insanlarin basina gelen olay gunluk hayattan verilebilecek, yukaridaki yarginin yanlisligini ispatlar bir ornektir. bu insanlarin moral durumu cok kotu olan insanlarin yaninda bir sure durmasi sonunda - ki kisinin manevi yapisina gore degisir - moral durumlarinda degisiklik olur. bu sadece x ya da y kisininin degil, hepimizin basina gelmistir, ve low-level telepatiye verilebilecek en guzel orneklerdendir. ayni zamanda beyin dalgalarinin enduksiyon yapabilmesine de ornek olarak gorebiliriz.[hline]www.mizzah.com
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ayrica bu arada uranyumla kaplanmayan insanlarin isima yapmamasi konusunda sunu da goz onunde bulundur ki, bilimin onceden teorik olarak varligini ispatladigi bircok parcacik ancak yakin tarihlerde olculerek varligi olcumsel delille ortaya konabildi. olcebilecek derecede hassas aletlerimizin olmamasi bir durumun varligina ya da yokluguna isaret etmez. neticede insan bedeni zaten icerisinde elektrik akimi barindiran bir vasitadir, ve nerede elektrik akimi olursa orada elektromanyetik alan olur. zayif ya da kuvvetli.[hline]www.mizzah.com
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Rewendor, 19 May 2003 20:32 tarihinde demiş ki:
O bahsettiğin altın halkanın konuyla alakası yok. Bunun nasıl oluştuğunu da açıklayayım. Eskiden kilise ve katedrallerde melek, isa vs gibi heykellerin kafasına kuşlar konar ve pislerlerdi. Bu da dine saygısızlık olarak algılanırdı tabii. Bunun çaresini sonunda rahipler bu heykellerin baş kısmına böyle hareler yapmakta buldular. Böylece hem heykel mistik bir hava kazanıyordu hem de bu halkaya tüneyen kuşların pislikleri asla heykele temas etmeden yere düşüyordu. Esas olarak bu yüzden konulmuştur o hareler...

Offf, amma çok şeyi bağdaştırmışlar bu aurayla da ha... Hepsinin alakasız ve farklı açıklamaları var ama herşeyi öyle böyle anlatmışlar ki insanı kandırmak için her türlü tuzağı kurmuşlar ;)



Senin söylediğin şekilde yaklaşırsak kafalarına pislemesinler diye değil, eğer deliği tutturursan tam kafasına pislersin mantığı daha gerçekçi. Yani heykele gelmesin diye koyacaksa niye dümdüz bir plaka değil de bir çember seçmişler? Hayvana şans mı tanımışlar? Ben şimdi bu çemberin açısını falan okadar iyi ayarladım ki kafayı tutturamazsın, ha eğik atış falan deneyerek belki başarırsın ama şimdi çemberi kapatacak kadar metali nereden bulayım? Hadi onu geçtik camlardaki resimlere niye koymuşlar o çemberi, hayvanı pisikolojik olarak mı çökertecekler?

ps: Yanlış anlama biraz komik geldi. Yani desen ki oradaki hale olayı biryerde inanç meselesi, fiziki bir gerçekçiliği yok, eyvallah diyeceğimde pislik olayı çok uçuk geldi. [hline]In God I Trust
For Rest I Just Test
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

herkes bişeyler yazıyor da asıl gerçek ne? tartışarak bulamazsınızki bunu gerçek dediğin bi tane olur, birbiriyle çelişen 10 farklı fikir olamaz yani... Böyle şeylere yormayın boşuna kafanızı birbirinizi kırarsınız(?) sadece.[hline]®The roof is on fire, we don't need water, let the motherf**ker burn©
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
GE-TA, 20 May 2003 13:54 tarihinde demiş ki:
said:
Rewendor, 19 May 2003 20:32 tarihinde demiş ki:
O bahsettiğin altın halkanın konuyla alakası yok. Bunun nasıl oluştuğunu da açıklayayım. Eskiden kilise ve katedrallerde melek, isa vs gibi heykellerin kafasına kuşlar konar ve pislerlerdi. Bu da dine saygısızlık olarak algılanırdı tabii. Bunun çaresini sonunda rahipler bu heykellerin baş kısmına böyle hareler yapmakta buldular. Böylece hem heykel mistik bir hava kazanıyordu hem de bu halkaya tüneyen kuşların pislikleri asla heykele temas etmeden yere düşüyordu. Esas olarak bu yüzden konulmuştur o hareler...

Offf, amma çok şeyi bağdaştırmışlar bu aurayla da ha... Hepsinin alakasız ve farklı açıklamaları var ama herşeyi öyle böyle anlatmışlar ki insanı kandırmak için her türlü tuzağı kurmuşlar ;)



Senin söylediğin şekilde yaklaşırsak kafalarına pislemesinler diye değil, eğer deliği tutturursan tam kafasına pislersin mantığı daha gerçekçi. Yani heykele gelmesin diye koyacaksa niye dümdüz bir plaka değil de bir çember seçmişler? Hayvana şans mı tanımışlar? Ben şimdi bu çemberin açısını falan okadar iyi ayarladım ki kafayı tutturamazsın, ha eğik atış falan deneyerek belki başarırsın ama şimdi çemberi kapatacak kadar metali nereden bulayım? Hadi onu geçtik camlardaki resimlere niye koymuşlar o çemberi, hayvanı pisikolojik olarak mı çökertecekler?

ps: Yanlış anlama biraz komik geldi. Yani desen ki oradaki hale olayı biryerde inanç meselesi, fiziki bir gerçekçiliği yok, eyvallah diyeceğimde pislik olayı çok uçuk geldi. [hline]In God I Trust
For Rest I Just Test


İstediğin gibi araştırabilirsin kardeşim, ben araştırdım da söylüyorum.

unity, senle tartışmak hem zevkli hem faydalı oluyor. e=mc^2 derken ben bu formülle maddenin enerjiye enerjinin maddeye dönüştürülebileceğini söyledim. Fakat bahsettiğin o başka insanın ruh halinden etkilenme ve benzeri durumlar tamamen psikolojiktir.

