Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Darbeciden Basın Kahramanı Yaratmak


throine

Öne çıkan mesajlar

yazıya bakmadan lol aydınlık, lol sol.org diyen de sensin çok fark yok aramızda heh

ama ilk sayfalara dikkatli bakmamışsın. ilk ve 3. sayfada kadının liberal tutumunun tutarsız olduğunu açıkladım, haksız olduğunu düşündüğümü ve AKPnin diktatör bir tavır sergilediğini düşündüğümü belirttim. kafana göre anlıyorsun tabi sen herşeyi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

throine said:

pornocu bu kadın denmiş


Ayrıca kadının tutarsız liberal tavrı ile ilgili yazdığım bu yazıyı ben öyle birşey dememe rağmen "lol pornocu" diye lanse etmen baya "GEAF MORE DRAMA" olmuş. Beğenmediğin bir yorum gördüğün zaman takındığın genel tavır yani.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

"Gülay Göktürk" said:

Ergenekon sanıkları, tutuklamalar ilk başladığında, bir süre eski silah arkadaşlarına bel bağlamışlardı. Yakın bir zamanda Genelkurmay'ın yeniden kükreyip sivil iradeyi ve yargıyı ürküteceğini ve geri adım attıracağını umuyorlardı. O umut boşa çıktı.

Güzel tespit. İlk zamanlar askeriz birbirimizi kollarız durumu vardı, buna güveniyorlardı. Sonra birbirleini sırtından hançerlediler, ispiyonladılar. :)

"Gülay Göktürk" said:

Ondan sonraki dönemde, iddianameleri hukuki açıdan çürütme işine ağırlık verdiler. Buldukları bazı yargılama hatalarını abartarak kullandılar ama o kadar çok delil, o kadar çok belge ve tanık vardı ki ortada, hukuki mücadeleyle bir yere varamayacaklarını çabuk anladılar.

"sahte delil" olayı da bunlardan biri. binlerce delilden 2 cd'deki tarihe takmışlardı kafayı ama baktılar ondan da umut yok.


"Gülay Göktürk" said:

İşte o zaman bugünkü psikolojik harekât geldi gündeme: Eğer AK Parti yönetiminin tek parti diktatörlüğüne dönüştüğüne dostu-düşmanı inandırabilirlerse, kendileri de bu diktatörlüğe karşı yükselecek muhalefetin arasına karışabilir; "AK Parti diktatörlüğünün ezdiği mağdurlar" haline gelebilirlerdi.

Yine güzel tespit. Öyle bir hava yaratmaya çalıştılar ki gören muhalefet edeni ergenekondan içeri alıyorlar sanacak.. Ulusalcı kanal/gazeteler el birliğiyle böyle bir hava vermeye çalışıyorlar.


"Gülay Göktürk" said:

Kimi bu planı göremediğinden, kimi aydın olmayı ille de iktidara muhalif olmak sandığından, kimi daha baştan beri generallerin yargılanmasını hazmedemediğinden, kimi AK Parti'ye karşı duyduğu tarihi antipatiden, geniş bir kesimi ise Türkiye'deki rejim değişikliğinin yarattığı altüst oluşta (ayakların baş oluşu) kendi imtiyazlı sosyal konumunu kaybedeceği endişesinden yeni öcü masalları anlatıyor ya da anlatılan öcü masallarının peşine takılıyorlar.

Bu da bonus.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ha yok AKPnin neden diktatörlük rejimi kurduğunu düşündüğümüzü merak ediyorsan milyon kere tartıştık zaten bu forumda tekrar yazmanın manası yok di mi saçma bahanelerle görevden alınan savcıları, aralarından ergenekondan tutuklananları, yasaysa yasa çıkarırız ne olacak tavırları ve daha nicesi. akp demokrasi ile başa geldik orası şüphesiz ama elindeki kuvveti karşıtlarını sindirmek için kullanıyor bu da şüphesiz, bu hususta da yasa ve polis ile oyuncak gibi oynamaktan çekinmiyor.

Nazi almayası resmen :/ (ironiyi görmeyip de qqlamayın sakın)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

throine said:

Güzel tespit. İlk zamanlar askeriz birbirimizi kollarız durumu vardı, buna güveniyorlardı. Sonra birbirleini sırtından hançerlediler, ispiyonladılar. :)


Bazı askerler başta buna güveniyor olabilir o dönemlerde açıkçası çok takip etmedim. Ama zaten sonunda bu davanın sadece darbeciler ve askerlerle ilgili olmadığı anlaşıldı.

throine said:

"sahte delil" olayı da bunlardan biri. binlerce delilden 2 cd'deki tarihe takmışlardı kafayı ama baktılar ondan da umut yok.


Hangi binlerce delilden bahsediyorsun? Kafasına esen savcıları, milletvekillerini, gazetecileri şüpheli diye içeri tıkıp haftalarca aylarca tutuyorlar. Tek çıkan garip belge de CDler değil. Ayrıca olayı iki CDdeki tarihe takmışlardı diye yorumlamak en basit manasıyla saflık. Bu dava o kadar boka sardı ki, bu işten çıkarı olan insanlar bir şekilde sahte deliller yaratmaya çalışıyor. Telefona eklenen asker numaraları, Cdlerin sahte delil olduğuna dair raporların göz ardı edilmesi, tutarsız belgeler. Bu dava bu kadar boka batmışken hala inatla devam etmeye çalışıyorlar, onların da işine geliyor çünkü. İsmailağa cemaatine dava mı açtı savcı, silahlı terör örgütü de, davayı elinden al (sonra olmadığı ortaya çıksın, ki zaten bariz) savcıyı ergenekondan içeri tık, oh ne güzel hayat.


throine said:

Yine güzel tespit. Öyle bir hava yaratmaya çalıştılar ki gören muhalefet edeni ergenekondan içeri alıyorlar sanacak.. Ulusalcı kanal/gazeteler el birliğiyle böyle bir hava vermeye çalışıyorlar.


Tek parti diktatörlüğü değil demokrasi ile geldi başa ben ondan çok şüphe etmiyorum. DP'de zamanında demokrasi ile gelmişti bu başa ama aynen tek parti döneminde olduğu gibi muhalif profesörler ve gazeteciler işlerinden edilmişti. Şimdi benzerlerini AKP yapıyor yargı ve polis yoluyla.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

"Gülay Göktürk" said:

Hani bütün o süreçleri birebir izlemesek;

Mustafa Balbay'ın darbeci paşalarla nasıl birlikte iş tuttuğunu, kalemini onların hizmetine vermekle kalmayıp bir de başarılı bir darbe yapmak için nasıl akıllar verdiğini kendi günlüklerinden okumasak;

Günlüklerden hiç bahseden yok. :) Ergenekon yok, darbeciler yok diyenler eminim bu günlükleri de okumamışlardır. Günlükten bahsedince bir anda üç maymunu oynuyorlar.

"Gülay Göktürk" said:

Odatv'de dönen dolapları, yapılan yayınları, Soner Yalçın ya da Yalçın Küçük gibilerin karanlık ilişkilerini bilmesek, biz bile inanacağız karşımızda "basın kahramanları" olduğuna.
Darbeci gazetecilerden basın kahramanları yaratmayı başardılar ya, pes doğrusu!

bunu bilmeyen yok zaten.

"Gülay Göktürk" said:

Şimdi herkes unutmuş görünüyor; Mustafa Balbay, Şenuygur ve ekibini Hilmi Özkök'e karşı kışkırtmak için ne diyordu, bir hatırlayalım isterseniz: "Sizin bir numara ile sizin kafanızdakileri yapmak çok zor", "Siz tamam, bütün kuvvet komutanları tamam, bloksunuz ama üstünüz olmayınca olmuyor, önce orada bir şey yapmak lazım."

Bir ülke düşün ki kendine gazeteci diyen adam askerleri darbe yapmaları için kışkırtıyor. Hatta darbe öyle yapılmaz böyle yapılır paşam diye akıl bile veriyor.