Haklı olabilirsin belki yeterince hassas ölçemiyoruz, fakat şu anki hassaslıktaki bir ölçüm aletinin algılayamadığı şeyi beyinin algılaması daha bir garip olur bence... Ki elektromanyetik dalgaları algılasan bile onlardan anlamlı sonuçlar çıkartabilmen için her insanın "portable radio station" gibi birşey olması gerekir ki beyinde bunu yapabilecek hiç bir bölüme rastlanmadı.

[Bu mesaj Rewendor tarafından 20 May 2003 15:31 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

simdi soyle birsey var, pskoloji bilimi henuz emekleme evresinde. henuz sadece psikanaliz gibi fiziksel olcumlere degil sahsin kendisiyle iletisime dayanan metodlari var daha. gun gectikce psisik kavramlarin olcum ve incelenmesinde kullanilabilecek cihazlar ciktikca artik direkt olcume dayanan bir bilim olabilecek.

psikolojik etkilesim de desek, psisik etkilesim de desek, birbirinin yuzune dahi bakmadan, hatta belki tenha otobusleri dusunursek birbirinin farkinda dahi olmadan oturan 2 insanin birbirinden etkilenmesini saglayan bir iletim gereci olmasi gerekli. aksi takdirde bu olayin mekanizmasina giremeyiz.

insan beyninin hassasiyeti konusunda da, bence sunu gibi bir durum var, bir etkiyi olusturacak sekilde hareket edebilen bir gerec, ters rotayi izleyerek gelecek bir tepkiyi de alabilir olmali. yani, birbirine bagli 2 carktan birini hareket ettirdigimizde digerini hareket ettirmesi, diger carka ters hareketi verdigimizde bu sefer ilk carki etkilemesi gibi. bu durumda beyin serbest ve alici konumda bulundugu zaman, yani icerisinde hicbir kuvvetli yogun elektrik akimi olusturacak dusunceler tasimadigi zaman, bu organ icerisine yayilacak disaridan gelen bir elektromanyetik yayilim indukleme esasina gore mutlaka iceride cok az da olsa bir elektrik akimi olusturur. neydi yahu unuttum enduktif akim miydi su solenoidlerde olan muhabbet. onun gibi yani. bu durumda eger bu akim yeterince kuvvetli olabilirse sinirler tarafindan hissedilebilir. sahisin bilincli zihninin bu durumu yorumlayip yorumlayamayacagi yorumlayabilirse ne kadar net yorumlayabilecegi ise o sahsin karakteristiklerine bagli bir sey.[hline]www.mizzah.com
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
dom, 19 May 2003 12:35 tarihinde demiş ki:
Kafanı kaldırıp sana bakan birisi göz göze gelmene veya arkadaşlarının sana "oha be abi arkanda gözün mü var" demesine ve çok sevdiğin birinin elini tuttuğunda sırtından aşağı geçen serinlik hissine, hava soğuk olmasada, rüzgar esmesede bazı garip durumlarda ficüdunun aniden kasılmasına ve titremesine sebebiyet veren, kişinin ruhsal durumuna göre alanı ve rengi genişleyip, daralan garip birşey.[hline]

ewt. böyle bişe. katılıyorum.

Bugün başıma geldi. çünkü..
NOKİA 5210 TELEFONUM 2. KEZ ÇALINDI!!!!! hatta bi önceki çaldırdığım telefonuda sayarsak 3.kez.. :-( :-( Sinirden ellerim,ayaklarım titremeye başladı. krize giriyodum az daha sinirden..1 değil 2 değil 3 beyahu! yuh artık! dershanede herkezin telefonu sıranın gözünde benimki gibi, onca kişiden gelio beni buluyo delirmemek elde değil ya! Adliyeye başvurdum inş. ilk bulunmasındaki gibi şanslı olurum da bian önce ortaya çıkar.
Çalanı bulursam ama..
af yok bu sefer.

Nese konunun fazla dışına çıkmim. yani böle bişi birden kasılıyo titremeye başlıon işte.[hline]orduma katılın gücünüze güç katın >> >push here
...........................................................
Hä¥ättä Hër ZäMäñ MùtLùLùğùñ Dørùğùñdä GüLüñmëz,
ßäzëñ §ırF Hä¥ätä GıCıKLıK øL§ùñ dÎë ùÇùRùmùñ Këñärıñdä bÎLë §ıRıtäcäk§ıñ!!
=-¤|¶¯`°²¤> §hëKÎLChøCùQ
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
GE-TA, 20 May 2003 16:43 tarihinde demiş ki:
Yaptığın araştırmanın kaynağını söyler misin?

ps: Tanışıyor muyuz? Kardeşim falan demişsin de.[hline]In God I Trust
For Rest I Just Test


bunun icin bircok populer kitap arastirma kaynagi gosterilebilecek olsa da, benim bu yazdiklarim benim kendi cikarimlarim. bu cikarimlarin olusma sureci ise cok uzun oldu. yani ortaokulda fizige ve astrofizige - teorik anlamda - baslayan ilgi, sonra bunun quantum fizigine amator merak haline donusmesi, sonra parapsikolojik olaylara amator ilgi - durugoru hede hodo gibi - sonra da universite yillarinda metafizik konusuna duydugum ilgi sonucunda olusan bir birikim. yani arada cok fazla sey okudum cok kisiyle konustum hangi birini sayiyim ne biliyim.[hline]www.mizzah.com
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
  • Yeni Oluştur...