Sonra bu adamaa da basın kahramanı deniyor. Böyle şeyler ancak Türkiye'de olurdu zaten. :)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

fact 1 AKP'nin gittikçe kötüleştiği daha da kötüleştiği
fact 2 Karşı kutbun bu daha kötüyü daha daha kötü göstererek dramatize etmeye çalıştığı , toplumda infial yaratarak kendisine destek toplama teşebbüsü.

Benim gözümde bütün olanlar antidemokratik iki gücün bir diğerinin hatalarını vurgulayarak kendini aklama çabasıdır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

throine said:

Sonra bu adamaa da basın kahramanı deniyor. Böyle şeyler ancak Türkiye'de olurdu zaten. :)


Bütün bu yazdıklarında basit bir mantık hatası var hepsini aynı çerçevede toplayabilirsin. Davanın içine sahte deliller karışmasını eleştirmek mantıklı çünkü o süregelen davanın bozulduğunun işareti.

Balbay darbeci midir bilmem, açıkçası günlükleri okumadım sadece içinde yazıldığı söylenen şeyleri gördüm haber sitelerinden. Bir darbeciyi savunmak gibi bir niyetim de yok umarım en kısa sürede bu ülkeden misyonerlerle beraber temizlenirler. Fakat gel gelelim ki ortada sonuçlanmamış bir dava var. Böyle durumlarda her zaman "dava sonuçlanmadan konuşuyorsunuz" diye insanları suçlayan AKPliler ve AKP yanı liberaller, dava sonuçlanmadan insanları suçlamakta bir sakınca görmüyorlar yani öyle mi? Birileri ergenekon iddianamesindeki tutarsızlıkları eleştirince "o sadece daha iddianame, oraya herşey koyulur" diyorsunuz. Fakat iş sonuçlanmamış bir davaya ve yasal kesinliği belirlenmemiş bir kanıda dayanarak insanları pis darbeci olarak suçlamaya gelince koşa koşa gidiyorsunuz. Yiyeyim senin de bu kadının da liberalliğini. Bu davaya delil yerleştirmeye çalışan insanlar olduğu olan olaylardan ortaya çıkıyor (artık kimdir onu bilemem) bu durumda insan şu aşağıdakini okuyunca da doğal olarak şüpheleniyor

said:
16 Mart 2009 günü tempo24.com.tr internet haber sitesinde yayınlanan ve Mustafa Balbay'ın bilgisayarından elde edildiği ileri sürülen günlüklerde, İlhan Selçuk ve diğer Cumhuriyet Gazetesi yazarları ve bazı komutanlar ile birlikte 2000-2005 yılları arasında askeri darbe planları yaptığı iddia edilmektedir.[10] [11]
18 Mart 2009 günü Bağımsız Tunceli Milletvekili Kamer Genç, Mustafa Balbay'a ait olduğu iddia edilen günlüğü, TBMM gündemine taşıyarak bu günlüğün Balbay'a ait olduğunun nasıl ve hangi delillerle kanıtlandığını öğrenmek istedi ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanıtlaması istemiyle Halen tutuklu bulunan Mustafa Balbay'ın bu konuda ifadesi alınmış mıdır? Halen açıklanmamış bir iddianamede yer alan bu günlükler, kimler tarafından basına sızdırılmıştır? Sorumlular hakkında ne gibi işlem yapılmıştır? diye sordu.[12][13] Başbakan soru önergesini yanıtlamadıysa da önergenin üzerinden 19 ay geçtikten sonra Sanayii ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün tarafından bu dava sürmekte olduğu için bu soruların yanıtlarının açıklanamayacağı şeklinde TBMM genel kurulunda sözlü olarak yanıtlanmıştır.

24 Mart 2009 günü avukatı aracılığıyla bir açıklama yapan Balbay, kendisine ait olduğu ileri sürülen günlüklerle ilgili olarak, "Medyada tartışılan şekilde bir günlüğüm yoktur. Birbirinden farklı notlar montaj yapılarak birileri tarafından işlenmiş, yorumlar eklenmiş ve tahrif edilmiştir" dedi.[15] [14]


Madem bu dava sürmekte Throine, sonuçlanmamış bir davanın iddianamesine bakıp insanlara darbeci diyen bir kadını mı savunuyorsun?

dip not: yukardaki yazı wikipediadan alıntıdır, ilgili haber kaynakları ve referansları orda var
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

throine said:

"Gülay Göktürk" said:

Ergenekon sanıkları, tutuklamalar ilk başladığında, bir süre eski silah arkadaşlarına bel bağlamışlardı. Yakın bir zamanda Genelkurmay'ın yeniden kükreyip sivil iradeyi ve yargıyı ürküteceğini ve geri adım attıracağını umuyorlardı. O umut boşa çıktı.

Güzel tespit. İlk zamanlar askeriz birbirimizi kollarız durumu vardı, buna güveniyorlardı. Sonra birbirleini sırtından hançerlediler, ispiyonladılar. :)

"Gülay Göktürk" said:

Ondan sonraki dönemde, iddianameleri hukuki açıdan çürütme işine ağırlık verdiler. Buldukları bazı yargılama hatalarını abartarak kullandılar ama o kadar çok delil, o kadar çok belge ve tanık vardı ki ortada, hukuki mücadeleyle bir yere varamayacaklarını çabuk anladılar.

"sahte delil" olayı da bunlardan biri. binlerce delilden 2 cd'deki tarihe takmışlardı kafayı ama baktılar ondan da umut yok.


"Gülay Göktürk" said:

İşte o zaman bugünkü psikolojik harekât geldi gündeme: Eğer AK Parti yönetiminin tek parti diktatörlüğüne dönüştüğüne dostu-düşmanı inandırabilirlerse, kendileri de bu diktatörlüğe karşı yükselecek muhalefetin arasına karışabilir; "AK Parti diktatörlüğünün ezdiği mağdurlar" haline gelebilirlerdi.

Yine güzel tespit. Öyle bir hava yaratmaya çalıştılar ki gören muhalefet edeni ergenekondan içeri alıyorlar sanacak.. Ulusalcı kanal/gazeteler el birliğiyle böyle bir hava vermeye çalışıyorlar.


"Gülay Göktürk" said:

Kimi bu planı göremediğinden, kimi aydın olmayı ille de iktidara muhalif olmak sandığından, kimi daha baştan beri generallerin yargılanmasını hazmedemediğinden, kimi AK Parti'ye karşı duyduğu tarihi antipatiden, geniş bir kesimi ise Türkiye'deki rejim değişikliğinin yarattığı altüst oluşta (ayakların baş oluşu) kendi imtiyazlı sosyal konumunu kaybedeceği endişesinden yeni öcü masalları anlatıyor ya da anlatılan öcü masallarının peşine takılıyorlar.

Bu da bonus.

şu yazdıkların o kadar komik ki.

sahte delil olayı için 2 tarih diyorsun hala, sayfalarca tutarsızlık var. söyleyince ya dinlemiyorsun, ya verecek cevap bulamayıp kaçıyorsun, yada yok efendim şakirtcan dedin ık bık hakaret edenle konuşmam diye kıvırıyorsun.

muhalefet edeni içeri alıyorları mı kaldı yahu. elinde yetki bulunduran akplilerin yapmadığı kalmadı hala aynı koltuklarında oturmaya devam ediyorlar. milli eğitim bakanı, sağlık bakanı, enerji bakanı, ösym başkanı, btk başkanı say say bitmiyor saçmalayan. rahat rahat haber bile yapamıyor çoğu gazeteci hala atıp tutuyorsun sen.

2 tarihmiş. lafa bak ya.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Hatırlarsınız, aynı öcü masalları Demokrat Parti için de anlatılmıştı. Menderes ve arkadaşlarının Türkiye'yi hızla "faşist bir diktatörlüğe doğru götürdüğü" masalına hâlâ inananlar var bu ülkede, hatta belki gençleri kıyma makinesinden geçirdiğine inananlar bile var. Oysa o gün Menderes Hükümeti'nin yaptığı üç beş hatadan faşist bir diktatörlük manzarası çıkarmak ne kadar abes ise bugün de AK Parti Hükümeti'nin bazı hata ve zaaflarından "tek parti diktatörlüğü ya da korku imparatorluğu" tablosu çıkarmak o kadar abes ve gerçek dışı.


Haha yuh be. "Demokrat" parti ve yargının üstündeki tahkikat komisyonu için bu satırları yazan bir insanın akpyi savunması normal, nazi almanyası levelinin altıni diktatorluk saymıyor demek ki kendisi =P
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

throine said:

4 sayfayı şöyle bir okudum. yazıdan başka her şey tartışılmış.

throine denmiş
pornocu bu kadın denmiş
cari açık denmiş
troll denmiş
özelleştirme denmiş
atatürk denmiş
alevi denmiş
kayıp trilyon denmiş.
ibiş bile denmiş.
heykel denmiş
yetmemiş yazıyı bırakıp yazının yayınlanma tarihine takmışız.
ismet inönü denmiş
tarkandaki ahtapot denmiş
vatan haini denmiş
i. melih gökçek denmiş


kısacası yazıyla ilgili olmayan her şey konuşulduğuna göre kadın bu yazısında göte göt demiş.

ekleme yapalım.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

çünkü yazının başlığında hata var,
sadece bu dava değil güncel diğer örneklerede bakınca 15 sene öncesinin aynı baskıcı rejimini görebiliyoruz.

Tabi ki bu seni etkilemediği için hoşuna gidiyo olabilir, ama ucu zamanla sana da dokunabilir. Bizim endişemiz bu.

Bugün, aralarında hesaplaşıyorlar. Bu konuyla pek ilgilenmiyorum.
Ama yarın, bir ihaleye girdiğim için beni asılsız delillerle içeri alabilir bu adamlar,
aynı şekilde, sen kendi hakkını ve aileni savunurken birden yoktan var olan deliller ve suçlamalar yüzünden yıllarca hapis yatabilirsin.
Biz( ben ) buna karşıyız.Zaten bir sonraki seçimde durumun vahamiyetini görecek adamlar, oy kaybını hep beraber burdan izlicez.Bütün liberal kanadını kaybettiler çünkü.

Neyse olay uzarda farklı bir boyuta getirilmeye çalışınırsa toplumsal refleksin en sertiyle karşılaşabiliriz, bu fanboy mücadelesinden çok gelecek konusunda endişeli ebeveynler mücadelesine girer, ki 4+4+4 yasasında gördüğümüz gibi.

Hükümetin bu tavrını değiştirmesi lazım. Gerçi bana kalsa anayasanın ve seçim sisteminin baştan aşağı değişmesi lazım
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ardeth said:

Balbay darbeci midir bilmem, açıkçası günlükleri okumadım sadece içinde yazıldığı söylenen şeyleri gördüm haber sitelerinden. Bir darbeciyi savunmak gibi bir niyetim de yok umarım en kısa sürede bu ülkeden misyonerlerle beraber temizlenirler.

Benim dediğime geldik. Günlüklerden bahsedince herkes üç maymunu oynuyor demiştim.

Neyse Hasan Cemal'in Milliye'te çok güzel bir yazısı vardı biraz eskilerden bununla ilgili yani günlüklerden bahsedince görmezden gelme olayı vs.
http://www.milliyet.com.tr/Yazar.aspx?aType=YazarDetay&ArticleID=1073312&AuthorID=63&Date=20.03.2009&b=Bir%20kez%20daha%20Balbay%20gunlukleri%20ve%20medyanin%20halleri%20uzerine...&a=Hasan%20Cemal&ver=71
"Hasan Cemal" said:

(1)Balbay günlükleri haberin Allah’ıdır. /// ahah helal

(2) Böylesine büyük bir haberi tümüyle görmezlikten gelmenin gazetecilikte yeri yoktur.

(3) Balbay günlüklerini yok sayan medya yöneticilerinin gazetecilik dersinden alacakları not sıfırdır.

(4) Balbay günlüklerine burun kıvıran ya da haberi kerhen, yasak savarcasına gören gazete yöneticilerinin notu da kırıktır.

(5) Gazeteci milletini de bağlar hukuk. Ama hukukçu değildir gazeteci! Bazen kamu yararı öylesine ağır basabilir ki, bedelini ödemeyi göze alır ve yürüyüp gider gazeteci, eğer gerçekten gazeteciyse...

(6) Ulusal çıkarlar, ulusal güvenlik... Ve gazetecilik, basın özgürlüğü... Avrupa’sı da, Amerika’sı da dahil bizim mesleğin hiç bitmeyen tartışma konusudur bu. Devletler ve hükümetler, bu klişelerin arkasına sığınıp bizim mesleğin kolunu kanadını kırmaya çalışırlar. Bazen başarılı, bazen başarısız olurlar.

(7) Bu bakımdan Türkiye’de ise siyasal iktidarların başarı oranı çok yüksektir. ‘Devletin âli menfaatleri’ dendi mi, bizde akan sular sular durur. Türkiye’de özellikle asker kaynaklı baskı ve ricalar, basın özgürlüğünün alanını fazlasıyla daraltır.

(8) Oysa neyin haber, neyin haber olmadığına karar verecek olan gazetecilerdir; ne iktidar sahipleridir, ne büyük paşalardır, ne de patronlardır.

(9) Mustafa Balbay günlüklerinin içeriği, bir gazetecinin, bir gazete başyazarının ne yapmaması,(veya bir gazetenin ne olmaması) gerektiği konusunda çarpıcı örneklerle doludur. // askerleri darbe yapmaya kışkırtan, darbe öyle yapılmaz böyle yapılır diye akıl bile veren gazeteci bu.. tam türkiyelik.

(9) Bu örnekler, gazeteciyle haber kaynakları arasındaki olağan ilişkinin ne kadar aşıldığını sergiliyor. Bu örnekler, darbe tertipleri konusunda ‘askere hizmet arzı‘nın hüzünlü ipuçlarını veriyor. Bu örnekler, ne yazık ki, darbe tertiplerinde taraf olmanın çizgilerini de taşıyor.

(10) Gazetecilik nedir diye sorduğunuz vakit, gerçek bir gazeteciden ancak, “Balbay günlüklerinde okuduklarınız gazetecilik değildir” diye yanıt alırsınız. /// basın kahramanları onlar, yersen tabi.

(11) Darbeye teşebbüs suçlamasına muhatap olanları, ‘basın özgürlüğü’ne sokarak savunmaya kalkışmak ise bir başka yanlıştır, talihsizliktir. // tam olarak yapılmak istenen de bu. darbecileri basın kahramanı yapmaya çalışıyorlar.

(12) Tayyip Erdoğan iktidarı Türkiye’de ‘sivil darbe’ kotarıyor, buna karşı ‘askeri darbe’ meşru ve haklıdır diyenleri biliyorum. Onlara karşı yıllardır elimden geldiğince demokrasi mücadelesi veriyorum. Bu yazı bu gibiler için değil.

(13) Bu yazı daha çok kafası karışıklar için; laiklik ve demokrasiden yanayım derken darbeseverlik çizgisine düşenler için...
Cumhuriyet gazetesindeki selefim ve gazetecilikte benim elimi tutanlardan biri olan Genel Yayın Müdürü rahmetli Oktay Kurtböke‘nin böyleleri için sempatik bir deyimi vardı:

Safoşlar!
Balbay günlükleri inşallah böylelerinin ayılmasına, uyanmasına yol açar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Yav yazı baştan fail, kadın darbeciden basın kahramanı yarattılar diye serzenişte ama daha dava bitmemiş. darbeci olduğu yasal olarak kanıtlanmamış birini gazetelerde boy boy darbeci diye lanse ediyor, üstelik basına sızmamış olması gereken deliller yoluyla.

hadi arkadaş arasında, forumda tartışıyor olsan neyse fikrini belirtiyorsun ama gazetecisin ve insanlar okuyor bunu, sonra gelip foruma böyle konu açıyorlar görüldüğü üzere. Rezaletin önde gideni resmen, gazeteciliğin yüz karalarından resmen.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...